• Sonuç bulunamadı

Aort koarktasyonu cerrahi tedavisi: Yirmi y›ll›k deneyimSurgical management of coarctation of aorta: 20-years experience

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aort koarktasyonu cerrahi tedavisi: Yirmi y›ll›k deneyimSurgical management of coarctation of aorta: 20-years experience"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Background: The types of surgical treatment, and early and late follow-up results were retrospectively analysed in patients operated for coarctation of the aorta.

Methods: Seventy five patients (48 males, 27 females; mean age 21.05±11.98 years; range 2 month to 54 years) were operated for aortic coarctation between 1985 and 2004. Seven patients (9%) were in the infantile period, whereas 6 patients (8%) were older than 40 years. The most common presenting symptom was malaise and the most common additional pathology was aortic valve pathology in 12 patients. Forty one patients (54%) had graft aortoplasty with teflon graft, 28 (37%) had bypass grafting with PTFE graft, 1 (1.3%) had tubular graft interposition, 5 (6.6%) had resection and end-to-end anastomoses and 12 patients had undergone resection of the membrane on the posterior wall. Results: There were 2 early and 2 late deaths (2.6% for each). Two had delayed wound healing due to infection. Chylothorax developed in one patient and pneumothorax in another one. Urgent reoperation for bleeding was performed in 2 patients. Recoarctation after resection and end-to-end anastomosis was detected in one patient that was reoperated after 4 years. Mean duration of hospital stay was 7.53±5.83 days and mean duration of follow-up was 62.31±53.96 months. Fifty seven (76%) patients had hypertension pre-operatively, but in the postoperative period, only 10 patients had hypertension necessitating medical therapy.

Conclusion: Mean age of coarctation patients undergoing surgical treatment is high in our country. Despite the con-flict on benefits of surgery in adulthood, our experiences show that advanced age does not bring additional prob-lems and these patients may also benefit from surgery. However, these patients must be kept under regular sur-veillance for potential problems in long term.

Key words: Aortic coarctation/surgery; heart defects, congenital; surgical procedures, operative/adverse effects.

Aort koarktasyonu cerrahi tedavisi: Yirmi y›ll›k deneyim

Surgical management of coarctation of aorta: 20-years experience Hasan Basri Erdo¤an, Hasan Ardal, Suat Nail Ömero¤lu, Denyan Mansuro¤lu, Adil Polat, Ak›n ‹zgi,

Arzu Antal, Mesut fiiflmano¤lu, Mehmet Balkanay, Gökhan ‹pek, Esat Ak›nc›, Cevat Yakut Kartal Kofluyolu Yüksek ‹htisas E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Klini¤i, ‹stanbul

Amaç: Bu çal›flmada aort koarktasyonu nedeniyle ameli-yat edilmifl hastalar›n cerrahi tedavi flekilleri ile erken ve geç dönem takip sonuçlar› incelendi.

Çal›flma plan›: 1985 ile 2004 y›llar› aras›nda 75 hasta (27 kad›n, 48 erkek; ort. yafl 21.05±11.9; da¤›l›m 2 ay-54 y›l) aort koarktasyonu tan›s›yla ameliyat edildi. Yedi hasta (%9) infantil dönemdeyken, 40 yafl ve üzeri alt› hasta (%8) bulunmaktayd›. En s›k baflvuru yak›nmas› halsizlikti. En s›k rastlanan ek kardiyak patoloji (12 hasta) aort kapakla ilgiliydi. K›rk bir hastada (%54) teflon yamayla greft aor-toplasti, 28 hastada (%37) tübüler PTFE greftle bypass, bir hastada (%1.3) PTFE tübüler greft interpozisyonu, befl hastada (%6.6) rezeksiyon ve uç uca anastomoz yöntemle-ri kullan›ld›. Hastalar›n 12’sinde posteyöntemle-rior duvardaki membran rezeksiyonu yap›ld›.

Bulgular: ‹ki hastada (%2.6) erken, iki hastada (%2.6) geç mortalite gözlendi. ‹ki hastada enfeksiyon nedeniyle yara iyileflmesi gecikti. Bir hastada flilotoraks, bir hastada pnö-motoraks geliflimi oldu. ‹ki hasta anastomoz yerinde kana-ma nedeniyle revizyona al›nd›. Bir hasta rekoarktasyon nedeniyle dört y›l sonra tekrar ameliyat edildi. Hastanede kal›fl süresi ortalama 7.53±5.83 gün, takip süresi 62.31±53.96 hasta-ay› olarak bulundu. Ameliyat öncesi dönemde 57 hastada (%76) hipertansiyon varken, ameliyat sonras› dönemde sadece 10 hastada (%13) tedavi gerekti-ren hipertansiyon saptand›.

