GÜNEYDO~U ANADOLU PROJESi
BÖLGE KALKINMA iDARESi BAŞKANLICI
BİRECİK, HALFETİ, SURUÇ, BOZOVA
İLÇELERİ ile RUMKALE'DEKİ
TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI
Yazarlar Prof. Dr. Aynur DURUK.AN Yar. Doç. Dr. Mustafa AKPOLA T Öğr. Gör. Dr. Meryem ACARA
Araş. Gör. Erdal ESER
Araş. Gör. Suat ALP
Araş. Gör. Atilla ENGİN Araş. Gör. Muhammet GÖRÜR Sema GÜNDÜZ
Ceren EREL
Abdurrahman
ŞENEREditör Prof. Dr. Aynur DURUK.AN
Fotoğraflar:
Araş. Gör. Muhammed GÖRÜR Prof. Dr. Aynur DURUK.AN
Dizgi-Baskı: Afşaroğlu Matbaası
425 22 44 - ANKARA
İÇİNDEKİLER
ÖN SÖZ 7
İLK SÖZ 9
BAŞLARKEN 11
1. B İRECİK, HALFETİ, SURUÇ, BOZOVA İL ÇELERİ ile RUMKALE'NİN
TARİHÇELERİ v e ESERLERİ 13
BİRECİK ve ÇEVRESİ TARİHÇ ESİ, KENT DOKUSU 15 Paleolitik
ÇağdanRoma Dönemi Sonlanna Kadar B irecik ve Çevresi
(Araş.
Gör. A.
ENGİN)16
Ortaçağ'da
Birecik ve Çevresi (Dr. Meryem ACARA-C. EREL) 34 Ortaçağ Sonrasında Birecik ve Çevresi (Araş. Gör. M. GÖRÜR) 44 BİRECİK'TEKİ ESERLER
A.
CAMİLER (Araş.Gör. S. ALP)
Ulu Cami 59
Çarşı
Camii 72
Mahmut
PaşaCamii 78
Tekke Camii 85
Eski
MağaraCamii (Dr. M. ACARA-
Araş.Gör. S. ALP) 90
Abd-i Kethüda Camii 95
Şeyh
Saadettin Camii 100
Sancak Camii (A.
ŞENER)106
B.
MESCİTLER(A.
ŞENER)Kule Mescidi 111
Alaburç Mescidi 113
Şeyh
Muhammed Zehravey Mescidi 118
Sabunhane 127
Y~iArMa 1~
Davut Emmi
Hanı Kapısı131
Mevcut Olmayan Han 132
D. HAMAMLAR
(Araş.G ör. E. ESER)
Mahmut
Paşa Hamamı133
Küçük Hamam 136
HMan Baba
Hamamı139
E. TÜRBELER (Araş. Gör. E. ESER)
Deh Kubbe 143
Seyyid Ali Baba Türbesi 146
Şeyh
Müftah Türbesi (Dr. M.
ACARA-Araş.Gör. E. ESER) 148
ŞeyhCemalettin Türbesi
(Araş.Gör. E. ESER) 151
Şeyh
Safi Türbesi 154
Şeyh
Hasan Baba Türbesi 158
Melik Tahir Türbesi 161
Şeyh Çarıklı
Türbesi 163
Şeyh
Muhammed Ali Narikey Türbesi 164
Şeyh
Abdullah Türbesi 166
Şeyh
Cesim Türbesi 168
Anonim Türbe 169
F. YA TIR
(Araş.Gör. E. ESER)
HMan
KeşifBaba
Yatırı170
G. KONUTLAR (Yar.Doç.Dr. M . AKPOLAT)
Turşu Şıh
Müslim Evi 171
Hüseyin Özateş Evi 175
Hacı Fakıh
Evi 179
Osman Demir
BağEvi 183
Belediye Kültür Merkezi
BinMı186
Harran Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Binası 189
H . KABALTILAR (Yar.Qoç.Dr. M. AKPOLAT)
Mirkelam
Sokağı Kabalbsı192
Asaf Bey
Çıkmazı Kabaltısı193
Karababa
Sokağı Kabalbsı193
Kureş Çıkmazı Kabalbsı
194
1. KENT SURLARI (Dr. M. ACARA) 195
J. SUR KAPILARI (Dr. M. ACARA)
Urfa
Kapı200
Meçan
Kapı205
Meydan
Kapısı208
K.
İÇKALE (Dr. M. ACARA) 209
L. MEZARLIKLAR
(A. ŞENER)217
M. DEC1RMEN (Araş. Gör. E. ESER) 222
5
BİRECİK ÇEVRESİNDEKİ ESERLER
A.TÜRBELER (C. EREL)
Merkez
Bucağı,Dorucak Köyü
ŞeyhBekir Türbesi 223 Merkez
Bucağı,Ayran Köyü
ŞeyhSolhe Türbesi 226 B. MEZARLIK
(A. ŞENER)Merkez
Bucağı,Ayran Köyü
Mezarlığı228 HALFETİ ve ÇEVRESİ TARİHÇESİ (S. GÜNDÜZ) 231 HALFETİ'DEKİ ESERLER
Merkez Camii
(Araş.Gör. S. ALP) 234
Çekem Mahallesi Mescidi ve Türbesi
(Araş.Gör. E.
F.SER-Araş.Gör. S . ALP) 242 Latifzade
Hamamı (Araş.Gör. E. ESER) 247 B ey
Konağı(Yar.Doç.Dr. M. AKPOLAT) 251
Muhittin Ganneci Evi 258
Hamamlı
Ev 260
Çekem Mahallesi
Mezarlığı(A.
ŞENER)261 HALFETİ ÇEVRESİNDEKİ ESERLER
Merkez
Bucağı, SavaşanKöyü Kilisesi (Dr. M. ACARA) 263 Merkez
Bucağı,Saylakkaya Köyü
İbrahimHalilullah (Kilise) Camii 265 Merkez Bucağı, Kalkan Köyü, Kantarma Mezrası Hanı (S. GÜNDÜZ) 268
SURUÇ ve ÇEVRESİ TARİHÇESİ (Araş. Gör. E. ESER) 270
SURUÇ'TAKI ESERLER
(Araş.Gör. E. ESER)
Ulu Cami 275
Ahmed-i Bican Camii 279
SURUÇ
ÇEVRESİNDEKiESERLER
(Araş.Gör. E. ESER)
Merkez
Bucağı,Ziyaret Köyü
ŞeyhMüslüm Külliyesi 283 Merke. z
Bucağı, Şeyh Nasır Mezarlığı, ŞeyhNasrullah Türbesi 289 Merkez
Bucağı,Kara Köyü
Mezarlığı, ŞeyhSalman Türbesi 291 Merkez
Bucağı,Karadut Köyü Türbesi 293 Merkez
Bucağı,Karadut Köyü
Değirmeni295 BOZOVA ve ÇEVRESi TARİHÇESİ (Dr. M. ACARA-Araş. Gör. A. ENGiN) 297
BOZOVA'DAKİ
ESERLER
Kırmızı Pınar
Camii
(Araş.Gör. S. ALP) Akgün Ailesi Kasaba
Odası (Araş.Gör. E. ESER)
Değirmen
303
303
305
307
BOZOVA
ÇEVRESİNDEKİESERLER
Yaylak
Bucağı,Karasungur Camii
(Araş.Gör. S. ALP) 308
Kanlıavşar Bucağı,
Büyükhan Köyü Camii 312
Kanlıavşar Bucağı,Büyükhan Köyü
Hanı(S. GÜNDÜZ) 318
Kanlıavşar Bucağı,
Büyükhan Köyü
Değirmeni (Araş.Gör. E. ESER) 325
Kanlıavşar Bucağı,
Büyükhan Köyü
Mezarlığı(A.
ŞENER)327 RUMKALE ve
ÇEVRESİ TARİHÇESİ(Dr. M. ACARA) 329
RUMKALE'DEKİESERLER (Dr. M. ACARA)
Kroe 334
Aziz Nerses Kilisesi 337
Barşavma Manastırı
340
il. DEGERLENDİRME 343
A. PLAN TİPİ ve MİMARİ ÖGELER 347
L
CAMİLERve
MESCİTLER(Prof.Dr. A. DURUKAN) 347 2. HANLAR (Prof.Dr. A. DURUKAN) 372 3. HAMAMLAR (Prof.Dr. A.
DURUKAN-Araş.Gör. E. ESER) 377 4. TÜRBELER (Prof.Dr. A. DURUKAN-Araş. Gör.E. ESER) 383 5. KONUTLAR (Yar.Doç.Dr. M. AKPOLAT) 389 6.
KİLİSELER(Dr. M. ACARA) 392
B. MALZEME-TEKNİK (Prof. Dr. A. DURUKAN) 393
C. SÜSLEME (Prof. Dr. A. DURUKAN) 393
111. SONUÇ (Prof. Dr. A. DURUKAN) 397
BİBLİYOGRAFYA 401
KÜÇÜK SÖZLÜK 423
DOON ~
A. DEVLET, SÜLALE ve DÖNEM ADLARI 427
B.
