• Sonuç bulunamadı

açığa çöp dökme bkz. çevr. düzensiz atık depolama.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "açığa çöp dökme bkz. çevr. düzensiz atık depolama."

Copied!
71
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3R ilkesi 1. (Alm. Ersetzung, Verfeinerung und Verringerung, f; Fr. remplacement, réduction et raffinement, m;

İng. 3R principle; refinement, reduction, replacement; three R's) biyom. Yerine koy, Azalt, İyileştir ilkesi, diğer bir deyişle hayvan deneylerinde; hayvan deneyine alternatif yöntem bulmak, mümkün olan en az sayıda deney hayvanı kullanmak ve deneyde kullanılan hayvanların acı ve streslerini en aza indirmek amacıyla yapılan çalışmalar. 2. (Alm. Reduzierung, Wiederverwendung & Recyceln, f; Fr. réduire, ré-employer, recycler; réduire, réutiliser, recycler; trois R; İng. 3R principle; reduce, reuse, recycle; three R's) çevr. Azalt, Yeniden kullan, Geri dönüştür ilkesi, diğer bir deyişle, çevrenin korunması amacıyla daha az atık üretmek, ürünleri yeniden ve gerekirse onararak kullanmak ve kullanılmaz duruma geldiğinde de geri dönüşümle yeni bir ürüne dönüştürme ilkesi.

abiyotik etmen (Alm. abiotischer Umweltfaktor; Fr. facteur abiotique, m; İng. abiotic factor) çevr. Organizmanın yaşam ortamındaki toprak, su, iklim ve anorganik maddeler gibi biyolojik olmayan kimyasal ve fiziksel etkenler;

eşanlam: cansız etmen, abiyotik faktör.

açığa çöp dökme bkz. çevr. düzensiz atık depolama.

açık çöplük (Alm. Abfallhalde, f; Mülldeponie, f; Fr. dépotoir à ciel ouvert, m; İng. open dumping area) çevr. Düzensiz atık depolamanın yapıldığı alan.

açık döngü soğutma sistemi (Alm. offener Kühlkreislauf; Fr. système de refroidissement à cycle ouvert, m; İng.

open cycle cooling system) çevr. Soğutma suyunun geri döndürülmediği ve akarsu, deniz veya göl gibi alıcı bir ortama boşaltıldığı soğutma sistemi.

açık kanal (Alm. offenes Gerinne; Fr. canal ouvert, m; İng. open channel) çevr. Suyun atmosfere açık serbest bir yüzeyde aktığı yapay ya da doğal basınçsız kanal.

açıkta yakma (Alm. Verbrennung im Freien, f; Fr. combustion à l'air libre, f; İng. open burning) çevr. Atıkların açık havada yakıldığı ve yanma sırasında oluşan kirletici gazların doğrudan havaya karıştığı yakma işlemi.

adenovirüs (Alm. Adenovirus, n; Fr. adénovirus, m; İng. adenovirus) çevr. Sigara dumanı ve hava kirliliği gibi etmenlerle de tetiklenebilen başlıca üst solunum yolu iltihaplanmalarına neden olan lenf dokusundaki DNA virüsü.

adveksiyon (Alm. Advektion, f; Fr. advection, f; İng. advection) 1. çevr. Hareket halindeki akışkanın içinde bulunan bir maddenin akışkan ile birlikte belirli bir yönde kütle hareketi sonucu taşınması. 2. meteo. Havanın atmosferdeki yatay hareketleri nedeniyle toz, ısı, burgaçlanma gibi fiziksel özelliklerin taşınması; eşanlam:

öztaşınım.

advektif akı (Alm. advektiver Fluss; Fr. flux advectif; İng. advective flux) çevr. Adveksiyon taşınımı sonucu birim alanda, birim zamanda geçen madde miktarı.

advektif taşınım (Alm. advektiver Transport; Fr. transport advectif; İng. advective transport) çevr. Su, atmosfer ve toprak ortamlarında maddenin akışkan akışıyla, yayınım olmaksızın yerdeğişimi; eşanlam: akışla taşınım.

aeratör bkz. çevr. havalandırıcı.

aeroalerjen (Alm. Aeroallergen, n; Fr. aéroallergène, m; İng. aeroallergen) çevr. Havada bulunan ve rüzgârlarla taşınabilen, alerjiye de neden olabilen polen, çim tohumu veya tozlar; eşanlam: havada uçuşan alerji yapıcılar.

aerobik biyobozunma (Alm. aerobe Zersetzung, f; aerober Abbau, m; Fr. décomposition aérobie, f; dégradation aérobe, f; İng. aerobic biodegradation; aerobic decomposition; aerobic degradation) çevr. Organik maddelerin aerobik büyüyen bakteriler tarafından aerobik koşullar altında biyolojik olarak parçalanarak daha küçük moleküllere dönüştürülmesi; eşanlam: oksijenli ortamda biyobozunma, oksijenli ortamda parçalanma.

aerobik çamur çürütme (Alm. aerobe Schlammfaulung, f; aerober Schlammabbau, m; Fr. digestion aérobie des boues, f; stabilisation aérobie des boues, f; İng. aerobic sludge digestion; aerobic sludge

stabilization) çevr. Organik maddenin aerobik ortamda mikroorganizmalar tarafından parçalanarak son ürünleri olan CO2, su ve bozunmayan maddelere dönüşmesi.

aerobik çürüme (Alm. aerobe Stabilisierung, f; aerober Abbau, m; Fr. digestion aérobie, f; İng. aerobic

digestion) çevr. Organik maddenin aerobik ortamda mikroorganizmalar tarafından parçalanarak son ürünleri olan CO2, su ve bozunmayan maddelere dönüşmesi.

(2)

aerobik çürümüş çamur (Alm. aerob stabilisierter Schlamm, m; Fr. boue digerée par voie aérobie, f; boue stabilisée par voie aérobie, f; İng. aerobically digested sludge; aerobically stabilized sludge) çevr. Aerobik çamur çürütme sürecinde açığa çıkan, genellikle küf kokulu yumaklı yapıdaki arıtma çamuru, aerobik stabil çamur;

eşanlam: oksijenli çürütülmüş çamur.

aerobiyoloji (Alm. Aerobiologie, f; Fr. aérobiologie, f; İng. aerobiology) çevr. Atmosferde taşınan çok küçük böcekler, polen tanecikleri, mantar sporları, virüsler gibi mikroorganizmaları konu edinen biyolojinin alt dalı.

aerodinamik çap (Alm. aerodynamischer Diameter; Fr. diamètre aérodynamique, m; İng. aerodynamic

diameter) çevr. Düzensiz biçime sahip havadaki taneciklerin, hava içinde aynı davranışları gösteren mükemmel biçime sahip küresel taneciğin çapıyla tanımlanması.

afet alanı (Alm. Katastrophengebiet, n; Notstandsgebiet, n; Fr. zone de catastrophe, f; zone de détresse, f; zone sinistrée, f; İng. disaster area; disaster site) çevr. Deprem, heyelan, çığ, orman yangını, taşkını gibi doğa, insan ya da teknoloji kaynaklı afetlerden zarar gören çevre.

afotik zon (Alm. aphotische Zone, f; Fr. zone aphotique, f; İng. aphotic zone) çevr. Göl veya denizde fotosentez için yeterli ışığa sahip olamayan, bitkisiz derin bölge; eşanlam: ışıksız zon.

ağaçlandırma (Alm. Aufforstung, f; Fr. reboisement, m; İng. afforestation) 1. çevr. Yangın, zararlı biyolojik etkiler, kuraklık gibi doğal etmenler ya da yanlış uygulamalar sebebiyle insan eliyle bozulan veya ağaçsız boş alanlarda gerçekleştirilen orman oluşturma faaliyeti. 2. tar. Erozyon kontrolünde, kumul stabilizasyonunda, karayolu şevlerinde yüzey akışını önlemek gibi çeşitli amaçlarla ağaç çeşit ve türlerinin yoğunluklu olarak kullanıldığı bitkilendirme.

ağır metal (Alm. Schwermetall, n; Fr. métal lourd, m; İng. heavy metal) 1. çevr. Endüstriyel atıklar, madencilik, tarımda gübre kullanımı gibi faaliyetler sonucunda yüksek derişimlere eriştiklerinde çevreyi kirleten ve canlılar için zehirli nitelik taşıyan kurşun, kadmiyum, cıva, çinko gibi atom ağırlığı göreli olarak yüksek olan

metaller. 2. kim. Yoğunluğu, atom ağırlığı ya da atom sayısı yüksek metaller.

akaçlama suyu (Alm. Entwässerungswasser, n; Fr. l'eau de drainage, f; İng. drainage water) çevr. Bir sistem yardımıyla ilgili bölgeden toplanıp doğal su yataklarına bırakılan veya kontrollü bir altyapı tesisine aktarılan yeraltı, yerüstü ya da yağmur suları; eşanlam: drenaj suyu.

akar 1. (Alm. Akarine, f; Fr. acarien, m; İng. acarina) çevr. Kenelerle birlikte Acarina alttürünün büyük

çoğunluğunu oluşturan, dökülen deri tozları ile beslenen, en çok halı, koltuk, yatak gibi ev eşyalarında ve tüylü veya kirli ortamlarda bulunan, mikroskobik ve eklembacaklı canlı. 2. (Alm. Mietobjekt, n; Fr. immobilier, m; İng.

rental) tar. Kiraya verilerek gelir getiren ev, dükkân, tarla, bağ vb. mülk ya da traktör, kamyon gibi araçlar.

akarisit (Alm. Akarizid, n; Fr. acaricide, m; İng. acaricide) çevr. Kene ve akarlar gibi eklembacaklıların öldürülmesinde kullanılan organik ya da inorganik kökenli madde; eşanlam: akarkıran, akar öldürücü.

akışkan yataklı atıksu arıtma (Alm. Wirbelschichtabwasseraufbereitung, f; Fr. traitement des eaux usées sur un lit fluidisé, m; İng. fluidized bed wastewater treatment) çevr. İçi bakterilerin üzerinde tutunmasına olanak tanıyan dolgu malzemesi ile kısmen dolu olan, dolgu malzemesinin akışkanmış gibi hareket etmesini sağlayacak hızla içerisinden atıksuyun aşağıdan yukarıya doğru verildiği kolon tipi biyolojik arıtma süreci.

akışkan yataklı yakma fırını (Alm. Wirbelschicht-Verbrennungsanlage, f; Fr. incinérateur à lit fluidisé, m; İng.

fluidized-bed incinerator) çevr. Havayla akışkanlaştırılmış sıcak kum ya da benzeri tanecikli sıcak yatak içerisinde atıkların ya da düşük kaliteli yakıtların yakıldığı donatım.

aktif biyokütle (Alm. aktive Biomasse; Fr. biomasse active; İng. active biomass) çevr. Biyolojik arıtma süreçlerinde atıksudan gelen askıda kirleticiler, ölü hücreler ve bu hücreler sonucu ortaya çıkan, askıda uçucu katı maddeler dışında kalan ve aktif olarak organik maddenin biyolojik parçalanmasından sorumlu olan mikroorganizmalar.

aktif çamur (Alm. Belebtschlamm, m; Fr. boue activée, f; İng. activated sludge) çevr. Evsel ve endüstriyel atıksuların biyolojik arıtımları sırasında organik kirleticilerin ortam koşullarına uyumlu olarak bulunan bakteri, protozoa, rotifer, mantar gibi mikroorganizmalar tarafından besi maddesi olarak kullanılması ve buna bağlı olarak çoğalması sonucu oluşan biyolojik kökenli karışık sıvı.

