• Sonuç bulunamadı

İKTİSADî TARİH

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İKTİSADî TARİH"

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İKTİSADî TARİH

Coğrafi Keşifler Çağı ve Merkantilizm

Merkantilizm hakkında ilk yazılı kaynak 1613 ve son yazılı kaynak 1767 tarihlidir.

- Merkantilizm 16-18. yüzyıllar arasında rağbette olan bir düşünce akımı idi. Merkantilist

dönemin arka planında Avrupa’da yaşanan savaşlar ve ulus(al)-devletlerin belirmeye

başlaması, coğrafi keşiflerden dolayı geleneksel ticaret yollarının değişiklik göstermesi,

yeni coğrafyalara ulaşılması sonucu değerli madenler ve ticari değeri yüksek mallar

konusunda ülkeler arasında keskin bir rekabetin ortaya çıkması, Katolik kilisesinde

reformasyon hareketleri ve protestan mezhebinin doğuşu, Rönesans ve hümanizm gibi

gelişmeler yer almaktadır. Protestan mezhebinin bireyci yönleri, Rönesans ve hümanist

hareketin (ortaçağlarda hakim olan kilise doktrininin aksine) insanın bu dünyadaki

mutluluğuna ve refahına önem vermesi ticaret ve serbest mübadele için önemli

gelişmelerdi.

(2)

İKTİSADî TARİH

Coğrafi Keşifler Çağı ve Merkantilizm

- Feodalizmin çözülmesi ve kilisenin toplum üzerindeki baskın gücünü yitirmeye başlaması güçlü

devlet idealini destekleyen bir unsur oldu. Ayrıca feodalizmin çözülmeye başlaması sonucunda

kendine yeterli (görece kapalı) feodal yerleşim birimlerinin yerini hızla gelişen bir mübadele

ekonomisine bırakması dönemin değişen ekonomik yapısını temsil ediyordu. Merkantilist

düşünce uluslararası rekabetin savaşlar ve (devlet destekli büyük şirketler tarafından sürdürülen)

ticaret ile keskinleştiği bir dönemde ülkelerin iktisadi olarak güçlü olmalarına vurgu yapan,

temelinde milliyetçi duyguların bulunduğu söylenebilecek bir düşünce akımıydı.

(3)

İKTİSADî TARİH

Coğrafi Keşifler Çağı ve Merkantilizm

- Merkantilizm mantık bütünlüğü ve sistematik tutarlılığı yönünden zayıf bir düşünce akımı

olmakla birlikte, ortaçağlar iktisadi düşüncesinden oldukça farklılaşan nitelikleri bulunmaktadır

ve belirli bir iktisadi hedefe dönük politikalar önermektedir. Merkantilizme göre ülkeler dış

ticarette fazla vermeli ve ticari ilişkileri sonucu mümkün olduğunca fazla kıymetli metal (altın ve

gümüş) biriktirmeli idi. Dönemin anlayışına göre bir ulusun refahı/zenginliği ve gücü sahip

olduğu altın ve gümüş miktarına bağlıydı. Sahip olunan kıymetli metal miktarı savaşların ve yeni

keşfedilen coğrafyalarla sürdürülen ticari ilişkilerin finansmanı için hayati önemdeydi. Ülkelerin

güçlü ordulara/donanmalara ve ticaret filolarına sahip olmaları gerekliydi. Ülke kaynakları

devleti politik ve ekonomik olarak güçlendirmek amacıyla kullanılmalıydı.

(4)

İKTİSADî TARİH

Coğrafi Keşifler Çağı ve Merkantilizm

Merkantilist düşünceye göre, kıymetli metal stokunu artırmak için ya ülke sınırları içindeki maden kaynakları işletilmeli ya da dış ticaret ilişkilerinde fazla verilmeliydi.

Böylece ihracat faydalı ve teşvik edilmesi gereken bir faaliyet, ithalat ise zararlı ve mümkün olduğunca kaçınılması gereken bir faaliyet olarak görülmüştür.

