• Sonuç bulunamadı

Bursa ili, Yeni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bursa ili, Yeni"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bursa ili, Yenişehir ilçesi Burcun köyü sınırları içindeki Karadikendüzü mevkiinde yapılması planlanan Entegre Çimento Fabrikası’nın Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) yönetmeliği kapsamındaki Halkın Katılımı Toplantısı 16 aralık 2008 Salı günü Burcun köyü kahvehanesinde gerçekleştirildi.

Akros Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından hazine ve şahıslara ait 750 dekarlık arazinin satın alınmasıyla başlayan süreç ilk aşamada Toprak Koruma Kurulunun vermiş olduğu olumsuz rapor ile duraklamıştı.Toprak kurul üyelerinin bazılarının değişiminden sonra Kuruldan geçen proje alanı için , şirket yetkililerinin ifadesi; üye

değişikliğinden değil, 45 dekarlık mutlak tarım alanı olmasından dolayı kuruldan geçemediği, daha sonra bu 45 dekarlık alanın plandan çıkarılması sonrasında kurul onayı aldığı şeklinde olmuştu.

Türk-Rus ortaklı Akros şirketince yapılması planlanan çimento fabrikası için , 1/100.000 ölçekli planda orman alanı ve tarım arazisi olarak gözüken bölgenin plan değişikliği yapılarak çimento Üretim ve Depolama Alanı olarak değiştirilmesine itiraz eden çeşitli Meslek Odaları yaptıkları itirazın İl Özel İdaresi tarafından değerlendirilmemesi durumunda yargıya gideceklerini açıklamışlardı.Bursa İl Özel İdaresi binasında 23 Kasım-23 Aralık 2008 tarihleri arasında askıya çıkan plan değişikliklerine itirazlar Şehir Plancıları Odası, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu ve Bursa Barosu tarafından yapıldı.İtiraz dilekçelerinde ; bölgede çimento Üretim ve Depolama tesisi yapılması durumunda çevredeki tarım arazilerinin olumsuz yönde etkileneceği ve yapılan değişiklik ile tarım toprağının

korunmasının mümkün olmayacağı dile getirildi. İl Genel Meclisine yaptıkları itirazların olumsuz yanıt alması halinde Meslek Odaları yargı sürecini başlatacaklarını beyan etmişlerdi.

Çimento fabrikasının yapımı için açılan davalar devam ederken bir yandan da ÇED kapsamındaki Halkın Katılımı Toplantısı, Burcun ve civar köylerden başta olmak üzere Bursa’dan da çeşitli sivil toplum örgütleri temsilci ve üyelerinin katılımıyla 16 aralık günü gerçekleştirildi.

Başkanlığını İl Çevre Orman Müdürünün yaptığı toplantı gergin bir ortamda gerçekleşti. Gerginlik, köye girişte asılan ve çimento fabrikasını desteklediklerini beyan edenlerin , fabrikaya karşı çıkanları üstü kapalı bir şekilde tehdit eden pankartları ile ilk işaretlerini vermekteydi.Başkanın açış konuşmasından sonra ilk sözü alan BURçED Mühendislik Hizmetleri Ltd.Şti.yetkilisi proje hakkında bilgilendirmede bulundu.

İznik İlçesi'ne 28 km, Orhangazi İlçesi'ne 20 km, Yenişehir İlçesi'ne 20 km, Sölöz Köyü'ne 9 km, İznik Gölü'ne 7 km, Bayırköy Köyü'ne 3,5 km, Yeniköy'e 3 km, Burcun Köyü'ne 2 km, uzaklıkta kurulacak olan çimento fabrikasının ve hammadde olarak kullanılacak kil ve kalker alanlarının yerini tarif eden yetkili, fabrikanın "Kuru Sistem" ile

çalışacağını üretim sırasında “Atık Su” oluşmayacağını, suyun kapalı devre bir sistemle ve sadece makinelerin soğutulmasında kullanılacağını söyledi.Fabrikada sadece çalışanlardan kaynaklanacak olan evsel su atığı için bir arıtma tesisi kurulacağını söyleyen yetkili, fabrika sahasında yeraltı sularına karışacak kirli akışkanların kontrol altında tutulacağını ve az bir miktar olduğu için çevrenin su dengesini etkilemeyeceğini iddia etti. Kullanılacak su miktarı konusunda net bir rakam veremeyen yetkili ihtiyaç duyulan suyun yeraltından derin kuyu pompası ile alınacağını söyledi.

