• Sonuç bulunamadı

Akut miyokard infarktüslü hastalarda trombolitik tedavi ve birincil perkütan giriflimin ST segment rezolüsyonu aç›s›ndan karfl›laflt›r›lmas›

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Akut miyokard infarktüslü hastalarda trombolitik tedavi ve birincil perkütan giriflimin ST segment rezolüsyonu aç›s›ndan karfl›laflt›r›lmas›"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Trombolitik tedavi, uzun bir süreden beri akut miyokard infarktüsü (AM‹) tedavisinde kullan›lmaktad›r. Fakat, bu tedavinin, infarktla ilgili arterde tekrar ak›m› sa¤la- makta yetersizlik, rekürren iskemi, reinfarkt ve fliddetli kanamalar gibi önemli dezevantajlar› vard›r

(1-2)

. Bu s›- n›rlamalar, alternatif yöntem aray›fllar›n› gündeme getir- mifltir. AM‹’de birincil PC‹’nin, koroner anatomiyi ta- n›mlamas› ve infarkt iliflkili arterde yüksek T‹M‹ 3

ak›m sa¤lamas› önemli avantaj›d›r. Trombolitik tedavi ile birincil PC‹’yi karfl›laflt›ran randomize çal›flmalar›n metaanalizinde; ölüm, reinfarkt, inme ve intrakraniyal kanama s›kl›¤›n›n PC‹ grubunda daha düflük oldu¤u saptanm›flt›r

(3-6)

. Ancak, hem trombolitik ajanlarla hem de PC‹ ile baflar›l› rekanalizasyon elde edilmesine ra¤- men, az›msanm›yacak kadar çok hastada, miyokardial doku düzeyinde reperfüzyon sa¤lanamamakta ve o böl-

Akut miyokard infarktüslü hastalarda trombolitik tedavi ve birincil perkütan giriflimin ST segment rezolüsyonu aç›s›ndan karfl›laflt›r›lmas›

Emine ÇAKÇAK (*), ‹smail ERDEM (*), Nurten SAYAR (*)

Dr. Siyami Ersek Kalp-Damar Cerrahi Merkezi, Kardiyoloji Klini¤i, Dr.*

KL‹N‹K ARAfiTIRMA Kardiyoloji

ÖZET

ST segment de¤iflikliklerinin miyokardial doku perfüzyonunun derecesiyle yak›n iliflkide oldu¤u gösterilmifltir. Akut miyokard infarktüsünde trombolitik sonras› komplet ST segment rezolüs- yonu, düflük mortalite ve daha iyi sol ventriküler fonksiyonlar- la birliktedir. Biz çal›flmam›zda, akut ST elevasyonlu M‹ tan›s›

al›p trombolitik (streptokinaz) veya birincil perkütan giriflim tedavi yöntemlerinden biri uygulanan hastalarda, bu iki tedavi yönteminin, miyokardial doku reperfüzyonunun iyi bir göster- gesi olan ST segment rezolüsyon derecesine etkilerini karfl›lafl- t›rd›k.

Çal›flmaya ST elevasyonlu miyokard infarktüsü ile baflvuran 113 hasta al›nd›. Birincil perkütan giriflim veya trombolitik uygulanan hastalar›n ifllem öncesi ve sonras› 180. dakikada çekilen EKG’lerinde toplam ST segmentleri her hasta için he- saplanarak farklar› al›nd› (delta). Bu delta de¤erleri her iki grup için karfl›laflt›r›ld›.

Birincil PC‹ grubunda ortalama delta de¤eri 5.44±2.2 mV iken, trombolitik grubunda bu de¤er 3.88±1.9 idi. ‹ki de¤er aras›ndaki istatistiksel fark belirgin derecede anlaml› idi (p<0.0001).

Akut miyokard infarktüslü hastalar›n tedavisinde perkütan ko- roner giriflimin, miyokardiyal doku perfüzyonunun bir göster- gesi olan ST segment rezolüsyonunu, trombolitik tedaviden daha fazla sa¤lad›¤›n› gördük.

Anahtar kelimeler:Birincil perkütan giriflim, trombolitik, ST segment rezolüsyonu

SUMMARY

Percutan coroner approach versus thrombolytic approach in management of patients diagnosed with MI ST-segment changes have been shown to correlate with myo- cardial tissue perfusion. Complete ST-segment resolution after thrombolysis in acute myocardial infarction is associated with lower mortality and better left ventricular function. The main goal of this study was to determine whether PCI and throm- bolytic therapy achieve comparable reperfusion rates, as evi- denced by ST-segment resolution.

