• Sonuç bulunamadı

Bir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”"

Copied!
37
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print) Volume 10 Issue 7, p. 21-57, October 2018

DOI Number: 10.9737/hist.2018.648

Volume 10 Issue 7 October 2018

Bir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

Tracing a Motif: Cornucopiae in Ottoman Art

Dr. Semiha ALTIER (ORCID: 0000-0001-8598-9185) Onsekiz Mart Üniversitesi - Çanakkale

Öz: Bereket, tarihöncesi çağlarından beri insanoğlunun hayatında önemli bir kavram olmuştur.

İnsanların müdahale edemediği iklim koşullarına bağlı olarak hasatlarının iyi geçmesi, hayvanlarının doğurganlığı; zaman içinde toplumsallaşmayla birlikte aile yaşantılarının, çocuklarının, gelirlerinin bol ve uğurlu olması hep bereket kavramıyla ilişkilendirilmiştir.

Pagan inancında bolluk-bereket tanrıları/tanrıçaları için çeşitli ayinler yapılmış; aynı zamanda bu tanrılar/tanrıçalar bereketi temsil eden bazı sembollerle tasvir edilmişlerdir.

İslam inanışında bereket, hem dünya hem ahirete yönelik kazançla ilişkilendirilmiş; İslam sanatında ise, gerek mimari süslemede gerek küçük el sanatlarında bolluk/bereketi temsil eden birçok sembol kullanılmıştır.

Yunan mitolojisinden kaynaklanarak Roma ve Bizans kültürlerinde de devamlılık bulan bolluk ve bereket sembolü bereket boynuzu (cornucopiae) motifi ise, Erken İslam ve Avrupa Sanatı’nda da kendini göstermiştir. Bu motif, Osmanlı sanatına 18. yüzyılda Lale devrini kapsayan Batılılaşma sürecinde girmiş; Başkent İstanbul’dan sonra farklı tür ve malzemeyle yapılan birçok sanat eserinde, dönemin yeni süsleme anlayışının bir göstergesi olarak taşraya kadar yayılmıştır.

Zarifliği, esnekliği, içine yerleştirilen çiçek, yaprak ve meyvelerle yarattığı zengin görünümüyle oldukça sevilen bu motif, Osmanlı armasında devletin bereketli topraklarını temsil etmek üzere kullanılmıştır.

Bereket boynuzunun özellikle kadın mezar taşlarındaki yoğunluğu, tarih boyunca bereket sembolü bu motifin, zaman aşımına uğramadan dişil anlama yani üreme, doğurganlık kavramlarına bir gönderme yaptığını düşündürtmektedir.

Anahtar kelimeler: Bolluk-Bereket, Bereket Boynuzu, Osmanlı Süsleme Sanatı, İslam Tasvir Sanatı, Batılılaşma Dönemi Süsleme Sanatı

Abstract: Since prehistoric times abundance has been an important concept in the life of mankind.

Climatic conditions which affects harvesting, fertility of animals and with the socialization of people over time; the family life, children, and income have always been associated with the concept of abundance.

Pagan faith has made various rituals for abundance-fertility gods/goddesses and these deities are depicted with different symbols representing fertility.

In Islamic belief abundance is associated with the gains both in the world and in the Hereafter; in Islamic art, many symbols representing abundance / fertility have been used both in architectural ornamentation and in small handicrafts.

The abundance/fertility symbol cornucopiae motif, which has emerged from Greek mythology and has continued in Roman and Byzantine cultures , also manifested itself in Early Islam and European Art.

This motif entered the Ottoman art during the westernization process which included the Tulip period in the 18th century. As a demonstration of the new ornamentation trend, after the capital city Istanbul, the motif has spread to the countryside.

(2)

ThBir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

22

Volume 10 Issue 7 October

2018 This motif, which is very popular with its rich appearance and flexibility with inserted flowers, leaves

and fruits, is used to represent the fertile lands of the Ottoman army.

The density of cornucopiae, especially in Islamic female tombstones, suggests that this motif as a reference to the concepts of fertility and female reproductivity has not changed throughout the ages.

Keywords: Abundance-Fertility, Fertility Horn (cornucopiae), Ottoman Iconography, Islamic art, Ornamentation Art in the Ottoman Westernization Period

1. Bereket Kavramı, Boynuz ve “Bereket Boynuzu”

Bu çalışmada öncelikle bereket kavramı üzerinde durulmuş; ardından tarih öncesi dönemlerde, Orta Asya Türk kültüründe, Mısır, Yunan ve Roma mitolojilerinde, Bizans, Avrupa ve Erken İslam sanatında bereketle ilişkilendirilen bir sembol olarak boynuzun ve bereket boynuzunun (cornucopiae) anlamı; ardından sanat eserleri üzerinde kullanılma biçimi üzerinde durulmuştur. Çalışmanın asıl konusunu ise, Yunan mitolojisinden kaynaklanan bu motifin Osmanlı kültüründe benimsenme şartları, kullanıldığı yüzeyler/malzemeler ve ikonografisi oluşturmuştur.

Çeşitli dinlerde dua, ayin ve ibadetlerle elde edilmeye çalışılan bolluk, genişlik, mutluluk, Tanrı vergisi, hayır ve saadet anlamlarındaki bereket1, tarih öncesi çağlardan itibaren her kültür ortamında önemli bir kavram olmuştur.2

İnsanoğlu, yaşamlarına sonsuz mutluluk getirmesi için bazı uğur ve bereket sembolleri benimsemiştir.3 Bu kavram ilk olarak Prehistorik dönemlerde kaya ve mağara resimlerinde, idollerde, kabartmalarda önce insan ve hayvan; ardından çeşitli tarla mahsülleriyle ilişkilendirilerek, görselleştirilmiştir.4 Bereket kavramı, zaman içinde iri göğüs ve kalçalarıyla ana tanrıça olarak görülen kadın, öte yandan abartılı cinsel organlarıyla erkek; özellikle öküz, geyik, koç gibi hayvanlar ve boynuzları ayrıca nar, incir, üzüm, mısır, buğday-arpa başağı gibi taneli bitkilerle ilişkilendirilmiştir.5 Eski Mısır6 Yunan ve Roma kültürlerinin Pagan inancında bereket tanrı ve tanrıçaları ortaya çıkmış; bereket getirmeleri dileğiyle onların adlarına çeşitli ayinler yapılmıştır. İslamiyet söz konusu olduğunda hayır ve bolluk anlamında kullanılan bereketle7 ilgili ayet ve hadislerin, insanların dünya ve ahirete yönelik kazanç veya kayıplarıyla ilişkilendirildiği görülmüştür.8

Neredeyse tüm Mezopotamya, Avrupa, Anadolu ve Eski Mısır’da bereket, koruyuculuk ve güç sembolü olarak erkekle özdeşleştirilen boynuz;9 sanat eserlerinde görselleştirilmiştir.

1 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara 1999, s. 87; Kasım Kufravî,

“Bereket”, İslam Ansiklopedisi, c. II, MEB, İstanbul 1970, s. 536; Günay Tümay, “Bereket”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 5, 1992, s. 487.

2 Cengiz Çetin, “Anadolu’da Bereket Kültü ve Anadolu Türk Köylüsü Seyirlik Oyunlarına Yansımaları”, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 46, 1, 2006, s. 190.

3 Mine Erbek, Çatalhöyük’den Günümüze Anadolu Motifleri, TC. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 2002 s. 46.

4 Tümay, age, s. 487.

5 Prehistorik ve Antik dönemde bolluk ve bereket tanrı-tanrıçalarıyla ilgili temel yayınlar için bkz. Yusuf Albayrak, Anadolu’da Artemis Kültü, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara 2008; Eray Dökü, Anadolu'da Eril Bereket, Koruyucu Kültler ve Tanrılar-Phallik Sembol ve Ritüeller, (Akdeniz Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), Antalya 2002.

6 Erhan Altunay, Paganizm 2, Mezopotamya ve Mısır, Hermes Yayınları, İstanbul 2017, s. 221-222; Joseph Campbell Batı Mitolojisi Tanrının Maskeleri III, Çev: Kudret Emiroğlu, İmge Kitabevi, Ankara 1995, s. 231.

7 Nafi Uysal, Dinî Bir Kavram Olarak Bereketin Mahiyeti, (Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Elazığ 2009, s. 20.

