• Sonuç bulunamadı

Manisa Çalda

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Manisa Çalda"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Manisa Çaldağı'nda nikel madenciliği nedeniyle doğa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. AKP vekili Berber, "çevreye zarar verecekse, bekleriz maden kaçmıyor" diyor.

Manisa'nın Turgutlu ilçesindeki Çaldağı'nda yapılmak istenen sülfir asit ile yapılacak nikel madenciliği nedeniyle yüzbinlerce ağaç ve Gediz Ovası yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.

Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP) Başkanı Ayla Yönet, vahşi yöntem olarak bilinen liç yöntemi ile Türkiye'de kocaman bir sülfirik asit fabrikasının kurulmak istendiğini söyledi.

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Manisa milletvekili Recai Berber, "çevreye zarar vermeyen bir yöntem olmalı, olmuyorsa da beklenmeli. Maden kaçmıyor" dedi.

2 milyon ağaç etkilenecek

Çaldağı Türkiye’nin 1. derece verimli tarım arazi bölgesinin ortasında yer alıyor. Sultaniye üzümü, ve zeytinyağı üretimi Türkiye’nin tarım üretiminde çok özel bir yere sahip.

Çal Dağı’nın altında 40 milyon ton nikel rezervi var; piyasa değeri 6 milyar dolar.

2006'da pilot bölge kurulan alanda İngiliz Europan Nickel'in kurduğu Sardes şirketi 2009'da tahsisi aldı. Ancak tepkiler üzerine pilot bölgeyi 2011'de Türkiyeli VTG Holding'e sattı. Şirket, 2014’te sülfür tesisi kurup nikel çıkarmak istiyor. Çaldağı’nda 2026’ya kadar tahsis edilen 1832 hektarlık alanda şu ana kadar onbinlerce ağaç kesildi. Toplamda bölgedeki 2 milyon ağacın zarar göreceği tahmin ediliyor.

"Maliyeti düşük vahşi yöntem"

Nikel, Afrika ve 3. Dünya ülkelerine özgü "vahşi yöntem" olarak adlandırılan açık/yığın liç yöntemi ile çıkarılmak isteniyor. Yani açık havada kazılan derin havuzlara nikelli toprak kat kat yığılır. Üstüne sülfürik asitli su basılarak, madenin dibe çökmesi sağlanır. Ü;stteki toprak atılıp, alttaki maden alınır. Bu yöntemin maliyeti düşüktür.

"Asit yağmuru her şeyi kurutacak"

TURçEP Başkanı Ayla Yönet, dünyada kullanılmak istenmeyen açık/liç yöntemi ile Türkiye'de kocaman bir sülfirik asit fabrikasının kurulmak istendiğini söyledi.

"Tüm dünya için en iyi şartlarda bacaya çift kollektor koydukları takdirde bile binde 3 kaçak var. Yani yılda 1 milyon sülfirik asit üretecek fabrikada binde 3'ü ovaya yayılacak. Ufacık bir nemde her yere gidecek. 75 kilometrelik bir alanı doğrudan etkileyecek. Asit yağmurlarıyla toprağa, suya, insana, hayvana, bitkiye her şeye konrak kurutacak.

"Suyumuzu madene vermek istemiyoruz"

"Çaldağ bu bölgenin su tutma havzası. Turgutlu olarak suyumuzun maden işletmesi ile paylaşmak istemiyoruz. Artıma tesisleri kurulacak deniyor. Küresel ısınma ile çölleşmenin söz konusu olduğu Ege bölgesinde neden tarıma

vereceğimiz suyu madende kullanalım.

"Yüz bine yakın ağaç kesildi, şirket 3 katını dikeceğini söylüyor. 35 yıllık ağaçla yeni dikilen fidan bir olur mu? Biz bu mücadeleyi ağaç adedi üzerinden görmüyoruz."

"Yüzde 1 olasılık varsa proje olmaz"

AKP milletvekili Recai Berber, "Gediz Ovası'nın yüzde 1'nin zarar görmesine neden olabilecek bir projeyi istemiyoruz" diyor.

(2)

"Ancak ekonomik kalkınma için yeraltı zenginliğinin değerlendirilmesini de göz ardı edemeyiz. Her türlü güvenlik önlemi alınmalı, liç değil de kapalı sülfirik asit sistemi ile yapılmalı.

"Biz oradaki tarımı yok etmeyi göze alamayız. Tarım ile maden ikisi bir arada yapılacaksa yapılacak. Yapılamıyorsa daha sonra teknoloji ilerleyince tekrar değerlendirilir. Nasıl olsa maden kaçmıyor."

Referanslar

Benzer Belgeler

Genelgede Kurulun, Orman ve Su İşleri Bakanı'nın veya gerektiğinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,

Bonn, Kuala Lumpur ve Aral ık ayı sonunda Kopenhag'ta toplanacak bir başka önemli uluslararası toplantıda, yeni iklim de ğişikliğiyle mücadele anlaşmasının

Eyleme Turgutlu ve madene yakın köylerden Sarıbey köylülerinin yan ı sıra EGEÇEP bileşenlerinden Foça Çevre Platformu (Foçep) ve Kula Sandal Çevre Derneği ve TEMA üyeleri

"Bunlar içinden en yakıcı olan Maden Yasası’nın değiştirilmesi için, 2/B olarak tanımlanan orman vasfını yitirmiş arazilerin satışını engellemek için,

TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga, Türkiye'nin Kyoto sözleşmesine taraf olmakla 2013 yılında yürürlü ğe girecek yeni sözleşmede kendi hakkını koruma

645 MW’lik kömürlü termik santral için 1000 ve 5000 ölçekli imar planlar ında yıl içinde daha önce yapılan ve belde belediye meclisinde kabul edilerek askıya

Çevre talanlarına karşı yörelerinde yaşam alanlarını savunma mücadelesi veren pek çok ekoloji örgütünün yanı sıra, yurdun bir çok bölgesinden ya şam alanlarını

Ersan, “Kentsel dönüşümü kentsel yağma olarak algılayan bu zihniyete karşı, daha nitelikli bir bar ınma ve yaşam hakkını içinde barındıran gerçek bir dönüşüm