Merkantilizmde imalat tarımdan daha öncelikli bir sektördür. Ülkelerin özellikle

mamül mal üretip ihraç etmesi arzulanmaktadır. Buna göre mamül mal ithalinin

sınırlandırılması gerekir. Mümkünse sadece hammaddeler ithal edilmeli, bunlar yurt

içinde işlenerek yurt dışına mamül mal halinde satılmalıdır. Böylece yurtiçi imalat ve

istihdam teşvik edilmiş olacaktır. Yurtiçi imalat sektörünün gelişmesi ve dış ticaret

fazlası verilmesi için merkantilizm iç ve dış ekonomik faaliyetlerde yoğun devlet

müdahaleciliğine dayanır. Yurtiçinde üretilen mamüller için hem iç hem de dış

piyasalar önemlidir. Dolayısıyla ülkenin kalabalık bir nüfusa sahip olması ve dışarıda

pazarlara, sömürgelere sahip olması gereklidir.

(5)

İKTİSADî TARİH

Coğrafi Keşifler Çağı ve Merkantilizm

Devletin yurt içi imalatı koruyucu ve ihracatı teşvik edici tedbirleri 16. yüzyılda İngiltere’de ve 17. yüzyılda Fransa’da görülmüştür. İngiltere ile kolonileri arasında yapılacak ticarette sadece İngiliz gemilerine taşımacılık yetkisi veren Navigation Act, İngiltere’nin kendi gıdasını kendi toprağından sağlamasını öngören Corn Laws uygulamaları, Fransa’nın yurt içi imalatın maliyetini düşürmek için ücret/fiyat kontrolleri uygulaması ve yurtiçi gümrükleri kaldırması, ayrıca genel bir gümrük vergisi getirmesi, İngiltere ve Hollanda’nın dış ticarette bazı şirketlere tek satıcı (ve tek alıcı) yetkisi vererek bu şirketlerin elde ettiği yüksek kârlar ile ülkeye kıymetli metal girişini artırması gibi uygulamalar merkantilist korumacılık ve devlet müdahaleciliği politikalarına örnek gösterilebilir. 17. yüzyılın ünlü maliye bakanı Jean-Baptiste Colbert dönemindeki politikalar nedeniyle Fransa’daki merkantilizm Colbertizm olarak da anılmaktadır.

Hazinenin zenginleştirilmesi ve devlet gelirlerini artırılması yönündeki politikalar Almanya’da da taraftar bulmuş ve kralın veya prensin hazinesi anlamına gelen “Kammer”

kelimesinden türeyen şekilde Kameralizm olarak adlandırılmıştır.

(6)

İKTİSADî TARİH

Coğrafi Keşifler Çağı ve Merkantilizm

Merkantilistler uluslararası ticarete ve kıymetli metal stoku biriktirmeye sıfır toplamlı oyun

olarak bakmışlar ve ticaretten elde edilebilecek kazançlar konusunu pek dikkate

almamışlardır. Bu nedenle merkantilistlerin gözünde korumacılık (ve modern terminoloji

ile komşunu yoksullaştır) politikaları önemli hale gelmiştir. Merkantilizme yönelik en

önemli eleştiri ünlü İngiliz düşünür David Hume tarafından getirilmiştir.

(7)

İKTİSADî TARİH

Coğrafi Keşifler Çağı ve Merkantilizm

Hume’un fiyat-madeni para akım mekanizması (price-specie flow mechanism) olarak ifade ettiği görüşüne göre bir ülkenin sürekli olarak dış ticaret fazlası vermesi ve dolayısıyla sürekli olarak kıymetli metal stoku biriktirmesi mümkün değildir. Çünkü dış ticaret fazlası veren bir ülkeye giren kıymetli metaller (altın ve gümüş), piyasadaki (altın) para miktarının artmasına yol açacak, (miktar teorisine göre) para miktarının artması yurtiçi genel fiyat seviyesini yükseltecek, içeride üretilen mamüllerin fiyatının artması uluslararası piyasada satış miktarını düşürerek ülke ihracatının azalmasına yol açacaktır. Yurt içi mamüllerin fiyatının artması eşzamanlı olarak yabancı mamüllerin görece ucuzlamasına ve ülke ithalatının artmasına yol açar.

Böylece ülkenin dış ticaretinde başlangıçta mevcut olan fazla, ihracatın azalması ve ithalatın artması

sonucunda, önce ortadan kalkar sonra da açık durumuna geçer. Dış ticaret açığı ise diğer ülkelere yapılacak

ödemeler dolayısıyla ülkenin biriktirmiş olduğu kıymetli metal stokunun azalmasına yol açacaktır (bu

aşamadan itibaren mekanizma ters yönde işlemeye başlayacak ve ülkeden kıymetli metal-para çıkışı

dolaşımdaki para miktarını azaltarak fiyatlar genel seviyesinde düşüşe yol açacak, bu durum ithalatı

pahalılaştırıp zorlaştırırken yurt içi üretimi ucuzlatıp ihracatı kolaylaştıracaktır. Bu sefer başlangıçtaki dış

ticaret açığı sonunda fazlaya dönüşecektir). David Hume’a göre kendi kendini düzelten bu türden bir dış

ticaret dengesi mekanizması nedeniyle bir ülkenin sürekli olarak kıymetli metal biriktirmesi mümkün

değildir. Bu eleştiri merkantilizm için önemli bir darbe olmuştur.