(3)

aktif çamur süreci (Alm. Belebungsverfahren, n; Fr. procédé des boues activées, m; İng. activated sludge process) çevr. Biyolojik olarak aktif oksijencil mikroorganizmaların havalandırmalı bir tepkime kabında atıksu ile karıştırılarak organik maddelerin parçalanmasının sağlandığı ve bu yolla oluşan yumakların çökeltilerek uzaklaştırıldığı sistem.

aktif çamur yumağı (Alm. Belebtschlammflocke, f; Bioflockung, f; Fr. bioflocculation, f; floc biologique, f; İng.

activated sludge floc; biofloc; biological floc) çevr. Biyolojik arıtma tesislerinde bakteri, protozoa ve ipliksi bakterilerin bir araya gelerek çökelebilir şekle dönüştükleri topaklanmış materyal.

aktif karbona tutunma (enj. karbona tutunma) (Alm. Aktivkohleadsorption, f; Kohleadsorption, f; Fr. adsorption sur charbon, f; adsorption sur charbon actif, f; İng. active carbon adsorption; carbon adsorption) çevr. Suda ya da atıksuda çözünmüş kirliliklerin uzaklaştırılmasında, renk ve koku gideriminde, baca gazı arıtımında kullanılan, özel termik ve kimyasal yöntemlerle aktifleştirilmiş yüzey içeren, toz ya da granül halinde olabilen, hedef kirlilik

bileşenlerinin yüzeye tutunması ve yakalanması prensibine dayalı arıtma yöntemi.

aktif yeşil alan (Alm. aktiver Grünstreifen; aktive Grünanlage, f; Fr. zone verte active, f; espace vert actif, m; İng.

active green area) çevr. Toplumun yararlanması için ayrılan kentsel ve bölgesel parklar (dinlenme alanları), çocuk bahçeleri, oyun alanları (semt spor sahaları), mesire alanları (piknik ve eğlence alanları), özel işlevlere ayrılmış yeşil alanlar gibi alanlar.

akustik çevre (Alm. akustische Umgebung; Fr. ambiance acoustique, f; İng. acoustical environment) çevr. Belli bir ses kaynağını kuşatan çevre ya da belirli bir mekânda sürdürülen faaliyetler sonucunda oluşan ses ve gürültüler.

akustik gölge bölgesi (Alm. akustische Schattenregion, f; Fr. zone d’ombre acoustique, f; İng. acoustic shadow region) çevr. Ses dalgalarının bir çevrede yayılmaları sırasında engeller, rüzgâr etkisi ve günlük sıcaklık

değişimleri gibi dış etkilerle kırılma ve kıvrılmaya uğramaları sonucu ortaya çıkan ve içerisinde ses seviyelerinin 10 dB kadar azalma gösterdiği alanlar.

akut toksisite bkz. çevr. iveğen zehirlilik.

akut toksisite testi bkz. çevr. iveğen zehirlilik testi.

alan dışı tesis (Alm. off-site Anlage, f; Fr. installation hors site, f; İng. off-site facility) çevr. 1. Doğrudan bir endüstriyel faaliyetin bir parçası olmayıp üretime destek olan, üretim alanı dışında kurulu, depolama ya da arıtma ünitesi. 2. Tehlikeli atıkların oluştuğu kaynak noktasının uzağında kurulan arıtma, depolama ya da imha tesisi, harici bertaraf tesisi.

alansal kirletici kaynağı (Alm. Flächenquelle, f; Fr. source étendue, f; İng. area source) çevr. Boyutları belli olan bir alandan ısınma amaçlı yakılan yakıttan ya da bir noktasal kaynak kümesinden kirleticilerin alıcı ortama salıverildiği yer; eşanlam: alansal kaynak.

albedo 1. (Alm. Albedo, n; Rückstrahlvermögen, n; Fr. albédo, m; İng. albedo) çevr. Bir nesne üzerine gelen elektromanyetik ışınların, nesnenin yüzey dokusuna ve rengine bağlı olarak değişen yansıma oranı; eşanlam:

yansıtabilirlik, yansıtma oranı. 2. (Alm. Albedo, f; Fr. albédo, m; İng. albedo) gıda. Pektince oldukça zengin bir artık olan, bu nedenle pektin üretiminde kullanılan, turunçgil meyve kabuklarının beyaz renkli iç tabakası.

alg patlaması (Alm. Algenblüte, f; Fr. prolifération des algues, f; İng. algal bloom) çevr. Besin maddelerince zenginleşen su kaynaklarında, bazı alg türlerinin ani ve aşırı çoğalmalarına bağlı olarak suların renk değiştirmesine neden olabilen, olumsuz çevresel etkilere yol açabilen durum.

alıcı (biyom. reseptör) 1. (Alm. Rezeptor, m; Fr. récepteur, m; İng. receptor) biyom. 1. Dokunma veya ısı gibi uyaranlara duyarlı olmaya özelleşmiş duyu ya da getirici (afferent) nöronların en ucunda bulunan organ. 2. Hücre ve organellerin yüzey zarlarında bulunan ve hormon, ilaç, nörotransmiter, antijen veya bağışıklık proteinlerinin tanıyıp bağlanabildikleri, bazı durumlarda özel bir hücre yanıtının verilmesine yol açan veya bunların hücreye girmesini sağlayan, protein, glikoprotein ya da oligosakaritlerden oluşan molekül, yapı veya

bölge. 2. çevr. Kirletici unsurlara maruz kalan canlı.

alıcı ortam (Alm. aufnehmende Medium, n; Fr. milieu récepteur, m; İng. receiving medium) çevr. Herhangi bir arıtma işleminden geçmiş ya da geçmemiş kirletici unsurların verildiği toprak, hava veya sucul ortam.

(4)

alıcı su (Alm. aufnehmendes Gewässer; Fr. eau réceptrice, f; İng. receiving water) çevr. Ham ya da arıtılmış atıksuyun boşaltıldığı göl, akarsu, deniz ve benzeri su ortamı.

alkali iyileştirme (Alm. alkalische Stabilisierung, f; Fr. stabilisation alcaline; İng. alkaline

stabilization) çevr. Arıtma çamuru ve toprak gibi ortamlarda bulunan hastalık yapıcı organizmaların etkisizleştirilmesi için yüksek pH seviyesine sahip bir kimyasalın eklenmesine dayalı işlem; eşanlam: alkali stabilizasyon.

alkollü benzin (Alm. Ethanol-Benzin Kraftstoff, n; Fr. gasohol, m; gazohol, m; İng. gasohol) çevr. %80-90 kurşunsuz benzin ile %20-10 etanol karışımı olan yakıt.

Alman sertliği (Alm. deutscher Härtegrad; Fr. durété de l’eau en degré allemand, f; İng. German degree of hardness) çevr. Suyun içindeki sertliği oluşturan iyonların derişimini tanımlamada kullanılan ve bir derecesi 17,8 mg/l CaCO3’a eşit olan sertlik birimi.

alüm çamuru (Alm. Alaun Überschußschlamm, m; Fr. boues d’alun, pl; İng. alum sludge; waste alum

sludge) çevr. İçme suyu ve endüstriyel atıksu arıtma tesislerinde, pıhtılaştırma ve yumaklaştırmada yaygın olarak kullanılan alüminyum sülfattan (alüm) adını alan, bu işlemler sonucu oluşan arıtma çamuru; eşanlam: şap çamuru.

ana atıksu kanalı (Alm. Hauptabwasserleitung, f; Schmutzwassersammler, m; Fr. grand collecteur, m; égout collecteur, m; İng. collecting sewer; main sewer) çevr. Kentsel kanalizasyon alt yapısına sahip yerleşim yerlerinde büyük bir bölge için ana toplayıcı olarak görev yapan kanalizasyon borusu; eşanlam: ana toplama kanalı.

ana tehlikeli organik maddeler (Alm. organischer gefährlicher Hauptsächlichbestandteil; Fr. principaux constituants dangereux organiques, pl; İng. POHC; principal organic hazardous constituent) çevr. Yakma

fırınlarında atık yakma sırasında beslenen atıkta bulunduğu ya da yanma sırasında oluştuğu için saptanan başlıca zararlı organik maddeler.

anaerobik amonyum yükseltgenmesi (çevr. anammoks) (Alm. Anammox; Fr. anammox; İng. anaerobic ammonium oxidation; anammox) çevr. Atıksuda bulunan amonyumun, nitrifikasyon ve denitrifikasyon gibi iki aşamalı azot giderim süreci yerine, anaerobik şartlarda Planktomiset ailesine ait bakterilerin varlığında nitrit ile tepkimeye girerek doğrudan azot gazına dönüştürüldüğü tek aşamalı biyolojik süreç.

anaerobik bakteri (Alm. anaerobe Bakterie, f; Fr. bactérie anaérobie, f; İng. anaerobic bacteria) çevr. Organik maddelerin anaerobik şartlarda ayrışmasını sağlayan ve bu sırada oluşan çok adımlı biyokimyasal tepkimelerden meydana gelen biyolojik bir süreçte rol alan mikroorganizma topluluğu.

anaerobik biyobozunma (Alm. anaerobe Zersetzung, f; anaerober Abbau, m; Fr. décomposition anaérobe, f;

dégradation anaérobe, f; İng. anaerobic biodegradation; anaerobic decomposition; anaerobic

degradation) çevr. Organik maddelerin anaerobik büyüyen bakteriler tarafından serbest oksijenin bulunmadığı koşullar altında biyolojik olarak parçalanarak daha küçük moleküllere dönüştürülmesi; eşanlam: oksijensiz bozunma, oksijensiz ortamda ayrışma, anaerobik ayrışma.

