• Sonuç bulunamadı

Vakit Iyilik Vakti. Idris Yavuzyigit. /idrisyavuzyigit

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Vakit Iyilik Vakti. Idris Yavuzyigit. /idrisyavuzyigit"

Copied!
64
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Vakit Iyilik Vakti

Idris Yavuzyigit

/idrisyavuzyigit

(2)

Birr kelimesinin insan vicdanını (nefs, kalp) huzura kavuşturan, ruh dünyasını aydınlatan ve geliştiren her türlü iyilik ve güzellikleri kapsadığını ayet ve hadislerden görmek mümkündür.

İyilik;

bir başkasına

karşılık beklemeden yapılan

davranış, hal, lütuf, ikram ve yardımdır.

İYİLİĞİN TANIMI

(3)

İyilik etmenin üç şekli vardır:

1. Karşılık beklemeden iyilik. Sadece Allah'ın rızası gözetilir ve karşılığı insanlardan umulmaz.

2. İyilik edene karşı iyilik. Yapılan iyiliğe misliyle veya daha güzeliyle karşılık vermek.

3. Kötülük edene iyilik. En zor ve nefse ağır gelen, Allah katında mükafatı değerli olan iyilik çeşidi budur.

İyiliğe iyilik her kişinin kârıdır. Kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır. Er kişinin kârı olduğu için de kötülük edene iyilik edenler pek azdır.

İYİLİK

(4)

ِرْشَمْلا َلَبِق ْمُكَهوُج ُو اوُّل َوُت ْنَا َّرِبْلا َسْيَل ِب ِرْغَمْلا َو ِق

ْنَم َّرِبْلا َّنِكٰل َو ِ هللّٰاِب َنَمٰا

ِبَّنلا َو ِباَتِكْلا َو ِةَكِئٰلَمْلا َو ِر ِخٰ ْلْا ِم ْوَيْلا َو َن ّٖ ي

ا ىِوَذ ّٖهِ بُح ىٰلَع َلاَمْلا ىَتٰا َو ىٰب ْرُقْل

ِئاَّسلا َو ِليّٖبَّسلا َنْبا َو َني ّٖكاَسَمْلا َو ى ٰماَتَيْلا َو ِباَق ِ رلا ىِف َو َني ّٖل

ٰلَّصلا َماَقَا َو ىَتٰا َو َةو

َةو ٰك َّزلا اوُدَهاَع اَذِا ْمِهِدْهَعِب َنوُفوُمْلا َو

ِباَّصلا َو ِءا َّرَّضلا َو ِءاَسْاَبْلا ىِف َني ّٖر

ِسْاَبْلا َني ّٖح َو َكِئٰلوُا َو اوُقَدَص َني ّٖذَّلا َكِئٰلوُا

ُمُه َنوُقَّتُمْلا

«İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir.

Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!» (Bakara 177)

GERÇEK ANLAMDA İYİLİK

(5)

Bakara suresi 177. ayeti kerimede ifade edilen iyilik kavramı

• Allah'ın rızasını gözetmeyi

• İman esaslarını kabul etmeyi

• Toplumun her kesimine karşı sorumlu hareket etmeyi ve harcamayı

• İbadetlere riayet etmeyi

• Beşeri ilişkilerde samimi ve sadık olmayı,

• Sözlerine dikkat etmeyi,

• Sıkıntılar karşısında sabırlı olmayı

• Hak yolunda mücadeleden geri kalmamayı

• Hak ve hukuka riayet etmeyi

asıl iyilik olarak ifade kapsamaktadır.

İNSANIN ASIL İYİLİĞİ

(6)

Kısaca bu ayeti kerime bize

iyiliğin

İman, ibadet, sevgi,

sadakat ve sabır

işi olduğunu öğretmektedir.

İNSANIN ASIL İYİLİĞİ

(7)

Yapıldığı zaman sevap kazanılan, Allah ve Peygamberin emir ve yasaklarına uygun her İyilik salih ameldir.

1. İyiliği yapan kişinin Müslüman olması, 2. İyiliği imanın gereği olarak yapması, 3. Kur'an'a ve Sünnete uygun olması,

4. İhlas ve samimiyetle yapılması gerekir.

Yüce Allah, müminlerin salih ameller/iyilikler işlemesini emretmektedir:

اوُلَمْعا َو

اًحِلاَص Salih ameller işleyin (Sebe, 34/11).

BİR İYİLİĞİN SALİH AMEL OLABİLMESİ İÇİN;

(8)

ىَلِا َنوُعْدَي ٌةَّمُا ْمُكْنِم ْنُكَتْل َو َنو ُرُمْاَي َو ِرْيَخْلا

َكْنُمْلا ِنَع َن ْوَهْنَي َو ِفو ُرْعَمْلاِب ُمُه َكِئٰلوُا َو ِر

ُحِلْفُمْلا َنو

«Sizden, hayra çağıran,

iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.

