• Sonuç bulunamadı

Esansiyel Hipertansiyonlll Hastalarda Egzersiz ile Kalp Hızı Değişkenliği Parametrelerinde

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Esansiyel Hipertansiyonlll Hastalarda Egzersiz ile Kalp Hızı Değişkenliği Parametrelerinde "

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tiirk Kareliyol Dem Arş 2000:28:422-426

Esansiyel Hipertansiyonlll Hastalarda Egzersiz ile Kalp Hızı Değişkenliği Parametrelerinde

Oluşan Değişiklikler

Y. Doç. Dr. Beyhan ERYONUCU, Y. Doç. Dr. Mehmet BiLGE, Y. Doç. Dr. Niyazi GÜLER Yiiziincii Ytl Üniversitesi Ttp Fakiiilesi Kardiyoloji Anabilim Da!t, Van

ÖZET

Ça!tşmamıwt amact esansiyelhipertansiyonlu hastalarda egzersi: ile kalp iıiZI değişkenfiği parametrelerinde mey- dana gelen değişiklikleri saptamak/tr. Bu amaçla 17 ACE

inlıibitor tedavisi altında hipertanstf!ıasta ve 19 1/0mta-

tansif sağ!tk!t kişi a!tnmış, Bm ce protakoliine göre egzer- siz testi yaptlmtş ve aynt anda Ho/ter kayu/an a!tnnuştır.

Test öncesi 5 dakika siiresitıce, tiim test boyunca re test sonrast dinlenme döneminde 5 dakika sfireyle Ho/ter ka- ylllanndan zaman-alan ve frekans-alan kalp lu:ı değiş­

kenfiği parametreleri saptanmtşttr. Tfim olgu/ann egzer- siz testleri negatif idi. Her iki gmp arasmda yaş. cinsiyet.

istiralıat ve maksimum kalp htzlan, egzersiz siireleri re METS değerleri açtsmdanfark!t!tk yokttt. Kalp hı:t değiş­

kenfiği analizi hipertansif hastalarda egzersiz öncesi dö- nemde daha yiiksek sempatik aktiviteyi göstermekle bera- ber egzersiz ile lter iki gmbun kalp lıt:t de,~işkenl(~i para- metreleri arasında fark olnıadı,~tnt göstermiştir.

Anahtar kelime/er: Hipertansiyon, kalp lım de,~işkenli,~i.

egzersiz

Otononı sinir sistemi ile kardiyevasküler olaylar ara-

sında yakın bir ilişki vardır ve otonem sinir sistemi- nin kardiyevasküler sisteme etkisini değerlendirme

yöntemlerinden birisi de kalp hıdeğişkenliği

(KHD) analizidir (1,2). Bu analiz frekans-alan ve za- man-alan yöntemleri ile yapılmakta olup sempatik va parasempatik aktivite indirekt olarak değerlendi­

rilmektedir. Frekans-alan yönteminde güç spektruın

analizi (power spectrunı analysis) kullanılmaktadır.

Bu yöntemde tüm RR aralıklarının varyansı toplam gücü oluşturur. Toplam gücün iki temel bileşeni var-

dır. Frekan0.04-0. 1 S Hz olan bantlar düşük fre-

kanslı, frekansı 0.15-0.40 Hz olan bantlar ise yüksek

frekanslı bantları oluştururlar. şük frekansbant-

ların gücü (LF) sempatik ve vagal aktivasyonun gös- tergesi, yüksek frekanslı bantların gücü (HF) ise va- gal aktivasyonun özgül bir belirleyicisi olarak kabul

Alındığı ıarih: 19 Ocak, revizyon 2 Mayıs 2000

Yazışma adresi: Dr. Beyhan Eryonucu, Yüzüncü Yıl Üniversiıcsi Tıp Fakülıesi, Kardiyoloji AD, Van

Tlf: (0 532) 354 4996 Faks: (0 432) 2 ı 6 8352

Bu çalı_şıııa lll. Ulusal Hipertansiyon Kongresi'nde (20-23 Ekim 1999, Urgüp) sunulıııuşıur.

edilmektedir. LF/HF oranı ise seınpaıovagal denge- nin bir belirleyicisidir ve sempatik sinir sistemi akti- vitesinin indirek bir göstergesidir. Zaman-alan yön- teminde ise tüm normal R-R intervallerinin standarı sapması (SDNN), tüm beş dakikalık inıervallerdeki

normal R-R intervallerinin standart sapmalarının or-

talaması (SDANN), ardışık R-R intervalleri arasın­

daki farkların karelerinin toplaınının ortalamasının

karekökü (RMSSD), ardışık R-R intervalerindeki

farkların 50 ınsn'den fazla oldu intervallerin sayısı

ve tüm nonnal R-R intervallerine oranı gibi paranıel­

reler hıllanılnıaktadır (2.3).

Hipertansiyon, etyopatogenezinde çeşitli faktörlerin rol aldığı ileri si.iri.ilınekle birlikte mekanizması ha- len tanı olarak aydınlatılaınanıış bir klinik durumdur.

Hipertansiyon ile sempatik sinir sisteminin ilişkisi çeşitli yöntemlerle incelenmiştir. Hipertansif hasta- larda normal bireylere göre daha belirgin olan sem- patik sistem aktivitesi saptanmıştır (3-9). Ancak hi- pertansif olgularda KHD'ni inceleyen sınırlı sayıda çalışma olup egzersizle oluşan değişiklikler ise ince-

lenmemiştir.

Çalışmamızda hipertansif hastalarda KHD paramet- releri kullanılarak otonom sinir sistemi aktivitesinin

değerlendirilmesi ayrıca egzersizle olan değişiklikle­

rin incelenmesi ve nonnal bireylerle karşılaştırılması planlanmıştır.

MA TERYEL ve METOD

Çalışınaya treclıııil laboraıuarına koroner kalp hastalığı araştırılması amacıyla treclnıil egzersiz testi (TET) yapıı

mak için başvuran esansiyel hiperıansiyonlu ve norınoıan­

sif olgular alındı. Hastaların hiçbirinele konjeniıal veya valvülcr kalp hastalığı, kardiyonıiyopati, riıın ve ileti bo-

zukluğu veya TET'nin duyarlılığını azaltan dijital gibi ilaç

kullanımı veya elektrolit bozukluğu yoktu.

Tüm olguların analizi sabah 9:00-12:00 saatları arasında

yapıldı. O lgulara TET öncesi Ho! ter takılarak egzersiz ön-

(2)

8. Eryonucu ve ark.: Esonsiyel Hipertansiyon/u Hastalarda Egzersiz ile Kalp Hrzr Değişkenfiği Parametrelerinde Oluşan Değişiklikler

cesi 5 dakikalık dönem, tüm egzersiz dönemi ve dinlenme döneminde 5 dakika süreyle Hclter kaydı yapıldı.

TET rasında iskemik EKG değişikliği, göğüs ağrısı veya nefes darlığı gibi semptomları olmayan, efor kapasiteleri yeterli olan ve hedef kalp hızına ulaşılan olgular çalışmaya alındı. Sonuçta hipertansif grubu 7 si erkek 38±5 yaşlann­

da 17 hasta, normotansif grubu 8 i erkek 43±7 yaşlarında

19 sağlıklı olgu oluşturmuş oldu.

TET Marquette Case 16 cihazı ile Bruce prokolünc göre

yapıldı. Hclter kayıtları dijital kaydedici (Del Mar, Model 483 digicorder) ve 5 elcktrot ile 3 kanallı olarak yapıldı.

Bu kayıtlannın analizi 'Del Mar I-lolter Analysis Systems' ile otomatik olarak yapıldıktan sonra yeniden incelenerek analizin doğruluğu kontrol edildi. Paraziıli bölümler ana- lizden çıkanldıktan sonra test öncesi 5 dakika süresince, tüm test boyunca ve test sonrası dinlenme döneminde 5 dakika süreyle frekans-alan ve zaman-alan yöntenıleri kul-

lanılarak KHD hesaplandı. Frekans alan yönteminde güç spektrumu düşük frekans bantlar için 0.04-0.15 Hz, yük- sek frekanslı bantlar için 0.15-0.40 Hz olarak tanınılandı.

Zaman-alan yöntemi için SDNN (tüm normal R-R inter- valierinin standart sapnıası) RMSSD (ardışık R-R interval- leri arasındaki farkların karelerinin toplanıının ortalanıası­

nın karekökü) parametreleri kullanıldı.

