YAKINDOGU ÜNİVERSİTESİ FEN
BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
İÇ MİMARLIK ANA BİLİM DALI
YÜJ(SEK LİSANS TEZİ
Oluşumunda Bauhuas'un Yeri
Tez 22/06/2013 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından
Oy Birliği ile Kabul Edilmiştir
·.
-~.. ~,----~ C? I
9
',
.c:::::>Prof. Harun ÖZER,
-diiri Üyel~ri :
.
Juri Başkanı,
Yakın Doğu Üniversitesi,
iç
Mimarlık Bölümü
Prof. Dr. Nuran Kara PİLEHVARİAN,
Danışman,
Yakın Doğu Üniversitesi,
iç
Mimarlık Bölümü
/
fu)i
--y
Prof. Dr. Harun BATIRBAYGİL,
·
Juri Üyesi,
Okan Üniversitesi,
Mimarlık Bölümü
İmza:
Tarih:
Haziran 2013
Çalışmaların sırasında destekleri ve yardımları ile bana yol gösteren sayın hocam ve
danışmanım,
Prof. Dr. Nuran Kara Plehvarian'a, bilgisi ve görüşleri ile
yanımda olan saygı
değer hocam Prof
.
Dr. Harun Batırbaygil'e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Hayatımın her aşamas
ı
nda benim için fedakarlık eden,
her konuda yüreklendiren,
güvenip
çalışmalarımı takdirle karşı
l
ayıp,
destekleyen; sevgil
i
annem Asuman Yurtyapan'a ve
babam Zafer Yurtyapan'a; meslektaşım olma yolunda ilerleyen biricik kardeşim Aytaç
Yurtypana'a yanımda olan sevgili eşim Amineddin Salimi'ye sonsuz teşekkür ederim, iyik
i
varsınız.
Ayr
ı
ca Yakın Doğu Üniversites
i
,
Mimarlık ve İçmimarlık Fakültesinde görev yapmakta
olan hocalar
ı
m ve meslektaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.
Bilge ve cesur dedelerime
Anneannem ve babaanneme
ÖZET:
Tarihte her zaman var olan içmimarlığın, nerede ve nasıl mimarlıktan sıyrılıp,
kendi başına
ayrı bir tasarım alanı ve meslek olarak kabul edildiğinin incelendiği bu tez; 6 bölümden
oluşmaktadır. Bauhaus döneminin etkileri hala günümüzde her alanda görülse de;
içmimarlık dalında gerek eğitim gerek kendi içinde çalışılmış farklı alanlar olsun
günümüzde içmimarlığın ve içmimarlık eğitimin temel ilkelerini oluşturmakta ve gizli
veya açık bir şekilde Bauhaus ekolünü hala içinde var etmektedir.
Birinci bölümde giriş, ikinci bölümde kavramsal çerçeve ve tanımlar
yer almaktadır.
Üçüncü bölümde tarihsel süreç
içerisinde sanat akımlarının içinde bir tasarım alanı olarak
içmimarlık ele alınmaktadır.
Bauhaus'un oluştuğu ortam ve bu fikrin ortaya çıkmasında
etkili olan kişiler ve kurumlar araştırmaya dahil edilmiştir.
Dördüncü bölümde endüstrileşme süreci ve
yeni düzenin tasarım ilkeleri
Bauhaus'un
tarihsel gelişimi
incelenirken,
okulun gelişim süreci;
Bauhaus'un farklı eğitim sistemi,
temel ilkeler ve öğretimin
kapsamı
başlıkları altında incelenmiştir.
Okulda öğretici/usta
sanatçıların,
sanat ve zanaatın birliği için yaptıkları çalışma yöntemlerine
yer verilmiştir.
Bauhaus tasarım anlayışı olan yalın,
fonksiyonel ve estetik karakteristikler renk, malzeme
ve form başlıkları altında irdelenmiştir.
Bauhaus'un gelişim sürecinde ortaya çıkan
ürünlerden örnekler verilmiştir.
Değerlendirme ve sonuçta Bauhaus'un günümüzde ürün ve mobilya tasarımı
ve
içmimarlığa katkısı karşılaştırılmış ve bugün hala içinde var olan etkilerinden
bahsedilmiştir.
ANAHTAR SÖZCÜKLER:
Endüstri
Devrimi,
Bauhaus, Bauhaus Tasarımları,
İskandinav Tasarımlar,
IKEA, Modern Mimarlık,
İçmimarlık,
Tasarım.
The first part of this thesis is the introduction;
at the second part there are definitions.
The
third part is the study of the formation of interior architecture and the effects of various
Arts Movements.
The study of
the occurance idea and environment of the Bauhaus period,
foundations which and people who influenced the ideology were
included to the research.
In the forth section the process of
industrialization
and designing principles of the
Bauhuas; historical
development of Bauhaus and the different educational systems, basic
principles and the teaching content.
Studying methods of the masters for arts and crafts
unity were
included.
The
principles
of the
Bauhaus as in terms of education,
functional and aesthetical indusrial
production design is studied under the headlines of color
,
material and form. How interior
architecture came out
of the Bauhaus as a new proefession.
The products and designs made
during the Bauhuas period and its universality examples were given.
At the evaluation and conclusion; this study shows
the contribution of the Bauhaus to the
industrial
production and
interior architecture. In terms of furniture, object design and
interior architecture was evaluated and considered with examples of today.
KEY WORDS:
Industrial
Revolution,
Bauhaus,
Bauhaus Designs,
Scandinavian
Designs, IKEA,
Modem Architecture,
Interior Architecture, Design.
ŞEK
İ
L LİSTESİ:
Şekil 1: Mekan Tanımlama,
Mekan AlgısıŞekil 2:
Süleyman Mabedi Temsili Resim
Şekil 2.
1: Karnak Tapınağı,
Mısır
Şekil 2.2: Karnak Tapınağı, Stünlu Hol,
Mısır
Şekil 2.3: Kristal Saray (Crystal Palace),
Londra 1851
Şekil 2.4: William Morris
Şekil 2.5: William Morris desen çalışmalarından örnekler
Şekil 2.6: William Morris Çalışma Odası
Şekil 2.8:
Arts and Crafts Mucha Posterleri
Şekil 2.9:
Arts and Crafts Mucha Posterleri
Şekil 2.1 O: Charles Rennie Mackintosh,
Glasgow Sanat Okul
Şekil 2.11:
Charles Rennie Mackintosh,
Glasgow Sanat Okul Kütüphanesi
Şekil 2.12: Charles Rennie Mackintosh,
Sert ve Narin Motifleri
Şekil 2.13: Charles Rennie Mackintosh,
Mobilya Tasarımları
Şekil 2.14: Charles Rennie Mackintosh,
Mobilya Tasarımları
.
.
Şekil 2.
15:
Van de Yelde Çalışma Masası 1898-99
Şekil 3: Victor Horta Solvey
Evi Vitraylı Salondan bir Görüntü
Şekil 3. 1:
Victor Horta Solvey Evi Merdiven Korkuluğu
Şekil 3.2: Art Nouveau'ya Ait Mobilya Örneği
Şekil 3.3: Art Nouveau'ya Ait Eser
Şekil
3.4: Art Nouveau'ya Ait Mücevher
Şekil 5:
Elsie de Wolfe (1865-1950)
Şekil 5 .1:
Elsie de Wolfe'un Çalışması,
Trellis Odası,
Colony Club,
New
York
Şekil 5.2:
Elsie de Wolfe'un Çalışması,
Vila Trianon'daki Aynalı Duvar.