(8)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.) (Kaynak: John Munro, Commerce: Changing Patterns of Regional and International Trade in Early- Modern Europe, ca.1520-1750)

Hollanda’daki tarım ilişkilerinde çiftçiler Avrupa’nın diğer bölgelerine göre daha “özgür” idi. Bu durumun, kalabalık nüfus yoğunluğuna ve önemli şehirlere sahip bir bölgede (şehirlerdeki) piyasa güçlerinin neticesi olarak ortaya çıktığı düşünülebilir. Hollanda’da tarımın ticarileşmesi (yani geçimlik tüketimin ötesinde piyasalar ve kâr elde etmek için yapılması) olgusu Hollanda’nın ticarette yükselişi ile paralel gitmiştir.

Hollanda’nın ticari gücü 14. yüzyılın sonlarından itibaren yükselmeye başlamıştır. 15. yüzyılda

Amsterdam öncülüğündeki Hollanda şehirleri Avrupa’nın kuzeyindeki ticarette Hansa Birliği’ne karşı

üç alanda üstün gelmeye başladı: 1) balık ve tuz ticaretindeki kontrolü ele geçirdi; 2) Hansa

Birliği’nin Baltık’taki ticaret ağını ele geçirdi (Hollanda başlıca müşteriler ile doğrudan ticarete

başladı ve tahıl, kereste gibi Baltık ihracatı ile balık, tuz, yünlü dokumalar gibi ithalat kalemlerinde

üstünlük kazandı); 3) Baltık ve Kuzey Denizi ticareti için üstün gemicilik ve ticaret metodları

geliştirdi.

(9)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.)

Bu sırada Alman Hansa Birliği kuzey ticaretinde daha ciddi bir rakip olarak gördüğü İngiliz tüccar üzerine yoğunlaşınca stratejik bir hata yapmış oldu; İngilizler ile mücadele etmek isterken bu bölgedeki ticarette üstünlüğü Hollanda’ya kaptırmış oldu.

Hollandalılar gemi inşa tekniklerinde önemli yenilikler yapmış ve örneğin 1595’te fluit (okunuşu fluyt) adlı üstün bir yük gemisi yapmışlardı.

16-18. yüzyıllarda Hollanda uluslararası ticarette ve finansta öncü/hakim durumdaydı.

Dünyanın en güçlü denizaşırı ticaret ve sömürge imparatorluğu idi. Gemi yapımı, askeri

teçhizat imali gibi alanlarda üstünlüğü vardı ve pek çok ülkenin dış ticaretinde gemici ya da

nakliyeci olarak hizmet veriyordu. Ticaretteki üstünlük ve buradan elde edilen kârlar

bankacılık ve finans sektöründe de üstünlük sağlıyordu. Amsterdam Avrupa’nın gemicilik,

ticaret ve finans başkenti niteliğinde bir şehirdi. Ancak iki yüzyıl kadar süren bu liderlik

dönemi Hollanda’nın bir sanayi devrimi gerçekleştirmesini getirmemiştir. Neden?

(10)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.)

Bu soruya net cevap vermek kolay olmasa da, Hollanda’nın kömür, demir gibi kaynaklara sahip olmadığı, sanayileşmeden çok finans sektöründeki hizmetlere ağırlık verdiği, sanayileşmenin (kendisinde mevcut olan imalat biçimlerine göre) daha modern aşamalarına giden alanlarında karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olmadığı gibi bazı şeyler söylenebilir.

[objektif bir tarih okuması ya da değerlendirmesi için akılda tutulması gereken nokta,

Hollanda’nın “ticari başarısından sonra sanayileşmeye geçememesi bir şeyleri yanlış ya da eksik

yaptığı anlamına gelmediğidir. Hollanda’nın birikimi ve tarihi şartları onu belirli bir noktaya

getirmiştir; bahsettiğimiz dönemde gerisinde olan rakibi İngiltere’nin daha önce sanayileşmeyi

başarması da yine kendi birikiminin ve kendi tarihsel şartlarının bir sonucu olarak ortaya

çıkmıştır.]

