• Sonuç bulunamadı

Psödotrombositopeninin ayırıcı tanısı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Psödotrombositopeninin ayırıcı tanısı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

682

doi: 10.5606/tgkdc.dergisi.2012.136

Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi 2012;20(3):682-683

Editöre Mektup / Letter to the Editor

Derginizde Nisan 2011 yılında yayınlanan “Psödotrombositopenili bir hastada kardiyopulmoner destek altında koroner bypass cerrahisi: Olgu sunumu” başlıklı Sayın Haberal ve ark.[1] tarafından sunulan

makaleyi ilgiyle okuduk.

Günümüzde trombositopeni tanısı konulan hastaların önemli bir kısmı gerçekte in vitro bir fenomen olan psödotrombositopeni olgularıdır.[2,3]

Psödotrombositopeni olgularında trombosit sayısı ve fonksiyonunda herhangi bir anormallik yoktur. Gerçek trombositopenilerde ise artmış platelet yıkı-mından (ITP, hemolitik üremik sendrom ve yaygın damar içi pıhtılaşması gibi), azalmış platelet üreti-minden (lösemi, sepsis ve karaciğer yetmezliği gibi) veya ilaç kullanımından (valproik asit, metotreksat ve pantoprazol gibi) dolayı trombosit sayısında azalma vardır. Trombosit sayısı 50.000/mm3’ün altına

düş-tüğünde küçük darbelerden sonra çabuk morarma, kendiliğinden diş eti ve burun kanamaları ortaya çıkabilir. 10.000/mm3 altında ise ciltte kendiliğinden

oluşan nokta şeklinde kanamalar görülebildiği gibi hayatı tehdit eden geniş kanamalar da görülebilir.[3,4]

Ancak 50.000/mm3’ün altındaki trombosit

sayıların-da her zaman klinik yakınma veya fizik muayene bulgusu olmayabilir. Bu yüzden hastalarda fizik muayene bulgusunun olmaması, trombosit sayısının 50.000/mm3’ün üstünde olduğu şeklinde

yorumlan-mamalıdır. Ayrıca kanama zamanı ve pıhtılaşma

testleri de trombosit sayısı hakkında yeterli bilgi ver-mez. Çünkü pıhtılaşma testleri plazma kullanılarak yapılmaktadır. Diğer bir ifade ile kanın şekilli ele-manlarından ve trombositlerden bağımsız testlerdir. Kanama zamanı ise trombosit sayısı ve fonksiyonun-dan, damarsal yapı ve yapılan kesinin derinliği gibi birçok faktörden etkilenmektedir. Kaldı ki trombosit sayısının 50.000/mm3’ün altında olduğu durumlarda

da kanama zamanı normal olarak saptanabilir. Tüm bu nedenlerden dolayı ekstrakorporeal dolaşım uygu-lanacağı durumlarda, trombosit sayısı 50.000/mm3’ün

altında saptanmış ise trombosit transfüzyon kararını fizik muayene, kanama ve pıhtılaşma testlerinden elde edilecek verilere göre vermek uygun değildir. Transfüzyon kararı, mutlaka psödotrombositopeni fenomeni doğrulandıktan ve gerçek trombosit sayısı tespit edildikten sonra verilmelidir.

Gerçek trombositopeniyi, psödotrombositopeniden ayırt edebilmek için oldukça pratik yöntemler vardır. EDTA yerine diğer antikoagülanların (sodyum sitrat, oksalat ve heparin) kullanılması, EDTA ile antikoagüle edilmiş kanın 37 °C’ye getirilerek incelenmesi, mik-roskop altında trombosit kümeleşmesinin saptanması, mekanizması henüz bilinmemesine rağmen kanamisin eklenmiş kan örneklerinin kullanılması bu yöntemler-dendir.[2,3] Deneyimlerimize göre en pratiği de trombosit

sayımının sedimentasyon testi için alınmış sitratlı kan örneği kullanılarak hemogram cihazında tekrarlanma-sıdır.[3]

Tüm bu veriler ışığında, psödotrombositopeniden şüphelenildiği takdirde kardiyovasküler cerrahi gibi önemli cerrahilerde gerçek trombosit sayısının tespiti için laboratuvarlardan ayırıcı tanı istenmesinin hayati olduğu kanısındayız.