We were analyzed 113 patients diagnosed MI with ST segment elevation. Patients managed with both percutan intervention and thrombolytic approach were evaluated according to their EKG premanaged and EKG postmanaged 180. second. The difference of ST segment elevation on premanagement EKG and postmanagement 180. second EKG called “delta”.

Delta was compared in both managed group. Delta was 5.44±2.2 mV in managed with primer percutan approach, 3.88±1.9 mV in managed with thrombolytic approach. The difference in these two groups was significant istatistically (p<0.0001).

We concluded that percutan coroner approach was better than thrombolytic approach in management of patients diagnosed with MI.

Key words:Primary percutan coroner approach, thromboly- tic, ST-segment resolution

Göztepe T›p Dergisi 20(1):1-4, 2006

1

ISSN 1300-526X

(2)

gede büyük bir infarkt geliflimi riski devam etmektedir.

Miyokardial doku düzeyinde perfüzyonun olmad›¤›n›

gösteren en iyi göstergelerden biri EKG’de ST segment elevasyon rezolüsyonunun olmamas›d›r

(7-9)

. Yüksek kalan ST segmenti, klini¤e düflük ejeksiyon fraksiyonu ve artm›fl mortalite olarak yans›maktad›r

(10)

. Normal epikardial koroner ak›ma ra¤men azalm›fl miyokardial reperfüzyonun birçok nedeni vard›r. Mikrovasküler spazm, endotel hücresinde fliflme, interstisyel ödem, mikrovasküler bütünlü¤ün bozulmas›, küçük damarlar›n trombosit ve lokositlerce t›kanmas› bafll›ca nedenlerdir.

Bu nedenlerden en önemlileri embolizasyon ve insutu tromboz oluflmas›d›r

(11-12)

. Biz çal›flmam›zda, akut ST elevasyonlu M‹ tan›s› al›p trombolitik (streptokinaz) ve- ya birincil perkütan giriflim tedavi yöntemlerinden biri uygulanan hastalarda, bu iki tedavi yönteminin, miyo- kardial doku reperfüzyonunun iyi bir göstergesi olan ST segment rezolüsyon derecesine etkilerini karfl›laflt›rd›k.

MATERYAL ve METOD

Merkezimiz acil servisine, Aral›k 2003-Nisan 2004 tarihleri aras›nda baflvuran ve acil serviste yap›lan de¤erlendirmede AM‹ tan›s› koyularak birincil perkütan revaskülarizasyon ve- ya trombolitik tedavi ifllemlerinden biri uygulanan 113 olgu incelendi. AM‹ tan›s› afla¤›daki kriterlerden en az ikisinin var- l›¤›nda koyuldu: (1) Otuz dakikadan uzun süren gö¤üs a¤r›s›, (2) EKG de ard›fl›k iki derivasyonda en az 1 mm ST segment yükselmesi, yeni oluflmufl Q dalgas› veya yeni geliflmifl sol dal blo¤u, (3) kreatin kinaz enzim düzeyinin normalin 2 kat›na ç›kmas› veya MB formunun totalin % 5'inden fazla olmas›.

Hastalar›n 52’sine birincil balon anjiyoplasti uygulan›rken, 61’ine trombolitik tedavi olarak streptokinaz uyguland›. Her iki ifllem de tüm hastalarda a¤r›n›n ilk 6 saati içinde uyguland›

ve a¤r›n›n bafllang›c›ndan 6 saat sonra acile gelen hastalar ça- l›flma d›fl› b›rak›ld›. Trombolitik tedavi 2.6±1.4 saat içinde uy- gulanmaya bafllanm›fl, PTKA ise 3.2±2.7 saat içinde yap›lm›fl- t›r (p=AD). Yafl ortalamas› birincil PCI grubunda 55±10.24, trombolitik grubunda 56±9.37 (p de¤eri anlaml› de¤il) olup, yafl aral›¤› 35-78 idi. Hastalar›m›z›n klinik, demografik özel- likleri ve hastane içi komplikasyonlar›, klinik kay›tlar›n›n in- celenmesiyle elde edildi ve Tablo 1’de özetlendi.