Şekil 6: Deutscher Werkbund Posteri
Şekil 6.1: Walter Gropius Ve Adolf Meyer,
Tasarımı Fagus Werk Fabrika Binası
Şekil 6.2: Bauhaus Manifestosunun Yayını Ve Onun Görseli
Şekil 6
.
3:
Bauhaus'un Kurucusu Walter Gropius
Şekil 6.4: Bauhaus'un
Logosu
Şekil 6.5: Joost Schmidt,
1923 Yılı Bauhaus Sergisi Posteri
Şekil 6.6: Bauhaus Binasının Terasında Öğretim Üyeleri
Şekil 6.7:
Bauhaus Atölyelerinden Bir Görüntü
Şekil 6.8: SommerfeldEvi
(1922)
Şekil 6.9:
Sommerfeld
Evinin
İçinden Bir Görüntü
(1922)
Şekil 6.1 O: Haus am Horn Evi Planı ve Çizimleri
(1923)
Şekil 6.11: Haus am Horn Evi
(1923)
Şekil 6
.
12: Haus am Horn
Evinin İçinden Bir Görüntü
(1923)
Şekil 7: Marcel Breuer Tasarımı Gunta Stölzl Dokumalı Sandalye,
1921
Şekil 7.2: Wilhem Wagenfeld Tasarımı Çay Seti, 1924 Şekil 7.3: Otto Lindig Tasarımı Kahvelikler, 1920
Şekil 7.4: Bauhaus Binası Duvarı İçin Yapılan Duvar Boyama Tasarımı Planı, 1923 Şekil 7.5: Bauhaus'taki Dokuma Atölyesi
Şekil 7.6: Gunta Stözl Tasarımı Dokuma Şekil 7.7: Gunta Stözl Tasarımı Dokuma
Şekil 7.8: Heykel Atölyesinde kompozisyon çalışması, 1928 Şekil 7.9: Bauhaus Weimar Heykel Atölyesi, 1923
Şekil 7 .1 O: Ilse Fehling Tasarımı Soyut Heykel, 1922 Şekil 7.11: Joost Schmidt, İsimsiz Heykel Çalışması, 1930 Şekil 7.12: Josef Hartwig Tasarımı Santranç Takımı, 1924 Şekil 7.13: Josef Albers Tasarımı Cam Kompozisyon, 1922 Şekil 7.14: Lyonel Feininger Tasarımı Kapak, 1924
Şekil 7.15: Friedl Dicker ve Johannes Itten Tasarımı Baskı, 1921
Şekil 7 .16: Oscar Schlemmer Tasarımı Triadic Balet kostümleri, 1922-1926 Şekil 7.17: Oscar Schlemmer Tasarımı Dans Kostümleri, 1922
Şekil 8: Wassily Chair, Marcel Breuer, 1925 Şekil 8.1: Tubular Steel Chair, Marcel Breuer, 1928
Şekil 8.2: Slatted Chair, Gerrir Rietveld,1923; Slatted Chair, Marcel Breuer, 1924 Şekil 8.3: Marcel Bruer, Alüminyum Sandalye
Şekil 8.4: Walter Gropius, F 51 (Tecta), 1920
Şekil 8.12: Christian Dell Tasarımı Modern Ofis Masa Lambaları
Şekil 8.13: Ayarlanabilir Tavan Lambası, Marianna Brandt, Hans Przyrembel Şekil 8.14: Marianne Brandt Tasarımı Asma Globe Tipi Aydınlatmalar Şekil 8. 15: Ludwig Mies Van Der Rohe Tasarımı Barcelona Chair. Şekil 8.16: Ludwig Mies Van Der Rohe Tasarımı Tubular Chair. Şekil 8. 17: Otto Lindig Tasarımı Terra Cotta Çay Kahve Takımı Şekil 9: Marcel Bruer, S 285, 1934
Şekil 9.1: Marcel Bruer, B9, 1926
Şekil 9.2: Marcel Bruer, Large Nesting Table
Şekil 9.3: Marcel Bruer, Chaise Lounge (Şezlong), 1932 '
-Şekil 9.4
:
Marcel Bruer,
Isokon Sandalyesi, 1932
Şekil 9.5: IKEA'nın Poang Sandalyesi
Şekil 9.6
:
Marcel Bruer,
Tasarımı F40 Canteliver Sofa
Şekil 9.7: IKEA'nın Allerum Kanepesi
Şek
i
l 9
.
8:
Marcel Bruer,
B9, 1926
Şekil 9.9: IKEA Vıttsjo Nesting Tables
ekil 9 .11: IKEA Bellini Stackable Chair
ekil 9 .12: Alma Buscher Tasarımı Blok Oyun, 1924 ekil 9.13: IKEA Tasarımı Blok Oyunlar
1
.1
. A
maç
2
1
.2
.
Kaps
a
m
3
-
·
K
avramsal Çerçeve
4
•.. 1
.
Tasarım - Meka
n
, İçmekan
6
2.2
.
Mimarlık - İçmimarlık.
1 O
3. Tar
ih
sel S
ü
reçte
O
rt
a
y
a
Çıkan Sanat Ak
ı
mlarında İçmimarlık
.
.1
2
4
. En
dü
str
il
eşme
S
ür
eci
51
4.
1. Yeni
D
üzeni
n
T
a
sarım İ
l
ke
l
eri
B
auha
u
s
57
4
.2
. B
auha
u
s Tasarı
m
At
öl
yeleri
7
4
4.2.1. M
ob
ilya At
ö
lyesi
75
4.2
.
2. Metal At
ö
lye
si
:
:
.···
····
··
···
··
·
···
··
·
·
··
···
·
·
··
··
·
···
····
·
··
·
·
··
·
·
····
·
·
·
·
·
··
·
··77
4.2
.3. S
eramik At
öl
yesi
79
4.2
.
4.
D
uvar
Bo
yama
A
t
ö
lyesi.
81
4.2
.
5. Tekst
il
At
ö
lyes
i
83
4
.2.
6
. Heykel (Plastik) At
ö
lyesi
86
4.2.7. Taş Heyke
l
At
öl
yesi
87
4.2
.8
.
A
hşap
O
yma
Atöl
yesi
89
4.2
.9.
C
a
m
Bo
yama
A
t
öl
yes
i
9
0
4.2.12. Sahne Atölyesi
93
4.3. Bauhuas'ın Kült Tasarımları ve Günümüz Tasarımlarına Olan Etkileri
ve
Benzerlikleri
95
5.Değer
l
endirme
1
17
.
•
r
u
stu
ry
alı mimar K
a
rl Schwanz
e
r
,
bir mimari
y
apı
y
ı
; "
Dört duvar ve başımızın ü
ze
rinde
da
m
d
an daha fazla olan şey.
" di
y
e tanımlar.
Bu
daha fazla olan şe
y
; sanatsal
,
yol
o
ji
k
,
antropolojik
,
ekonomik
,
tarihsel
v
e kültürel bir
y
apıyı ifade ede
r
.
