• Sonuç bulunamadı

Total mezorektal eksizyon öncesi ve sonrası cinselve üriner fonksiyonun prospektif çalışması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Total mezorektal eksizyon öncesi ve sonrası cinselve üriner fonksiyonun prospektif çalışması"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Neoadjuvan ve adjuvan kemoterapideki gelişmelere rağmen, kolorektal kanserlerde cerrahi tek küratif teda- vi olarak karşımıza çıkmaktadır ve son yılarda total me- zorektal eksizyon (TME) rektum kanseri için altın tedavi standardı olarak kabul edilmektedir. Onkolojik sonuçla- rın daha iyiye gitmesiyle dışkı tutma, üriner ve cinsel iş- lev gibi fonksiyonel sonuçlar da önemli hale gelmiştir. Bu hastaların yarısından fazlasında cinsel disfonksiyon (işlev bozukluğu), en az üçte birinde üriner disfonksiyon mey- dana geldiği (%30’dan %70’e kadar görülebilmekte) ve bu hastaların yaşam kalitesinin olumsuz yönde etkilendiği belirtilmektedir.

Bu çalışmada; 2008–2014 yılları arasında rektum kan- seri için tedavi edilen 1019 hastanın 150’si ameliyat öncesi ürogenital fonksiyon değerlendirme ölçekleri [Erkekler için Uluslararası Prostat Semptom Skoru (IPSS; International Prostate Symptoms Score) ve Uluslararası Erektil Fonksiyon İndeksi (IIEF; International Index of Erectile Function); ka- dınlar için Bristol Kadın Alt Üriner Sistem Semptom İndek- si (BFLUTS; Bristol Female Lower Urinary Tract Symptoms) ve Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi (FSFI; Female Sexual Function Index)] doldurulmuştur. Ameliyattan 6 ay sonra aynı ölçekler tekrarlanmış ve hastaların 54’ünün (36 erkek ve 18 kadın hasta) verileri bu çalışma için analiz edilmiş.

Laparoskopik rektal rezeksiyon geçiren, metastatik hasta- lığı ve demansı olan hastalar çalışmaya dahil edilmemiş.

Görüntüleme yöntemleri ile hastalarda kanserin yayılımla- rı değerlendirilerek gerekli durumlarda ameliyat öncesi ve sonrası kemoterapi ve radyoterapi uygulanmıştır.

Yaş ortalaması 60.04±12.9 olan kadın ve erkeklerde ameliyat sonrası üriner fonksiyonları ameliyat öncesine göre daha kötü bulunmuş ancak istatistiksel olarak an- lamlı fark bulunmamıştır. Erkek hastalarda ameliyat öncesi üriner disfonksiyon %80.1, ameliyat sonrası %88.9; kadın hastalarda ise ameliyat öncesi üriner disfonksiyon %75, ameliyat sonrası %78 olarak tespit edilmiş. Erkeklerde

ameliyat öncesi erektil disfonksiyon %41.7, ameliyat son- rası %63.9 (%27.8 kötüleşme); kadınlarda ameliyat öncesi

%83.3, ameliyat sonrası %94 oranında (%11.1 kötüleşme) cinsel disfonksiyon olduğu belirlenmiştir. Erkeklerde ame- liyat sonrasında öncesine göre anlamlı düzeyde erektil disfonksiyon fazla, ilişki doyumu ve genel doyumun dü- şük olduğu görülmüş. Kadınlarda cinsel işlev toplam pua- nının ameliyat sonrasında anlamlı oranda düştüğü, ancak ameliyat sonrasında ameliyat öncesine göre FSFI alt boyut puanlarında (istek, uyarılma, lubrikasyon, doyum, orgazm ve ağrı) anlamlı değişiklikler olmadığı tespit edilmiştir.

Bu çalışmada, preoperatif dönemde de kadın cinsel disfonksiyonu çok yüksek bulunmuş olup bunun 50 yaş üzeri kadınların cinsel olarak aktif olmamaları gerektiğine inanılması, cinsel problemler ve cinsellik hakkında konuş- manın ayıp sayılması gibi sosyal sorunlardan kaynaklan- mış olabileceği ifade edilmektedir.