EKG analizi: ST segment elevasyon miktar›, J noktas›ndan 20 ms sonraki ST elevasyonu al›narak ölçüldü. Toplam ST ele- vasyonu, anterior M‹’larda DI-aVL,V1-V6 derivasyonlar›n- dan, inferiyor M‹’larda DII-DIII-aVF, V5-V6 derivasyonlar›n- dan hesaplanarak ölçüldü. ‹skemik ST segment elevasyonu net de¤erlendirilemeyen dal bloklu hastalar çal›flma d›fl› b›ra- k›ld›. ST segment ölçümleri, hasta baflvurusunda ve uygulanan tedavi yönteminden 180 dakika sonra çekilen EKG’leri üze- rinden yap›ld›. Her hasta için, tedavi öncesi ve tedavi sonras›

180. dakikadaki, toplam ST elevasyon miktarlar› hesaplanarak farklar› “delta” olarak al›nd›.

Perkütan revaskülarizasyon yöntemi: Tüm hastalara ifllem ön- cesi aspirin (300 mg), tiklopidin (2x250 mg/gün) verildi. Giri-

flim s›ras›nda iv. bolus 10.000-15.000 IÜ heparin verildi. ‹fl- lem s›ras›nda yap›lan kontrollerle aktive edilmifl p›ht›laflma zaman› (ACT) >300 saniye olmas›na dikkat edildi. ‹fllem son- ras› ise 5-10 gün süre ile 15.000 IÜ/gün düflük molekül a¤›r- l›kl› heparin (nadroparine, deltaparine) verildi. Giriflim s›ra- s›nda gerekti¤inde intrakoroner nitrogliserin ve verapamil kul- lan›ld›. Konvansiyonel yöntemle önce koroner anjiyografi ya- p›ld›. ‹nfarktüsten sorumlu damar tesbit edilerek konvansiyo- nel anjiyoplasti tekni¤iyle 7F k›lavuz kateter aorta-koroner os- tiuma yerlefltirildi. Koroner arterde lezyon distaline k›lavuz tel yerlefltirildi. Sorumlu lezyona lezyonun durumuna göre PBA yap›larak lümen aç›kl›¤› sa¤land›ktan sonra veya birincil di- rekt stent implante edildi. Giriflim sonras› T‹M‹ ak›m› ≤ 2 olan olgularda ak›m intrakoroner verapamil ve nitrogliserin ile dü- zelmiyorsa infüzyon kateteri (Cordis) ile lezyon distaline geçi- lerek distal koroner damar yata¤›na verapamil verilerek ak›m düzeltilmeye çal›fl›ld›. Buna ra¤men ak›m› düzelmeyen olgu- larda GpIIb/IIIa reseptör antagonisti (Tirofiban, Merck Sharp&Dohme) kullan›ld›. Kardiyojenik flok, sol kalp yeter- sizli¤i, hipotansif seyreden veya yayg›n ön duvar infarktüsü olan olgularda intraaortik balon pompas› deste¤i sa¤land›. ‹fl- lem sonras› olgular koroner yo¤un bak›m ünitesine al›nd›.

Trombolitik tedavi protokolü: 1.5 milyon Ü streptokinaz (SK), 100 ml serum fizyolojik veya % 5 dekstroz içinde eritilerek infüzyon pompas› ile 60 dakikada verildi. SK verilmesi s›ra- s›nda sistolik kan bas›nc› 90 mmHg alt›na inen olgularda, ilaç kesilerek serum fizyolojik ve pozisyon deste¤i verilerek kan bas›nc› yükseltildikten sonra infüzyona tekrar baflland›.

‹statistiki de¤erlendirmeye 113 olgu al›nd›. Sürekli say›sal de-

¤erler ortalama ± standart sapma ve kategorik (nominal) de-

¤erler yüzde (%) ile ifade edildi. Niceliksel verilerin karfl›lafl- t›r›lmas›nda normal da¤›l›m gösterenlerde student-t testi, nor- mal da¤›l›m göstermeyen parametreler içinse Mann Whitney U testi kullan›ld›. Niteliksel verilerin karfl›laflt›r›lmas›nda ise ki-kare testi ve Fisher exact ki-kare testi kullan›ld›. Sonuçlar

% 95 güven aral›¤›nda, anlaml›l›k p<0.05 düzeyinde de¤erlen- dirildi. Tüm istatistiksel hesaplamalar Windows SPSS 12,0 program› kullan›larak yap›ld›.

