yelerine Kuruluş Yasası gereği sağ
ladığı konut kredisi uygulamasına ilişkin bulunan Kurum Konut Kredisi Yönetmeliğinin ilgili maddesinin ip tali ile davacıdan fazladan tahsil edilen miktarın tazmini istemiyle açılan davanın AYİM de görülmesi gc rektiği hk.
K A R A R
Davacı : Mehmet Şimşek
Davalı : Ordu Yardımlaşma Kurumu Genel Müdürlüğü Vekilleri:- Av.Rüçhan Söh m e n , Av. Faruk Petriçli
O L A Y : IIv. Per.Kd.Bnb, olan davacı, üyesi olduğu OYAK.- ca İstanbul-Ayazağa'da inşa edilen konut sitesinden adına tahsis olunaı konut için 15.7.1993 tarihinde imzaladığı OYAK Genel Müdürlüğü Kurum Konutları Tahsis ve Kredi Sözleşmesi ile Kurumdan 90.000.000.- Tl.konul
kredisi almış; 8.9.1995 tarihinde kendisine teslim edilen konut üze
ninde, Kurum ve Kurumdışı kaynaklı kredilerin teminatı amacıyla OYAK ile Vakıfbank lehine ipotek tesis ve tescil edilmiştir.
OYAK Genel Müdürlüğü Konut Kredisi Yönetmeliğinin "Borcun peşin hale gelmesi" başlıklı 27/c. maddesinde, Kuruma ipotekli konutu
nu eşi ve bakmakla yükümlü olduğu çocukları dışındaki kişilere herhang bir suretle devretmesi durumunda konut kredisinden yararlanan üyenin borcunun peşin hale geleceği ve konut kredisinden doğan borcun tamamın;
sözleşme tarihinden başlamak üzere günün koşullarına uygun olarak Yöne
tim Kurulunca belirlenecek faiz oranı uygulanarak kalan borç tutarıyla birlikte geri alınacağı kurala bağlanmış? sözüedilen Kredi Sözleşmesi
nin 2 4/b. maddesinde de anılan Yönetmelik hükmüne paralel düzenlemeye yer verilmiş olup, uygulanacak faizin, konut kredisi ve doğabilecek di
ğer borçların tamamı için sözleşme tarihinden itibaren Amme Alacakları
nın Tahsil Usulü Hakkında Kanunun gecikme zammı oran ve hesabını düzen
leyen hükmü esaslarına göre hesaplanması öngörülmüştür.
Davacının, konutunu 24.5,1996 tarihinde 3. şahsa satması ve V a kı fb a n k 'dan almış olduğu kredinin kalan kısmını aynen ödemesi üze
rine Banka lehine olan ipotek kaldırılmış ise de; OYAK.lehine olan ipoteğin kaldırılması için, 14.6.1996 tarihi itibariyle Kuruma kalan kredi borcu 140.000.000.- liraya AATUIIK. hükümlerine qöre tespit edi
len faiz oranı uygulanmak suretiyle sözleşme tarihinden itibaren hesa;
HUKUK BÖLUMU
ESAS NO : 1998/11 KARAR NO : 1998/13
lanan 382.991.317.- lirayı defaten ödemek zorunda kalan davacı, O Y A K’
ca bu uygulamaya esas a l m a n kuralın iptali ile kendisinden fazladan tahsil edilen 2 42.991.137.- liranın 14.6.1996 tarihinden itibaren faiziy le birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesi istemiyle 2.9.1996 tarihin
de mahkeme kaydına giren dilekçeyle .Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'ne dava açmıştır.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ DtRİNCİ DAİRESİ? 10.12.1996 gün ve 19 9 6/924-1041 sayı ile, 1602 sayılı Yasanın 20. ve 21. madde
lerine göre, asker kişiyi ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin bu
lunan idari işlem ve eylemlerden dolayı yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri
ihlal edilenler tarafından açılacak iptal davaları ile aynı idari iş
lem ve eylemler nedeniyle hakları ihlal edilenlerin açacakları tam yargı davalarının, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İda
re Mahkemesince çözümleneceği ve karara bağlanacağı; bu görev kural
larımı göre AYİM.'nin görevli olması için, uyuşmazlığın öncelikle bir idari işlem veya idari eylemden doğmuş olması gerekeceği; idari işle
min, idari makamlarca kamu hizmeti yükümlülüğünün ifası için kamu gü
cü kullanılarak idare hukuku alanında sonuç doğuracak olan irade açıklamaları niteliği taşıyan işlem olduğu; 205 sayılı Ordu Yardım
laşma Kurumu Kanununun birinci maddesinde özel hukuk hükümlerine teıbi, ıııali ve idari bakımdan muhtar ve tüzel kişiliği olan bir kuru
luş olarak tanımlanan Kurumun, idari yönden özerkliği nedeniyle ge
nel idare içinde sayılmadığı gibi, hukuki işlemleri yönünden Anayasa- ııin "... idare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzen
lenir.." şeklindeki 123. maddesi kapsamında olduğunun da söylenemeye
ceği; yan bir sosyal güvenlik kuruluşu konumundaki Kurumun, bazı iş