İşte onlar kurtuluşa erenlerdir

(Ali İmran 107)

İLAHİ BİR VAZİFE: İYİLİĞE ÇAĞIRMAK

(9)

Hz. Ebu Hüreyre (r.a)anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v)buyurdular ki:

ِ اللّ َلوسر ُتْلَأَس ﻡﻌﻠﺼ

ِنَع ِ ربِلا

ا َو َلاَقف ، ِم ْث ُّرِبلا :

ا َو ،ِقُلُخلا ُنْسُح ِمْث

ِرْدَص يف َكاَح اَم : َعِلَّطَي ْنأ َتْه ِرَك َو َك

ُساَّنلا ِهْيَلَع

"Resûlullah (s.a.v)'a iyilik (birr) ve günah hakkında sordum.

Bana şu cevabı verdi:

"İyilik (birr), güzel ahlâktır.

Günah da içini rahatsız eden ve başkasının muttali olmasından korktuğun şeydir.”

(Müslim, Birr 14 (III; 1980)

İYİLİK: GÜZEL AHLAKTIR

(10)

َو ىوْقَّتلا َو ِ رِبْلا ىَلَع اوُن َواَعَت َو ِمْثِلْا ىَلَع اوُن َواَعَت لْ

َ اللّ َّنِا َ اللّ اوُقَّتا َو ِنا َوْدُعْلا َو ِباَقِعْلا ُديدَش

“İyilik ve takva üzere yardımlaşın.

Ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın.

Allah’a karşı gelmekten sakının.

Muhakkak ki Allah’ın cezası çok şiddetlidir.”

(Maide, 5\2)

MÜMİNLERİN BİR ÖZELLİĞİ

İYİLİK YOLUNDA YARDIMLAŞMAK

(11)

ض ْرَق َ َّاللّ ُض ِرْقُي يِذَّلا اَذ نَم َفِعاَضُيَف ًانَسَح ًا

ُهَل َو ُهَل ُه

ٌمي ِرَك ٌرْجَأ

“Allah’a güzel bir borç vermek isteyen kimdir?

Allah onu kat kat arttırır.

Rızkı daraltan da, arttıran da O’dur.

Dönüş O’nadır.”

(Hadid, 57/11)

İYİLİK: ALLAH’A BORÇ VERMEKTİR

(12)

ِتا َرْيَخْلا ىِف َنوُع ِراَسُي َكِئلوُا َنوُقِباَس اَهَل ْمُه َو

“İşte onlar, iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar .”

(Mü’minun, 23/61)

Müminler hayır yarışında

• Nice Vakıflar, Şifahaneler, Yetimhaneler, İmarethaneler,

• Nice Aşevi, Düşkünler Evi, Çocuk Yurtları,

• Nice Cami, Medrese, Kervansaray,

• Nice Okul, Sebil, Köprü vs.

Gibi birçok eser tesis etmiş, hayırda yarışma ilkesini abideleştirmiş, hayat haline getirmişlerdir.

İYİLİK YOLUNDA YARIŞMAK

(13)

َي ًةَنَسَح ًةَعاَفَش ْعَفْشَي نَّم َهْنِ م ٌبي ِصَن ُهَّل نُك

ْعَفْشَي نَم َو ا

ْفِك ُهَّل نُكَي ًةَئِ يَس ًةَعاَفَش َع ُ اللّ َناَك َو اَهْنِ م ٌل

ٍءْيَش ِ لُك ىَل

ًاتيِقُّم

“Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur . Kim kötü bir işe aracılık ederse

onun da ondan bir payı olur.

Allah her şeyin karşılığını vericidir.”

( Nisa, 4/85)

HAYRA VESİLE OLMAK HAYRI YAPMAK GİBİDİR

(14)

ِهِلِعاَفَك ِرْيَخْلا ىلَع ُّلاَّدلا .

Hz. Enes (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (a.s) buyurdular ki:

"Hayra delâlet eden onu yapan gibidir."

[Tirmizî, İlm 14, (2672).]

Vakıflar,

Çeşme yapıma fikrini ilk ortaya koyan,

«Bizim köyde ihtiyaç sahibi birisi var»

YAŞLILAR YAŞAM YERLEŞKESİ

HAYRA VESİLE OLMAK HAYRI YAPMAK GİBİDİR

(15)

Bir adam Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’ e gelerek:

Benim hayvanım helâk oldu, bana bineceğim bir hayvan ver, dedi. Peygamber Efendimiz:

– “Bende de yoktur” dedi. Orada bulunan bir adam:

Ey Allah’ın Resûlü! Ben, kendisine binek hayvanı verecek bir kimseyi gösteririm, dedi.

Bunun üzerine

“Bir iyiliğe öncülük eden

kimseye o iyiliği yapanın ecri gibi sevap vardır.”

(Müslim, İmâre 133)

HAYRA VESİLE OLMAK HAYRI YAPMAK GİBİDİR

(16)

İhtiyaç Sahipleri İçin Çalışan Fatma – Necat Bilezikçi

Fatma Bilezikçi, yaklaşık 20 yıldır Ankara’da pazartesi ve perşembe günleri 100 kişilik yemek pişirerek yetim, dul, engelli, yaşlı kişilerin evlerine dağıtıyor.

Her sabah 6:30’da eşi ile birlikte fırınları gezerek simit ve poğaça toplayarak ihtiyaç sahibi ailelere sabah kahvaltısı olarak dağıtıyor. Mahalleliyi de bu iyiliğine ortak etmiş.