BULGULAR

Hastalar›m›z›n temel klinik ve demografik karakteristik- leri Tablo 1'de özetlendi. Tabloda da görüldü¤ü gibi, her iki grup aras›nda yafl, cinsiyet ve infarktüsün lokali- zasyonu ve koroner ateroskleroz risk faktörleri yönün- den farkl›l›k saptanmad›.

Tablo 1. Hastalar›n temel klinik ve demografik özellikleri.

Yafl Erkek Kad›n Anteriyor MI

‹nferiyor MI Sigara kullan›m›

Hipertansiyon Diabetes Mellitus

Primer PCI (n:52) 55±10.24 44 (% 85) 8 (% 15) 32 (% 61) 20 (% 39) 39 (% 75) 17 (% 32) 7 (% 13)

P a.d a.da.d a.da.d a.da.d a.d Trombolitik (n:61)

56±9.37 51 (% 84) 10 (% 16) 32 (% 52) 29 (% 48) 44 (% 72) 18 (% 29) 11 (% 18)

Göztepe T›p Dergisi 20(1):1-4, 2006

2

(3)

Tedavi yöntemi olarak

birincil

PC‹ uygulanan hastalar›n, ifllem öncesi toplam ST elevasyon miktar› ortalamas›

8.90±2.5 mV iken, ifllem sonras› 180. dakikadaki top- lam ST elevasyon miktar› ortalamas› 3.46±1.0 mV’du.

Trombolitik grubunda ise bu de¤erler ifllem öncesi 9.68

±1.7 mV ve ifllem sonras› 5.80±1.9 mV idi. Her hasta- n›n ifllem öncesi ve ifllem sonras› toplam ST elevasyon miktarlar›n›n farklar› al›narak, her hasta için Delta de-

¤eri belirlendi ve bu de¤erler her iki grup için karfl›laflt›- r›ld›.

Birincil

PC‹ grubunda ortalama delta de¤eri 5.44

±2.2 mV iken, trombolitik grubunda bu de¤er 3.88±1.9 idi. ‹ki de¤er aras›ndaki istatistiksel fark belirgin dere- cede anlaml› idi (p<0,0001). Tablo 2 ve fiekil 1.

TARTIfiMA

Miyokard infarktüslü hastalarda, ST segment rezolüsyo- nu, kolay elde edilebilen, güvenilir bir prognostik fak- tördür. Uygulanan tedaviden 180 dakika sonra komplet ST segment rezolüsyonu gösteren hastalar, belirgin bir

flekilde daha düflük erken ve geç kardiyak mortalite oranlar› gösterirler

(8-10)

. Baflar›l› epikardial damar re- perfüzyonuna ra¤men, persistan ST elevasyonu göste- ren hastalarda, kontrast ekokardiyografi ve PET ile ya- p›lm›fl incelemelerde miyokardiyal doku perfüzyonun yetersiz oldu¤u gösterilmifl ve bu hastalar›n azalm›fl sol ventriküler fonksiyonlar› ve artm›fl mortalite oranlar›na sahip olduklar› gösterilmifltir

(13)

. AM‹ sonras› antegrad koroner ak›m›n sa¤lanmas› miyokardiyal nekrozu s›n›r- lar

(14)

. Reperfüzyonun iskemik miyokard fonksiyon bozuklu¤unu önledi¤i bilinmektedir

(15)

. Bununla bir- likte, baz› çal›flmalarda epikardiyal koroner arterde nor- mal ak›m›n sa¤lanmas›na ra¤men sol ventrikülde bekle- nen fonksiyonel iyileflmenin olmad›¤› gösterilmifltir

(11)

. Perkütan koroner giriflimlerde koroner arterde ak›m› en- gelleyen diseksiyon, mekanik engel, distal emboli ol- maks›z›n sorumlu arterin aç›lmas›na ra¤men miyokardi- yal perfüzyonun sa¤lanamamas› “no-reflow” fenomeni olarak tan›mlan›r

(16)

. No-reflow tan›s›, ST segment re- zolüsyonu, kontrast ekokardiyografi, TIMI miyokard ak›m›, intrakoroner Doppler guide-wire, manyetik rezo- nans görüntüleme ve PET gibi yöntemlerle konabilir

(17-18)

. ST segment rezolüsyonu, miyokardial reperfüz- yonun duyarl› bir fizyolojik belirleyicisi olarak kabul edilmifltir

(7-8)

.

