• Sonuç bulunamadı

Karayca Süreli Yayınlar (Çeviri Metin- Dizin-kelime ve Ek Analizi)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karayca Süreli Yayınlar (Çeviri Metin- Dizin-kelime ve Ek Analizi)"

Copied!
1366
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ORDU ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TÜRK DĠLĠ VE EDEBĠYATI ANABĠLĠM DALI

KARAYCA SÜRELĠ YAYINLAR (ÇEVĠRĠ METĠN- DĠZĠN-

KELĠME VE EK ANALĠZĠ)

IġIL ARSLAN

DANIġMAN

DR. ÖĞR. ÜYESĠ ABDULKADĠR ÖZTÜRK

ĠKĠNCĠ DANIġMAN

DR. ÖĞR. ÜYESĠ HÜSEYĠN YILDIZ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Bu tez, Ordu Üniversitesi Bilimsel AraĢtırmalar Projeleri Birimi tarafından B-1825 kodlu proje ile desteklenmiĢtir.

(2)

ÖĞRENCĠ BEYAN METNĠ

Yüksek Lisans tezi olarak savunduğum ―Karayca Süreli Yayınlar (Çeviri Metin- Dizin-Kelime ve Ek Analizi)‖ adlı çalışmamın, tarafımdan bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmadan yazdığımı ve yararlandığım kaynakların ―Kaynakça‖ bölümünde gösterilenlerden farklı olmadığını, belirtilen kaynaklara atıf yapılarak yararlandığımı belirtir ve bunu onurumla doğrularım.

…. /…./ 2018

Işıl Arslan 16530100022

(3)
(4)

ÖN SÖZ

Geçmişten günümüze tarihî devir ve süreçlerden geçen Türk dili, farklı kollara ayrılarak canlılığını korumaktadır. Türk dili bu canlılık içinde asırlar boyu yayıldığı coğrafyalarda konuşurlarınca nesilden nesile aktarılmaya devam etmektedir. Türkler, kurdukları medeniyetlerini, sahip oldukları inançlarını, yaşam tarzlarını ve kültürlerini geleceğe taşıyacaklardır. Günümüzde Türk dili, Oğuz, Karluk, Kıpçak ve Sibirya grupları lehçelerinin yanı sıra Çuvaş, Yakut ve Halaç Türkçeleri ile birbirinden farklı coğrafyalarda 250 milyondan fazla kişi tarafından konuşularak dünyanın ilk beş büyük dili arasında yer almaktadır.

Kuzey-Batı (Kıpçak) grubu Türk lehçeleri arasında yer alan Karay Türkçesi, çeşitli nedenlere bağlı olarak Slav dilleriyle kurulan yoğun etkileşim ve diğer etkenler sonucu unutulmaya ve yok olmaya yüz tutmuş bir lehçedir. Onun tehlike altındaki diller arasında yer alması, son yıllarda araştırmacıların bu alana önem vermelerini de sağlamıştır.

Tarihte Hazarların bünyesinde yaşamış, Museviliği kabul etmiş, İbrani, Kiril ve Latin harflerini kullanarak ilk eserlerini dini içerikli çeviri eserler olarak meydana getirmiş Karaylar, Karay Türkçesini uzun yıllar Trakay, Haliç ve Kırım diyalektleri olmak üzere üç kolda devam ettirmiştir.

Osmanlı Türkçesi ve Tatar Türkçesinin etkisiyle yok olan Kırım diyalektinin, günümüzde Kırım ve Moskova‘da yaşayan Karaylar tarafından tekrar canlandırılmaya çalışıldığı bilinmektedir. Karay Türkçesinin bir diğer diyalekti olan Haliç Karaycası da neredeyse kullanılmayan bir diyalekt durumuna geçmiştir. Karaylar arasında kendi ana dilini bilen ve konuşan sayısı çok azdır. Buna rağmen Trakay Karaycası ise günümüzde Karaycanın en canlı diyalekti olma özelliğini taşımakta; Kırım ve Haliç diyalektlerinin kullanımdan düşmesi ile de Karay yazı dili bu diyalekte dayandırılmaktadır.

Çağdaş Karay edebiyatı 20. yüzyılın hemen başları olarak kabul edilir. A. Mardkowicz, Karaylar için son derece önem taşıyan Karay Awazı (Karay Sesi) adlı dergiyi yayımlamaya başlamış ve bu dergiyi uzunca dönem devam ettirmiştir. Karay edebiyatının en parlak dönemi 1925-1945 yılları arasında çıkan Karayca süreli yayınlar dönemi olarak görülebilir. Abdulkadir Öztürk‘ün kişisel kütüphanesinden istifade edilen ve Karayca süreli yayınlar arasında yer alan

(5)

Karay Awazı, Onarmach, Luwachlar, Halic, Sahyszymyz adlı dergiler tezimizin

ana malzemesini oluşturmaktadır.

Kaybolma tehlikesi altında bulunan Karay dili ile ilişkin amacımız bu çalışma ile elimizde bulunan Süreli Yayınları inceleyerek Karay dili ve edebiyatına katkı sağlamaya, Karay lehçesini canlı tutmaya, yazı dilini korumaya ve unutulmasına engel olmaya çalışmaktır. Özellikle Karay Türkçesiyle yazılan Süreli Yayınları inceleyerek bu alanda çalışma ve yayın yapmak isteyenleri teşvik ederek incelediğimiz metinleri Karay yazı dilene kazandırmaktır.

Adlarının mensup olduğu Musevi dininden geldiği söylenen Karaylar için biz de bu çalışmamızda Karayların yazılı edebi ürünü olan ve Karay edebiyatına ve diline katkı sağlayacağını düşündüğümüz ―Karay Awazı, Onarmach,

Luwachlar, Halic, Sahyszymyz‖ adlı süreli yayınları inceledik. Ayrıca güncel olan

Karaim.org sitesinde Karay Türkçesiyle yazılan ‗Sırrı Troxnun, Agavat, Tabuvcu

Katın, Yazbaşı (Wiosna) ve Dostlarha‘ adlı şiirler de yer verilmiştir.

Karay dillerini 1930 yıllara kadar İbrani, Latin ve Kiril alfaberi ile yazıldığı ve bunların pek çoğu dini içerikli metin içeren elyazmaları kapsadığı bilinmektedir. Karay süreli yayınların başlangıcını 1911 olarak tanımlarsak bizde elimizde bulunan 12 Karay Awazı, 3 Onarmach ve tek sayı halinde mevcut olan

Luwachlar, Halic, Sahyszymyz adlı süreli dergiler transkribe edilerek dijital

ortama aktarılmıştır.

Transkribe edilen metinler Biçimbirimlik Dizin ve Sıklık Dizinleri başlığı altında dizin çalışması gerçekleştirilmiştir. Sıklık Dizinleri başlığı altında kelimelerin metinlerdeki kullanım sıklığı tespit edilerek taplolaştırılmıştır. Ek Sıklık Dizini bölümünde eklerin işlevi, sıklığı, kullanım şekilleri istatiksel olarak verilmiştir.

Değerlendirme ve Sonuç bölümünde ise elde edilen verilerden hareketle Karaycanın sözvarlığına ilişkin tespitlerde bulunarak sınıflandırılmış kelime sıklık analizine yer verilmiştir. Ayrıca isimlere ve fiillere gelen eklerinde sıklık sınıflandırılması ortaya konulmuştur.

Biçimbirimlik Dizin bölümünde kelimeler metin ve bağlamdan hareketle anlamlandırılmıştır. suuda, seliyax ve vehin kelimelerinin anlamları tespit

(6)

edilememiştir. Ayrıca dizindeki madde başı kelimeler ağız farklılıkları dikkate alınmadan alfabetik sıra önceliğine göre verilmiştir.

Tezin Giriş kısmı altında Karaylar, Karay Yazı Dili, Karay Türkçesi, Karay Türkçesinin Dil Özellikleri ve Karayca Süreli Yayınlar başlıklı konular hakkında kısa ve örnekleyici bilgiler verilerek tez daha anlaşılır hale getirilmek istenmiştir.

Tez konusunu belirlememde, kaynakları temin etmemde, alana dair bilgi ve deneyim kazanmamı sağlayarak bu tezi tamamlamamda bana önderlik eden ve Karayca üzerine çalışmalarıyla alana katkı sunan danışmanım sayın Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir Öztürk‘e ve dizin oluşturmamda ve tezin her aşamasında benden bilgi ve desteğini hiç esirgemeyen sayın Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Yıldız‘a ve sayın Prof. Dr. İsmail Doğan‘a tezime sağladığı katkı ve fikirlerinden dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Çalışmamda manevi desteğini hiç esirgemeyen ve hep yanımda olan aileme, hocalarıma ve arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim.

