• Sonuç bulunamadı

1990’lı yılların ortalarından itibaren medyatikleşme kavramı siyasal iletişim çalışmaları içinde yer almaya başlamıştır. İngilizce medyatikleşmeye karşılık gelen mediatization ve medialization kavramları kullanılmıştır.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1990’lı yılların ortalarından itibaren medyatikleşme kavramı siyasal iletişim çalışmaları içinde yer almaya başlamıştır. İngilizce medyatikleşmeye karşılık gelen mediatization ve medialization kavramları kullanılmıştır."

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

1990’lı yılların ortalarından itibaren medyatikleşme kavramı siyasal iletişim çalışmaları içinde yer almaya başlamıştır. İngilizce medyatikleşmeye karşılık gelen mediatization ve medialization kavramları kullanılmıştır.

1990’lı yılların ortalarından itibaren medyatikleşme kavramı siyasal iletişim çalışmaları içinde yer almaya başlamıştır. İngilizce medyatikleşmeye karşılık gelen mediatization ve medialization kavramları kullanılmıştır.

(3)

Medyatikleşmeye karşılık gelen mediatization ve medialization kavramları arasındaki ayrımı ortaya çıkarmaya çalışan bir eğilim, ilkini gündelik yaşam eylemlerine, ikincisini de kurumsal aktörler düzlemine çekmeye çalışmıştır. Bir başka eğilim ise mediatization’ı; giderek yoğunlaşan teknik ağ, internet ve mobil iletişimin bağlanmasıyla oluşan ve medya ağına kişileri daha yakından bağlayan araç olarak tanımlamış, medialization’ı ise medya içeriklerinin topluma bulaşması biçiminde kısaca ele almıştır.

Medyatikleşmeye karşılık gelen mediatization ve medialization kavramları arasındaki ayrımı ortaya çıkarmaya çalışan bir eğilim, ilkini gündelik yaşam eylemlerine, ikincisini de kurumsal aktörler düzlemine çekmeye çalışmıştır. Bir başka eğilim ise mediatization’ı; giderek yoğunlaşan teknik ağ, internet ve mobil iletişimin bağlanmasıyla oluşan ve medya ağına kişileri daha yakından bağlayan araç olarak tanımlamış, medialization’ı ise medya içeriklerinin topluma bulaşması biçiminde kısaca ele almıştır.

(4)

Anglo Sakson yazın uzun süre belirli bir süreci ifade eden başlık olarak mediatization kavramını kullanırken, Kıta Avrupası (ve İskandinav ülkeleri daha çok medialization üzerinde durmuştur.

Anglo Sakson yazın uzun süre belirli bir süreci ifade eden başlık olarak mediatization kavramını kullanırken, Kıta Avrupası (ve İskandinav ülkeleri daha çok medialization üzerinde durmuştur.

(5)

Toplumsal kültürel değişim unsurlarından biri olarak da kabul edilen medyatikleşme, medya ile toplumsal sistemlerin karşılıklı etkileşimini ve değişimini anlatmaktadır. Medyatikleşmenin;

bireyselleşme, ticarileşme ve küreselleşme gibi “modernliği biçimlendiren meta süreçlerden” biri olduğu da iddia edilmektedir.

Toplumsal kültürel değişim unsurlarından biri olarak da kabul edilen medyatikleşme, medya ile toplumsal sistemlerin karşılıklı etkileşimini ve değişimini anlatmaktadır. Medyatikleşmenin;

bireyselleşme, ticarileşme ve küreselleşme gibi “modernliği biçimlendiren meta süreçlerden” biri olduğu da iddia edilmektedir.

(6)

Siyasetin medyatikleşmesi, siyasal olanın medyanın kurallarına ve işleyişine odaklanması anlamına gelmektedir. Siyasal aktörlerin de görevlerini yerine getirirken medyadan daha çok etkilendiklerini ifade etmektedir.

Siyasetin medyatikleşmesi, siyasal olanın medyanın kurallarına ve işleyişine odaklanması anlamına gelmektedir. Siyasal aktörlerin de görevlerini yerine getirirken medyadan daha çok etkilendiklerini ifade etmektedir.