Sonuç: Ülkemizde aort koarktasyonu nedeniyle cerrahi te-davi uygulanan hastalar›n yafl ortalamas›n›n yüksek oldu¤u gözlenmektedir. ‹leri yaflta olman›n aort koarktasyonu cerra-hi tedavisinde önemli sorun oluflturmad›¤›n› ve bu hastalar›n cerrahiden fayda gördü¤ünü düflünmekteyiz. Ancak cerrahi giriflim sonras› geç dönemde geliflebilecek komplikasyonlar yönünden bu hastalar düzenli kontrol alt›nda olmal›d›rlar. Anahtar sözcükler: Aort koarktasyonu/cerrahi; konjenital kalp hastal›¤›; cerrahi prosedür/yan etki.

Gelifl tarihi: 24 Mart 2004 Kabul tarihi: 23 May›s 2005

(2)

Aort koarktasyonu tüm do¤ufltan kalp hastal›klar› içinde %8-10 oran›nda gözlenen bir malformasyondur ve erkek cinsiyette iki kat fazla rastlanmaktad›r. Tedavi edilmemifl aort koarktasyonlu hastalarda hipertansiyona ba¤l› yüksek mortalite ve morbidite görülmektedir. Or-taya ç›kabilecek komplikasyonlar aras›nda; kalp yeter-sizli¤i, intrakraniyal kanama, aort rüptürü, enfektif en-dokardit ve miyokard infarktüsü vard›r. Hastal›¤›n do-¤al seyri içinde tedavi edilmemifl hastalar›n ço¤unun 50 yafl›ndan önce kaybedildi¤i bilinmektedir.[1]

Aort koark-tasyonunun ilk baflar›l› cerrahi tedavisi 1945 y›l›nda Crafoord ve Nylin[2]

taraf›ndan rezeksiyon ve direkt uç uca anastomoz tekni¤i ile gerçeklefltirilmifltir. Bu ilk ba-flar›l› cerrahi onar›m›n üzerinden geçen 60 y›l içinde aort koarktasyonunun cerrahi tedavisinde de¤iflik tek-nikler tan›mlanm›fl ve uygulanm›flt›r. Vosschulte[3]

yama greft aortoplasti yöntemini, Waldhausen ve Nahrwold[4]

subklavyan flep arteriyoplasti yöntemini tarif etmifltir. Bu çal›flmada klini¤imizde uygulanan cerrahi tedavi fle-killeri ile hastalar›n erken ve geç dönem sonuçlar› ince-lendi.

HASTALAR VE YÖNTEMLER

Hastanemizde 1985 ile 2004 y›llar› aras›nda 75 has-ta (27 kad›n, 48 erkek; ort. yafl 21.05±11.98; da¤›l›m 2 ay-54 y›l) aort koarktasyonu tan›s›yla ameliyat edildi. Hastalar›n yedisi infantil dönemdeydi, 11-30 yafl aras›n-da 47 hasta ve 40 yafl üzerinde alt› hasta vard›.

Baflvuru yak›nmalar› 27 hastada halsizlik, 22 hasta-da bafl a¤r›s›, 21 hastahasta-da nefes hasta-darl›¤›, 11 hastahasta-da klodi-kasyo intermitans, 10 hastada çarp›nt›, alt› hastada gö-¤üs a¤r›s› ve bir hastada hemoptizi olarak saptand›. Fi-zik muayenede en s›k rastlanan bulgu 57 hastada (%76) görülen sistemik hipertansiyondu. Ameliyat öncesi dö-nemde hipertansif hastalara en az üçlü antihipertansif tedavi (beta bloker, kalsiyum kanal antagonisti ve anji-yotensin dönüfltürücü enzim inhibitörü) verildi ve yeter-li olmad›¤› durumlarda alfa bloker eklenmek suretiyle tedavileri düzenlendi. Di¤er rastlanan bulgular aras›nda devaml› üfürüm hastalar›n 56’s›nda (%74.67), sistolik üfürüm ise hastalar›n alt›s›nda (%8) görüldü. Yirmi üç (%30.67) hastada konjestif kalp yetersizli¤i bulgular›, 18 (%24) hastada iki radiyal nab›z aras›nda farkl›l›k, 49 (%65.33) hastada üst ekstremite ile alt ekstremite ara-s›nda tansiyon fark› saptand›. Telekardiyografide 69 hastada (%92) kotlarda çentiklenme, elektrokardiyogra-fide 71 hastada (%94.67) sol ventrikül hipertrofisi gö-rüldü. Genifl duktus arteriyozus aç›kl›¤› (PDA) olan iki hastada differansiye siyanoz saptand›.