(http://www.uluslararasiiyilikodulleri.com/)

HAYRA VESİLE OLMAK HAYRI YAPMAK GİBİDİR

(17)

İYİLİKLER

YAPALIM

(18)

ْٰلْا َراَّدلا ُ هاللّ َكيٰتٰا اَميّٖف ِغَتْبا َو َبي ّٖصَن َسْنَت َلْ َو َة َر ِخ

َنِم َك

اَيْنُّدلا ُهاللّ َنَسْحَا اَمَك ْنِسْحَا َو

َكْيَلِا َسَفْلا ِغْبَت َلْ َو

ىِف َدا

ُّب ِحُي َلْ َ هاللّ َّنِا ِض ْرَ ْلْا ْفُمْلا

َني ّٖدِس

«Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda

harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.»

( 28/Kasas 77 )

ALLAH SANA İYİLK ETTİ

SENDE İNSANLARA İYİLİK ET

(19)

“Müslümanım” diyen herkes,

iyiliğin bütün dünyada

egemen olması için seferber olmalıdır.

Her bir mümin, kendinden ve yakın çevresinden başlamak üzere her işinde hayra anahtar, şerre kilit olmayı ilke edinmelidir.

İYİLİK: YAKINDAN UZAĞA HERKESE/KESİME

(20)

Ebu Üseyd Malik İbnu Rebi`a es-Saididen rivayle Bir adam:

"Ey Allah`ın Resulü, anne ve babamın

vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkanı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?" diye sordu. Resulullah (sav). "Evet vardır" dedi ve açıkladı:

• "Onlara dua,

• Onlar için Allah'tan günahlarının affedilmesini taleb etmek,

• Onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek,

• Anne ve babasının akrabalarına karşı sıla-i rahm etmek,

• Anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak."

(Kutub-i Sitte, HadisNo: 167)

İYİLİK: YAKINDAN UZAĞA HERKESE/KESİME

(21)

Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre bir adam:

- Yâ Resûlellah! Benim akrabam var.

- Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar.

- Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar.

- Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurdu:

- “Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah’ın yardımı seninle beraberdir.” (Riyazü’s Salihin, C.4, S.7, Hadis:649)

İYİLİK: YAKINDAN UZAĞA HERKESE/KESİME

(22)

Ranuna Vadisi’nde toplanan Müslümanlar, heyecanla bekledikleri peygamberlerinin önderliğinde ilk cuma namazını eda edeceklerdi. Hz. Peygamber kalabalığın arasında ayağa kalktı. Allah’a hamd ve sena ettikten sonra

“Ey insanlar, (ahiret için) önceden, kendiniz için bir şeyler gönderin.” diyerek

hutbesine başladı.

Kıyamet günü insanoğlunun Rabbinin huzuruna çıkınca yaşayacağı dehşeti ve tedirginliği anlattı. Ardından cehennemden bahsetti. Cehennem ateşini o an hissediyormuş gibi birkaç defa yüzünü sakındı ve şöyle dedi:

َرِتَتْسَي ْنَأ ْمُكْنِم َعاَطَتْسا ِنَم [ َت ِ قِشِب ْوَل َو رِاَّنلا َنِم

ٍة َرْم

ْلَعْفَيْلَف ]

Sizden kim, bir yarım hurma ile de olsa ateşten korunabilirse, bunu yapsın. Bunu bulamayan ise en azından güzel sözle kendini korusun!”

(Buharî, Zekât 10, Müslim, Zekât 66-67; Buhari, Edeb, 34; İbn Hişam, Siret, III, 30.)

KÜÇÜK GÖRMEDEN İYİLİĞİN HER ÇEŞİDİNİ YAP

(23)

ًائْيَش ِفو ُرْعملا نِم َّنرِقحَت َلْ« َكاَخأ ىَقْلت ْنأ ْوَلو

ٍقيِلط ٍهجوِب

»

Ebû Zer radıyallahu anh şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bana (hitaben) buyurdu ki:

“Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabiî) bir iyiliği bile sakın küçük görme!”

(Müslim, Birr 144. )

İYİLİK: TEBESSÜM VE GÜLER YÜZÜMÜZ OLSUN

(24)

لْ ملسملا وــخَأ ُملسملا ُهُمِلْسُي لْو هُمِلظَي

َمو . ِهي ِخَأ ِةجاح يِف َناَك ْن

ٍملسُم ْنع َج َّرَف ْنمو ،ِهِتجاح يِف ُ َّاللّ َناك هنع ُ َّاللّ َج َّرَف ًةب ْرُك

اهب

ْسُم َرَتَس نمو ، ِةمايقلا َموي ِب َرُك نم ًةب ْرُك َموَي ُ َّاللّ ُه َرَتَس ًامل

ِةَمايِقْلا

“Müslüman Müslüman’ın kardeşidir.

Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez.

Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar.

Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderenin Allah da kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.

Bir Müslüman’ın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter.”

(Riyazü’s-Salihin, Hadis No:246)

İYİLİK YOLUNDA ÇÖZÜM OLMAK

(25)

ِف ُبَّلَقَتَي ًلاُج َر ُتْيَأر دَقَل « ق ٍةرجَش يِف ِةَّنجْلا ي

اهعَط

يِذ ْؤُت ْتَناَك ِقيرَّطلا ِرْهَظ ْنِم َنيِمِلسُمْلا

»

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslümanları rahatsız eden

yol üstündeki bir ağacı kesen kişiyi

cennet nimetleri içinde yüzer gördüm.”