(7)

Kurumsal ve Toplumsal Konstrüktivist Yaklaşım

Kurumsal yaklaşımda medya kendi kurallarına sahip özgün toplumsal kuruluşlar olarak görülmektedir. Medyatikleşme siyaset, kültür, ekonomi gibi farklı toplumsal alanlarla dolayısıyla da sistemlerle iletişimsel uyumu kapsamaktadır. Bu yaklaşım içerisinde geliştirilen “medya mantığı”, en geniş anlamda medyada görünür olmak isteyen medyatik olmayan aktörlerin yine medyanın kurumsallaşmış biçim ve sahneleme tarzlarına uyumunu ifade etmektedir.

Kurumsal ve Toplumsal Konstrüktivist Yaklaşım

Kurumsal yaklaşımda medya kendi kurallarına sahip özgün toplumsal kuruluşlar olarak görülmektedir. Medyatikleşme siyaset, kültür, ekonomi gibi farklı toplumsal alanlarla dolayısıyla da sistemlerle iletişimsel uyumu kapsamaktadır. Bu yaklaşım içerisinde geliştirilen “medya mantığı”, en geniş anlamda medyada görünür olmak isteyen medyatik olmayan aktörlerin yine medyanın kurumsallaşmış biçim ve sahneleme tarzlarına uyumunu ifade etmektedir.

(8)

Medya mantığı medyanın biçimsel ve içeriksel koşullarına vurgu yapmaktadır. Medya Mantığı, medyanın dramaturjisini,

biçimselliğini, usullerini ve rasyonalitesini kapsamakta, her türden etkinliğin haberleştirilmesinde kullanılmaktadır.

Medya mantığı medyanın biçimsel ve içeriksel koşullarına vurgu yapmaktadır. Medya Mantığı, medyanın dramaturjisini,

biçimselliğini, usullerini ve rasyonalitesini kapsamakta, her türden etkinliğin haberleştirilmesinde kullanılmaktadır.

(9)

İkinci model olan toplumsal konstrüktivist yaklaşım ise, “gündelik yaşam pratiğinin bir parçası olarak medya iletişimi ile toplumsal kültürel değişim arasındaki dönüşümün karşılıklı ilişkisini ve bu pratiklerin değişiminin gerçekliğin iletişimsel inşasının değişimiyle olan ilgisini” (Hepp, 2013: 618) araştırmayı amaçlamaktadır. Bu gerçekliğin farklı mecralardaki iletişimsel inşasının araştırılması anlamına gelmektedir.

İkinci model olan toplumsal konstrüktivist yaklaşım ise, “gündelik yaşam pratiğinin bir parçası olarak medya iletişimi ile toplumsal kültürel değişim arasındaki dönüşümün karşılıklı ilişkisini ve bu pratiklerin değişiminin gerçekliğin iletişimsel inşasının değişimiyle olan ilgisini” (Hepp, 2013: 618) araştırmayı amaçlamaktadır. Bu gerçekliğin farklı mecralardaki iletişimsel inşasının araştırılması anlamına gelmektedir.

(10)

Siyasetin medyatikleşmesi; teatralleşme, Amerikanlaşma,, kişiselleştirme, negatif kampanya, profesyonelleşme gibi kavramlara da göndermede bulunmaktadır. Ulrich Sarcinelli medyatikleşen siyaseti şu şekilde betimlemektedir: “Gelişiminde siyasal, medyatik ve toplumsal gerçekliğin artan biçimde kaynaştığı, siyasetin daha fazla medya üzerinden algılandığı ve siyasal eylemlerin medya sisteminin yasalarına daha güçlü bir şekildeyöneldiği medyasal etki süreci” (1998: 678-679) olarak ele almaktadır.

Siyasetin medyatikleşmesi; teatralleşme, Amerikanlaşma,, kişiselleştirme, negatif kampanya, profesyonelleşme gibi kavramlara da göndermede bulunmaktadır. Ulrich Sarcinelli medyatikleşen siyaseti şu şekilde betimlemektedir: “Gelişiminde siyasal, medyatik ve toplumsal gerçekliğin artan biçimde kaynaştığı, siyasetin daha fazla medya üzerinden algılandığı ve siyasal eylemlerin medya sisteminin yasalarına daha güçlü bir şekildeyöneldiği medyasal etki süreci” (1998: 678-679) olarak ele almaktadır.

(11)

Olumlu ve olumsuz yaklaşımlar söz konusudur. Olumlu yaklaşanlar bu sürecin doğal ve gerekli olduğuna işaret ederler. Medyanın haber gereksinimine karşılık, aktörlerin tanınma, görünür olma ve sesini duyurma beklentilerinin olduğu ifade edilmektedir.