Akut miyokard infarktüsünde, giriflimsel tedavinin trombolitik tedaviye göre önemli avantajlar› vard›r. Ye- terli deneyim flart›n›n sa¤land›¤› ve kap›-ifllem zaman›- n›n 90 dakikan›n alt›nda oldu¤u olgularda, ölüm, rein- farktüs ve hemorajik inmenin birincil perkütan giriflim grubunda % 42 azald›¤› saptanm›flt›r (p<0.001)

(4-6)

. AM‹’de giriflimsel tedavinin bu üstünlü¤üne ra¤men, T‹M‹-3 ak›m› sa¤lanan hastalar›n üçte birinde baflar›l›

doku perfüzyonu gerçekleflmemektedir. T‹M‹-3 ak›ma ra¤men yetersiz doku perfüzyonu, distal embolizasyon ve insitu trombus oluflumuna ba¤lanm›flt›r. Akut miyo- kard infarktüslü hastalarda doku perfüzyonunun de¤er- lendirilmesinde basit, ancak duyarl› bir yöntem olan ST segment rezolüsyonunu, birincil perkütan giriflim ve trombolitik uygulanan AM‹’l› olgular›m›zda karfl›laflt›r- d›k. Daha önce yap›lm›fl çal›flmalardaki perkütan koro- ner giriflimin mortaliteyi azalt›c› etkisine parelel bir fle- kilde, bizim olgular›m›zda da perkütan koroner giriflim uygulanan grupta toplam ST rezolüsyonu anlaml› olarak daha fazla bulundu.

Sonuç olarak, akut miyokard infarktüslü hastalar›n teda- visinde perkütan koroner giriflimin, miyokardiyal doku

Tablo 2.

Delta Birincil PC‹

Trombolitik

Ortalama 5.44 3.88

S.D 2.27 1.95 P<0.0001.

N 52 61

61 52

N =

Tedavi

trombolitik primer PTCA

STSegmentRezolüsyonu

10

8

6

4

2 0

fiekil 1.

E. Çakçak ve ark., Akut miyokard infarktüslü hastalarda trombolitik tedavi ve birincil perkütan giriflimin ST segment rezolüsyonu aç›s›ndan karfl›laflt›r›lmas›

3

(4)

perfüzyonunun bir göstergesi olan ST segment rezolüs- yonunu trombolitik tedaviden daha fazla sa¤lad›¤›n›

gördük.

KAYNAKLAR

1. Ryan TJ, Antman EM, Brooks NH: 1999 update: ACC/AHA gu- idelines for the management of patients with acute myocardial infarc- tion. A report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines. (Committee on Mana- gement of Acute Myocardial Infarction) J Am Coll Cardiol 34(3):890- 911, 1999.

2. Gersh BJ: Optimal management of acute myocardial infarction at the dawn of the next millennium. Am Heart J 138(2 Pt 2):S188-202, 1999.

3. Ryan TJ, Anderson JL, Antman EM: ACC/AHA guidelines for the management of patients with acute myocardial infarction. A report of the American College of Cardiology/American Heart Association Task Force on Practice Guidelines (Committee on Management of Acute Myocardial Infarction). J Am Coll Cardiol 28(5):1328-428, 1996.

4. Garcia E, Elizaga J, Perez-Castellano N, et al: Primary angiop- lasty versus systemic thrombolysis in anterior myocardial infarction, J Am Coll Cardiol 33(3):605-11, 1999.

5. The Global Use of Strategies to Open Occluded Coronary Arteries (GUSTO IIb) Angioplasty Substady Investigators. A clinical trial comparing primary coronary angioplasty with tissue plasminogen ac- tivator for acute myocardial infarction. N Engl J Med 336:1621-1628, 1997.

6. Topol EJ: Current Status and Future Prospects for Acute Myocar- dial Infarction Therapy. Circulation 108:III-6-13, 2003.

7. Vaturi M, Birnbaum Y: The use of the electrocardiogram to iden- tify epicardial coronary and tissue reperfusion in acute myocardial in- farction. J Thromb Thrombolysis 10:137-47, 2000.

8. Shah A, Wagner GS, Granger CB, et al: Prognostic implications of TIMI flow grade in the infarct related artery compared with conti- nuous 12-lead ST-segment resolution analysis. Reexamining the "gold standard" for myocardial reperfusion assessment. J Am Coll Cardiol

35:666-72, 2000.

