• Sonuç bulunamadı

programında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yazar Bekir Coşkun'un Hürriyet gazetesindeki köşesinde Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül için, "O benim Cumhurbaşkanım olmayacak&#34

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "programında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yazar Bekir Coşkun'un Hürriyet gazetesindeki köşesinde Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül için, "O benim Cumhurbaşkanım olmayacak&#34"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20 Ağustos 2007 akşamı Kanal D'de yayınlanan Uğur Dündar'ın sunduğu "Arena" programında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, yazar Bekir Coşkun'un Hürriyet gazetesindeki köşesinde Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül için,

"O benim Cumhurbaşkanım olmayacak" diyen sözlerini eleştirirken kullandığı ifade büyük tepki yarattı. Hiç bir demokratik yönetimde ve toplumda yeri olmayan "ya sev ya terk et" ifadesi ve Başbakan'ın üslûbuna yönelik tepkiler artarak sürüyor...

Kanal D'de önceki akşam (20 Ağustos) Uğur Dündar'un sunduğu "Arena" programına katılan Başbakan Erdoğan, Coşkun'un sözlerine, "Maalesef edep adap bilmeyenler de var. Bunu diyenler önce Türkiye Cumhuriyeti

vatandaşlığından çıkması lazım. Cumhurbaşkanı kim olursa olsun hepimizin cumhurbaşkanı" şeklinde yanıt verdi.

Hürriyet gazetesinin 15 Ağustos 2007 tarihli sayısında "O benim 'Cumhurbaşkanım' Olmayacak..." diyen Coşkun,

"...Ve artık kimse 'laik devlet'ten söz edemez. Dincilerin, bu ülkeye el koyma ve karşı devrimi gerçekleştirme planları aksamadan tıkır tıkır yürüyor..." Siyasi İslam'ın bir adım daha attığını, devleti tesettürün temsil edeceğini ve bundan böyle orduların başkumandanının Abdullah Gül olacağını savunan Coşkun, yazısını "...Doğrusunu isterseniz

'Göbeğini kaşıyan adam'ın zaferidir bu... Abdullah Gül tam ona göredir.Zaten onun cumhurbaşkanı olacaktır. Benim değil...." sözleriyle tamamlamıştı.

BEKİR COŞKUN: "GİDECEK BAŞKA YERİM YOK"

“Elinizi vicdanınıza koyun, bir başbakana bu söz yakışıyor mu” diye soran yazar Bekir Coşkun, bugünkü yazısında

"Gidecek yerim yok" diyor. Coşkun, Başbakana yanıtını "...Başbakan "çek git" diyor. Gidemem. Doğrusunu isterseniz bu toplumun göz göre göre dinimizi siyasete alet edenlerin peşine takılması, boşa giden yazılarım, o yalnız kalma duygusu... Benim gidecek başka bir yerim yok..." sözleriyle verdi.

TGC BAŞKANI ERİNÇ: "İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İLE BAĞDAŞMIYOR"

Başbakan Erdoğan'ın Coşkun'a yaptığı "O zaman çık vatadandaşlıktan" sözlerinin "Türkiye’nin demokratik

gelenekleriyle, çok seslilik istekleriyle ve ifade özgürlüğü kavramıyla bağdaşmayan bir yaklaşım" olduğunu açıklayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, devlet yöneticileri, bürokratlar ve yargının kendilerine yönelik şok edici sözlere dahi hoşgörülü olmaları gerektiğini belirtti.

Erinç, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin bunu gerektirdiğini belirtti.

"BABANIN ÇİFTLİĞİNDEN Mİ KOVUYORSUN?"

Başbakana bir tepki de Hürriyet gazetesinin başyazarı Oktay Ekşi'den geldi. Bugünkü (22 Ağustos) köşesinde yayınladığı "Takke düştü" başlıklı yazısında Ekşi, "Sayın Başbakan’a birileri sormalıdır: 'Babanın çiftliğinden mi kovuyorsun Bekir Coşkun’u?' diye..." şeklinde tepki gösterdi.

ERTUĞRUL ÖZKÖK (Hürriyet Genel Yayın Yön.):

"Uğur Dündar’ın programında Başbakan Erdoğan’ın sözlerini işittiğim zaman, "Keşke hiç söylemeseydi" dedim.

Hatta şunu demesini beklerdim:

"Bekir Coşkun’un eleştirilerini özgürce yazma hakkı vardır. Ben Abdullah Bey’in çankaya Köşkü’ndeki icraatı ile Bekir Bey’i de onu cumhurbaşkanı olarak tanımaya ikna edeceğine eminim."

Evet bunu deseydi, çok daha şık, çok daha ikna edici olmaz mıydı?

Bakın Fransa’da Yeşiller Partisi lideri Irak’a giden bakanlarından "fino" diye söz ediyor, basın bunu olduğu gibi yazıyor, ama bir Allah’ın kulu "Beğenmeyen gitsin" demiyor. "Ya sev, ya terk et" ancak diktatörlere musallat olan bir zihniyet tarzıdır.

"Uzlaşma" arzusuyla yola çıkanların akıllarına bile getirmemesi gereken bir düşüncenin ifadesidir..."

CÜNEYT ÜLSEVER (Hürriyet):

"Başbakan’ın bırakın gazeteci, herhangi bir kişinin vatandaşlığı üzerine hüküm ifade etme hakkı yok. Bu ülkede

(2)

yaşayan herkes bu ülkenin vatandaşıdır ve kimin vatandaş olup olmayacağına da kanunlar karar verir. Bu,

Başbakan’ın haddini aşar. Kaldı ki, seçimlerden önce herkesle kucaklaşma vaadiyle oy alan bir Başbakan’ın kendi partisine oy vermeyenleri hazmedememesi de yine kendisinin bir hazım problemidir."