Işıl ARSLAN ORDU-2018

(7)

ĠÇĠNDEKĠLER ÖN SÖZ ... I ĠÇĠNDEKĠLER ... IV ÖZET ... VIII ABSTRACT ... IX KISALTMALAR ... X GĠRĠġ ... 1 1. KARAYLAR ... 1 1.1. KARAY YAZI DİLİ ... 5 1.2. KARAY TÜRKÇESİ ... 7 1.2.1. Kırım Ağzı ... 7

1.2.2. Haliç (Lutsk) Ağzı ... 8

1.2.3. Trakay (Troki) Ağzı ... 8

1.2.4. Ağızlar Arasında Görülen Linguistik Bazı Farklılıklar ... 9

1.3. KARAY TÜRKÇESİNİN DİL ÖZELLİKLERİ ... 11

1.3.1. Ses Bilgisi ... 11

1.3.2. Şekil Bilgisi... 13

1.3.2.1. İsim ... 13

1.3.2.1.1. İsim Yapımı ... 13

1.3.2.1.1.1. İsimden İsim Yapma ... 13

1.3.2.1.1.2. Filden İsim Yapma... 14

1.3.2.2. Sıfat ... 14

1.3.2.2.1. Niteleme Sıfatı ... 14

1.3.2.2.2. Belirtme Sıfatları ... 14

1.3.2.2.2.1. İşaret Sıfatları ... 14

1.3.2.2.2.2. Sayı Sıfatları (Asıl, Sıra, Kesir, Üleştirme) ... 14

1.3.2.3. Zamirler ... 15

1.3.2.4. Zarflar ... 15

1.3.2.4.1. Zaman Zarfları ... 15

1.3.2.4.2. Yer ve Yön Zarfları ... 15

(8)

1.3.2.4.4. Miktar Zarfları ... 16

1.3.2.4.5. Soru Zarfları ... 16

1.3.2.5. Fiiller ... 16

1.3.2.6. Zamanlar ... 16

1.3.2.7. Fiillerin Birleşik Çekimi ... 18

1.2.3.8. Ek Fiil ... 18

1.2.3.9. Fiilimsiler ... 18

1.3.2.10. Fiil Yapımı ... 19

1.3.2.10.1. İsimden Fiil Yapma ... 19

1.3.2.10.2. Çatı Ekleri ... 19

1.3.2.11. Bağlaçlar ... 19

1.3.2.12. Edatlar ... 19

1.3.2.13. Ünlemler ... 20

1.3.2.14. Cümle Bilgisi ... 20

1.4. KARAYCA SÜRELİ YAYINLAR ... 21

1.4.1. KARAY AWAZY (KARAY AVAZI) ... 25

1.4.2. ONARMACH (ONARMAX) ... 26

1.4.3. HALİC (HALİÇ) ... 27

1.4.4. LUWACHLAR (LUVAXLAR) ... 27

1.4.5. SAHYSZYMYZ (SAHIŞIMIZ) ... 27

2. METĠN ... 28

2.1. KARAY AWAZI (KARAY AVAZI) ... 28

2.2. SAHYSZYMYZ ... 377 2.3. LUWACHLAR (LUVAXLAR) ... 382 2.4. ONARMACH (ONARMAX) ... 409 2.5. HALİC (HALİÇ) ... 487 3. DĠZĠNLER ... 497 3.1. BİÇİMBİRİMLİK DİZİN ... 497 3.2. SIKLIK DİZİNLERİ ... 1170 3.2.1. Kelime Sıklık Dizini ... 1170 3.2.2. Ek Sıklık Dizini ... 1269 4. DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ ... 1292

(9)

4.2. Sınıflandırılmış Kelime Sıklık Analizi ... 1297

4.2.1. Özel Adlar/ Şahıs adları ... 1297

4.2.2. Yer/ Mekan Adları ... 1307

4.2.3. Dini Terimler ... 1312

4.2.4. Zaman ve Vakit Adları ... 1315

4.2.5. Sayı Adları ... 1317 4.2.6. Unvan Adları... 1318 4.2.7. Akraba Adları ... 1320 4.2.8. Bitki Adları ... 1321 4.2.9. Hayvan Adları ... 1323 4.2.10. Organ Adları ... 1324 4.2.11. Eşya Adları ... 1325 4.2.12. Para Adları ... 1329 4.2.13. Meslek Adları ... 1329

4.2.14. Yiyecek/İçeceklerle İlgili Adlar... 1331

4.2.15. Renk Adları ... 1332

4.2.16. Doğa ile İlgili Kavram Adları ... 1332

4.2.17. Ünlem Adları ... 1333 4.2.18. Zamirler ... 1334 4.2.18.1. Kişi Zamirleri ... 1334 4.2.18.2. İşaret Zamirleri ... 1334 4.2.18.3. Dönüşlülük Zamiri ... 1335 4.2.18.4. Soru Zamirleri ... 1335 4.2.18.4. Belirsizlik Zamiri ... 1336 4.2.19. Bağlaçlar ... 1336 4.2.20. Edatlar ... 1337 4.2.21. Zarflar ... 1337 4.2.22. Etnik İsimler ... 1339

4.3. İsimlere ve Fiillere Gelen Eklerin Sıklık Sınıflandırması ... 1339

4.4. Eklerin Sıklık Sayısı Ve Kullanımı ... 1342

4.4.1. Çokluk Eki ... 1342

4.4.2. İyelik Ekleri ... 1342

4.4.3. İlgi Eki ... 1343

(10)

4.4.5. Yönelme Eki ... 1343 4.4.6. Bulunma Eki ... 1343 4.4.7. Ayrılma Eki... 1343 4.4.8. Eşitlik ... 1343 4.4.9. Vasıta Eki ... 1344 4.4.10. Yön Gösterme ... 1344 4.4.11. Aitlik Eki... 1344 4.4.12. Bildirme Eki ... 1344 4.4.13. Soru Eki ... 1344 4.4.14. Şahıs Ekleri ... 1344 4.4.15. Bildirme Kipleri ... 1345 4.4.15.1. Geniş-Şimdiki Zaman ... 1345

4.4.15.2. Görülen Geçmiş Zaman ... 1345

4.4.15.3. Belirsiz (Öğrenilen) Geçmiş Zaman ... 1345

4.4.15.4. Gelecek Zaman Eki ... 1345

4.4.16. Tasarlama Kipleri ... 1345

4.4.16.1. Şart Kipi ... 1345

4.4.16.2. Emir Kipi ... 1346

4.4.16.3. İstek Kipi ... 1346

4.4.17. Birleşik Kipler... 1346

4.4.17.1. Geniş- Şimdiki Zamanın Hikâyesi ... 1346

4.4.17.2. Belirsiz (Öğrenilen) Geçmiş Zamanın Hikâyesi ... 1347

4.4.17.3. Gelecek Zamanın Hikâyesi ... 1347

4.4.17.4. Şart Kipinin Hikâyesi ... 1347

4.4.18. Fiilimsiler ... 1347 4.4.18.1. İsim Fiil ... 1347 4.4.18.2. Sıfat Fiil ... 1347 4.4.18.3. Zarf Fiil ... 1348 4.4.19. Ek Fiil ... 1349 5. KAYNAKÇA ... 1350 ÖZGEÇMĠġ ... 1352

(11)

ÖZET

KARAYCA SÜRELĠ YAYINLAR

(ÇEVĠRĠ METĠN-DĠZĠN-KELĠME VE EK ANALĠZĠ) Arslan, IĢıl

Yüksek Lisans, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Abdulkadir ÖZTÜRK

(Aralık- 2018) (Sayfa: 1352)

Türk dilleri arasında Kıpçak grubu içerisinde yer alan Karayca üzerine yapılan çalışmalar sınırlı sayıdadır. Uzun yıllar İbrani alfabesini kullanan Karaylar, daha sonraları Leh ve Litvan kaynaklı Latin alfabeleriyle Kiril alfabesini kullanmışlardır. Kullandıkları bu alfabeler ile çeviri eserler çoğunlukta olmak üzere az sayıda edebî eserler de ortaya koyarak Karay dilini canlı tutmaya çalışmışlardır. 1925 yılından sonra özellikle süreli yayınlar ile Karay yazı dili devam ettirilmiştir. Türkiye‘de çalışmaların azlığı ve Karay diline gereken önemin verilmeyişi ayrıca az sayıda küçük topluluk halinde yaşamaları, idari yönetim politikaları nedeniyle de asimilasyona maruz kalmaları Karay dilini yok olma noktasına getirmiştir.

Biz de bu çalışmamızda Trakay ve Haliç Karay ağız özelliği gösteren ve 1927-1938 yılları arasında Lucka ve Kaunas şehirlerinde çıkarılan Karayca süreli yayınlardan Karay Awazy, Onarmach, Luwachlar, Halic, Sahyszymyz adlı dergilerde yer alan metinleri dil, ek ve kelime grubu içinde inceleyerek Karay dili ve edebiyatına kazandırmaktır. Böylece çağdaş Türk lehçelerinde önemli bir yere sahip olan Karaycanın, canlı tutulup gün yüzüne çıkarılması amaçlanmaktadır.

(12)

ABSTRACT

KARAIM PERIODICALS

(TRANSLATED TEXTS-INDEX-WORD AND MORPHOLOGY ANALYSĠS)

Arslan, IĢıl

High License, Turkish Language and Literature Master Sciense Thesis Advisor: Assist. Prof. Dr. Abdulkadir ÖZTÜRK

(December – 2018)

(Page:1352)

Among the Turkish languages, there are linited number of studies on Karaim within the Kipchak group. Then, the Karaites, who used, Hebrew alphabet formany years, used the Cyrillic alphabet and Latin alphabets originating frame Polish and Lithuanian. They tried to keep the Karaim alive by revealing a small number of literary works eith these alphabets and translation works. After 1925, Karaim written language was continued especially with periodicals. The lack of studies in Turkey and underestimation of Karaim, also by the reason of their living in a small number of small communities and their because of their administrative managcment policies has brought Karaim to the point of extinetion.

In this study, our purpose is to bring the texts Karay Awazy, Onarmach,

Luwachlar, Halich, Sahyszymyz which written in the Karaim periodicals showing

the characteristies of Trakay and Halich and publishend in Lucka and Kuanas between 1927-1938 to the Karaim affrion and word group. Thus, Karaim, which has an important place in comtemporary Turkish dialects, is aimend to be kept alive and brought to the surface.

