İSKİ eski Genel Müdürü Dursun Ali Çodur 'İstanbul DSİ'nin hatalı projesi yüzünden bu halde. Melen'e öncebaraj yapılmalı sonra hat çekilmeliydi.'
Dursun Ali Çodur, daha önce Cumhuriyet Gazetesi'nin gündeme getirdiği, 20 Ekim tarihinde Melen Suyu'nun Ömerli Barajı'na ulaşmadığı iddiasını doğruladı. Melen projesinin tamamlanmadığının, söz konusu tarihten itibaren
Ömerli'deki günlük su tüketimine bakılarak da görülebileceğini dile getiren Çodur, "çalışma bitseydi barajlardaki düşüş o kadar olmazdı. Ömerli Barajı hâlâ boş, 15-16 milyon metreküp suyu var. Oysa Ömerli 220 milyon metreküp su olması gereken bir baraj" dedi.
Melen projesinin ilk halinin 2005'te bitirilmesinin öngörüldüğünü anlatan Çodur, o proje gerçekleşemeyince Yeşilçay Regülatörü'nü içine alan başka bir güzergâh belirlendiğini kaydetti. Çodur, ilk proje bitirilemediği için ek masraf yapılarak başka bir hat belirlenmesini eleştirerek " Yağmur iyi yağarsa Melen işimize yarar. Aksi takdirde bize bir faydası olmaz. DSİ projede hata yaptı" dedi.
'BARAJ YAPILMALIYDI'
Çodur, Yeşilçay Regülatörü'ne kış aylarında çok su gelmesine karşın basma kapasitesi düşük olduğu için suyun büyük bir kısmının denize gittiğini anlattı. O noktada baraj yapılarak kışın gelen suyun tamamının tutulması gerektiğinin altını çizen Çodur, "Baraj olsa 300 milyon metreküplük suyu güvenli bir şekilde kullanabilirsiniz. Oraya baraj yapmayıp regülatörü kullandılar. Yeşilçay'a gelen Sungurlu ve İsaköy derelerinin olduğu yerlere 2 baraj kurulması gerekiyordu. DSİ'ye, bize verin, bunu yapalım, dedim. DSİ buna izin vermedi" diye konuştu.
Projenin başında önce Melen'e baraj yapıp sonra bir hat inşa edilmesi gerektiğini anlatan Çodur, 2005 yılında ana proje bitirilmediği için İstanbul'un bugün su sorunu yaşadığını dile getirdi.
Dursun Ali Çodur, İSKİ'nin yalanladığı Terkos Barajı'na deniz suyu basıldığı iddialarına açıklık getirdi. Acil durumlarda Terkos Barajı'na Karadeniz'den su basıldığını ifade eden çodur, " Terkos, daha fazla yatırım
gerektirmediği için deniz suyu deşarj sisteminin kurulabileceği en uygun yer. Deniz suyu çok tartışmalı bir konu. Biz buna daha önce başlasaydık çok sorun çıkardı. Bunlar birilerine kaynak aktarmak istiyorlar, derlerdi. Böyle bir krizin ayak sesleri gelmeden kimse bu işe sıcak bakmazdı. çok zor bir karardı, haksız yere suçlanırdık. Gördüğümüz
tehlikeyi kamuoyuna nasıl aktaracaktık ki? Kimseyi inandıramazdık" diye konuştu. çodur, Alibeyköy'de geçen aylarda yaşanan su baskınının İSKİ tarafından ıslah edilen yerde meydana gelmediğini anlatarak "Derenin dışındaki bir yerde, bağlantı noktasında bakım-onarım eksikliği nedeniyle bir tıkanma olmuş. Su baskını, tıkanma yüzünden. Sarıyer'de taşkının olduğu yerdeki ıslahı ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, şu anki İSKİ Genel Müdürü'nün o dönem başında olduğu bölüm yaptı" dedi.
Çodur, Küçükçekmece Gölü'nün de artık havza olmaktan çıktığını, sıfır noktasına kadar bina yapıldığını, imar planlarının da buna göre hazırlandığını söyledi. Anıtlar Kurulu'nun, Küçükçekmece Gölü doğal lagün olduğu için denizle bağlantısının koparılmasına izin vermediğini de anımsatan çodur, "Bağlantıyı kesemeyince su havzası olarak kullanılması imkânsız. Zaten oraya gelen suyu hemen üstündeki Sazlıdere Barajı tutuyor" diye konuştu.
Cumhuriyet 22.12.2007