• Sonuç bulunamadı

Farmakolojinin babası Galenos, Allianoi hakkında şunları söylüyor: “Allianoi’de çok nadir özelliklere sahip şifalı bir su var, mutlaka tedavi için denenmeli

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Farmakolojinin babası Galenos, Allianoi hakkında şunları söylüyor: “Allianoi’de çok nadir özelliklere sahip şifalı bir su var, mutlaka tedavi için denenmeli"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yıllarını Allianoi Antik Kenti’ne adayan Doç. Dr. Ahmet Yaraş, şimdi de Bergamalı tıp bilgili Galenos’un

yazdıklarını ortaya çıkardı. Farmakolojinin babası Galenos, Allianoi hakkında şunları söylüyor: “Allianoi’de çok nadir özelliklere sahip şifalı bir su var, mutlaka tedavi için denenmeli. Bu su Pergamon’dan 100 stadia uzaklıkta (18-20 kilometre).” Yaraş henüz kazısı tamamlanamayan hastanenin Galenos hakkında önemli sonuçlar vereceğini anlatıyor.

Aşk göze düşmesin hele... Her birimiz neler yapmadık, neler yaşamadık ki...

Gönlü ferman dinlemeyenlenden biri de Koronis’e aşık olan Apollon’dur. Kralın kızıyla aşk yaşar. Kız hamile kalır.

Ancak ihbarcı karga tutar Koronis’in bir başka adamla seviştiğini Apollon’a söyler. O da Koronis’in cezasını keser.

Diri diri yanacaktır.

Apollon, yanarken Koronis’in bebeğini karnından alır ve büyütmesi için Kherion’a verir.

Doğada büyüyen Asklepios, Bergama’da ölüleri bile diriltecek kadar uzmanlaşır. Sağlık ve hekimlik tanrısı mertebesine ulaşır. Allianoi’deki hastanesinde şifa dağıtır. Burada kaplıca, çamur banyosu havuzları, psikiyatrik tedavide kullanılan uyku odaları, 100 metrelik su sesi tünelleri, tünelin ucunda da büyük tedavi merkezi, su perisi heykeli yer alır.

Çekemez Zeus onu, yıldırımlarıyla öldürür. Bu duruma tepki veren Apollon da yıldırımları bağışlayan Kyklopları öldürür...

Tarihi perspektif yoksunluğu

Halka yararlı olanlar unutulur mu... Adına inşa edilen tapınaklar, Asklepion olarak adlandırılıp sağlık kurumları olarak hizmet vermeye başlar. Onun yılan sarılı asası da günümüze dek tıp biliminin simgesi olarak kabul görür. O efsanelerden, o günlerden günümüze ulaşanlardan biri de Bergama’daki Asklepion Antik Kenti olur...

Şunun şurasında en fazla 200 yıl öncesinde dönemin yöneticileri kültürel miraslarımızın birçoğunu yabancılara adeta ikram eder. Bazıları da çalar çırpar. Gelen götürür, giden götürür...

“Gavur” eserlerinden kurtulma çabası ve tarihsel perspektiften yoksunluk...

Talan edilir yurdumuzun bulutları... Zeus Sunağı, Halikarnas Mausoleum’u, Karun Hazinesi’ndeki altın takılar, kepçeler, Lidya yazıtları, Demeter heykeli, Efes buluntuları, Troya eserleri ilk akla gelenler...

İşte o dönemin yöneticilerinin devamı olan bugünün badem bıyıklıları, Allianoi’yi yok etmek için adeta çırpınıyor...

Onu sular altında bırakmaya kararlılar. Üstelik Danıştay kararlarına karşın... Oysa bilim adamları antik çağdan bugüne ulaşabilmiş sadece dört - beş Asklepion olduğu görüşündeler. Yunanistan’da bulunanların yanında Bergama’daki asklepion da dünyadaki en iyi örneklerden sayılıyor. Yıllardır turizme açılma yerine suya gömülmesi yolunda hummalı çalışmalar sürüyor. Dünyada eşi benzeri olmayan bir uygulamayla, bir kısmı gün yüzüne çıkarılan ören yerine giriş ve çıkış kesinlikle yasak... Oysa kaplıca olarak değerlendirilse herkes kazanacak. NATO’nun 60. yıl

protesto gösterileri için gittiğim Baden-Baden üç antik eseri ve kaplıcasıyla dünyada ünlenirken 1800 yıllık Allianoi’yi sulara gömmek için çırpınıyor yöneticiler... Kısaca hatırlayalım yaşananları.