8 Tümay, age, s. 488.

9 Boğa, keçi, koç, geyik gibi hayvanların boynuzlarının koruyuculuk, güç ve bereketle ilişkilendirilmesiyle ilgili temel kaynaklar için bkz. Ahmet Ateş, Mitolojiler ve Semboller Anatanrıça ve Doğurganlık Sembolleri, Aksiseda

(3)

Semiha ALTIER

23

Volume 10 Issue 7 October

2018

Bu örneklerden biri Fransa Dordogne bölgesinde bulunan, MÖ. 29.-22. bin aralığına yerleştirilen ve ana tanrıça kültüne gönderme yapan sağ elinde boynuzla betimlenmiş “Laussel Venüsü”’dür (Res. 1a-1b).10.

Orta Asya Türk kültüründe de boynuz egemenlik ve güç anlayışıyla ilişkilendirilmiş;

Umay Ana, Erlik, Jalmauz, Dev, Dağ Ruhu gibi mitolojik varlıklar boynuzlu olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, Şaman davullarındaki tasvirlerde boynuzlu insan resimleri geniş yer tutar.11

Anadolu kültüründe ise boynuz bereket, kahramanlık, güç, erkeklik, çiftleşme, doğurganlık, verimlilik, uğur, kısmet, mutluluk, neşe ve uzun ömrü simgeler.12 Türklerin kullandığı çeşitli damgalar içerisinde de koç/koyun cinsinden hayvanlara rastlanır.13

Bereket boynuzunun ilk olarak Yunan kültüründen kaynaklandığı söylenmektedir.

Latince “cornu (boynuz)” ve “copia (bereket)” kelimelerinden oluşan bu motif, kıvrılmış bir boynuzun içinden çiçek ve meyveler çıkar şekilde yapılan, bolluk ve bereket sembolüdür.14 Yunan mitolojisinde bereket boynuzu Tanrı Zeus ve keçi Amaltheia arasındaki bir olayla ortaya çıkar. Amaltheia Girit’in İda Dağı’nda bazen çocuk Zeus’u besleyip büyüten keçi15 bazen bir nymphedir.16 Zeus, keçi Amaltheia ile oynarken onun boynuzunu kırar ve bu boynuzun içini istedikleri gibi doldurabileceklerini söyleyerek nymphelere verir.17 İçi çeşitli meyvelerle doldurulmuş olan bu boynuz “bereket boynuzu” haline gelir.18 Bereket boynuzu

Matbaası, İstanbul 2001, s. 98, 100; Kürşat Demirci, “İslam Öncesi Din ve Toplumlarda Hayvan”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 17, 1998, s. 82; İzzet Zeki Eyüboğlu, Anadolu İnançları Anadolu Üçlemesi 1, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, İstanbul 1988, s. 147; Fitnat Şimşek, Eskiçağ Toplumlarında Boğa Algısı ve İnancı”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, c. 10, s. 52, Ekim 2017, s. 592-599.

10 Marija Gimbutas, The Language of the Goddess, Thames & Hudson, London 2001, s. 140-143; Joseph Campbell, İlkel Mitoloji-Tanrının Maskeleri 1, Çev: Kudret Emiroğlu, İmge Kitabevi, Ankara 2011, s. 286-287.

11 Türklerin Orta Asya Şamanist inançlarında da boynuzun kutsal bir anlam taşıdığı görülmektedir. Bu konuda zengin bir literatür oluşmakla birlikte temel yayınlar için bkz. Julian Baldick, Hayvan ve Şaman Orta Asya'nın Antik Dinleri, Çev: Nevin Şahin, Hil Yayınları, İstanbul 2016, s.21, 71-72, 96, 128, 130, 133, 138, 149, 152, 171, 173; Celal Beydili, Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük, Yurt Kitap Yayınları, Ankara 2005, s. 106-107; Campbell 2011, age, s. 264-265; Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Ana Hatları, Kabalcı Yayınları, İstanbul 2000, s. 56, 57, 133, 142, 144; Kevser Gürcan Yardımcı, “Altay Bölgesi Türk Halklarında Şaman Başlıkları”, International Journal of Cultural and Social Studies, c. 3, Aralık 2017, s. 512, 517; Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1986, s. 18, 23, 40, 95, 132; Yasemin Oğuz Güner, Şaman Giysi Unsurları Üzerlerinde Kullanılan Semboller, (Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2017, s. 52; Mehmet Alparslan Küçük, “Geleneksel Türk Dini’ndeki Ana/Dişil Ruhlar’a Mitolojik Açıdan Bakış”, Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, s. / no 1, Nisan 2013, s. 105-134;

Jean-Paul Roux, Eski Türk Mitolojisi Eski Türk Mitolojisi, Çev: Musa Yaşar Sağlam, BilgeSu Yayıncılık, Ankara 2011, s. 89, 125, 126, 148.

12 Mine Erbek, age, s. 30

13 Orta Asya Türk damgalarında özellikle boynuzlu hayvanların kullanılmasıyla ilgili daha geniş bilgi için bkz.

Tuncer Gülensoy, Orhun'dan Anadolu'ya Türk Damgaları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 1989, s. 20- 29.

14 Anonim, “Bereket Boynuzu”, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, Yapı Endüstri Merkezi, İstanbul 1997, s. 222;

Celal Esad Arseven, “Bereket Boynuzu”, Sanat Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1983, s. 108-109;

Metin Sözen -Uğur Tanyeli, Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul 1996, s. 40.

15 Şefik Can, Klasik Yunan Mitolojisi, İnkılap Yayınevi, İstanbul 1994, s. 396; Juan Eduardo Cirlot, A Dictionary of Symbols, Routledge, London 1971, s.62

16 M. Tahsin Kozanoğlu, Yunan Mitolojisi, Mitologya Yayıncılık, İstanbul 1992, s. 71.

17 Sarah Carr-Gomm, The Hutchinson Dictionary of Symbols in Art, Helicon Oxford 2005, s.75; Pierre Grimal, Mitoloji Sözlüğü Yunan ve Roma, Sosyal Yayınlar, İstanbul 1997, s. 61.

18 Bereket boynuzunun Yunan mitolojisindeki Zeus ve Aigis, ayrıca Herakles ve Akhleoos’la ilgili diğer anlatıları için bkz. Şefik Can, age, s. 391; Carr-Gomm, age, s.75; Azra Erhat, Mitoloji Sözlüğü, l Remzi Kitabevi, İstanbu1 996, s. 23-24; Grimal, age, s. 61; Edith Hamilton, Mitologya, Çev: Ülkü Tamer, Varlık Yayınları, İstanbul 2016, s.

220; Kozanoğlu, age, s. 91; Behçet Necatigil, 100 Soruda Mitologya, Gerçek Yayınevi, İstanbul 1988, s. 96.

(4)

ThBir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

24

Volume 10 Issue 7 October

2018

Yunan ve Roma mitolojisiyle ilişkili olarak birçok sanat eserinde bazen tek başına, bazen bolluk-bereket tanrı/tanrıçalarıyla birlikte kullanılmıştır.19

Helenistik Dönem (MÖ 323-146) sanat kollarının birçoğunda takip edilebilen bereket boynuzu tasvirinin stellerde görülmesi; daha sonra Osmanlı sanatında da yoğun olarak özellikle kadın mezar taşlarında kullanılması ilgi çekicidir. Bu dönem örneklerinden biri Trophimos Steli’dir (İzmir Arkeoloji Müzesi, env.000. 962). Stelde kadın figürü sağ eliyle bir meşale, sol eliyle bereket boynuzu tutar. 20 (Res. 2).

Yunan kültüründe Tykhe, tarımla geçimini sağlayan kentlerde, bolluk ve bereket getirdiğine inanılan bir tanrıçadır. Tasvirlerinde sol elindeki bereket boynuzunun, kentin bolluk ve bereketini simgelediği düşünülür.21 Roma kültüründe ise Tykhe Fortuna adını alarak şans, kader, umulmayan-beklenmeyen başarının sembolü olmuştur. Düzce’den İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne getirilen ve MS. 2. yüzyıla tarihlenen Fortuna’nın bereket boynuzuyla tasvir edildiği heykel en yetkin örneklerdendir (Res. 3).22

Bizans döneminde (395-1453) bereket boynuzunun anlamını kaybetmeden kullanıldığı örneklerden anlaşılır. Filozof ve bilim adamı Plinius (MÖ. 23-79) ve Strabon (MÖ. 64-MS 24) İstanbul’da Haliç’in “Altın boynuz” olarak isimlendirilmesinin nedenini, bu körfezde fazla palamut sürülerinin olmasına bağlarlar ki; Antik dönemde içi çeşitli meyvelerle dolu bereket boynuzu (cornucopiae), Byzantion’da içi balık dolu bereket boynuzuna dönüşmüştür.23

Bu motifin Bizans dönemi eserlerinde görüldüğü örneklerden biri, bugün Roma Vatikan Müzesi’ndeki Roma Santa Constanza Moseleum’una ait ve 354-360 yıllarına tarihlenen lahittir.24 Lahdin üzerinde, daire biçiminde kıvrılarak çocuk melek figürlerine çerçeve oluşturan bereket boynuzları yer alır (Res. 4).

Bereket boynuzu, Avrupa Sanatında da yer bulmuş; meşhur Barok dönem ressamı Peter Paul Rubens (1577-1640) yaklaşık 1630’lara tarihlenen tablosunda, Roma mitolojisinde bolluk, başarı, şans ve çocukların koruyucusu Abundantia'yı bereket boynuzuyla tasvir etmiştir (Res. 5).25

Bereket boynuzu Erken İslam sanatında da devamlılığını sağlamıştır. Emeviler’den Abdülmelik b. Mervan’ın Reca b. Hayve ile Yezid b. Sellam tarafından yaptırılan 685-691 tarihli Kubbet-üs Sahra’nın Antik sanat etkili mozaiklerinde bu motif yer alır.26 Erken İslam Sanatı örneklerinden bir diğeri Abbasiler’den Halife Mu’tasım’ın (796-842), Türk beyi Artuk Ebü'I-Feth b. Hakan için yaptırdığı Samarra Cevsakü'l Hakanî Sarayı’dır. Yapının harem

19 Bereket boynuzunun Antik sanatta çeşitli eserlerdeki kullanımıyla ilgili bkz. Aynur Civelek, “Antik Dönem Sanatında Bereket Boynuzu”, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, s. 143, Mayıs-Ağustos 2013, s. 105-110.

20 Serdar Aybek - Mehmet Tuna- Mahir Atıcı, İzmir Tarih ve Sanat Müzesi Heykel Kataloğu Orijinaller, Roma Kopyaları, Portreler ve Kabartmalar, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara 2009, s.

137.

21 Emre Okan “Tykhe Ya Da Fortuna” Tykhe Sanat Tasarım Dergisi, c. 1, s. 01, Aralık 2016, s. 5, 11-12.

22 Bu heykel ile ilgili bilgi için bkz. Jeremy Stafford Deitsch, Kingdoms of Ruin: The Art and Architectural Splendours of Ancient Turkey, I. B. Taurus, London 2010, s. 60.

23 Tekin Oğuz, “Byzantion’un palamutları ve Altın Boynuz”, Tarih ve Toplum, 135, 1995, s. 171-174.

24 Aleksandr Aleksandroviç Vasiliev, “Imperial Porphyry Sarcophagi in Constantinople”, Dumbarton Oaks Papers, v. 4, 1948, s. 21.

25 Bu resimle ilgili bilgi için bkz. Nicolson Benedict “Pictures from Hampshire Houses”, The Burlington Magazine, s. 99, no 653, Ağustos 1957, s. 271-274, res. 35; Kopecky Veronika, Die Beischriften des Peter Paul Rubens, der Universität Hamburg, Hamburg und London 2008/2012, s.75.

26 Nebi Bozkurt, Kubbetü’s Sahre”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 26, 2002, s. 306.

(5)

Semiha ALTIER

25

Volume 10 Issue 7 October

2018

duvarlarında bereket boynuzu şeklindeki akantüs yapraklarının çerçevelediği figürlerin bulunduğu bilinir.27

2. Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

Çalışmanın asıl konusunu oluşturan Osmanlı sanatında bereket boynuzunun yer bulmaya başlaması ise Lale devrine (1718-1730) denk gelir.28 Osmanlı tarihinde “Lale devri” III.

Ahmed döneminde (1673-1736), Nevşehirli Damad İbrahim Paşa’nın (1670-1730) da sadrazamlık yıllarını kapsayarak, 1730'da Patrona Halil İsyanı ile sona eren; siyasi tarihi olduğu kadar kültür ve sanat alanında önemli değişimlerin yaşandığı bir süreci ifade eder.29

Lale Devri yılları yenileşme hareketlerinin ilk çıkış noktasına denk gelir ki bu dönemde Avrupa’yla barışçıl bir siyaset gütmek, teknik ve sosyal alanlardaki gelişmelerini izlemek üzere yurt dışına elçiler gönderilir. Bu etkiler zamanla Osmanlı Devleti’nde kendini göstermeye başlar.30 Avrupalı tüccarlar ve elçiler yoluyla Osmanlı sarayına gelen çeşitli eşyalar, Batı beğenisini imparatorluğa taşır.31 Bundan sonra Klasik dönemin uyumlu orantıları ve ölçülü süsleme zevki,32 Barok, Rokoko, Ampir, Neo-Klasik, Art Nouveau, Neo-Gotik, Oryantalist, Eklektik gibi üsluplara yönelir. 33

Osmanlı Sanatı’nda dini mimari ve taş süsleme söz konusu olduğunda karşımıza çıkan bereket boynuzu tasvirlerinden biri, İstanbul Tophane’deki II. Mahmud döneminde (1808-39)

27 Geniş bilgi için bkz. Yetkin, Şerare, “Abbasiler. Sanat”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 1, 1988, s.

51.

28 Çalışmanın ana malzemesini tespit etmek üzere yaptığımız araştırmalarda bereket boynuzu motifinin yoğun olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Ancak hem Osmanlı dönemi öncesi, hem Osmanlı örnekleri için bu çalışma kapsamında sınırlı sayıda; farklı malzeme ve yüzeylere yapılmış eserlerden seçim yapılarak, konu tartışılmıştır.

29 Tarkan Okçuoğlu, 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı Duvar Resimlerinde Betimleme Anlayışı, (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul 2000, s. 15; Abdülkadir Özcan, “Lale Devri”, İslam Ansiklopedisi, c. 27, 2003, s.8; Yılmaz Öztuna, Başlangıcından Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye Tarihi, c.

6, Ötüken Yayınevi, İstanbul 1978, s. 289.

30 Okçuoglu, agt, s.15.

31 Rüçhan Arık, Batılılaşma Dönemi Anadolu Tasvir Sanatı, Türkiye İş Bankası Yayını Ankara 1976; Afife Batur,

“Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı”, Tanzimattan Cumhuriyete Osmanlı Ansiklopedisi, c. 4, İletişim Yayınları, İstanbul 1986, s. 1041-1042; Semavi Eyice, “Batı Sanat Akımlarının Değiştirdiği Osmanlı Dönemi Türk Sanatı”, Türkler, c. 15, Ankara 2002. s. 285; Günsel Renda, “Yenileşme Döneminde Kültür ve Sanat”, Genel Türk Tarihi, c. 8, Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi, Ankara, 2002, s. 266; Semavi Eyice, “XVIII. Yüzyılda Türk Sanatı ve Türk Mimarisinde Avrupa Neoklasik Üslubu”, Sanat Tarihi Yıllığı, s. 9-10, 1981, s. 163-168.

32 Eyice Semavi, “Batılılaşma. Mimari”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 5, İstanbul 1992, s. 171.

33 Bu dönem mimarisi, mimari süslemesi ve el sanatı alanında değişen/gelişen üsluplarla ilgili yayınlanmış birçok çalışma vardır. Konuya ilişkin en temel yayınlar için bkz. Şule Aksoy, "Kitap Süslemelerinde Türk Barok-Rokoko Üslubu”, Kültür Sanat, s. 6, Ankara, 1979, s. 126-137; Ayda Arel, 18. Yüzyıl İstanbul Mimarisinde Batılılaşma Süreci, İTÜ Mimarlık Fakültesi, İstanbul 1975; Rüçhan Arık, Batılılaşma Dönemi Anadolu Tasvir Sanatı, İş Bankası kültür yayınları, Ankara 1976; Betül Bakır, “XVIII. Yüzyılda Türk Baroku Camiler”, Osmanlı, c. 10, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 1999, s. 265-275; Afife Batur, “Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı”, Tanzimattan Cumhuriyete Türk Ansiklopedisi, c. 4, İstanbul 1985, s. 1038-1067; Mustafa Cezar, Sanatta Batı'ya Açılış ve Osman Hamdi Bey, Erol Kerim Aksoy Kültür Eğitim Spor ve Sağlık Vakfı, İstanbul 1995; Zeynep Çelik, 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti Değişen İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 1996; Yıldız Demiriz, Osmanlı Kitap Sanatlarında Natüralist Üslupta Çiçekler, Acar Matbaacılık Tesisleri, İstanbul 1986;

Eyice, agm,1978–80, s. 163–164; Eyice age, 1992, s. 171-181; Oktay Hatipoğlu, XIX. Yüzyıl Osmanlı Camilerinde Kalem İşi Tezyinatı, (Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi), Erzurum 2007;

Doğan Kuban, Türk Barok Mimarisi Hakkında Bir Deneme, Pulhan Matbaası, İstanbul 1954; Doğan Kuban, “Türk Mimarisi’nde Barok ve Rokoko”, Türk ve İslâm Sanatı Üzerine Denemeler, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 1995, s.131-139; Okçuoğlu, agt, 2000; Turgut Saner, 19. Yüzyıl İstanbul Mimarlığında Oryantalizm, Pera Müzesi, İstanbul 1998; Günsel Renda, Batılaşma Döneminde Türk Resim Sanatı 1700-1850, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara 1977; Renda, agm, 2002, s. 265-283; Başak Burcu Tekin, Batılılaşma Sürecinde Osmanlı Tezhip Sanatı (1789-1922), (Erciyeş Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi), Kayseri 2008.