"İsadan 500yıl önce ilk kez, Lao- Tze, yapı gerçeğinin dörtduvarla bir çatıdan etolmadığını, bugerçeğin asıl bunların içindeki öze ilişkin mekandan, yaşama
ından oluştuğunu, belirtmişti. '' (Frank Lloyd Wright, aktaran; Togay, 2002).
e
m
mimarlığın temsilcilerinden Frank Ll
y
od Wright
'
ın da tasarım
y
aparken,
·
in sadece klasik bir dört du
v
ar ve üstünü kapatacak çatıdan çok onun içindeki öze
·
ki
n
mekandan
ka
y
naklandığını vurgulaması
;
Lao Tze
'
dan günümüz
e
çok fazla şey
ğ
i
ş
m
ediğini göstermektedir. Romalı ünlü mimar Vitruviou
s'
da
(
MÖ. l
y
ü
zy
ıl
)
a
y
nı
~cta
la
ra
,
teknoloji
y
e
(
Firmitas
,
kalıcılık
,
sağlamlık)
,
estetiğ
e (
Venustas
,
g
üzelli
k)
ve
·
l
eve
(
Utilitas, kullanışlılık
,
rahatlık
)
dikkat çekmiştir.
a
r
i
sadece
bizim için ger
e
ken
,
ve
ya başlıca yaşamsal faali
y
etlerimizi yürütece
ğ
imi
z
d
üşünceden ide
'
den ve sanattan kopuş değildir.
Geçmişi
,
şimdiyi ve
y
a geleceği
po
z
e eden hiçbir önc
e
den tasarlanmış biçimi kabul etmeden,
bunun
ye
rine kendi
s
ağ
u
y
um
uz ve yaşam biçimlerimizi göz önünde bulundurarak
,
biçimi malzemenin doğasıyla
i
rl
eşt
irerek, neyi amaçladığımızı bilerek yapılması gerekendir mimarlık.
ığın gelişim süreci içinde, dünya tarihine yön veren ve toplumların kültürel,
zonomik ve politik alanlarda değişimler yaşamasına neden olan gelişmeler olmuştur. Bu gelişmelerle
birlikte,
teknoloji,
malzeme ve uygulama yöntemleri gibi mim
a
ri ürünün
rt
ay
a
çıkışını etkil
eye
n parametreler ise,
uyga
r
lık düzeyinin belirle
y
ici göst
e
rgelerini
u
şt
ur
muştur.
l
en
eksel toplum dü
z
eninde
y
a
ş
ayan
t
üm toplulukların güç
g
ö
st
ergesi,
prestij
y
apıl
a
rı
·
· g
erek
s
inimlerini karşılamaya yönelik mimari ürünl
e
rin tasarımını etkileyen kriterler
En
düstri Devrimine kadar aynı olmuş
t
ur.
E
ndüstri Devrimi sonrası teknolojik gelişmelerin
etkisiyle hızlanan bilg
i
akışı ve uygulama alanlarındaki ç
e
şitlilik tasarımcının tasa
r
ım
el
er
inin değişimini d
e
b
e
raberinde getirmiştir.
.I.A
maç:
Bu
ç
a
lışm
a
nın şeçiliş nedeni
v
e amacı
;
tarihsel çerçe
v
eden mekanın bir bütün olarak
ta
sar
la
ndığı
;
iç ve dış mekanın a
y
rı ta
s
arım alanları olarak ayrıştığı süreç incelenmiş
v
e
·
arlığın Bauhuas ile birlikte bir tasarım alanı olarak çıkıp şekillenmesi incelenmiştir.
··A
~
k
anı şekillendiren obj
e
lerin
ve
iç mekanın psikolojik,
e
s
tetik
,
uslupsal ayrımlara
g
öre
d
ll
e
ndirildi
ği
yeni bir
t
asarım alanı,
içmimarlığın ortaya çıkış
y
ıllarını irdelerken
;
•
.
.
ü
nümüzde bu disiplinin nelerden etkilenerek meslek olarak var oluşu an
a
liz edilip
·o
rumlanmaktadır.
Y
e
m
e
,
içme,
barınma
v
e benz
e
ri iç
g
üdülerle
; y
eraltı ve
y
er ü
s
tü mağaralar,
kavuklar
,
ilk
taş
tan
, t
oparlanan çeşitli ç
e
r çöpt
e
n ve
y
a de
r
iden inşaa
e
dilen mek
a
nlarda bil
in
çli
y
ad
a
bilinçsiz oluşturulan bir iç
t
a
sa
rım
v
ardır. Yemek y
e
necek
, y
atılacak v
e
di
ğ
er i
ş
lerin
sü
rürüleceği yerler tanımlanmış,
a
y
rılmış/ayrışmış ve bir takım objeler ile bir bütünsellik
sa
ğl
a
ma yolunda ilerlenmiştir.
Peki n
e z
aman bu mekanlara bakış açısı değişmiş
y
apı,
st
rü
kt
ürü ve bu strüktürün biçiml
e
ndirdi
ğ
i içmekanları
y
la a
y
rı düşünülür hale gelmiş
t
ir.
ayrıştığı düşünülen Bauhaus dönemi ayrıntılı ele alınmıştır.
Bauhaus
'
un kendisinden
nrak
i dönemi nasıl etkilediğine
değinilmiştir.
BÖLÜM 2: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TANIMLAR:
-·
Kavramsal Çerçeve:
Han
çerlio
ğ
lu
n
a
g
öre tas
a
rım
;
"
Ön
ce
d
e
n
a
l
gı
l
a
nm
ış
olan
ı
n
yeni
d
en ü
r
e
t
i
l
e
n
i
m
ges
id
ir.
''
tHançerlioğlu,
2
00
4).
Tas
arım özellikle sana
t
sal f
a
aliye
t
lerin başlıca te
t
ikleyicisi olar
a
k
,
ö
ğ
renmen
i
n
ve
e
y
lem
i
n
düş
ünce
g
ücüdür
.
E
n ufak b
i
r
k
ıvılcımdan doğan b
i
r düşünce ürünü olan tasarım
,
ka
t
ı bir
f
or
m alıp realite
y
e katılabilir ama bir dü
ş
ünce bir tasa
vv
ur olarak da kalabil
i
r
.
"T
asar
ım
,
in
san
ın n
es
n
e
l
e
r
le
k
urduğu
,
e
n t
e
m
e
l il
e
ti
ş
im k
i
pidir (mo
dus)
. B
u
kip
,
i
lgi,
e
tik
,
estet
ik
ve te
knik kata
g
o
ri
l
e
ri i
ç
ind
e
k
e
ndini gö
s
t
er
i
r.
''
(Tu
n
a
lı,
2
00
2).
İ
nsa
n tarafından tasarlanan v
e
form
v
eril
e
n h
e
rşey bir
t
asarım ö
g
esi olabilir. B
a
zıları
i
şlev
sel bir etkene de sahip
t
irler
,
b
az
ıları i
s
e s
a
dece y
a
r
at
ma ürünüdür
;
se
y
redi
l
ebilir
,
ze
v
k
al
ın
abilir
.
Bazı anlamla
r
ta
ş
ı
y
ab
i
lirl
e
r
(
mane
vi)
sanatsal
y
apılar
vey
a bir tepki olarak
y
ap
ıları
y
apı
t
lar
.
A
ra
l
ar
ındaki fark
;
san
at
y
a
pı
t
ı t
a
sarım olarak e
s
te
t
ik bir
v
arlı
ğ
a sahiptir
,
a
nc
ak teknik bir
t
asarım
,
kendi benliği içinde estetik
v
e aynı zamanda işle
v
sel bir tasarım
v
ar
lığıdır
.
''
T
e
knik
de,
sa
n
atta
d
a
r
ea
l
iteye
k
at
ılırlar
,
r
ea
lit
eden
p
ay
a
l
ır
l
a
r
.
H
er
iki
si
d
e
p
rens
ip
çe estet
ik olm
a
k
duru
m
u
nd
ad
ı
r
l
a
r
,
iki
si
d
e güze
ll
iğe s
ah
i
p o
la
bil
i
rl
e
r
. '
'
(
B
e
n
se,
1
954;
a
kta
r
an
T
u
n
a
lı
,
2
00
2).