60 yaşın üzerindeki erkek hastaların %60’ından daha fazlası erektil disfonksiyona ve iyi huylu prostat hiperplazi- si nedeniyle üriner disfonksiyona sahiptir. Rektum kanser tedavisi sonrası ürogenital disfonksiyonun nörojenik veya nörojenik olmayan birçok sebebi olabilir. TME sonrası üro- genital disfonksiyonun majör sebebinin otonom sinirlere yaralanma olduğu düşünülmektedir. Nörojenik olmayan sebepler arasında; perivezikal dokularda inflamatuvar değişiklikler, değişen perineal anatomi, immobilizasyon, ağrı sebebiyle perineal relaksasyonun azalması, strese bağlı sempatik hiperaktivitesi sebebiyle mesane boynu- nu açmada başarısızlık, mesane distansiyonu ve yüksek intravenöz sıvı yüklemesi sonucu kontraktilitede azalma veya anestezik ajanların rezidüel etkileri nedeniyle me- sane sedasyonu sayılabilmektedir. Stoma varlığının cinsel fonksiyon üzerine etki ettiği, ancak bu durumu çoğunlukla eşinden ziyade hastanın problem olarak algıladığı cinsel aktivitenin engellendiği belirtilmektedir. Abdominoperi- neal rezeksiyon rezeksiyon (APR) geçiren erkek hastalar

Total mezorektal eksizyon öncesi ve sonrası cinsel ve üriner fonksiyonun prospektif çalışması

KADIN CİNSEL SAĞLIĞI

Androloji Bülteni 2016; 18(67): 296–297

Güncel Makale Özeti

Dulskas A, Samalavicius NE.

Int J Colorectal Dis. 2016 Jun;31(6):1125–30

296

(2)

TME ile rektal rezeksiyon geçirenlerle karşılaştırıldığında cinsel fonksiyonlarının önemli derecede daha kötü olduğu görülmüş. Bu çalışmada APR üriner disfonksiyon için risk faktörü olarak görülmemiştir.

Sonuç olarak; rektum kanseri için cerrahi sonrası cin- sel ve üriner problemlerin yaygın, kadın hastalarda cinsel disfonksiyonun erkeklerden daha yüksek oranda olduğu görülmüştür. Bu da rektum kanser tedavisi sonrası hasta-

lar için cinsel ve üriner disfonksiyonun önemli bir gösterge olduğu ve yaşam kalitesini artırmak için bu konuya daha fazla dikkat çekilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır.

Çeviri

Doç. Dr. Dilek Aygin, Arş. Gör. Özge Yaman Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği AD

Güncel Makale Özeti

KADIN CİNSEL SAĞLIĞI

297

Referanslar

Benzer Belgeler

Ameliyat sonrası hipoksemi ve atelektazi gibi pulmoner komplikasyonların gelişme riski de artmıştır çünkü obes hastaların solunum kaslarının etkinliği azaldığı

Fukuyama konjenital musküler distrofi: Fukuyama konjenital muskuler distrofi (FKMD); daha hafif kaldırım taşı lizensefali, orta-ağır derecede zeka geriliği ve epilepsi,

Finally, the result produced by two algorithms (Cuckoo using SVM and M-Cuckoo using SVM) are compared and proved that M-Cuckoo Search based SVM opinion mining produced more

The methodological system developed for the first time, allows the university to solve the problems of the continuity of innovative knowledge, skills and abilities from generation

the possibility of taking into account the contribution of temperature action to the spectra of the density of energy states in the ZP and in the valence band

The findings from their study reveal that fixed capital formation, labor force participation and public education expenditure are positively cointegrated with the

We measure firm’s value using Tobin’s q, while corporate governance mechanisms comprised of independent directors, the presence of audit committee, the institutional ownership as

Damad Nurettin Paşanın bi­ raderi Cemal sazın müptelâsı olmaktan çıkarak bir belâsı ol­ duğu için yakaladığı tanburu bir türlü elinden bırakmamış ve