• Sonuç bulunamadı

Türkiye’de Bölgelerarası Tarımsal Gelişmişlik Farkının Ekonomik Göstergelerle Analizi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türkiye’de Bölgelerarası Tarımsal Gelişmişlik Farkının Ekonomik Göstergelerle Analizi"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

503

Türkiye’de Bölgelerarası Tarımsal Gelişmişlik Farkının Ekonomik Göstergelerle Analizi

Cennet OĞUZ1 Zuhal KARAKAYACI* ÖZET

Tarım sektörü son yıllarda yaşanılan küresel piyasa istikrarsızlıkları, ekonomik kriz, iklim değişiklikleri ve hayvan hastalıkları gibi tüm olumsuz koşullara rağmen üretim, istihdam, dış ticaret ve diğer sektörlere sağladığı katkılar ile ülke ekonomisindeki önemini daima korumuştur.

Türkiye’de Tarımsal Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2000 yılında 16.8 milyar TL iken 2009 yılında 78.3 milyar TL’ye yükselmiştir. Mutlak değerdeki bu artışa karşın diğer sektörlerin GSYH’nın tarım sektörüne göre daha fazla oranda artması nedeniyle toplam GSYH içerisindeki oranı genel olarak düşmektedir. Buna karşın 2009 yılında genel büyüme hızı %-4.7 iken tarım sektörünün büyüme hızı %3.6 olmuştur (dpt.gov.tr, 2010). Bu durum, tarım sektörünün içinde bulunulan kriz ortamından en az etkilenen sektör olduğunu göstermektedir. Toplam GSYH’ya katkı açısından bölgeler itibari ile farklılıklar görülmektedir. Bu farklılıklar bölgelerin uzmanlaşma alanlarına ve gelişmişlik düzeylerine göre değişiklik göstermektedir. Tarımsal üretim değerinin GSYH’ya oranı açısından en büyük payı Akdeniz Bölgesi almaktadır. Bitkisel üretim değeri açısından en yüksek katkı % 7.8 oran ile Antalya ilinden sağlanırken, hayvansal üretim değeri açısından ise % 7.2 oran ile Balıkesir ilk sırada yer almaktadır. Çalışmada illerin tarımsal sosyo- ekonomik yapıları, tarımsal üretim gelirleri ve GSYH’daki payları dikkate alınarak bölgeler arasındaki tarımsal gelişmişlik farklılıkları incelenmiş ve genel bir değerlendirme yapılmıştır.

Anahtar Kelimeler: GSYH, Tarımsal Üretim Değeri, Türkiye

ABSTRACT

Although, in recent years, it has occurring the entire negative conditions such as the global market instability, economic crisis, climate change and animal diseases, the agricultural sector is an important to contribute production, employment, foreign trade and other sectors and it is an important for the economy of the country. In Turkey, Agricultural Gross Domestic Product (GDP) was 16.8 billion TL in 2000 and it rose 78.5 billion TL in 2009. Despite this increase in absolute value, the increase in GDP of other sectors is more than GDP of agricultural sector. Therefore the rate of agricultural sector in the total GDP generally has fallen. Whereas in 2009, while overall growth rate is -4.7% and growth rate of agriculture sector is 3.6%. This situation shows that agricultural sector is at least affected sector. In respect of regions differences is seen in terms of contribution to total GDP. This differences change according to specializations of regions and development levels. In terms of GDP ratio of the value of agricultural production Mediterranean region has the biggest part. When in terms of the value of crop production the highest contribution is provided with 7.8 % in Antalya, in terms of the value of animal production with 7.2 % rate Balıkesir occur the first rank. In this study, considering agricultural socio-economic structures, agricultural production income and the share in GDP of cities, among regions agricultural development differences are observed and assessed in general.

Key Words: GDP, Agricultural Production Value, Turkey

GĐRĐŞ

Ekonomik ve sosyal gelişme, zaman ve mekan bakımından farklılık göstermektedir (Dinçer ve ark., 2003). Bölgelerarası gelişmişlik farkı, dünyanın birçok yerinde önemli bir sorun olarak görülmektedir. Sosyo-ekonomik açıdan ülkeler arasında gelişmişlik farkı olduğu gibi ülke içerisinde bölgeler arasında da farklılıklar bulunmaktadır (Andriotis, 2006). Türkiye’de de birbiri arasında farklılıklar bulunan bölgeler mevcut olup bu gelişmişlik farklılıkları birçok sosyal ve ekonomik sorunlara neden olmaktadır.

Tarım sektörü, ülke kalkınmasında olduğu gibi bölge kalkınmasında da ekonominin lokomotifi vazifesi görmektedir (Gündüz, 2006). Türkiye’de 2009 yılı ülke ekonomisi %4.7 oranında küçülürken tarım sektörü %3.6 oranında artış göstermiştir.

Tarım sektörünün milli gelirdeki oranı diğer sektörlere göre çok düşük oranda olmasına

1 Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Konya

(2)

504

rağmen 2009 yılında tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik kriz, birçok ülke ekonomisinin negatif seviyede kalmasına neden olmuştur. Ancak doğaya bağımlı olma özelliği ile 2008-2009 yıllarında iklimin tarım lehine seyretmesi ve insan beslenmesi için zaruri olan gıdanın ana materyali olması, tarım sektörünün küresel krizden en az seviyede etkilenmesine neden olmuştur.

Çalışmada bölgelerin gelişmişlik düzeyinin belirlenmesinde Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) değişkeni kullanılmıştır. GSYH değişkeni, ekonomik performansı ve gelir düzeyini yansıtan temel bir gösterge niteliğinde olması nedeniyle dikkate alınmıştır (Dornbusch ve Fischer, 1998). Avrupa Birliği ise gelişmişlik seviyelerini, GSYH ve işsizlik oranlarını esas alarak tespit etmekte ve elde edilen sonuçlara göre üye ülkelere yapısal fonlardan gerekli tahsisatı yapmaktadır (Elvan, 2002). Toplam nüfusun % 24’ünü oluşturan kırsal kesimin geçim kaynağı olan tarımsal üretimin ekonomik değeri ve tarımsal üretim değerinin GSYH içerisindeki oranı, tarımsal gelişmişlik açısından önem taşımaktadır. Zira tarım ekonomisi bilim dalının genel amaçlarından biri olan kırsal nüfusun refah düzeyine ulaşmasında ekonomik gelişmişlik, vazgeçilmez bir faktördür.

BÖLGELERARASI SOSYO-EKONOMĐK GELĐŞMĐŞLĐK FARKI

Bölgelerarası sosyo-ekonomik gelişmişlik farklarını azaltabilmek amacıyla 1968 yılından beri, yöresel teşviklerin verildiği Türkiye’de, hangi yörelere (illere) teşvikler verileceğinin belirlenmesi amacıyla, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik endeks çalışmaları yapılmaktadır. Đlk kez 1970 yılında yapılan ve belirli dönemlerde yinelenen bu endeks çalışmalarının sonuncusu 2003 yılında yapılmıştır. Başta imalat, inşaat, tarım, mali gibi ekonomik ve nüfus, istihdam, eğitim, sağlık, altyapı gibi sosyal olmak üzere 58 değişkenin göz önüne alındığı çalışmada, bölgesel farklılaşmanın boyutunu vurgulayabilmek için 81 il baz alınmıştır (Dinçer ve ark., 2003).

Şekil 1. Đller itibariyle sosyo-ekonomik gelişmişlik indeksi (2003).

Sosyo-ekonomik gelişmişlik indeksi -1.44 ile 4.80 arasında değişim göstermekte olup en yüksek indeks değeri Đstanbul iline aittir. En düşük ve negatif düzeyde indeks değerleri genel olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri illerinde görülmektedir. En düşük indeks ise Muş iline aittir. Đller itibariyle sosyo-ekonomik gelişmişlik indeksini gösteren haritada gruplar, DPT tarafından oluşturulmuş olan gelişmişlik düzeyleri baz alınarak düzenlenmiştir.

(3)

505

TÜRKĐYE’DE SEKTÖRLER ĐTĐBARĐYLE EKONOMĐK DEĞĐŞĐM Bir ekonomide, belirli bir dönemde, ülkede yerleşik üretim birimleri tarafından üretilen nihai mal ve hizmetlerin değerlerinin toplamı GSYH vermektedir (Parasız, 2003).

GSYH, ülkedeki ekonomik faaliyetlerin genel düzeyini göstermesi bakımından en fazla kullanılan değişkendir. Bir ülkenin ekonomisini tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörleri oluşturmaktadır. Tarım sektörünün ülke ekonomisindeki yerini vurgulamak açısından GSYH içerisindeki sektörlerin değeri ve payı, büyüme hızları çizelge 1’de verilmiştir.

Çizelge 1. Sektörler itibariyle GSYH ve büyüme hızı.

Tarım Sanayi Đnşaat Hizmetler Toplam

2005 60 713 747 119 680 175 28 694 134 362 626 414 571 714 470 2006 62 662 754 139 345 436 35 849 263 430 560 812 668 418 265 2007 64 331 717 152 384 047 41 013 267 496 655 511 754 384 542 2008 72 274 585 187 817 437 44 657 644 645 784 584 950 534 250

GSYH (Cari Fiyatlarla)

2009 78 394 837 179 740 735 36 594 333 659 240 957 953 970 862

2005 9.4 20.3 4.4 65.9 100.0

2006 8.3 20.1 4.7 66.9 100.0

2007 7.6 20.0 4.9 67.5 100.0

2008 7.6 19.8 4.7 67.9 100.0

GSYH Đçindeki Payı (%)

2009 8.2 18.8 3.8 69.1 100.0

2005 7.2 8.6 9.3 8.4 8.4

2006 1.4 8.3 18.5 6.1 6.9

2007 -6.7 5.8 5.7 6.0 4.7

2008 4.3 0.3 -8.1 1.3 0.7

Büyüme Hızı (%)

2009 3.6 -6.9 -16.3 -3.9 -4.7

Kaynak: tuik.gov.tr, dpt.gov.tr, 2010

Küresel krizin 2008 yılı sonunda Türkiye ekonomisine yansımasıyla yıllık büyüme hızı % 0.7’ye gerilemiştir. Krizin etkileri 2009 yılında kendini daha da hissettirmiş ve 2002-2008 döneminde yılda ortalama % 5,8 büyüyen ekonomi, 2009 yılı sonu itibariyle % 4.7 küçülme göstermiştir. Aynı dönemde gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde % 3,2 oranında küçülme meydana gelmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde ise % 2,4 oranında büyüme meydana gelmesi sonucunda dünya hasılasında toplam küçülme % 0,6 olarak gerçekleşmiştir. Gelişmiş ülkeler içerisinde küresel kriz ortamından en fazla etkilenen ülke % 5,2’lik küçülme ile Japonya olurken, gelişmekte olan ülkeler içerisinde ise Rusya % 7,9 oranında küçülmüştür (Anonim, 2010).

Sektörlerin büyüme hızlarına bakıldığında tek büyümenin tarım sektöründe gerçekleştiği görülmektedir. Ancak tarımın milli gelir içindeki payı düşük olduğu için büyümeye katkısı fazla olmamıştır. Tarım sektörü 2009 yılı itibariyle GSYH içerisinde

%8.2 paya sahiptir. Tarımın GSYH içerisindeki payı yıllar itibariyle düşüş eğiliminde iken 2009 yılında küresel krizden dolayı sanayi ve inşaat sektörlerinde meydana gelen gerilemenin de etkisiyle %0.6 artış göstermiştir. Tarım sektörünün 2007 yılında, GSYH içindeki payının gerilemesinin ve büyüme hızının negatif olarak seyretmesinin en büyük nedeni ise kuraklıktır.

TÜRKĐYE’DE EKONOMĐK AÇIDAN TARIMSAL GELĐŞMĐŞLĐK

Bir ülke ekonomisi açısından, bölgeler arasında dengeli bir gelişmenin sağlanması büyük önem arz etmektedir. Bu dengenin, ekonominin temeli olan bütün sektörler itibariyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Özellikle toplam nüfusun yaklaşık dörtte birini oluşturan kırsal nüfusu, ekonomik ve beslenme açısından doğrudan etkileyen tarım sektöründeki gelişmeler önem taşımaktadır.

Türkiye tarım işletmelerinin %84’ü 100 da’ın altında, %65’i 50 da’ın altında işletme arazisine sahiptir. Dolayısıyla Türkiye tarım işletmeleri küçük ölçekli işletmeler olup, öz tüketime yönelik üretim ağırlıklıdır. Bu işletmeler, bu yapıları ile piyasaya entegre olamamışlardır. Bu nedenle ekonomik krizden en az düzeyde etkilenmişlerdir.

(4)

506 Çizelge 2. Bölgeler itibariyle tarımsal üretim değeri.

Hayvansal Üretim Değeri (bin TL)

Bitkisel Üretim Değeri (bin TL)

Tarımsal Üretim Değeri (bin TL)

Akdeniz Bölgesi 1 775 876 14 114 031 15 889 907

Ege Bölgesi 4 543 988 9 219 600 13 763 588

Doğu Anadolu Bölgesi 2 401 199 2 493 280 4 894 479 Güneydoğu Anadolu

Bölgesi

1 100 076 5 742 270 9 842 346

Đç Anadolu Bölgesi 3 844 266 9 002 849 12 847 115

Karadeniz Bölgesi 4 189 124 7 380 207 11 569 331

Marmara Bölgesi 5 197 606 8 324 084 13 521 690

Türkiye 23 052 135 56 276 321 79 328 456

Kaynak: TKB, 2007

Türkiye’nin sahip olduğu geniş ürün yelpazesi sayesinde, toplam tarımsal üretim değerinin % 89’unu bitkisel üretim değeri oluşturmaktadır. En fazla tarımsal üretim değeri ise % 20 oranla Akdeniz Bölgesinden sağlanmaktadır. Akdeniz Bölgesini Ege ve Marmara Bölgeleri (%17) izlemektedir. Hayvansal üretim değerinde ilk sırayı Marmara Bölgesi alırken (%23), bitkisel üretim değerinde ilk sırayı Akdeniz Bölgesi (%25) almaktadır. Modern tavukçuluğun yapıldığı Marmara Bölgesi, Türkiye beyaz et üretiminde önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca küçükbaş hayvancılık ta yaygın olarak yapılmaktadır. Akdeniz Bölgesinde ekonomik değeri yüksek birçok ürün olması, modern tarım tekniklerinin uygulanması ile yüksek verimli üretimin sağlanması, bitkisel üretim değerinin yüksek olmasında etkili olmuştur.

Şekil 2. Đller itibariyle hayvansal üretim değeri

Türkiye’de en fazla hayvansal üretim değerine sahip olan iller sırasıyla Balıkesir, Đzmir, Bolu ve Konya’dır. Bu dört ilin toplam hayvansal üretim değeri, Türkiye’nin toplam hayvansal üretiminin %24’ünü oluşturmaktadır. Bu illerdeki hayvansal üretim değeri büyük oranda tavukçuluk sektöründen sağlanmaktadır. Ayrıca Đzmir ve Konya illerinde küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık ta yoğun olarak gelir sağlamaktadır.

Türkiye’de bitkisel üretimde olduğu gibi hayvansal üretimde de çeşitlilik görmek mümkündür. Küçükbaş ve büyükbaş hayvanların dışında ekonomik olarak kümes hayvancılığı, arıcılık, ipek böcekçiliği ve su ürünleri yetiştiriciliği de yaygın olarak yapılmaktadır.

(5)

507

Şekil 3. Đller itibariyle bitkisel üretim değeri

Bitkisel üretim değerinin en fazla elde edildiği iller ise sırasıyla Antalya, Mersin, Adana ve Đzmir’dir. Bu dört ilin toplam hayvansal üretim değeri, Türkiye toplam hayvansal üretim değerinin %22’sini oluşturmaktadır. Şekil 3’e bakıldığında bitkisel üretim değerinin Doğu Anadolu Bölgesinde en az oranda olduğu görülmektedir. Bu durum, Doğu Anadolu Bölgesi’nin toprak ve iklim yapısından kaynaklanmaktadır.

Şekil 4. Đller itibariyle tarımsal üretim değerinin GSYH içindeki oranı (%)

Đllerin ekonomik olarak gelişmişlik düzeyini en iyi şekilde ifade edebilecek kriter GSYH’dır. Tarım sektörünün iller itibariyle ekonomik önemini vurgulamak amacıyla illerin tarımsal üretim değerinin GSYH içerisindeki oranı belirlenmiştir. Tarımsal üretim değerinin GSYH içindeki oranı en fazla olan il % 55 oran ile Antalya’dır. Antalya’yı sırasıyla Mersin (% 45), Đzmir (% 42) ve Konya (%37) illeri izlemektedir. Bu durum, söz konusu illerin ekonomisinde tarım sektörünün büyük payı olduğunu göstermektedir.

Sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan Doğu Anadolu illerinde GSYH içerisinde tarımın payı %1-5 oranındadır.

(6)

508

Şekil 5. Kırsal alanda kişi başına düşen tarımsal üretim değeri

Türkiye gibi gelişmekte olan ve tarım sektörü ülke ekonomisinin önemli bir oranını oluşturan ülkelerde kırsal nüfus önemli bir yer almaktadır. Kırsal nüfusun geçim kaynağı tarım olup, refah düzeyinin yükseltilebilmesi açısından kişi başına düşen tarımsal üretim değeri önem arz etmektedir. Türkiye’de kırsal alanda kişi başına düşen tarımsal üretim değeri en fazla olan il 15.180 TL (9.800 $) ile Bolu’dur. Đkinci sırada ise 14.665 TL (9.461 $) ile Karaman ili bulunmaktadır. 2006 yılı kişi başına düşen Gayrisafi Katma Değeri (GSKD)∗, Bolu ilinin içinde bulunduğu TR42 Bölgesi2 için 9.622 $, Karaman ilinin içinde bulunduğu TR52 Bölgesi3 için 4.938$ olarak belirlenmiştir. Bolu ilinin kişi başına düşen tarımsal üretim değerinin, kişi başına düşen GSKD ile çok fazla fark olmaması tarım sektörünün de diğer sektörler ile aynı oranda öneme ve paya sahip olduğunu göstermektedir. Karaman ilinde ise kişi başına düşen tarımsal üretim değeri, kişi başına düşen GSKD’e göre çok yüksek olup, bu durum Karaman ilinin ekonomik olarak tarıma büyük oranda bağlı olduğunu ifade etmektedir. Buna karşın kişi başına düşen tarımsal üretim değeri en düşük olan iller ise Đstanbul, Van ve Isparta olarak belirlenmiştir.

SONUÇ VE DEĞERLENDĐRME

Tarım sektörünün ülke ekonomisindeki payı nispi olarak azalma gösterse de gıda gereksinimini sağlaması ve dış ticarete, istihdama ve diğer sektörlere katkı sağlaması ile her zaman önemini korumaktadır. Özellikle son yıllarda yaşanan iklimsel değişiklikler ve küresel kriz gibi dış etkenlere rağmen tarım sektöründe gerçekleşen ekonomik gelişmişlikler ve iller itibariyle tarımsal üretim değeri açısından farklılıklar bu çalışmada analiz edilmiştir. Sektörler itibariyle GSYH’daki değişime bakıldığında genel olarak tarımdan sanayi ve hizmet sektörlerine doğru bir kaymanın olduğu görülmektedir. Tarım sektörünün GSYH içerisindeki payında özellikle 2006-2007 yıllarında yaşanan kuraklıkların etkisiyle, yıllar itibariyle bir dalgalanma söz konusudur. Buna karşın, 2008 yılı sonundan itibaren Türkiye’yi de etkileyen küresel kriz dikkate alındığında tarım sektörünün en az etkilenen sektör olduğu anlaşılmaktadır. Diğer sektörlerin krizin etkisiyle GSYH içindeki oranı azalma gösterirken tarım sektöründe aksine bir artış söz konusu olmuştur.

Tarımsal üretimi ekonomik olarak değerlendirirken tarımsal üretim değeri dikkate alınmıştır. Türkiye’nin toplam tarımsal üretim değerinin %89’u bitkisel üretimden karşılanmaktadır. Tarımsal üretim değeri bölgeler itibariyle incelendiğinde, bitkisel üretim değeri ve toplam tarımsal üretim değeri açısından ilk sırayı Akdeniz Bölgesi

Gayrisafi Katma Değerin GSYH’dan farkı, KDV ve ÖTV gibi ürün üzerinde bulunan vergileri içermemesidir.