Hastalarda flu tan› yöntemleri kullan›ld›: Transtora-sik ekokardiyografi 42 hastada (%56), aortografi 26 hastada (%34.67) ve manyetik rezonans anjiyografi ile bilgisayarl› tomografi yedi hastada (%9.33).

En s›k rastlanan ek kardiyak patoloji aort kapakla il-giliydi ve 12 hastada aort kapak patolojisi vard›. Aort kapak patolojilerinden yedisi biküspid aort fleklindeydi. ‹kinci en s›k rastlanan ek patoloji PDA idi ve dokuz hastada görüldü. Üç hasta daha önce subaortik diskret membran nedeniyle cerrahi tedavi görmüfltü. Bir hasta daha önce aort ve mitral kapak replasman› geçirmiflti. Di¤er bir hastaya bir y›l önce koroner arter hastal›¤› ta-n›s›yla sirkümfleks artere balon anjiyoplasti uygulan-m›flt›. Bu hastalar önceki ameliyatlar›n› d›fl merkezlerde olmufllar ve klini¤imize aort koarktasyonu ile iliflkili yak›nmalarla baflvurmufl hastalard›. Kardiyak lezyonla-r›n daha ciddi olmas› nedeniyle öncelikle yukar›da be-lirtilen kardiyak giriflimler yap›ld›, aort koarktasyonu ikinci bir giriflimle düzeltildi.

Dinlenme halinde koarkte segmentin proksimali ile distali aras›ndaki gradiyent, infantlarda 20 mmHg’ya eflit veya büyük, eriflkinlerde 30 mmHg’ya eflit veya bü-yük ise ciddi koarktasyon gösterdi¤i ve ameliyat endi-kasyonu oldu¤u kabul edildi. ‹yi geliflmifl kollateral sis-tem nedeniyle gradiyent fark› düflük olan hastalarda an-jiyografi veya manyetik rezonans anan-jiyografide %50 ve üstünde darl›k olmas› da ciddi koarktasyon olarak de-¤erlendirildi. Ek kardiyak lezyonlar da baz› hastalarda ameliyat endikasyonu oluflturdu. Hipertansiyon ve kon-jestif kalp yetersizli¤i gibi semptomlar da ameliyat en-dikasyonu ve zamanlamas›na etki etti. Ameliyat tekni¤i olarak 41 hastaya yama aortoplasti yöntemi, 28 hastaya tubuler PTFE greft ile bypass, bir hastaya PTFE tubuler greft interpozisyonu, befl hastaya rezeksiyon ve direkt uç uca anastomoz, 12 hastaya posterior duvardaki membran rezeksiyonu yap›ld›.

Cerrahi teknik. Tüm hastalarda sol dördüncü inter-kostal aral›ktan posterolateral torakotomiyle gö¤üs bofl-lu¤una girildi. Sol üst akci¤er lobu anteriora çekilerek mediastinal plevra aç›ld›. Koarkte aort segmentine ula-fl›larak eksplore edildi. Koarkte segmentin uzunlu¤una, duktusla olan lokalizasyonuna ve kollateral dolafl›m›n geliflimine göre cerrahi teknik seçildi.

Yama aortoplasti yap›lacak olanlarda aort, proksi-mal ve distalinden mobilize edildi ve ask›ya al›nd›. Dis-tal ve proksimal aorta klemp konuldu ve koarktasyon longitudinal olarak aç›ld›. Gerekli görülen hastalarda posterior membran rezeksiyonu uyguland›. Yama ile düzeltme yap›lan hastalarda yama materyali olarak PTFE greft kullan›ld›. Polipropilen sütür ve devaml› sü-tür tekni¤iyle aortoplasti sonland›r›ld›.

(3)

subklavyan artere veya proksimal desandan aorta, distal anastomoz da yine ayn› flekilde distal desandan aorta uyguland›.

Koarkte segmentin rezeksiyonu ve uç uca anasto-moz yap›lan hastalarda aortun büyümesine izin vermek ve rekoarktasyon olas›l›¤›n› azaltmak için posterior du-var devaml› propilen sütürle anastomoze edilirken ante-rior aort duvar›nda tek tek sütürler kullan›ld›.