(6)

ThBir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

26

Volume 10 Issue 7 October

2018

mimar Krikor Amira Balyan tarafından 1826’da inşa edilen Nusretiye Camisi’dir.34 Bereket boynuzu yapının hem cümle kapısı üzerindeki oval madalyonu, içinden fışkıran uzun yapraklarla iki yönden sararak (Res. 6)35 hem de Hünkâr mahfili pencerelerinin alınlıklarında ortadaki vazonun iki yanına yerleştirilmiş, içinden meyvelerin çıktığı bir tasarımla görülür (Res. 7).36

Mimari elemanlar üzerinde kullanıma bir örnek, İstanbul-Fatih, Âşık Paşa Külliyesi’nin Mescidi (Cami)’dir. 1783 yılında onarım geçirip yenilenen yapının ahşap mimberinin kapısında ve köşkünde bereket boynuzlarından fışkıran güller seçilmektedir.37

Çeşme cephelerinin taş süslemeleri arasında bu motifin birçok örneği göze çarpar.

Bunlardan biri İzmir Tilkilik semtinde Osmanzade Seyyid İsmail Rahmi Efendi tarafından 1813 yılında yaptırılan Dönertaş Sebili’dir.38 Sebilin kapı köşeliklerinde dilimli kemerin biçimine uygun olarak içinden gül demetlerinin çıktığı iki bereket boynuzu bulunur (Res. 8).39 Bu motif iç mekan bezemelerinin bir parçası olarak duvar resimleri ve kalemişlerinde de kullanılmıştır. Bu örneklerden biri 1840 tarihinde tamamlanan İstanbul-Divanyolu’nda Sultan II. Mahmut Türbesi’dir ve yapının kubbesinin içi çeşitli çiçekler, çelenkler, kurdelâ, bereket boynuzu, girlant ve güneş kursuyla bezenmiştir.40

İstanbul-Fatih’te Sultan Abdülmecid’in (1823-1861) baniliğinde 1851’de tamamlanan Hırka-i Şerif Cami’nin41 Hünkar odasının tavanında, Ampir ve Neo-klasik üslupta yapılmış ve

34 Ayvansarayi Hüseyin Efendi, Hadikatü'l-Cevami. İstanbul Camileri ve Diğer Dini-Sivil Mimari Yapılar, İşaret Yayınları, İstanbul 2001, s. 463; Betül Bakır, Mimaride Rönesans ve Barok, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara 2003, s. 80-81; Oktay Aslanapa, Türk Sanatı, Remzi Kitabevi, İstanbul 2011, s. 281; Semavi Eyice, “Nusretiye Camii”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 33, 2007, s. 274; Godfrey Goodwin, A History of Ottoman Architecture, Thames & Hudson, London 1971, s. 417; Reşat Ekrem Koçu, “Nusretiye ve Dolmabahçe Camileri”.

Hayat Tarih Mecmuası, 7, 1966, s. 44; Tahsin Öz, İstanbul Camileri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1997, s. 50; Özlem Oral Patacı, “Ampir Üslûbu’nda Bir Sultan Camii: Nusretiye”, Akademik Bakış Dergisi, s. 59, Ocak–

Şubat 2017, s. 170; Yasemin Suner, “Nusretiye Camii”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, 6, 1994, s. 105- 107; Pars Tuğlacı, Osmanlı Mimarlığında Batılılaşma ve Balyan Ailesi, İnkilap ve Aka, İstanbul 1981, s. 29.

35 Duygu İlkhan Söylemez, Batılılaşma Dönemi İstanbul Cami Cephelerinde Taş Süsleme (1703 – 1839), (Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi), Konya 2010 s. 309, res. 359.

36 Uğur Can Çalışkan, İstanbul Camilerinde Süslemeleriyle Hünkâr Mahfilleri (1808–1909), (Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış, Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2010, s. 102.

37 M. Baha Tanman, Âşık Paşa Külliyesi, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 1, 1993, s. 367.

38 M. Münir Aktepe, “İzmir Suları, Çeşme ve Sebilleri ile Şadırvanları Hakkında Bir Araştırma”, İstanbul Üniversitesi Tarih Dergisi, s. 30, 1976, s.163-164.

39 Gül Geyik, İzmir Su Yapıları (Çeşme, Sebil, Şadırvan), (Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Erzurum 2007, s. 102-106. Çeşmelerdeki bereket boynuzu tasarımlarından benzer birkaç örnek için bkz. İzmir Bergama, Kara Osman-oğlu Hacı Ömer Ağa adına oğulları tarafından 1813- 1814 tarihinde yaptırılan sebildeki örnek için bkz. Osman Bayatlı, Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri, Bergama Belediyesi, İzmir 1996, s. 60; İnci Kuyulu, Kara Osman-oğlu Ailesine Ait Mimari Eserler, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1992, s. 145-151. Yine aynı çevrede İzmir’de 1828 tarihinde Hacı Salih Paşa tarafından yaptırılan Ali Paşa Şadırvanındaki örnek için bkz. Eser Gültekin, “Tarihi Kemeraltı Çarsısı’ndaki Ali Paşa Meydanı ve Şadırvanı Üzerine Görüşler”, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, s. 14, 2005, s.85.

40 Yapı ile ilgili daha geniş bilgi için bkz. Günkut Akın “Mahmud II Türbesi ve Sebili”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 5, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı, İstanbul 2003, s. 263-265; Mustafa Bulut, Sultan II. Mahmut Türbesi Haziresi, (Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul 2012,s. 53; Hakkı Önkal, Osmanlı Hanedan Türbeleri, Ankara 1992, s. 257-261; Burcu Özgüven, “Mahmud II Türbesi, Sebili Çeşmesi ve Haziresi”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 27, 2003, s. 357; Haluk Şehsuvaroğlu, Asırlar Boyunca İstanbul, Sarayları, Camileri, Abideleri Çeşmeleri, İstanbul, yayın tarihi yok, s. 221.

41 Pınar Şahin, Hırka-i Şerif Camii, (Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2015, s. 14; Tahsin Öz, İstanbul Camileri, I, Türk Tarih Kurumu, Ankara 1962, s.71;

M. Baha Tanman, “Hırka-i Şerif Camii”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 17, 1998, s. 381.

(7)

Semiha ALTIER

27

Volume 10 Issue 7 October

2018

Tanzimat devrinin beğenisini yansıtan süslemeleri arasında bereket boynuzu da kullanılmıştır

42 (Res. 9).

Dolmabahçe, Batılı tarzda mimarisi ve süslemesiyle dikkat çeken geç dönem Osmanlı saraylarındandır. Sultan Abdülmecid’in (1839-1861) baniliğinde Karabet ve Nikogos Balyan'ların inşa ettiği yapının,43 iç süslemesi Ch. Seehan tarafından yapılmıştır. 1842-1856 tarihli44 yapının hem duvar süslemelerinde hem de mobilya ve mefruşatında bereket boynuzu görülür. Sarayın Mabeyn-i Hümayun kısmında 162 numaralı odanın tavan süslemeleri arasında45 içlerinden uzun yapraklarla çiçekler arasında üzüm, armut ve şeftali gibi meyveler taşıyan bereket boynuzları dikkat çeker (Res. 10).

Bu motifin başkent dışında, taşradaki yapılarda da kabul gördüğü 19. yüzyıl sonları, 20.

yüzyıl başlarına tarihlenen Gaziantep Abdurrahman Koca Evi’nin süslemelerinden anlaşılır.46 Evin birinci katının, doğudaki oda tavanı süslemelerinde bir vazonun içine yerleştirilmiş, bu kez çifte bereket boynuzunun içinden rengârenk natüralist çiçekler çıkmaktadır (Res. 11a- 11b).