anaerobik büyüme (Alm. anaerobes Wachsen, n; Fr. croissance anaérobe, f; İng. anaerobic

growth) çevr. Mikroorganizmaların oksijensiz ya da oksijen derişimi düşük ortamda büyümesi; eşanlam:

oksijensiz ortamda büyüme.

anaerobik çamur çürütme (Alm. anaerobe Schlammfaulung, f; Fr. digestion anaérobie des boues, f; İng.

anaerobic sludge digestion) çevr. Arıtma çamurları içeriğindeki organik maddelerin anaerobik koşullarda yaşayabilen özel bakteriler yardımıyla parçalanarak, nihai ürünler olan CO2 ve CH4'a dönüşümünün sağlandığı biyolojik stabilizasyon işlemi; eşanlam: oksijensiz çamur çürütme.

anaerobik çürüme (Alm. anaerobe Gärung; Fr. biométhanisation, f; İng. anaerobic

digestion) çevr. Biyobozunabilir maddelerin anaerobik ortamda mikroorganizmalar tarafından parçalanması;

eşanlam: havasız çürüme.

anaerobik çürütülmüş çamur (Alm. anaerob stabilisierter Schlamm, n; Fr. épuration anaérobie des boues, f; İng.

anaerobically digested sludge) çevr. Anaerobik çamur çürütme sürecinde açığa çıkan çözünmüş halde çürüme gazı içeren, patojenlerden arınmış, azot ve fosfor içeriği zengin çamur; eşanlam: anaerobik stabil çamur.

(5)

anaerobik süzgeç (Alm. anaerobischer Filter, m; Fr. filtre anaérobie; İng. anaerobic filter) çevr. Havasız çürütme tankı içinde bulunan ve gözeneklerinde havasız ortamda yaşayan bakterilerin üreyebileceği süzgeç.

anaerobik temas süreci (Alm. anaerobes Kontaktverfahren; Fr. procédé par contact anaérobie, m; İng.

anaerobic contact process) çevr. Atıksuların arıtımı amacıyla kullanılan, asılı halde anaerobik büyüyen mikroorganizmaların yer aldığı tepkime kabından ve bu biyokütlenin çökeldiği tanktan oluşan sistem.

anammoks bkz. çevr. anaerobik amonyum yükseltgenmesi.

anfizem (Alm. Emphysem, m; Fr. emphysème, m; İng. emphysema) çevr. Alveollerin tahribatı ve esnekliklerini yitirmesi ile sonuçlanan, nefes darlığıyla tanılanan, süreğen, geri dönüşü olmayan, başlıca sigara ve çevre kirliliği etmenlerinin neden olduğu akciğer rahatsızlığı.

anlık örnek (Alm. Momentprobenahme, f; Stichprobe, f; Fr. échantillon au hasard; échantillon ponctuel; İng. grab sample) çevr. Belirli bir zamanda, olabilecek en kısa sürede bir kerede alınan ölçüm ya da örnek.

AOX bkz. çevr. yüzeye tutunan organik halojenler.

aralıklı atıksu boşaltımı (Alm. unterbrochene Abwasserableitung, f; Fr. décharge des eaux usées intermittente, f;

İng. discontinuous wastewater discharge; intermittent wastewater discharge) çevr. Atıksuyun sürekli oluşmaması veya arıtma tesisinin bakımı nedeniyle atıksuyun kesintili olarak alıcı ortama verilmesi.

araştırmacı izleme bkz. çevr. sorgulayıcı izleme.

arazi ıslahı (Alm. Rekultivation, f; Wiedernutzbarmachung, f; Fr. renaturation, f; réhabilitation d’une terre, f; İng.

land rehabilitation) çevr. 1. Nitelik kaybına uğramış alanlarda toprak özelliklerinin iyileştirilmesi amacıyla azot, fosfor gibi besi elementleri içeren stabilize arıtma çamuru, kompost veya humus içeren malzemeler uygulanarak toprakta yapılan iyileştirme. 2. Yanlış toprak işleme, gübreleme, ilaçlama, sulama, atık depolama gibi nedenlerle toprağın ve bitki örtüsünün tahrip edildiği ya da verimsizleştiği, aşırı tuzlandığı, çoraklaştığı, taşlılık düzeyinin yükseldiği, maden ocaklarının bozduğu ve kirlettiği, çeşitli düzeylerde erozyonun görüldüğü arazilerin yeniden verimli duruma getirilmesine yönelik uygulamalar, iş ve işlemler; eşanlam: arazi iyileştirmesi.

arazide atık bertarafı (Alm. Aufbringung auf den Boden, f; Behandlung im Boden, f; Bodenzusatz, m; Fr.

traitement au sol des déchets, m; İng. land application; land treatment of waste) çevr. Atıksuların ve/veya arıtma çamurlarının kontrollü olarak ve kirliliğe yol açmadan tarım ürünleri için besin oluşturacak oranda toprağa verilmesi.

arazide hızlı sızdırmayla arıtma bkz. çevr. doymamış bölgede arıtım.

ardışık kesikli biyolojik arıtma (Alm. Sequenz-Phasenreaktor, m; Fr. réacteur biologique séquentiel; İng.

sequencing batch reactor) çevr. Atıksu besleme, aerobik ve/veya anaerobik biyolojik arıtma süreçlerini içeren, biyokütle çökeltme ve arıtılmış suyun boşaltımının sıralı olarak aynı tank içerisinde yapıldığı askıda

mikroorganizma büyümeli arıtma işlemi.

arıtma çamurlarının yararlı kullanımı (Alm. nützliche Aufbereitung und Entsorgung von Klärschlamm, f; Fr.

dépôt avec valorisation des sédiments, m; İng. beneficial usage of sludge) çevr. Arıtma çamurlarının içeriğindeki azot ve fosfor gibi değerli besi elementlerinin toprak iyileştirme ya da gübreleme; ısıl değerinden dolayı ek yakıt gibi faydalı amaçlarla kullanımı.

arıtma çamuru (Alm. Abwasserschlamm, m; Klärschlamm, m; Fr. boues d'épuration, pl; İng. treatment

sludge) çevr. Su ve atıksu arıtma işlemleri sonrasında oluşan, organik ve inorganik maddeler ile büyük oranda su içeren, kaynağına göre farklı özelliklerde kirleticilerin (ağır metaller, toksik bileşenler, patojenler, mikro kirleticiler gibi) bir arada bulunduğu, nihai bertaraf öncesi arıtılması gereken materyal.

arıtma çamuru yakma (Alm. Verbrennung von Klärschlamm, f; Fr. incinération des boues, f; İng. incineration of sludge; sludge incineration) çevr. Depolama, arazide kullanım gibi diğer nihai bertaraf yöntemleri ile

uzaklaştırılması mümkün olmayan veya kısıtlı olduğu durumlarda, gerek çamur hacminin azaltılması için, gerekse ısıl değerinden yararlanma ve ek yakıt olarak kullanma amacıyla, çamurun 850 °C üzerindeki sıcaklıklarda, akışkan yatak veya çok gözlü yakma fırınlarında işlem görmesi.

(6)

arıtma verimliliği (Alm. Abtrennscheideleistung, f; Fr. rendement d'épuration, f; İng. removal

efficiency) çevr. Arıtma sistemlerinde başlangıç koşullarındaki kirletici miktarının arıtıldıktan sonra ulaşılan kirletici miktarına oranının yüzde olarak ifade edildiği sistem performansı; eşanlam: kirletici giderme verimliliği.

arkaplan derişimi (Alm. Grundkonzentration, f; Fr. concentration de fond, pl; İng. background

concentration) çevr. Herhangi bir bileşiğin, insan faaliyetleri sonucu bozulmamış veya ihmâl edilebilir ölçüde bozulmuş olan su ya da hava kütlesindeki derişimi.

asbest kirliliği (Alm. Asbestverschmutzung, f; Fr. pollution d'amiante, f; İng. asbestos pollution) çevr. Asbest liflerinin genellikle hava ortamına verilmesi ile ortaya çıkan kirlilik durumu.

asetat oluşumu (Alm. Acetogenese, f; Fr. acétogénèse, f; İng. acetogenesis) çevr. Havasız biyolojik tepkimelerin üçüncü basamağı olup asetojen bakteriler tarafından propiyonik ve butirik asidin hidrojen, CO2 ve asetik aside dönüştürüldüğü aşama.

asidogenez bkz. çevr. biyoasitleşme.

asit çökelmesi (Alm. Säureeintrag, m; Fr. dépôt acide, m; İng. acid deposition) çevr. Asit bileşiklerinden

kaynaklanan kükürt dioksit ve azot oksitlerin belirli atmosferik koşullarda kaynağından uzak bir yere taşınarak asit yağmuru, asit sisi, asit karı vb. şekilde yeryüzünde birikmesi.

asit oluşturan bakteri (Alm. Säurebildner, m; azidogene Bakteria, pl; Fr. bactérie acidogène, f; bactérie génératrice d'acide, f; İng. acid-forming bacterium; acidogenic bacteria) çevr. Anaerobik koşullar altında metan oluşturma amacıyla gerçekleştirilen biyolojik tepkimelerde organik maddeleri uçucu yağ asitlerine dönüştüren mikroorganizma grubu; eşanlam: asidojen.

asit şoku (Alm. Säureschock, m; Fr. choc acide, m; İng. acid shock) çevr. Sucul ortamda pH değerinin ani bir şekilde düşmesi sonucu çevre koşullarının değişmesi.

asit yağışı (Alm. saurer Niederschlag, m; Säureniederschlag, m; Fr. précipitation acide, f; İng. acid precipitation) çevr. Atmosferdeki asidik maddelerin; yağmur, kar, dolu gibi yağışlar ile birlikte veya kuru taneciklerle yeryüzüne inmesi.

asitlik profili (Alm. Säureprofil, n; Fr. profil d'acidité, m; İng. acidity profile) çevr. Sucul ortamlarda asitlik değerindeki değişimi tespit etmek için uzun dönemli olarak pH değerinin izlenmesi.