Çalışma gruplarının klinik özelliklerinin karşılaştırılmasın­

da ki kare testi ve bağımsız gruplar için ı testi, KI-ID para- metrelerinin karşılaştırılmasında ise M ann Whitney-U testi

kullanıldı. Egzersiz öncesi KHD parametrelerinin egzersiz ve sonrası dönemle karşılaştırılmasında ise Wilcoxon testi

kulilanı ldı.

BULGULAR

Hipertansif ve normotansif gruplar arasında yaş, cin- siyet, İstirahat ve maksimum kalp hızları, egzersiz süreleri ve METS değerleri gibi klinik ve TET bul-

guları açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık

yoktu (Tablo-1 ).

Hipertansif ve normotansif olguların KHD paramet- releri ve bu parametrelerde egzersizle görülen deği­

şiklikler Tablo-2'de gösterilmiştir.

İki grup arasında R-R intervali açısından iiç dö- nemde de istatistiksel ıdan anlamlı bir farklılık

yoktu. Beklendiği gibi egzersiz ile R-R intervalinde her iki grupta da istatistiksel ıdan anlamlı olarak azalma saptandı (hipertansiflerde 688±1 13 ınsn'den

512±84 msn'ye, p<0.05; normotansiflerde 700±142 ınsn'den 483±59 msn'ye, p<0.05). Dinlenme döne-

ıninde ise R-R intervali egzersiz öncesi dönemle kar-

şılaştırıldığında iki grupta da anlamlı farklılık gös- termiyordu (hipertansiflerde 688± 1 13 ınsn'ye karşı

650±9 1 msn, norınotansiflerde ise 700±142 msn'ye

karşı 661±120 ınsn).

Tablo l. Çalışınaya alınan olguların klinik özellikleri ve tred- mil testi bulguları

Hipertansir Normolansir hastalar kontrol grubu

(n=l7) (n=19)

Yaş (yıl) 38±5 43±7

Cins (erkek/kadın) 7/10 8/11 Tredmil test bulguları

isıirahat kalp hızı (/dakika) 89±14 83±16 Maksimum kalp hızı (/dakika) 156±11 149±17

isıirahat SKB (mmHg) 138±12 129±13

Maksiınal SKB (mmHg) 163±24 154±18

isıirahat DKB (mmHg) 83±13 78±10 Maksimal DKB (mmHg) 105±8 103±7 Egzersiz süresi {dakika) 8±1 8±1

METS değeri 9±1 9±1

Sonuçlar ortalama ± standart sapma olarak gösterilmiştir. iki grup için yaprlan tiim karşrlaştrrmalarda aniamir farkirirk .wptan-

mamrşffr. SKB= Sisto/ik kan basrrıcr, DKB= Diastolik kan l!asrncr

Gruplar karşılaştırıldığında SDNN ve RMSSD üç dönemde de istatistiksel ıdan anlamlı farklılık gös- termedi (SDNN için; egzersiz öncesinde hipertansif- lerde 41 ±22 msn normotansiflerde 53±27 msn, eg- zersiz döneminde hipertansiflerde 60±22 msn nor-

ınotansiflerde 64±18 msn, dinlenme döneminde hi- pertansiflerde 41 ±3 1 m sn norınotansiflerde 68±30 msn, RMSSD için; egzersiz öncesinde hipertansif- lerde 33±33 m sn normotansiflerde 25± 1 Omsn, eg- zersiz döneminde hipertansiflerde 27±20ınsn normo- tansiflerde 21± 16 m sn, dinlenme döneminde hiper- tansiflerde 25±23msn normotansiflerde 24± 1 2msn, Liim karşıltırmalarda p>0.05). Egzersiz ile oluşan değişiklikler incelendiğinde egzersiz dönemi egzer- siz öncesi dönemden her iki grupta da farklılık gös-

terıniyordu (SDNN hipertansiflerde 41 ±22 ınsn'den

60±22 msn'ye, normotansiflerde 53±27 ınsn'den

64( 18 msn'ye, RMSSD hipertansiflerde 33(33 msn'den 27±20 msn'ye, normotansiflerde 25± 1 O msn'den 21±16 msn'ye, tüm karşılaştırmalarda p>0.05)

HF zaman-alan parametreleri ile aynı özelliği göste- riyordu. Egzersiz ile oluşan değişiklikler egzersiz öncesi dönemden farklılık göstermiyordu (hipertan- siflerde 52±76 msn2'den 43±48 ınsn2'ye p>0.05, nor-