lemleri idari iptal davasına konu olabilecek "idari işlem" olarak değerlendirilmekte ise de, bu işlemlerin, doğrudan sosyal güvenlik haklarının özüyle ilgili bulunan, daha açık bir deyişle bu hakların tümüyle reddini içeren vn sonuçlayaıı ve Kurumca doğrudan yapılıp uy
gulanan kararlarıyla sınırlı • bulünduğu; konüt tahsis ve kredi sözleşmesinin 24/b. maddesinin iptali ve fazladan tali-
41
sil edildiği öne sürülen miktarın davacıya ödenmesi istemiyle açılan davanın, davacı ile davalı arasında özel hukuk ilişkisine dayalı sözleşmenin uygulanmasından kaynaklandığı ve idare hukuku şartla
rıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığı; dolayısıyla davanın, özel hu
kuk kurallarına göre adli yargı yerinde çözümünün gerektiği gerekçe
siyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmaya- rak kesinleşmiştir.
Davacı, bu kez, aynı istekle 25.2.1997 tarihinde adli yar
gı yerine dava açmıştır.
ANKARA ASLİYE 5. HUKUK MAHKEMESİ; 17.11.1997 gün ve
1997/127-705 sayı ile, dosyaya konulan aynı konudaki bir başka uyuş
mazlığa ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 29.9.1997 gün ve 1997 M 3 - 4 2 sayılı kararı ile açılan davanın niteliği dikka
te alındığında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesinin ve giderilmesinin gerekli olduğu ge
rekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar da, temyiz edilmeye
rek kesinleşmiştir.
Davacının 17.11.1997 günlü dilekçesi üzerine adli yargı dosyası anılan Hakimliğin 2.3.1998 gün ve 1997/127-7-5 sayılı yazısı ekinde Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmip olup, böylece adli ve askeri yerleri arasında 2247 sayılı Yasanın 14.
maddesinde öngörülen şekilde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş bu
lunmaktadır .
İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü
nün, Mustafa Bumin'in Başkanlığında, Üyeler: 0. Hulusi Mustafaoğlu, Ülkü Aydın, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, Gülsen Yenişehirli ve Ertuğrul T a k a ' n m katılımlarıyla yapılan 8.5.1998 günlü toplantı
sında, Raportör-Hakim İsa Ye ğ e n o ğl u'nun davanın çözümünde adli yar
gı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Erdoğan Güneş ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Le
vent Özçelik'in davanın çözümünün askeri yargının görerv alanına gir
diğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gere
ği görüşülüp düşünüldü:
Dava, OYAK'ca üyelere verilen konut kredisi borcunun peşin hale gelmesini düzenleyen OYAK Genel Müdürlüğü Konut Kredisi Yönetmeli
ğinin 27/c. maddesi hükmünün iptali ile bu hükmün uygulanması nedeniyle fazladan tahsil edildiği öne sürülen 242.991.317.-liranın 14.6.1996 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davcicıya ödenmesine hükmedilmesi
istemiyle açılmıştır. <
Anayasanın 157. maddesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgi
lendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan u- y u ş m a z l ı k l a r m yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi oldu
ğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin as
ker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek idare Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "as
ker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" şart
larının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde Türk Silahlı Kuv
vetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.
İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden "aske
ri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konu
suna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin as
keri nitelikte olduğu kabul edilmelidir.
Buna göre, işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği kuşkusuz ise de; dava konusu işlemin hukuki niteliğinin saptanabilmesi bakımından öncelikle davalı Kurum ile ilgili yasal düzenlemenin incelenmesi gerek
li bulunmaktadır.
30 Mart 1327 tarihli Nizamname ile Askeri İkraz Sandığı ku
rulmuş; 1 Mart 1961 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 205 sayılı Or
du Yardımlaşma Kurumu Kanunun Geçici 1. maddesiyle anılan Nizamname yü
rürlükten kaldırılarak, adıgeçen Sandığın mevcutları ile alacak ve borç l a n Ordu Yardımlaşma Kurumuna devrolunmuştur.