Te
knik sözcüğü
;
Grekçe beceri
,
sanat anlamına gelen techne sözcü
ğ
ünün türe
v
idir
.
S
a
na
t
i
se,
doğada hazır olarak bu
l
unan nesneleri
,
ha
y
at
ı
mızda kullanacağımız al
e
t
,
a
r
aç
,
gereç
v
e
ayn
ı zamanda resim
,
he
y
kel
,
edebi
y
a
t g
ibi
sa
n
a
t
y
apı
t
larına dönü
ş
türür
.
''
Ya
pa
bilme
gü
c
ü an
l
a
m
ı
n
da
k
i
Y
u,
tec
hn
e
d
ey
imind
e
n
tü
r
e
t
i
lmi
ş
ti
r.
K
ura
m
s
al
b
ili
min pr
at
ik
te
ki u
y
g
u
l
a
nma
s
ı ol
a
r
ak t
anıml
a
nır.
Bilimi
n
am
acı
b
i
l
g
i
,
te
kni
ğin a
m
ac
ı
ysa
Yaratılan herşeyin kendi içinde bir bütünlüğü vardır. İnsanoğlu başlangıçtan ihtibaren bu
kusursuz tasarımı taklit ederek yaşamıştır. İnsanın, fizik ve zihin becerisiyle ortaya koyduğu, tasarladığı her şeyde bu kusursuzluğa ulaşmak ister, ondan ilham alır ve kaynak olarak kullanarak kusursuzluğa ulaşmaya çalışır. Çevresinde gördükleri onu etkilese de,
insanoğlunun tasarımlarında hep kusurlar olmuştur, her tasarımında hep mükemmel
arayışındadır.
Yapay olan formlar (tasarımlar), insan eliyle sonradan üretilmiş doğada bulamadığımız; fizik yasalarıyla açıklanmazken, doğadaki tasarımlar kendi içlerinde bütünsel oldukları için
fizik yasalarıyla açıklanabilirler.
"Özellikle Arista ya göre insan, taklit eden, öykünmeyi bilen, yani sanat yapan
hayvandır. '' (Batırbaygil, 1996). •.
Her alet, bir anlamda bir makinedir. Bu açıdan bakınca, insanoğlunun ilkel aletlerden, günümüzün gelişmiş makinelerine kadar, hayatını kolaylaştırmak için, tasarım ve tekniği
sağladığı olanakları beraber kullanarak ürettiği herşey zamanla gelişmiştir. Bu pozitif
gelişimler 19. yüzyılda ivme kazanmış ve insanlık tarihi için en önemli devirlerden birinin
2.1. Tasarım - Mekan
,
İçmekan:
Dilimi
ze
tasa
r
lam
a s
ö
z
cü
ğ
ü
,
La
ti
nce kökenl
i
"
design
"
kelim
e
sind
e
n
g
elir
. Ta
s
a
rım bir şe
y
i
zihinde biçimlendirm
e k
urma
,
ta
s
arımlan
a
n biçim
,
t
asa
vv
ur
.
Ta
s
arımın bi
r
çok t
a
nımı
y
apılabilir.
''Tasarım, sözcük karşılığı olarak ''Bir ürünü ortaya koymaya yönelik düşünsel ya
damaddi çalışmalar süreci ", ''Bir şeyin biçimini zihinde oluşturma işi, ya da buyolla düşünülmüş
biçim",
tasarlama ise, '' Yapılan ve devamlı olarak geliştirilen plan veya taslak, bir şeyin tasavvur edilen şekli '' olarak tanımlanır. '' (Uraz, 1993).Genellikle u
yg
ulamal
ı
sanatlar
v
e görsel sanatlar
,
mühendislik
,
mimari
,
pe
yz
aj
v
e diğe
r
y
aratıcı işler çerç
eve
s
i
nde ele alınır
.
T
asarlamak
, y
eni bir obje
v
e
y
a ürün
(
makine
,
mobil
y
a
,
endü
s
tr
iy
el ürün vb.
)
,
mekan
ve
alan
(
yapı
,
pe
y
z
a
j
)
için olu
şt
urm
a ve g
e
li
şt
i
rm
e
sürecine işaret eder
.
L
öbach
'
a
g
ör
e
,
"Dizayn, bir sorunun çözümü için bir plandır, bir ide'dir. "(Löbach, 1976,· aktaran Tunalı, 2002).Tunalı ise tasarımı
ş
ö
y
le açıklar
;
''
Buna göre, dizayn, ilkin bir ide olarak düşüncede var olan bir tasavvurdur, ama bu ide, bu tasavvur bir biçim (form) verme dinamiğini içerir ve bu oluşum süreci içinde biçim kazanmış bir ide olarak dışlaşır, somutlaşır. Tasarlayan, duyum, algı, düşünme, duygu ve hayalgücü gibi bilgiyetileriyle kendisine verilmiş olan birnesneyi üçboyutlu doğal düzen içinden çıkarır ve onu tasarımsal bir dünya içine
yerleştirir. '' (Tunalı, 2002).
T
asarımı oluşturan
e
l
e
manlar; nok
t
a
,
çizgi
,
y
ü
z
e
y
,
hacim
,
doku
,
renk
,
ışık
v
e biçimdir
.
Bu
e
l
e
manlar
;
t
e
kr
a
r
,
ri
t
im
,
oran
,
ölçek
,
denge
,
u
y
um
,
karşıtlık
,
zıtlıkl
a
rın birlikteli
ğ
i
,
b
elirtmektedir
.
M
imari e
y
lem
i
n ilk basamağı ola
r
ak insan kendisini güvende his
s
et
t
iği sınırlı bir hacim
y
aratmıştır
.
Kavramakta güçlük ç
e
ktiği evrensel boşluğu
v
e doğal çe
v
renin bir parçasını bir
v
e
y
a birkaç yönde sınırlandı
r
mış
,
onu içe dönük
,
kendisine özel bir boşluk haline
g
etirmiştir. Mekan mimarlı
ğ
ın konusunu oluştu
r
makta
ve
a
y
n
ı
zamanda bir m
i
ma
r
i ü
r
ünü
va
r eden
t
em
e
l koşuldu
r.
Me
kan
v
ar olmadan mimari bir eserin
va
rlığınd
a
n da söz etmek
m
ümkün olma
y
aca
k
tır
.
B
ir mek
a
nı o
l
uşturmak için onun mutlaka her yönden kesin engellerle sınırlanmış olması
g
erekm
e
z
.
Bir m
e
kanı bir hacimd
e
n a
y
ıran en önemli fark da
a
slınd
a
bu noktada orta
y
a
çı
kmak
t
adır
.
Mekanı oluştu
r
an s
ı
n
ır
lama hareketi önle
y
ici şekilde fiziksel olabileceği gib
i
a
lnızca başka du
y
ularla algılan
a
bilecek biçimde
,
örneğin sadece zemindeki bir doku
g
ibi
.
.
g
örsel de olabilir
.
Önemli olan m
e
kanın net ve
y
a net olma
y
an sınırlarının algılanabilir
o
lmasıdır
.
M
ekan g
e
n
e
lde kütleler arasındaki boşluk ol
a
rak ele alınır
.
Fak
at
g
e
rçek
t
e mek
a
n k
e
ndi
ol
anak
l
a
rı
y
l
a
mimari biçiml
e
m
eye
sahip kütlelerin arasındaki bir biçimdir
.