Greft interpozisyonu uygulanan hastalarda proksi-mal ve distal desandan aorta kros klemp konulup koark-tasyon segmenti rezeke edildikten sonra proksimal ve distal anastomozlar devaml› sütür tekni¤iyle yap›ld›.

Duktus arteriyozus aç›kl›¤› bulunan hastalarda li-gasyon-transfiksiyon veya divizyon yöntemlerinden bi-ri ile PDA kapat›ld›.

BULGULAR

‹ki hastada erken mortalite, iki hastada da geç mor-talite geliflti. Erken mormor-talite geliflen hastalardan biri 44 yafl›ndayd› ve ameliyat sonras› ikinci günde meydana gelen hipertansif ensefalopati ve sonras›nda ortaya ç›-kan kalp yetersizli¤i sonucu ameliyat sonras› sekizinci günde kaybedildi. Kaybedilen di¤er hasta ise beraberin-de ek kardiyak anomaliler bulunan ve kalp yetersizli¤i nedeniyle ölen infantil dönemdeki kompleks bir koark-tasyon hastas›yd›. Geç mortalite geliflen hastalardan bi-ri ameliyattan bir y›l sonra konjestif kalp yetersizli¤i tablosu ile, di¤eri ameliyattan dört y›l sonra ani ölüm ile yaflam›n› yitirdi.

‹ki hastada torakotomi insizyonunda enfeksiyon ne-deniyle yara iyileflmesinde gecikme oldu. Bir hastada flilotoraks, bir hastada pnömotoraks geliflti. ‹ki hasta anastomoz yerinde kanama nedeniyle revizyona al›nd›. Bir hastaya ameliyattan dört ay sonra subaortik diskret membran rezeksiyonu ve ventriküler septal de-fekt onar›m› yap›ld›. Aort kapak hastal›¤› ilerlemifl olan iki hastaya daha sonra kapak replasman› gerçeklefltiril-di. kapak replasman› yap›lan hastalardan birine kal›c› pacemaker implantasyonu gerekli oldu. Bir hastaya da asendan aort anevrizmas› ve aort kapak yetersizli¤i ne-deniyle, koarktasyon onar›m›ndan dört y›l sonra Buton-Bentall ameliyat› uyguland›. Aort kapak patolojisi bulu-nan di¤er hastalarda darl›k ya da yetmezlik ileri boyut-larda olmad›¤› için konservatif kal›nd›.

Ortalama hastanede kal›fl süresi 7.53±5.83 gündü. Ameliyat edilen 75 hastan›n 62’si (%82.7) 62.31±53.96 hasta-ay› süresince izlendi. Kalan 13 hasta rutin takip-lerini kendi yaflad›klar› illerde devam ettirdikleri veya kendilerine ulafl›lamad›¤› için izleme al›namad›.

Hastalar›n izlemlerinde transtorasik ekokardiyogra-fiyle yap›lan ölçümlerde 20 mmHg üzerinde gradiyent

saptanmas› anlaml› kabul edildi ve bir hastada rekoark-tasyon nedeniyle tekrar ameliyat gerekli oldu. Bu hasta 10 haftal›kken rezeksiyon ve direkt uç uca anastomoz tekni¤iyle ameliyat edilmiflti. Takiplerinde anastomoz bölgesi üzerinde 30 mmHg gradiyent saptanmas› üzeri-ne, hastaya ilk ameliyattan dört y›l sonra yama aortop-lasti uyguland›. Bunun d›fl›nda ciddi rezidüel gradiyent olan veya psödoanevrizma geliflen bir hasta olmad›.

Ameliyat öncesi dönemde 57 hastada (%76) hiper-tansiyon varken, ameliyat sonras› sadece 10 hastada (%13) tedavi gerektiren hipertansiyon saptand›. Ameli-yat sonras› antihipertansif tedavi olarak öncelikle beta bloker ve anjiyotensin dönüfltürücü enzim inhibitörleri tercih edildi.

TARTIfiMA

Aort koarktasyonu önceleri aortun lokalize bir anor-malli¤i olarak de¤erlendirilmekteydi. Günümüzde ko-arktasyonun, yayg›n bir arteriyopatiyle birlikte biküspid aort kapak yap›s›n› da içerebilen, genifl spektrumlu bir patolojinin parças› oldu¤unu savunan görüfller vard›r.