(13)

KISALTMALAR

A.M : Aleksander Mardkowicz

AĠT : Aitlik AYR : Ayrılma BĠLD : Bildirme BUL : Bulunma C : Cilt ÇK : Çokluk Kişi ÇOK : Çokluk EDT : Edat EF : Ek Fiil : Eşitlik

GEN : Geniş Zaman

GEN-ġĠM Z : Geniş-Şimdiki Zaman GGZ : Görülen Geçmiş Zaman

Hal. : Haliç HĠK : Hikâye ĠF : İsim Fiil ĠLG : İlgi ĠST : İstek ĠYE : İyelik OLMS : Olumsuzluk ö.a : Özel Ad

ÖGZ : Öğrenilen Geçmiş Zaman

s. : Sayfa

(14)

SF : Sıfat Fiil

SOR : Soru

TASF : Tasvir Fiili

TK : Teklik Kişi

Trak. : Trakay (Troki)

VAS : Vasıta

YÖN : Yönelme

YÖNGÖS : Yön Gösterme

YÜK : Yükleme

(15)

1. KARAYLAR

Karaylar, genel kabullere göre Hazar devletinin içinde yer alan gruplardan biridir. Köken itibariyle Türk olup Orta Asya‘dan gelmiş olan Hazarlar, M.S. VI. - XI. yüzyıllar arasında Hazar denizi ile Karadeniz arasındaki bölgede, İdil boyunca devlet olarak yaşamışlardır. Başlangıçta bir Musevi mezhebinin adı olan Karaî/Karay kelimesi, XX. yüzyıl başlarından itibaren Kıpçak şivesini konuşan, bir topluluğun adını ifade eder olmuştur. Bugün Karay denilince bir Türk boyu olan Karaylar akla gelmektedir (Gülsevin, 2013, s. 208).

Hazar Devleti yıkıldıktan sonra bu bölgeye Kıpçak, Oğuz ve Peçenekler gelip yerleşmişlerdir. Rusların ―ovada oturanlar‖ anlamında Polovisi, Macarların ve Rumların Kuman, Türklerin Kıfçak adını verdikleri Kıpçak Türkleri, bu bölgeye iki yüz yıl hâkim olmuşlardır. Hazarların büyük bir çoğunluğu, bu Kıpçak Türkleri ile karışmış ve onların arasında kaybolmuştur. Ancak bu hemen gerçekleşmemiş, Kıpçaklar bu bölgeye hâkim olunca Hazarlar arasında asime olmamışlar, bölgede ikinci derecede hâkim unsur olarak varlıklarını bir müddet daha sürdürmüşlerdir (Doğruer, 2007, s. 16-17).

Karay Türkleri, Hazarların dağılmasından sonra çoğunlukla Kırım‘a yerleşmişlerdir. Kırım‘a yerleşenlerden bazıları XIV. ve XV. yüzyıllarda Litvanya ve Polonya‘ya göç etmişler, oraya yerleşerek bir cemaat oluşturmuşlardır. Ayrıca Hazar Devletinin yıkılmasından sonra hiçbir yere gitmeyip Kafkas dağlarında kalan ve varlığını orada devam ettiren, anti Talmudist Karaim Yahudilerinin var olduğu ve bugün onların ―Dağlı Yahudiler‖ olarak adlandırıldıkları da bilinmektedir (Gülsevin, 2007, s. 301).

8. yüzyılda Babil‘de ortaya çıkan Karay akımı daha sonraları Mısır, Suriye ve İstanbul‘a kadar yayılmıştır. Bu yayılma süreci içerisinde Hazar devleti ile temas eden Karaylar, burada önce halkın daha sonra da Hazar hakanının Museviliği seçmesinde önemli roller üstlenmişlerdir. Hazar hâkimiyeti altında bulunan Kırım halkının Karaylığı benimsemiş olması kuvvetle mümkündür ve Karay Türkleri olarak isimlendirilen bu topluluğun en erken yerleşim yeri de Kırım olmuştur. 13. ve 14. yüzyıllarda bazı Karaylar, Kırım‘dan Litvanya‘ya göç

(16)

etmiş ve Litvanya‘nın eski başkenti Trakay (Troki) onların yeni yerleşim yeri olmuştur. Karaylar Trakay‘dan, Litvanya‘nın diğer köy ve kasabalarına dağılmışlardır. Karay toplulukları hâlen Litvanya, Polonya, Rusya ve Ukrayna‘da yaşamaktadır. En canlı Karay topluluğu bugün Trakay ve Vilnüs‘te bulunur (Öztürk, 2015c, s. 129).

Kendilerini Hazarların torunları olarak adlandıran Karaylar, zamanla dağınık olarak farklı bölgelere yerleşmişlerdir. Hazar topraklarında yaklaşık iki asır yaşayan Karayların bir kısmı Anadolu‘ya, İstanbul‘a gelip yerleşmişlerdir. Bir kısım Karay Türkü Kırım‘a yerleşerek burayı merkez haline getirmişlerdir. Karayların en erken ve merkezî yerleşim yeri Kırım olmuştur. Kırım, coğrafyası ile stratejik bir konuma sahip olmakla birlikte farklı etniklerin bir arada yaşadığı etno-kültürel bir yapıya sahiptir. Kırım, aynı zamanda stratejik bir konumdadır (Öztürk, 2015d, s. 88).

Kırım; Müslüman, Hristiyan ve Musevî toplulukların tarihten bugüne iç içe yaşadıkları bir bölgedir. Kültürel etkileşimin en yoğun görüldüğü bu bölgede Tatar, Rus, Slav, Nogay, Karay, Kırımçak, Çuvaş, Azeri, Özbek, Alman, Ermeni, Roman, Bulgar, Gürcü, Polonya ve Yunanlılar olmak üzere pek çok farklı etnik unsurları ve milletleri görmek mümkündür (Öztürk, 2015d, s. 88).

Kırım‘dan ayrılan Karayların bir kısmı doğrudan İstanbul‘a gelip yerleşirken, diğer bir kısmı Kırım‘dan, önce Romanya‘ya, oradan Edirne‘ye ve oradan da İstanbul‘a gelip yerleşmişlerdir. Dolayısı ile İstanbul‘da da bir Karay cemaati oluşmuştur. 1917 Ekim ihtilaline kadar bütün Rusya‘da rahat yasayan Karayların bir kısmı, ihtilal sonrası Kırım ve Rusya‘yı terk ederek Avrupa ülkelerine, Amerika‘ya ve Mısır‘a göç etmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı‘nda en az 30 bin Karay Türkü Sovyet coğrafyasının değişik yerlerine sürgüne gönderilmiştir. Mısır‘a göç edenlerin hemen hemen tamamı 1947 Kanal savaşından sonra İsrail‘e giderek Ramle lydda bölgesine yerleşmişlerdir. Bugün İsrailliler, Mısır‘dan gelen göçmen Karayların Türk kökenli olmadığını söylemektedirler (Gülsevin, 2007, s. 301).

Tarihî Türk devletlerinde birden çok din ve inanç sisteminin etkisinden söz edilebilir. Bu inanç sistemlerinin yayılması ve gelişmesinde yaşadığı coğrafya, etnik unsur ve tarih etkili olmuştur diyebiliriz. Zamanla Musevilik Türkler

(17)

arasında benimsenmiştir. Museviliği benimseyen Türk devleti denince hiç şüphesiz akla ilk gelen Hazar devletidir.

―Karaim‖ kelimesi terim olarak sözlü geleneği (Talmud) ve diğer Rabbani eserleri reddederek öğretilerini Tevrat‘a dayandıran bir Yahudi mezhebini belirtmektedir. Karaylar Yahudilik içinde ortaya çıkan "Karaîlik" mezhebini benimsemiş, etnik özelliklerini de yeni dini inanışlarıyla birlikte sürdürmüştür. Günümüzde sayılarının az olmasına rağmen Kırım Karaileri kısmen Hazarların ve Hazar kültürünün devamı niteliğinde görülmüş, onların yaşamında Türk kültürünün izleri korumuştur (Arık, 2015, s. 27-28).

Bugün, Karaim isminin İbranicedeki ‗kara‘ (okumak) kökünden meydana geldiği görüşü yaygındır. İbranicedeki ‗karai‘ formunun ve çoğulu ‗Karaim‘in edebi olarak kabul edildiğini, yalnızca Eski Ahit‘in Kutsal Kitabı okuma otoritelerini ifade etmektedirler. Karaim ismiyle ilgili benzer bir açıklama, L. Nemoy‘un son çalışması Karaite Antohology‘de ileri sürülmüştür. Burada kara kelimesinin ‗çağırmak, davet etmek‘ teriminden türediğidir. Bu sebeple Karaites Müslümanların hareketlerine davet için kullandıkları (Arapça da'i, çoğulu du'at) benzeri bir kelime olan Şia ‗çağırıcılar, misyonerler‘ anlamlarını vermektedirler. Üçüncü izah ise, ‗Uzman Kitap Okuyucuları‘nın Karaimlerin önceki kutsal kitaba ait yorumlarını ima ederek Arapça ‗karra‘, çoğulu ‗karr‗un‘ ismiyle bağlantı kurmaktadır. Tüm bu türetmeler az ya da çok tahminidir ve etimolojik olarak net izahları yoktur. Bernard Lewis‘e göre, Karaim ismi ilk defa 9. yüzyılda İran ve Irak‘ta ortaya çıkan bir Musevi adıdır (Doğan-Kıvrakdal, 2002, s. 781).

Türk toplulukları arasında önemli bir yer tutan Karayların adı, bağlı oldukları mezhepten gelmektedir. Karaim sözcüğü, Aramî-İbrani dilinde kara, Arapça (karie) "okumak" anlamındaki eyleme +im çoğul eki getirilerek türetilmiştir. Karaim sözcüğü ise "kutsal yazıyı okuyanlar" anlamında kullanılır. Karaim, Karaun, Karain, Karait ve hatta Karavin ve Karaymen olarak günümüze kadar gelmiştir (Çulha, 2002, s. 97).

Karaylar, Karai kelimesi sonundaki ‗i‘ sesini kendi söyleyişlerinde ‗y‘ye çevirerek Karay şeklinde söylemektedirler. Kendilerine Karay-Karaylar denmesini tercih etmektedirler (Gülsevin, 2016, s. 13).