Bereket boynuzunun mobilyalarda kullanımına bir örnek, yukarıda sözü edilen Dolmabahçe Sarayı’ndadır. Sarayın Harem-i Hümâyûn bölümündeki, Valide Sultan Kabul Odası’ndaki mermer şömine bu mekanın göz alıcı elemanlarındandır. Şöminenin üst kısmında oval ayna ile dikdörtgen çerçevesi arasında kalan köşelerde, kabartma süslemeler arasında iki yanda içi yaprak ve meyvelerle dolu bereket boynuzlarının kuşattığı oval bir ayna vardır.47 (Res. 12).

Bereket boynuzunun halılarda da yer bulduğu, Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’ndaki 1902 tarihli Hereke halısından (env. no. 11/1618) anlaşılır. 48 Halının merkezinde oval bir madalyon ve çevresinde Barok tarzı süslemeler arasında, içinden natüralist yaprak ve katmerli çiçeklerin çıktığı bereket boynuzları göze çarpar (Res. 13).49

42 Tanman, age, 1998, s. 379

43 Afife Batur, “Balyan Ailesi”, Tanzimattan Cumhuriyete Türk Ansiklopedisi, c. 4, İstanbul 1985, s. 1089-1090;

Afife Batur, “Balyan Ailesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 2, 1994, s. 35-41; Selçuk Batur, “Balyan Ailesi, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, c. IV, İletişim Yayınları, İstanbul 1985, s.1089-1090;

Selman Can, “XIX. Yüzyılda Osmanlı Mimarlığı’nın Teşkilat Yapısı ve Balyanlar”, 150. Yılında Dolmabahçe Sarayı Uluslararası Sempozyumu, 23-26 Kasım 2006 – Bildiriler, I, s. 64-78, İstanbul 2007; Kevork Pamukciyan,

“Balyan Mimarları”, İstanbul Ansiklopedisi, Haz. Reşat Ekrem Koçu, c. IV, İstanbul 1960, s. 2090-2095; Pars Tuğlacı, Osmanlı Mimarlığı’nda Balyan Ailesi’nin Rolü, Yeni Çığır Kitabevi, İstanbul 1993; Pars Tuğlacı, Osmanlı Mimarlığında Batılılaşma Dönemi ve Balyan Ailesi, İnkilâp ve Aka, İstanbul 1981.

44 Necla Arslan, “Batılılaşma Dönemi Osmanlı Sarayları”, Türkler, c. 15, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, s.

377, Afife Batur, “Dolmabahçe Sarayı”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, c. 3, 1994, s. 91-96; Mustafa Cezar, “Süslemeler Yönünden Dolmabahçe ve Beylerbeyi Sarayları”, Milli Saraylar, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, İstanbul 1992, s. 14; Metin Sözen, “Dolmabahçe Sarayı”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 9, 1994;

s. 505, Haluk Şehsuvaroğlu, “Dolmabahçe Sarayı”, Arkitekt, s. 173-174, 1946, s. 130.

45 Ferhan Tekinmirza, Dolmabahçe Sarayı’nın Süslemelerinde Kullanılan Teknikler ve Mekânlardaki Dağılımı, (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2008, s. 89.

46 Yapı ile ilgili geniş bilgi için bkz. Servet Çayan, Geleneksel Antep Evlerinde Kalem İşi Bezeme ve Duvar Resimleri, (Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Erzurum 2012, s.

97-99. Araştırmacı bereket boynuzunun içinden aynı zamanda buğday, limon, üzüm, armut ve çeşitli yapraklı çiçeklerin çıktığını belirtmektedir.

47 Şömine ile ilgili bilgi için bkz. F. Yaşar Yılmaz -Pelin Aykut, Milli Saraylar Isıtma Araçları Koleksiyonu, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı Yayını, İstanbul 1998, s. 34

48 Ayşe Fazlıoğlu-Oktay Aslanapa, Düğümün Son Halkası. Osmanlı Sarayı Halıları, TBMM Milli Saraylar, İstanbul 2006, s. 97

49 19.-20. yüzyıllarda saray için üretilen Kumkapı halılarında da bereket boynuzu motifinin kullanıldığı bilinmektedir. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Sevim Arslan, “Kumkapı Halılarında Desen ve Teknik Özellikler”, İdil, c. 7, s. 46, 2018, s. 697.

(8)

ThBir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

28

Volume 10 Issue 7 October

2018

Kumaşlarda kullanıma bir örnek, Hereke Fabrika-i Hümayunu’nda dokunan Dolmabahçe Sarayı’nda 78 numaralı koridordaki perde verilebilir.50 Merkezdeki dairevi madalyonun iki yanında içinden katmerli yapraklı çiçek ve yaprakların çıktığı bereket boynuzu yer almıştır (Res. 14).

Levha tezyinatında yer bulmuş bu motifin sıklıkla kullanıldığı görülür.51 Bazı örneklerde bereket boynuzlarının bitkisel bezemeye dönüşürcesine stilize edildiği anlaşılmaktadır.

Osmanlı fermanlarının bezemesinde de bereket boynuzu motifi dönemin süsleme beğenisini yansıtır. III. Selim Dönemi’ne ait (1789-1807) (Başbakanlık Osmanlı Arşivi Müzehheb Fermanlar Bölümü no. 415) 1791 tarihli fermanın üst kısmında, karşılıklı iki bereket boynuzunun içinde anemon, katmerli gül, ince uzun taç yapraklarıyla lale ve dolgun taç yapraklı natüralist çiçekler yer almıştır (Res. 15a-15b).52

Osmanlılarda bereket boynuzu motifinin özellikle kadın mezar taşlarındaki yoğunluğu dikkat çeker. Erkek mezar taşlarında bu motifin tek başına kullanıldığı bir örnek tespit edilememiştir; sadece Osmanlı armasının yer aldığı erkek şahidelerinde, arma sembollerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Mezar taşlarında bolluk, bereket ve cenneti sembolize eden daha birçok nesne kullanılmıştır.53 Bunlar içinde ağaç, meyveli ağaçlar, meyve tabağı içinde nar, armut, üzüm, zeytin, erik, kayısı, kavun, karpuz, ceviz, limon, hurma, incir gibi meyveler, çeşitli çiçekler en dikkat çekenlerdir. Bu çiçek ve meyvelerin, bereket boynuzunun içine yerleştirilerek ve yine bu anlamları taşıyarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu örneklerden biri, İstanbul Kadıköy’de Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı’nda bulunur (Res. 16). İçinden dolgun taç yapraklı çiçeklerin çıktığı bereket boynuzu 1751-52 tarihli, üçgen tepelikli Mustafa Beyin ehli Ümmühan Hanım’a ait mezar taşının köşelerinde, bir halkanın içinden geçerek stilize şekilde betimlenmiştir.54

50 Şazimet Korkmaz Algan, 19. Yüzyıl Osmanlı Saraylarında Kullanılan Kumaşlar ve Bu Kumaşlarda Hereke Fabrika-i Hümayunu’nun Yeri ve Günümüze Yansımaları, (Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kocaeli, 2005, s.38, Desen 34: 952 numaralı Desen.

51 19-20 yüzyıl levha bezemelerinde kullanılan örnekler için bkz. Melahat Barik, Barok Dönemi Levha Tezyinatı, (Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi), Erzurum 2010, s. 57, 65, 68, 70, 83.

52 Anonim, Osmanlı Fermanları, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 1992, s. 140-141; Başak Burcu Tekin, Batılılaşma Sürecinde Osmanlı Tezhip Sanatı (1789-1922), (Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi), Kayseri 2008, s. 117-118. Bu koleksiyondaki aynı döneme air diğer örnek için bkz. Anonim, age,1992, s. 158-159.

53 Son yıllarda monografik veya genel yayınlarda meyveler ve çiçeklerle ilgili çalışmaların s.sı artmış ve zengin bir literatür oluşmuştur. Bu konuda temel yayınlardan bazıları için bkz. Mehmet Aça, “Türk İnanış ve Düşünüş Sistemlerinde Meyve”, Fikret Türkmen Armağanı, Kanyılmaz Matbaacılık, İzmir 2005, s. 11-22; Gönül Cantay,

“Türk Süsleme Sanatında Meyve”, Turkish Studies, v. 3-5, 2008, s. 32-64; Deniz Çalışır, “Osmanlı Görsel Kültüründe Meyve Teması: Geleneksel Natürmort Resimleri Bağlamında Bir Değerlendirme”, Turkish Studies, V.