askıda büyüme süreci (Alm. suspendierter Wachstumsprozess, m; Fr. biomasse en suspension, f; culture microbienne en suspension, f; İng. suspended growth process) çevr. Kirleticilerin biyolojik dönüşümünde yer alan mikroorganizmaların havalandırma ya da karıştırma yoluyla sıvı fazda tam karışımlı olarak tutulduğu aktif çamur, oksidasyon hendeği, yukarı akışlı çamur yatak sistemi gibi biyolojik arıtma sisteminde çoğalmaları; eşanlam:

askıda büyüme.

askıda organik karbon (Alm. suspendierter organischer Kohlenstoff; Fr. carbone organique en particules;

carbone organique particulaire, m; İng. particulate organic carbon; suspended organic carbon) çevr. 0,45 mikrometrelik bir filtreden geçemeyecek kadar tane iriliğinde olan sudaki katı maddelerin içerdiği organik karbon miktarı.

askıda organik madde (Alm. partikuläre organische Substanz; Fr. matière organique particulaire, f; İng.

particulate organic matter; suspended organic matter) çevr. Genellikle süzme ile uzaklaştırılabilen, suda askıda kalan, doğal sularda ve atıksuda bulunabilen hayvan ya da bitki kökenli organik madde miktarı.

aşağı akışlı kabarcıklı temas tankı (Alm. Belüftungskegel, m; Fr. cône d'aeration, m; İng. downflow bubble contactor; oxygenation cone; speece oxygen cone) çevr. Konik yapıdaki basınçlı bir kapta, suyun yukarıdan verilip aşağı doğru hareketi sırasında yine tankın üst kısmına yakın bir yerden oksijen gazının verilmesi ile su ve gaz arasında ters yönlü bir akışın meydana gelmesi sonucu oksijen kabarcıklarının su içinde askıda kaldığı, atıksuyun deşarj edilmeden önce oksijenin su içinde tamamen çözünmesi için büyük kabarcık kümeleri oluşturarak geniş bir oksijen-atıksu ara yüzeyi sağlayan sistem; eşanlam: aşağı akışlı kabarcıklı kontaktör.

aşırı tuzlu (Alm. hypersaline; Fr. hypersaline; İng. hypersaline) çevr. Karasal kaynaklı tuzların göl gibi kapalı yüzey sularında yarattığı, denizdeki seviyeden yüksek tuzluluk.

(7)

atık (Alm. Abfall, m; Fr. déchet, m; İng. waste) çevr. Bir fiziksel ya da kimyasal süreçte işlenen maddelerinden arta kalan, işe yaramayan ya da kullanıcısı tarafından istenmeyen malzemeler.

atık arıtımı (Alm. Abfallbehandlung, f; Fr. traitement de déchets, m; İng. waste treatment) çevr. Katı, sıvı, hava ya da radyoaktif atıkların, çevreye en az zarar verecek şekilde işlenmesi.

atık balyalama (Alm. Abfallballenpressung, f; Fr. pressage à balles des déchets, m; İng. waste baling) çevr. Katı atıkların sıkıştırılarak yüksek yoğunlukta bloklar haline getirilme işlemi.

atık biyokütle (Alm. Abfallbiomasse, f; Fr. biomasse de déchets, f; İng. waste biomass) çevr. Enerji elde edilebilecek katı, sıvı veya gaz biyolojik atık maddeler.

atık boşaltma ücreti (Alm. Ablagerungsgebühr, f; Fr. redevance de déversement, f; İng. tipping fee) çevr. Katı atıkların düzenli depolama tesisinde bertaraf edilebilmesi için istenilen ücret.

atık gaz sorgucu (Alm. Abgasfahne, f; Abgasfahnenüberhöhung, f; Fr. panache de gaz brûlé, m; İng. waste gas plume) çevr. Bir bacadan, volkandan, jet motorundan veya roketten, yanan bir maddeden vb. çıkan ve değişik biçimlerde atmosfere dağılan gaz salımının gözle görülebilir yayılım şekli.

atık geri dönüşümü (Alm. Abfallrückgewinnung, f; Abfallwiederverwertung, f; Fr. recyclage des déchets, m; İng.

waste recycling) çevr. 1. Hava, su, toprak üzerindeki kirlilik yükünün azaltılması ve daha az özkaynak kullanılması amacıyla atık durumundaki geri kazanılabilir maddenin yararlı ürüne dönüştürülmesi süreci. 2. Katı atıkların doğrudan deponi sahasına gitmesi yerine, türlerine göre ayırarak toplama, yeniden işleme veya üretme ve yeniden kullanım süreçlerini içeren katı atık yönetim yaklaşımı.

atık geri kazanımı (Alm. Abfallverwertung, f; Fr. valorisation des déchets, f; İng. reclamation of waste materials;

refuse reclamation; waste reclamation) çevr. Katı atıkların, kompostlandıktan sonra toprak katkı maddesi olarak kullanılması; metal, cam ve kâğıt atıklarının işlenerek hammadde haline getirilip tekrar ürün elde edilmesi gibi süreçlerle yararlı ürünlere dönüştürülmesi.

atık giderme (Alm. Abfallbeseitigung, f; Fr. évacuation de déchets, f; İng. waste disposal) çevr. Toplanan atıkları çevreye olan zararlı etkilerini ortadan kaldırmak amacıyla izin verilmiş belirli alanlara dökme, derin kuyulara boşaltma, düzenli depolara aktarma veya atık yakma ünitelerinde yakma gibi yöntemlerin uygulanması; eşanlam:

atık bertarafı.

atık hava (Alm. Abluft, f; Fr. air expulsé; air évacué; İng. exhaust air) mak. çevr. Bir binadan mekanik olarak dışarıya verilen temiz olmayan hava.

atık işleme (Alm. Abfallaufarbeitung, f; Fr. traitement des déchets, m; İng. waste processing) çevr. Oluşan atıkların çeşitli kimyasal, fiziksel ve/veya biyolojik, işlemlere tabi tutularak yeniden kullanılır ya da çevreye zararı en aza indirilip uzaklaştırılabilir hale getirilmesi.

atık nitelendirme (Alm. Abfallcharakterisierung, f; Fr. caractérisation des déchets, f; İng. waste characterisation) çevr. Atıkların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin belirlenmesi.

atık sıkıştırma (Alm. Müllverdichtung, f; Fr. compactage de déchêts, m; İng. waste compaction) çevr. Yığın halindeki katı atığı ezerek veya sıkıştırarak küçültme.

atık yakma (Alm. Abfallverbrennung, f; Fr. incinération de déchets, f; İng. waste burning; waste

incineration) çevr. Yanabilen atıkların, denetimli biçimde tam yanmasını sağlayarak zararsız bir kalıntı durumuna getirilmesi işlemi.

atık yakma fırını (Alm. Müllverbrennungsanlage, f; Fr. incinérateur, m; İng. incinerator) çevr. Organik içerikli atıkların kontrollü biçimde yakılarak zararsızlaştırıldığı, atığın türüne göre farklı tasarımlara sahip donatım;

eşanlam: insineratör.

atık yönetimi (Alm. Abfallwirtschaft, f; Abfallmanagement, n; Fr. gestion des déchets, f; İng. waste

management) çevr. Katı, sıvı ve gaz atıkların insan sağlığına, çevre görünümüne, kamu kullanımına en az zarar verecek biçimde toplanması, taşınması, işlenmesi, geri kazanılması ya da düzenli depolanması amacıyla yapılan işlerin tümü.

(8)

atıksu (Alm. Abwasser, n; Fr. eaux usées, pl; İng. wastewater) çevr. Evsel ve endüstriyel faaliyetler sonucu oluşan, organik ve inorganik maddeler ile patojen ve çeşitli kirleticiler içeren sular.

atıksu arıtımı (Alm. Abwasseraufbereitung, f; Fr. purification des eaux usées, f; İng. wastewater

treatment) çevr. Evlerden ve endüstriyel kuruluşlarından gelen atıksuların fiziksel, kimyasal ve biyolojik süreçler kullanılarak kirleticilerden arındırılması, çevreye zararsız hale getirilmesi.

atıksu arıtma seviyesi (Alm. Abwasserbehandlungsniveau, n; Fr. niveau de traitement des eaux usées, m; İng.

level of wastewater treatment) çevr. Atıksuyun alıcı ortama boşaltılmadan önce mekanik, biyolojik vb. hangi tür ve mertebede kirleticilerinden uzaklaştırıldığını gösteren arıtım derecesi.

atıksu arıtma tesisi (Alm. Abwasseraufbereitungsanlage, f; Abwasserreinigungsanlage, f; Klärwerk, n; Fr.

installation d'épuration des eaux usées, f; station d'épuration des eaux usées, f; usine de traitement des eaux usées, f; usine de traitement des effluents liquides, f; usine d'épuration d'eau, f; İng. sewage treatment facility;

sewage treatment plant; wastewater purification plant; wastewater treatment plant; wastewater treatment system) çevr. Evsel, endüstriyel ve kentsel atıksuların içindeki kirleticilerin fiziksel, kimyasal, biyolojik ve ileri arıtma yöntemleri ile giderildiği altyapı tesisi.

atıksu boşaltım noktası (Alm. Vorflut, m; Vorfluter, m; Fr. déversoir, m; exutoire, m; İng. outfall) çevr. İşlem görmüş ya da görmemiş atıksuyu ya da diğer sıvı atıkları taşıyıcı boru hattı ya da kanal ile alıcı ortama verildiği nokta.

atıksu boşaltım yönetmeliği (Alm. Abflußregelung, f; Fr. régulation de décharge des déchêts, f; İng. wastewater discharge regulation) çevr. Atıksuların kanalizasyon şebekesine verilmelerine, kanalizasyon şebekesi

bulunmayan yerlerde çevre kirlenmesine yol açmayacak bir düzeyde arıtılarak uzaklaştırılma ve uygun alıcı ortama verilmelerine ilişkin esas, yöntem ve kısıtlamaları belirler; eşanlam: atıksu deşarj yönetmeliği.

atıksu çıkışı (Alm. Endablauf, m; Fr. effluent, m; İng. effluent) çevr. Evsel veya endüstriyel işlemlerden kaynaklanan, arıtım öncesi ya da sonrası sıvı atıkların çevreye bırakılması.

atıksu önarıtımı (Alm. Abwasservorbehandlung, f; Fr. prétraitement des eaux usées, m; İng. waste water pretreatment) çevr. Atıksu kirlilik yükünün arıtma kuruluşuna girmeden önce çeşitli yöntemler kullanılarak azaltılması.

atıksu toplama sistemi bkz. çevr. kanalizasyon.