(18)

Günümüzde Rusya ve Ukrayna‘da yaklaşık 1000, Litvanya‘da 230, Polonya‘da 50, Türkiye‘de 40 Karay Türkü yaşamaktadır. Bugün dünya üzerindeki Karayların yaşadıkları bölge ve nüfusları kesin olarak verilememektedir. Bilinen bölge ve nüfuslar ifade edilmektedir. Ancak bu belirtilen bölgeler dışında Amerika, Avustralya, Fransa gibi ülkelerde de Karayların yaşadığı belirtilmektedir. Yaklaşık bir tahminde bulunmak gerekirse çok dağınık ve küçük topluluklar olarak yaşayan Karayların toplam nüfusu, 2500 ile 3000 arasında verilebilir (Öztürk, 2016, s. 95). Eski SSCB‘de yaşayan Karayların toplam sayısı, 1959 sayımına göre 5900 idi; 1979‘da bu sayı 3341 iken 1989 sayımında 2803; 2001 ve 2002 yıllarında yapılan sayımda ise 318 olarak verilmiştir. Daha önceki istatistiklere göre 6000 olan nüfusun her geçen yıl azalması, asimilasyon (erime) ve göç ile açıklanabilir (Çulha, 2002, s. 97).

Karaylar, Türkiye‘de Karaköy, Haliç‘in iki tarafı, Hasköy, Balat ve Fener semtlerinde dağınık olarak ikamet etmektedir. Zamanla İstanbul‘daki bu cemaatler dağılmış yalnız Hasköy cemaatinin ömrü uzun olmuştur. 17 Mart 1918‘de gerçekleşen büyük Hasköy yangınından sonra cemaat, şehrin diğer semtlerine dağılmışlardır. Yakın tarihe değin hala Hasköy‘de birkaç Karay ailesi yaşamaktaydı. Bu semtte, Karay geleneğine uygun yer altında inşa edilen "Kalha Kadoş be Kuşta Bene Mikra Kenesası"nın ayakta kaldığı söylenmektedir. Hasköy‘ün içlerinde ve tepede ―Çıksalın‖ olarak bilinen yerde ağaçsız ama etkileyici bir Karaim mezarlığı bulunmaktadır (Çulha, 2002, s. 98).

Karaylar eskiden; çiftçilik, sığır üreticiliği, askerlik, gemi sürücülüğü, el becerileri, diğer küçük mesleklerle uğraşmışlardır. Ayrıca Hazarların mevsime dayalı hayat şartlarını devam ettirmektedirler. İlkbaharda üzüm bağlarına ve bahçelere doğru yola çıkıp sonbaharda sürekli oturdukları yerlere dönmektedirler. Kışın farklı mesleklerle uğraşırlardı ve meslekleri soy isimlerine yansımıştır; çoban, avcı, yabani hayvan avcısı, çiftçi, ağaç kesici, arıcı, sütçü, biracı, aşçı, arabacı... vb. Özellikle Karaylar iyi çiftçi olarak bilinmektedirler. Bahçeler ve üzüm bağları, nehir kenarlarındaki Al'ma, Kaha, Salgir, Karasu gibi vadilerdedir. Atlara son derece düşkün olan Karayların yaşantısıyla, diğer Türk boylarının yaşantısı arasında benzerlikler vardır (Doğan-Kıvrakdal, 2002, s. 783).

Sosyal hayat içerisinde yaşam tarzlarına ve kültürlerine bakıldığında gerek dinleri gerekse de kendi millî özlerinde yaşattıkları sosyal kimlik ile etkin bir

(19)

faaliyet gösteren Karay Türkleri, kültürlerini de dinleri ve dilleri gibi yaşatmış gelecek nesile aktarmaya çalışmıştır. Özellikle din alanında birçok kaideye yer vermeleri İslâm ile benzerliğinden dolayı millî özlerinde, bir kültür olarak yaşatmışlar ve ibadetlerini bu kaideler içinde kenesalarda gerçekleştirmişlerdir.

1.1. KARAY YAZI DĠLĠ

Dil, tarih ve milletler arasında varlığını yaşatan ve devam ettiren önemli bir etkileşim aracıdır. Kültürel aktarım, sosyal ve ekonomik faktörlerin, siyasi yaşamın, dinin gelişmesinde önemli bir araçtır. Günümüzde tehlike altındaki dillerin korunmasına yönelik çalışmalar yapılsa da yeterli ve destekleyici olmamaktadır.

Karaylar dillerini 1930‘lu yıllara kadar İbrani, Latin ve Kiril alfabeleri ile yazmışlardır. Pek çoğu dini metin içeren elyazmalar İbrani alfabesiyledir. Günümüzde Litvanya‘da yaşayan yaklaşık 274 Karay Türkü içinde Karaycayı konuşanlar vardır. Bunlar Vilnius ve Trakay‘da oturmaktadır. Polonya‘da yaşayan Karaylar içinde ise bu dili kullanan yok denecek kadar azdır. Sadece eski kuşaktan olanların pek azı bu dili anlamaktadır (Çulha, 2002, s. 99).

Karaylar, bazı düzenlemeler sonucu meydana getirdikleri bu İbrani alfabesini uzun yıllar kullanmışlardır. Günümüzde Karaylar, hangi alfabeyi kullanırsa kullansın, İbrani alfabesi onlar için her zaman kutsal, ilahî bir alfabe olarak bilinmektedir (Öztürk, 2015b, s. 62-63).

Özellikle 17. yüzyıl sonları ile 18. yüzyılda bazı araştırmacılar, Litvanya, Polonya ve Ukrayna‘da yaşayan Karaylara yönelik seyahatler gerçekleştirmişler ve bunun sonucunda da Karayca el yazmalarını toplamış ve bunları gemilerle taşımışlardır. Karay yazı dilinin başlangıcını Karay yazarı El-Kirkisâni‘nin 10. yüzyılda Tevrat‘ı, İbrani alfabesi ile Karay Türkçesine çevirmesi ile başlatmak gerekir. Bu çeviri eserden sonra 1528-1529 tarihleri arasında Venedik‘te İbranice basılan bir Karay din kitabı ve Karay Türkçesinin Kırım ağzı ile yazılı olan bir ilahi yer almaktadır. 1731‘de Bahçesaray‘da ilk Karay matbaası kurulur ve ilk olarak Mekabbeç adı verilen din kitapları ile bazı ilahiler bu matbaada basılmıştır. 17. ve 18. yüzyıllarda Haliç ve Vilnüs‘te yazılan eserler Kırım‘da çoğaltılmıştır. 19. yüzyılın ilk yarısında Abraham Firkoviç tarafından yayınlanan ‗Nesihet Adam

Evladına Ve Yaḥud Tefillası‘ ve Abraham Lutski tarafından çevrilen ‗Melukhat Sha‘ul‘ adlı eserler Kırım‘ın Karay yazı diline kazandırdığı diğer önemli

(20)

eserlerdir. Bunun yanı sıra Pinehes Malecki tarafından derlenen ilahiler, Trakay ağzıyla yazılmıştır. Sarnavları Kutulmağnın Yazıxlardan (Günahlardan Arınma İlahileri) adlı bu eser, Vilnüs‘te 1890 yılında yayınlanmıştır (Öztürk, 2015b, s. 67-68).

18. yüzyılda Kudüs‘te Anan ben David devrinden kalma bir mabedin yeniden inşası için yolculuklara çıkmış olan Josef ben Jesua‘nın bir seyahati esnasında yaşadığı zorlukları anlatan Karañğı Bulut (Kara Bulut) adlı şiir kitabı ve Wolhynien‘de bulunan çaresiz Karayların durumunu anlatan Biylär Biyi Nek

Çıdeysın (Ey beylerin beyi neden acı çekersin) adlı eserleri Karay yazınında

önemli yere sahiptir (Doğruer, 2007, s. 51-52).

Karay Türklerinin çeşitli edebî eserleri, özellikle Litvanya Karaylarına ait şiirler ilk kez 19. yüzyılın ikinci yarısında yayınlanabilmiştir. 1997 yılında Karina Firkoviçute tarafından bu şairlere ait şiirlerin yer aldığı bir antoloji Çıpçıhley

Uçma Troxka (Bir Kuş Gibi Trakay‘a Uçacağım) adıyla Litvanya‘da

yayımlanmıştır. Haliç şehrinde (1878-1903) yaşamış şair Z. Abrahamowicz‘in yazmış olduğu Karay edim Karay barmen adlı şiiri Karaylar tarafından ulusal marş olarak okutulmaktadır. Karay çağdaş edebiyatı 20. yüzyılın hemen başları olarak kabul edilir. 1904 yılında Simon Kobecki tarafından yayınlanan Irlar adlı eser, çağdaş edebiyatın ilk ürünüdür. Hayatının neredeyse tamamını Karaylara ve Karaycaya adayan şair, yazar A. Mardkowicz, Karaylar için son derece önem taşıyan Karay Awazı (Karay Sesi) adlı dergiyi yayımlamaya başlamış ve bu dergiyi uzunca dönem devam ettirmiştir. Lutsk‘da yayımladığı Dostłar I, II (1931, 1939) ve Tutuwłanmahy Karajłarnyn Łuckada (1933) adlı eserleri ile S. Rudkowski, Karay edebiyatına zenginlik katan bir diğer Karay yazarıdır (Öztürk, 2015b, s. 68).

Karay edebiyatı en parlak dönemini, Karay Awazı, Onarmax ve Mysl

Karaimska gibi dergilerin çıkarıldığı 1925-1940 yılları arasında yaşamıştır. Karay

şair ve yazarlarının ortaya koydukları bu eserler, Karay sözlü edebiyat ürünlerinin yanı sıra bir Karay yazınının da olduğunu göstermesi bakımından önemlidir (Öztürk, 2015b, s. 68).