KİŞİADLARI 433
C. YER ve YAPI ADLARI 444
7
ÖNSÖZ
Güneydogu Anadolu Bölgesi'ndeki dokuz ilimizi kapsayan Güneydogu Anadolu Projesi (GAP), Türkiye'nin di- ger bölgeleri ile sosyo-ekonomik
gelişmişlik farkını
gidermeyi amaçlayan sür- dürülebilir insan merkezli bir bölgesel
kalkınma
projesidir.
22 baraj ve 19 hidroelektrik santrali- nin
inşasınıve 1.7 milyon hektar
alanın su/anmasınıöngören GAP,
kalkınmaile ilgili tüm sektörleri kapsayan ve sürdü- rülebilir insani
gelişmeyihedefleyen bir proje bütününe
dönüşmüştür.GAP'ta sürdürülebilir
kalkınmaile
erişilmekis- tenen ekonomik büyümenin insani
gelişme perspektifi
kapsamındaele
alınması,Bölge'nin tümünü içeren bir sosyal de-
gişimi
eko-sistem, kültür ve bölge özel- likli
katılımcıçözümlere çevirerek
gelişimin
saglanmasıdır.Bölgesel
kalkınmanıntemel hedefle- rinden biri de Bölge' deki zengin kültürel
geçmişin tanıkları
olan kültür
varlık/arının korunması-korunarak kul/anılması
ve gelecek nesillere
aktarılmasıdır.GAP idaresi bu sorumlulugunun bi- lincinde olarak, sürdürülebilir entegre
bölgesel
kalkınma anlayışındanhareket- le koruma-kullanma prensipleri çerçeve- sinde Bölge'deki baraj gölleri
altındaka- lacak arkeolojik degerlerin
kurtarılmasıve belgelenip
yayınlanması,bunun
dışındaki taşınmaz
kültür
varlıklarının korunmasıve
aynızamanda
kullanılması,
belgelenmesi ve bölgenin halk
kı'iltürügibi konularda bir dizi
çalışmalaryap-
maktadır.
"Birecik, Halfeti, Suruç, Bozova ilçeleri ile Rumkale'deki
TaşınmazKül- tür
Varlıkları" adlı çalışma,Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü ile GAP ldaresi'nin
ortaklaşayürüttükleri önemli bir projedir. Degerli ögretim üyelerinin özverili
çalışmalarısonucun- da
basılanbu kitap, Birejik
BarajıRezer-
vuarı altında
kalacak eski eserlerimizi belgeleyerek önemli bir misyonu yeri ne
getirmiştir.
Burada emegi geçen tüm ar-
kadaşlarımıza teşekkürlerimizi
borç bili- riz.
GAP ldaresi bundan sonra da kültür
varlıklarımıza ilişkin
yeni
çalışmalaraimza
atmayısürdürecektir.
Dr. l.H. Olcay ÜNVER
GAP idaresi
BaşkanıHacettepe Üniversitesi ile GAP
İdaresi'ninortak projesi
kapsamındaki "Birecik, Halfeti, Suruç, Bozova llçeleri ile Rumkale'deki
TaşınmazKültür
Varlıklan" çalışması Ağustos1997'd e
başlamışve bir
yıllık yoğunbir
çalışmasonucunda
Ağustos1998'de
tamamlanmıştır. Şanlıurfailinin
babsındakiilçeleri ele alan ça-
lışmamıza
Rumkale'nin dahil edil- mesi GAP
İdaresi'nin talebi üzerine
olmuştur.
Bu kararda, özellikle Orta-
çağ'
da Rumkale'nin
Şanlıurfa-Gaziantep
arasındastratejik
açıdançok önemli bir konuma sahip
olmasıve günümüzde çok harap durumda bu-
lunması
da rol
oynamışhr.Araştırmalarımız,
on
kişilikbir ekibin Eylül 1997,
Şubatve Mart 1998'de yerinde ve Ankara' da yaph-
ğı
çok titiz ve özverili
çalışmalarlaortaya
çıkmışhr.Ekibimizde benim
dışında,
ortak bir
çalışmanınürünü olan
kitabımızınbelirli bölümlerinin
yazarlığını üstlenmiş
Yar.Doç.Dr.
Mustafa AKPOLAT (Restoratör Mi- mar), Öğretim Gö revlisi Dr. Meryem ACARA (Bizans
Sanatı Uzmanı), AraşbrmaGörevlileri Erdal ESER, Suat ALP Üniversitemiz Sanat Tarihi Bölümü ve Atilla
ENGİNArkeoloji Bölümü
elemanlarındandır.Bwmn
yanı sıra
ekibimizde sürekli görev alan Muhammet GÖRÜR, Gazi Üni- versitesi, Mesleki
Yaygın EğitimFa- kültesi
araşbrmagörevlilerindendir.
Kitabelerimizi büyük bir titizlikle okuyan,
transkripsiyonlarınıve çevi-
riJerini yapan Doç.Dr. Kerim TÜRK- MEN ise Erciyes Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan
Yardıması'dır.
Yüksek Lisans
öğrencilerimizden Sema GÜNDÜZ, meznn öğren
cilerimizden Ceren EREL ve son
sınıf öğrencilerimizden
Abdurrahman
ŞENER
de ekibimizin sürekli ele- manlan olarak görev
yapmışlardır.Ayrıca,
arazi
çalışmamızın başındaki katkılan nedeniyle Erciyes Üni- versitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi
öğretim
görevlilerinden Burcu CEY- LAN, Bölümümüzün eski
öğrencilerinden Y. Sana t Tarihçisi Birgül GÖKÇE (AÇIKYILDJZ), Bölümü- müz son
sınıf öğrencilerindenMete M1M1RoGLU ve Banş KIBRIS ile Ankara' dak:i
çalışmalanmızabüyük
katkılanolan
Ayşe ALDEMİR'ete-
şekkürü
borç biliriz.
Çalışmalarımızda her zaman bize destek olan Rek- tör
YardımcımızProf. Dr. Nihat BOZCUK' a, Eski
DekanımızProf.
Dr. Özkan
1ZGİ'yeve Yeni
Dekanımız
Prof. Dr.
Tuğrul İNAL'a,Sosyal Bilimler Döner Sermaye
İşletmesiMüdürü
AsımKARA'ya, Bölümü- müzün tüm elemanlanna, özellikle de Bölüm
BaşkanımızProf.Dr. Gün- sel RENDA'ya,
çalışmamızımaddi
açıdandestekleyen ve kitap olarak
basımını gerçekleştirenGAP
İdaresi Başkanlığı'na, kitabın tasanmınıger-
çekleştiren
Reyhan
Basın YayınTa-
nıhm
Ltd.
Şirketi'ne,özellikle de
Edip ERooGAN'a ve her şeyden öte
bizi maddi ve manevi yönde n bitme-
yen bir
sabırve sevgiyle destekleyen
10
ailelerimize
şükran duygularımızıifade etmek isteriz. Bu
çalışmanınher
aşamasında yanımızdaolan, her türlü sorunumuzu çözmekte bize yol gösteren ve
çalışmalarımızagö- nüllü olanak
katılanGAP idaresi
Başkanlığı uzmanlarından
eski
öğrencimiz Sanat Tarihçisi Makbule IlRZl'ye de
teşekkürümüzsonsuz- dur.
Bu
çalışmanınözellikle arazi
aşamasında
bize
yardımaolan
baştaBi- recik nçesi Belediye
BaşkanıKadir YÜKSEL olmak üzere, Halfeti tlçesi
Kaymakamı
Ali AKÇA, Suruç ilçesi
Kaymakamı
Saim PARLAK, Bozova
llçesi
KaymakamıAbdullal1 ARSLA- NER, Bozova
İlçesi, KanlıavşarBu-
cağı,Büyükhan Köyü
MuhtarıHalil
GUNEŞile Birecik ve Suruç Müftü- lerine, Birecik Belediyesi
zabıtam e- muru Ali KORKMAZ'a, Birecik be- lediye
Başkanlığıve Halfeti Kayma-
kamlığı şoförlerine teşekkürü
borç biliriz.
Ayrıca,tüm arazi
çalışmalarımızda
bize her zaman konukseverlik ve güleryüzlülükleriyle
yardımcıolan yöre
halkınaminnetimiz ve sevgimiz sonsuzdur.
Prof.Dr.
AynıırDURUKAN
Proje Yöneticisi
16.
Agııstos.1998
BAŞLARKEN
Şanlıurfa İlimizin
Birecik, Halfeti, Suruç ve Bozova ilçelerinin yam
sıra,Gaziantep ve
Şanlıurfaillerimiz ara-
sında
önemli bir kale konumunda bulunan Rurnkale'deki eserleri de kapsayan
çalışmamız,GAP
İdaresiile Hacettepe Üniversitesi arasında
yapılan sözleşme gereği30
Ağustos1997'de
başlamışve bir
yıllıkbir sü- rede
tamamlanmıştır.Bu
çalışmada emeğigeçen
kişilerin çoğu, kitabınbelirli bölümlerinin
aynızamanda
yazarlığını
da
üstlenmişlerdir.Za- man zaman
çalışmamıza katılandi-
ğer kişilerin katkıları
da dikkate de-
ğerdir.