atıksu yönetimi (Alm. Abwasserbewirtschaftung, f; Fr. gestion des eaux usées, f; İng. wastewater

management) çevr. İnsan sağlığını ve çevreyi korumak amacıyla atıksuyun izlenmesi ve arıtımı ile ilgili idari sistemler geliştirilmesi ve uygulanması için gerçekleştirilen eylemler bütünü.

atıksuların yeniden kullanımı (Alm. Abwasserwiederverwendung, f; Fr. réutilisation des eaux non potable, f; İng.

nonpotable reuse, wastewater reuse) çevr. Atıksuların, içme suyu dışında, endüstriyel, tarımsal, sulama veya rekreasyon gibi amaçlara uygun arıtılarak tekrar kullanımı, atıksuların geri kullanımı.

atıksuyun kimyasal bileşimi (Alm. Zusammensetzung des Abwasser, f; Fr. composition d’eaux usées, f; İng.

chemical composition of waste water; composition of wastewater) çevr. Atıksuda bulunan toplam katı madde, uçucu bileşenler, biyolojik oksijen ihtiyacı (BOİ), kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), azot, fosfor, klorür, sülfat, toplam ve fekal koliform gibi fiziksel, kimyasal ve biyolojik kirlilik parametrelerinin ifadesi.

atmosfer (kim. havayuvar) (Alm. Atmosphäre, f; Fr. atmosphère, f; İng. atmosphere) 1. çevr. Yaklaşık olarak %78 azot, %21 oksijen, geri kalanı, argon, helyum, karbondioksit ozon gibi diğer gazlardan oluşan, Dünya'yı saran hava kütlesi. 2. kim. Bir nesnenin içinde bulunduğu ya da bir tepkimenin gerçekleştiği gaz

ortamı. 3. meteo. Yeterli kütleye ve dolayısıyla kütleçekim gücüne sahip bir gökcisminin etrafını saran gaz katmanı.

atmosferde taşınım (Alm. atmospherischer Transport, m; Fr. transport atmosphérique, m; İng. airborne transport;

atmospheric transport) çevr. Atmosferdeki kimyasal maddelerin büyük ölçekli atmosferik hareketlerle yerdeğişimi;

eşanlam: hava ile taşınım.

(9)

atmosferdeki günlük en yüksek ortalama kirletici derişimi (İng. maximum average daily concentration of an atmospheric pollutant) çevr. Belirli bir yerde günlük ortalama atmosferdeki kirletici derişimlerinin belirli bir gözlem süresince gözlemlenen en yüksek değeri.

atmosferik serpinti (Alm. atmosphärischer Niederschlag; Fr. retombées atmosphériques, pl; İng. atmospheric fallout) çevr. Atmosferdeki kirletici maddelerin ıslak ya da kuru olarak yeryüzüne inmesi.

atmosferin ışık geçirimsizliği (Alm. atmospherische Opazität, f; Lufttrübung, f; Fr. opacité atmosphérique, f; İng.

atmospheric opacity) çevr. Işığın, atmosferdeki tanecikler tarafından soğrularak azaltılması; eşanlam: atmosferik opaklık.

atmosferin kendini temizlemesi (Alm. Selbstreinigung der Atmosphäre, f; Fr. autonettoyage de l’atmosphère, m;

İng. self-cleaning of atmosphere) çevr. Atmosferin doğal biyolojik ve fizikokimyasal süreçlerle kendini temizlemesi.

ayaklı su haznesi (Alm. Wasserturm, m; Fr. cuve de stockage élevée; İng. elevated water storage tank; water tower) çevr. İçme suyu şebekesindeki gerekli basıncı sağlayacak yükseklikte ve etrafta yükseltinin olmadığı durumlarda, yerleşim yeri merkezi civarında inşa edilen su depolama yapısı; eşanlam: su kulesi.

ayrılmış kanalizasyon sistemi (Alm. Trennentwässerung, f; Trennkanalisation, f; Fr. réseau d'assainissement séparé, m; İng. separate sewer system; separate sewerage system) çevr. Bir yerleşim birimine ait atıksuların ve yağmur sularının ayrı toplanması ve taşınması için kullanılan kanal sistemi; eşanlam: ayrık kanalizasyon sistemi.

az tuzlu (Alm. oligohaline; Fr. oligohaline; İng. oligohaline) çevr. Tuzluluk oranı binde 0,5-5 olan su ya da sıvı ortam özelliği.

azotun biyokimyasal oksijen gereksinimi (Alm. stickstoffhaltiger biochemischer Sauerstoffbedarf, m; Fr.

demande biochimique en oxygène azoté, f; İng. nitrogenous biochemical oxygen demand) çevr. İkinci kademe biyokimyasal oksijen gereksinimi olarak da adlandırılan, karbonlu oksijen ihtiyacı belirlendikten sonra ölçülen, azotlu maddelerin yükseltgenmesinde harcanan oksijene bağlı biyokimyasal oksijen ihtiyacı; kısa adı NBOG;

eşanlam: azotlu organik maddeler için biyokimyasal oksijen ihtiyacı.

baca etkisi (Alm. Kaminwirkung, f; Fr. effet de cheminée, m; İng. chimney effect) çevr. Binalar, bacalar gibi kuşatılmış ortamlarda, nem ve sıcaklık farkına sahip hava kütlelerinin yerdeğişimi, daha nemli ve/veya sıcak havanın kaldırma kuvvetiyle yükselmesi.

baca gazı (Alm. Abgas, n; Rauchgas, n; Fr. gaz de carneau, m; gaz de cheminée, m; gaz de fumée, m; İng. stack gas) çevr. Noktasal kaynakta yakma ya da üretim süreçlerinde oluşan, hava kirleticileri içeren ve temizlenerek ya da temizlenmeden bir kanal aracılığıyla atmosfere salınan atık gaz.

bağlı büyüme (biyom. tutunmalı büyüme) (Alm. befestigtes Wachsum, n; Fr. biomasse fixée; culture microbienne fixée, f; İng. attached growth; fixed film growth) çevr. Aerobik ya da anaerobik ortamda mikroorganizmaların tepkime kabında bulunan taneli, gözenekli taş, kum, seramik, cam gibi inert ya da polisentetik katı yüzey üzerinde tutunarak çoğalması; eşanlam: yapışık büyüme.

bağlı büyüme süreci (Alm. gebundeter Wachstumsprozess; Fr. culture microbienne fixée; système de biomasse fixée, m; İng. attached-growth process; attached growth system) çevr. Fiziksel ve kimyasal arıtma işlemlerinden geçen atıksuda kalan çözünmüş ve koloidal haldeki kirleticilerin aerobik ya da anaerobik giderilmesini sağlayan mikroorganizmaların tepkime kabında bulunan taneli, gözenekli taş, kum, seramik, cam gibi inert ya da polisentetik katı yüzey üzerinde tutunarak biyofilm oluşturduğu, biyodisk, damlatmalı filtre, biyofiltre, akışkan yataklı filtre gibi biyolojik arıtma sistemleri; eşanlam: tutunmalı büyüme süreci.

bakteri büyümesi (Alm. bakterielles Wachstum, n; Fr. croissance bactérienne, f; İng. bacterial

growth) çevr. Bakterilerin içinde bulundukları yaşam ortamından organik ya da inorganik elektron vericileri kullanarak kütlesel ya da sayısal artışı.

bakterinin kimyasal bileşimi (Alm. chemische Zusammensetzung der Bakterien; Fr. composition chimique de bactéries, f; İng. chemical composition of bacteria) çevr. Mikroorganizmaların, karbon, hidrojen, oksijen, kükürt, azot ve fosfor gibi elementlerden oluşan kimyasal yapısının ifadesi.

(10)

bakteriyel üreme (Alm. bakterielle Vermehrung; Fr. reproduction bactérienne; İng. bacterial

reproduction) çevr. Bakterilerin ikiye bölünme, bakteri kavuşumu ve tomurcuklanma gibi yollarla çoğalarak türlerinin devamını sağlamaları.

bant filtre (Alm. Bandfilter, n; Fr. filtre-presse horizontal à double bande, m; İng. belt filter press) çevr. Atıksu arıtma tesislerinde oluşan kimyasal ya da biyolojik çamurun %25 ve üzeri katı madde içeriğine kadar suyunun alınması amacıyla kullanılan, genellikle sentetik tekstil malzemeden üretilen hareketli yatay bantlar arasında basınç altında sıkıştırılarak katı-sıvı ayrım işleminin gerçekleştirildiği mekanik su alma ekipmanı.

bantlı yoğunlaştırıcı (Alm. Bandeindicker, m; Fr. épaississeur à courroie, m; İng. belt thickener) çevr. Atıksu arıtma tesislerinde oluşan kimyasal, ön çökeltim ya da biyolojik çamurun %6-%10 katı madde içeriğine kadar yoğunlaştırılması amacıyla kullanılan, genellikle sentetik tekstil malzemeden üretilen hareketli bantlar arasında basınç altında sıkıştırılarak katı-sıvı ayrım işleminin gerçekleştirildiği donatım.

Bardenpho süreci (Alm. Bardenpho-Verfahren, n; Fr. processus Bardenpho, m; İng. Bardenpho

process) çevr. Atıksulardan azot ve fosforun giderimi amacıyla anaerobik biyolojik süreç ile başlayıp tekrarlı iki kademe anoksik ve aerobik arıtma ünitelerinin yer aldığı ileri biyolojik arıtma süreci.

basınç değişimli adsorpsiyon (Alm. Druckwechseladsorption, f; Fr. adsorption modulée en pression, f; İng.

pressure swing adsorption) çevr. Bir gaz karışımından ayırılmak istenen gaz türünün moleküler karakteristiğine göre düşkünlüğü olduğu belirlenen adsorban üzerinde yüksek basınç altında tutulması, sonra da basıncın düşürülerek adsorbana tutunmuş olan gazın ayrılmasını esas alan yöntem; eşanlam: basınç değişimli yüze tutunma.

basınçlı atıksu sistemi (Alm. Druckentwässerungssystem, n; Fr. réseau d’égouts sous pression, m; İng.

pressure sewer) çevr. Kentsel veya endüstriyel atıksuların, yerçekimi etkisiyle yetersiz olduğu yerlerde kullanılan, bu suların atmosferik basıncın üzerinde yüksek bir basınçla iletildiği, taşındığı boru sistemi.

basınçsız süzgeç (çevr. cazibeli süzgeç) (Alm. Schwerkraft Filter, m; Fr. filtre à gravité, m; İng. gravity

filter) çevr. Atmosferik basınç koşulları altında işletilen, ortam içerisindeki katı taneciklerin sistemden geçerken tanecikli yapıdaki malzeme tarafından süzüldüğü sistem; eşanlam: basınçsız filtre.