Bugün Litvanya‘da Trakay (Troki), Vilnius (Vilno) ve Ponevezis (Ponovej), Ukrayna‘da Haliç (Halicz) ve Lutsk (Luck) şehirlerinde, Kırım‘da

(21)

Gözleve ve Bahçesaray civarında, Polonya‘da Gdonsk, Varşova, Wroclav, Opole bölgelerinde dağınık bir cemaat halinde yaşayan Karay Türklerinin konuştukları ve edebi bir dil olarak kullandıkları bu lehçeyi, bugün daha ziyade sözlü edebiyat ürünleriyle izlemek mümkündür (Doğan-Kıvrakdal 2002, s. 785-786).

1.2. KARAY TÜRKÇESĠ

Kuzey-Batı grubu Türk lehçeleri arasında bir çağdaş Kıpçak temsilcisi olan Karayca, uzun yıllar Trakay, Haliç ve Kırım ağızları olmak üzere üç kolda devam etmiştir. 1929 yılında yayınlamış olduğu Karaimische Texte Im Dialekt

Von Troki adlı çalışmasında T. Kowalski, bu üç ağız için bir sınıflandırma yapmış

ve Kırım ağzını Doğu Karaycası, Trakay ve Haliç ağızlarını da Batı Karaycası olarak gruplandırmıştır (Öztürk, 2015a, s. 114).

Türk lehçelerini tasnif edenler, Karay lehçesini etnik olarak ―Kıpçak‖, coğrafi olarak ―kuzey-batı‖ grubunda gösterir. Ses özelliklerini esas alan A. N. Samoyloviç Karay Türkçesini ―tav‖ grubu olarak verir (1. toguz, 2. ayak, 3. bol- / bul-, 4. tav, 5. sarı, 6. kalgan) (Gülsevin, 2007, s. 302).

Karaycanın Kırım‘da oluştuğu ve geliştiği düşünülse de bugün Karayların üç ağzının olduğu bilinmektedir.

1.2.1. Kırım Ağzı

Kırım Karay Türkçesi dil özellikleri bakımından Kırım Tatar Türkçesi‘ne yakındır. Öyle ki Radloff‘un Proben der Volksliteratür der Türkischen Staemme (Türk Kavimlerinin Halk Edebiyatlarından Örnekler) adlı eserinin VII. cildinde Kırım Karay Türkçesi ile Kırım Tatar Türkçesi birlikte ele alınmıştır. XIV. yüzyılda Kırım‘dan kuzeybatıya (Polonya ve Litvanya) doğru göç eden Karaylar, Slav milletlerinin arasında dillerinin en eski özelliklerini sıkıca saklamışken, Kırım‘da kalanlar ise Kırım Tatar Türkçesi dolayısıyla Osmanlı Türkçesinin etkisinde kalıp dil özelliklerini kaybetmişlerdir (Gökçe, 2000, s. 36). Zamanla yok olan Kırım ağzının edebi ürünleri Trakay ağzıyla yazıya geçirilmiştir.

Kırım Karay ağzıyla yazılmış ilk parça, 1528-1529‘da Venedik‘te basılmış İbranice dua kitaplarında bulunan bir ilahidir. 1731‘de Kırım‘da Karayların kendi dini kitaplarını basmak üzere bir matbaa açmalarının ardından, Kırım Karay Türkçesiyle Mekabbeç Dua Kitabı ve çok sayıda ilahi kitabı çıkarılmıştır. Yine

(22)

Kırım‘da 1832-1835 yılları arasında İncil‘in Karay Türkçesine tercümesi yayımlanmıştır (Öztürk, 2015d, s. 91).

1.2.2. Haliç (Lutsk) Ağzı

Kırım ve Trakay ağzına karşın Haliç (Lutsk) ağzının durumu hiç iyi değildir. Haliç‘te 2002‘de sadece sekiz Karay bu ağzı konuşurken günümüzde bu sayı ikiye düşmüştür.

Zajaczkowski‘ye göre Karay Türkçesi iki büyük lehçe olarak konuşulmuştur. Bunlar: Kırım Karayları‘nın kullandığı Doğu Karay lehçesi ile Litvanya ve Ukrayna (Haliç, Lutsk) Karayları‘nın konuştuğu Batı Karay lehçesidir. Batı Karay lehçesinin Trakay, Vilnius ve Panevejis‘te (Litvanya) konuşulan Trakay veya Troki (Kuzey) ağzı ile Haliç ve Lutsk‘ta (Ukrayna) konuşulan Haliç-Lutsk (Güney) ağzı mevcuttur (Süleymanov, 2013, s. 67).

1.2.3. Trakay (Troki) Ağzı

Karay Türkçesinin en canlı ağzı bugün Trakay Karaycasıdır. Edebi metinler ve eski yazmalar daha çok Trakay ağzından olduğundan bu ağız Karaycanın esas dili olarak kabul edilir (Gülsevin, 2016, s. 20).

Trakay (Troki) ve Haliç-Lutsk ağızlarının da bugün Slav dillerince tümüyle sömürülmüş olduğu söylenebilir. Sadece Trakay ağzı, yaşayan çok az sayıdaki Karay Türkü tarafından konuşma dili olarak kullanılır. Her ne kadar belli dönemlerde Karay Türkçesinin öğretildiği kurslar, yaz okulları düzenlense de dilin günlük yaşamda işlek bir şekilde kullanılmaması, yok olmaya yüz tutmasına neden olmuştur (Çulha, 2010, s. 34).

Diğer bölgelere oranla en derli-toplu ve canlı Karay nüfusu Trakay‘dadır. Ancak burada da Karayca konuşurlarının sayısı her geçen gün azalmaktadır. 30 civarında Karay tarafından Trakay Karaycası devam ettirilmektedir (Öztürk, 2015a, s. 114).

Karaycanın günümüzde konuşulan en canlı ağzının Trakay ağzı olması sebebiyle, Karaylar Litvanya Karay Latin alfabesini yazıda kullanmakta ve bu alfabe ile eserler meydana getirmektedirler. Mikolas Firkoviç tarafından (1996)

Mien Karajče Urianiam ve (2000) Ńelomonun Mańallary adlı yayınlanan eserleri,

(23)

1.2.4. Ağızlar Arasında Görülen Linguistik Bazı Farklılıklar

Farklılıklar daha çok fonetik alanda görülmektedir. Ayrıca araştırmacılara göre Hazar diline yakınlık bakımından Karay Türkçesinin Trakay ağzı daha fazla benzerlikler göstermektedir (Süleymanov, 2013, s. 67).

UNESCO‘nun tehlikedeki diller listesinde yer alan ve yok olma tehlikesi altında olan Türk topluluğunun iki ağzı, (Troki ağzı ile Haliç ağzı) arasında farklar kısaca şunlardır:

 Trakay ağzında sekiz ünlü harf (a,e,ı,i,o,ö,u,ü); Haliç-Lutsk ağzında altı ünlü harf (a,e,ı,i,o,u) bulunur. Haliç-Lutsk ağzında ö-ü dar yuvarlak ünlü harfler yerine e-i ünlü harfleri kullanılır. Bu ağızda, ―ş‖ ünsüz harfi ―s‖ ye, ―ç‖ ünsüz harfi ―c‖ ye dönüşür. Ayrıca nazal (burunsal) ―ŋ‖ ünsüz harfi bazen ―n‖, bazen de ―y‖ olur.

 maya < maŋa, saya < saŋa, bardıy < bardıŋ

 Trakay ağzında ise ―ö‖ ve ―ü‖ yuvarlak dar ünlüleri kullanılır. Bazı durumlarda ―e‖ ünlüsü, ―i‖ ünlüsüne dönüşür: kelgyanlyar < kilgenler ―gelenler‖

 ―a‖ ünlüsünün ―e‖ ünlüsüne dönüştüğü olur. ―ay‖ sesi ―ey‖ sesine dönüşür. aley < alay ―öylece‖

 ―i‖ ünlüsünün ―ı‖ ünlüsüne dönüşür: min< mın ―bin‖, siz < sız ―siz‖, biz < bız ―biz‖.

 Haliç ağzında, Trakay ağzından bulunan ―ü‖ sesi yerine ―i‖ sesi kullanılır: tüvül < tiwil, yürü- < yiri-

 Kelime içindeki Trakay ağzındaki ―ı‖ sesi, Haliç ağzında ―e‖ olabilir: kıl- < kel-.

 Trakay ağzındaki ―ç‖ ünsüzüne karşılık Haliç ağzında ―ts‖ ünsüzü vardır: kamçu < kamstsu, çıx- < tsık-.

 Trakay ağzındaki ―c‖ ünsüzüne karşılık Haliç ağzında ―dz‖ ünsüzü vardır: can < dzan, cıns < dzıns.

 Trakay ağzındaki ―ş‖ sesine karşılık Haliç ağzında ―s‖ sesi vardır: kümüş < kimis, eşik < esik gibi.

(24)

 Trakay ağzında ―v‖ sesi, Haliç ağzında ―w‖ sesi vardır: uvul< uwul, üvren-< iwren-.

 Trakay ağzında arka damak k‘sı sızmalı gırtlak sesi x‘ya, Haliç ağzında genellikle orta damak k‘sine dönüşür. (kelime içinde ve sonunda): barmax< barmak, kutxar-< kutkar-

 Trakay ağzındaki nl-ll benzeşmezliği olup Haliç ağzında yoktur: enli< elli.  Sadece Haliç ağzında ti- > ki- değişimi vardır: tiri < kiri.

 Sadece Haliç ağzında dl- > gl değişimi vardır: keldi < kelgi, kündüz < kingiz.