Çalışmamızda
dört ilçe merkezi, bir b ucak, sekiz köy, bir mezra ve bir
terkedilıniş
kale içindeki toplam 72
yapı,
2
DışKale Suru, 1
İçKale, 2 Kent
Kapısı,6
Mezarlıkve ev içinde bulunan 1
Yatır incelenmiştir.Eser- lerimizden 17'si Cami, 3'ü Mescit, 7'si Han, 4'ü Hamam, 20'si Türbe, lO'u Konut, 2'si Kilise, l'i
Manastır,4'ü
Kabaltı,2'si
DışKale, 2'si Kent
Kapısı,l'i
İçKale ve 4'ü
Değirmen'dir.
Ayrıca,6
Mezarlıkda ince-
lenmiştir.Hiç
kuşkusuzbu eserlerin yöredeki tüm tarihi eserler olmama-
sı
beklenir. Ancak, eserlerin
yalnızca31'inin Kültür
Bakanlığı tarafındantescil
edilmiş olmasıve
yayırılardagenellikle yalruz Birecik ilçe merkezi ile Rumkale' deki eserlerin
tanıtılmış olmasınedeniyle mülki amirlerin ve yöre
halkınınbilgilendirmesi sonucu ancak 72 esere
ulaşıla~ilrniştir.Bu
bağlamda
özellikle seyal1atnameler, salnameler ve C.
Kürkçüoğlu'nun kısabir süre önce
yayırılananBirecik Monografisi bize yol gösterici ol-
muştur.
Eksiklerimizin
hoşgörüyle karşılanacağınıve ilerideki
çalışmalarda
tamamlanabileceğiniumuyo- ruz.
İncelediğimiz
eserlerden muhte- melen Birecik llçesi Merkez Buca-
ğı'na bağlı
Dorucak ve Ayran köyle- rindeki 2
yapıve 1
mezarlık,Halfeti llçe merkezindeki 3
yapıve 1 mezar-
lık,
köylerinde en az 1
yapı kısabir süre sonra Birecik
Barajı suları altında
kalacaktır.Bu eserlerin
taşınma olanağı bulunamadığıtakdirde, kita- belerinin ve
mezarlıklardakitarihi mezar
taşlarının ŞanlıurfaMüzesi' ne
taşınması
uygun
olacaktır. Taşınması
gereken kitabeler
arasında,Birecik Kalesi'n e ait
altıkitabe de bulun-
makt(\dır. Diğer
eserlerden özellikle köylerde ve Birecik ilçe merkezinde- ki
bazı yapılarınçok harap durumda
bulunduklarını
belirtmeden de geçe-
meyeceğiz.
B u
yapılariçin de acil ko- ruma önlemlerinin
alınması,hatta mümkün olursa
restorasyonlarının yapılmasıgerekmektedir.
Çalışmamızın
ilk bölümünü, ilçe merkezlerinin eserleriyle birlikte ele
alındığı
Tariliçe bölümü ve eserlerin
tanıtımı oluşturmaktadır.
Birecik ta- riliçesi ele
alınırken,hala eski doku- sunu
kısmende olsa
korumasınede- niyle kent dokusuna da yer
verilmiştir.
12
Eserler
konumları,tarihçeleri, plan, cepheler, iç mekan özellikleri, mimari ögeleri, malzeme-teknik ve süsleme özellikleri ile
tanıhlmaya çalışılmıştır.Her
yapı tanıtımınınso- nunda,
yayınlardanbelirlenen gü- nümüzde mevcut olmayan ve yerin- de saptanan
inşa-onanınkitabeleri- nin metinleri, transkripsiyon ve çevi- rileri
verilmiştir. Aynı şekilde,me-
zarlıklar
da
kısaca tanıtıldıktanson- ra tarihi
açıdanönemli
gördüğümüz bazımezar
taşlarınınkitabeleri transkripsiyon ve çevirileri ile birlik- te
sunulmuştur.Okuyucuya kolay-
lık sağlayacağını düşünerek, yapıla
rın
resimleri ve
çoğunluklaplan, cephe ve kesitlerden
oluşanrölöve- leri
metrıiniçine
yerleştirilmiştir.Çalışmamızın
ikinci bölümünü
Değerlendirme oluşturmaktadır.
Bu bölümde, Cami ve Mescitler, Hanlar, Hamamlar, Türbeler, Konutlar ve Kiliseler
başlıkları altında,eserlerin özellikle
GüneydoğuAnadolu böl- gesindeki ve gerektikçe bölgesel et-
kileşimler
nedeniyle Suriye'deki benzer
yapılarla karşılaştırmalıde-
ğerlendirmesi yapılmıştır.
Bu bölü- mü Sonuç,
yayınlarınalfabetik dü- zende
verildiğiBibliyografya,
bazısanat tarihi terimlerini
kısaca açıkla-yan Küçük Sözlük ve Dizin
oluşturmaktadır.
Dizin; Devlet , Sülale ve Dönem
Adları; Kişi Adları;Yer ve
Yapıadlan olmak üzere üç ana
başlıkta sunulmuş; tanıthğımız
eserle- rin
sayfalarıkoyu olarak
basılmışhr.Kısa
sürede
gerçekleştirilenbu
çalışmanın
sürdürülmesi, eserlerin
korunması
ve her
şeydenöte
yaşatılarak gelecek
kuşaklara aktarılabilmesi en büyük
dileğimizdir.Modern
yapılaşmanın
yöremizdeki gelenek- sel dokuyu
bozmasınadaha fazla müsaade
edilmeyeceğinden kuşkumuz yoktur. Eserlerin ve kentsel do-
kuların
da bizler gibi sevgi ve ilgi
beklediğini
hiç bir zaman unutma-
mamız
gerekir.
Prof.Dr.
Aynı~rDURUKAN Yar.Doç.Dr. Mustafa AK.POLAT
Dr. Meryem ACARA
Araş.
Gör. Erdal ESER
Araş.
Gör. Suat ALP
Araş.
Gör. Atilla ENGiN
Araş.
Gör. Muhammet GÖRÜR Sema GÜNDÜZ
Ceren EREL Abdurrahman
ŞENERAnkara,
16.Ağustos.1998BİRECİK, HALFETİ, SURUÇ, BOZOVA İLÇELERİ İLE
RUMKALE'NİN TARİHÇELERİ . VE
ESERLERi
15
BİRECİK VE ÇEVRESİ TARİHÇ ESİ, KENT DOKUSU
Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde
Şanlıurfa
iline
bağlıolan ilçe 852 km.tik bir
alanı kaplamaktadır.Ku- zeyde Halfeti,
kuzeydoğudaBozo- va,
doğudaSuruç ilçeleri, güneyde Suriye, bahtla ise Gaziantep iliyle çevrilidir. Birecik ilçesi,
Şanlıurfa'run çok yüksek olmayan güney kesiminde yer
alır. DoğudanArat ve Sabahat
dağları, güneydoğudanSu- ruç
sınırındaBeko
Dağıve kuzeyba- hdan da Kalazan
Dağıile çevrilidir.
Fırat
Nehri üzerindeki
ulaşımetkin-
liği
ve buna
bağlıolarak
gelişentica-
Resim 1. Birecik'in 20. yüzyıl ortalanndal<i oOrünlimü.
(Marriner 1970)
ret ve sanayi Birecik'e
damgasınıvurmuştur.
Bunun temel nedeni, Bi- recik'in
FıratNehri'nin
ulaşımaelve-
rişli
olan
noktasında bulurımasındandır.
Bunun sonucunda, kervanla-
rın geçiş
yeri konumunu
kazanmışhr. Yörede hem kara, hem de nehir ticareti önem
kazanmışhr(Resim 1).
tıkçağ'da
Birthe,
Osmanlıdöne- minde ise
Biretü'l-Fırat adıylaaru!an Birecik'in, Anadolu ile Mezopotam- ya
arasındakiticarette önemli bir
bağlantı noktası olmasından
kay- naklanan
canlılığı,19.
yüzyıldayöre- ye demiryolunun
ulaşmasıve Orta-
doğu
ülkelerinin
bağımsızlıklarını kazanmalarıylakesintiye
uğramış, yerleşim canlılığını yitirmiştir.1956
yılında Fıratüzerine, o dönemde Türkiye'nin en uzun köprülerinden biri olan Birecik Köprüsü'nün
yapılmasıyla
yeniden
gelişmeye başlarnışhr.
Böylelikle, daha önceleri
Fırat'ın
kabarma ve
taşmalarına bağlıolan
ulaşım, doğal koşulların sınırlamalarından kurtulmuş,
ülke paza-
rıyla bütürıleşmesüreci
hızlanmış,ticaretle birlikte
tarımsaletkinlik de
canlanmıştır.
a) PALEOLİTİK
ÇAG'DAN ROMA DÖNEMİ SONLARINA KADAR BİRECİK ve ÇEVRESİ'
Araş.
