• Sonuç bulunamadı

Şair Keçecizade İzzet Molla

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şair Keçecizade İzzet Molla"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Şair Keçecizade İzzet M o lla

İzzet Molla, K azasker Konyak Mılımed Salih E - < [ fendi’nin olup 1875 yılında İstanbul’da doğmuştur. ,

Gençliğinde iyi bir medrese talısili görerek yetişm iş- •

I tir. <

Bu suretle hoca sınılma dahil olan İzzet Molla, . giinün birinde içkiye alışmış ve bu kötü itiyadı yüzün J ! den ilmiye mesleğinden çıkarılm ıştır. İzzet Molla, bun ,

dan sonra müthiş bir sefaletin pençesine düşmüş ve hayattan »mMlnl keserek intihara karar vermiştir. K a ra n k a t’! idi; kendini Göksu deresine a ta ra k canına • kıyacaktı. Bu m aksatla birgiin -kendisine cesaret ver- *

nıesi için- yanına bir binlik rakı şişesi alarak kayığa < bindi. Vaniköyü'ne geldiğinde bir yalının penceresinin } altında geçiyordu. Bu yahnin sahibi o sırada pencere- < ı M » önünde oturmuş eski bir şiir divanını okumakla i

! meşguldü. Divandaki baza şiirler pek karışık olduğun J 1 dan bir şey anlamıyım bu zat. «Ah ulamadan bir zat j ; olsa da benim müşkülümü hallediverse!» diye kendi J kendine söylenirken aşağıdan kayık içinde genç bir < mollanın geçtiğini görünce sevindi. Derhal uşaklarım ] gönderip hocayı yalısına ça ğ ırttı. Bu, ölmek karariyle i yola düşen izzet Molia’dan başkası değildi! Molla, şl- < ! ir meraklısı yah sahibinin müşkülünü lıallettl. Adam < fevkalâde memnun olduğu gibi genç molladan fazlasly J ; İe hazzetti. Yedirdi içirdi, elinden gelen ikramı yaptı. i

1 Bu suretle Mr tesadüf, izzet Mollanın pisi pisine ölme- <

sine mâni oldu!

İzzet Moüa'yı ölümden kurtaran bu zat, devrin büyük nüfuz sahibi şahsiyetlerinden meşhur H alet E fendi'nin dostu idi. izzet, onun sayesinde H âlet’le ta -I nişti; Halet vasıtaslyie, devrin padişahı 2. Mahmud’un

meclisine girmek İmkânını bile buldu! Bundan sonra yıldızı parlıyan İzzet Molla, 1820 senesinde G alata K a ­ dılığına tâyin edildi.

H alet Elendi, 1822 yılında Konya’y a sürüldükten ve bir müddet sonra idam edildikten sonra bütün ya-kınlan gözden düşmüş, şuray a buraya nefyedilmJşti. F a k a t 2 . Malımud, bir suçu bulunmadığına kaani bu­ lunduğu izzet Molla’y a İlişmemiştl. Halbuki Molla, ve­ linimet saydığı H âlet’in feci ftkibe tinden son derece

'■ üzgür.dii. Şurada burada onu m üdafaa ediyor; Ilâlet’in

bu feci durumunu hazırlıyanlara atıp tutuyordu. O sı-' ralarda şu dokunakh beyti yazm ıştı;

H âlet’in canm ı Hak, m âlini aldı mîrî Kaldı düşm anlarına hâyeleriylc Kiri!

N ot: H âye, ve !dr, farsça erkek tenasül azuvia-n d ır!)

H alet Efemü'ııin itibarına sebep olanların başında > Sadnazam Abdullah F a ş a bulunmakta İdL Biraz ev­

vel yazdığımız müstehcen beyit, daha ziyade bn z a t için söylemişti. Bülbülün çektiği dili belâsı dedikleri gl bi, İzzet Molla’mn ölçüsüz sözler] de felâketine sebep , oldu. Molla’y a fevkalâde kızan Sultan Mahnıud, bu patavatsız şairin Keşan’a sürülmesini irade etti. Bu-‘ mm üzerine İzzet Molla, 27 Şubat 1823 de palas pan­ dıras Keşan’ı boyladı! Patavatsızhğı yüzünden Molla’-yi sevilıiyenler, sevenlerden daha çok tu; bunlardan bl-; rl meşhur şairlerden İsm et B ey zade A rif Hikmet Bey’ di. Onun uğradığı badireden memnun olan bn zat, şu tevriyeli tarih] söylemişti:

izzet’te bile kalmadı eski H alet.