 Bu iki ağız arasındaki ses farklılıklarına karşın söz varlığında aynı durum söz konusudur. Bu farklılıklar ise şunlardır:

 Bazı kavramlar için iki ağızda farklı kavramlar vardır: Trak. sıyır Hal. inak ‗inek‘, Trak. yançılma Hal. kakma ‗kapı çalma‘.

 Bazı kelimeler iki ağızda farklı anlamlara gelmektedir: Trak. dans Hal. sıçrama ‗sekirmek, sekirmäk‘. Trak. kalbur makinası Hal. çekiç ‗tozdurğuç, tozdurguts‘.

 Bazı kelimelere tek bir ağızda rastlanır: Hal. bilgi ‗nişanlıya verilen hediye‘, Hal. panair ‗panayır‘, Hal. maxrama ‗ölmüş bir kadının yüzüne örtülen örtü‘, Trak. kulaçlama ‗sokakları arşınlamak‘, Trak. kopta ‗köfte‘ (Doğruer, 2007: 45-46; Gülsevin, 2016, s. 20-22).

Arap ve Fars dillerinden Karay Türkçesi‘ne geçen ―amanat, badam, bazar,

kurban, kıbla, sunnet, oruç, şevağat, ümmät, avaz, din‖ gibi çoğu dini literatüre

ait kelimelerin yanı sıra, İbranîce‘den geçen; Adonay ―Tanrı‖, avan ―günah‖, şem ―ad‖, gerab ―gemi‖, defus ―baskı‖, kawana ―maksat, fikir‖, maggefa ―eziyet, sıkıntı‖, mehabber ―muharrir, yazar‖ mahlat ―af‖, mazzal ―baht, talih‖, moed ―bayram‖ gibi kelimelerin sayısı da hayli kabarıktır. Zajaczkowski, bu üçlü dil mozaiğinden yola çıkarak, Karayların Musevilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet‘in bir arada yaşadığı bir ülkeden, yani Hazarlardan gelmiş olduklarını belirtmektedir. Ona göre Karaylar, Hazar ülkesinden Kırım‘a, buradan da Polonya‘ya gelmişlerdir. (Doğruer, 2007, s. 6).

(25)

Karaycanın söz varlığı incelendiğinde Arapça ve Farsçadan alıntılanan kelimelerin, Karayların en erken yerleşim yeri olan Kırım‘da bulundukları sırada Karaycaya ödünçlenmiş olduğunu söylemek mümkündür. Arapça ve Farsça alıntı kelimeler, daha çok Kırım Karaycasında görülmektedir. Ancak Trakay ve Haliç Karaycalarında kullanılan Arapça ve Farsça ödünçlemelerin sayısı Kırım Karaycasına oranla az olmakla beraber kullanılan bu kelimelerin genellikle bu iki ağızda ortak kullanıldığı görülmektedir. Arapça ve Farsça alıntı kelimelerin büyük bölümünün Kırım ağzında görülmesinin sebebi, uzun dönem Karaylar ile Kırım‘da yaşayan Müslüman Türklerin iç içe geçmişliği ve sosyo-kültürel etkileşimler ile açıklanabilir. Bu durum İslamiyet‘in etkisi altında Kırım Karaycasının canlılığını kaybetmesine yol açmıştır (Öztürk, 2015, s. 91).

1.3. KARAY TÜRKÇESĠNĠN DĠL ÖZELLĠKLERĠ 1.3.1. Ses Bilgisi

Karaycada a, e, ė, ı, i, o, ö, u ve ü olmak üzere 9 ünlü harf kullanılmaktadır. e (ä) sesi ince, düz ve geniş bir ses olup Türkçe kelimelerde kelime başında bulunmaz. Bu ünlüler yazıda ie (ė), io (ö), iu (ü) şeklinde gösterilmektedir. o sesi art, geniş, yuvarlak bir ses olup Türkçe kelimelerin sadece ilk hecesinde yer alır: koltka ‗dua‘, otun ‗odun‘. ö sesi ön, geniş, yuvarlak bir ses olup Türkçe kelimelerin sadece ilk hecesinde vardır: körä ‗göre‘, söznün ‗sözün‘. Karayca üzerine yapılan çalışmalarda ve incelenen metin ve ağızlarda araştırmacıların ünsüzlerin sayısı üzerinde birlikteliğe varmadıkları anlaşılmaktadır. Trakay ağzındaki ünsüzlere bakarsak bu ağız üzerine ilk çalışmayayı yapan Kowalski, Trakay ağzında 24 ünsüz tespit etmiştir. Diğer bir araştırmacı Musayev ise bu ağız için Kowalski‘den farklı olarak /h/ ünsüzünü göstermiş, /dz ve ts/ ünsüzlerini bu bölüme dâhil etmemiştir. Pritsak 24 ünsüzden bahsetmiş ancak Kowalski‘den farklı olarak çift dudak /w/ ünsüzünü dâhil ederken /ts/ ünsüzünü bu bölüme almamıştır. Son zamanlarda Firkoviç, tarafından çıkarılan gramer ve çalışmalarda bu ağız için 22 ünsüz tespit edilmiştir. Bu ünsüzler içerisindeki Kowalski‘den farklı olarak /ŋ ve dz/ ünsüzleri yer almaz. Haliç-Lustk ağzı için de ünsüzler değişkenlik göstermektedir. Musayev bu ağız için 21 ünsüzden bahseder. Pritsak da aynı sayıdan bahsetse de Musayev‘den farklı olarak /ŋ/ ünsüzünün kullanıldığı /h/ ünsüzünün ünsüzler arasında yer almadığı görülmektedir. Görüldüğü üzere Karay ünsüzlerinin bu denli farklılık

(26)

göstermesinin sebebi olarak Karay Türkçesinin edebi bir dil haline gelmemesine, dolayısıyla standartlaşamaması ve yabancı dillerden geçen kelimelerdeki bazı ünsüzlerin alfabeye dahil edilip edilmemesi gibi hususlara bağlayabiliriz. Mikolas Firkoviç, günümüzde kullanılan mevcut Litvanya imlâsını meydana getirmiştir. Bu sistemde sessiz harfler: b, c (ts), ch (χ), č, d, d', dž (j), f, g, h (γ), j, k, l, l', m, n, ń, p, r, s, ś, š, t, t', v, z, ź, ž harflerinden oluşmaktadır. Trakay ağzındaki c, č, š, y ünsüzlerine karşılık Haliç ağzında ts, dz, s, z ünsüzleri vardır. ŋ (ng) sesi, Trakay ağzında bazı durumlarda maya örneğinde olduğu gibi y‘ye dönüşür, Haliç ağzında ise ―mana‖ örneğindeki gibi n‘li şekliyle kullanılır. ch (χ) sesi, gırtlak sesidir ve alıntı kelimelerde kullanılmaktadır. dž (j) sesi alıntı kelimelerde kullanılmakla birlikte imlâda bu şekilde gösterilir. ž sesi ise Polonya alfabesinden alınmakla beraber Leh kökenli sözcüklerde kullanılır (Gülsevin, 2016, s. 34; Gökçe, 2000, s.75-76, Öztürk, 2015b, s. 66).

Türkçede bir kelimenin ilk hecesinde art sıradan ünlü varsa kelimenin diğer hecelerinde de art sıradan ünlüler, ilk hecesinde ön sıradan ünlü varsa kelimenin diğer hecelerinde ön sıradan ünlüler bulunur. Önlük-artlık uyumu (damak uyumu) Karaycada da büyük ölçüde aynı olup korunmuştur. Örneğin

tüzüvüm ‗kitabım‘, saklağın ‗koru‘, özüydän ‗kendinden‘. Tabi bu duruma karşı

olarak damak uyumuna uymayan kullanımlarda vardır: sanäym (<sana-ym), anäy (<ana+y <ana+ŋ), çağırsäy (çağırda+y <şağırsa+ŋ). Karaycada dudak uyumu (düzlük-yuvarlaklık uyumu) da vardır, ancak damak uyumu kadar kuvvetli değildir. boluşluğuba, eşitkin, ortamızda, oxuvçularımız gibi. Ayrıca Karaycada bulunan ekler, genellikle ünsüz uyumuna uyarlar: bizgä, aşxan, otraçta, tuydular,

akıllatxanda (Gülsevin, 2016, s. 36-39).

Karaycada ünlülerin nöbetleşmesi ise; 1. Her iki ağızda da ön sesteki yı ve yi, i ile nöbetleşir: Trak. yıñlar / iñlar, Hal. yıllar/illar ‗yıllar‘, Trak., Hal. yigit /

igit ‗genç‘; 2. Trakay ağzında kelime başındaki yü, ü ile nöbetleşir, yani bazen ön

sesler korunur, bazen düşer: yüryäk / üryäk ‗yürek‘, yüv / üv ‗ev‘. 3. Ön seste ö / ä nöbetleşmesi her iki ağız arasındaki bir nöbetleşme olarak kabul edilir. Ancak Trakay ağzında bu olay, ağızlarda da görülür: ömgyäk / ämgyäk ‗iş‘, ötmyäk /

ätmyäk ‗ekmek‘, 4. Trakay ağzında alçalan –ay diftongu kelime içinde ve sonunda

(27)

Karay Türkçesinde bütün ünsüz nöbetleşmeleri ağızlar arası farklı özellikler taşır. n / y nöbetleşmesi ikinci şahsa ait değişik eklerle ilgilidir. Haliç ağzında n‘li ekler, Trakay ağzında y iledir. Teklik ve çokluk ikinci şahıs iyelik ekleri: Trak. atıy, Hal. atın ‗atın‘; Trak. atıyız, Hal. atınız ‗atınız‘. Görülen geçmiş zamanın ikinci şahıslarında: Trak. aldıy, Hal. aldın ‗aldın‘, Trak. aldıyız, Hal.

aldınız; Fiilin şart çekiminin her iki şahsında: Trak. alsäy (< alsay), Hal. alsan

‗alsan‘, Trak. alsayız, Hal. alsanız ‗alsanız‘; Teklik birinci ve ikinci şahıs zamirlerinin datif çekiminde: Trak. maya, Hal. mana ‗bana‘, Trak. saya, Hal. sana ‗sana‘ (Musayev, 2002, s. 202-203).

1.3.2. ġekil Bilgisi 1.3.2.1. Ġsim

Cümlede adlar ile adlar veya adlar ile fiiller arasında geçici ilişkiler kuran ekler işletme ekleridir. İşletme ekleri taşıdıkları özellikler ve cümledeki işlevleri acısından birbirinden farklı niteliktedir (Korkmaz, 2003, s. 256). Karay Türkçesinde bu ekler şunlardır:

Çokluk şekli Trak. ağzında +lar / +lär, Hal. ağzında +lar/ +ler ekleriyle kurulur: Trak. köz ‗göz‘, közlyär ‗gözler‘; Hal. buna uygun olarak kez, kezler. İyelik eklerinde ise Eski Türkçeden tek farkı ise II. teklik damak n‘sinin Karayca y olmasıdır. Teklik ve çokluk 1. şahıslar: +(I)m, +(I)mIz, ‗uvlum, Tenrimiz‘; 2. şahıslar: +(I)y, +(I)yIz, kuluynu, tiliyizda‘; 3. şahıslar: +(s)I(n), +lArI(n) ‗Tenrisi, yuluvçuları‘. Ayrıca Trak, +y Hal. +n şeklindedir (Musayev, 2002, s. 203, Gülsevin, 2016, s. 49).

Karay Türkçesi sekiz hal eki vardır. Bunlar yalın, ilgi, yükleme, vasıta, yönelme, bulunma ayrılma ve eşitlik ekleridir. İlgi: +nIn (Trak.); yükleme: +nI (Trak.); vasıta: +ba/+bıla (Trak.) yönelme: +ha (Trak.) +ka/+ğa/+ge (Hal.), +gä (Trak.) /+kä (Trak.) +ke (Hal.); bulunma: +da/+dä (Trak.), +de (Hal.) /+ta/+tä (Trak.); ayrılma: +dan/+dän (Trak.), +den (Trak.) +den (Hal.), +tan/+tän (Trak.), +ten (Hal.) (Musayev, 2002, s. 204).

1.3.2.1.1. Ġsim Yapımı

1.3.2.1.1.1. Ġsimden Ġsim Yapma

Karayca metinlerde en işlek ek olarak +çI, +lIk ve +lI eki kullanılmaktadır. Bunlardan başka isimden isim yapan ekler şunlardır: +(ş)ArI, +(ş)Ar, +çA, +çAk,

(28)

+dAş, +gä,+GInA, +iy,+ka, +GI, +lEy, +Ov (< +AGU) /+OvlAn (<AGU+lAn), +rAk, +sa, +sI, +sIz ekleri kullanılmaktadır (Gülsevin, 2016, s. 61-64).

1.3.2.1.1.2. Filden Ġsim Yapma

En işlek olarak -max, -mäk, -(U)v, -(I)K, -AK, -(U)vçU, -(I)ş, -mIş, -çI ekleri ile -I, -KIç, -(A)r, -üm, -kI, -ş, -in, -ma, -(I)t ekleri yer almaktadır (Gülsevin, 2016, s. 64-67).

1.3.2.2. Sıfat

Sıfatlar, adlardan önce gelerek onları niteleyen, nasıl olduklarını gösteren veya çeşitli yönlerden belirten sözlerdir (Korkmaz, 2003, s. 333).

1.3.2.2.1. Niteleme Sıfatı

Aruv üräklilär, saruv kılıvçular ‗Temiz kalpliler, muhafızlar‘

abaylı da kerti Karay katın kişi ‗saygıdeğer ve gerçek Karay kadını‘

1.3.2.2.2. Belirtme Sıfatları

Bu işlev ya adları işaret ertme, gösterme; ya sayısını, miktarını bildirme, ya sorma yahut da belirsizlik gösterme biçiminde ifade edilir (Korkmaz, 2003, s. 385).

Ol vaxtta biyanirbiz, tirligimizde onarırbız ‗O zaman sevineceğiz,

hayatımızda başaracağız‘

1.3.2.2.2.1. ĠĢaret Sıfatları

Uşpu koltxam işitilgey ‗Bu duam işitilsin‘ Oşol yolçax enk avurrax ‗O yol en zordur‘

1.3.2.2.2.2. Sayı Sıfatları (Asıl, Sıra, Kesir, ÜleĢtirme)

Asıl sayı sıfatı ek almamış sayı adlarından oluşmaktadır: bir, eki, üç, on bir, on yädi, on toguz, egirmi, kırx, enli, seksän…vb. Sıra sayı, +(I)nçI ekiyle yapılan sıfatlardır: eki+nçi, toxsan+ınçı (Gülsevin, 2016: 68-69). Kesir sayı için Musayev, şunları belirtir: Kategori olarak, kesir sayıları yoktur. Matematik dersinin özel ders olarak ana dilde okutulmaması sebebiyle gelişmemişlerdir. ―yarım‖ kavramı yarım, yartı kelimeleriyle; ―çeyrek‖, Trak. çerik, Hal. tserik ( < Farsça çähar-yek ); ―bir buçuk‖, bir yarım kelimeleriyle ifade edilir. Bir şeyin bir hissesi, sıra sayılarıyla şu kelimelerin birleştirilmesi suretiyle ifade edilir: Trak., Hal. xelek ‗bölüm, hisse‘, Trak. ülüş, Hal. ilis ‗bölüm, hisse‘: Trak. üçüncü xelegi, Hal. itsinçi xelegi ‗üçte bir‘ (Musayev, 2002, s. 211). Üleştirme Sayı sıfatları ise

(29)

+Ar ve +ArI eki ile yapılmaktadır: Üçär, beşäri, toxsanarı (Gülsevin, 2016, s.

70).

1.3.2.3. Zamirler

Zamirler adların yerlerini tutan, kişileri ve nesneleri temsil veya işaret ederek karşılayan bir gramer kategorisidir. Zamirler de adlar gibi çekim, çokluk ve iyelik ekleri alarak çekime girebilir ve tamlama kurabilirler (Korkmaz, 2003, s. 399-400). Karay Türkçesinde kullanılan zamirler şunlardır:

Şahıs zamirleri her iki ağızda da aynıdır: men ‗ben‘, sen ‗sen‘, ol ‗o‘, biz ‗biz‘, siz ‗siz‘, alar ‗onlar‘. Ayrıca şahıs zamirleri hal ekleri alarak çekime girerler: biz, biznin bizi, bizgä, bizdä, bizdän, bizninbä/biznin bıla. İşaret zamirleri ise şu kelimelerden oluşur: bu/bular, ol/alar, oşol, bere, ara/arä.

Belirsizlik zamirleri soru-nispet zamirlerinden -es/-estse/-is ekleri yardımıyla kurulur: kim-es ‗birisi, herhangi biri‗, ne-es ‗bir şey‘.

Soru-nispet zamirleri üç zamir etrafında gruplanır: ‗kim‘, ‗ne‘, ‗kay‘ ‗hangi‘.

Trak. öz, Hal. ez kelimeleri iyelik ekleriyle kullanılır, çekimlenir, çokluk eki alarak birçok fonksiyonda kullanılır. Örneğin: Trak. özüm, Hal. ezim ‗kendim‘, Trak. özüy, Hal. ezin ‗kendin‘, Trak. özü, Hal. ezi ‗kendisi‘ v.b (Musayev, 2002, s. 211-212).

1.3.2.4. Zarflar

Zarflar fiillerden, sıfatlardan, sıfar-fiillerden ve zarf niteliğindeki sözlerden önce gelerek onları zaman, yer, yön, nitelik, durum azlık-çokluk bildirme, pekiştirme ve sorma gibi çeşitli yönlerden etkileyip değiştirerek anlamlarını daha belirgin duruma getiren sözlerdir (Korkmaz, 2003, 451).

1.3.2.4.1. Zaman Zarfları

Aşxanda, keläsidä, har künnü ‗Geçmişte, gelecekte, her gün‘

1.3.2.4.2. Yer ve Yön Zarfları

Üvgä derä anı keltirdi ‗Eve kadar onu getirdim‘

1.3.2.4.3. Tarz Zarfları

(30)

1.3.2.4.4. Miktar Zarfları

Men azğına aşkartım ‗Ben azıcık anlatacağım‘ 1.3.2.4.5. Soru Zarfları

Nek beni tınlamas ediy? ‗Niçin beni dinlemezdin‘

1.3.2.5. Fiiller

Fiiller, karşıladıkları hareketler ile zaman ve mekân kapsamı içinde, somut ve soyut nesne ve kavramlarla ilgili her türlü oluş, kılış, kılınış ve durumları bildiren önemli sözlerdir (Korkmaz, 2003, s. 527).

Karay Türkçesin de fiil çekiminde kullanılan şahıs ekleri üç türlüdür:

Zamir Kökenli Şahıs ekleri

Belirsiz (duyulan) geçmiş zaman, şimdiki zaman, geniş zaman, gelecek zaman, istek kipi çekimlerinde zamir kökenli şahıs ekleri kullanılır.

Teklik Çokluk 1. Ģahıs -mIn -m -bIz 2. Ģahıs -sIn -s *-sIz 3. Ģahıs -Ø, -lAr

İyelik Kökenli Şahıs Ekleri

Görülen geçmiş zaman ile şart çekimleri, iyelik kökenli şahıs ekleriyle çekimlenir.