Gör. Atilla
ENGİN••Bereketli Hilfll'in kuzey ucunda yer alan
Fırat havzasınınBirecik çev-
HALFETİ
GAZİANTEP
resindeki kesimi, Paleolitik dönem- d en
başlayaraksürekli iskan gör-
müştür.Birecik ile
doğusu,bölgeler
arasında geçişi sağlayan
stratejik ko- numu nedeniyle tarihte,
ordularınve
kervanların geçtiğihareketli bir bölge olarak
karşımıza çıkar(Harita
1).BOZOVA
SURUÇ
SURİYE
Harita 1 BİRECİK İLÇE HARİTASI (Anonim 1967)
Ü Sana T rihl Böl.. .. 3 Bu bölümün kaynak araştırmasına katkılan dolayıs~rla, Ha~ııepe nlversitesl, t a umu · sınıf Öğrencilerinden Mete MIMIRoCLU'na teşekkur edenz.
•• Haceıtepe Ünlve.rsitesi, Arkeoloji Bölümü
Fırat
nehri, Birecik'in
yaklaşık15 km. kuzeyinden
başlayarakkeskin ve sarp
kireçtaşı kayalıklarla sınırlıdar vadide, Birecik'in güneyinde ise alüvyonlu düzlükte
genişleyerekakar. Bu nedenle, özellikl e Birecik ve
Kargamış barajları arasındaki
dar vadi,
çeşitlidönemlerde önemli bir
geçiş noktası olmuştur.
Birecik'in to- pografik özellikleri de, bölgede do-
ğal
bir güzergah
oluşmasınayol aç-
mıştır.
G. Algaze
başkanlığındabir
araşhrma
ekibi
tarafındanBirecik ve
Kargamış barajları arasında
kalan kesimde
yapılanyüzey
araşbrmasında,
alüvyonlu
düzlüğe serpiştirilmiş
gibi duran birçok höyükten top- lanan ve Neolitik dönemden Bizans devrine kadar süreklilik gösteren
yerleşmelerin varlığını kanıtlayan
arkeolojik buluntular, bölgenin öne- mine
işareteder (Algaze 1992: 426).
B irecik ile bu bölgede
Fırat'ındo-
ğusunda
kalan düzlük alan, yüksek Anadolu platosunun yerini
genişSuriye düzlüklerine
bıraktığıbir
coğrafyada
bulunur. Bu bölge, dört yöne
ulaşımı sağlayankonumu ne- deniyle
çağlarboyunca stratejik bir öneme sahip
olmuştur.Harran ve Birecik üzerinden
batıyaGazian- tep'e ve oradan da Kilikya geçitleri
1ile Kilikya bölgesine (Çukurova) uzanan
doğalbir yolun
varlığıru,bu yol üzerinde
odaklaşanirili
ufaklı17
çok
sayıdahöyük
kanıtlar(Plat-Tay- lor 1950: 57). Birecik'in güneyinde , Türkiye-Suriye
sınırbölgesinde yer alan
Kargamış'tan geçtiği düşünülenbu yolun, eskiden Mezopotamya ve Kilikya bölgeleri
arasındauzanan ol- dukça önemli bir yol
olduğu düşünülür
(Mellirık1963: 113). Klasik dö- nemlerde ise,
Fıratüzerinden
geçişi sağlayanen önemli
yerleşimolarak, Birecik'in kuzeyindeki
BelkısHö-
yüğü yakınında
yer alan Hellenistik ve Roma dönemleri
şehriZeugma
(Belkıs)
gösterilir (Algaze 1989: 254;
Archi 1971: 110). Zeugma,
farklıyön- lerden gelen
yolların birleştiğiönemli bir
kavşak noktasındadır.Roma dönemine ait önemli bir yol, Halep' ten gelen yolla
birleşirve Kilis üzerinden Birecik'in kuzeyindeki Zeugma'ya
ulaşır(Archi 1971: 110).
Fırat
nehri, hem nehir
taşımacılığına,
hem de
açtığıdar vadi ile kara
ulaşımına
olanak
sağlamıştır. Fıratnehrinin özellikle Birecik ile Basra Körfezi
arasındakikesiminde nehir
taşımacılığı yapılmıştır
(Chesney 1850: 47; De Graeve 1983: 112). Tüm Mezopotamya bölgesinde nehir
taşımacılığında, kalın
tahtalardan
yapılmış
mavnalar ya da bir
taraiı yukarı doğrukavisli karinalar ile yine
ağaçtan ya da sazdan
yapılmışve bazen
şişirilmiş
derilerle desteklenen ke- lekler
kullanıldığıbilinir (De Graeve
1 Klasik devir yazarlarından Arrianos (1.5. ı. yüzyıl), Anadolu' dan güney bölgelerine gidilirken Amanos dağlarındaki geçitlerin kullanıldığından söz eder (Arrianos 1945: 79). Kılikya geçitlcrı ya da Sıırıyc knııılnrı olarak adlandınlan Amanos dağlarındaki Arslanlı 8<1 ve Beylan geçillcrı, bölgeler arası ilişkilerde oldukça önemll bır konuma sahiptır. Bkz. Alkım 1%9: 280
2 Chesncy 1850: 46'da, 1700 evin bulunduğu bir kasaba olan Birecik'in, Fırat iizerindeki en onemli geçş nok- tası olduğunu belirtir. Kentin 19. yüzyıldaki bu özelliği, olasılıkla önceki devirler için de düşumilcbılir.
1983: 112). Bu tip nehir
araçları,kar-
şıdan karşıya geçişlerde
de
kullanılan önemli araçlar
olmuştur.19. yüz-
yılın ortalarında
bölgede
araştırmalar yapan Chesney, Birecik'te büyük
kervanları
nehir
karşısınageçirebi- len 16 büyük
geçiş kayığının varlığından
söz eder.
Birecik çevresinde,
Fıratnehrinin
doğu kıyısından
kuzeye
doğruuza- nan
doğalyol önemli bir kara yolu- dur. Bu yol, günümüzde Atatürk Ba-
rajı suları altında
kalan ve
çeşitlidö- nemlerde önemli bir merkez olan Samsat'a
ulaşır. Adıyaman yakınlarındaki
Samsat çevresinde
Fıratneh- ri,
karşıdan karşıya geçişi kolaylaştı-PY.. OCNiZ
5URiYL
Çöl~
... _"""""'
ran dar bir vadiye girmekteydi. Ana- dolu ile Suriye ve Mezopotamya böl- gelerinin
çeşitlikesimleri
arasında bağlantıyı sağlayan, olasılıklaHar- ran üzerinden gelen bu yol, l.Ö. 2.
binin
başlarındaAnadolu
şehirleriile ticari
ilişkileriçinde olan Assurlu tacirlere ait
eşek kervanlarınında
kullanıldığı
güzergahlardan biri ola- rak kabul edilir (Archi 1971: 110).
Pa leolitik-Mezolitik D önem (İ.Ö . 500.000-9.000) Birecik ve çevresinde
yapılan araştırmalar,bölgede Alt-Paleolitik
OIQ!Ln... 0°"".1~
o uuan.~ O ıaıwunc.
0Ltct~uıı ·~
• OU.•f.t4 ...
"*
Harita 2 ANTİK DÖNEMDE BİRECİK (Cambridge An cient History 1970)
dönemden
başlayarak insanlarınya- şadığını gösterir (Hari ta 2). Öyle ki Kökten, Birecik'i Türkiye Prehistor-
yası'nda
ilk Paleolitik istasyon ola- rak
değerlendirmiştir(1947: 225).
Bölgede ele geçen Paleolitik
çağkill- türlerine ait
çeşitli taşaletler,
avcılıkve
toplayıcılıkyapan insan topluluk-
larının açıkhava
istasyonlarındaya-
şadıklarını kanıtlar.
Bununla birlik- te,
Şanlıurfaçevresinde ve
Fırat'ın doğusundakialanda
barınmayaola- nak
sağlayan doğal mağaralarda
vardır
(Kökten 1952: Harita 2).
Bölgede Paleolitik döneme ait ilk
araştırma,
M.J.E. Gautier'nin 1894'te Birecik çevresinde
yaptığıyüzey
araştırmasıdır
(Kansu 1943: 36).
Gautier, Surtepe ve Yelvez
arasında,Alt-Paleolitik döneme ait "Ache- ulan" tipte bir el
baltasıve "Calacto- nienn" tipte yonga aletler
bulmuştur(Kansu 1943: 36). Bunlara ek olarak, 1907
yılındaArne, Nizip ile Karga-
mış arasında
benzer tipte aletlere
rastlamış;
1925' de E. Passemard ve 1927' de E. Pittard
Adıyamançevre- sinde Orta-Paleolitik "Levalloiso- Mousterian" tipte, bir bölümü el bal-
tası
olan
taşaletler
bulmuştur(Çiner 1952: 125). Kansu,
1940'lı yıllardabölgede
araştırmayapan
Brice'ınUr- fa-Siverek yolu çevresinde "Ache- uleen" tipte bir
taşalet ile üç yonga ve Birecik-Nizip yolu çevresinde
"Chelleenıı"
tipte bir
taşalet ile yon- ga ve çekirdekler
bulduğunubelirtir (1964: 161).
Kökten'in 1946
yılında Şanlıurfaçevresinde
yürüttüğüyüzey
araştır-19
malarında belirlediği yaklaşık
100 höyükle birlikte, Birecik çevresinde
Sıırtepe
ve Tilvez höyükleri
arasında"Calactonienn" ve "Levalloiso- Mousterien" tipte
taşaletler
bulması(Kökten 1946), önceki
yıllardaelde
edilmiş bulguları doğrulamıştır.