(Müslim, Birr 129)

İYİLİK: ENGELLERİ KALDIRMAK OLSUN

(26)

َك َّلِْإ اًس ْرَغ ُس ِرْغَي ٍمِلْسُم ْنِم اَم ُهَل ُهْنِم َلِكُأ اَم َنا

ٌةَقَدَص ُهَل ُهْنِم َق ِرُس اَم َو ٌةَقَدَص ُهْنِم ُعُبَّسلا َلَكَأ اَم َو

َوُهَف

ُهَف ُرْيَّطلا ِتَلَكَأ اَم َو ٌةَقَدَص ُهَل ُؤ َز ْرَي َلْ َو ًةَقَدَص ُهَل َو

ُه

ٌةَقَدَص ُهَل َناَك َّلِْإ ٌدَحَأ

"

Herhangi bir Müslümanın diktiği ağaçtan

yenen, çalınan ve eksilen şey,

kurdun, kuşun, insanın yediği şey, o ağacı diken için sadakadır”

(Müslim, Sahih, Müsakat, 22/7,9,12)

İYİLİK: DİKTİĞİMİZ AĞACIMIZ OLSUN

(27)

• İyilik, Allah'ın rızasını arzulamaktır.

• İyilik, Hastayı ziyaret etmek, Darda kalana derman olmaktır.

• İyilik, Görmeyene göz, işitemeyene kulak, konuşamayana ses olmaktır.

• İyilik, gözlerdeki yaşı silmek, Tutamayana el, yürüyemeyene ayak olmaktır.

• İyilik, Kimsesize kimse olmak, Ümitsiz gönüllere umut olmaktır.

• İyilik, Karnı aç olana aş, ikram olmak,

• İyilik, Çıplağa elbise olup kış sıcaklığı tattırmaktır.

• İyilik, suya hasretlik çekene kuyu olmak, çeşmede damlayan musluk olmak,

• İyilik, yol bulup gelemeyene yol olmaktır.

• İyilik, elinin sıcaklığını yetimin başında duymak, asırlık çınarlara, dedelere sarılıp hoş sohbet etmektir.

İYİLİK

(28)

• İyilik, dua olmak, kuran sayfalarından hayat bulmaktır.

• İyilik, mazlumun yanında acısını paylaşmak, zalime karşı dik durmaktır.

• İyilik, öğrenciye defter, kitap olmak, bazen okula/kursa sıra olmaktır.

• İyilik, iman öretmek, salih amel öğütlemektir.

• İyilik, yardım kolisi olup evlere girmek, gönüllere ferahlık vermektir.

• İyilik, yüzlerde tebessüm olmak adına güzel sözdür.

• İyilik, ihtiyacı olanı karşıdan karşıya geçirmek, elindeki ağırlığı taşımaktır.

• İyilik, temizliktir, arındırmaktır, sevdiğinden paylaşmaktır.

• İyilik, Misafire gönül açıp ikramda bulunmaktır.

• İyilik, iyiliği tavsiye edip kötülüklere engel olmaktır.

• İyilik, dargınlara aracı olmak barış yolunda nefes olmaktır.

• İyilik, meyvesinden istifade edilen bir ağaç dikmektir.

İYİLİK

(29)

İYİLİK

NİYYETİMİZ

(30)

ِفْنُت ىَّتَح َّرِبْلا اوُلاَنَت نَل ُت اَم َو َنوُّب ِحُت اَّمِم اوُق

اوُقِفْن

ٌميِلَع ِهِب َ اللّ َّنِإَف ٍءْيَش نِم

"Sevdiğiniz şeylerden (Allah için)

harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz.

Her ne harcarsanız Allâh onu bilir." (Al-i İmran,

3/92)

SEVDİĞİMİZDEN VEREREK İYİLİK

(31)

َلْ

ْؤُت ىَّتَح َةَّنَجْلا َنوُلُخْدَت َّتَح اوُنِم ْؤُت َلْ َو اوُنِم

ى

اوُّباَحَت

"Allah'a yemin ederim ki;

sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz.

Birbirinizi sevmedikçe de

gerçek iman etmiş olamazsınız."

(Müslim, İman, 81)

SEVDİĞİMİZDEN VEREREK İYİLİK

(32)

'İhlâsı kimden öğrenmeliyiz'

-Mekke-i Mükerreme'de harçlıksız kalmıştım. Basra'dan para bekliyordum ama gelmemişti. Saçım sakalım çok uzamıştı. Bir berbere girdim

'Peşin peşin söyliyeyim param yok' 'Allah rızası için saçlarımı düzeltebilir misin?‘

Berber o anda mevki sahibi birini traş etmekteydi. Onu bırakıp bana başladı. Adam itiraz etti.