Aort koarktasyonunda cerrahi tedavinin amac› darl›-¤› ortadan kald›rmakt›r. Seçilecek cerrahi teknik, koark-te segmentin uzunlu¤u, duktusla olan lokalizasyonu, distal aortta kollateral dolafl›m›n durumu, aort duvar›n-daki aterosklerotik de¤ifliklikler de¤erlendirilerek belir-lenir.

‹nfantil dönemdeki koarktasyonlarda, anatomik ko-flullar daha elveriflli oldu¤u için genellikle rezeksiyon ve direkt uç uca anastomoz yöntemi veya subklavyan flep arteriyoplasti tercih edilmektedir. Rezeksiyon ve direkt uç uca anastomoz yönteminde geç dönemde rekoarktas-yon sorunuyla karfl›lafl›lmas› üzerine alternatif olarak subklavyan flep arteriyoplasti ve yama greft aortoplasti gelifltirilmifltir. ‹nfantil dönemde ekstended rezeksiyon ve uç uca anastomoz rekoarktasyon geliflme oran›n› azaltt›¤› bildirilen bir di¤er tekniktir.[5]

Y›llar içinde geli-flen sütür materyali teknolojisi, küçük yaflta rezeksiyon ve direkt uç uca anastomoz tekni¤i ile aort koarktasyonu hastalar›nda rekoarktasyon oran› azalm›flt›r.

Çal›flmada yer alan infantil dönemdeki yedi hasta-dan dördünde rezeksiyon ve ard›nhasta-dan direkt uç uca anastomoz yap›ld›. Bu hastalardaki PDA’lar divizyon yöntemiyle ortadan kald›r›ld›. ‹nfantil dönemdeki di¤er üç hastada ise yama greft aortoplasti ve PDA ligasyonu yap›ld›, bunlardan ikisinde posterior koarktasyon membran› da rezeke edildi. ‹nfantil dönemde rezeksi-yon ve direkt uç uca anastomoz yöntemiyle ameliyat edilen hastalardan birinde dört y›l sonra rekoarktasyon geliflmesi üzerine yama greft aortoplasti uyguland›.

(4)

aortoplasti genellikle eriflkin yafl aort koarktasyonlar›n-da kolayl›kla uygulanabilen bir yöntemdir. Vosschulte[3]

taraf›ndan gelifltirilen bu yöntem “istmusplasti” olarak tarif edilmifltir. Bu yöntemde fazla diseksiyon ve uzun kros klemp zaman› gerekmemekte, kollateral dolafl›m korunabilmekte, gerekli bulunursa istmus hipoplazisi de tamir edilebilmekte ve geç dönemde aortun geliflme-sine olanak sa¤lanabilmektedir. Bu avantajlar›na karfl›n geç dönemde geliflebilen anevrizma formasyonu en cid-di komplikasyonudur.[6]

Yama aortoplastiyle ameliyat edilen hastalarda geç dönemde anastomoz bölgesinde anevrizma geliflti¤i gö-rülmüfltür.[7]Gerçek anevrizma kullan›lan yaman›n tam

karfl›s›ndaki aort duvar›nda meydana gelirken, sütür hatt›ndan kaynaklanan psödoanevrizma da görülebil-mektedir. Yama greft aortoplasti sonras›nda geliflen anevrizma s›kl›¤› hakk›nda de¤iflik rakamlar vard›r. Ya-ma greft aortoplasti uygulanan hastalarda posterior du-vardaki membran›n rezeke edilmesinin anevrizma ge-liflmesinde önemli rol oynad›¤›n› savunan ve bu neden-le posterior membran›n rezeke edilmemesi gerekti¤ini ileri süren görüfller vard›r.[8-10]

Çal›flmada yama aortoplasti uygulanan hiçbir hasta-da geç dönemde anevrizma geliflimi olmad›. Bir baflka merkezde yama greft aortoplasti yap›lm›fl ve geç dö-nemde psödoanevrizma geliflmifl bir hastaya uygulanan tekrar ameliyat, kendi çal›flmam›za ait olmamakla bir-likte geç dönem komplikasyonlarla ilgili deneyimleri-mizden birini oluflturmaktad›r. Yine aort koarktasyonu-nun yama greft aortoplastiyle tamirinden sonra psödo-anevrizma ve buna ba¤l› aortobronfliyal fistül geliflimi çok nadir de olsa gözlenebilen geç komplikasyonlar-dand›r. Baflka bir merkezde yama greft aortoplasti ya-p›lm›fl olan bir hastada 17 y›l sonra karfl›laflt›¤›m›z psö-doanevrizma ve aortobronfliyal fistül tekrar ameliyatla ortadan kald›r›ld›.[11]

Eriflkin yafl aort koarktasyonlar›nda anatomik koflul-lar uygun oldu¤u takdirde rezeksiyon ve direkt uç uca anastomoz da uygulanabilmektedir. Bu flekilde aort ko-arktasyonu tamiri sadece bir eriflkin hastada kullan›ld›. Ayn› flekilde tübüler greft interpozisyonu da sadece bir eriflkin hastada tercih edildi.