1950
yılında Fırat'ın batısındakiGa- ziantep çevresi nde
araştırmalarya- pan Çiner'in
bulduğuPaleolitik ve Mezolitik dönemlere ait
taşaletlerin
yanı sıra, Bostancı 1960'lı yıllaruı
so- nunda
Adıyamanil
sınırlaniçindeki
Piruı1, Pınarbaşı
ve
Palanlıçevresin- de Alt-Orta Paleolitik dönemlere ait
çeşitli taş
endüstrilerine
işareteden arkeolojik buluntulara
rastlamıştır(Çiner 1952: 126-127;
Bostancı1970:
83). Bu buluntular, Paleolitik
çağdaGüneydoğu
Anadolu bölgesinin bü- yük bir bölümünde kültürel
gelişme bütünlüğüortaya koyar.
Neolitik Dönem
(İ.Ö.9.000-5,000)
Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nin Bereketli Hil/i/ içinde kalan kesimi, in-
sanlarınilk kez göçebelikten
yerleşikya da yan
yerleşikevreye
geçtiğive ilk üretimin
başladığıNeolitik dö- nemde de
Önasya'nınen önemli yer-
leşimbölgelerinden biridir. Gerek
Fırat,Dicle ve Habur nehirleri üzeri- ne
yapılanbarajlar nedeniyle yürü- tülen
kazı çalışmaları,gerekse yüzey
araştırmaları,bölgede Neolitik dö- nemin en erken evresi olan Seramik- siz Neolitik'ten
başlayarak yerleşmelerin
varlığını kanıtlamıştır.r ı ıırm ıl.ırı11d.1 belırlL'nl•n h ir- ıe ıl 1" .ın l/lerı :-\l·olıtik l '
1l.ır 'ı .trdıml ı l 992h).
lı l >I\ Mb.ıkır 111 K.ıımwda~.
ı ırı.ı nın
\
ırıı11;-ıJıır çevrL~ındc\
ı ıtu ın
.,.ılı~ın.ıl.ırd,1,bolgede
ı ı ı ın t11 ıı•11gı11 v.ıb,1nıl buğday ı ıı ı l"l>lıtık doıwmdl'
bolgedc
ı1
ı\ ı ılıkl.ı\
.1~.ıın.uıınmum ku n
lu!-;UllU
k.ınıtl,ımı';-tır (Çambel
I ~ \(
°lt'k 2)
1
ır.ııh
1\1,1<;111111
BırL•ukbolgesin-
lı ~ ıl
•hıınundı• v.ıpıl.ın' U/l'V
araşı rı ı ırınd ı d.ı 1,tık s.ıvıd.ı Neolıtik
it .,_ ır~ ıını~ B.ır,ıp
1,L'VrL-.,inde
ıı 1111111~
i
lll'kt.ulık bıru~ıl.t';-lırıl,ır.ık .,,.r,ımık
-...;, ..
,lııık ı•\ rı·\,.
t.ırıhlL•nnw.ı,
r
lıı \l~.ıT.l'1'1<12 42h-.J27).
K.alkolıtık
n o m•m
ti O .
"i.OO·l.OOOl
'I
ı"flt~ındı•nnd.
h.ı d,ı bıınıdu~u. ılt·rll'
l'll
.ıll'I td;ıwloıı...
ı ılL• bırlıktı• toplumd.ı ış bc.•lıımııııuıı ~l'lı~tı
r,ı
K,
lkolıtık doıwmdı'. btılgL'dl'kl~u11 ısk:ın !iurdunılmu~tur.
Bu be-
rekt•llı l'<ılgt•, bır
v.mJ,m
r:ır.ıtu ze-
nmh•ıı Kl'l•.ın
bo lgl..,,
ık, dığcrya n- d .m
Kuıe\' ~ll•ıopotilmyav e Ku7ey Sunve
kulturlcrı ılebutünluk göste- n r. Bu durum,
bMgcnın geçişnokta-
ı
k o numunda bulunma
ındankay-
naklanır.
ğu kıyısındaki y üksek bir teras üze- rınde yer alan Hacı Nebi'de, Stein başkanlığında bir Amerikan ekibinin
yuruttüğüarkeolojik
kazı çalışmalarında, Geç Kalkolitik' ten Roma dö- n emine kadar süren yerleşim taba- k ala rı açığa çıkarılmışhr (Stein 1997 a-b). Hacı Nebi' deki kazılarda belir- lenen Geç Kalkolitik tabakalarda, Kuzey Mezopotamya il e güçlü ilişki
ler ortaya koyan
Urııkkültürüne öz- gu seramik ve gliptik malzeme ele
geçmiştir
(Stein 1997b: 95-111). Bu arkeo lojik buluntular, t.ö. 4. binde Birecik çevresi ile Mezopotamya ara-
sındaki
ticari ve kültürel
ilişkilerior- taya
koyması açısındanönemlidir.
Birecik ve
Kargamış barajlarıara-
sındaki
alanda da dört büyük Uruk merkez i
saptanmışhr(Algaze 1992:
426). Yüzey
araştırmalarında,B ire-
cık'ın
güneyinde yer alan ve Karga-
mış Baraji'nın yapımı sırasındabü- yu k ölçüde tahrip olan
ŞadiTepe'de oldukça güçlü Geç Kalkolitik Uruk
tabakaları belirlenmiştir(Algaze 19 9: 255).
Bırecik'in doğusundaki Har- ran ' da Aşagı Yarımca Höyiiğü'nde 1951 y ılında y ürütülen kazı çalışma
larında,
yine Kuzey Mezopotamya
ile ben zerlikler gösteren Geç Kalko-
litik Obeyd ve ·uruk tipi ser_amiller
ele geçmiştir (Lloyd 1951: 110; Prag
1970: 63). Harran ovasında yüzey
araştırmaları yapan Yardımcı da bir-
çok höyükte, bu türde bölgesel
ilişkileri ortaya koyan Halaf, Obeyd ve Uruk
seramiği bulmuştur (Yardımcı1992 b).
Eski Tunç
Çağı(İ.Ö. 3.000-2.000)
1.Ö. 3. binde Önasya'da şehir ni-
teliğinde yerleşmelerin sayısı
fazla-
laşmış,
bölgeler
arasıticari ve kültü- rel
ilişkiler artmıştır.Bölgede, bir bö- lümü Atatürk
BarajıKurtarma Proje- si
kapsamında yürütülmüşolan
kazı çalışmalarındaelde
edilmişbulgular da bu sonucu desteklemiştir. 1.Ö. 3.
binde Önasya'da şehir devleti niteli-
ğinde yerleşmeler
görülür. Bu
şehirlerden, Kuzey Suriye'de, Halep ya-
kınlarındaki
Ebla (Tell Mardikh) ol- dukça önemli bir ticaret merkezidir.
Ebla'da bulunan Assur ile Ebla
şehirleri
arasındakibir
anlaşmametni- ne göre, t.ö. 2500'lerde Birecik'in g üneyindeki
Kargamış şehriEb-
la'nın egemenliğindedir
(Dörner 1990: 121). Ebla'da
açığa çıkarılan1.Ö. 24.-23. yüzyıllara ait arşivde ge- çen ve konumlan henüz tam olarak
belirlenememiş
olan 1000
cıvarındayer
adı,dönem içinde bölged eki tica- ri
ilişkilerinboyutu
hakkındafikir verir (Archi 1981: 165-169). Orta Anadolu'da Kayseri
yakınlarındayer alan önemli bir merkez olan Ka- niş (Kültepe)'de, 1.Ö. 3. bine tarihle- nen llb-15. tabakalarda
açığa çıkarılmış
Kuzey Mezopotamya, Kuzey
21
Suriye ve
Güney-GüneydoğuAna- dolu kökenli arkeolojik malzeme3 1.Ö. 2. binin başlarında Anadolu il~
güney bölgeleri
arasındakiörgütlü ticaretin temellerinin t.ö. 3. binde
atıldığını
gösterir.
l.Ö. 3. binde Güneydoğu Anado- lu bölgesinde
yoğuniskan görülür.
Birecik ve
Kargamış barajları arasındaki alanda
yapılanyüzey
araştırmasında,
Tilvez ve
Tilobıırgibi çok evreli Eski Tunç
çağı yerleşmeleri belirlenmiştir(Algaze 1992: 427).