Bir şeyler yapılıyor

29 yıl önce Yortanlı köyünde arazinin sulanması için baraj yapılmasına karar verilir. DSİ amacın domates üretimini arttırmak olduğunu açıklar. Köylüler bu projeye inandırılır. çünkü domates sayesinde çok para kazanacaklardır. Ancak barajın en son yeri, Çaltıkoru barajına sadece iki kilometre uzaklıktadır. Bu çok önemli tarihi dokuyu yok edecek ikinci bir baraja neden gerek var?

Ne yazık ki kimse mantıklı bir şekilde sorununu yanıtını açıklayamıyor.

(2)

Allianoi Girişim Gurubu’nca 2005’te “Tarihi Dava” açılır. Baraj projesinin değiştirilmesini isteyen başvuru DSİ tarafından kabul edilmez. İzmir 2. İdare Mahkemesi DSİ’yi haklı bulur. Temyiz sürecinde Danıştay 6. Daire, 22.05.2009’da “…Birinci derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli olan Allianoi’nin korunması konusunda yetkili organ tarafından alınmış bir karar olmadığı…” gerekçesiyle İzmir 2. İdare Mahkemesi kararını bozar.

Böylece DSİ yöneticilerin inadı, vicdanı cebine sıkışmamış yargı üyelerinden döner…

Oysa DSİ projede yapılacak küçük bir değişikliği kabul etse hem topraklar sulanacak, hem antik Allianoi sular altında kalmayacaktır…

Allianoi Girişim Grubu Dönem Sözcüsü Alime Mitap, son gelişmeleri şöyle değerlendiriyor:

“Bu karara rağmen DSİ ve Kültür Bakanlığı’nın Yortanlı Barajı’nın bir an önce su tutması yolundaki çabalarını ne demek oluyor? Bu hukuk tanımazlık neden? Bu acelecilik neden? Üstelik baraj gövdesi tamamlanmış olmasına karşın sulama kanaletleri ortada yok. Henüz ihale bile edilmedi. Kanalların yapımı, bugün başlasa, uzmanlara göre en az beş yıl sürecektir.”

METE KIZIK

Cumhuriyet 7.11.2009

Referanslar

Benzer Belgeler

Tarihsel ve Kültürel Varlıkların korunmasına ilişkin uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve yasal düzenlemeler ile Allianoi’nin korunması yolunda bugüne kadar verilmiş

Bakanın bu konuda konuşma yapması abesle iştigaldir." Allianoi hakkında Türkiye dışında da onlarca eserin yayınladığını belirten Yaraş, "2004 raporlarında

Allianoi Girişim Grubu, Koruma Kurulu'nun antik alanı "kumla gömme" kararına karşı da dava açtı; yürütmeyi durdurma istedi.. Yortanlı Barajı'nın suları

Grup sözcüsü Alime Mitap, amaçlarının Allianoi’yi korumak olduğunu; Barajın gövdesinin teknik değerlendirilmesi olmad ığını, yetkililerden Allianoi ören yerinin

Hukuksal süreç devam ederken bir oldubittiyle Allianoi’nin sular alt ında bırakılması, yetkililer için büyük bir sorumluluk doğuracaktır.. Bu yanlışa düşmeyeceklerini

Allianoi Girişim Grubu, çocuklara Mektup ve İmza Kampanyası kapsamında topladıkları 2 bin imzayı Kültür ve Turizm Bakanl ığı’na gönderdi.. Allianoi Girişim Grubu,

Ama bizden Bergama'daki Paşa Yaylası Ilıca Kaplıcası hakkından yeteri bilgi almadan beyanat vermesinin yanlış olduğunu ifade ettim.. Tarkan bizden bilgi isterse her türlü

10 Ekim 2010 günü yaşam savunucusu güzel insanlar, “yüreklerinin kulakları” herkesten fazla işiten yaşayan peri kızları ve oğulları, son bir kez daha tanıklık