KAYNAKLAR

1. Haberal İ, Akyıldız M, Aksoy T, Zorman Y, Ertürk E, Zengin M. Psödotrombositopenili bir hastada kardiyopulmoner destek altında koroner bypass cerrahisi: Olgu sunumu. Turk Gogus Kalp Dama 2011;19:261-3.

2. Bizzaro N. EDTA-dependent pseudothrombocytopenia: a clinical and epidemiological study of 112 cases, with 10-year follow-up. Am J Hematol 1995;50:103-9.

Yazışma adresi: Dr. Fatih Özçelik. Gümüşsuyu Asker Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Laboratuvarı, 34437 Beyoğlu, İstanbul, Türkiye.

Tel: 0532 - 327 99 63 e-posta: 68ozcelik@mynet.com Available online at

www.tgkdc.dergisi.org

doi: 10.5606/tgkdc.dergisi.2012.136 QR (Quick Response) Code

Psödotrombositopeninin ayırıcı tanısı

The differential diagnosis of

pseudothrombocytopenia

Fatih Özçelik,1 Ömer Yiğiner,2 Erol Arslan3

1Gümüşsuyu Asker Hastanesi, Tıbbi Biyokimya

Laboratuvarı, İstanbul, Türkiye;

2GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, Kardiyoloji Kliniği,

İstanbul, Türkiye;

(2)

Özçelik ve ark. Psödotrombositopeninin ayırıcı tanısı

683

3. Ozcelik F, Arslan E, Serdar MA, Yiginer O, Oztosun M, Kayadibi H, ve ark. A Useful method for the detection of ethylenediaminetetraacetic acid- and cold agglutinin-dependent pseudothrombocytopenia. Am J Med Sci. 6 January 2012 doi:

10.1097/MAJ.0b013e318242603d [Epub ahead of print] 4. Hillman RS, Ault KA, Rinder HM. Thrombocytopenia. In:

Referanslar

Benzer Belgeler

Mikroangiopatik hemolitik anemi ile birlikte görülen SLE, malign hipertansiyon gibi akut böbrek yetmezli¤i nedenleri ve bilateral renal ven trombozu ile ay›r›c› tan›

In terms of MPV, although there was no significant difference between the ARF patients in the acute stage and those in remission; the MPV/platelet ratio was significantly lower

Hemolitik üremik sendrom olgusunda uzun süreli renal replasman ve plazmaferez tedavisi: Yoğun bakım ünitesi deneyimi.. Ozan Gökuç 1 , Hacer Şebnem Türk 2 , Tolga Totoz 3 ,

Burada rotavirüs ishali sırasında ateşli nöbet, YDP, Reye sendromu ve nötropeni gelişen bir olgu sunulmuştur.. Olgu Sunumu /

Atipik HÜS’lü olgumuzda, erken dönemde başlanan eculizimab tedavisinin klinikte ve böbrek fonksiyonlarında tam bir düzelme sağladığını düşünüyoruz.. Anahtar

Hemolitik üremik sendrom (HÜS) mikroanjiyopatik anemi, trombositopeni ve çocuklarda en sık akut böbrek yetmez- liği nedenlerinden biri olan ciddi bir hastalıktır.. Enfeksiyon-

The aim of the present study was to evaluate MPV in patients with type II DM in comparison with a healthy control group, the determination of the association between MPV

Atipik hemolitik üremik sendrom, immün olmayan hemolitik anemi, trombositopeni ve böbrek yetmezliği ile ilişkili, akut dönemde mortalite ve morbiditeye ve uzun