(3)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2000; 28:422-426

Tablo 2_ Hipertansir ve normolansir olgularda kalp hızı dcğişkenliği pan:ımetrelerinde egzersizle meydana gelen değişiklikler-

Hipertansir hastalar Normolansir kontrol grubu Egzersiz

Egzersiz Egzersiz Egzersiz

Egzersiz Egzersiz

Oneesi Sonrası Oneesi Sonrası

RR (ms) 688±113 512±84# 650±91 700±142 483±59# 661±120

SDNN (ms) 41±22 60±22 41±31 53±27 64±18 68±30

RMSSD (nıs) 33±33 27±20 25±23 25±10 21±16 24±12

LF (nıs2) 730±634 86±6<JI# 170±112 112±79** 53±54# 175±148

HF(nıs2) 52±76 43±48 58±82 71±63 54±65 62±49

LF/HF 5.3±4.4 1.5± ı.<JI# 3.5±3.5 2.5± 1.4" 2.4±3.1 5.4±4

Sonuçlar ortalama± standart sapma olarak gösterilmiştir. Hiperwnsiflerle karşt!aştmldt,~lltda *p<0.05. **p<O.OI. Eg:ersiz Ö11cesi dönem- le karşt!aştmldtğllıda #p<0.05, ##p<O.OI. RR=R-1? ililervali SDNN= Tiim normal R-1? ililerva/lerinin standart sapmast. RMSSD=Arcltştk R- R ililerva/leri arasiltdaki farklamı karelerinin toplallllll/ll orw/amaSII/111 karekökii. LF= Frekanst 0.04-0.15 olan diişiikfrekanslt lıantla­

giicii, HF= Frekanst 0.15-0.40 Hz olan yiiksekfrekanslt bant/ann giicii

motansiflerde 71±63 msn2'den 54±65 msn2'ye, p>0.05). Gruplar karşılaştırıldığında HF üç dönemde de istatistiksel açıdan anlamfarklılık göstermiyor- du (egzersiz öncesinde hipertansiflerde 52±76msn2 normotansiflerde 71±63msn2, egzersiz döneminde hi pertansi flerde 43±48msn2 normotans i flerde 54±65msn2, dinlenme döneminde hipertansiflerde 58±82msn2 normotansiflerde 62±49msıı2, tüm karşı­ laştırmalarda p>0.05).

LF ve LF/HF hipertansif olgularda normotansiflere göre egzersiz öncesi dönemde istatistiksel ıdan anlamlı olarak yüksek idi (LF için 730±634 msn2'ye karşı 1 1 2±79 msn2, p<O.O 1, LF/HF için 5.3±4.4 ye karşı 2.5± 1.4, p<0.05). Ancak egzersiz ve dinlenme döneminde her iki grup arasında farklılık

yoktu (LF; egzersiz döneminde hipertansiflerde 86±69 msn2 normotansiflerde 53±54 msn2, dinlenme döneminde hipertansiflerde 170± 112 msn2 normo- tansiflerde 175±148 msn2, LF/HF; egzersiz döneminde hipertansiflerde 1 .5±1 .9 norınotan­

siflerde 2.4±3.1, dinlenme döneminde hipertansif- lerde 3.5±3.5 normotansiflerde 5.4±4, tüm karşı­

laştırmalarda p>0.05). Egzersiz ile LF de her iki grupta da anlamlı olarak azalma saptandı (hipertan- siflerde 730±634msn2'den 86±69 ınsn2'ye, p<O.O 1, norınotansiflerde 112±79 ınsn2'den 53254 msn2'ye, p<0.05). Ancak egzersiz ile LF/HF oranında hiper- tansiflerde anlam olarak azalma görülürken (5.3±4.4'den 1.5± 1.9'ye, p<O.O 1 ), normotansiflerde

anlamlı değişiklik yoktu (2.5± 1.4 den 2.4±3.1 ye,

p>0.05).

TARTIŞMA

Çalışmamızda hipertansif hastalarda İstirahat döne- minde normotansif olgulara göre daha belirgin olan sempatik aktivite KHD parametreleri kullanılarak gösterilmiştir. Ancak KHD parametrelerinde egzer- sizle ortaya çıkan değişikliklerin normotansif olgu- lardan herhangi bir farkı olmadığı görülmüştür.