Berber 'Kusura bakmayınız efendim' dedi, 'Sizi ücreti mukabilinde traş ediyorum. Ama bu genç Allah rızası için istedi‘

Berber dahasını da yaptı, bana harçlık verdi. Aradan birkaç gün geçti, beklediğim para geldi. Ona bir kese altın götürdüm. 'Asla alamam' dedi, 'İnan Allah'ın rızası, daha değerli'

ALLAH İÇİN YAPILAN İYİLİĞİN MÜKAFATI

(33)

ْنَمَف ْلَف ّٖهِ ب َر َءاَقِل اوُج ْرَي َناَك

َلْ َو اًحِلاَص ًلاَمَع ْلَمْعَي

اًدَحَا ّٖهِ ب َر ِةَداَبِعِب ْك ِرْشُي

“Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa,

iyi iş yapsın ve

Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak koşmasın.”

(Kehf 110)

İYİLİK: SALİH AMEL

(34)

ْجُت ٍةَمْعِن ْنِم ُهَدْنِع ٍدَحَ ِلْ اَم َو ْج َو َءاَغِتْبا َّلِْا ى ٰز

ِه

ىٰلْعَ ْلْا ِهِ ب َر

“O, hiç kimseye

karşılık bekleyerek iyilik yapmaz.

(Yaptığı iyiliği) ancak

Rabbinin rızasını istediği için (yapar).”

(Leyl 19-20)

VERLİNCE ALMAYACAĞINIZ ŞEYİ SİZ DE VERMEYİN

(35)

“Sağ eliyle verdiğini sol eli görmez.”

اَمَّنِا ُن َلْ ِ هاللّ ِهْج َوِل ْمُكُمِعْطُن

َلْ َو ًءا َزَج ْمُكْنِم ُدي ّٖر ُكُش

ا ًرو

«Biz sizi Allah rızası için doyuruyoruz;

sizden ne bir karşılık

ne de bir teşekkür bekliyoruz.»

( 76/İnsan 9 )

İYİLİK: ALLAH RIZASI İÇİNDİR

(36)

Bir akşam vakti Hz. İbrahim’in yaşadığı memleketten geçen yaşlı bir yolcu, misafir olup geceyi geçirebileceği bir ev arar. Hz. İbrahim’in kapısını çalar ve kendisini misafir edip edemeyeceğini sorar. Yolcu seksen yaşlarındadır ve Müslüman değildir.

Hz. İbrahim ise kapısını çalan bu insanı bu vesile ile Hak yoluna davet etmeyi düşünür ve Müslüman olması şartı ile misafir olarak ağırlayabileceğini söyler.

Adam kızar şartlı kabulü reddeder ve akşamüzeri yoluna devam eder. Tam o sırada Hz. İbrahim’e ilahi uyarı gelir:

“Ey İbrahim, biz o insana ömür verdik, mal verdik, evlatlar verdik, rızk verdik.

Bunun karşılığında ona şart koşmadık. Ama sen kulum, ona bir gecelik misafirlik için iman etmeyi şart koştun.”

Bu uyarı üzerine Hz. İbrahim hemen koşup adamı durdurur ve şartsız misafir edeceğini söyler.

Adam “koştuğun şarttan neden vazgeçtin?” diye sorar.

Hz. İbrahim, “Allah bana hiçbir karşılık istemeden ve şart koşmadan iyilik yapmamı emretti” der.

Bunun üzerine adam da, “Bunu sana emreden Allah’a iman ediyorum” der.

HZ. İBRAHİM VE MİSAFİRİ

(37)

İslam ahlakının temelini teşkil eden bir hadiste Efendimiz şöyle buyuruyor:

َّب ِحُي ىَّتَح ْمُكُدَحَأ ُنِم ْؤُي لْ

ُّب ِحُي اَم ِهي ِخَلأ

ِهِسْفَنِل

Enes bin Malik radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Sizden biriniz kendisi için sevip arzu ettiği dünya ve ahiret nimetlerini din kardeşi için de sevip arzu etmedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”

(Buhârî, İman 6)

İYİLİK: SEVDİĞİNDEN VERMEKTİR

(38)

َبِ يَط ْنِم اوُقِفْنَا اوُنَمٰا َني ّٖذَّلا اَهُّيَا اَي َنْج َرْخَا اَّمِم َو ْمُتْبَسَك اَم ِتا

َنِم ْمُكَل ا

ِض ْرَ ْلْا ِفْنُت ُهْنِم َثيّٖبَخْلا اوُمَّمَيَت َلْ َو

َّلِْا ِهي ّٖذ ِخٰاِب ْمُتْسَل َو َنوُق ْنَا

ِهيّٖف اوُضِمْغُت ٌّىِنَغ َ هاللّ َّنَا اوُمَلْعا َو

َح ٌدي ّٖم

«Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra

harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan

alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır.»

( 2/Bakara 267 )

VERLİNCE ALMAYACAĞINIZ ŞEYİ SİZ DE VERMEYİN

(39)

Molla Cami anlatıyor ki, Cömert birisine sormuşlar:

«Fakirlere ve muhtaçlara verdiğin,

dağıttığın şeylerden ötürü gönlüne kibir geliyor, onları kendine minnettar görüyor musun?»

Cömert: «Kesinlikle hayır.

Ben kendimi aşçının elindeki kepçe gibi görüyorum.

Verilen kepçeden geçse de veren aşçıdır.

Kepçe, "rızkı veren benim" gibi bir hisse kapılabilir mi? demiş.