İçeri
v
e
dı
şar
ı
nın de
ğ
işken
l
i
ğ
i mimarinin ö
z
ünü oluşturur. İçeride olmak gözlemci tara
fı
ndan
dı
şarıda olmaya karşı h
e
r zaman tercih edilir
.
Mekan içinde oluşturulan sınırla
y
ıcı öğeler
,
in
sanları psikolojik o
l
arak rahatlatabilmek
t
edir
.
Tüm du
y
u
l
arına fark
l
ı oranlarda etki
y
en
sı
nırlar
ve v
ur
g
u
e
lemanla
r
ı il
e
bi
r
gö
z
lemci bulunduğu mekan
ı
b
i
r bütün olarak
Ölçü, oran ve denge ile bir kompozisyon üç boyutlu bir eleman olmaktan çıkıp mekansal
özellikler kazanmaya başlamaktadır. Yapısal elemanlar
arası
ilişki
,
bu elemanlara bir
bütün olarak mekansal özellik kazandırmakta
,
derinlik
,
yoğunluk ve açıklıkları ile de
kompozisyon artık mekansal bir tanıma sahip olmaktadır.
Mekanı oluşturan çeşitli
bileşen ve öğeler
,
mekan örgütlemede çok
f
arklı roller
üstlenmekte
,
mekanın bütünsel etkisi üzerinde önemli olmaktadırlar. Mekan
bileşen
v
e
öğeleri kullanıldıkları yere göre mekansal örgütlenmede sınırlayıcı
,
yönlendirici
,
odaklayıcı
,
birleştirici veya ayırıcı roller üstlenebilirler.
Bu roller gözlemciye o mekanı
kavrayabilmesi
için gerekli ipuçları verir.
Bir
bina iç mekanı ele alınacak olursa bu
bileşenler
öncelikle yapısal
bileşenler olacaktır
,
bunlar sabit
olmakla birlikte çoğunlukla
sınırlayıcı roller üstlenirler.
I l
t
I ~ \,"
·
&.-
--
--
--- ---
-
--
-··-
-
·-- ·
---
···-
-
-
-- ..
•
·
~
{--..
,.
.
--
-
-
'
---
-
----
--
··
····--
--
-
.
·
---
-
--
-ı..----- ··-··········- -···-- ·------··----·--··-Şekil
1:
Mekan Tanımlama
,
Mekan
Algısı
(Ching
,
2004)
e
lemanları ile bir bütünlüğü sağlamakta
,
güven vermektedir
.
"
(Eceoğlu, 2012).
Dış mekanlar ya doğal, siyasi ve yapısal sınırlarla var olurlar ya da işlevsel kargaşanın
önlenmesi için, bir işlevin diğerini rahatsız etmeden gerçekleşmesi amacıyla bir dünya
görüşü ve bilimsel bilgi doğrultusunda planlanırlar. İç mekanların sınırlanmalarının
amacı ise insan konforunun sağlanması kadar mahremiyetin de sağlanmasına yöneliktir.
''
Dış mekan üzeri kapalı olmak zorunda olmayan
,
çoğunlukla yapıların
,
duvar,
heykel gibi
ô
ğ
elerin
,
ba
z
en de kısmen ağaç
,
kaya vb. doğal öğelerin çevrelediği bir
hacimdir. Bir dış mekan devam edip büyüdüğü takdirde şehirsel bir mekan haline dönüşür
.
Sokak
,
park
,
bahçe
,
meydan ve bunun gibi
,
mimari yapıtların aralarında kalan ve bu
y
apıtlarla sınırlanan mekandır.
''
(Gungor,2005
;
aktaran Özszrkıntı Kasap, 2009).
..
İç kısımda kalan sınırlandırılmış boşluk iç mekanları oluşturur. Oluşan bu iç mekanlar
amacına göre her türlü faaliyetin gerçekleştiği alanlardır. İç mekan sınırlandırılmış kullanıcısının sosyal ve kültürel yapısına hizmet eden toplumsal ihtiyaçlarını karşılayan bir yer olarak tanımlanabilir.
İç mekanların işlevselliğinde; vurgu, sınırlama, simgeselik veya biçimsel göstergeler;
genel kompozisyonda malzeme, renklendirme ve dokusal elemanlar ve bileşenlerle
2.2
.
Mimar
l
ık - İçmimar
l
ık
M
imarlık eylemi
,
en genel şekilde
"
insan gereksinimlerini karşılamak üzere fiziksel
ç
evrenin düzenlenmesi
"
olarak tanımlanmaktadır. Bu eylem insanın va
r
oluşundan bu
y
ana
o
nunla
b
irlikte gelişip farklılaşarak g
ü
nümüze dek ulaşmıştır
.
Bilindi
ğ
i gibi
,
i
l
kel insan
ın
barındığı mağaralardan ve y
e
rleşik uygarlığa geçtiğinde oluştu
r
duğu ahşap kulübelerden
g
ünümüzün çelik
v
e cam gökdelenlerine dek uzanan mimarlık serüven
i
,
tar
i
h önces
i
dönemden günümü
z
e kadar olan geniş bir ge
l
işim sürecini kapsamaktadır
.
''Mimari bir tasarım, mekan içinde yayılan maddi kütleyi aşan bir varlıktır. O bir
yanıyla maddeseldir, diğer yanıyla da tinsel bir varlıktır, bir kültür varlığıdır. '' (Tunalı, 2002).
İ
çmimarlık herhangi bir mekana anlam katma sanatıdır
.
İç mimarlık
,
fiziksel
v
e ps
i
ko
l
ojik
g
ereksinimleri de göz a
r
dı etmeden
;
her tür
l
ü kapal
ı
ya da yarı açık mekan
ı
,
o mekan
ı
n
i
şlevine u
y
gun bir biçimde
,
strüktürel ve estetik değer
l
ere göre tasarlama
/
düzenlemektir
.
İçm
i
marlık
,
he
r
tür
l
ü yap
ın
ın iç mekanı
n
ın düze
nl
enmesinden
,
mobilyalarının
ür
et
il
mes
in
e
h
atta mekan
d
a yer a
l
an
,
kimliğini yansıtacak her
ü
rünün (
l
ogo
,
amb
l
e
m,
ser
v
i
s ür
ü
nleri v.s
.
g
ibi) tasar
l
anmas
ı
na kadar
b
ü
y
ük bir alanı kapsar
.
.
.
"Mimari tasarım, endüstri tasarımı, grafik ve içmimari alanlarda tasarım hem
kesin, önceden tahmin edilen, sistematik ve matematiksel hem debelirsiz, kendiliğinden
gelişen, karmaşık ve sezgiseldir. Çünkü bu tasarım alanları hem algılamak, hem de
kullanmak amaçlı objelerin ve mekanların oluşturulmasıyla ilgilidirler. '' (Lawson, 1980;
aktaran Tunalı, 2002).
V
i
truvius
'
a göre (MÖ.
l
yüzyıl)
,
bir mimari yapıyı
b
elirleyen temel kategor
il
e
r:
Firmitas
(
kalıc
ıl
ık
,
sağlamlık)
,
U
tilitas (kullanışlıl
ı
k
,
rahat
l
ık)
,
Venustas (güzellik)
.
Bu kategor
i
lere
o
l
urlar
.
Bau
h
aus'un kurucularından Wal
t
er Gropius için mimar
i
;
'
'
Gerçek mimari yaratış insanın
yaşantı mekanlarına psikolojik ve pratik ihtiyaçlarına esaslı şiirsel biçimler vermeyi
amaçlar. Güzellik,
yaşamın bi
r
gerçeğidir ve insanın maddesel çevresindeki güzelliği
yaratan ise mimardır."