Oıonom sinir sisteminin kardiyevasküler sisteme et- kisi uzun zamandan beri bilinmekle olup bu etkiler

çeşitli yöntemlerle gösterilmiştir. Beyaz gömlek hipertansiyonu kan basıncına kortikal ve emosyonel faktörlerin etkisini gösteren bir bulgudur. int- raarteryel kan basıncının izlendiği hastalarda heki- min odaya girmesi ile dördüncü dakikada en fazla olmak üzere kan basıncında artış olduğu, on dakika sonra ise bazal düzeye indiği saptanmıştır (4). Ayrıca mental stresin kan basıncını artırdığı da bilinmekte- dir. Benzer olarak, kan basınnın ve kalp hızının

günlük sirkadyen ritme sahip olması otonem akıi­

viteye ayrı bir delildir. Çünkü otonomik aktivitenin en düşük düzeyde olduğu gece boyunca kan basıncı

ve kalp hızında paralel bir şme söz konusudur (5,10).

Kalp sempatik ve parasempatik sistemler tanı­

ndan kontrol edilmektedir. Atropin gibi bir ilaçla parasempatik aktivitenin kaldırılması ile kalp hızı

da meydana gelen artış beta blokerler ile kalp hızın­

da meydana gelen azalmadan oldukça fazladır. Bu bulgu kalp üzerinde parasempatik aktivitenin daha baskın olduğuna ait bir bulgu olarak kabul edil- mekred ir (9).

(4)

B. Eryomtcu ve ark.: Esansiye/Niperransiyonlu Hasw/arda Egzersiz ile Kalp J-Im De,~işkenliği Parametrelerinde Oluşan De,~işiklikler

Hipertansif ve norınotansif olgularda isıirahat plaz- ma noradrenalin düzeyi benzerdir. Fakat egzersiz sı­

rasında noradrenalin düzeyi hipertansiflerde daha yüksektir. Ayrıca plazma acirenalİn düzeyi yüksek olan kişilerde egzersize kan basıncı cevabı daha yük- sek olup bu kişilerde sol ventrikül hiperirofisi daha belirgindir (7), Ancak plazma noradrenalin klirensi

azalmış olan kişilerde plazma noradrenalin düzeyi yüksek olabileceğinden plazma noradrenalin kon- santrasyonunun sempatik tonusu yansıtmayacağı ile- ri sürülınüştür. Bu nedenle Esler ve arkadaşlarının

sinir larından noradrenalin düzeyini ölçerek yap-

tıkları çalışmada hipertansif olgularda noradrenalin düzeyi yüksek bulunmuştur (ı ı, ı 2). Başka bir çalış­

ınada benzer olarak, plazma kalekolamin düzeyini

yansıtan bulgulardan biri olarak kabul edilen platelet kalekolamin düzeyi hipertansiflerde daha yüksek bu-

lunmuştur< ı 3).

Hiperkinetik sınırda hipertansiyoncia başlangıçtaki

hemodinamik değişiklikler normal vasküler rezistans ile birlikte kareliyak output ve kalp hızı arıışıdır. Bu

artmış sempatik ve azalmış parasempatik tonusla il- gili bir değişikliktir. Daha sonraki hipertansif dö- nemde ise periferik rezistans daınarların ve kalbin adaptif yapısal değişikliklerinin sonucu artmış peri- ferik rezistans ve normal output söz konusu olup bu dönemde artmış sempatik aktivite daha az belirgin- dir. Ayrıca hiperkinetik sınırda hipertansiyonlu olgu- larda otonomik blokaj ile kan basıncmm normale

döndüğü saptanmıştır. Hipertansiyon ileriediğinde

ise hiperkinetik dolaşım daha az belirgin olup beta blokaja olan cevap azalma eğilimindedir (ı4). Julius ve ark. hiperkinetik sınırda hipertansif hastalar ile

norınotansif sağlıklı bireyleri karşılaştırdıkları çalış­

malarında, hipertansillerde kalp zmı yüksek olarak

saptamışlardır. Her iki gruba da atropin ve intrave- nöz propranolol vererek otonom sistem kontrolünü

kaldırdıktan sonra her iki grubun da kalp hızında ar-

ş saptanmış ve gruplar arasındaki kalp hızı farklılı­

ğmm kaybolduğu görülmüştür. Benzer olarak artan dozlarda verilen isoproterenol ile hipertansif grupta daha az kalp hızı artışı saptanmış ve aradaki farklılı­

ğm kaybolduğu gözlenmiştir. Buradan yola çıkarak isıirahat kalp hızmdaki farklılığın otonom aktivitede- ki değişiklikten meydana gelebileceği düşünülmüş­

tür (9).