Baca gazlarıyla havaya salınacak kirletici gaz ve tozların karayolu araçları yada evlerin bacalarından çıkan kirli gazlardan çok daha az olacağını söyleyen yetkili, fabrikanın çevresini ve atmosferi hiçbir şekilde kirletmeyeceğini zira fabrikanın Türkiye’de emsali olmayan en son teknoloji ile kurulacağını iddia etti.

Çimento fabrikasının gündeme geldiği günden beri fabrika yetkililerinin devamlı olarak dile getirdikleri 500-600 kişiye istihdam sağlanacağı söylemini tekrarlayan Burçed yetkilisi, yaratılacak istihdam ve değersiz arazilerin fabrika sayesinde değerlenmesinin bölge için büyük bir kazanım olduğu yorumunu yaptı.Bilindiği üzere sürecin başlarında çevre ilçe ve köylerde fabrikanın kurulmaması yönünde geniş çaplı bir karşı kampanya örgütlenmiş fakat bu direnç arazilerin değerlerinin çok üzerindeki fiyatlarla satın alınması ve işgüçünün bu köylerden sağlanacağı yönündeki sözlerle kısmen kırılmış idi.Nitekim çevre köylerin muhtarları (Burcun Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin Açar, Selimiye Köyü Muhtarı Halim Kocaman, Yeniköy Muhtarı İsmail Ay, Paşayayla Köyü Muhtarı Salih Oruç, Fethiye Köyü Muhtarı Sebahattin Atlı, Kavaklı Köyü Muhtarı Salim Yılmaz, Kıblepınar Köyü Muhtarı Sadık Aydemir ve

Toprakocak Köyü Muhtarı Remzi Durmuş )yaptıkları ortak bir basın açıklamasında fabrikayı bölgeleri için bir nimet ve kurtarıcı olarak gördüklerini belirtmişler ,karşı çıkanları ise yatırımı baltalamak ve bölge köylülerinin

(2)

kazançlarıyla oynamakla suçlamışlardı.

ÇED Raporunun okunmasının ardından İl çevre ve Orman Müdürü, katılımcıların konuyla ilgili sorularını almak üzere izleyicilere söz verdi.çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilci ve üyeleriyle başta muhtarlar olmak üzere vatandaşlar söz olarak çimento fabrikasının kurulmasına muhalelet yada desteklerini bildiren konuşmalar yaptılar.Sorulan

soruların çoğunluğu Akros çimento Fabrikası Genel Müdürü Hakan Büyüksaraç ve ekibi tarafından yanıtlandı.Sivil örgüt temsilcileri genelde fabrikanın yerinin yanlışlığı ve gerek hammadde temini gerekse çimonto üretimi ile çevreye büyük bir müdahalede bulunulacağını dile getirirken toplantıya İstanbul’dan katılan Doğa Savaşçıları Derneği

yetkilisi ise bu yatırımı bölgeye zarardan çok fayda getireceği savıyla ve çevreye hiçbir olumsuz etkide bulunmayacağına inandıkları için desteklediklerini belirtti.

Doğader adına konuşan Orhan Sarıbal ve Caner Gökbayrak ürününün para etmediğini gören çiftçinin, tarımı terk etmeye, iş bulmak umuduyla atalarından kalan toprağı satmaya ve işçi olarak çalışmaya razı duruma getirildiğine vurgu yaparak ülkemizde çimento fabrikalarının mantar gibi çoğalmasının temelinde 2004 yılında değiştirilen Maden Yasasının etkili olduğunu belirtmişlerdir.

Tarım alanı, doğal alan demeden ülkemizin hemen her noktasını maden arama şirketlerinin insafına terk eden Maden Yasası, taş, mermer ve toprak ocaklarına maden niteliği kazandırmış ve bu sayede ülke genelinde binlerce ocak

açılmış ve açılmaya devam etmektedir.Kurulacak olan fabrikanın arazi sınırları içindeki kil ve kalker ocakları buranın hammaddesinin önemli bir bölümünü teşkil edecektir.Her nekadar şirket yetkilileri bu ocaklardan dinamitleme ile malzeme çıkarılmayacağını bunun için özel makinalar kullanılacağını söylese de kil ve kalkerin bulunduğu yerden çıkarılması ve taşınması sırasında çevre kirliliği yaratılacağı ve doğal ekosistemin tahrip edileceği bir gerçektir.Bunun yanısıra üretimde kullanılacak olan kömürün yaratacağı kirliliği , çevre ve sağlık yönüyle oluşacak riskleri tamamen bertaraf etmek mümkün değildir. Çimento fabrikalarında kullanılan kömür çoğunlukla Rusya üzerinden ithal

edilmektedir. Ülkemizden gerçekleştirilen çimento ihracatının en büyük pazarının da Rusya olması Rusya'nın kendi çimentosunu neden üretmediği konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır.Belki de Akros’un ortağının Rus olması ,kömürün ithalatı ve çimentonun ihracatında ana kaynağın neden Rusya olduğunun bir cevabı olabilir.

Dünya genelinde tüketilen enerjinin %5'i çimento sanayi tarafından tüketilirken ülkemizde bu oran %15 olup dünyada hiçbir sektör bu yoğunlukta enerji tüketmemektedir.Dolayısıyla her çimento fabrikası küresel ısınmayı önemli

düzeyde arttırmaktadır.

çimento fabrikasının ana yakıtı olan yıllık 500.000 ton kömürün yanı sıra atık yağlar,inorganik kimyasal

atıklar,rafineri atıkları,kullanılmış oto lastikleri,zirai atıklar ve endüstriyel atıklar da yakıt olarak kullanılacaktır.Bu tehlikeli atıkların yakılmasıyla zehirli gazlar ve Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK) havaya ,toprağa ve suya

karışabilmektedirler.Toprak ve suya karışan bu zehirler besin zinciri ile insan vücuduna girebilmekte ve yağ dokularında birikerek kanser başta olmak üzere birçok hastalığa neden olmaktadır.Keza çimento üretiminde açığa çıkan toz ve partiküller, fabrika çevresindeki yöre halkında ciddi solunum yolları hastalıklarına, kronik bronşit, astım, kalp ritim bozukluğuna neden olabileceklerdir.Toz ve partiküller, yörede yetişen bitki ve tarımsal ürünler üzerinde zarara neden olmakta, büyük ölçüde verim kaybı ile toprak niteliğinin bozulması gibi geri dönüşü olmayan sorunlara yol açmaktadır.Fabrika müdürü Büyüksaraç ,üretim esnasında toz ve partiküllerin % 99 unun kullanılacak filtreler ile tutulacağını, Türkiyedeki mevcut çimento fabrikalarının çevresinde görülen kirliliği eski teknolojiye bağlayarak, kendi fabrikalarının Türkiye’de emsali bulunmayan bir teknoloji ile kurulacağını ifade etmiştir. 69.000 m2 lik bir işletme alanına sahip olacak fabrikanın yıllık 4.000.000 ton çimento üreteceğini bunun 2.6 milyon tonunun dökme 1.4 miyon tonunun da 50kg lık torbalar şeklinde üreteceklerini söyleyen Büyüksaraç yatırımın 200 milyon dolara mal olacağını ve bunun %10 unun filtre sistemlerine harcanacağını beyan etmiştir.

Çeşitli olumlu yada karşı görüşlerin yer aldığı Halkın Katılımı Toplantısı İl çevre Orman Müdürünün bitiş konuşması ve köylülerin alkışları ile son bulurken fabrika yetkilileri ,muhtarlar ve yaş ortalaması 50 nin üzerinde olup

topraklarını iyi fiyata satmış olan yada fabrikada iş vaadedilen 2000 kişiden biri olacaklarını hayal eden köylüler mutlu bir şekilde toplantıdan ayrıldılar.

Doğa,çevre ve yaşamı savunanlar olarak ,eğer Burcun’daki fabrika destekçilerine, duymamak için kulaklarını kapattıkları ikazlarımızdan bir yada birkaç tanesini zorla duyurabildiysek ne mutlu bize. Zira şimdiki

(3)

şartlandırılmışlık ortamında değil ama, bundan yıllar sonra “yav onlar haklıydılar” dediklerini şimdiden duyar gibiyiz. Toprak,insanın geçmişi ve geleceğinin tek ve vazgeçilmez bağıdır. Anadır, üretendir, besleyendir. Bir karışı için uğruna savaş ve can verilendir.Sahibine atalarından geçen toprak onun çocuklarına ve torunlarına geleneği, göreneği, örfü, adeti ,bilgeliği ve kültürüyle geçer. Kendisi ve çevresi için nasıl bir bedel ödeyeceğini yıllar sonra öğreneceği fabrikadaki işin hayalinde olmak, toprağında ,geçinmek için yeter ürün üretemediğini öne sürerek ve geçmişiyle geleceği arasındaki köprüyü yıkarak toprağını satmak bu fabrika haricinde kimseye kalıcı bir fayda

sağlamayacaktır.Geçim derdinde olduğunu söyleyen köylü arazisinin bedeli olan parayı harcadıktan sonra elinde ne kalacak? Fabrika kurulacak, bölgeyi talan edecek, üretecek ihraç edecek para kazanacak ,peki ya köylü? Bu kardan hisse mi alacak? Fabrika ömrünü tamamladığında yada talan edeceği kil kalker malzemesi bittiğinde yada zarar ve iflas ettiğinde bölgenin yada köylünün durumu ne olacak ?

Soruları bir zincir gibi birbirine eklemek kolay ama bu soruların yanıtları şimdiden bilinemiyorsa , bu yatırımın Burcun için bir kurtarıcı değil ,bir muamma yumağı olacağını öngörmek yanlış olmayacaktır.

Arca Atay- Ekoloji Kolektifi 20 Aralık 2008

Referanslar

Benzer Belgeler

Konut alanlarında, sosyal donatı alanlarını desteklemek amacı ile ada ölçeğinde veya birkaç adanın birlikte projelendirilmesi halinde, toplam inşaat alanının %2’sini

Konut alanlarında, sosyal donatı alanlarını desteklemek amacı ile ada ölçeğinde veya birkaç adanın birlikte projelendirilmesi halinde, toplam inşaat alanının %2’sini

Parselasyon işlemine gelince; Dosyanın incelenmesinden, davacının, dava dilekçesinde 14.2.1996 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yanı sıra bu plana dayalı

• Yargılama konusu alanın hazineye ait olduğu, söz konusu alanda sayılan giderek azalan endüstri miraslarımızdan Türkiye’nin ilk bira fabrikası olan Bomonti Bira

Bu alanların havza içinde kalan kısımlarında İSKİ İçmesuyu Havzaları Yönetmeliği hükümleri geçerlidir. İçmesuyu havzalarının kısa, orta ve uzun mesafeli

V.49.Bu planda belirlenen yerleşmelere ilişkin imar planları, imar uygulaması yapılmış alanlar hariç, onaylı planların içinde bulunması muhtemel

AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu, "Ýski- lip-Derekargýn Göleti ve Sulamasýyla ilçeye ait 3 bin 960 dekar tarým arazisinin kapalý borulu þebe- ke ile yaðmurlama

Taksim Meydan ı ve çevresinin yoğun taşıt kullanımından arındırılarak meydan vasfının özellikle yaya kullanımının güçlendirilmesinde kamu yarar ı bulunduğunu