9. Veldkamp RF, Green CL, Wilkins M, et al: Comparison of con- tinuous ST-segment recovery analysis with methods using static elect- rocardiograms for noninvasive patency assessment during acute myo- cardial infarction. Thrombolysis and Angioplasty in Myocardial In- farction (TAMI) 7 study Group. Am J Cardiol 73:1069-74, 1994.

10. Moons KG, Klootwijk P, Meij SH, et al: Continous ST-segment monitoring associated with infarct size and left ventricular function in the GUSTO-I trial. Am Heart J 138:525-32, 1999.

11. Morishima I, Sone T, Mokuno S, et al: Clinical significance of no-reflow phenomenon observed on angiography after successful tre- atment of acute myocardial infarction with percutaneous transluminal coronary angioplasty. Am Heart J 130:239-43, 1995.

12. Michaels AD, Gibson CM, Barron HV: Microvascular dysfunc- tion in acute myocardial infarction: focus on the roles of platelet and inflammatory mediators in the no-reflow phenomenon. Am J Cardiol 85:50B-60B, 2000.

13. Desmet WJ, Mesotten LV, Maes AF, Heidbuchel HP, Mortel- mans LA, Van de Werf FJ: Relation between different methods for analysing ST segment deviation and infarct size as assessed by posit- ron emission tomography. Heart 90(8):887-92, 2004.

14. Grines CL, Browne KF, Marco J, et al: A comparison of imme- diate angioplasty with thrombolytic therapy for acute myocardial in- farction. N Engl J Med 328:673-9, 1993.

15. The GUSTO angiographic investigators: The effects of tissue plasminogen activator, streptokinase, or both on coronary-artery pa- tency, ventricular function, and survival after acute myocardial infarc- tion. N Engl J Med 329:1615-22, 1993.

16. Piana RN, Paik GY, Moscucci M, et al: Incidence and treatment of 'no-reflow' after percutaneous coronary intervention. Circulation 89:2514-8, 1994.

17. Hamada S, Nakamura S, Sugiura T, et al: Early detection of the no-reflow phenomenon in reperfused acute myocardial infarction using technetium-99m tetrofosmin imaging. Eur J Nucl Med 26:208- 14, 1999.

18. Ragosta M, Camarano G, Kaul S, et al: Microvascular integrity indicates myocellular viability in patients with recent myocardial in- farction. New insights using myocardial contrast echocardiography.

Circulation 89:2562-9, 1994

.

Göztepe T›p Dergisi 20(1):1-4, 2006

4

Referanslar

Benzer Belgeler

Çal›flmam›zda; hastanemiz koroner yo¤un bak›m ünitesi (KYBÜ)’ne Ocak 2003 Aral›k 2003 tarihleri aras›nda akut MI tan›- s›yla hospitlize edilen hastalar›n;

Akut evrede kal›c› kalp yetersizli¤i, flok ya da ciddi aritmiler geliflen hastalarda yeni olay riski yüksek oldu¤u için, bu gibi hastalar›n KYB biriminde daha uzun

da özellikle STEMI sonrası tedavi ile ilgili en önemli değişikliktir (Tablo 4). Kılavuzda bu tedavi için kanıt düzeyinin C olarak belirtilmesinden de anlaşılacağı

Çal›flmam›z Türk toplumunda NCEP ATP III’e göre tan›mlanan MS’nin akut M‹’li hastalardaki s›k- l›¤›n›n yüksek oldu¤unu (%45.4) ve MS’li hastalarda primer PKG

Trombolitik t e d av i uygulanmış bir hastada ga st rik ağrı, h ema teme z veya melena veya hemoglobin düzeylerinde düşme halinde safra yollarına kanama da ayıncı

Inferior ve/veya posterior myokard duvarını tutan 27 akut myokard infarktüslü olguda, sağ prekordiyal derivasyonlarda (V 3R -V 6R ) ST segment yükselmesinin akut sağ ventrikül

Trombolitik tedavi sonrası komplet ST segment gerilemesi oranı metabolik send- romlu hastalarda metabolik sendromu olmayan hastalara göre daha düşük bulundu (%32.9-%

Sonuç olarak, hastanemiz acil servisinde AMI tanısı alan hastaların yaklaşık yarısına geç başvuru nedeniyle trombolitik tedavi verilememektedir.. Bu tedavi