8 Bilim ve Teknik NASA’nın, Mars’a yolculuk
süre-sini yarı yarıya azaltarak önümüzdeki on yıl içinde gezegenlere insanlı uçuş devrini açacak bir roket geliştir-mek için ticari bir firmayla anlaşma-ya vardığı açıklandı. NASA’nın Ho-uston’daki Johnson Uzay Merke-zi’yle MSE Teknoloji Uygulamaları Şirketi arasında imzalanan anlaşma, bir plazma roketinin geliştirilmesini öngörüyor.
Değişken Spesifik Atımlı Man-yetoplazma Roketi (VASIMR) adlı proje, astronotların zararlı radyasyo-na daha kısa süreyle maruz kalmala-rını, ayrıca kemik ve kas erimesine yol açan kütleçekimsiz ortamda yaşa-ma sürelerini azaltyaşa-mayı ayaşa-maçlıyor.
Planları Johnson Uzay Merke-zi’ndeki İleri Uzay İtki Laboratuva-rı’nda hazırlanan motor, birbiriyle bağlantılı üç manyetik hücreden olu-şuyor. Ön hücrede, yakıt olarak giren
gaz iyonlaştırılarak plazma haline ge-tiriliyor. Bir yükseltici işlevi gören merkezdeki hücrede plazma daha da ısıtılıyor. Arka hücreyse akışkanın enerjisini
yönlendiril-miş bir akıma çeviren manyetik bir hortum görevi yapıyor. Plazma, çok yüksek sıcaklıklar-da atomların elektron-larının bazılarını (ya da tümünü) yitirmeleri so-nucu oluşan maddenin özel bir biçimi. Plazma
iyi bir elektrik ileticisi olduğundan, mıknatıslarca tutulup yönlendirilebi-liyor ve hızlandırılabiyönlendirilebi-liyor. Düzenek şöyle çalışıyor. Elektrik olarak nötr (protonların artı elektrik yükü, elekt-ronların eksi yüküyle dengelenmiş) durumda bulunan hidrojen gazı ön hücreye enjekte edilip iyonlaştırılı-yor. Oluşan plazmaya merkezdeki
hücrede iyon siklotron rezonans ısıt-ması yöntemiyle enerji kazandırılı-yor. Bu süreçte radyo dalgaları, bir mikrodalga fırında olduğu gibi ener-jilerini plazmaya akta-rıyorlar. Arka hücre-deyse plazma mıkna-tıslarca dışarıya fırlatı-larak araca itki sağlanı-yor. Roketin önemli bir özelliği, itkinin değiş-ken olabilmesi. Böyle-likle araç, Mars’a yol-culuğunun ilk yarısın-da sürekli ivmelenecek, ikinci yarı-daysa yavaşlayacak.
Bilinen teknolojideki roketlerle en az yedi sekiz ay sürecek Mars yol-culuğu, yeni teknoloji sayesinde üç ayın biraz üzerinde bir sürede ger-çekleşebilecek.
NASA basın bülteni, 13 Haziran 2000
NASA Mars İçin Roket Geliştiriyor
NASA’nın insansız gezegen ince-lemeleri programı çerçevesinde Mars’a gönderdiği araçlar, komşu-muzda bir zamanlar okyanuslar bu-lunduğu yolunda kanıtlar sağlamıştı. Ancak Mars’ın kendisinin bize gön-derdiği bir "kanıt", Kızıl Geze-gen’deki denizlerin kimyasal yapısı-nın, Dünyamızdakinden fazlaca farklı olmadığını ortaya koymuş bu-lunuyor. Sözkonusu kanıt, 1.2 milyar yıl önce bir göktaşı çarpması sonucu Mars’tan kopup, boşlukta uzun bir yolculuktan sonra Mısır’ın kuzeyin-deki Nakhla bölgesine düşen ve ay-nı adla taay-nınan bir kaya parçasında ortaya çıktı. Arizona Eyalet Üniversitesi araş-tırmacıları, Mars kayasının merke-zinden aldıkları ör-neklerde, suda eri-yebilen iyonlar keşfettiler. Kimya ve jeoloji profesö-rü Carleton Moore b a ş k a n l ı ğ ı n d a k i ekip, bu element-lerin, kayaya çat-laklardan sızan
tuzlu deniz suyunca depolandığı so-nucuna vardılar. Araştırmacılar, klor, sülfat, florür, erimiş silisyum, sod-yum, magnezyum ve kalsiyum ör-nekleri üzerinde yaptıkları araştır-mada, en yoğun elementlerin sod-yum ve klor olduğunu belirlediler. Bu da Dünya okyanuslarındaki tuzlu suyun bileşimine son derece yakın. Moore, "bu durumda, kayadan elde ettiğimiz elementlerin eski bir Mars okyanusundan kaynaklandığını dü-şünüyoruz" diyor. Mars kayasındaki iyonik elementlerle Dünya okyanus suyunda bulunanlar arasındaki tek önemli fark, kaya örneklerindeki kalsiyumun çok da-ha fazla olması. Ama Moore, Dünya denizlerindeki kal-siyum oranının da, 1.2 milyar yıl önce-ki Mars denizlerin-dekiyle aynı olabi-leceğini, ancak da-ha sonra sudaki kal-siyumun kabuklu deniz canlılarınca çekilmiş olabilece-ğini düşünüyor. NASA basın bülteni 23, Haziran 2000
Mars Okyanusu İçin Yeni Kanıt
Mars kâşifi aracındaki kamera-nın dağ yamaçlarında saptadığı de-rin yarıklar, görece yeni bir jeolo-jik dönemde sıvı suyun gezegen yüzeyine sızdığını gösteriyor.
Yarıklar, genellikle 30-70° en-lemler arasında ve yamaçların öğ-len güneşi almayan tarafında görü-lüyor. Coğrafi konum ve Güneş ışığından sakınım, üst katmanları dondurarak buharlaşmayı önlüyor. Yeterli basınç oluştuğunda da su sel halinde yamaçtan aşağı kayarak yarıkları oluşturuyor. Bu yarıkların görece genç olmaları, bazılarının bugün bile aktif olduklarını göste-riyor. Bu durumda sıvı su bazı böl-gelerde yüzeyin 500 metre kadar altında bulunabilir.
www.mss.com/mars-images/moc/june2000/index.html