Bölgede, Eski Tunç
Çağı'nın başlarında
az olan nüfusun, l.Ö. 3. bin
sonları
ile 2. binin
başlarındaaniden
arthğı sanılır
(Algaze 1992: 426). Bi- recik'in güneyinde ve
Fıratnehrinin
kenarında
yer alan
Kargamış,özellik- le l.Ö. 3. binin
sonlarındabölgede egemen olan en önemli
şehirlerdenbiri
olmalıdır.Şanlıurfa sınırları
içinde yer alan
Titriş,
Birecik' in kuzeyindeki
HacıNebi ve Siverek ilçesi
yakırılarındakiHassek
Höyı:ikgibi merkezlerin Eski Tunç
Çağı katlarındaele
geçmişse- ramikler, Keban bölgesine, Mezopo- tamya'ya ve Kilikya'ya kadar uza- nan
geniş coğrafi ilişkilerzincirini gösterir
(Hauptmarın1982; 1985 a-b;
1987; Behm-Blancke 1983; Algaze 1997; Matne 1997; Stein 1997 a-b).
t.ö. 3. binin
sonlarındaMezopo- tamya' da
kurulmuştarihteki ilk devlet olan Akkad Devleti
kısasüre-
3 T. Özgüç 1986: 34'tc, Kültcpe'de ele geçmiş ithal kaplar Kilikya ve daha çok Kuzey Suriye'dcki Teli Huera ile karşılaştınlır.
ıııdd Kuh'\' Sunvc' \· ı Gu d
i\ ney
oğuı dolu \ u \ l' t\mık-)1..ilıl..va bölge- ), rını dl'nl•tımı ıl • ı
ın .1d tutmaya
çalış- rnı~ıır ltt•kım• •
~,lr d'
ın vakınların-d ı ı /'ır / frı~·vrır'dc ele ,geçmiş ve
\Lk.ıcl
Kr>I "
ı "'....
1r,ım-s·
ın'e aıtolan ki- ı.ıbdı z.ılt•r ,.,tl'lı bu ..,onuçl arı doğru
l.1111,111111 \ .111ı ..,ıra, Guneydoğu Ana- .folu ııun buvuk bir bo lumunün Ak- d ·~ı:ııwnlığınde o lduğunu göste- rır ((~.ıdd 1'171: 4- H ; Kontani 1995:
1 J<J) ' ım• bı r bl'lged e geçen, Akkad Kr,ılı .ıram-Sın' ın zaptettı ği Kuzey '>un\
t•\h•kı Mıırr, Ynmırıtıve [ b in ile
C •llllt'HloğuAnad olu' da
bulunduğudu .. unult-n,
.ınr.Ü•yeri tam olarak
bdırl,•nı•rıw\ <'il Ur~ıı
ve
Amınııgibi .,dur dl•\ lt'l
ll·rınin vt•rlt•ştıği "Sııbnrtıı lt.-ı/lı rımır
n•
1111kıırı lilkl'iı'rıırtnprnk- 1
ırı hınuk
bır olasılıklaUirecik ve
\l \
r...,ınıdt•
k.ıp..,ınırdu.<
.uı11•\ lr.ıJ..'ın llııibö lgesinde iki
ır1,.ılnl111d(' ,,,,.
g,·çmı~ \'t'u zerinde
\Lk.ıd kr.ılı :-.=.ır,ım·Sin'in
as keri bir .,,
ftonnı ,rnl.ıt.ııı t,ı.,\'irın bulunduğurı11
·
,ıdıııın ,\n,ıdıılu'yadüze n-
• ııt ıı hır \kk.ıd .,,.f,•rını ,rnl attığı dü-
umılur (\h'llııık1901: 102, 114). Bu .,, it r
\J..k,ıd kr.ılınınf\.kzopo tamya iı~ıııd.ıkı hıılgı•l,•rl' ı'!;l 'men olma ça- l ı
..ını \ .ırı.,ıtır Hır AJ..k,ıd bdgesınd e
"' ıl C..ır~tııı uıı \m,ınn.., dağları o l- hı 'u dıı~uııult•n '>ı ılır ıın11ııırlnrı" ile J ı•r<•"l.ır olduğu .,,ııııl .ın "Gimı iiş / ırr 11 ,ı .. ,.ft-rlı•r duzı •nlt •dı~indcn , , lılrıı•"I ılı•. bu 1.ltı~unccyı doğ
r ıl
11ıııtdıktı•dır (llııı~ 19S 5 11 ).
belgeler, Semitik bir kavim olan Ak- kadların, Kuzey Mezopotamya'dan başlayarak Amanos dağlarına kadar uzanan
GüneydoğuAnadolu ve Ku- zey S
urıye· • ye egemen olma
çabasınıortaya koyar. Akkad
krallarınınse- ferlerinde izledikleri yol, olasılıkla Birecik yakınlarından geçen ve Ki- likya'ya uzanan yol olmalıdu. t.ö. 3.
binde bölgedeki büyük merkezlerin, zaman zaman Akkad
egemenliğinde olmalarına karşındaha çok
bağımsızbirer
şehirdevleti gibi
yaşadıkları anlaşılır.Orta ve Geç Tunç
Çağları(i.Ö. 2.000-1.000)
1.Ö. 2. binde Güneydoğu Anado- lu' da ve Kuzey Suriye'de
şehirdev- letleri egemendir. Bu dönemde
şehirler
büyümüşve egemenlik alanla-
rı genişlemiştir.
Suriye' de önemli bir
ticaret merkezi olan Mnri (Teli Hari-
ri)' de ve Amik
ovasındaAla/ah (Teli
Açana)'da ele
geçmişçivi
yazılıtab-
let l erde, bölgedeki 20 Vasal
krallığın adıgeçer (Sasson 1966: 161; Astour
1969: 38). A lalah
arşivindeise yak-
laşık250 yer
adındansöz edilir
(Astour 1963: 221). Bazen dostça, ba-
zen de
düşmanca ilişkileriçinde olan
bölgedeki
şehirdevletlerinden en
g üçlüsü,
başkentleriHalpa (Halep)
olan
Ynm/ınd Krnllıgı'dır(Klengel
1992: 49-64). Bu dö nemde Güneydo-
ğu Anadolu, Kuzey Suriye ve Kuzey
Mezopotarnya'd a Hurri ve Amurru
nüfusu baskındır. 1.Ö. 2. binin ikinci
yansındaise
Fuat'ın doğusuna,böl- geye yeni gelen bir Hint-Ari kavim olan Mitanniler egemen
olmuştur.1.Ö. 2. binin başlarından itibaren, Anadolu ile güney bölgeleri
arasındaki ticari
ilişkilerbüyük ölçüde ör-
gütlenmiştir. Assıır
Ticaret Kolonileri
adı
verilen Hitit öncesi bu dönemde Anadolu
yazıile
tanışmıştu.Bu yeni dönemin ticaret
ilişkilerinde, başta Fıratolmak üzere
ırmaklarönemli rol
oynamıştır. Yazılıbelgelerde ar-
tık sıkça kayıklardan
söz edilmekte- dir (Sasson 1969: 163). Önemli ticaret merkezleri için
kullaıulaı1 "karıım"sözcüğünün
de '1iman"
aı1lamında olması,ticarette
umaklarınönemine
işaret
eder. Bu dönemde, Güneydo-
ğu
Anadolu veya Kuzey Suriye'de
olduğu düşünülen Urşıını
gibi ka-
rumların
yerleri tam olarak belirle-
nememiştir
(Klengel 1992: 74-75).
l.Ö. 2. binin büyük bir bölümün- de Önasya'da, merkezleri Orta Ana- dolu olan kuzeydeki Hitit Devleti,
Assurluların
Hanigalbat dedikleri Kuzey Mezopotamya'daki Mitanni- Hanigalbat Devleti4 ve güneyde Mı
sır Krallığı
olmak üzere
başlıcaüç önemli güç vardu.
DoğuAkdeniz' de
gelişen
deniz ticaret i ile birlikte can-
lanaı1
ticaret
hayatına, Güneydoğu23
Anadolu ve Suriye'nin zengin ham- madde
kaynaklarıda eklenince, tüm bu çevre özellikle
Mısuve Hitit dev- letlerinin egemen
olınakistedikleri bir bölge haline
gelıniştir.Hitit
kralıI.
Hattuşili(l.Ö. 1590- 1560) Kuzey Suriye'deki Yamhad
Krallığl'na karşı savaşmış,
bölgenin kuzeyindeki geçitlere egemen olmak
istemiştir.
Hitit
kralı,Halpa (Ha-
lep)'yı yakıp yıktıktaıl
sonra, yeri daha çok
Fuat'ın doğlısundaBirecik çevresi olarak
düşünülen Haşşııwaii/k esini
zaptetmiştir(Bing 1985: 21).
Bir belgede geçen
Hattuşili adındabir Hitit
kralıile
kralın atadığıHalpa (Halep)
kralı Talmi-Şarruma arasındaki
antlaşma(Astour 1972: 102), Hititlerin güney bölgelerini dene- timleri
altındatutma
çabalarınıyan-
sıtu.