(11)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.)

1520-1640 arasında yaşanan bazı gelişmeler Hollanda’nın yükselişine katkıda bulunmuştur.

Dönemin demografik şartları ve ekonomik genişlemesi Baltık bölgesini Batı Avrupa’nın en önemli ekonomik bölgesi haline getiriyor. Nüfus artışının, talepten dolayı yüksek tahıl ve hammadde fiyatlarına yol açtığı bir dönemde Baltık bölgesi görece ucuz tahılın ve kerestenin bulunduğu bir bölge haline geliyor; Akdeniz’den daha ucuz fiyatlar söz konusu.

Bu dönemde yeni keşfedilen Amerika kıtasından Avrupa’ya altın ve gümüş akışı olması özellikle Hollandalılara, Avrupa’nın Asya ile yaptığı ticaretin finansmanı imkanını veriyor.

Asya mallarının satın alınması için Amerika kıtasından gelen gümüş kullanılıyor.

[Avrupa’nın Asya ile olan ticaretinin Ümit Burnu’nu dolaşan deniz yolunun keşfi sayesinde daha hızlı büyümeye başladığı dönemde bu malları satın alabilecek daha fazla bir satın alma gücü aynı dönemde keşfedilen Amerika kıtasından gelen kıymetli metaller ile elde edilmişti.]

Hollanda bu Avrupa-Asya ticaretini neredeyse ele geçirdi ve Uzakdoğu Asya ve Doğu Hint

Adaları’nı kendi ticaret imparatorluklarının (Amsterdam’dan sonra) ikinci hayati merkezi

(12)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.) Avrupa’da 1618-1648 arasındaki 30 Yıl Savaşları (Avrupa’nın çoğu ülkesinin katıldığı bir Protestan-Katolik mezhep savaşı) ve 1689-1715 İngiliz-Fransız Savaşı’nda Hollanda savaşan tarafları finanse ediyor; demir ve bakır gibi özellikle savaş teçhizatı için gerekli metallerin en büyük tedarikçisi konumunda.

Hollanda 16-18. yüzyıllar arasında uluslararası gemicilik, ticaret ve bankacılıkta başarılı ve baskın konumda olduğundan bu durum diğer ülkelerdeki merkantilist yasaların başlıca nedeni olmuştur. Diğer ülkeler özellikle de İngiltere, kendi uluslararası ticaretinde Hollandalıların aracı konumda olmasını istemiyordu. (Bu nedenle Navigation Act denen düzenleme yapılmıştı; İngiliz ticareti ancak İngiliz bandıralı gemilerle ve İngiliz tüccar tarafından gerçekleştirilecekti. Bu düzenleme İngiltere’nin Hollandalı gemilere ve tacirlere ödeyeceği ücretlerin kendi ülkesinde kalmasını sağlayacağı gibi İngiliz gemilerine, gemi yapımcılarına, nakliyecilerine ve tacirlerine istihdam imkânı sunacaktı; ülke çıkarlarını korumaya yönelik merkantilist bir politika örneği).

Avrupa ülkelerinin birçoğu Merkantilist düşünce ve politikalarla davranarak kendi lehlerine

ticaret fazlası vermeye çalışmakta, ticaretlerini ve yurtiçi imalat endüstrilerini korumacı

politikalar izlemekteydi. Hollanda ise tavır ve politika olarak Merkantilist bir uygulama

içinde değildi.

(13)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.)

- Hollanda’nın ticari üstünlüğünün İngiltere’yi bazı piyasalardan ve sermaye birikiminden uzak tutarak İngiliz Sanayi Devrimi’ni geciktirdiği söylenebilir. Ancak Hollanda’nın çok az monopol gücü vardı ve çok az piyasayı kontrol edebiliyordu.

- Ancak bazı piyasalardaki Hollanda üstünlüğü, İngilizleri meşhur “karşılaştırmalı üstünlük”

kuralına uymaya zorladı; İngilizler daha etkin şekilde rekabet edebilecekleri ya da üstünlük sağlayabilecekleri piyasaları özellikle Akdeniz’de ve Kuzey Amerika’da aradılar.