ALLAH İÇİN YAPILAN İYİLİK

(40)

İYİLİK

ÖNÜNDEKİ

ENGELER

(41)

َّنِإ ْذُي ِتاَنَسَحْلا

َنْبِه َئِ يَّسلا

ِتا

“İyilikler kötülükleri giderir.”

(Hud 114)

İYİLİK: KÖTÜLÜKLERİ YOK EDER

(42)

• Şeytan

• Şeytanlaşmış insan tipleri ve münafıklar

• Cimrilik ve mala düşkünlük Dünya hırsı

• Dinden uzaklaşmak

• İslam dışı fikirlere sahip olmak

• Kötülüğün yaygınlaşması

• Kin, nefret, çekememezlik

• Ölümü hatırdan çıkarmak vb.

İYİLİK ÖNÜNDE ENGELLER OLMASIN

(43)

ُمْأَي َو َرْقَفْلا ُمُكُدِعَي ُناَطْيَّشلا َي ُ اللّ َو ءاَشْحَفْلاِب مُك ُر

ًة َرِفْغَّم مُكُدِع

ٌميِلَع ٌعِسا َو ُ اللّ َو ًلاْضَف َو ُهْنِ م

“Şeytan sizi fakirlikle korkutur.

(Fakir düşeceğinizi söyleyerek sadaka vermekten uzak durmanızı ister.)

Ve size, çirkinliği ve hayasızlığı emreder.

Allah ise size kendi katından mağfiret ve bol nimet va’d ediyor.

Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”

(Bakara, 2/268)

İYİLİK ÖNÜNDE ENGELLER OLMASIN

(44)

َلْ َو ِ يَّسلا َلْ َو ُةَنَسَحْلا ىِوَتْسَت

ِه ى ّٖتَّلاِب ْعَفْدِا ُةَئ ُنَسْحَا َى

اَدَع ُهَنْيَب َو َكَنْيَب ى ّٖذَّلا اَذِاَف ٌمي ّٖمَح ٌّىِل َو ُهَّنَاَك ٌة َو

“İyilikle kötülük bir olmaz.

Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle.

O zaman seninle arasında düşmanlık

bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.”

( 41/Fussılet 34 )

KÖTÜLÜĞE KARŞI İYİLİK

(45)

لاِب َّن ُرُمْأَتَل ِهِدَيِب يِسْفَن يِذَّلا َو ُملا ِنَع َّن ُوَهْنَتَل َو ِفو ُرْعَم

ْوَأ ِرَكْن

ْمُكْيَلَع َثَعْبَي ْنَأ ُ َّاللّ َّنَكِشوُيَل َف ُهَنوُعْدَت َّمُث ُهْنِم اًباَقِع

َلا

ْمُكَل ُباَجَتْسُي

“Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki,

ya iyilikleri emreder ve kötülüklerden nehy edersiniz,

ya da Allah kendi katından yakın zamanda üzerinize bir azab gönderir.

Sonra Allah’a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez.”

(Tirmizî, Fiten 9)

İYİLİK ÖNÜNDE ENGELLER OLMASIN

(46)

İyiliğin, fedakârlığın, paylaşmanın neredeyse unutulmaya yüz tuttuğu, savaşların, işgallerin, sömürgeciliğin, şiddet ve katliamların had safhaya çıktığı bir yerkürede yaşıyoruz.

İnsanlık tarihi boyunca olduğu gibi bugün de hiçbir toplumda, ortak bir hayat ve geleceği paylaşan insanlar aynı düzeyde değildir. Zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini, erkeği kadını...

İyilikten yana tavır alıp iyiliği hayat düsturu haline getirmeliyiz.

İyilik önündeki her türlü engeli aşmalı, rengi, dini, dili, ne olursa olsun insanların ve insanlığın yanında olmalıyız.

İYİLİĞE NE KADAR DA MUHTACIZ

(47)

İYİLİĞİN

MÜKAFATI

(48)

Köpeğe ayakkabısıyla kuyudan su veren günahkar kadın da böyle değil miydi? Yaptığı ufak bir iyilik karşılığında affa mazhar olmak işte budur.

“Allah (cc) bir köpek yüzünden, ahlaksız bir kadını affedip cennetine koydu. Köpek bir kuyunun başında, susuzluktan dili sarkmış bir vaziyette soluyup duruyordu.

Tam o esnada oradan geçmekte olan bu kadın, köpeğin bu halini görünce dayanamadı, hemen belinden kemerini çıkarıp ayakkabısına bağladı, bununla kuyudan su çıkarıp köpeğe içirdi.

Böylece köpek ölümden kurtuldu. İşte bu kadının bir köpeğe karşı bu davranışı o kadının affına vesile oldu ve Allah (cc) onu cennetine koydu.”

(Buhari, Enbiya,54, Mezalim,23; Müslim, Selam, 153-155.)

İYİLİĞİN MÜKAFATI

(49)

ْمُكِسُفْنَ ِلاَف ٍرْيَخ ْنِم اوُقِفْنُت اَم َو َءاَغِتْبا َّلِْا َنوُقِفْنُت اَم َو

ِ هاللّ ِهْج َو

ْمُكْيَلِا َّف َوُي ٍرْيَخ ْنِم اوُقِفْنُت اَم َو اَم َو َنوُمَلْظُت َلْ ْمُتْنَا َو

اوُقِفْنُت

هِب َ هاللّ َّنِاَف ٍرْيَخ ْنِم ٌميلَع

“... Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir.

