Geçmiş Zaman Olur ki / ÖNCE UPON A TIME
By NECDET SAKAOĞLUF. Perlberg’in bu resmin
deki eski İstanbul,
Köprü’de odaklanan canlı lığı, geri plandaki tslami mimarisi, Haliç sularında havalanacakmış gibi du ran yelkenlileriyle bam
başka bir dünyadır.
G ünüm üzde bu eşsiz manzaranın camiler dışın daki çizgileri silinmiştir. Edmondo d'Amicis, 120 yıl önceki büyüleyici man
zaranın özelliklerini,
kurşunla kaplanmış küçük kubbecikler, birbiri üstünde yükselen çatılar ve revaklar, oymalı kemerler, abidevi çeşmeler, altın benekli rengarenk duvarlar, çınar, selvi gölgeleri olarak resmeder. İstanbul halkını görmek için de Köprü’de durmak gerektiğini; buradaki insan selinin Hindistan çarşılarını, Nijni-Novgorod panayırlarını, Pekin bayramlarını unutturduğunu vurgular. İki bük lüm yük taşıyan hamallar, çevresine kaçamak bakışlar yönelten, sedef ve fildişi işlemeli sedyelerdeki kadınlar, ipek sarıklı ve mavi kaftanlı yaşlı Türkler, önünde sır ma şeritli bir vardacının koştuğu sefir arabaları, derviş ler, astragan kalpaklı Acemler, sarı cüppeli Museviler, saçı başı karışık Çingeneler, mor-yeşil feraceli kadınları taşıyan çiçek ve kuş resimleriyle bezeli arabalar, hasta ne rahibeleri, bellerinde piştovlarıyla beyaz etekli Arnavutlar ise geçen yüzyılda, yabancı gezginlerin or
tak gözlemleriydi. •
O ld Istanbul as depicted here by F. Perlberg captures the anim ated movement on the bridge against an ethereal background o f Islamic archi tecture a nd sailing boats on the Golden Horn that seem rea d y to f l y a w a y a t a n y moment. Nothing remains o f th is sc e n e to d a y b u t the mosques. Edmondo d'Amicis describes th is e n c h a n tin g citysca p e w ith its leaden domes, roofs rising in tiers, colonnades, carven arches, m onum ental fountains, gold- speckled walls o f myriad colours, stately planes a n d shady cypresses. He recommends that to see all the diverse peoples o f this cosmopolitan city one has only to stand on the bridge, where “two hum an currents flow incessantly back a nd forth from dawn to sunset, affording a spectacle which the market places o f India, the Pekin fete, or the fairs o f Nijnii-Novgorod can give but a fa in t conception of. ” Turkish porters bent dou ble, ladies in sedan chairs inlaid with mother-of-pearl a n d ivory, Turks in white muslin turbans a n d blue caftans, the carriages o f European ambassadors preceded by liveried out riders, dervishes, Persians in towering caps o f black astragan, Jews in yellow garments, dishevelled gypsies, Turkish carri- adges decorated with flowers a n d birds filled with harem ladies, hospital nuns, a nd white-skirted Albanians with pistols in their belts were sights which delighted d'Amicis an d other
travellers. •
T H E B R I D G E A N D I S T A N B U L
0 0 0 0op ra ve
tan
D IM
S K Y L IF E H AZİRAN 112 JU N E 1995Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Taha Toros Arşivi