Hipertansiyoncia KHD'ni inceleyen sınırlı sayıda ça-

lışma vardır. KHD analizi ile hipertansiflerde bizim

sonuçlarımıza benzer şekilde, sempatik aktivitenin daha yüksek ancak parasempatik aktivitenin daha

düşük olduğu saptanmıştır. Beta bloker tedavisi son-

rasında LF de azalma HF de ise artma saptanmıştır cıs,ı6). Diğer bir çalışınada ise hipertansiflerde LF'nin sirkadiyen ritminin bozulduğunu ve normo- tansif bireylerden daha yüksek olduğunu saptamış­

lardır (ı7). Langewitz ve ark. hipertansiflerde daha

düşük parasempatik aktivite saptaınışlar ve düzenli egzersiz gibi vagal tonusu artıran durumların bu me- kanizma ile hipertansiyondaki olumlu etkilere yol

açtığmı ileri sürmüşlerdir cısı.

Egzersiz esnasında önce vagal uyarı azalmakta daha sonra ise beta adrenerjik stimülasyonla kalp hızı art-

maktadır (9). Bu artış ile birlikte KHD'nin spektral analizinde total güçte azalma olduğu dolayısıyla

LF'de azalma olabileceği bilinmektedir. Vagal akti- vite artışı ise total güç artışı ile birliktedir. Dolayı­

sıyla sempatik aktivite artışı bazen LF'de azalma ile birlikte seyretmektedir cı9). Bizim çalışmamızda hi- pertansif hastalarda normal kişilere benzer şekilde

LF'de azalma görülmüştür. Bulgularımız önceki ça-

şmalarda hipertansif hastalarda ilaçlarla otonom si- nir sisteminin aktivitesinin bloke edilmesiyle elde edilen sonuçlarla uyumluluk göstermektedir. Çünkü egzersizin neden olduğu vagolitik ve sempomimetik etki sonuçta hipertansif ve norınotansif olgularda benzer otonom aktivitenin ortaya çıkınasma neden

olmuştur.

Sonuç olarak KHD analizi İstirahat döneminde hi- pertansif hastalarda daha yüksek sempatik aktiviteyi göstermekle beraber egzersiz ile hipertansif hastalar- da KHD parametrelerinde oluşan değişikliğin nor- motansiflerden farklı olmadığını göstermiştir. Egzer- siz ile hem hipertansif hem de norınotansif hastalar- da oluşan vagolitik ve sempatoınimetik etkinlik ben- zer olarak KHD parametrelerinde değişiklik yap- maktaci ır.

KAYNAKLAR

1. Barron HV, Lesh MD: Autonomic ncrvous system and sudden cardiac death. J Am Coll Cardiol 1996; 27:

1053-60

2. Task Force of European Society of Cardiology and the

Norıh American Society of Pacing and Electrophysiology:

Heart ratc variability, standards of ıneasureıncnt, physiolo- gical intcrpreıaıion and elinical use. Circulation 1996: 93:

1043-65

(5)

Tiirk Kardiyol Dem Arş 2000; 28: 422-426

3. Ori Z, Monir G, Weiss J, Sayhouni X, Singer DH:

l·ieart rate variability: Frequency domain analysis. Cardiol

C lin 1 992; 10: 499-533

4. Mancia G, Grasso G, Sertinieri G, et al: Effccts of blood pressuı·e measurcmeııt by the cloctor on the patient's blood pressure and hearı rate. Laııcet 1983; 2: 695-8 S. Furlan R, Guzzetti S, Crivellaro W, et al: Continuous 24-hour assessment of the neural regulation of systemie arterial pressure and RR variabilities in ambulanı subjecıs.

Circulation 1990; 81:537-47

6. Julius S, Jaınerson K: Sympathetics, insulin resisıance

and coronary risk in hypertension: chicken and egg questi- on. J Hypertens 1 994; 12: 495-502

7. Saitoh M, Miyakoda H, Kitaınuı·a H, et al: Cardio- vascular and syınpatheıic nervous response to dynamic exercise in patienıs wiıh essential hypcrtension. Intern Me- dicine 1 992; 3 1: 606-6 1 O

8. Julius S: Abnormalities of autonomic nervous control in human hyperıension. Cardiovasc Oru gs Ther 1 994; 8 (su pp! 1 ): 1 1-20.