(Walter Gropius,
aktaran,·
Togay,
2002)
.
F
ransız m
i
mar Le Co
rb
usier ise mimar
lı
ğı şöyle ta
nı
mlam
ı
şt
ı
r:
'
'
Mimarlığın görevi,
ham
madde
l
er aracılığıyla duygusal ilişkiler meydana getirmektir.
Mimar,
biçimleri
örgütleyerek ruhun safyaralısı olan bir düzeni gerçekleştirir;
biçim ve şekillerle bizde
plastik coşkular uyandırır; yarattığı ilişkilerle bizde derin yankılar meydana getirerek
dünyamızla uyum halinde olan bir düzenin ölçülerini verir,
kalbimizin ve aklımızın çeşitli
hareketlerini tayin eder ve böylece biz güzellik duygusu hissederiz.
Mimarlık,
sadece
şairane duygular olduğu
zaman mevcuttur.
''
(Le Corbusier,
1972,
aktaran,
·
Togay,
2002).
F
rank Ll
o
yd Wright da Le Co
r
busier
il
e aynı düşüncele
ri p
aylaşır.
"Mimarlık,
insan
ruhuna şiirsel bir
şekilde
hitab eder,
·
her büyük mimar zorunlu olarak büyük bir şairdir.
.Mimarlık öylesine canlı büyük bir yaratıcı güçtür ki,
insanın doğasına ve değişen
durumlarına göre,
nesilden nesle,
çağdan çağa ilerler, kalır ve yaratır.
Mimarlık
B
Ö
LÜM 3: TARİHSEL SÜ
R
EÇTE
O
RTAYA ÇIKAN SANAT
AKIMLA
R
INDA İÇMİMA
R
LIK:
İnsanoğlu yaşadığı her dönemde,
mekanı belirli
işlevlere karşılık gelecek şekilde
kullanmıştır.
Kullanılan mekan doğal oluşumlar veya bireylerin bilinçli kurgulamasıyla,
her zaman var olduğu çağda
insanın gereksinimlerini karşılayacak bir kullanım biçimi
bulmuştur.
İnsan tarih öncesi dönem ve ilk çağlarda önceleri doğal
mekanları
yaşam için kullanmış,
birlikte örgütlü yaşamaya başladıktan sonra doğaya karşı oluşturduğu mekanlarla yaşamını
sürdürmüş kurduğu uygarlıklar çerçevesinde ürettiği
yapılarla izini
sonsuzluğa
bırakmıştır.
''İç mekan kullanımı, bir anlamda, insan ile başlayan barınma ve korunma gereksinimleriyle ortaya çıkmaktadır. Paleolitik dönemde, doğal etmenlerin oluşturduğu kaya kovukları ve mağaralarda, ilk insanlar, ısınma, yatma, yeme, depolama gibi eyleme bağlı gereksinimlerini, buldukları ilkel, ama pratik düzenlemelerle çözümlemişlerdir. Bu gereksinimlerin karşılanması için yapılan çözümler, ya denemeye bağlı olarak ya da iç güdüsel tepkilerinm bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. '' (Kaptan 1999; aktaran Kaptan, 2003).
''İnsanoğlu ilk kez bir araya gelerek bilinçli ve sosyal ilişkiler geliştirmesinin kaynağı ateşin keşfidir. Böylelikle biryerde toplanıp kendi aralarında konuşarak, bakarak dilediklerini el ve parmaklarıyla kolaylıkla yapabildiklerini görerek doğal yeteneklerinin diğer hayvanlardan üstün olduklarını fark ettiler ve kendilerine barınaklar yapmaya giriştiler. Bazıları yeşil dallar kullanırken bazıları dağyamaçlarına mağaralar kazıdılar,· diğerleri ise kırlangıç yuvalarının yapılışını taklit ederek ince dallarla çamurdan
sığınaklar yaptılar. Zaman geçtikçe birbirlerinin barınaklarından esinlenerek kendi
ürünlerini yeni ayrıntılar ekleyerek iyi ve çeşitli kulübeler oluşturdular. '' (Vitruvius,
düşünüldüğü belirli yapı türlerinde vardır. Sarayların görkemli taht salonları, tapınakların
belirli bir halk kesimine hitap etmesi düşünülen intim mekanların, yapıdan ayrı
düşünülmüş ikinci bir tasarım aşaması olarak ele alınmışlardır.
Süleyman Mabedindeki, taht salonu, yapının genel biçimlenmesinden ayrı olarak
Süleyman'ın karşısına çıkacakları etkilemek üzere, ayrıca düşünülmüş bir tasarım alanıdır.
(Bknz: Şekil 2) l,ll'ı!G$t
•
•
•
.ı: I••NO'J C ıa.a..ı-ıl~l••..C~wı.ıN ı.rf,-,o~-1"'1'! ~--, .,.__....,.1-,u.,..._••• ~._ı.ı..,-u,..n ~n..o.•• ,,_.,,,..-,1•-·f.U"'ttUrf Oiepl.._.l. ~ ---~ tı--J:ı-.ıt,ıo(---~ ._~~-~•U.o;,jl4c.l'::~:41 ,•.ıcııııı,,.ıı•.tflllll:tIi
I
,,
-
.
-ı
r •,-;}'a . i l·. ' '1 .;, ~:.ı.. ır· :••.••:• tl DCODo
'll'ı..-.ı,-Ms,ı,,.Ge1if 1·~tıf.'1't;d~··-::,r-.:._) •••••.•••••.:ı.-ıaı.n.-:ı:ı Yn,,oe:I~.•~ •••1ı:,,,p•••,..,"'( -')1.1"pıı: "°lı-..,..~,.,.~l"llrc.ıt •.•aı,; 'ltııe·rıi-•••ıı-•- ••.ri '.J11"1'(1t"ıııg1•;1ıı:<tı,j11'; ~:lıu"*ı;ı;o.~:~r,,,, .:ç~~ b6••• _,,,,iıo"Uıı<ıt.t.·,•.(••,,•.•~.4P-H<•i.•.hl>lf'..-.~HIM•-••··IIU•d,...,
_..,..,,..._.-..-.•~,IH.#-.,-~.,,.lw_,,. _....~ •.-...tr.,..~r~.,.~(Of',tt,.N, l\..,...(l•f!/.oı,N••••••tN!'--.'-'-n-"~k-.. ,,,tlı('lul,ıl',l,,ı;.;ı,-1,..,..••..,_:-.<M fl'...,t""C'l-tt'("fl""'7J~~ how(,-~fı,;ı(-:et>'\!1.!'U"'<nlr<!!ıl;".:~1<f' --:ı~ır. ı-s-ııı,,ıın.,,,, J:"r-'1,t __ ••,..,.._ '"" ··-·-~ •..••.••.•• :.o••.•c'-r.~---·· ı.t.1,1:bı&or,;ı,ıd~..c.,ır,ııı;ı,,,w,.c>"ı"f••·•nll•h..ı 1-....:ı,.ı1r,-.,
.
t.+-..!e)'f'n••·'!l-tv..Jo,ı-,,~·ft•'l.l>-.-ıır~-r
.
.