BAT bkz. çevr. mevcut en iyi teknoloji.

bataklık (Alm. Marsch, f; Fr. fondrière, f; marais, m; marécage, m; İng. marsh; swamp) çevr. Genellikle yağışlarla oluşan, yüzey seviyesinde asitleşme ile yoğun azot ve fosfor girişinin görüldüğü zengin organik birikintilerle kaplanmış, doğal, derin olmayan su birikintisi.

Beggiatoa (Alm. Beggiatoa; Fr. Beggiatoa; İng. Beggiatoa) çevr. Kükürtlü sularda yaşayan, hidrojen sülfür ve elemental kükürtü oksitleyerek sülfata çeviren, renksiz sülfobakteriler takımından, mavi su yosunları ile ortak özellik gösteren oksijencil ipliksi organizma.

beklenmedik durum planı (Alm. Eventualplan, m; Katastrophenplan, m; Fr. plan anti-catastrophe, m; plan de contingence, m; plan de secours, m; İng. contingency plan) 1. blşm. Güvenlik programının parçası olan bir elektronik bilgi işleme biriminin; felaket, kaza, arızalanma vb. karşısında yedekleme işlemlerinin ve daha sonraki kurtarma çalışmalarının planı. 2. çevr. Çevre ve insan sağlığını tehdit edebilen tehlike, atık yayılımı, patlama, yangın gibi durumlarda takip edilmesi gereken planlı, eşgüdümlü ve organize edilmiş belgeler bütünü.

bekletme havuzu (Alm. Auflangbecken, n; Flutbecken, n; Fr. bassin de retention, m; İng. detention basin; flood retention pond) çevr. Su taşkınlarını önlemeye, suyla gelen katı maddelerin çöktürülmesine ve sel suyunun tutulup denetimli biçimde doğaya bırakılmasına yarayan havuz.

bental oksijen gereksinimi (Alm. benthische Sauerstoffnachfrage, f; Fr. demande benthique de l'oxygène, f; İng.

benthal oxygen demand) çevr. Nehir ya da dere altındaki çamur birikimlerinde yaşayan mikroorganizma veya diğer organizmaların ihtiyaç duyduğu oksijen miktarı.

bentoz (Alm. Benthos, n; Fr. benthos, m; İng. benthos) çevr. Deniz, göl ve akarsuların dibinde veya alt katmanlarında yaşayan sucul organizmalar; eşanlam: su tabanı canlıları.

(11)

benzin oksijenat (çevr. benzin oksijenlendiricisi) (Alm. Benzinoxygenat, n; Fr. oxygenate de l’essence, m; İng.

gasoline oxygenate) çevr. Yakıtın oksijen içeriğinin zenginleştirilerek daha verimli yanmasını sağlamak için benzine ilave edilen metil tertbütil eter (MTBE), etil alkol, tert bütil alkol gibi bir grup kimyasal madde.

benzin oksijenlendiricisi bkz. çevr. benzin oksijenat.

bertaraf (Alm. Verfügung, f; Fr. disposition, f; İng. disposal) çevr. Herhangi bir katı ya da sıvı atığın enjeksiyonla, sıvı boşaltımla ya da dökme gibi yöntemlerle sucul alıcı ortamlara ya da karasal ortamlara bırakılması ya da havaya yayılması işlemi.

besi kaynaklı baskılama (Alm. Substrathemmung, f; Fr. inhibition par le substrat, f; İng. substrate

inhibition) çevr. Biyolojik süreçlerde enzimin katalize edebileceğinden yüksek besi derişimlerinde, substratın enzimin aktif kısmı dışında başka bir bölümüne bağlanması sonucu meydana gelen enzim aktivitesinde azalma;

eşanlam: substrat inhibisyonu, besi engellemesi.

besin bütçesi (Alm. Nahrstoffhaushalt, m; Fr. bilan des nutriments, m; İng. nutrient budget; nutrient

regime) çevr. Belli bir yaşam alanı içine alınan, tüketilen ya da kaybedilen mineral veya besinlerin miktarlarını ve farklı ortamlardaki dağılımlarını kütle dengesi oluşturarak belirleyen tahmin yöntemi.

besin giderimi (Alm. Nährstoffentzug, m; Fr. élimination des nutriments, f; İng. nutrient removal) çevr. Sucul alıcı ortamlarda azot ve fosforun sebep olduğu ötrofikasyonun yavaşlatılması ya da atıksuyun yeniden kullanılabilmesi için uygulanan üçüncül arıtma yöntemi.

besin maddesi mikroorganizma oranı (çevr. F/M oranı) (Alm. Lebensmittel Mikroorganismus Anteil, n; Fr. ratio de la nourriture à micro-organisme, m; İng. F/M ratio; food to microorganism ratio) çevr. Aktif çamur süreçlerinde birim bakteri kütlesi başına birim zamanda yüklenen organik madde miktarını ifade eden temel tasarım parametresi.

bikarbonat bazlığı (Alm. Bikarbonatsalkalinität, f; Fr. alcalinité du bicarbonate, f; İng. bicarbonate

alkalinity) çevr. Sularda pH değerinin 8,3’ten küçük olması durumunda bikarbonat iyonlarının ortaya çıkardığı bazlık durumu, suyun asitleri tamponlama kapasitesi; eşanlam: bikarbonat alkalinitesi.

bina atıksu bağlantısı (Alm. Abwasser Gebäudeanschluß, m; Fr. tuyeau des eaux usées ménagères, m; İng.

building sewerage connection) çevr. Bina içi atıksu tesisatının binanın bulunduğu yerdeki kanalizasyon toplama hattına ileten atıksu boru bağlantısı.

birey ekolojisi (Alm. Autökologie, f; Fr. auto-écologie, f; autécologie, f; İng. autecology; autoecology) çevr. Tek bir organizmanın ya da tek bir organizma türünün yaşama ortamlarıyla olan biyolojik ilişkilerini inceleyen ekolojinin bir dalı.

birincil arıtma (çevr. fiziksel arıtma; çevr. mekanik arıtma) (Alm. Vorklärung, f; Fr. traitement primaire, m; İng. primary treatment) çevr. Atıksu, ikincil arıtmaya girmeden veya kanalizasyona boşaltılmadan önce ilk basamak olarak uygulanan; genellikle ızgara, kum tutucu, ön çökeltim ve yağ giderme gibi fiziksel ayrıştırma yöntemlerini içeren, çökebilen ya da yüzebilen kirleticilerin çoğunun uzaklaştırılabildiği arıtım süreci.

birincil arıtma çıkış suyu süzme işlemi (Alm. Primärabwasserfiltration; Fr. filtration effluente primaire; İng. PEF;

primary effluent filtration) çevr. Atıksuların çevresel ortamlara nihai boşaltımından önce atıksu içindeki askıda katı maddelerin uzaklaştırılması için çakıl, kum gibi granüler ortamın veya diğer sentetik materyallerin kullanıldığı süzme işlemi.

birincil çamur (Alm. Primärschlamm, m; Fr. boue primaire, f; İng. primary sludge) çevr. Atıksu arıtma tesislerinde, ön çökeltim havuzunda oluşan arıtma çamuru; eşanlam: ön çökeltim çamuru.

birincil hava kirletici (Alm. primärer Luftschadstoff, m; Fr. polluant atmosphérique primaire, m; İng. primary air pollutant) çevr. Kirliliği yaratan bir kaynaktan, kaynakta oluştuğu haliyle, doğrudan dış havaya salıverilen kirletici.

birincil kirletici (Alm. primäre Verunreinigung; Fr. principal contaminant; İng. primary contaminant) çevr. Sağlık açısından olumsuz etkileri bulunan içme suyundaki kirleticiler.

birleşik kanalizasyon sistemi (Alm. Mischkanalisation, f; Fr. réseau d'assainissement mixte, m; réseau d'égout unitaire, m; système unitaire d'assainissement, m; İng. combined sewer system; combined sewerage; combined

(12)

sewerage system) çevr. Bir yerleşim birimine ait atıksuların ve yağmur sularının birlikte toplanması ve taşınması için kullanılan altyapı sistemi.

birleşik örneklem (Alm. Mischprobe, f; Fr. échantillon composite, m; İng. composite

sample) 1. çevr. Örneklenecek ortamdaki değişkenliği daha iyi temsil edecek bir örnek toplamak amacıyla belirlenmiş zaman aralıklarında su, atıksu ya da havadan alınan anlık örneklerin tek bir kapta toplanması ile oluşturulan deney örneklemi; eşanlam: kompozit numune. 2. endst. Kalite kontrolde, örneklerin farklı üretim partilerinden alınmış olduğu ve parti büyüklüğüne orantılı seçildiği örneklem; eşanlam: kompozit örneklem.

biyoartış (Alm. Biomagnifikation, f; Fr. bioamplification, f; biomagnification, f; İng. bioamplification; biological magnification; biomagnification) çevr. Bir kirletici kimyasalın derişiminin, bu kimyasalı içeren organizmalarla beslenen ve besin zincirinde üst seviyelerde bulunan canlılarda katlanarak artması.

biyoartış çarpanı (Alm. Biomagnifikationsfaktor, m; Fr. facteur de bioamplification, m; İng. bioamplification factor;

biomagnification factor) çevr. Bir kimyasalın organizmanın dokularındaki derişimin beslendiği organizmadaki kimyasal derişimine olan oranı.

biyoasitleşme (çevr. asidogenez) (Alm. Azidogenese, f; Fr. acidogénèse, f; İng. acidogenesis) çevr. Organik maddelerin dört aşamada gerçekleşen anaerobik parçalanma basamaklarından ikincisi olup basit monomerlerin uçucu yağ asitlerine dönüştürüldüğü tepkime.

biyobiriken madde (Alm. Bioakkumulant, m; Fr. bioaccumulant, m; İng. bioaccumulant) çevr. Organizmaya dışarıdan alınan, hücrelerde bozunmayan ya da bozunması ve boşaltım sistemi ile atılması çok yavaş gerçekleştiğinden birikme eğilimi olan ağır metaller, çok halkalı hidrokarbonlar gibi zararlı maddeler.