Molla, bir sene sonra affedilerek 16 Şubat 1824 de İstanbul'a geldi ve esld Itibnruıa kav uştu. Kendisi­ ne kadılık payesi ve Haremeyn müfettişliği vazifesi verildi. 1828 senesinde Rusya ile savaş halinde bulunu­ yorduk. Molla, harb aleyhinde ve barış lehinde yazdığı bir lâyihayı padişaha sunmuştu. Sultan Mahnıud, hal­ kı isyana teşvik eder m ahiyette gördüğü bu lây iha yü­ zünden o derece öfkelendi ki, İzzet Molla’nuı idamım e m retti! F a k a t Şeyhülislâm Vâsine: zade Abdülveh-kab Efendi ile dalıa birkaç kişi a ray a girerek padişah­ tan şairin afim i istirham ettiler. Bunun üzerine İdam

[ cezası yerine Moüa’ııın Sivas’a sürülmesine k arar ve­ rildi. İzzet Molla Sivas’ta bir sene daha yaşadı ve 1829 yılında orada vefat etti. Kendisinin Sultan Malımud tarafından verilmiş gizli bir emirle boğdurulduğu da rivayet edilir. Cenazesi Sivas’a gömüldü, fa k a t kemik­ leri sonradan İstanbul’a getirilerek A vratpazarı’ndakJ aile mezarlığına gömülmüştür.

İzzet Molla, çok ıızun boylu, iri yapılı bir zat imiş. Kemli hakkında şu beyti söylem iştir:

Uzun boylu, kösece, cesim ü.' vücud ' Cihanda adili adîm ül vücud

İzzet .Molla, divan edebiyatımızın son üstadların-dandır. Kendisi mevlevi tarikatine mensuptu. Niıktei | bol olaıı bir zattı. Meşhur sadrıazamlardan Keçecizade

Fuad Paşa, izzet Molia’ntn oğludur.

Başlıca eserleri: Mihnet - Keşan, Hazan-i Asar, Bahar-i Efkâr, Gülşeni Aşk. .Mihnet - Keşan, Alnıan-caya tercüme edilmiştir. Bu eseri, Mihnct-i Keşan diye yazanlar da varılır. Şair bu eserini Keşan'da yazm ış­ tır. İzzet Molla'mıı birçok beyit ve mısraları atasözü olarak kullanılmaktadır. Kendisinin bazı fıkraları lıâlâ dillerde dolaşmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Eğer hastaların ortalama olarak 20 ilâ 25 £-ün hastahanede kalmaları ve bun- dan 1 gün daha eksik bir zamanda hasta- haneden eve sapasağlam gönderilmesi imkân dahiline

Bütün bu pencerele- rin pervazları çimento ile yapılmış olduğu gibi camları da sabittir ve yalnız içerdeki havanın icab ettiği zamanlarda de- ğiştirilmesi için

Acaristanbul'a verilen yıkım kararının ardından, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Saip Molla Özel Ormanı'nda kurulu bulunan Acarkent ve Beykoz Konaklar ı için de

Bu amaçla, şu sorulara cevap aranmıştır: (1) İlköğretim mezunlarının müzik okuryazarlıkları teori, ezgi ve ritim boyutlarında ne düzeydedir?, (2)

Bilim insan- ları kesilen çimlerin yaydığı kokunun, tadını sevdiği- miz bitkilerin yaydığı kokuyu çağrıştırdığı için hoşu- muza gittiğini düşünüyor.. Bu

Milyonlarca yılda oluşan bu jeolojik yapıların arasında en ilginç olanlardan biri ise büt olarak isimlendirilen üst kısmı düz, dik yamaçlı küçük kayaç

Şimdi belediye Orhan Veli için heykel di­ kerken, aynı belediye Oktay Rifat’a Aşiyan’da yatacak yer ver­ mezse bunda bir tutarsızlık var demektir.. Bir

Nitekim, simdi okuyacağınız cevablan bize, fikrî bakımdan daima karanlık gö­ rünen bu şöhretli hüviyeti soran müphemiyetin pek tipik tezahürleri­ ni