2 TR42 Bölgesi Đlleri: Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova

3 TR52 Bölgesi Đlleri: Konya, Karaman

(7)

509

alırken hayvansal üretim değeri açısından Marmara Bölgesi almaktadır. Doğu Anadolu Bölgesi’nde hem bitkisel üretim değerinin hem de hayvansal üretim değerinin Türkiye ortalamasının altında olduğu dikkat çekmektedir. GSYH içerisinde tarımsal üretim değerinin payı en yüksek olan il, Antalya olarak belirlenmiştir. Bu durum, Antalya’nın ekonomisinde tarım sektörünün büyük bir payı olduğunu göstermektedir. Kişi başına düşen tarımsal üretim değerine bakıldığında ise ilk sırayı Bolu ve Karaman illeri almaktadır.

Tarım sektörünün ulusal gelir içerisindeki payı, gelişmiş ülkelerin ulusal gelirlerindeki orana göre çok düşük düzeydedir. Ancak dünyanın en büyük tarım potansiyeline sahip ülkelerinden biri olarak Türkiye’nin tarım sektörünün payını azaltmak yerine, tarımda yapısal problemlerini çözmeli ve kurumsal alanda daha güçlü olmalıdır.

Zira tarım sektörü, mevcut doğal zenginliklerin sayesinde sanayi sektörüne, dış ticarete ve istihdama sağladığı katkılarla ekonominin ana sektörü olma özelliğini korumaktadır.

KAYNAKLAR

Andriotis K., 2006. Researching the Development Gap Between The Hinterland And The Coast-Evidence From The Island of Crete, Tourism Management Volume 27, Issue 4, August , Pages 629-639.

Anonim, 2010. 2009 Ekonomik Rapor, TOBB Yayını, Yayın No: 2010/110, Ankara.

Dinçer B., Özaslan M., Kavasoğlu T., 2003. Đllerin ve Bölgelerin Sosyo-ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, DPT Yayını, Yayın No: 2671, Ankara.

Dornbusch R. ve Fischer S. 1998. Makroekonomi, Birinci Basım, Çeviri, McGraw-Hill – Akademi Ortak Yayını, Đstanbul.

Elvan L., 2002. Türkiye’de Bölgelerarası Đktisadi Gelişmişlik Farklarının GSYĐH (Đller Endeksi) Esas Alınarak Karşılaştırılması, Planlama Dergisi, Özel Sayı, Ankara.

Gündüz A. Y., 2006. Bölgesel Kalkınma Politikası, Ekin Kitabevi, Bursa.

Parasız Đ., 2003. Makro Ekonomi Teori ve Politika, Sekizinci Baskı, Ezgi Kitapevi, Bursa.

http://www.dpt.gov.tr/DPT.portal , 2010.

http://www.tuik.gov.tr , 2010.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sayısal görüntü işleme (digital image process ) yada sayısal görüntü analizi (digital image analysis) insan görme sisteminin işleyişini taklit ederek nesnelere ait

Bu şekilde ifadelerde görüntü siyah-beyaz renk tonlarından meydana geliyorsa, görüntü üzerindeki her bir nokta gri-düzey skala üzerindeki renk değerleriyle ifade

 Birinci basamak optik ve termal dalga boylarının dijital görüntü alım sensörleri ile alımına dayanan bir görüntü analiz sisteminin dizaynından oluşur..  İkinci

Elmaların Hasat Sonrası Zedelenmelerine İlişkin Çarpma Parametrelerinin ve Zedelenme Hacmi Belirleme Yöntemlerinin Karşılaştırılması. Tarımsal

Beş ana başlık altında 21 bölümden oluşan kitap kırsal kalkınmaya ilişkin kavramsal tartışmaların yanı sıra, kırsal turizme ilişkin deneyimleri içeren

2000 Kasım ve 2001 Şubat krizi Türkiye ekonomisinde yaşanan bir kriz olmasına karşın 2007 yılında küresel kuraklığın sonucunda ortaya çıkan gıda krizi ve ilk

Amaç: Isparta'da alerjik rinitli olgulardaki alerjen dağılımı, sorumlu alerjen sıklığının yıllar içinde değişip değişmediğini ve test sonuçlarının

Dolaylı enerji girdileri; kimyasal gübreler, tarım ilaçları, tarım alet ve makinaları, sera ve hayvan barınakları gibi tarımsal yapıların yanı sıra, tohum ve yem