• Sonuç bulunamadı

diye nitelediği halka yakın, yaygın ve etkili, kapsayıcı, sahici Sivil Toplum yapılanmasıyla mümkün

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "diye nitelediği halka yakın, yaygın ve etkili, kapsayıcı, sahici Sivil Toplum yapılanmasıyla mümkün"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aşağı yukarı son on gündür zihnimin ve kalbimin bir yanı konuyla uğraşıyor, bir yazı da kaleme aldım ve gruba yollamak için kenarda tutuyordum, bugüne kadar gelen yazışmalar silsilesinin ardından bu tartışmayı başlatmış olmanın, suskunluğu sürdürmekten çok daha iyi ve canlandırıcı olduğunu düşünüyor, iletişimimizin bundan böyle yapıcı tarzda devam edebileceğini umuyorum...

Bir iki yıllık deneyimlerimden yola çıkarak ülkemizdeki muhalif hareketlerle ilgili gözlemlerimi şöyle özetleyebilirim:

Zaman içinde bir konu üzerine belli ve aynı grup insan topluluğu daima sivil toplumu temsil eder hale geliyor,

neredeyse kadrolu muhalefet görevi ifade ediyor. Muhatapları olan politikacılar da meydanı boş bırakmaktansa, bu tarz ehlileşmiş ve tahmin edilir muhalefeti tescil ve kabul edil, gönül rahatlığıyla belli bir mecrada tutarak, bildiklerini okuyorlar. Yeri geldiğinde hükümet edenler etrafı bariyerlerle kaplı, seyirlik etkinlikleri diledikleri gibi niteleyip, daha da sınırlandırabiliyorlar, haydi nükleer karşıtı harekette duyduklarımızı sıralayayım: " bunlar anti nükleer lobi", "

bunlar romantik çevreci", " bunlar yerli değil, dışardan gelenler", sayıyorlar sayabildiğince, iş " vatan hain"liğine dek gidiyor.

Bu kısır döndüyü alt etmek, gavurların "grass-roots = kökten yapılanan" diye nitelediği halka yakın, yaygın ve etkili, kapsayıcı, sahici Sivil Toplum yapılanmasıyla mümkün.

Bir "grassroots" politik hareketi, toplumun seçme hakkı olan unsurları tarafından bizzat yürütüleni, politik bir

hareketin doğal bir tepki olarak, kendiliğinden vücuda gelmiş olanı, geleneksel güç odaklarınca kareografisi yapılanı değil. Yukarıdan aşağıya örgütlenen, demokratik olmayan sivil toplum yapılanmasıyla alakası yok.

Herhangi bir örgütlenmede özellikle gönüllü organizasyonlarda kapsayıcı ve yapıcı bir çalışma ortamı yaratmak çok zor ve fedakarlık istiyor. Birlikte birşeyler yapma kendimiz kadar başkalarını da insan yerine koymayı ve saygı göstermeyi gerektiriyor. Hukuken tüzel kişiliği olmayan platform türü örgütlenmelerde bireyler, değişik amaçlar için kurulmuş meslek örgütleri, sendikalar, odalar, partiler, dernekler, hayati konularda bir amaç için bir araya gelir, farklı nitelikli bileşenler de buranın bir platform olduğunun ve konu odaklı bir çalışma yapılması gereğinin farkında

olmalıdır. Konu ' Sinop'a Nükleer Santral Kurulmaması ise her bir bileşen kendini farklı şekilde ifade etse de NKP'den genel anlamda kapsayıcı fakat tek ses çıkması beklenir.

İnsanlık sevgisiyle beslenen, canlı, sahici, odaklanmış bir hareket içinde yer almak kadar hayatta heyecan ve umut verisi hiçbir şey bilmiyorum, bunu 2006 başında kısa süreliğine de olsa tecrübe etme ayrıcalıklığına nail olduğum için kendimi şanslı ve ayrıcalıklı hissediyorum.