Eriflkin yafltaki aort koarktasyonlar›n›n kompleks formda olmas› (koarktasyon segmentinin uzun olmas›, minimal veya yayg›n kollateral dolafl›m, aort duvar›n›n kalsifik olmas›, tekrar ameliyat), bu hastalarda ameliyat s›ras›nda ve sonras›nda geliflebilecek komplikasyonlar› (spinal korda ait komplikasyonlar, kanama, anevrizma geliflimi) önlemek için yapay greftle bypass yönteminin tercih edilmesi sonucunu do¤urmaktad›r. Yapay greftle bypass de¤iflik flekillerde yap›labilmektedir: Lateroist-mik bypass (subklavyan arter-desandan aorta, arkus aorta veya desandan aorta–desandan aorta), asandan

aort-desandan aort bypass, asandan aort-abdominal aort bypass veya aksillofemoral bypass.[12-17]

Greftlerin kulla-n›m›na ba¤l› olarak trombüs oluflmas›, enfeksiyon ve anevrizma geliflmesi gibi komplikasyonlar bildirilmifl-tir.[18]

Çal›flmada en çok tercih edilen ikinci yöntem olan tübüler greft bypass 28 hastaya uyguland›. Bu yöntem-le tedavi ediyöntem-len hiçbir hastada greft trombozu, greft en-feksiyonu ve geç dönem anevrizma geliflmesine rastlan-mad›. K›rk dört yafl›ndaki bir hasta erken dönemde meydana gelen hipertansif ensefalopati ve sonras›nda ortaya ç›kan kalp yetersizli¤i sonucu ameliyat sonras› sekizinci günde kaybedildi.

‹skemi süresinin beklenenden uzun sürebilece¤i du-rumlarda veya aortik kross klemp konulacak bölgede majör kollaterallerin bulunmas› durumunda, cerrah›n tercihine ba¤l› olarak sol kalp bypass ya da proksimal ve distal aort aras›nda flant kullan›labilir. Çal›flmam›zda hiçbir hastada böyle bir gereksinim duyulmad›.

Çal›flmam›zda a¤›rl›kl› olarak yama aortoplasti kul-lan›lm›fl, di¤er yöntemlerin kullan›ld›¤› hasta say›s›n›n yetersiz olmas› nedeniyle gruplar› karfl›laflt›racak ista-tistiksel çal›flma yap›lamam›flt›r. Ancak yama aortoplas-ti yönteminin geç dönem sonuçlar›nda hiç psödoanev-rizma geliflimi olmamas›, önemli bir bulgu olarak de-¤erlendirilmifl ve bu yöntemin geç dönem komplikas-yonlar aç›s›ndan ciddi bir risk oluflturmad›¤›n› ortaya koymufltur.

Aort koarktasyonlu hastalarda en uygun ameliyat zaman› infant veya erken çocukluk dönemi olarak kabul edilmektedir. Eriflkin dönemde yap›lan koarktasyon ameliyatlar› sonras›nda uzun y›llar devam etmifl olan hipertansiyonda önemli de¤ifliklikler olmad›¤›n› belir-ten görüfller vard›r.[19]Bu görüfllerden yola ç›karak

erifl-kin dönemde yap›lan koarktasyon düzeltmelerinin has-tal›¤›n do¤al seyrini etkilemedi¤ini ileri sürenler de ol-mufltur.[20]Bununla birlikte erken dönemde düzeltilmifl

koarktasyonlarda bile hipertansiyonun devam edebildi-¤ini belirten çal›flmalar da bulunmaktad›r.[21] Baflar›l›

koarktasyon onar›m› sonras›nda dirençli hipertansiyon mekanizmas›yla ilgili olarak de¤iflik faktörler rol oyna-yabilmektedir. Koarktasyonun proksimalindeki ar-teriyel sistemin azalm›fl komplians› ve endokrin faktör-ler hipertansiyonun devam etmesinde önemlidir.