1961 Anayasasının 112. maddesinde bir kamu tüzel kişiliği olarak belirtilen Ordu Yardımlaşma Kurumu, Türk Silahlı Kuvvetleri men
suplarına sosyal yardım sağlamak amacıyla Milli Savunma Bakanlığına bağ lı olarak kurulmuş; kuruluşuna ilişkin 205 sayılı Yasanın 1. maddesinde Kurumun, bu Yasa ile özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve idari bakımın dan muhtar ve hükmi şahsiyeti haiz bir teşekkül olduğuna işaret edilmiş t i r .
Anılan Yasanın 20. maddesinde Kurum tarafından üyelerine:
1-Emeklilik yardımı, 2-Maluliyet yardımı, 3- Ölüm yardımı, 4- (4148 sayılı Yasa ile değişik) Konut Edindirme Yardımı yapılacağı ve ayrıca, emeklilik sistemine girenlere emekli maaşı bağlanacağı belirtilmiş;
"Kurumun mevcutlarının işletilmesi ve kurumun yapacağı hizmetler" baş
lıklı 33. maddede, Kurumun sosyal yardım amacının gerçekleştirilmesini teminen mevcutların işletilmesi ve nemalandırılması için iktisadi ve ticari faaliyetlerde bulunmak üzere icra organı olan Yönetim Kurulu yet kili kılınmış ve bu maddenin (f), (g), (h). fıkralarında;
-Kurumun daimi üyelerine mesken inşaatı için gayrimenkul ipo
teği karşılığında 20 seneye kadar vadeli ve faizli krediler açmak, -Kurumun daimi üyelerine veya bunların kuracakları koopera
tiflere ait arsalar üzerinde meskenler inşa etmek ve bunları peşin veya ipotek karşılığında 20 seneye kadar vade ve faizli taksitle kendilerine satmak,
-(26.6.1996 tarih ve 4148 sayılı Yasa ile değişik) Daimi üye
leri mesken sahibi yapmak amacıyla, Konut Ön Biriktirim Fonu Kurmak, arsalaj* almak ve bu arsalar üzerinde meskenler inşa etmek veya bu amaç
la satınalacağı gayrımenkulleri, peşin veya ipotek karşılığında 20 se
neye kadar vade ve faizli taksitle kendilerine satmak,
Kurumun yapacağı hizmetler arasında sayılmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında görevli tüm askeri per
sonelin zorunlu üyeliğine dayanan Kurumun gelirleri, mevcutların işle
tilmesinden elde edilecek gelirler ve bağışlar ile «üyelerin maaşların
dan yapılan kesintilerden oluşmakta; 35, madde ile, Kurumun kimi gelir ve muameleleri Gelir, Gider, Veraset ve İntikal Vergileri ile Kurumlar Vergisi ve Damga Resminden muaf tutulmaktadır. Ayrıca 37. maddede "Ku
rumun her çeşit malları ile gelir ve alacakları, Devlet malları hak ve rüçhanlığını haizdir. Bunlara karşı suç işleyenler, Devlet mallarına karşı suç işleyenler gibi takibata tabi tutulurlar," hükmüne yer veril
mektedir.
Yasakoyucunun, Anayasaya uygun olmak koşulu ile, kamusal ih
tiyaçların gerekli kıldığı hallerde herhangi bir alanı yasal statü içi
ne alarak bir kamu hizmeti tesis etmesi olanaklıdır.
Nitekim yasakoyucu tarafından, Türk Silahlı Kuvvetleri mensup
larının diğer Devlet memurları gibi yararlanmakta oldukları Emekli San
dığı Kanunu ile sağlanan olanaklar yeterli bulunmayarak, T.C. Emekli Sandığının yardımlarını tamamlayıcı bir şekilde ve üyelerin kendi mali olanaklarıyla dayanışmaları ve bu suretle gelecek endişesinden kurtula
rak maddi ve manevi huzura kavuşmalarını sağlamak amacıyla Ordu Yardım
laşma Kurumu Kanunu yürürlüğe konulmuş olup; bu amacın gerçekleştiril
mesinde Kurumu kamusal hak ve yetkilerle donatan Yasanın, idare huku
ku ilkelerine dayanan bir düzenleme olduğu açıktır.
Gerek teşkilat yapısı ve organlarının oluşumu ve gerekse Yasa ile verilen kamusal yetkiler, usul ve ayrıcalıklar gözönüne alındığında OYAK'nun bir "kamu kurumu" olduğunda; görevi ve hizmet verdiği konula
rın "kamusal" amaç taşıdığında kuşkuya yer bulunmamaktadır.