3/5, 2008, s. 65-86; Yaşar Çoruhlu, “Eyüp ve Çevresindeki Mezar Taşlarında Görülen Kâse İçinde Meyve Tasvirlerinin Sembolizmi”, II. Eyüp Sultan Sempozyumu 8-10 Mayıs 1998, Eyüp Belediyesi, İstanbul 1998, s. 118–

127; Sadettin Eğri, “Meyvelerin Dilinden Fal ve İşaretler”, Turkish Studies, v. 3-5, 2008, s. 626-660; Semra Ögel,

“18. ve 19. Yüzyıl Osmanlı Sanatında Taş Üzerinde Cennet İmgelerinden Örnekler”, Sanat Tarihi Defterleri, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi Yayını, İstanbul 1999, s. 73-79; Rukiye Eser Gültekin, “Türklerde Bereket Sembolü Olarak Kullanılan Meyve Motifleri ve Mimaride Değerlendirilmesi”, Turkish Studies, c. III, Ankara 2008, s.13;

Mustafa S. Küçükaşçı “Orta Çağda Meyve Sembolizmi”, Meyve Kitabı, Kitabevi, İstanbul 2006, s. 553-554.

54 Selma Gül, Kadıköy Tasköprü Caddesi Mezarlığı (Batı Yönündeki 18. Yüzyıl Mezar Taşlarının Sanat Tarihi Açısından Değerlendirilmesi, (Marmara Üniversitesi Türkiyat Arastırmaları Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2009, s. 111-113; Bu mezarlıkta Serife Havva Hanım’a ait ve 18. yüzyıla tarihlenen başka bir mezar taşındaki bereket boynuzunun içinde kayısı motiflerinin tasvir edildiği bilinir. Konuya ilişkin bilgi için bkz.

agt. s. 21-22.

(9)

Semiha ALTIER

29

Volume 10 Issue 7 October

2018

İzmir Emir Sultan Dergâhı haziresinde Şerife Ayşe Kadın’ın 1808 tarihli mezar taşı, 55 bu motifin en iyi örneklerinden birini temsil eder (Res. 17). Ana cepheden tasvir edilmiş caminin sağında bereket boynuzunun içine armut, gül, dolgun taç yapraklı çiçek ve yapraklardan oluşan bir demet yerleştirilmiştir.

Diğer bir örnek bugün Manisa Müzesi’ne (Mevlevihane) Zeytinliova’dan getirilen Fatime Hanım’a ait 1818 tarihli mezar taşıdır56 (Res. 18). İçinden iri gül, dal ve yaprakların çıktığı üzeri yivli boynuzun, ön cepheden tasvir edilmiş bir caminin iki yanına simetrik olarak yerleştirildiği görülür.

Yine bir cami ile birlikte tasarlanmış bereket boynuzu, İzmir-Çeşme Mezarlığı’nda Mustafa Ağa’nın kerimesi Ayşe Hanım’ın 1827-1828 yıllarına ait mezar taşında karşımıza çıkar (Res. 19). Bu örnekte bereket boynuzu, taşın tepelik kısmında yer alan caminin solunda oldukça stilize edilmiş olarak tasarlanmıştır.57

İstanbul Şeyh Vefâ Cami Haziresi’nde Fesci Yahya Ağa’nın zevcesi, Kasım Ağanın validesi Emine Hatun’un 1848 tarihli mezar taşında58 şahidenin tepeliğini oluşturacak şekilde;

içinden uzun, ince natüralist yaprakların çıktığı bir bereket boynuzu görülür (Res. 20).

Bereket boynuzunun cami tasviriyle birlikte tasarlanmadığı, başka bir deyişle tek başına kullanıldığı örneklere Tekirdağ Eski Mezarlık’ta rastlanır (Res. 21). Bu örneklerden biri Kocabaş Mustafa Reis kerimesi Hüseyin Ağa halilesi Hace Habibe Molla Hanım’a ait ve 1849-1850 tarihlidir.59 Bereket boynuzu bu örnekte, ucu sağa doğru kıvrılmıştır ve içinden fışkıran uzun yapraklar mezar taşının tepeliğini oluşturmuştur.

İstanbul Yenikapı Mevlevihânesi Haziresi’nde Mevlevî Ârif Paşa’nın hemşireleri Fâtıma Nesibe Hanım’ın 1862 tarihli60 mezar taşının kitabesi üzerinde, sağa doğru yerleştirilmiş bereket boynuzunun içinden natüralist yapraklar çıkmaktadır (Res. 22a-22b).

Yine İstanbul’da, Fatih Camisi Haziresi’nde, 1903 tarihli Saadet Hanım’ın ayak mezar taşının61 tepeliği bir bereket boynuzu ile taçlandırılmıştır (Res. 23a-23b).

Mezar taşlarından sonra bereket boynuzu motifinin yoğun kullanıldığı yerlerden biri Osmanlı armasıdır.62 Bir otoriteyi veya bir sosyal statüyü ifade eden; üzerinde yer aldığı nesneyi, taşıdığı fikir ve otoriteye bağımlı veya mensup kılan tanıtıcı şekil olarak tanımlanan

55 Necmi Ülker - Cahit Telci-Turan Gökçe, İzmir'de Türk Mührü: Emir Sultan Dergâhı Haziresi Mezar Kitâbeleri, Şenocak Yayınları, İzmir 2008, s. 128, 256.

56 Gül Tuncel, Batı Anadolu Bölgesinde Cami Tasvirli Mezar Taşları, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1989. s.

90-91. İzmir-Pınarbaşı’nda 1839 tarihli Fatime Kadın’ın bereket boynuzu içeren mezar taşı için bkz. age, s. 153

57 Ertan Daş, “Çeşme Mezarlığı'ndaki Mimari Tasvirli Mezar Taşları”, Sanat Tarihi Dergisi, c. 8, s. 8, 1996, s. 21- 32.

58 Mustafa Sürün, İstanbul Seyh Vefâ Cami Haziresi (Mezar Taşları Tipolojisi Üzerine Bir Deneme), (Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2006, s. 67. Yine aynı hazirede Fârisihandan Sahaf Muhammed Hatıf Efendi’nin zevcesi Şerife Halide Hanım’ın 1849 tarihli mezar taşı benzer şekilde hazırlanmıştır. Bilgi için bkz. age, s. 55.

59 Kitabeyi okuyan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Gülgün Yazıcı’ya çok teşekkür ederim. Bu mezarlık alanında tarafımızdan, bu mezar taşına çok benzeyen başka bir örnek daha tespit edilmiştir.

60 Süleyman Berk, Zeytinburnu’nun Tarihi Mezar Taşları Zamanı Aşan Taşlar, Zeytinburnu Belediyesi, İstanbul 2006, s. 513

61 Ayfer Aydoğdu, 19. Yüzyılda İstanbul’daki Bazı Hazirelerdeki (Sur İçi Bölgesi) Mezar Taşlarında Kullanılan Motiflerin Analizi, (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2011, s. 87.

62 Osmanlı armaları sanat tarihsel bakımdan ayrıca ele alınacak kadar geniş bir konudur. Bu çalışmada, konunun çerçevesini aşmamak için armalara ilişkin temel yayınlar ve sınırlı sunulan örnekler üzerinden değerlendirme yapılmıştır.

(10)

ThBir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

30

Volume 10 Issue 7 October

2018

armanın63 yerine Osmanlı Devleti’nde uzun süre sultanların tuğraları kullanılmıştır. Osmanlı Devlet Arması yada Arma-i Osmanî’nin ilk tasarımı, II. Mahmud döneminde (1808-1839) bir İtalyan sanatçıya yaptırılmışsa da asıl 1882’de II. Abdülhamid’in isteğiyle yeni düzenlemelere gidilmiş ve son halini almıştır.64 Bu düzenlemede Sultan Abdülmecid döneminde Brüksel'de Laurent Joseph Hart’a (1810-1860) yaptırılan 1850 tarihli Tanzimat Madalyası’ndan (Res. 24) ilham alınmış; bir yandan devletin temel kavramlarını karşılayan, öte yandan iktidarı temsil eden semboller kullanılmıştır.65 Armanın Osmanlı toplumunda hem mimari hem küçük el sanatlarında, aynı zamanda bir prestij unsuru olarak kullanıldığı anlaşılır.66

Osmanlı armasında yer alan sembollerden biri, zengin Osmanlı topraklarını simgeleyen bereket boynuzudur67 ki Osmanlı sancaklarının birleştiği noktada, sola doğru uzayarak tasvir edilir.68 Armanın mimarinin cephelerinde kullanımı söz konusu olduğunda hem yapıların içinde hem dış cephelerinde, ayrıca mimber, şadırvan gibi mimari elemanlar üzerinde karşımıza çıktığı görülür. Bu örneklerden biri yapısı günümüze ulaşamayan 1890 tarihli Bağdat Köşkü Karakolu’nun armasıdır ve bugün Topkapı Sarayı Müzesi’ndedir.69 (Res. 25).