9. Julius S, Pascual A, London R: Role of parasympat- hetic inhibition in the hyperkinetic type of borderline hypertension. Circulation 1971; 44: 413-8

10. Verdecchia P, Schillaci G, Guerrieri M, et al: Circa- dian blood pressure changes and left ventricular hyperı­

rophy in essential hypertension. Circulation 1990; 8 1: 528- 36

1 ı. Julius S, K ra use L, Schork N, et al: Hyperkineıic

borderline hypertension in Tecumseh, Michigan. 1 Hyper-

ıens 1991; 9:77-84

12. Esler M, Jennings G, Lambert G: Noradrenaline re- lcase and the pathophysiology of primary human hyperten- sion. Am J Hypertens 1 989; 2: 140S-146S

13. Kjeldsen SE, Zweiner AJ, Petrin J, Weder AB, Ju·

lius S: Sympathetie ncrvous system involvenıenı in essen-

ıial hypertension: Increased platelet noradrenaline coinci- cles with decreased beıa adrenoreceptor responsiveness.

Bloocl Press 1994; 3: 164-71

14. Amerena J, Julius S: The role of the autononıic ner- vous system in hypertension. Hypertens Res Clin Exp 1995; 18:99-110

lS. Guzzetti S, Piccaluga E, Casati R, et al: Sympaıheıie

predominance in essenıial hyperıension: A study emplo- ying spectral analysis of heart rate variability. J Hypertens

1988; 6:711-7

16. Kohara K, lgase M, Maguchi M, Fukuoka T, Kita- mi Y, Hiwada K: Autonomic nervous funcıion in essenli- al hypertension in the elderly. Evaluaıion by power specı­

ral analysis of heart rate variability. Am J Hyperten 1996;

9: ı 084-9

17. Guzzetti S, Dassi S, Pecis M, et al: Altereel patıern of circadian neural control of heart period in mild hypertensi- on. J Hyperıens 1991; 9: 831-8

18. Langewitz W, Ruclclel H, Schachingcr H: Reclucecl parasympathetic carcliac control in patienıs with hyperten- sion at rest anel u neler mental stress. Am Heart J 1 994;

127: 122-8

19. MalHani A, Pagani M, Loınbanli F, Cerutti S: Car- diovascular neural regulation explored in the frequency domain. Circulation 199 1; 84: 1482-92

Referanslar

Benzer Belgeler

Amaç: Bu çalışmamızda kronik kalp yetersizlikli anemik has- talarda tek başına intravenöz demir tedavisinin egzersiz kapa- sitesi ve kardiyak fonksiyonlar üzerine

Comparative hemodynamic, left ventricular functional, and antiad- renergic effects of chronic treatment with metoprolol versus carvedilol in the failing heart.. Lotze U, Kaepplinger

Hastalara standart kardiyovasküler otonomik nöropati (KON) testleri, Bruce maksimal tredmil testi, 24 saatlik Holter-EKG monitörizasyonu, zaman ve frekansa ba¤l› kalp

Koroner anjiografide epikardiyal koroner arterleri normal olarak değerlendirilen ancak koroner kan akım hızı yavaş ve yaş ortalamalan 52 .8±11.4 yıl olan 29 ( 16 E,

Ahmet Hayri DURMUŞ (İstanbul Ticaret Üniversitesi, Öğretim Üyesi), Prof.. Suat GEZGİN (İstanbul Üniversitesi, Öğretim

• Dalışlarda derin nefes alarak uzun zaman bu havayı kullanmak , vücudu alıştırmadan aletli veye aletsiz derin dalışlar yapmak,su altında sık sık nefes alıp

Sağlıklı çocuklarda kalp hızı değişkenliğini değerlendiren çalışmalardan birinde yaş aralığı 1-20 olan 106 sağlıklı çocukta SDNN ve SDANN değerleri

Egzersiz sırasında kalp atım hızı ile iş gücü arasındaki kırılma noktasının anaerobik eşik ile olan uygunluğu gösterilmekle birlikte (10-12) bazı çalışmalar