biyobirikim (Alm. Bioakkumulation, f; Fr. accumulation biologique, f; bioaccumulation, f; İng. bioaccumulation;

biological accumulation) çevr. Solunum, beslenme ve temas yoluyla organizmanın vücuduna aldığı kimyasal maddenin alım hızından daha düşük bir hızda atılması sonucu hücre veya dokularda maddenin birikmesi ve dış çevredeki derişimden daha yüksek derişimlere kadar ulaşabilmesi durumu; eşanlam: biyolojik birikim.

biyobirikim çarpanı (Alm. Bioakkumulationsfaktor, m; Fr. facteur de bioaccumulation, m; İng. bioaccumulation factor) çevr. Organizmaların besin, solunum ya da temas yoluyla aldığı ve hücrelerinde biriktirdiği kirletici derişiminin, organizmanın bulunduğu çevredeki kirletici derişimine oranı; eşanlam: biyobirikim katsayısı.

biyobirikimli (Alm. biokumulierend; Fr. bioaccumulable; İng. bioaccumulative) çevr. Organizmaların kimyasal maddelere maruz kalmaları sonucunda metabolize edilemeyen kimyasalların organizmada zamanla birikmesi.

biyobozunma (Alm. Biodegradation, f; biologische Zersetzung, f; biologischer Abbau, m; Fr. biodégradation, f;

dégradation biologique, f; İng. biodegradation; biological decomposition; biological degradation) çevr. Polimer ya da büyük moleküler yapıdaki organik maddelerin, mikroorganizmalarla monomer veya basit moleküler yapılara dönüştürülmesi ve ayrıştırılması; eşanlam: biyolojik bozunma.

biyobozunur atık (Alm. bioabbaubarer Müll, m; Fr. déchet biodégradable, m; İng. biodegradable

waste) çevr. Doğal biyolojik süreçlerle belirli bir süre içinde mikroorganizmalar veya enzimleri tarafından temel bileşenlerine ayrıştırılabilen atıklar.

biyobozunur plastik (Alm. bioabbaubarer Kunststof, f; Fr. plastique biodégradable, f; İng. biodegradable plastic) çevr. Doğada biyolojik süreçlerle tamamıyla bozunabilen, organik kökenli biyopolimerlerden, yenilenebilir hammadde veya bozunma süreci hızlandırılmış petrol kaynaklı hammaddelerden üretilmiş plastik malzeme.

biyoderişim (Alm. Biokonzentration, f; biologische Konzentration, f; Fr. bioconcentration, f; concentration biologique, f; İng. bioconcentration; biological concentration) çevr. Sucul ortamlara çeşitli yollarla taşınan bir kirleticinin sudaki canlılar tarafından özümlenmesi ve organizmanın (genellikle balık) dokularında birikmesi; bu derişim oktanol-su katsayısı (log Kow) ve biyoderişim çarpanı (BCF) ile ölçülür.

biyoderişim çarpanı (Alm. Biokonzentrationsfaktor, m; Fr. facteur de bioconcentration, m; facteur de concentration biologique, m; İng. bioconcentration factor; biological concentration factor) çevr. Bir kimyasalın biyolojik birikme eğiliminin bir göstergesi olan, kimyasalın suda yaşayan canlıdaki derişiminin içinde bulundaki sudaki kimyasal derişimine oranı.

(13)

biyofilm (Alm. Biofilm, m; Fr. biofilm, m; İng. biofilm) çevr. Mikroorganizmaların kum, çakıl ya da taş gibi malzemelerinin üzerinde ince bir katman halinde büyüyerek birikmesi sonucu oluşan mikroorganizma tabakası.

biyogaz (Alm. Biogas, n; Fr. biogaz, m; gaz biologique, m; İng. biogas; biological gas) çevr. Evsel, kentsel ve tarımsal organik atıklar, biyolojik arıtma çamurları veya biyokütlenin anaerobik ortamda biyolojik olarak parçalanması ile elde edilen, temel bileşenleri metan ve karbondioksit gazları olan ve metan içeriğinin yüksek olması nedeniyle yakıt olarak kullanılabilen gaz karışımı.

biyohavalandırma (Alm. Bio-Belüften, n; Fr. bioaération, f; bioventilation, f; İng. bioventing) çevr. Yeraltı suyu tablası üzerindeki bölgede toprak yüzeyinde tutunmuş, biyolojik olarak bozunabilen kirleticileri hava çekilerek hava akımı yaratılması ve besi elementlerin suyla sızdırılarak verilmesi suretiyle mevcut mikrobiyal etkinliği canlandıran yerinde iyileştirme teknolojisi.

biyohidroliz (Alm. biologische Hydrolyse; Fr. biohydrolyse, f; İng. biohydrolysis) çevr. Atıklardaki karbonhidrat, lipit, protein gibi kompleks organik maddelerin mikroorganizmalar ya da enzimler yardımıyla amino asit, şeker, uzun zincirli yağ asitleri ve gliserin gibi çözünebilir ürünlere dönüşümünün sağlandığı süreç.

biyoişaretçi (biyom. biyomarkör) (Alm. Biomarker, m; Fr. biomarqueur, m; İng. biological marker;

biomarker) 1. biyom. Normal biyolojik, patolojik süreçler ya da tedavi amaçlı uygulamalara farmakolojik yanıtların göstergesi olarak pek çok bilimsel alanda yararlanılan DNA dizisi, radyoizotop, antikor gibi moleküller; eşanlam:

biyolojik markör. 2. çevr. Bir organizmanın maruz kaldığı etkileri incelemek için biyolojik örneklerinden elde edilen ölçülebilir hücresel, biyokimyasal ya da moleküler etmenler.

biyoizleme (Alm. Biomonitoring, n; Fr. biosurveillance, f; İng. biological monitoring; biomonitoring) çevr. Özellikle çevre kirliliği tehlikesi altında kalan bitki ve hayvan yaşamındaki farklılaşmaları değerlendirmek amacıyla doğal ortamdaki biyolojik değişikliklerin izlenmesi; eşanlam: biyogözlem.

biyokatı (Alm. Klärdünger, m; Fr. biosolides, pl; İng. biosolids) çevr. Evsel ve endüstriyel atıksuların biyolojik arıtımları sırasında organik kirleticilerin bakteriler tarafından besin maddesi olarak kullanılması ve buna bağlı olarak bakterilerin çoğalması sonucu ortaya çıkan biyolojik kökenli katı organik madde.

biyokimyasal oksijen gereksinimi (biyom. çevr. BOİ; çevr. biyolojik oksijen ihtiyacı) (Alm. biologischer

Sauerstoffbedarf, m; Fr. demande biochimique en oxygène, f; İng. biochemical oxygen demand; biological oxygen demand; BOD) çevr. Sulardaki ve atıksulardaki organik maddelerin aerobik koşullarda mikroorganizmalar tarafından biyokimyasal olarak bozunması için gerekli oksijen miktarı; beş gün süreli deneyde

mikroorganizmaların ve oksitlenen inorganik maddelerin tükettikleri oksijen ölçülerek suyun içindeki kirletici miktarı dolaylı olarak belirlenir.

biyokinetik (Alm. Biokinetik, f; Fr. biocinétique, f; İng. biokinetics) çevr. Mikroorganizmaların yaşam döngülerinde meydana gelen büyüme, çoğalma, ölme, uyarlanma, ürün oluşturma, mutasyon, çevresel etkiler ve biyolojik etkileşim gibi süreçlerin hızlarını ya da mekanizmalarını bilimsel olarak tanımlayan çalışma alanı.

biyokütle denkliği (Alm. Biomasse Massenbilanz, f; Fr. bilan de masse de la biomasse, m; İng. biomass balance) çevr. Denge halindeki bir sistemde biyoreaktöre giren ve çıkan biyokütlenin, biyoreaktör içerisindeki bakterilerin organik madde kullanımına bağlı olarak oluşturduğu biyokütledeki artış ile beraber olarak değerlendirildiği kütlenin korunumu denklemi.

biyokütle üretim verimi (Alm. Biomasse Ertragkoeffizient, m; Fr. coefficient de rendement de la biomasse; İng.

biomass yield coefficient) çevr. Birim biyokütle üretimi için tüketilen besin miktarı.

biyolojik atıksu arıtımı (Alm. biologische Abwasserbehandlung, f; biologische Abwasserreinigung, f; Fr.

traitement secondaire des eaux usées, f; épuration biologique, f; traitement biologique, m; İng. biological

treatment; biological wastewater treatment) çevr. Fiziksel ve kimyasal arıtma işlemlerinden geçen atıksuda kalan çözünmüş ve koloidal haldeki kirleticilerin, mikroorganizmalar aracılığıyla askıda ve/veya bağlı büyüme

süreçlerinde, aerobik veya anaerobik koşullarda bozunarak çevreye zararsız hale getirilmesi veya doğada kabul edilebilir formlara dönüştürülmesi.

biyolojik belirteç (biyom. çevr. indikatör tür) (Alm. Indikatorart, f; Fr. espèce indicatrice, f; İng. biological indicator species; indicator species) çevr. Bir ekosistemde duyarlılıkları nedeniyle küçük çevresel değişimlerdeki durum hakkında bilgi sağlayan ve çevresel tehlikelerle ilgili erken uyarılarda bulunan organizma türleri; eşanlam: belirteç tür.