Dolayısıyla medya ile aktörler arasında karşılıklı bir ilişkinin kurulduğu ve iki tarafın yararına bir bakışın ortaya konulduğunun altı çizilmektedir.

Olumlu ve olumsuz yaklaşımlar söz konusudur. Olumlu yaklaşanlar bu sürecin doğal ve gerekli olduğuna işaret ederler. Medyanın haber gereksinimine karşılık, aktörlerin tanınma, görünür olma ve sesini duyurma beklentilerinin olduğu ifade edilmektedir.

Dolayısıyla medya ile aktörler arasında karşılıklı bir ilişkinin kurulduğu ve iki tarafın yararına bir bakışın ortaya konulduğunun altı çizilmektedir.

(12)

Olumsuz yaklaşanlar ise öncelikle araçsallaştırılan medyanın verili güç/iktidar ilişkilerini sağlamlaştıracağı yönündedir.

Medyatikleşmenin, yönetici sınıfın çıkarlarını iletmek, karşıt

çıkarları çok fazla görünür kılmamak gibi sonuçlarının olduğu vurgulanmaktadır. Siyasetin aktarımında yoğun bir biçimde kullanılan teatralleşmenin, sahneleme gibi unsurların siyasal haberciliğin çehresini değiştirdiği, önceliğin içeriklerin eleştirel yansıtılışından çok sunumuna doğru evrildiği belirtilmektedir.

Olumsuz yaklaşanlar ise öncelikle araçsallaştırılan medyanın verili güç/iktidar ilişkilerini sağlamlaştıracağı yönündedir.

Medyatikleşmenin, yönetici sınıfın çıkarlarını iletmek, karşıt

çıkarları çok fazla görünür kılmamak gibi sonuçlarının olduğu vurgulanmaktadır. Siyasetin aktarımında yoğun bir biçimde kullanılan teatralleşmenin, sahneleme gibi unsurların siyasal haberciliğin çehresini değiştirdiği, önceliğin içeriklerin eleştirel yansıtılışından çok sunumuna doğru evrildiği belirtilmektedir.

(13)

Medyatikleşme bütün toplumsal sistemler için geçerli bir kavramdır. En fazla görünür olduğu siyasal alan olması nedeniyle siyasetin medyatikleşmesinden bahsedilmektedir. 1990’lardan itibaren özellikle yaygın bir şekilde gündeme gelen bu kavram siyasetin ve medyanın karşılıklı etkileşimine ve medyanın artan gücüne işaret etmektedir.

Medyatikleşme bütün toplumsal sistemler için geçerli bir kavramdır. En fazla görünür olduğu siyasal alan olması nedeniyle siyasetin medyatikleşmesinden bahsedilmektedir. 1990’lardan itibaren özellikle yaygın bir şekilde gündeme gelen bu kavram siyasetin ve medyanın karşılıklı etkileşimine ve medyanın artan gücüne işaret etmektedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Albert Ellis'in geliþtirdiði bir diðer kognitif model olan Rasyonel Emotif Modele göre sosyal fobikler irras- yonel bir biçimde "iyi performans göstermek zorunda olduklarý"

Siyasi partilerin reklam ve propaganda bütçeleri ise daha çok internet kullanıcıları ve buradan yayın yapan sosyal medya alanlarına kaymıştır (Kaynak Kişi 2, Mart 2019)..

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kitle iletişim araçlarının siyasal iletişim sürecinde profesyonel anlamda kullanılması ve hedef kitlelere ulaşmada etkili bir

Onbirinci Milli Eğitim Şûrasındaki belirlemelere göre, okulöncesi eğitim basamağına öğretmen yetiştiren programlarda alan bilgisi derslerine % 12.5, genel

As physical testbeds are expensive and not easy to access, evaluations of objective MRHOF and OF0 have been conducted in simulation environment. For these simulations, Cooja

Jasa Asuransi Indonesia (Jasindo), and PT. Jiwasraya in the city of Bandung), (3) How the influence of work conflict and leadership behavior on employee performance (study at

• Siyasi partilerin her derecedeki teşkilatı ile grupları her bir cinsiyetin en az %30 oranında temsili ve katılımı esaslarına uygun olarak oluşturulur.

Araştırmanın bağımlı değişkenleri çatışma giderim biçimleri (zorlama, kaçınma, uyma, uzlaşma, işbirliği) ve bağımsız değişkenleri bağımlı-bağımsız