İdare Hukuku
İdare hukuku esasen, idarenin/devletin hesap verme süreciyle başlamış ve hukuk devleti kavramı ile beraber gelişmiştir. Bu nedenle, idare hukukunun amacı devleti ve idare cihazını tahkim etmek ve bireylere karşı onu savunmak olmayıp, tersine, davranışları hukukça sınırlanmış ve öngörülebilir bir hukuki güç kullanan idareye ulaşmaktır.
İdare Hukukunun Özellikleri
* Genç bir hukuk dalıdır. Roma Hukuku gibi bir geçmişe sahip olmayıp, devletin modernleşme sürecinde ortaya çıkmıştır.
* Tedvin edilmemiş bir hukuk dalıdır.
* İçtihadi bir hüviyettedir. Yargı kararlarına dayanarak olgunlaşmıştır.
* Statü hukukudur; idare hukuku durumları akdi olmayıp, kanuni ve nizamidir.
* İdari işlemler tek taraflıdır; idare kamu gücüne sahiptir.
* İdare hukuku alanında doğan uyuşmazlıklar, ilke olarak idari yargıda karara bağlanır.
Bu konuda geniş bilgi ve açıklama için bkz. GÖZLER, s. 35 vd
İdare Hukukunun Kaynakları:
- Anayasa - Kanun
- Kanuna eşit hukuk kaynakları
- Düzenleyici idari işlemler (GÜNDAY, s. 37 vd)
Hukuk Devleti - İdare İlişkisi ve Türkiye Uygulaması
Yukarıda belirtmiştim, idare hukukunun genç bir hukuk dalı olması, devletin hukuk karşısında bağlı olması ve hesap verme süreciyle yakından ilgilidir. Bu açıdan, idare hukuku da, hukuk devletinden beslenir ve o kurumun amaçlarına yönelmiştir.
D. 2D, E. 2015/7531, K. 2016/1765, T. 14.4.2016: «T.C. Anayasası'nın 2. maddesinde belirtilen
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden olan "hukuk devleti" ilkesi, vatandaşlarına hukuk güvenliğini sağlayan, idarenin hukuka bağlılığını amaç edinen, buna karşılık kamu gücünün sınırsız, ölçüsüz ve keyfi kullanılmasını önleyen en önemli unsurlardan biridir.»
Konuyla ilgili olarak, anılan idare hukuku kitaplarının hemen hepsinde bilgi mevcuttur. Daha farklı bir yaklaşım örneği için, ekte yer alan makaleye bakmanız önerilir.