Hitit seferleri sonucunda,
Fuat'ın batısındakibölgeye egemen ola n Yamhad
Kralı İdrimi başkentiHalpa (Halep)' dan Amik
ovasındakiAla/ah (Teli Açan a)'a
taşunıştır.Tüm bu mücadeleler
karşısında, Fırat'ın batısında
kalan bölgeye egemen olduk-
ları anlaşılan,
fakat
sınırlarıkesin olarak belirlenemeyen
Mııkiş, Nıılıaşşe
ve Nii (Niya)
adındaüç vasal dev- letin Hititlere
karşı birleştiklerigörü- lür (Astour 1969: 385-391). Bu dö- nemde stratejik önemini koruyan
4 Mıtanni Devletı, bunycsindc buyuk Olçude Humlen banndırdığından, H11"i-Mıtnnnı
On""''
olarak da tanınır. l lıı"i, Mıln11n1 ve l ln11i,<:nlbnt olmak üzere U<; farklı adin anılan bu devlet. Mısır kaynaklarında Nnlırmn ya da Nnlmna ıllkesı olarak geçer. Bkz. Astour 1972; 103Kargamış'ın
bu konfederasyona ke- sin olarak
katılmadığıve
Soğurneh- rinin
Kargamışile bu konfederasyon
arasında sınır oluşturduğu
bilinir (Astour 1969: 390). Bu evrede Karga-
mış
daha çok Hititlere
bağlıgibi gö- rünmektedir.
Şanlıurfa'nınBozova ilçesi
yakınlarındakiLidar Höyük'ün Geç Tunç
Çağı tabakalarındaele ge- çen mühürde Hitit
kralı Şuppiluliuma'run
çağdaşıolan
KargamışKra-
lı
Kuzi
Teşhub'un adının bulunması(Hauptmann 1987: 204),
Kargarnış şehrininbu dönemde çevresindeki daha küçük
yerleşmelereegemen bir güç
olduğunu düşündürür.Hitit Kralı Şuppiluliuma 1.ö.
1366'da Mitannilere
karşı"I. Suriye
Savaşı"nda
büyük bir zafer kazan-
mış
ve Mitannilerin bölgedeki siya- sal gücü son
bulmuştur.Bu zafer
sonrasında
Hititler,
Fıratve Dicle ne- hirleri
arasındakalan bölgeyi istila
etmişlerdir.
Hitit
kralıbu seferinde,
olasılıkla Kargamış
üzerinden
Fırat'ı geçmiştir.1. Suriye
Savaşıile bölgedeki güç dengeleri
değişmiştir.Bu
savaştaHi- titlerin
yanındayer alan
DoğuAkde- niz
layı şeridindekiUgarit (Ras
Şamra)
şehrinin kralıNiqmad, Hitit
kralı tarafındandevredilen
geniştoprak- larla ödüllendirilmiştir. Öte yandan, Mezopotamya' da güçlenmeye
başlayan Assurlular da bölgenin zengin- liklerinden pay elde etmek için zorlu bir mücadele içine
girmişlerdir.Hitit
akınlan
ile guçsuz duruma
düşenMitanni-Hanigalbat ülkesinin
zayıflığından
yararlanmak isteyen Assur
kralı
1. Tiglat-Pileser (1.Ö. 1114- 1076),
Fırat boylarınakadar uzanan bölgeye
saldırmıştır(Plat-Taylor 1950: 65).
l.Ö. 2. binin sonlarına doğru, yak- laşık 1.Ö. 12. yüzyıla tarihlenen ve Deniz Kavimleri Göçü olarak bilinen büyük istila hareketi Hitit lmpara-
torluğu'nun yıkılmasına
neden ol- muş, tüm Önasya'da karışıklıklar dönemi
yaşanmıştır. MısırFiravwm ill. Ramses'in Medinet Habu'daki ta-
pınagının yazıtlarından,
bu istilalar sırasmda Kargamış ile Fırat'ııı doğu
sunda kalan merkezlerin de zarar
gördüğü anlaşılır (Kıııal
1975: 1 5;
Dörner 1990: 122).
Demir
Çağı(İ.Ö. 1.000-330)
1.ö. 1200'lerde Deniz kavimleri
istilasından
sonra güneye inen Hitit- ler , Kilikya ve
Güney~oğuAnadolu bölgelerinde Geç Hitit devletleri ola- rak
varlıklarını sürdürmüşlerdir.Sakçagözü
ovasındakiSam'al (Zin- cirli) gibi
bazı şehirdevletlerine, böl- geye yeni gelen bir güç olan Arami- ler egemendir. Bu dönemde Önas- ya' da,
DoğuAnadolu yüksek yayla-
sında
Urartu, Mezopotamya'da As-
sur ve güneyde
Mısırolmak üzere
üç büyük güç
arasındamücadeleler
görülür.
Assur Devleti'nin oldukça güç-
lendiği
bu dönemde Assur
kralları, başta DoğuAkdeniz deniz ticaretine
ulaşan
yollara ve zengin hammadde
kaynaklarına
sahip olan
GüneydoğuAnadolu ve Kuzey Suriye bölgeleri- ni denetimleri
altındatutabilmek için bölgeye askeri seferler düzenle-
mişlerdir.
Assur
KralıI. Tiglat-Pile- ser (İ.Ö. 1112-1074) yıllı.klarında, Ak- deniz' e
yaptığıseferler
sırasında Fırat nehrini tam 28 kez
geçtiğive hat- ta "Halli ülkesi" olarak
adlandırdığı Kargamış'ın Kralılni
Teşub'danha- raç
aldığı yazılıdır(Dinçol 1982: 124;
Dömer 1990: 122-123). Assur
KralıIIl. Tiglat-Pileser zamanına (İ.Ö. 745- 727) ait belgelerde, Assurlulara ha- raç veren krallar
arasında Kargarnış KralıPisiris'in de
adıgeçer (Dinçol 1982: 124). Sargan
zamanında (İ.Ö.721-705) ise
Kargamış şehrizaptedil-
miş
ve Assur Devleti'ne
bağlanmıştır.
Bu arada, Assur Devleti'nin
kısaResim 2 111. Salmanasar
Fırat'ta(Segal 1971)
25
süren duraklama dönemini
fırsatbi- len Mısır Firavunu Necho t.ö. 605'te Kuzey Suriye'ye askeri sefer düzen-
lemiş, Kargamış'akadar
ilerlemiştir(Dömer 1990: 123). Bunun üzerine, veliaht Nabukadnezar
komutasındaki Assur ordusu, Birecik
yakınlarında Mısır
ordusunu yenilgiye
uğratmıştır.
Assur dönemi belgelerinde, geç dönemlerde "Kommagene" olarak bilinen
Fırat'ın doğukesimi "Kum-
mııh
bölgesi" olarak
adlandırılmıştır.Assur
krallarındanil. Assurnasirpal (1.Ö. 883-859) vem. Salrnanasar (1.Ö.
858-824),
Fırat'ın doğusundayer alan ve günümüzdeki Sultantepe ol-
duğu düşünülen Huzirina'yı
zaptet-
mişler
(Resim 2); Kurnmuh
KralıHa- tazilu'dan haraç olarak sedir
ağaa, altın, gümüş,koyun ve
sığır almışlardır
(Dinçol 1982: 129; Dörner
1990: 130). Oldukça zengin ham- maddelere sah ip bölgeye Assur kral- larından III. Tiglat-Pileser (İ.Ö. 745- 727) ve V. Salrnanasar (İ.Ö. 727-722) da askeri seferler
düzenlemişlerdir.Assur Devleti'nin bu
saldırılan karşısında Meliddıı(Malatya),
Gıırgum
(Kahramanmaraş),Sam'a/ (Zin- cirli), Que (Çukurova), Kummuh (Komrnagene) ve
Kargamış'tanolu-
şan
Geç Hitit
şehirdevletleri ile Urartu Devleti ittifak
kurmuş,ancak ittifak ordusu Assur
KralıIII. Tiglat- Pileser ile
yapılan savaştayenilgiye
uğramıştır
(Dörner 1990: 123).
1.ö. 1. binde Birecik ve çevresin- deki en önemli merkez, stratejik ko- numundan dola)'l
Kargamış'hr.Bir Geç Hitit
şehirdevleti olan Karga-
mış
önemini bu dönemde de koru-
muştur. Fırat'ın
bu kesiminde
yapılan yüzey
araştırmalarında,birkaç küçük Demir
Çağı yerleşmesisap-
tamnıştır(Algaze 1992: 426). Aynca,
Fırat'ın doğu
kesiminde yürütülen kazı çalışmaları, l.Ö. 1. binde bölge- nin
yoğuniskan bölgesi olarak kul-
lanılmaya
devam
ettiğini göstermiştir. Bu merkezlerin en önemlilerin- den biri o lan Harran, Assur Devle- ti'nin son
başkentidir.Harran'da sürdürülen
kazı çalışmalarında,Ba- bil Kralı Nabonid dönemine (l.Ö.
555-539)
çağdaşolan ve Ay
TanrısıSin' e
adanmışbir
tapınak,içindeki 52 parça çivi
yazılıadak kitabeli
tuğlaile birlikte
açığa çıkarılmıştır(Yar-
dıma
1992 a: 364, Resim 4). Har- ran' daki bu tapınağın varlığı, 1.Ö. 2.
binin
başlarındanitibaren bölgenin dinsel öneme sahip
olmasıyla ilişkiligörülür (Prag 1970: 76). Harran ova-
sında
bulunan
Aşagı YarımcaHöyü- gü'nde de Geç Assur
dönemiı1eait arkeolojik buluntular ele
geçmiştir(Lloyd 1951: 110).