Zaten siz ancak Allah’ın rızasını kazanmak için harcarsınız.

Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı size tastamam ödenir...

Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir.”

(Bakara, 2/272-273)

ALLAH İÇİN YAPILAN İYİLİĞİN MÜKAFATI

(50)

ِلْيَّللاِب ْمُهَلا َوْمَا َنوُقِفْنُي َنيِذَّلَا َف ًةَيِنَلاَع َو ا ًّرِس ِراَهَّنلا َو

ْمُهَل

ْيَلَع ٌف ْوَخ َلْ َو ْمِهِ ب َر َدْنِع ْمُه ُرْجَا ْمُه َلْ َو ْمِه

َنوُن َزْحَي

“Mallarını gece ve gündüz,

gizlice ve açıkça infak edenler yok mu,

işte onların Rableri katında mükâfatları vardır.

Ve onlara herhangi bir korku yoktur.

Onlar hiçbir zaman mahzun da olmazlar.”

(el-Bakara 274)

ALLAH İÇİN YAPILAN İYİLİĞİN MÜKAFATI

(51)

َع ُهَلَف ِةَنَسَحْلاِب َءاَج ْنَم َم َو اَهِلاَثْمَا ُرْش

ْن

َلْ ْمُه َو اَهَلْثِم َّلِْا ى ٰزْجُي َلاَف ِةَئِ يَّسلاِب َءاَج َنوُمَلْظُي

“Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır.

Kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır.

Onlar haksızlığa uğratılmazlar.”

(En'âm 160)

İYİLİĞİN MÜKAFATI

(52)

"

ْيَب َسْيَل ،ُهُّب َر ُهُمِ لَكُيَس َّلِْإ ٌدَحَأ ْمُكْنِم اَم َأ ُرُظْنَيَف ،ٌناَمُج ْرَت ُهَنْيَب َو ُهَن

َلاَف ُهْن ِم َنَمْي

ْنِم َمَأْشَأ ُرُظْنَي َو ،ِهِلَمَع ْنِم َمَّدَق اَم َّلِْإ ى َرَي ُرُظْنَي َو ،َمَّدَق اَم َّلِْإ ى َرَي َلاَف ُه

َنْيَب

َءاَقْلِت َراَّنلا َّلِْإ ى َرَي َلاَف ِهْيَدَي ِهِهْج َو

َّتاَف ، ٍة َرْمَت ِ قِشِب ْوَل َو َراَّنلا اوُق

"

"

ٍةَبِ يَط ٍةَمِلَكِب ْوَل َو

"

Adiy İbnu Hâtim (r.a.) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Sizden herkese Rabbi, aralarında bir tercüman olmaksızın, doğrudan doğruya hitab edecektir.

Kişi o zaman (ateşe karşı bir kurtuluş yolu bulmak üzere) sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır) amellerden başka bir şey göremez.

Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği (kötü) amellerden başka bir şey göremez.

Ön cihetine bakar. Karşısında (kendini beklemekte olan) ateşi görür.

(Ey bu dehşetli güne inanan Müminler!) yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun. Bunu da bulamazsanız güzel bir sözle koruyun"

(Buhârî, Rikâk 49; Tevhid 36, )

KIYAMET GÜNÜ İYİLİKLERİN SENİ KARŞILAYACAK

(53)

َو َءاَعُّدلا َّلِْإ َءاَضَقْلا ُّد ُرَي َلْ

إ ِرْمُعْلا ىِف ُدي ِزَي َلْ

َّلْ

َّرِبْلا

“Kaza (ve kaderi) ancak dua değiştirir.

Ömrü ise ancak iyilik artırır.

(Tirmizi, Kader, 6)

İYİLİK ÖMRÜ BEREKTLENDİRİR

(54)

ٰثْنُا ْوَا ٍرَكَذ ْنِم اًحِلاَص َلِمَع ْنَم ٌنِم ْؤُم َوُه َو ى

َو ًةَبِ يَط ًةوٰيَح ُهَّنَيِيْحُنَلَف َاِب ْمُه َرْجَا ْمُهَّنَي ِزْجَنَل

اَم ِنَسْح

َنوُلَمْعَي اوُناَك

“Erkek veya kadın,

mümin olarak kim iyi amel işlerse,

onu mutlaka güzel bir hayat ile yaşatırız.

Ve

mükâfatlarını

, elbette

yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.”

(Nahl 97)

SEVDİĞİMİZDEN VEREREK İYİLİK

(55)

İYİLİK

BİZİM İÇİN

(56)

ْمُتْنَسْحَا ْمُتْنَسْحَا ْنِا َا ْنِا َو ْمُكِسُفْنَ ِلْ

ْمُتْاَس

اَهَلَف

«Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize etmiş olursunuz.»

( 17/İsra 7 )

İYİLİK: KENDİMİZ İÇİNDİR

(57)

َرْيَخْلا اوُلَعْفا َو ْمُكَّلَعَل

َنوُحِلْفُت

“Hayır işleyiniz ki kurtuluşa eresiniz.”