Bu yaşam tecrübesini Sinopbizim grubunun " Nükleer Santral Değil Rüzgar Çiftlikleri istiyoruz" kampanyası sırasında edindim. Bir göz kırpması kadar kısa sürdü.

Sinopbizim grubu olarak 2004 yılında, dünyanın her köşesine dağılmış Sinop sevenlerden oluşan üyelerimizle interaktif olarak takip ettiğimiz kentsel gündeme, nükleer enerji konusunu da ekledik. 2005 sonuna gelindiğinde, hükümetin nükleer konusundaki girişimlerinin artması üzerine konsensusla bu konuyla ilgili bir kampanya başlatarak, yakından ve tepkisel olarak izlemeyi kararlaştırdık.

2006'nın hemen başında nükleer karşıtı bir bildiri yayınlayarak sitemizde imza kampanyasını başlattık. Sanal ortamda etkili girişimimiz hemen yanıt buldu, kısa sürede kampanya destekçilerinin sayısı binleri aştı. Bu süreçte e-posta grubuna üye olanların sayısı da arttı. Grup yekpare bir tüzel kişilik değil gayet esnek ve demokratik, bağımsız bir

iletişim platformu olarak yürüdü.

Çalışmamız medyada yankı buldu; Sinop Yereli'ndeki sivil toplum yapısının henüz o günlerde sağlayamadığı yüreklendirici bir destek unsurunu kendilerine temin etmiş olduk; ceplerimizden ve gönüllerimizden gelen mütevazi bağışlarla afiş ve çıkartma çalışmaları yaptık, Şubat- Mart ayında henüz Sinop hükümetçe ilan edilmeden, kenti nükleer karşıtı afişlerle donatma imkanı yaratabilmiştik.

Sinop yerelindeki örgütlenmeye destek olmak için toplantılara kampanya yürütücüleri olarak İstanbul ve Ankara'dan

(2)

katıldık; İstanbul ve Ankara'daki Sinoplu Dernekleriyle ilişkileri paralel olarak geliştirip karşılıklı etkileşim içinde yürüyen kaynakların paylaşıldığı, bilginin tabana doğru yayılmasını temin edecek türde bir çalışma yürütmeye gayret ettik. Sitemiz iletişim ve bilgilenmeye başarıyla temin etmeye yaradı.

Aylar boyunca nükleer santralin yapım yeri konusunda ketum kalan hükümetin ilk resmi açıklaması "Sinop" olarak ekranlara düştüğünde, biz siperleri kazmış, mevzilerimize yerleşmiş, lojistiğimizi temin etme yolunda da epey mesafe katetmiştik.

Herşey kampanya açısından iyi gidiyordu ve tam bir "grass roots" yapısıyla büyüme potansiyeli barındırıyordu;

politik kimliklerini kenarda bırakan parti teşkilatlarının derneklerinin kadın kolları, balıkçılar, muhtarlar toplantılarda bir araya geliyor, "ne yapabiliriz" i gerçek bir endişeyle ve içtenlikle tartışıyorlardı.

Kendi yaşam alanını zehirleyecek bir girişime insanlar karşı çıkmak istiyorlardı. Bu çalışma ortamı çok şey vaad ediyordu.

Taa ki bu çalışma, geleneksel bir örgütlenme yapısı ile şekillendirilen NKP eksenine girene kadar. Yukarıda ideal Platform örgütlenmesinden söz etmiştim, bizim vakamızda bu konu " Sinop'a Nükleer Santral Kurulmamasının Temini" idi, aciliyet söz konusuydu, her bir bileşen kendini farklı şekilde ifade etse de NKP'den toparlayıcı tek ses çıkması beklenirdi.Kimsenin rengini kaybedip NKP altında yeni bir yapıya bürünmesi beklanemez.