1913 yılında Samsun’da Gabilizade Necip Bey tarafından mimar ve mühendis olan Mösyö Riçi’ye inşa ettirilen Eski Belediye binasının balkon korkuluklarında bir arma göze

63 Selçuk Mülayim, “Arma” Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 3, 1992, s. 382; Reşat Ekrem Koçu, “Arma”, İstanbul Ansiklopedisi, c. 1, 1958, s. 1035, Tolga Akay, “Osmanlı Devleti’nde Arma-i Osmânî ve Tuğrâ-yi Hümâyûn’un Alâmet-i Farika Olarak Kullanımı”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, s. 9, Bahar, 2012, s. 7; Nüzhet İslimyeli, Sanat Terimleri Ansiklopedisi, c. 1. Doğuş Lmd Şti. Matbaası, Ankara 1973, s.41’de armayı “Bir şehir hanedan ve devletin sembolü olarak kabul edilmiş biçim” olarak tanımlar. Celal Esat Arseven ise, “Arma”, Sanat Ansiklopedisi, c. 1, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1983, s. 103’te arma tanımını “Bir devlet, bir şehir, bir hükümdar veya aileye mahsus olan alametlerin tertibinden husule gelen resim, kabartma, silah ve eşyayı ihtiva eden levhası” olarak yapar. Mehmet Zeki Pakalın Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, I, MEB İstanbul, 1993, s. 80’te

“Bir aileye, bir hükümdara, bir şehre veyahut bir hükümete ait farik alamete verilen addır. Tiraz dahi denilir”

şeklinde armayı açıklamıştır.

64 Mülayim, age, s. 382. Osmanlı devlet arması ile ilgili birçok yayın yapılmıştır. Bu konudaki en temel yayınlar için bkz. Özdemir Kemal, Osmanlı Arması, Dönence Basım ve Yayın Hizmetleri, İstanbul 1997; Mehmet Zeki Kuşoğlu, Osmanlı Arması, İBB Yayınları, İstanbul 2006.

65 İbrahim Artuk, “Madalya”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c. 27, 2003, s. 301; Önder Aydın, Son Dönem Osmanlı Mimarlığı’nda Batılı Klasik Oranların Kullanımı Üzerine Bir Araştırma: Sultan II. Abdülhamid Devri (1876-1909) Hükümet Konaklarında Sütun Düzeni Analizi, (Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara 2006, s. 4; Özdemir, age, s. 88; Namık Sinan Turan, “II. Abdülhamid Döneminde Diplomaside Sembolik Dil İnşasında Nişanın Yeri: Toplumsal Anlamda Ötekini Taltif Etmek “Şefkat Nişanı”, Halil İnalcık Armağanı III, (ed. Ahmet Özcan), Doğu Batı Yayınları, İstanbul 2017, s. 216-217; Selim Deringil, İktidarın Sembolleri ve İdeolojisi II. Abdülhamid Dönemi (1876-1909), Çev:. Gül Çağalı Güven, Doğan Kitap, İstanbul 2014, s. 8-9; Deringil, bu çalışmasında arma üzerindeki sembollerden söz ederken muhtemelen bereket boynuzunu ve içindeki çiçekleri kast ederek “Devletin yüce merhametini temsil eden çiçek açan güller ve günlükle dolu bir vazo gibi geleneksel İslami-Osmanlı simgeleri de bulunuyordu” demektedir.

66 Ayşe Nur Kaya Demirli, Abdülhamit Dönem Kayser Yapıları, (Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kayseri 2006, s. 19.

67 II. Abdülhamid döneminde klasik şeklini alan Osmanlı armasını oluşturan nesnelerin tam olarak neyi sembolleştirdiği açık olarak devlet kademelerine bildirilmemiştir. Ancak 1905’te Avusturya Nezareti İstanbul Elçiliği’nin, Hariciye Nezareti’nden konuya ilişkin bilgi istemesi üzerine, verilecek cevap için bir heyet oluşturulduğu bilinmektedir. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Selman Can, “Osmanlı Arması'nın Doğuşu”, Ortaçağ- Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri 18-20 Ekim 2012, Ed. Meryem Acara- Ebru Bilget Fataha-Gülseren Koyuncu, Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, Sivas 2014, s. 175. Konu kapsamında bereket boynuzunun armada Osmanlı devletinin zengin topraklarını simgelediği düşünülmektedir. Özdemir, age, s.

127-128.

68 Bu bölümde armanın kullanımına ilişkin verilen örnekler elbette bunlarla sınırlı değildir. Çalışmanın çerçevesini aşmamak için farklı malzeme ile yapılmış örneklere ağırlık verilmeye çalışılmıştır.

69 Aynur Çiftçi-Nadide Seçkin, “19. Yüzyılda İstanbul’da İnşa Edilen Askeri Yapıların Koruma Sorunları”, Megaron, YTÜ Mim. Fak. e-Dergisi, c. 1, s. 1, 2005, s. 53, 66.

(11)

Semiha ALTIER

31

Volume 10 Issue 7 October

2018

çarpar (Res. 26). Osmanlı armasının altındaki kitabede Sultan V. Reşad’ın (1844-1918) adı ve yapının tarihi geçer.70

Osmanlı devlet arması sivil ve dini mimaride duvar resimlerinde de karşımıza çıkar.

Bunlardan biri Kocaeli-Derince ilçesi Tahtalı Köyü’ndeki Beş Divanlı Rıza Bey Konağı’dır.71 Kitabesinden 1892-93 yılında, Kocabaşoğlu Yusuf Ağa için yaptırıldığı anlaşılan konakta Osmanlı arması ile Sultan II. Abdülhamid’in tuğrası bulunur. Bereket boynuzu motifi, Osmanlı sancağının birleştiği yerdedir ve boynuzun içinden natüralist çiçeklerle yapraklar çıkmaktadır (Res. 27).

Dini mimaride kullanılan bir örnek olarak Osmanlı arması, 19. yüzyıla ait duvar resmi ve kalemişi barındıran Kütahya Tavşanlı Kurşunlu Cami’nde (Hacı Veliyuddin Camii) karşımıza çıkar. Harimde, Süleymaniye Camii tasvirinin yanında 1912 tarihi ve Osmanlı arması görülür.

72 (Res. 28).

Mimarideki örnekler dışında küçük el sanatı ürünlerindeki armalar mezar taşlarında karşımıza çıkar. Kadın mezar taşlarında tepelik veya köşeliklerde yoğun olarak gördüğümüz bereket boynuzu motifi, erkek mezar taşlarında armalarda kullanılmıştır. Bu örneklerden biri Osmanlı arması ve II. Abdülhamid’in tuğrasının yerleştirildiği Aydın Cihanoğlu Mezarlığı’nda 1892 tarihli Mustafa Nuri Bek’in şahidesindedir 73(Res. 29).

İstanbul-Eyüp Hüsrev Paşa Kütüphanesi arkasındaki hazirede süvari askeri reisi Hoca Raşid Paşa’nın mahdumu Müşir İsmail Hakkı Paşa’nın 1910 tarihli sembolik lahdinin pehle taşlarında Osmanlı arması yer alır74 (Res. 30).

Yıldız Porselenleri olarak bilinen bir grup vazo Osmanlı armasının, dolayısıyla bereket boynuzunun sıklıkla rastlandığı yüzeylerdir. Yıldız Porselenleri Koleksiyonu’ndaki 1896 tarihli Dolmabahçe Sarayı Muayede Salonu’ndaki vazonun (env. no. 13/134) boynunda Sultan Abdülhamid’in adıyla birlikte Osmanlı devlet arması yer alır75 (Res. 31a-31b).

70 Abdullah Şevki Duymaz, “XIX. yüzyılda Samsun'un Kentsel Gelişimine Dair Bir Kaç Mimari Örnek”, Geçmişten Geleceğe Samsun Sempozyumu, 4-5-6 Mayıs 2006, Samsun, 2006, s. 458; Emre Kolay, “Geç Dönem Osmanlı Mimarisinde Oryantalist Üslupta Bir Örnek: Samsun Belediye Binası”, Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi, c. 4, s. 9, Temmuz, 2017, s. 61; Serpil Seyfi, Samsun'da XIX. Yüzyılda Batı Tesirli Binaların Cephe Mimarisi, (Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Erzurum 2015, s.