Şanlıurfa yakınlarında
yer alan ve 1.Ö. 1. binde önemli merkezlerden biri olan
Sııltantepe'deyürütülen ka-
zı çalışmalarında,
içinde tablet
arşivide bulunan bir Geç Assur
yapısıorta- ya
çıkarılmıştır(Gökçe 1953: 110;
Lloyd 1953: 27). 1.Ö. 7. yüzyılın ilk
yarısına
tarihlenen Geç Assur
yapısında, tavanını süslediği düşünülen
fresko parçalan ele
geçmiştir(Gökçe 1953: 116). Bu
yapıda,üzerinde Ay
Tanrısı
Sin' in amblemi bulunan silin- dir mühiirler de önemli buluntular
arasındadır
(Gökçe 1953: 110). Har- ran ve Sultantepe, 1.Ö. 1. binin orta-
larında Assurluların
bölgeye ege- men
olduğunugösteren önemli
yerleşimlerdir.Özellikle Harran bu dönemde dinsel öneme sahip bir merkezdir. Assur
KralıAssurbani- pal' in (1.Ö. 668-627) Harran'daki Ay
Tanrısı
Sin'e adanan
Tapınagıonarth-
ğı
ve
kardeşiniburaya
başrahipola- rak
yerleştirdiği;Assur
KralıAsar- haddon'un (l.Ö. 680-669) ise, Mısır'ı zaptetmeden önce bu
tapınağıziya- ret
ettiğibilinir (Segal 1970: 4-5).
1.ö. 614'te, lran'da güçlenmeye
başlayan
Medler ile Güney Mezopo- tamya' da egemen olan Babilllierin
kurduğu
ittifak, bu dönemde Za)'lf- layan Assur Devleti'ni büyük bir ye- nilgiye
uğratmıştır.Bu olaydan son- ra Assur Devleti,
başkentiniKuzey Mezopotamya'daki Nimrud'dan Harran'a
taşımıştır.Yine Medler ile birlikte hareket eden Babil
KralıNabukadnezar'ın 1.Ö. 610 yılında
Assurlularınson
başkentiolan Har-
rmı'ı
zaptetmesiyle, Assur Devleti ta-
rih sahnesinden
silinmiştir.Bu tarili-
ten l.Ö. 330'lara kadar bölgede Med
ve Pers
egemenliğigörülür.
Hellenistik Dönem (İ.Ö. 333-30)
Makedonya
KralıBüyük
İskender'in (III. İskender) 1.Ö. 334'teki bü- yük Asya seferiyle Hellen kültürü Önasya'ya yayılmışhr. Büyük İsken
der, askeri yönetici
dehasıile örgüt-
lediği
ordusuyla
KıtaYunanistan' da sükuneti
sağladıktansonra, Çanak- kale
Boğazı'ndanPers
egemenliğial-
tındaki
Anadolu'ya
geçmişve
BatıAnadolu' da Persleri büyük bir yenil- giye uğratmıştır. Önasya'daki Pers egemenliğine son vermek isteyen İs
kender, Perslerin
DoğuAkdeniz' de- ki güçlü donanmalan ile
ilişkilerinikesmek için
Mısır'akadar uzanan bölgeyi ele geçirmeyi
amaçlamıştır(Mansel 1988: 443). 1iki t.ö. 333'te Anadolu'da
İskenderun yakınlarında, ikincisi ise 1.Ö. 331'de Kuzey Me- zopotamya' da Erbil
yakınlarındakiGavgamela
Ovası'ndao lmak üzere Kral III. Darius (öl. l.Ö. 331) komuta-
sındaki
Pers ordusunu büyük bir bozguna
uğratanlskender, bölgede- ki Pers
egemenliğineson
vermiştir.Fethettiği
yerlerin
halkınaiyi davra- nan imparator, Pers prensesi ile de evlenerek Hellenlerin yerli halkla
kaynaşmasını teşvik etmiştir.
Büyük lskender
zamanındaBire- cik ve çevresi, Coele Suriye ("Oyuk Suriye") eyaletinin
sınırlaniçinde- dir. Çünkü, Klasik dönem listelerin- de, Coele Suriye' deki
şehirler arasında
Fırnt Seleııkin'sı (Belkıs/Zeugma)da
sayılır(Jones 1971: 262). Klasik
27
dönem
yazarlarındanArrianos (ls- kender'in "Annbasis"i)
adlıeserinde lskender' in Coele Suriye
satraplığına, Kerdimmas
oğluMenon'u
atadığından
söz eder (Arrianos 1945: 94).
Büyük lskender'in l.Ö. 323'te ölü- müyle bu büyük inlparatorluk
dağılmış
ve diyadok
adıverilen halef gene- raller, Asya' da
yaklaşık15
yılbirbir- leriyle mücadele
etmişlerdir.Bu mücadelelerden sonra
varılan anlaşmaya göre,
GüneydoğuAnadolu'yu da kapsayan Suriye ve Mezopotam- ya topraklan General Seleukos Nica- tor'un (l.Ö. 321-280) egemenliği altı
na girmiştir (Jones 1971: 236; Özsait 1982: 347, 349).
Seleukos Nicator
(!.Seleukos)'a izafeten
SeleııkosDevleti
adıverilen ve merkezleri Suriye olan Hellen
krallığı yaklaşık200
yılkadar bölge- yi yönetimi
altına almıştır.Seleukos
kralları,
Suriye ile birlikte Anado- lu'ya da egemen olmak
istemişlersede, bu etki sürekli
olamamıştır(Mansel 1988: 465-468; Özsait 1982:
351).
Seleukoslar Devleti, bünyesinde
farklıdinlerden ve
farklıuluslardan
insanları barındırıyordu.Hellenler istila ettikleri yerlerde "Hellen" tar-
zında şehirler kurmuşlarve Hellen kültürü bölgeye bu
şehirler aracılığıyla yayılmıştır.
Ancak, bölgenin yerel kültürünün
baskı altına alınmadığı,
her iki kültürün
kaynaştığıgörülür (Mansel 1988: 508). Bu kay-
naşmanın
en iyi örneklerinden biri, Nemrut
Dagı'ndaki doğulu kıyafetleriçinde
betimlenmişheykeller ile
yazıtlarda hem Pers, hem de
Yunanlıtan-
rı adlarınıngeçmesidir (Mansel 1988: 509).
Seleukoslar bölgeyi, strategos ün-
vanlı
valiler
tarafındanyönetilen 25
satraplığa bölmüşlerdir.
Süryanile- rin Urhai
adınıverdikleri
Şanlıurfa'nın
yerine kurulan ve
adınıEski
Makedonya'nın başkentinden
(bu- günkü Vodena) alan Edessa da bu
satraplıklardan
biridir (Segal 1970: 5;
Rastgeldi 1971: 1). Kral Antiochos Epiphanes dönemi (ölümü 1.Ö. 163) sikkelerinde bu
şehir, "Ca/lilıoeAntioch" ya da "güzel
akışlı (sıı)Antioch"
olarak da geçer (Segal 1970: 6). Aske- ri bir koloni merkezi olan Edessa'da, dönem içinde sikke
basılıyordu.Bu
şehir,
bölgeyi denetimi
altındatuta- bilen stratejik bir konuma sahipti. Bu dönemde Harran, l.Ö. 1. bindeki öne- mini
yitirmiş,Edessa
şehriaskeri ve idari merkez
özelliğiyleön plana
çıkmıştır. Edessa'nın
önemi,
Fıratnehri üzerindeki
Birecik/Zeııgnıave
Resim 3 18 Yüzyılın ilk yarısında Birecik Kalesi (Müller 1754)
Samosata (Samsat)' dan daha
doğuda bulunduğuiçin bahdan gelen
saldırılara karşı
daha güvenli bir noktada yer almasmdan gelmektedir.
Seleukoslar döneminde yeni planlamaya göre kurulan Harran
şehri "Carlıae'',
Rakka "Nikephorion"
ve Suruç
"Anthenıisa" adını almışhr (Işıltan1960: 13). Nizip ise
doğrudanEdessa'ya
bağlıdırve "Antioch Mgydonia" olarak
anılır(Segal 1970:
6). 1. Seleukos, bugünkü Birecik'in yerine
kurdurduğukente
eşininis- minden
dolayı "Apanıea" adıruver-
miş,
ancak kent "Mekadonopolis" ola- rak da
anılmıştır (Işıltan1960: 13;
Kürkçüoğlu 1992: 3). 1.Ö. 322'de, nehrin
karşısındave köprünün
diğerucunda, Geç Roma dönemi bo yunca da iskan
görmüş"Se/eukia (Zeug- ma /
Bel~ıs)"kenti
kurulmuştur(Jones 1971: 243). Dönem içinde 100 hektardan fazla bir
alanıkaplayan ve bir köprünün
bağladığıbu iki kent, çift
şehirolarak
çoğunluklabir- likte ele
alınnuşhr(Algaze 1992: 429).
Seleukoslar
Fıratnehri üzerinde, biri
Adıyaman yakınlarındaki Sanısat'ta, diğeri
Birecik'te olmak üzere iki köprü
inşa etmişlerdi.
Bu iki kentten Birecik, gü- ney
yollarıüzerinde
bulunduğu
için daha
işlek
bir merkez ko-
numundaydı. Fırat'ın batısındaki
birçok
yerleşime