Herkesin sözü eşit değerdeydi. Sinop'ta bu temel ilkeler NKPSinop yürütmesinin seçiminden başlayarak göz ardı edildi, hatalar yapıldı.. Demokratik olmayan, belli kişilerin güdümünde yürüyen bir çalışma haline dönüştü.

Sinop’ta antinukleer calisma, “sivil toplum yoneticileri”nin keyfiyetine birakilinca, bu yapi ile “esgudum” icinde hareket etmekte zorlanan bagimsiz,tarafsiz, hedefe odakli Sinopbizim hareketinin ivmesi de gitgide sondu. ( Sinop mitingine giderken, cikmaz sokaga girildigine dair endise verici alarm sinyallerini coktan almistim) . NKP-Merkezi yonetiminin kendi icinde, NKP- Sinop'un bilesenleri ile yurutme kurulu arasindaki cekismeler enerjimizi daha da dibe dogru cekti. Bu cekismelerin hemen tamami kisisel uyumsuzluklardan kaynaklaniyordu.

NKP’nin yapisi ve isleyisiyle ilgili gordugum-yasadigim aksakliklari burada sizlere anlatmaya kalkismayacagim. Olup bitenler uzerine elestiri ve ozelestiri mekanizmazsinin calistirilmamasi sorunlari daha da kalici hale getirdi. Ancak Okan Alpar’in son esgudum toplantisina katilmasinin ardindan kaleme aldigi, “Senlik” sirasinda yasananlara iliskin gozlem ve yorumlarini iceren “Sinop’ta neler oldu” yazisini “yanlislari kullendirme”, “olmamis sayma” tavrina, bir karsi cikis belgesi” olarak degerlendiriyorum.

Bu iletişim grubuna gelen yazıların toplamı bir “seyir defteri” oluşturuyor, defter geri dönüp okunduğunda mücadele sürecine, insanlik haline dair tarihe bir belge niteliğinde. “Sinop’ta neler olduğu”nu, o günler orada olup yasayan bizler çok iyi biliyoruz, o sirada uzakta olanlarin da ortak bilinçaltina dahil olup bunlari paylaşmasi önemli. Belki acı verici ama, acısıyla tatlısıyla bir ilişki yaşanır ve ancak herşey paylaşılırsa ilişki samimi bir ilişki olur. Aksi, yani hiçbir şey olmamış gibi yapmak insanca değil ve bizi bizden uzaklaştırıyor.

Bugün nükleer yasa tasarısı TBMM komisyonunda beklerken, TAEK şubesini Sinop NKP'nin bürosunun karşısında açarken, Sinop’ta konuya gün be gün sahip çıkan; yasaya karşı tek tek protesto yürüyüşleri yapan bireyler konuyu gündemde tutmaya çabalıyor.

Diğer yanda, 24 Kasım 2006'da NKP Sinop'u temsil edenler, TBMM'de basının karşısına geçenler var. Kamuoyu

‘birileri bu konuyu takip ediyor” diye algılıyor. Kamuoyu için NKP’yi desteklemenin bir alternatif maliyeti var, başka bir oluşumu desteklemekten vazgeçiyor demek bu. Bu halde eğer NKP üzerine düşeni hakkıyla yapmıyorsa

kamuoyuna yüksek bir bedele mal oluyor demektir. Bu “ekonomik” bakışa göre “antinükleer çalışmayı sadece ve sadece bir oluşum yürütür, başkası çıkarsa onu “sabote eder” gibi bir yaklaşımı abes bulduğumu bilmem söylemeye gerek var mi?

Sinop’ta en başından projelendirdiğimiz, kent ve köy kahvelerinde video gösterimleri, panel ve toplantılar, broşür dağıtımı, afişleme, kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları var…. yapılmayı bekliyor aylardır, bir başka oluşumun bunu yapamayacağını ne hakla söyleyebiliriz?