15, fot. 37-59.

71 Konak hakkında geniş bilgi ve duvar resimleri için bkz. Esra Çelik-İnci Kuyulu Ersoy, “Kocaeli Yapılarında Bulunan Resimli Bezemelerden Örnekler”, Uluslararası Gazi Akçakoca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu Bildirileri, Ed. Haluk Selvi, M. Bilal Çelik, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yayını, Kocaeli 2015, s. 1654-1656.

72 Yasemin Ecesoy, Osmanlı Dönem Anadolu Duvar Resimlerinde İstanbul Tasvirleri, (Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kayseri, 2011, s. 201; Günsel Renda, yapıda 1886 yılını veren daha geç tarihli bir onarım kitabesi olduğunu, ancak tasvirlerin 1813 yılında yapılmış olabileceğini düşünmektedir Renda, age, s. 153.

73 Nilgün Kurukaya, Aydın Merkezdeki Mezar Taşları, (Erciyes Üniversitesi, (Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kayseri 2014, s. 207

74 Candaş Keskin, “Eyüpsultan’da Bulunan Osmanlı Dönemi Armalı ve Nişanlı Mezar Taşları”, Tarihi, Kültürü ve Sanatıyla III. Eyüpsultan Sempozyumu, 28-30 Mayıs 1999, İstanbul 1999, s. 371.

75 Demet Coşansel Karakullukçu, 150 Yılın Sessiz Tanıkları Saray Porselenlerinden İzler, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, İstanbul 2007, s.154, 156; Önder Küçükerman-Nedret Bayraktar-Semra Karakaşlı, Milli Saraylar Koleksiyonunda Yıldız Porseleni, TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı, İstanbul 1998, s. 92. Aynı koleksiyonda 1900 tarihli, Enderunî Abdurrahman imzalı vazo (env. no. 52/1163) ile ilgili bilgi için. bkz. Suna Canan Aydın Altay, Yıldız Çini Fabrika-i Hümâyûnu Üretimi Art Nouveau Eserler, (Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2015, s. 102-103; Karakullukçu, age, s. 157.

(12)

ThBir Motifin Peşinden: Osmanlı Sanatında “Bereket Boynuzu”

32

Volume 10 Issue 7 October

2018

Osmanlı armasının bulunduğu süsleme alanlarından biri de tezhiplerdir. Bu grup içinde Sultan II. Abdülhamid’in doğum tebriği (İstanbul Türk İslam Eserleri Müzesi, env. no. 3291)76 Osmanlı armasıyla dikkat çeker. Hattı Bozoklu Akif Paşa (1787-1845) tarafından yazılan 1842 tarihli tebriğin armasındaki bereket boynuzunun içine gül, papatya ve uzun yapraklı çiçekler yerleştirilmiştir.

Sultan Abdülhamid dönemi Osmanlı armasının kumaş üzerindeki A. Nakkaşyan tarafından Halep’te yapılmış, 1908 tarihli bir örneği Edhem Eldem Koleksiyonu’ndadır77 (Res.

32).

Dolmabahçe Sarayı’nın Pembe Salon perdesi üzerindeki Osmanlı armasında da bereket boynuzu yer alır.78

Bu örneklerden bereket boynuzu motifinin farklı yapı türlerinde ve değişik malzemelerle, hem tek başına hem de Osmanlı arması içinde yaygın bir biçimde kullanıldığı görülmektedir.

3. Değerlendirme ve Sonuç

İnsanoğlunun hayatında önemli bir kavram olan bereket, tarihöncesi çağlardan itibaren farklı anlamlara, kavramlara ve şekillere dönüşmüştür. Pagan inancında bolluk-bereketi temsil eden tanrılar/tanrıçalar ortaya çıkmış ve onların adına ayinler yapılmıştır. İslam inanışında ise bereket, hem dünya hem ahirete yönelik kazançla ilişkilendirilmiş; birçok sanat eserinde bolluk/bereketi temsil eden semboller kullanılmıştır. Bu sembollerden biri kaynağı prehistorik dönemlere inen boynuzdan gelen, bereket boynuzudur. Antik Yunan mitolojisinden kaynaklanarak Roma, Bizans kültürlerinde de devamlılık bulan, bolluk ve bereket simgesi olan bereket boynuzu motifi, zaman içinde unutulmadan sanat eserlerinde devamlılığını sağlayabilmiştir. Her ne kadar eski Türk inancında boynuz kutsal bir nesne olarak görülmüş;

güç ve bereketle eş tutulmuşsa da bereket boynuzunun Osmanlı sanatına girişi 18. yüzyılda Lale devrini kapsayan Batılılaşma sürecinde olmuştur. Örneklerden anlaşıldığı üzere oldukça sevilen/beğenilen bu motif farklı yüzeylerde, değişik malzemelerde, imparatorluğun çeşitli kentlerindeki yapı ve el sanatlarında kendine yer bulmuş; aynı zamanda Osmanlı devlet armasının bir parçasını da teşkil etmiştir. Bereket boynuzunun, yer aldığı yapıların mimarları ve banileri göz önüne alındığında hem yerli hem yabancı ustalarca yadırganmadan, anlamını da koruyarak kullanılabildiği görülmektedir. Bu kullanım, sınırlama olmaksızın sivil yapıların yanı sıra dini yapıların süslemelerinde de karşımıza çıkar.

Bu motifin mezar taşlarındaki tek başına kullanıldığı örnekler, kadınlara ait olanlardadır.

Bu yoğunluk bolluk berekete, dolayısıyla dişil anlama yani üremeye, doğurganlığa bir atıf yapıldığını akla getirir. Bereket boynuzunun içine yerleştirilen çeşitli meyve ve çiçeklerin cennet sembolleri olması da, bu motifin kullanılmasında etken olduğunu düşündürür.

Erkek mezar taşlarında Osmanlı devlet arması yer almışsa, bereket boynuzu da doğal olarak karşımıza çıkmaktadır. 1850’de hazırlanan Tanzimat madalyası esinlenilerek tasarlanan Osmanlı devlet armasının özellikle II. Abdülhamid döneminde yoğun olarak karşımıza çıkması, aynı zamanda armanın bir parçası olan bu motifin de kullanımı anlamına gelir.

Osmanlı topraklarının bereketi anlamını armalarda görselleştiren bu motifin erkek mezar

76 Mebruke Tuncel, Osmanlı Dönemi Tezhip Sanatında Barok-Rokoko Üslubu (18-19 yüzyıl), (Mimar Sinan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2002, s. 208-209, Res. 5. 65.

77 Edhem Eldem, “Geç Osmanlı Döneminden Günümüze İntikal Eden Bir Kitsch Nümunesi: Arma-i Osmani”, Toplumsal Tarih, 192, Aralık 2009, s. 2.

78 Önder Küçükerman, Sanayi ve Tasarım Yarışında Bir İmparatorluk İki Saray, Topkapı ve Dolmabahçe, YKY, İstanbul 2010, s. 364.

Referanslar

Benzer Belgeler

This study aimed to record the genus Reynoutria and its species ( R. japonica ) to the alien vascular flora of Turkey.. MATERIAL

Buradan tüketicilerin mağazaya sadakati ile mağa- za imajı faktörleri olarak gruplandırılan fiziksel özellikler, ürün özellikleri, fiyat özellikleri, personel

This thesis presents a pioneering effort for statistical language modeling of Turk­ ish. Previous statistical natural language processing studies have used words

Modellere göre, X ›fl›nlar› yayan s›cak gaz›n so¤umas›, en önce de merkezdeki yo¤un gaz›n so¤umas› gerekmekte.. Böylece, merkezde

Senaryosu Yıldırım Türker'e ait olan filmde, Derya Ar- baş'tan başka Deniz Türkali, Uzay Heparı, Deniz Atamtürk, Kaan Girgin, Mehmet Teoman ve Cengiz Sezici ile

[r]

Akıl ile hür irade şartı yerine getirildiği zaman hem din hem de dindarlık kavramı netleşir. Nitekim isim olan din kelimesiyle ve masdar olan dindarlık arasındaki fark, kişiye

3. Allahʼın velîsi olan evladım aynı zamanda ricâldendir. Halkın kalplerindekini görüp bilmesi onun kerâmetlerindendir. Yine onun kerâmetleri arasında; âhiretteki