. Diğer taraftan, üyelerin Kurumla olan ilişkileri yönünden hu
kuki durum incelendiğinde; üyeliğin yasa ile zorunlu kılınması ve Kuru
mun da sadece üyeleri için Yasada belli edilen sosyal yardımları sağla
mak ve kamusal nitelikli hizmetleri yerine getirmek amacıyla kurulmuş olması karşısında, bu ilişkinin idare hukuku ilişkisi olduğu açıktır.
Hernekadar, 1. maddede "Kurumun, bu Yasa ile özel hukuk hüküm
lerine tabi" olduğuna işaret edilmekteyse de; bu hüküm ile yasakoyucu tarafından, mevcutların işletilmesi ve nemalandırılması için iktisadi ve ticari alanda gösterilecek faaliyetlere esneklik kazandırılmak ama
cıyla OYAK 'nun üçüncü kişilerle arasında olan bu tür faaliyetleri yö
nünden özel hukuk hükümlerine tabi kılındığının anlaşılması gerekmekte olup, bu hususun, OYAK'nun "kamu kurumu" niteliğine engel teşkil etme
yeceği doğal olduğu gibi, bu hükümden hareketle, bu Yasada düzenlenen ve idare hukuku ilişkisi niteliği taşıyan "Uye-Kurum" ilişkisinin de özel hukuk hükümlerine tabi olacağı sonucuna ulaşmcik olanaksızdır.
Kamu tüzel kişiliğe sahip olan OYAK tarafından, yapacağı hiz
metler arasında sayılan üyelerine konut kredisi verilmesine ilişkin o- larak Kuruluş Yasasının yukarıda sözü edilen 33, maddesinin (f) , (g) ,
(h). fıkralarında öngörülen ilkeler doğrultusunda hazırlanan Kurum Ko
nut Kredisi Yönetmeliği yürürlüğe konulmuş olup; adı geçen Yönetmelik hükümleri, konut kredisi sözleşmesinde yer alan genel ilkelere kaynak teşkil etmektedir.
Olayda, Kurum tarafından Konut Kredisi Yönetmeliğine göre koşulları önceden belirlenmiş olan Konut Kredisi Sözleşmesinin, davacı
nın bu koşulları kabul ederek talepte bulunması sonucunda akdedilmiş olması nedeniyle, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi sözleş
meden doğan hukuki bir ilişki olduğu düşünülebilir ise de; Kuruluş Yasasının 33. maddesinin (f) , (g) ve (h) . fıkraları uyarınca çıkarıl-
mış bulunan Konut Kredisi Yönetmeliğinin, idare hukuku kuralları kap
samında bir düzenleyici işlem olduğu ve sözleşme üzerinde etkili olmak
la birlikte sözleşmeden ayrı olarak idare hukuku alanında hüküm ifade ettiği tartışmasızdır.
Yukarıdan beri belirtilen tüm bu hususlar birlikte değerlen
dirildiğinde ;gerek OYAK'nun tüzelkişiliğe sahip bir kamu kurumu olması gerek "Üye-Kurum" ilişkisinin idare hukuku kurallarına göre belirlenme
si ve gerekse OYAK'nun kuruluş amacı olarak belirlenen hizmetleri yeri
ne getirdiği sırada karar ve yürütme organlarınca kamu gücüne dayanıl
mak suretiyle r e 'sen ve tek yanlı olarak tesis edilen işlemler ile ko
nuya ilişkin düzenlemeleri içeren Yönetmeliğin idari nitelik taşıdığı
nın açık bulunması karşısında, davanın qörüm ve çözümünün idari yarqi- n m görevine crirdiği kuşkusuzdur.
Öte yandan OYAK'nun Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ya
sa gereği sağladığı sosyal yardım ve hizmetlerin "askeri hizmetle" bir
likte yürüyen ve "o" na bitişik nitelikte olduğu gözönüne alındığında, dava konusu işlemin "askeri hizmete ilişkin" bulunduğunun kabulü gerek
mekte; bu duruma göre de, olayda, 1602 sayılı Yasanın 20. maddesinde öngörülen "asker kişiyi ilgilendirme" ve "askeri hizmete ilişkin bulun
ma" koşullarının birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından, uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Birinci Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.
S O N U Ç : Anlaşmazlığın niteliğine göre, davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Askeri Yüksek ida
re Mahkemesi Birinci Dairesinin 1 0.1 2 . 1 9 9 6 günlü, 1 9 9 6/9 2 4 - 1 0 4 1 sayılı görevsizlik kararının kaldırTTm?rssJia, 8.5 . 1 9 9 8 gününde kesin olarak oy
birliğiyle karar verildi.
Başkan
Mustafaj^BUMİN i Mustafaoğlu
Üye Ülkü Aydın
Üye
Zafer Kantarcıoğlu
Üye
Gülsen Yenişehirli