(22/Hac sûresi 77)

İYİLİK: KURTULUŞA ERMEKTİR

(58)

ِر ِخٰ ْلْا ِم ْوَيْلا َو ِ هللّٰاِب َنوُنِم ْؤُي ِفو ُرْعَمْلاِب َنو ُرُمْاَي َو

ُع ِراَسُي َو ِرَكْنُمْلا ِنَع َن ْوَهْنَي َو ِئٰلوُا َو ِتا َرْيَخْلا ىِف َنو

َك

َنِم َني ّٖحِلاَّصلا

«Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar;

iyiliği emreder, kötülükten menederler;

hayırlı işlere koşuşurlar.

İşte bunlar iyi insanlardandır.»

(3/Ali İmran 114)

İYİLİK: İYİ İNSAN OLMAKTIR

(59)

ٍرْيَخ ْنِم ْمُكِسُفْنَ ِلأ اوُمِ دَقُت اَم َو َّنِإ ِ َّاللّ َدْنِع ُهوُد ِجَت

اَمِب َ َّاللّ

ٌري ِصَب َنوُلَمْعَت

“…

Önceden kendiniz için ne hayır yaparsanız Allah'ın katında onu bulacaksınız.

Şüphesiz Allah bütün

yaptıklarınızı görmektedir."

(2/BAKARA 110)

İYİLİK: AHİRET İÇİN HAZIRLIKTIR

(60)

İslâm’ın yegâne hedefi, yeryüzünde iyilikleri yaygınlaştırmak, kötülükleri ortadan kaldırmak, bu tamamen mümkün olmasa bile asgariye indirmektir.

İyilik yolunu seçenler, yaptıkları maddi ve manevi iyilik yatırımlarıyla hem kendi hayatlarını ve yaşadıkları toplumların düzenini inşa ve ihya eder hem de peşleri sıra yaşayan insanları ve toplumları hayata bağlarlar.

İyiliği gelenekselleştirerek nesillere miras bırakanlar, insanlığın yarınına da hayat verirler.

İSLAMIN HEDEFİ: İYİLİĞE ULAŞTIRMAKTIR

(61)

َّللا َنِم ىِنْلَعْجا َّمُههللَا اوُنَسْحا اَذِإ َنيِذ

اَذِإ َو او ُرَشْبَتْسا ُءاَسَا

ْسا او او ُرَفْغَت

Hz. Aişe validemizden rivayetle efendimiz şöyle dua etmiştir:

«Allah’ım! Beni,

iyilik yaptıkları zaman sevinç duyan,

kötülük yaptıkları zaman da

bağışlanma dileyen kullarından eyle.»

(İbn Mâce, Edeb, 57)

İYİLİK: DUADIR

(62)

ِ رِبْلا ىَلِإ يِدْهَي َقْدَّصلا َّنِإ َلِإ يِدْهَي َّرِبْلا َّنِإ َو

ى

َح ُقُدْصيل َلُج َّرلا َّنِإ َو ، ِةَّنَجلا َِّاللّ َدْنِع َبَتكُي ىَّت

، ًاقيِ د ِص

“Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir.

İyilik de cennete iletir.

Kişi doğru söyleye söyleye

Allah katında sıddîk diye kaydedilir...”

(Buhâri, Edeb, 69)

İYİLİK CENNET YOLUDUR

(63)

DA VET

(64)

ARHAVİ MÜFTÜLÜĞÜ KUR’AN KURSLARI

TAMİRAT VE TADİLATI İÇİN YARDIM KAMPANYASI

ALLAH YARDIMLARINIZI KABUL ETSİN

YARDIM

Referanslar

Benzer Belgeler

A) Şeker ve meyve suyu yerine içilebilir. B) Şeker ve meyve sularıyla karıştırılabilir. C) Şeker ve meyve sularıyla aynı yere konabilir. Tablet ya da şurubun içerdiği

Yolculuk Motifi: Aykut Abay’ın Yada taşını bulmak için yolculuğa çık- ması motifi; Türklerin kendi kadim kutsallarını Türkü Türk yapan, Türkleri kuru bir

vermeleri ve işlerini toparlamaları için vakit tanınmalı, onlarla sakin ve. yavaş konuşmalı, lafa

Polatlı’ya gelerek İlçe Başkanı Erkut Kubat ziya- ret eden Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt ile Polatlı ve ülke gündemi hakkında Polatlı Postası ile

 Ebeveyn eğitimi ve danışmanlık hizmetlerinin, aile odaklı terapilerin (çocuk-ebeveyn psikoterapisi, aile odaklı bilişsel davranışçı terapi, ebeveyn-çocuk

Okulumuz öğrencilerilerin ihtiyaç sahiplerinin durumlarını daha iyi anlayabilmeleri, Şefkat, yardım, çevreye karşı duyarlılık, zayıf ve kimsesizleri korumak

Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin olgunlaşmasını sağlayan “Sohbet Şeyhi” olarak bilinir ve başta Divan-ı Şems-i Tebrizi olmak üzere Rumi’ye birçok eserde il- ham ve

Tüm kanser hastalarının, özellikle hematolojik malignitesi olan, yani kan veya kemik iliği kanseri olan hastaların yüzde 1015’i, diğer kanser hastalarının yüzde 5’i