Ameliyat sonras›nda kan bas›nc›n›n kontrol alt›na al›nmas› bütün koarktasyon hastalar›nda bafl edilmesi gereken sorunlardan biridir.[22]

(5)

bir atakla ensefalopati geliflen ve daha sonra kaybedilen hasta 44 yafl›nda eriflkin yafl grubundayd›.

Eriflkin hastalarda koarktasyon düzeltilmesi sonra-s›nda yap›lan takiplerde uzun dönem mortaliteye etkili en önemli faktör hipertansiyonun kontrol alt›nda olup olmad›¤›d›r. Yirmi-yirmi befl yafl grubunda yap›lan ameliyatlardan sonra kan bas›nc› genellikle ilaç tedavi-si olmadan kontrol alt›na al›nabilmektedir. Ancak yafl›n daha yüksek oldu¤u hastalarda hipertansiyonun kontro-lü sürekli tedavi gerektirebilmektedir. Çal›flmam›zda ameliyat öncesi dönemde 57 hastada hipertansiyon var-ken ameliyat sonras› geç dönemde tedavi gerektiren hi-pertansiyonlu hasta say›s› 10’a düfltü. Hipertansiyonun devam etti¤i 10 hastadan befli 40 yafl üzeri gruba dahil-di. Otuz-k›rk yafl aras› grupta ameliyat öncesi hipertan-siyonu bulunan dokuz hastadan üçünde, 20-30 yafl ara-s›ndaki grupta 18 hastadan ikisinde hipertansiyon geç dönemde tedavi gerektirecek flekilde devam etti. Yirmi yafl alt›ndaki grupta ise hipertansiyonu bulunan 24 has-tadan hiçbirinde ameliyat sonras› geç dönemde tedavi gerektirecek hipertansiyon saptanmad›.

Ülkemizde do¤ufltan kalp hastal›klar›n›n erken tan›-s›yla ilgili sorunlar bulundu¤u bir gerçektir. Bu nedenle ülkemiz koflullar›nda aort koarktasyonu cerrahi tedavisi uygulanan hastalar›n yafl ortalamas›n›n yüksek oldu¤u gözlenmektedir. Eriflkin hastalarda aort koarktasyonu cerrahi tedavisinin yarar› konusunda tart›flmalar olmak-la birlikte, klinik ve cerrahi deneyimlerimiz ›fl›¤›nda ile-ri yaflta olman›n aort koarktasyonu cerrahi tedavisinde önemli bir sorun oluflturmad›¤›n› ve bu hastalar›n cerra-hi tedaviden fayda gördü¤ünü düflünmekteyiz. Ancak koarktasyon onar›m› yap›lan hastalar›n tamamen tedavi edilmifl oldu¤u kan›s›na var›lmamal› ve geç dönemde geliflebilecek komplikasyonlar yönünden bu hastalar düzenli kontrol alt›nda tutulmal›d›r.

KAYNAKLAR

1. Campbell M. Natural history of coarctation of the aorta. Br Heart J 1970;32:633-40.

2. Crafoord C, Nylin G. Congenital coarctation of the aorta and its surgical treatment. J Thorac Surg 1945;14:347.

3. Vosschulte K. Isthmusplastik zur behandlung der aortem isthmusstenose. Thoraxchirurgie 1957;4:443-7.

4. Waldhausen JA, Nahrwold DL. Repair of coarctation of the aorta with a subclavian flap. J Thorac Cardiovasc Surg 1966; 51:532-3.

5. van Heurn LW, Wong CM, Spiegelhalter DJ, Sorensen K, de Leval MR, Stark J, et al. Surgical treatment of aortic coarc-tation in infants younger than three months: 1985 to 1990. Success of extended end-to-end arch aortoplasty. J Thorac Cardiovasc Surg 1994;107:74-85.

6. Backer CL, Mavroudis C. Coarctation of the aorta and

inter-rupted aortic arch. In: Baue AE, editor. Glenn’s thoracic and cardiovascular surgery. 6 th ed. Connecticut: Appleton & Lange; 1996. p. 1243-69.

7. Bergdahl L, Ljungqvist A. Long-term results after repair of coarctation of the aorta by patch grafting. J Thorac Cardiovasc Surg 1980;80:177-81.

8. Hehrlein FW, Mulch J, Rautenburg HW, Schlepper M, Scheld HH. Incidence and pathogenesis of late aneurysms after patch graft aortoplasty for coarctation. J Thorac Cardiovasc Surg 1986;92:226-30.

