1852-1862 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilen Halki Palas, uzun yıllar Heybeliada'da 1813-1918 vil lan arasında faaliyet gösteren Elen Ticaret Okulu'nun konuklarına hizmet verdi.
Halid Palas’m üçüncü bahan
yi
EMİN OZCAN
Belli ki Orhan Veli “ vazifesini” iyi yapmış. Gök masmavi, denizde bir tek yırtık yok., çarşaf gibi uzanıyor... Gerçi deniz biraz bu lanık ve rengi maviden yeşile meyletmiş, ama , bunda ünlü ozanın hiçbir suçu yok. Suç bü tünüyle ondan sonra gelenlerde. Denizin ye şilinde, biraz da suya akseden yeşil yamaç ların payı var...
Burası Heybeliada... Hani şu İstanbul'un ya- nıbaşmdaki Prens Adalarfnın üçünciisü. Bir yanında Burgazada. diğer yanında Büyüka- da, yemyeşil sırtlan ve bu yeşilliğin içine gö mülmüş yapılarıyla, uzaktan İstanbul’u sey rediyor. İstanbul’a çok yakın, ancak kirine ve gürültüsüne Fizan kadar uzak, dingin bir yaz gününde, Marmara’nın sessizliğini din liyor...
Heybeliada’nın Burgazada’ya bakan ya maçlarında yeşilin içine gömülen yapılardan biri, çevresindekilerden oldukça farklı. Bu yapı tarihten izler taşıyan ve günümüzde üçün cü baharını yaşayan Halki Palas... Hani şu adını 17. yüzyılda adada çıkarılan ‘bakır’dan alan ve 1918’lere kadar adada eğitim veren Elen Ticaret Okulu’nun velilerinin uğrak ye ri olarak birinci baharını yaşayan Halki Pa las.
Hani şu 1930’lardan itibaren bir terkedil mişlik yaşayan ve 1989 yılında aslına uygun restore edilerek ikinci baharına başlayan Hal ki Palas... 1991 yılında tamamen kül olan ve sonrasında aslına uygun olarak yeniden inşa edilen ve 1994’ten bu yana üçüncü baharını yaşayan Halki Palas...
UniKÖY
jtyucit
w«
rj
► Heybeliada'daki Halki Palas, tarihi
özelliklerine uygun olarak inşa
edilmiş dış cephesi ve günün
gereksinimlerine uygun donatılmış 44
odası ile bir otelden çok, büyükçe bir
konağı andırıyor. Metin Erduran
Halki’yi bir ev olarak gördüğünü ve
kendisinin de ev sahibi olduğunu
vurguluyor ve “Otelleri otel yapan
insandır” diyor.
Türkiye’nin belki de otel amaçlı inşa edi len ilk binası olan Halki Palas, bugün de “ otel” olarak hizmet veriyor. Ancak Hal- ki’nin “ev sahibi" Metin Erduran’ın deyişiy le -Genel Müdür Metin Bey kendisini böyle tanımlıyor- bir otel gibi "müşterileri” değil, bir ev gibi “ konukları” ağırlıyor.
Tarihi özelliklerine uygun olarak inşa edil miş dış cephesi ve günün gereksinimlerine uy gun donatılmış 44 odası ile bir otelden çok, büyükçe bir konağı andırıyor Halki Palas. Ev sahibi Metin Erduran’a göre de Halki Pa- las’ııı en önemli özelliği bu. “ABD’de oda sa yısı binden az olan otel bulamazsın” diye bir anımsatma yapan Erduran, “ Oteller büyü dükçe, otele gelen konuklar da, çalışanlar da sadece birer numara haline geliyor, sıcaklık kalmıyor” diyor.
Halki’yi bir ev olarak gördüğünü ve ken disinin de ev sahibi olduğunu belirten Erdu ran, “ Otelleri otel yapan insandır. Bir binayı ne kadar lüks donatırsanız donatın, sonuçta hizmeti veren insandır. Zamanla her şey unu
tulur, ancak kişiye özel verilen bir hizmet, bir yemeğin lezzeti unutulmaz. Büyük otel lerde bir müşteriye adıyla hitap etmek bile ar tık imkansız hale geldi ” diye sürdürüyor söz lerini.
Söz otellerden ve hizmetten açılınca Tür kiye’deki turizm konusunda kısa bir değerlen dirme yapmaktan da kendini alamıyor Erdu- ran:“ Son yıllarda Türkiye’de turizm konu sunda büyük bir tezat yaşanıyor. Şu anda ül kemizde bir tesis enflasyonu var. Bir yandan büyük yatırımlarla ülkemiz için gerçekten kazanç olan çok güzel tesisler ortaya çıktı, öte yandan bunlar için gerekli insan gücü yetiş tirilemedi. Bir işletmenin başarılı olması için en önemli unsur olan insan gücünün altyapı sı yetersiz olunca, hemen hemen tüm işletme ler personel sıkıntısı çekmeye-başladı. Tu rizm okullarımız, turizm personeli açısından en gerekli olan yabancı dil eğitimi konusun da yeterli değil.
Birde turizm anlayışımızda eksikler var. Tu rizmi, yalnızca havaalanları ve oteller olarak
4
görüyoruz. Oysa turizmin kapsamı çok dana \ geniştir. Örneğin sağlık hizmetleri ve ulaşım turisti çok yakından ilgilendirir. Nitekim bu nun örnekleri de yaşandı. Zamanında hasta neye yetiştirilemediğinden ya da yetersiz sağ lık hizmeti yüzünden hayatını kaybeden in sanlar oldu.Doğaya duyarlılık, bu alanda geç kalınmış olsa da, titizlikle üzerinde durmamız gereken bir konu. Bizim olmayan bir malı, ge lecek nesillere sağlıklı olarak aktaracağımı za, hoyratça harcıyoruz”
Turizm konusundaki eksiklikleri sayarken HAB1TAT H’ye de küçük bir gönderme ya pan Erduran, “ HAB1TAT öncesindeki çalış malar, 65 yaşındaki bir kadını 38’inde gös termek için makyaj yapmaya benzedi. İstan bul’un sorunlarına köklü çözüm bulunacağı na, sadece kenti allayıp pullama yoluna gidil d i” diyor.
Metin Bey’in ev sahipliğini yaptığı Halki. 130 yıl öncesinin Halki si değil elbet. Bugün yangından kurtarılabilen yalnızca üç tarihi eşyayla yetiniyor, tarihi Halki... Bir gramo fon, bir yaldızlı ayna ve “ KADIKÖY’üne İLK KALKACAK VAPUR”un zamanını gös teren bir duvar saati... Eski sarnıç bugün sa una haline gelmiş. Elen Ticaret Okulu’nu zi yarete gelen velilerin yerini şimdi büyük ken tin sıkıntısından kaçan insanlar, yolu bir rast lantıyla Heybeli’ye düşmüş yabancılar ve bi raz iş, biraz eğlence amacıyla şirket toplan tılarına katılan personel almış durumda. Za ten ne Heybeliada eski Heybeli, ne İstanbul eski İstanbul, ne de sabahları göğü boyayıp, yırtılınca denizi diken Orhan Veli var artık... Ama herşeye karşın yaşam sürüyor...
T T-
^ 0 0 O l *
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi