• Sonuç bulunamadı

Abbasilerde Din Bilimleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abbasilerde Din Bilimleri"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Abbasilerde Din Bilimleri

(2)

Abbâsîler’in ilk asırlarında bütün bilimlere ilgi duyulmuş ve bilimsel alanda olağanüstü

ilerlemeler kaydedilmişti. Bilginlerin çoğu din bilimleriyle meşgul oldu. Abbâsîler dönemi

âlimlerinin meşgul olduğu din ilimlerinden biri kıraat’dır. Bu ilim, Kur’an tefsirinin ilk aşaması sayılır. Kıraat, Kur’an’ın okunmasıdır. Farklı

okunuşların ortaya çıkmasındaki neden, Arap yazısının özelliği ile ilgilidir. Çünkü her

kelimenin yazılışı, noktaların, harflerin altında veya üstünde oluşuna göre farklı şekillerde okunur. Yedi farklı kıraat, imamlarının ismiyle temsil ediliyordu.

(3)

Kur’an’ı anlama ve yorumlama faaliyeti olan tefsir’in bir ilim haline gelişi ve metotlarının ortaya konuluşu da Abbâsîler döneminde

olmuştur. Kur’an’ın tamamının ayetlerin sırasına göre tefsiri ilk defa bu dönemde el-Ferrâ (ö.

207/824) tarafından yapılmıştır. İlk tefsir çığırını başlatan el-Ferrâ, özellikle nahiv ilmînde devrinde otorite kabul edilmişti. Halife Me’mûn’un

oğullarına hocalık yapmış, astronomi, tıp, kelâm ve felsefe ile de meşgul olmuştur. Dört ciltlik

Meani’l-Kur’ân adlı tefsiri dil kuralları açısından müfessirlere kaynaklık teşkil etmiştir. Abbâsîler döneminde tefsir bağımsız bir bilim haline

gelmiştir.

(4)

İslam hukukunun ikinci kaynağı olan hadîs, Hz. Muhammed’in sözlerini içerir. Abbâsîler

döneminde büyük hadîs imamları yetişmiştir. İmam Malik

(ö.179/795), Muhammed b. İsmail el-Buharî (ö. 256/869), Müslim b.

Haccac el-Kuşeyrî (261/874) büyük şöhret kazanmışlardı.

 

(5)

Müslümanlar bu dönemde hukuk ilmîni geliştirmiş ve bundan da bağımsız bir

sistem olan fıkıh ilmîni ortaya çıkarmıştır.

Dört büyük fıkıh imamı olan Ebû Hanife (ö.

150/767), İmam Malik, Şafiî (ö. 204/819), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855) Abbâsîler

döneminde yaşamıştır. Hukuk ilmî üzerinde yapılan çalışmalar sonucu iki temel esas

ortaya atılmıştı. Kıyas, yani kuralların

mukayesesi yoluyla toplumda ortaya çıkan yeni ihtilafları çözme ve İcma, yani

uzmanların görüş birliği.

(6)

Abbâsîler döneminde İslam bilginlerinin meşgul olduğu diğer bir din bilimi de

kelâm idi. Kelâm, iman esaslarını

savunma ve delilleriyle tartışmayı içerir.

İnançla ilgili görüş farklılıkları nedeniyle her fırka ilke ve inançlarını savunmaya başlamış ve muhaliflerinin inançları

hakkındaki delilleri çürütmeye

çalışmışlardı. Değişik gruplara mensup kelâm bilginleri arasındaki ilmî

münazaralar halifelerin sarayında,

mescidlerde ve Beytülhikme’de yapılırdı.

(7)

Züht ve takva temeline dayalı

tasavvuf hareketinin gelişmesi de

Abbâsîler dönemine rastlar. Tasavvufun gerçek kurucuları sayılan Ma’rûf el-

Kerhî (ö.815), Zünnûn el-Mısrî (246/861), Cüneyd-i Bağdâdî, (ö.

298/911) Bâyezîd el- Bistâmî

(ö.261/875), Sehl b. Abdullah et-Tusterî (ö.283/896), Hüseyin b. Mansûr el-

Hallâc (ö.309/922) gibi sufilerin birçoğu

Abbasî döneminde yaşamışlardır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kur‟an-ı Kerim insanın yaratılıĢı ve insanın yeryüzündeki yaĢamı hakkında ayet-i kerimelerde açıklamalarda bulunmuĢtur. Bu baĢlıkta, insanın

Kültür endüstrisinin asıl etkisi aydınlanma karşıtlığında kendini göstermektedir ve doğa üstündeki gittikçe artan teknik egemenlik olarak aydınlanma,

Meselâ, az önce geçen sihir âyetinde, Ebû Hanife ’nin; Müslüman veya zımmi, kadın veya erkek her kim olursa olsun sihir yapanın öldürülmesi gerektiği görüşünde

A) Biyolojik yasa B) Ekonomik yasa C) Toplumsal yasa D) Fiziksel yasa.. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi İşleyen Zeka Yayınları. Kader

el-Ezdî lügatle tefsir yaparken zaman zaman Kur’an’ın Kur’an ile tef- sir metoduna başvurarak yaptığı tefsirleri teyid etmeye

 Her şey ancak Allah’ın yardımıyla olur!. 

Bu açıklamaların geçtiği Bakara 2/3, İslâmoğlu Meali’nde şu şekilde yer almaktadır: “O hidayete erenler ki, idraki aşan hakikatlere bütünüyle iman

Dil bir yönüyle tarihin tezahür alanÖ ve taûÖyÖcÖsÖ olarak sabit bir mahiyet arz ediyorsa da, diøer yönüyle daimi bir inûa süreci içerisindedir; çünkü; bir insan için