- Hollanda’ya karşılık vermesi, yani ticaretini ve endüstrisini geliştirerek daha etkin şekilde

rekabet etme isteği İngiltere’nin sanayileşmesine olanak sağlamış görünmektedir.

(14)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.)

Ticaret ve gelişmiş bankacılık sistemini sonucunda biriken sermaye stoku ile Hollanda’da 17.

yüzyıl sonlarında yurtiçi faiz haddi % 3-4 gibi düşük bir düzeydeydi. Bu nedenle Hollandalı sermaye sahipleri yurtdışında daha iyi/cazip getiri fırsatları aramaktaydı. İngiltere’de ise ticari-sınai yatırımlar üzerindeki getiri haddi yaklaşık % 8-10 civarında ve hükümet borçlanmalarından daha fazlaydı. Böylece koşulların karşılıklı olarak “eşleştiği” bir dönemde Hollandalılar İngiltere’deki arazi ıslah/iyileştirme faaliyetlerine, kanallar inşaasına ve ıslahına, nakliye ve ticarete önemli yatırımlar yaptılar. En önemli yatırım payı İngiliz hükümetinin çıkardığı tahvillere gitti, ki bu borçlanmaların çoğu 18. yüzyıl sonlarında kapatıldı.

Böylece Hollanda dolaylı olarak (rakibi olan) İngiltere’nin ekonomisine faydalı oldu:

hükümet tahvillerini satın almaları İngiltere’nin borçlanma ihtiyacını karşıladığından

İngiltere’deki faiz hadlerinin düşmesini sağladı. Bu durum İngiliz sınai ve ticari yatırımlar

için İngiliz fonlarının serbestleşmesini/daha kolay bulunabilmesini sağladı.

(15)

İKTİSADî TARİH

Hollanda’nın Yükselişi: Hollanda Ticaret İmparatorluğu ve Uluslararası Ticaret (16-18.yy.)

16. yüzyılda Hollanda, İspanya’daki Habsburg yönetimine karşı ayaklandı ve Hollanda ticaret İmparatorluğu bu sayede doğdu. İspanya’ya karşı açık askeri ayaklanma ve savaş 1568’de başladı ve 80 yıl savaşları olarak hem ulusal bağımsızlık hem de dinî bağımsızlık için devam etti. 1579’da yedi kuzey eyaleti Utrecht Birliği olarak bilinen siyasi bir konfederasyon kurdu. 1609’da kuzeydeki eyaletlerle Amsterdam başkent olarak Birleşik Eyaletler Cumhuriyeti kuruldu.

Hollanda Protestan olup Avrupa’nın değişik yerlerinden çok sayıda Yahudi göçmen de çekiyordu.

İspanyolların ele geçirdiği dönemin önemli bir başka merkezi Antwerp’ten de çok sayıda tüccar

Amsterdam’a geldi. İspanya’ya karşı milliyetçilik ve Katoliklik baskısına karşı Protestanlığı

savunma gibi motifler Hollanda’nın itici gücü olmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Aveleijn, zihinsel engel grubundaki bireyler için bakım, tedavi, eğitim, destekli ve bağımsız yaşam vb..

1996 yılında AB ile Türkiye arasında imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ile birlikte diğer Avrupa ülkeleriyle olduğu gibi, Türkiye ile Hollanda arasındaki

Bu planın uygulanması neticesinde, Hollanda özel sektörü yüksek teknolojili Ar- Ge yatırımlarına önem vermiş; üniversite, devlet ve sanayi işbirliği gelişmiştir.. Ekonominin

Aydın Doğan'a ait olan Doğan Enerji'nin Mersin Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer santral için açılan yarışmaya kat ılacağı açıklandı.. Doğan Şirketler

The Maastricht Upper Area Control Centre (MUAC) is part of the EUROCONTROL Agency and is tasked with the provision of Air Traffic Control (ATC) services to general air

Bu bağlamda raporda öncelikle Hollanda’nın genel ekonomik durumu ve ülke görünüşü detaylarıyla açıklana- cak, daha sonra Hollanda’daki inşaat ve madencilik sektörü

•Son 6 aylik sirket isim ve hesap detayi gözüken içinde bakiye olan hesap cüzlani asli yada banka onayli fotokopisi?. •Evlilik Cüzlani

Diğer sanayi ürünleri grubunda ihracat potansiyeli yüksek ürünler 940320 Diğer metal mobilyalar. 940510 Avizeler; duvar, tavan için aydınlatma cihazları 940540