(14)

biyolojik bırakıntı (Alm. Biofouling, n; Fr. biofouling, m; İng. biofouling; biological fouling) çevr. Su taşıma ve membran süzme sistemlerinde organik madde birikimi, canlı organizma varlığı ve büyümesine bağlı olarak meydana gelen akış ve süzme sorunları; eşanlam: biyobırakıntı.

biyolojik denge (Alm. biologisches Gleichgewicht, n; Fr. équilibre biologique, m; İng. biological balance;

biological equilibrium) çevr. Ekolojik koşullar değişmediği sürece, bir canlı topluluğunda genetik yapı, tür ve ekolojik faktörler gibi biyoçeşitlilikteki değişimlerin, bireylerin doğal yaşam davranışları ve süreçleriyle telafi edilmesi ve böylece topluluk içindeki yaşam dengesinin korunması.

biyolojik fosfor giderimi (Alm. biologische Phosphorentfernung, f; Fr. déphosphotation biologique, f; İng.

biological phosphorus removal) çevr. Mikroorganizmaların hücre sentezi ve enerji transferleri sırasında fosforu kullanmasından yararlanılarak sırasıyla anaerobik ve aerobik şartlarda tutularak ihtiyaçlarından daha fazla fosforu hücre içinde depolamaları ve yüksek fosfor içerikli hücrelerin çökeltilmesi yoluyla fosfor gideriminin sağlandığı biyolojik süreç.

biyolojik giderme (Alm. biologische Eliminierung, f; Fr. élimination biologique, f; İng. bioelimination; biological elimination) çevr. Sudaki ya da topraktaki kirleticilerin mikroorganizmalar yardımıyla biyolojik süreçler ve fiziko- kimyasal tepkimelerle arıtılması; eşanlam: biyolojik eliminasyon.

biyolojik kalkan (Alm. biologische Abschirmung; biologischer Schirm; Fr. blindage biologique, m; bouclier biologique, m; İng. biological shield) çevr. İnsanları ve çevreyi radyasyonun zarar verebileceği sınır seviyeye kadar koruyabilmek için beton, grafit, kurşun ve çelik gibi malzemeler kullanarak radyoaktif bir kaynağın veya nükleer bir reaktörün etrafına inşa edilen yapı.

biyolojik kolay yıkılabilirlik (Alm. leichte Bioabbaubarkeit, f; leichte biologische Abbaubarkeit, f; Fr.

biodégradabilité immédiate, f; İng. ready biodegradability) çevr. On günlük bir zaman aralığında %60-70 oranında bozunmaya uğrayan maddenin özelliği; eşanlam: kolay biyobozunurluk.

biyolojik kütle (Alm. Biomasse, f; Fr. biomasse, f; İng. biomass) 1. çevr. Biyolojik atıksu arıtımında organik kirleticileri tüketerek çoğalan mikroorganizma topluluğu. 2. enj. Yakıt olarak ya da yakıt üretiminde kullanılabilen, yaşayan ya da yakın zamanda oluşmuş katı, sıvı ve gaz şeklindeki organik maddelerin, organik atıkların, endüstriyel, ticari, tarımsal odun ve bitki artıkları ile enerji amaçlı tarım ürünlerinin tümüne verilen isim. 3. orm. Ekosistemde belirli bir zamanda, birim alanda veya hacimde bulunan canlı materyal miktarı;

eşanlam: canlı kütle, biyokütle.

biyolojik maruziyet göstergesi (Alm. biologischer Arbeitsstoffzeiger; Fr. indicateur biologique d'exposition, m;

İng. BEI; biological exposure index) çevr. Zararlı maddelerle temas halinde olan bireylerin söz konusu maddeden etkilenme oranlarını tespit etmek üzere kan, dışkı, idrar, ter, tükürük, tırnak, saç, deri ve benzeri doku ve sıvı örneklerinde belirteç kimyasalların ölçümüne dayalı değerlendirme.

biyolojik oksijen ihtiyacı bkz. çevr. biyokimyasal oksijen gereksinimi.

biyolojik örnek (Alm. biologisches Untersuchungsgut, n; Fr. échantillon biologique, m; échantillon de matériel biologique, m; İng. biological specimen; biospecimen) 1. biyom. Bir organizmanın tamamı hakkında bilgi edinmek için incelenmek üzere organizmadan alınan saç, kan, doku ya da organ gibi bir örnek; eşanlam:

biyoörnek. 2. çevr. Bir popülasyonun durumunu incelemek için topluluktan alınan örnek organizmalar.

biyolojik süreç (Alm. biologischer Prozess; Fr. processus biologique, m; İng. biological process) çevr. Karmaşık yapıdaki organik maddelerin basit ya da daha kararlı maddelere dönüşümünün mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirildiği metabolik aktivitelerin tümü.

biyolojik süzgeç (Alm. biologischer Filter; Fr. filtre biologique, m; İng. biological filter; packed bed filter) çevr. Mikroorganizmaların kum, çakıl ya da taş gibi dolgu malzemelerinin üzerinde tabaka halinde büyüdüğü ve bu malzemelerin su içerisinde batık olarak yer aldığı, atıksu veya atık gazın yatağın içerisinden süzülerek geçirilmesi ile biyolojik arıtmanın gerçekleştiği donatım.

biyom (Alm. Biom, n; Organismenkollektiv, n; Fr. biome, m; İng. biome) çevr. Aynı iklim koşullarının yaşandığı, kendine özgü bitki örtüsü ve canlı topluluğuna sahip olan ortam.

(15)

biyometanlaşma (Alm. Methanogenese, f; Fr. fermentation méthanique, f; méthagenèse, f; İng. biomethanation;

methanogenesis) çevr. Anaerobik parçalanma sürecinde, ikinci basamak olan asitleşme aşamasında üretilen asetat, H2 ve CO2’in metan oluşturan bakteriler tarafından metana dönüşmesi; eşanlam: metanogenez.

biyosfer rezervi (Alm. Biosphärenreservat, n; Fr. réserve de la biosphère, f; İng. biosphere

reserve) çevr. Ekonomik kalkınma ve biyoçeşitliliğin korunması hedeflerinin beraber yürütülmeye çalışıldığı, bitki, hayvan ve/veya mikroorganizmalar bakımından zengin, koruma altında ve bilimsel araştırmaların yapıldığı özel kara ve su kıyısı alanları.

biyota (Alm. Biota, n; Fr. biote, m; İng. biota) çevr. Belirli bölgede ya da çevrede bulunan bitki ve hayvan yaşamının bütünü.

biyotik etmen (Alm. biotischer Umweltfaktor; Fr. facteur biotique, m; İng. biotic component; biotic factor) çevr. Bir ekosistemde üretici, tüketici ve ayrıştırıcı olarak bulunan bitki, hayvan, mikroorganizma gibi canlı organizmalar;

eşanlam: canlı etmen.

biyotop bkz. çevr. yaşam ortamı.

biyotop haritalama (Alm. Biotokartierung, f; Lebensraumkartierung, f; Fr. cartographie de biotopes, m; İng.

biotope mapping) çevr. Harita üzerinde habitatları, su yüzeyleri, kent dokusu da dahil olmak üzere vejetasyon yapılarının işaretlenmesi ve gösterimi.

biyotürbasyon (Alm. Bioturbation, f; Fr. bioturbation, f; İng. bioturbation) çevr. Halkalı solucanlar, midyeler, deniztarağı, istiridye, karındanbacaklılar, denizhıyarı gibi hayvanlar ve bazı bitkilerce toprağın ve tortul tabaka dokusunun morfolojik yapısının değiştirilmesi ve tortul matrisini doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen tüm fiziki taşınım süreçleri; eşanlam: biyokarıştırma.

BOİ bkz. çevr. biyokimyasal oksijen gereksinimi.

BOİ giderimi (Alm. BSB Entfernung, f; Fr. enlèvement de DBO, m; İng. BOD removal) çevr. Atıksulardaki organik madde miktarının biyokütle üretimi ve biyolojik bozunma ile azaltılması işlemi; eşanlam: BOG giderimi.

boru dehlizi (Alm. Rohrstollen, m; Fr. galerie de conduites, f; İng. pipe gallery) çevr. Yeraltı borularının ve vanalarının kurulumu ve bakımı için erişim sağlayan koridor ağı.

boş yatak temas süresi (Alm. Leerbettverweilzeit, f; Fr. durée de contact dans un lit vide, f; İng. empty bed contact time) çevr. Suyun aktif karbon kolonu gibi süzgeçlerden geçirilirken, sabit akışta suyun parçacık yüzeyi ile temas halinde bulunduğu süre olup dolgu malzemesinin hacminin suyun debisine bölünmesiyle elde edilen değer.

boya filtresi testi (Alm. Setzprobe, f; Slumptest, m; Fr. test d'affaisement, m; İng. paint filter test; slump

test) çevr. Bir atık örneğinde serbest sıvı miktarının belirlenmesi için kullanılan ve boyalı filtre kâğıdından 5 dakika içinde süzülen sıvı miktarını gözlemleyerek yapılan test.

bozunma (yerb. ayrışma) (Alm. Auflösung, f; Dekomposition, f; Fr. décomposition, f; putréfaction, f; İng. decay;

decomposition) çevr. 1. Organik ve inorganik maddelerin fiziksel etkilerle veya kimyasal tepkimeler sonucunda orijinal özelliklerini kaybetmeleri yönünde değişime uğramaları. 2. Polimer ya da büyük moleküler yapıdaki organik maddelerin, fungus ve bakterilerle monomer veya basit moleküler yapılara dönüştürülmesi ve ayrıştırılması.

buharlaşma havuzu (Alm. Verdunstungsteich, m; Fr. étang d'évaporation, m; İng. evaporation pond; evaporation reservoir) çevr. Güneş ısısı ve/veya rüzgâr hareketi yardımıyla suyun buharlaşmasının sağlandığı doğal veya yapay su yapısı.

buharlaşma hızı (Alm. Verdampfungsgeschwindigkeit, f; Verdunstungsrate, f; Fr. taux d'évaporation, m; İng.

evaporation rate) çevr. Birim zamanda belli bir su yüzeyi alanından buharlaşan suyun net hacmi.

buharlaşmaölçer (Alm. Verdunstungsmesser, m; Atmidometer, n; Atmometer, n; Evaporimeter, n; Fr.

atmidomètre, m; atmomètre, m; évaporimètre, m; İng. atmometer; evaporimeter; evaporometer) çevr. Serbest su yüzeyinden doğal buharlaşma hızını ölçmek için kullanılan aygıt; eşanlam: atmometre.

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre bir Güneş tutulması için, iniş düğümünün yaklaşık 18° doğusunda, yeniay evresi ile başlayan tipik bir Saros serisinde, Ay’ın tam gölge konisinin

CO2 çevrimlerinin transkritik olma özelliğinin yanısıra, aynı doyma sıcaklıklarında doyma basıncının diğer soğutkanlara göre 10–20 kat daha yüksek olması,

Yangının bir hafta boyunca devam edebileceğini dile getiren Gül, "Eğer rüzgar ters esmezse yangın birkaç gün daha devam eder.. Bir hafta boyunca da için

Looking at the table below, we can see that availability of product, and cost of product are substantially loaded on Factor (Component) 3 while experience with

Conversely, an antibiotic is considered to be resistant to antibiotics if the MIC for the infectious effect m.o is above the level that the antibiotic can attain in the body, or

"Birbirinden büsbütün ayrı insan çeşitleri, günün birinde A rifin çekiciliğine kapılm ışlar, onsuz edemez olm uşlardır; ihtiyar bir kuyumcu, bir filozof, genç

When we discussed the challenges for the coming years with the retiring IFLA Secretary General and President, it became clear to Wedgeworth and myself that our first

Düşük hızlı volan sistemleri 5Wh/kg civarında bir enerji yoğunluğuna sahipken yüksek hızlı volan sistemleri 100Wh/kg bir enerji