(3)

Bugün gelinen noktada Sinop’ta nükleer karşıtı hareketi son derece sahipsiz ve dağınık bırakanın birçok eksiklik ve hatanın bileşkesi olduğu muhakkak. Toplumda insanlar arası ilişkinin niteliği ve seviyesi bile bu bileşkeye dahil.

Sinop’ta ciddi hatalar yapilmistir. Yaralar aldık. Bundan sonrası için derlenme toparlanma üzerine düşünmekte yarar var.

Bu bünyeden yeni bir işleyiş çıkartmak ve taze bir enerjiyle yeniden yola koyulmak mümkün olacak mi? Bunu NKP toplantı tutanaklarını okuyup, faaliyetlerini takip ederek anlayacağız.

Sinopbizim’e gelince, bu grubun 2006 boyunca yürütülen anti nükleer çalışmada önemli bir yeri var. Bu katkıyı tamamen bağımsız ve kapsayıcı olmaya özen göstererek sağladık. Grubun potansiyeli devam ediyor.

Yapabildiklerimizden daha fazlasını belki becerebilirdik ama yapabildiklerimize de sahip çıkalım istiyorum. Burası herkese açık, her görüşün konuşulup tartışabileceği bir alan. Olabildiğince demokratik, (bireyler birer birer ne kadar demokrat olabiliyorsa o kadar diyelim), serbest bir kursu. Kendini ifade etmek isteyen herkese söz hakki tanıyan bir yer. Yegane kerteriz noktası var o da Sinop.

Sinop'u nükleer belasına karşı savunmak için elimden geleni yapmaya birey olarak niyetliyim. Bunu siteyi tekrar devreye sokarak, iletişim grubuna yazılar yollayarak, gerekirse Hilmi Güler’le yaptığım görüşmede olduğu gibi tek kisilik hamleler yaparak sürdüreceğim. Destek vereceklerle güzel bir yolda yürümeyi sürdürmek istiyorum, köstek olanlara karşı da olabildiğince nazik ve sabırlı olmaya gayret ediyorum, belli bir uslubu hem kendim hem de grubumuz için korumaya kararlıyım.

Referanslar

Benzer Belgeler

aç ıklamayı yapan DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, 20 Mart'ta saat 20.00'de şehir merkezlerinde toplanacaklarını, ellerinde meşaleler ve mumlarla

2010 Avrupa Kültür Ba şkenti (AKB) projesinin resmi yürütücüsü olan istanbul 2010 Ajansı'nın yanlış kararlan ve projede yaşanan aksaklıklar nedeniyle aralarında TMMOB

Türkiye’de faaliyet gösteren bu tarz gönüllü kuruluşlar ile diğer sivil toplum kuruluşlarını hukuki düzenlemelerine göre; dernekler, vakıflar, meslek örgütleri

Bal ık çiftlikleri: Karaburun Yarımadası'nda denizi kirleten, görsel kirlilik yaratan, eko ve agro turizm projelerine zarar veren bal ık çiftlikleri kaldırılmalı, yeni

Sinop Nükleer Karşıtı Platformu üyeleri, İnceburun mevkiinde toplanarak nükleer santral yapımı için ağaçsız alan yarat ılmak için yapılan ağaç katliamına

Sinop Çevre Platformu Yönetim Kurulu üyesi Metin Gürbüz, Mersin Akkuyu'da yapılacak nükleer santral için Ruslarla görüşmeler sürerken, Sinop'taki santral için Güney

60-70 kişiden oluşan bu grup, Dispanser yönünde kurulan giriş önüne giderek, Recep Tayip Erdo ğan Konuşmaya başladığında 'NE TERMİK NE NÜKLER , RÜZGAR VE GÜNEŞ BİZE

“Türk müverrihleri içinde Âli veK âtib Çelebi de da­ hil olduğu halde hepsinden fazla tarihî eserler telif et­ miş, bütün ömrünü tedkikat-ı tarihiyeye