-••t•aıl.U.ft-1,1.0,,,..1~ , ...~•. .rıı.w.'hJffı•ıf-•1'11Mı,ı»ı,r;.'t*;. filll""tf''t'"...ıl'('!,ıt..~•lti-V'),,'Q'ltı.-ııı,,1'"" ıot•X-tr.t1'tııı,J.lı!""l:t1,-...e\•!A'-1),1 ...,...•..*'•·•·'·-~ •...ı,,,,.,..Şekil 2: Süleyman Mabedi Temsili Resim
Halkın ancak dış kuleler (pilonlara kadar) gelebildiği eski Mısır Tapınaklarının üst kademe rahiplerinin geçiş törenleri için kullanılan salonlar (Bknz: Şekil 2. 1 ), bu ritüele uygun etkiyi oluşturacak biçimde, tapınağın genel karakterinden farklı olarak düzenlenmiştir.
knz: Şekil 2.2)
Şekil 2.1: Karnak Tapınağı, Mısır
Şekil 2.2: Karnak Tapınağı, Stünlu Hol, Mısır (www.baktabul.net)
eka
nı biçiml
e
nd
irm
i
ş
d
ir. İ
ç me
k
anlar özellikle dini
y
apılarda
v
e toplumun
i
leri
gel
e
nlerinin toplandı
ğ
ı
y
apılarda
,
işle
v
e u
y
gun olarak düzenlenmiştir
.
Farkılı dönemlerin
f
ar
kl
ı krallıkları
v
e imparatorlukları
,
güçleri ve bü
y
üklüklerinin göstergesi olması
i
ç
i
n
,
.
·
a
pı
larında insan oranınd
a
n bü
y
ük
,
kültür zenginl
i
klerini
y
ansı
t
an ihtişamlı
y
apılar
v
e
n
u
n
y
ansıma
s
ı iç mekanlar
ya
ptırm
ı
şlardır.
''Savaşlar ve ticaret nedeniyle ilişki içinde olan kentler, bu özellikleriyle, hem
ndilerini hem debirbirlerini geliştirmişlerdir. " (Hançerlioğlu, 1974; aktaran Kaptan,
_
0
03
)
.
Po
zi
ti
f
bilimlerdeki
g
elişmeler
,
insan gücünün yerini buhar
g
ücünün alması
y
la ba
ş
la
y
an
m
a
ki
neleşm
e, ge
l
e
n
e
ks
el
toplum
s
al dü
z
eni
v
e
y
aşamını temeld
e
n
e
tk
ile
miştir
.
He
r türlü
i
li
m y
olundaki
g
el
iş
m
e
l
er
de süphesiz
,
insanların zihinsel
,
kültür
e
l
ve y
ara
t
ıcılık
a
nl
a
mında gelişme
s
ine neden oldu. Makin
e
l
e
rin insan
g
ücünü
al
m
as
ı
v
e bedensel
ç
al
ış
manın kola
y
laşması ile daha çok düşünme
y
e
, y
aratma
y
a
v
e geliştirm
eye
adanacak
za
ma
n or
t
a
y
a çıkmış
tı
r
.
T
a
nı
nda makinelerin kull
a
nılma
sı
,
v
erimin artması
v
e bu alanda
gi
de
r
ek daha a
z iş g
ücün
e
er
ek
sinim du
y
ulması, kırs
a
l al
a
nda kentlere doğru
yaş
an
a
n hı
z
lı
v
e
y
o
ğ
un göçün n
e
d
e
ni
ol
u
r
. Kırsal alandan kent
s
el al
a
n
a
doğru
y
önelen yo
ğ
un nü
f
u
s a
kımı
,
bun
a
ha
z
ırlı
ks
ı
z
olan
e
ntl
erin düzensiz
v
e olumsuz bir şekilde gelişmes
i
ne
y
ol açar
.
I
a
ri
h boyunca ilk k
e
z
y
apın
ı
n konstrüksi
y
onu v
e
cepheler
i
birbirinden a
y
rılma
ya
demir ve çelik yapıların konstrüksiyonunu oluşturmakta kullanılırken; bu malzemeyi
cepheye nasıl yansıtacağını bilemeyen mimarlar, onları taş ve tuğla ile kaplamayı ve
üstlerine geçmiş döneme ait üslupların süslemelerini takmayı yeğlemişlerdir.
Akademik mimarlık ortamında büyük tartışmalara yol açan bu içi başka dışı başka
yapıların, içmekan düzenlemesi ve dış mekan düzenlemesi kimi zaman ayrı ayrı uzman
gruplarına mühendis ve mimar tasarlatılmıştır.
Endüstriyel tasarım ilkelerinin (Bauhaus) oluşturulması ve Almanyada kurgulanan bu yeni
tasarım ilkelerinin yaygınlaştırılmasıyla sonuçlanan tartışmaların tasarım alanına iki
önemli getirisi olmuştur. Biri Endüstri kentlerde oluşan kötü yaşam koşullarına karşı bazı
çalışmalar yapılması gerekliliği şehir planlama olgusunun önemini artması ile ortaya çıkan
şehircilik uzmanlık alanı. Diğeri de içmekan ve obje tasarımını tek başına eline alan,
Endstri tasarımı ve içmimarlık alanı.
Endsütri Devrimi ile gelişen değişen yönetim modelinin getirdiği, aristokrat düzenin ve
çalışan sınıfın arasındaki sınıf farklılıkları; 18. yüzyılın sonlarına doğru bu iki grubun
arasındaki ilişkilerin kopmasına yol açtı. Toplumlarda yaşanan sıkıntılar, birbirinden katı
bir şekilde ayrışan bu iki grup arasında ekonomik ve kültürel farklılıkların artmasından
kaynaklandı. Sanatçılar ve zanaatçılar ayrı bir sınıf oluşturarak bu iki grubun dışında yer
almaktaydılar. Avrupa'da yaşanan kültürel, politik ve ekonomik alanlarda yaşanan
değişimler, gelişimler sonucunda, toplumların yaşam alışkanlıkları ve kültürel değişimler
ortaya çıktı.
'
'Üretimde makinaların kullanılması
,
beraberinde seri üretim ve standartlaşma
k
avramını getirir ve bu durum üretim alanında önemli değişimlere yol açar
.
Bu değişimler
,
A
vrupa ekonomisinin de köklü bir biçimde yeniden yapılanmasını doğurur. Üretimde
f
abrikasisteminin gelişmesi
,
ekonomik sistemi tümden
değiştirir;bu bir anlamda
ö
zerkleşen bir ekonomik sistemdir
.
Bu gelişmeler, tüm ticari kısıtlamaların kaldırıldığı
,
üretim ve ticaretin tümüyle arz-talep ilişkilerine bağlı olduğu
y
eni bir ekonomik sistemin
habercisidir: üreticinin özçıkarının genel refahın elde edilmesine katkıda bulunacağı bir
Endüstri Devrimi ile gelen ve yaygınlaşan daha iyi yaşam, daha çok kazanma felsefesi,
temel kaygısı maddi komplesklerini gidermek olan tüccar ve zenginlerden meydana gelen
yeni bir zengin sosyal tabaka oluştu. Bu zengin sosyal tabakanın mimariye yansıması
geçmiş uslüplarm tekrar gündeme gelmesi taklit edilmesi oldu.
"Yeni makinalar eski çağlarda ustalar tarafından geliştirilen süsleri taklit etmeye başlar. Ucuz, gösterişli ve kolay imal edilebilen fabrika ürünleri, ısmarlayanın zevkine göre seçilen üsluplardan oluşan binalrı oluşturmaktadır. Mimarlık giderek tarihsel üslupların karışımı haline gelir. Üslup ise yapının amacına uygun seçilmektedir. ''
(Pilehvarian, 1993).