YALÇIN DOĞAN (Hürriyet):

"Bir, farklı düşünceye karşı böyle bir tepki önce uygar insan davranışıyla bağdaşmaz. İki, siyasetle bağdaşmaz; üç, nezaketle bağdaşmaz. Dördüncüsü de bir Başbakan’ın bir vatandaşına böyle bir tepki göstermeye hakkı hiçbir zaman, hiçbir ülkede yoktur. Ve asla demokratik değildir. Herkesin bu sözleri kınamasını bekliyorum."

İSMET BERKAN (Radikal):

‘Ya sev ya terk et’ sloganı, biliyorsunuz MHP’nin ve ona bağlı çalışan Ülkü Ocakları’nın sloganı. Kimin vatanından kimi kovuyorsunuz? Sizi beğenmeyenleri, eleştirenleri tek tek kovacaksanız, sizin bütün seçim dönemi boyunca eleştirdiklerinizden ne farkınız var? Bir totalitarizmin ilacı başka bir totalitarizm değildir ki, demokrasidir, çokseslilikten korkmamaktır. Çoğulculuğu bir hayat tarzı olarak benimsemektir. Bu ülkede insanların elbette Cumhurbaşkanlarını, Başbakanları, bakanları, parti liderlerini beğenmeme hakları vardır.

HASAN CEMAL (Milliyet):

Böylesi tepkiler, ‘demokrasi kültürü’nün bir parçası değildir, olamaz. Tahammülle, toleransla ete kemiğe bürünür demokrasi.

Bu ülkede eğer demokrasinin bir hayat tarzı olarak gerçekleşmesini istiyorsak... Toplum ve devlet düzenine kutuplaşmanın değil, yumuşamanın damgasını vurmasından yanaysak... O zaman Başbakan Erdoğan’ın da tepkilerine, söylemine özen göstermesinde, diline hakim olmasında yarar vardır.

RUŞEN ÇAKIR (Vatan):

"Başbakan’ın bir cümlesi Gül’ün verdiği tüm uzlaşı mesajlarına, yaptığı bütün siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ziyaretlerine gölge düşürdü, onun imajını ciddi bir şekilde zedeledi. Bu hasarı kimin, nasıl ve ne derece tamir

edebileceğiyse şüpheli. Gül bunu yapabilir mi? İmkansız değil ama çok zor. “Başbakan aslında şunu demek istedi”

gibi teviller de bu saatten sonra pek işe yaramaz. Bu nedenle AKP liderinin açık, net ve tatminkar bir düzeltme

yapması, hatta özür dilemesi kaçınılmaz gözüküyor. Acı olan Erdoğan’ın, demokrasiye aykırı olduğu tartışmasız olan bu sözlerinin, demokrasiden hiç de haz etmediklerini bildiğimiz bazı kişi ve çevreler tarafından fütursuzca

kullanılıyor ve kullanılacak olmasıdır..."

TAHA KIVANÇ (Yeni Şafak):

Tayyip Bey’in tepkisi ağır değil mi? Ağır olmasına ağır tabii. Bunu Bekir Coşkun’un eşi olan hanımefendinin

Fransız asıllı olduğu bilgisiyle, yazana takılmak için de söylemiş olabilir Başbakan... Ancak o tepkiye sebep olan yazı, Başbakan Erdoğan’ın verdiği tepkiden çok ama çok daha ‘ağır’ değil mi? Anayasaya uygun biçimde TBMM

tarafından seçilecek kişiden “Benim cumhurbaşkanım olmayacak” diye söz etmek ne demek? Medyanın şu sıralarda izlediği çizgi çok ilginç; buna ‘post-çölaşan sendromu’ teşhisi koyuyorum ben... Yakınlarda Hürriyet’le ilişkisi kesilen Emin çölaşan, Doğan Medya Grubu’nda belli bir okur talebine cevap veriyordu; onun ayrılığıyla o kontenjan boş kaldı. Boşluğu manşetleriyle doldurmaya çalışıyor ana ve kardeş gazeteler; yazarların kendilerini biraz daha serbest hissettikleri de hemen fark ediliyor. ...Medya açısından ilginç bir döneme girdiğimiz tartışılmaz...

Sesonline 22.08.2007

Referanslar

Benzer Belgeler

Yönetim Kurulu Baş- kanı Rize Valisi Erdoğan Bektaş’ın yanı sıra, Oda- mız Yönetim Kurulu Baş- kanı Şaban Aziz Karameh- metoğlu, Odamız Meclis Başkanı Ömer Faruk

Karbonhidrat ve lipid metabolizması, İnsan neurocranium anatomisi, Hekim ve hasta ilişkisinde etik konular, Tıp alanında temel elektronik bilgi, Reprodüktif genetik, Kromozom

Diş Hekimliği Fakültesine, Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği Bölümlerine, Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Bahçe Bitkileri ve

Sosyal Bilimler Enstitüsü-Temel İslam Bilimleri 2 Eğitim Fakültesi-Sınıf Öğretmenliği(II.Ö) 13 Eğitim Fakültesi-Fen Bilgisi Öğretmenliği 3

Fen-Edebiyat Fakültesi Matematik II.Öğretim Bölümüne, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat I.Öğretim ve II.Öğretim Bölümlerine, Sağlık Yüksekokulu

Ardeşen Turizm Ve Otelcilik Yüksekokulu Turizm Ve Otel İşletmeciliği Bölümü Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Beden Eğitimi Ve Spor Yüksekokulu Beden Eğitimi Ve

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü bünyesinde 2017 Ocak-Şubat aylarıı içerisinde açılan kurs ve

İlköğretim Matematik Öğretmenliği Lisans Programı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Lisans Programı Sınıf Öğretmenliği Lisans Programı Sosyal Bilgiler