9. Owens WA, Tolan MJ, Cleland J. Late results of patch repair of coarctation of the aorta in adults using autogenous arterial wall. Ann Thorac Surg 1997;64:1072-4.

10. Venturini A, Papalia U, Chiarotti F, Caretta Q. Primary repair of coarctation of the thoracic aorta by patch graft aortoplas-ty. A three-decade experience and follow-up in 60 patients. Eur J Cardiothorac Surg 1996;10:890-6.

11. Güler M, Kelefl C, Eren E, Erflahin S, Yakut C. Aort koark-tasyonu onarımında patchplasti sonrası geç dönemde geliflen psöudoanevrizma ve aorto-bronfliyal fistül. Türk Gö¤üs Kalp Damar Cer Derg 2001;9:54-7.

12. Palatianos GM, Kaiser GA, Thurer RJ, Garcia O. Changing trends in the surgical treatment of coarctation of the aorta. Ann Thorac Surg 1985;40:41-5.

13. Tafldemir O, Sezer H, Katırcıo¤lu F, Yakut C, Bayazıt K. Aort koarktasyonunda 91 olguda cerrahi tedavi sonuçları. Mavi Bülten 1986;18:131-41.

14. Kırali K, Yakut N, Güler M, ve ark. Kompleks form eriflkin aort koarktasyonlarında lateroistmik bypass prosedürünün uzun dönem sonuçları. Damar Cer Derg 2000;9:6-9. 15. Grinda JM, Mace L, Dervanian P, Folliguet TA, Neveux JY.

Bypass graft for complex forms of isthmic aortic coarctation in adults. Ann Thorac Surg 1995;60:1299-302.

16. Morris RJ, Samuels LE, Brockman SK. Total simultaneous repair of coarctation and intracardiac pathology in adult patients. Ann Thorac Surg 1998;65:1698-702.

17. Yamamoto S, Sasaguri S, Fukuda T, Hosoda Y. Ascending aorta to supraceliac abdominal aorta bypass for coarctation of the aorta in an adult. Surg Today 1997;27:288-90. 18. Owens WA, Tolan MJ, Cleland J. Late results of patch repair

of coarctation of the aorta in adults using autogenous arterial wall. Ann Thorac Surg 1997;64:1072-4.

19. Fujita T, Fukushima N, Taketani S, Kadoba K, Kagisaki K, Imagawa H, et al. Late true aneurysm after bypass grafting for long aortic coarctation. Ann Thorac Surg 1996;62:1511-3. 20. Clarkson PM, Nicholson MR, Barratt-Boyes BG, Neutze JM,

Whitlock RM. Results after repair of coarctation of the aorta beyond infancy: a 10 to 28 year follow-up with particular ref-erence to late systemic hypertension. Am J Cardiol 1983; 51:1481-8.

21. Olley PM. The late results of coarctectomy performed after one year of age. In: Tucker BL, Lindesmith GG, editors. First clinical conference on congenital heart disease. New York: Grune and Stratton; 1979. p. 159-66.

Referanslar

Benzer Belgeler

Osmanlı Devleti’nde Patent Kanunu: İhtira Beratı Kanunu Osmanlı Devleti’nde sınai mülkiyet hakları konusundaki yasalara bir göz attığımızda, şu tablo

Muayene ve müdahale sırasında ısırılmamak için önlem alın.. Bu amaçla bez, plastik ya da kafes

• Ateş oluşum mekanizmasını açıklar, paternlerini sıralar, • Ateşli hastanın tanı ve ayırıcı tanısı için ilk başvuruda.

Ekokardiyografide; aort kapak triküspit yap›da, aort kökü: 3.5 cm, assandan aort 5.0 cm, fibrotik ya- p›l› aort kapakta 3(+) aort yetmezli¤i, 33 mm Hg gra- diyentli

Uyuz belirtileri tipik olmadığı zaman diğer bazı kaşıntılı deri hastalıklarını taklit edebildiği için uyuzda ayırıcı tanı önem taşımaktadır.. Uyuzun en

Ameliyat sonras›, nüks edici kronik kal›c› a¤r›lar ile kansere ba¤l› a¤r›lar, pediatrik yafl grubunda da görülmektedir. Çocuklarda a¤r› de¤erlendirilmesi

“A Review on Industrial Automation By Zigbee Based Wireless Remote Controller”, Minal Nikose, Pratibha Mishra, Avinash Agrawal, International journal of scientific &

innovations in extraction and distribution are the key challenges to this alternative fuel[1].The bibliometric analysis had been conducted to understand the