Teknolojinin getirdiği yeni üretim ve teknikler, yeni malzemelerin oluşturulmasına olanak
sağlamış, örneğin: döküm demir; buda yeni malzemeler ile cesaret egerektiren mimarlık ve
mühendislik eserlerinin ortaya çıkışına-olanak sağlamış, tasarımda yeni devrimleri
olurşturmuştur.
''19. yüzyılın sonlarından ihtibaren devam eden teknolojik gelişmeler ve
teknolojinin kazandığı önem, mimarlığın anlam ve amacının yeniden gözden geçirilmesine neden olmuştur. Endüstri devrimi ile hızlanan endüstriyel gelişim, teknolojinin bir yan dalı olarak görülmeye başlanan yapı sektörünü de etkilemiştir. Bu yeni teknoloji kavramı ile beraber; yapı, iç mekan ve donatı anlayışları da farklılaşmış ve böylelikle, endüstriyel üretimle yapı üretimi arasında koşutluk kuran, kullanımda esnekliğe öncelik veren, tasarımlarıyla çağın bilimsel ve teknolojik gelişmelerini yansıtan bir tasarım anlayışı ortaya çıkmıştır. "(Utkutuğ 1995; aktaran Öcal, 2001).
Bu arayışlar; teknolojinin mimari biçimi yönlendirdiği yapı örnekleridir. Bu yenilikler 20. yüzyıl mimarlığında kaynağını gelişen endüstri ve yeni malzemeler/yapım yöntemlerinden
alan pek çok yeni yaklaşımın ortaya çıkmasına ortam hazırlar.
Teknolojinin ve araç gerecin gelişmesi sonucu yeni teknikler kullanılmaya başlanmış olup; bu tekniklerin sonucunda uygulaması kolaylaşmış yapı malzemeleri kullanılmaya
başlanmıştır. Büyük taş bloklar yerine, çatı yüklerini taşımak için payanda, kemer ve
kolonlarla dağıtılan yükler azaltılarak daha geniş açıklıkların geçilmesi sağlanmıştır. Yeni
işlevler ise geçirdiği değişim ile cam, demir, beton gibi malzemelerin sunduğu yeni
çözümleri de beraberinde getirir.
''
Esnek ve değişebilir ö
z
ellikteki tasarımlarla, teknolojik gelişmeleri tasarımlarında
sı
kça kullanan mimarlardan Richard Rogers
, ''
Mimarlık tarihi uslupların ve biçimlerin
de
ğil
,
toplumsal ve teknik bulu
ş
ların tarihi olarak görülmektedir
''
demiştir
.
(Utkutuğ
,
1
995
;
aktaran Öcal
,
2001)
.
Mies Van Der Rohe ise teknolojiyi
''
Modern insanın kültürel manifestosu
''
olarakyorumlamıştır.
19. Yüzyıl'ın ikinci yarısından ihtibaren sanayileşme süreçleri ve bu süreçlerin yapı
sektörüne yansımaları çeşitli tartışma platformları oluşturmuştur. Bu tartışmalardan en
önemlisi; tüm alanlarda ilerleyen sanayileşmenin bina sektörünü ele geçirdiği
konusundadır. Yapı yöntemlerinin değişmesi yapı elemanlarının standart ve seri üretim ile
üretilir olması akademisyen mimarlar düşünür ve sosyologların başını çektiği teknoloji ve
estetiğin buluşturulması tartışmalarını başlatmıştır. Başlangıçta yapı sektörüne yeni katılan
malzemeler dökme demir, daha sonra Bessmer yöntemiyle çeliğin elde edilmesi, camın
estetik cepheler oluşturamayacağını buna karşılık geleneksel yapı malzemeleri, yapım
sistemleri ve tasarım anlayışlarından uzaklaşmamak gerektiği öne sürülmüş.
Endüstrileşmeye karşı çıkanlar zamanın ve teknolojinin gelişimine karşı duramayınca
insan faktörünü konunun merkezine oturtarak insan ve insan yaşamı odaklı tasarımların
Şekil 2.3
:
Kristal Saray (Crystal Palace
),
Londra 1851.
(
Birol 2006
)
"
Bu
y
apı il
e
birlikt
e
,
iç m
e
ka
n
-dı
ş
mekan arasındaki kalın d
uv
a
r
lar ortadan kalk
a
r
ve
bö
y
l
ece
i
ç
m
e
kanın h
e
r t
ü
rlü a
ğ
ırlık
ta
n k
u
rtulma
s
ı sağlanır
;
b
u
da
ye
n
i
bir m
e
k
a
n
anla
y
ı
ş
ının öncüs
ü
dür
.
''
(
Ö
ze
r
,
1964
,
·
a
k
t
aran Birol
,
2006
)
.
Tüm bu etmenler
y
eni bir mekan ara
y
ışının öncülüğünü orta
y
a çıkarır
,
yeni dün
y
a
anlayışına göre henüz tam olarak tanımı konamamış ama gelişmi
ş
yapı m
a
l
z
emelerinin
k
ullanılması ve yanında yeni yapım yöntemlerinin de geliştirilmesi ve teknolojinin fethi
eline alması ile başlayan modernleşme süreci modern mimarlığın temellerini de çoktan
a
tmıştır.
Bu dönemde ortaya çıkan teknoloji temelli biçim arayışları, sanat ve mimarlık alanlarında
g
ündeme gelecek bazı teklojiye karşıt yeni düşünce ve görüşlerin doğumunun da
h
abercisidir. Ortaya çıkan Arts and Crafts (Sanatlar ve Zanaatlar) ve Art Nouveau (Yeni
Sanat) yaklaşımları, sanat ve mimariyi hem teknolojiden uzaklaştırmayı hemde klasik
ü
sluplardan arındırmayı amaçlayan iki yaklaşımdır. İnsanoğlunun çözümü doğada
b
ulacağına inanır.
Giedion'un da belirttiği gibi
"
19. ve 20. yüzyıllar arasında ilginç bir geçiş dönemi
"
olarak
a
nılmaktadır
.
(Birol
,
2006).
''
Teknolojinin gelişimi
,
endüstri devriminin etkisiyle yaşanan toplumsal değişimler
ve
kentleşme ile bireyler kendilerini doğadan uzaklaşmış bulmuşlardır
.
Günlük yaşamın
de
vinimin hızlanması ve kent yaşamı ile ortaya çıkan toplumların ruhsal yapısı ve ancak
ta
til günleri ulaşılabilen doğanın huzur verici ortamı ile bireyler kendilerini soyutlanmış
hi
ssetmişlerdi.
''
(Gympel
,
1996
;
aktaran Kaptan, 2003).
Sanayileşmenin hayatımızın ortasında yer alması beraberinde bir sorun getirir hızlı ve
d
engesiz nüfus artışı. Nüfus artışı kendisiyle beraber doğal olarak barınma sorunu da gelir.
Hızlı çözümlenmiş ve düzensiz olarak bulunan alternatifler, çarpık kentleşmeyi ve ilkel
y
aşama birimlerini oluşturmaktadır. Estetik ve mimari kaygılardan uzak, sanayi
b
akımından gelişmekte olan şehirler; plansız, denetimsiz
,
alt yapısız olarak gelişi güzel
ş
ehrin merkezinden giderek uzaklaşaran ve dışa doğru büyümektedir.
Kentlerin gelişigüzel yüzey alan olarak büyümesi
,
kent çevresindeki ekolojik sistemin de
bozulmasına, tükenmesine neden olmaktadır.
Teknolojinin hayatın her alanına girmesiyle
değişimi, William Morris'in tepkisini çekmiştir. (Bknz: Şekil 2.4)
Şekil 2.4: William Morris
(Birol, 2006)