Teklik Çokluk

1. Ģahıs -m -k

2. Ģahıs -y -yIz

3. Ģahıs -Ø, -lAr

Emir Çekiminde Kullanılan Şahıs Ekleri

Teklik Çokluk

1. Ģahıs -(A)yIm -(A)yIk

2. Ģahıs

-GIn

-(I)yIz

3. Ģahıs -sIn -sInlAr

1.3.2.6. Zamanlar

Çekimli bir fiilde, bir oluş ve kılışı şekle bağlayan kalıp dışında bir de zaman öğesi vardır. Fiilde zaman, fiilin gösterdiği oluş ve kılışın, başı ve sonu

(31)

belli olmayan zaman çizgisinin neresinde gerçekleştiğini bildiren bir gramer kategorisidir (Korkmaz, 2003, s. 570).

GeçmiĢ zaman

–DX eki iyelik kökenli şahıs ekleriyle çekimlenir. Olumsuz şekline

–ma/-me eki getirilerek yapılır. yukla- ‗uyumak‘

yukla-dım → yuklamadım, yukladıy → yuklamadıy, yukladı → yuklamadı yukladık → yuklamadık, yukladıyız → yuklamadıyız, yukladı/-dılar → yuklamadı/-madılar

ġimdiki-GeniĢ Zaman

Başlamış ve devam eden zamanın bildirildiği bu çekim için -(y)A eki kullanılır. Ünsüzlerden sonra doğrudan doğruya -A getirilir. Ünlüyle biten fiillere eklendiğinde, -yA ekinin sonundaki ünlü kaybolur ve sadece -y şekli kalır. 1. ve 2. Kişi çekimlerinde zamir kökenli şahıs ekleri kullanılır. 3. kişi çekiminde ayrıca bir şahıs eki getirilmez, +dIr morfemi eklenir. ‗aç-amın, al-abız, kıl-asın, sat-asız, tur-adır, ayt-adırlar‘ ve ‗kol-am, bol-as, sekir-ät, oltur-adlar‘ (Gülsevin, 2016, s. 83).

Gelecek Zaman

Gelecek zaman, zamir kökenli şahıs eklerinin getirildiği -(V)r ekiyle kurulur: sanarm, sanarsın, sanar, sanarbIz, sanarsIz, sanar/-lAr ‗say- saymak‘.

Kip, kök veya gövde durumundaki fiilin bildirdiği hareketin, oluş ve kılışın, konuşan, dinleyen veya kendisinden söz edilen açısından ne biçimde, ne tarzda yansıtıldığını gösteren bir gremer kalıbı, bir anlatım biçimidir. Şekil, zaman ve şahsa bağlı bir yargıya dönüşebilmek için belirli anlatım kalıplarına girerler, bu anlatım kalıplarına kip, bu kavramı karşılayan eklere de kip ekleri denilmektedir (Korkmaz, 2003, s. 569). Karay Türkçesinde kip eklerinin kullanımı şu şekildedir: Emir Kipi

bar-ayım, bar-gın, bar-sın, bar-ayık, bar-ıyız, bar-sınlar

Ġstek Kipi

-GEy eki kullanılmaktadır: anla-ğäymın- /anla-ğäym, anla-ğäysın/bol-ğäys, anla-ğäy, anla-ğäybız anla-ğäysız anla-ğäylar.

(32)

ġart Kipi

İyelik kökenli şahıs ekleriyle çekimlenir: tuy-sam, tuy-säy, tuy-sa, tuy-sak, tuy-säyız, tuy-sa(lar).

Gereklilik Kipi

Sadece 3. teklik şahıs çekiminde görülmektedir: alma keräk, çağırma-ma

keräk.

1.3.2.7. Fiillerin BirleĢik Çekimi Hikâye BirleĢik Çekimi

GeniĢ-ġimdiki Zamanın Hikâyesi -(V)r edi

Yazın Troxka ketär edik. ‗Yazın Troki‘ye giderdik.‘

ġart Kipinin Hikâyesi -sA edi, sEydI

Kumaşım artıx bolsayt, men anı de satxaydım. ‗ Fazla malım olsaydı, ben onu da satacaktım.‘

Gereklilik Kipinin Hikayesi -mA kerak edi

Bizgä körmäk keräk edi. ‗Görmeliydik‘

Bilinen GeçmiĢ Zamanın ġartı

Eger taptım esä sirinlik enayatlarında aziz Tenrinin da kezlerinde dünyanın. ‗Eğer dünya gözüyle yüce Tanrının gözünde şirinlik bulduysam‘

1.2.3.8. Ek Fiil

Geşmiş zaman ve şart çekimlerinde, Eski Türkçedeki er- fiilinin gelişimi olan e- şekli kullanılır. Geniş-şimdiki zaman çekiminde 1. ve 2. şahıslarda isimlere eklenen zamirler ile çekimlenir. 3. şahısta ise +DIr (<turu) kullanılır (Gülsevin, 2016, s. 95).

1.2.3.9. Fiilimsiler

Karayca da mastar şekilleri üç haldedir: İsim-fiil -mA, -mAX, Sıfat-fiil ekleri: äsi, GAn, (y)Adoğon, (U)vçU, mIş, r, Zarffiil ekleri ise (I)p, A, y, -(y)Adoğon, -GAndA, -GInçA, -mAyIn, -maxsız ekleriyle yapılmaktadır (Gülsevin, 2016, s. 96-102).

(33)

1.3.2.10. Fiil Yapımı

1.3.2.10.1. Ġsimden Fiil Yapma

İsim fiil ekleri: +lA-, +DA-, +lAn-, +lAş-, +lAt-, +A-, +I-, +Ay-, +(A)r-, +l-, +ıx-, +sun-, +sa-, +än-, +gä-, +xar- şeklinde sıralayabiliriz.

1.3.2.10.2. Çatı Ekleri

Bu ekler ekin işlevine göre işteşlik, ettirgenlik, geçişli ve dönüşlülük olarak nitelikler verir. -Dır-, -(V)ş-, -t-, -(V)r-, -(I)l-, (I)n-, -GUz- ekleriyle verilmektedir.

1.3.2.11. Bağlaçlar

Bağlaçlar kelimeleri kelime gruplarını, cümleleri ve kimi zaman da paragrafları şekil ve anlam bakımından birbirine bağlayan ve yüklendikleri işlevler ile bağlandıkları sözler arasında türlü anlam ilişkileri kuran gramer öğeleridir (Korkmaz, 2003, s. 1091).

Sıralama Bağlaçları: da ‗ve‘, ham/hem ‗ve‘, ham ki/ hem ki ‗ve de‘,

yemesä ‗ve, veya‘, dağı ‗da, ve‘; Denkleştirme Bağlaçları: hem ... da ‗veya‘;

Karşılaştırma Bağlaçları: klä… klä ‗ya …, ya da, ister … ister‘; Cümle Başı Bağlaçlar: vale ‗ama, fakat‘, ançäx ‗ancak, sadece‘, eger ‗eğer‘, tek ‗ancak, sadece, yalnız‘, ki ‗çünkü‘; Sona Gelen Bağlaçlar: da ‗da‘, dağı ‗da‘ (Gülsevin, 2016, s. 105-107).

1.3.2.12. Edatlar

Edatlar, yalnız başlarına bir anlamları olmayan, ad ve ad soylu kelime ve kelime gruplarından sonra gelerek anlam bakımından onlara hakim olan ve eklendikleri kelimeler ile cümlenin öteki kelimeler arasında çeşitli anlam ilişkileri kuran görevli sözlerdir (Korkmaz, 2003, s. 1052).

İsimlerin yalın hâli, zamirlerin ilgi hâli ile kullanılanlar: üçün ‗için‘, sartın ‗dolayı, sebebiyle, yüzünden‘, üsnü ‗üzerinde; üzerine‘, kibik ‗gibi‘, bıla ‗ile‘, for ‗kez, defa‘, aşıra ‗üstünden‘; Yönelme hâliyle kullanılanlar deyin ‗dek, kadar‘, derä ‗dek, kadar‘, körä ‗göre‘; Ayrılma hâliyle kullanılanlar son ‗sonra‘, sortun ‗sonra‘, başxa ‗başka, ayrı‘; Vasıta hâliyle kullanılanlar birdän ‗birlikte‘ (Gülsevin, 2016, s.108-110).

(34)

1.3.2.13. Ünlemler

Ünlem, söz içinde konuşanın acıma, beğenme, sevinç, korku, çaresizlik, şaşkınlık, üzüntü, dua, hayret, pişmanlık, kıskançlık, özlem gibi çok çeşitli duygu ve heyecanlarını etkili ve kısa bir biçimde anlatmaya; karşındakilere seslenmeye, çağırmaya, cevap vermeye, göstermeye sormaya, onları onaylamaya, redde veya tabiattaki sesleri taklit yolu ile kelimeler türetmeye yarayan bir söz türüdür (Korkmaz, 2003, s. 1140).

Ünlemler nida gösteren kelimelerdir ve kullanıldığı yerde anlamlar taşır. Çağırma, seslenme hay! ğoy! hey! ey! e! ‗hey, ey‘

Gam, korku ay! vay! ay! oy! va! ‗of! ah!‘ o-yoy-yoy! ‗of-of‘ Soğukluk bildirenler brrr!

Hayret, şaşırma o-xo-xo! /o-ho-ho! ‗ah‘, nu!, vot! Beklenmezlik, hayret ah! a!

Razı olmama, istihza xe! fu! Kızgınlık, hiddet ux!

Kararsızlık hm ‗hım‘

Ses taklidi ünlemler: xa-xa-xa! (gülme), kha-kha! (öksürme). Örneklerden anlaşıldığı gibi Karaycadaki ünlemlerin çoğu çevredeki Slav dillerinden alınmıştır (Musayev, 2002, s. 221).

Ayrıca bu ünlemlere ek olarak e, yo şeklinde cevap ünlemleri ve muna gösterme ünlemi de vardır.

1.3.2.14. Cümle Bilgisi

Cümle unsurları arasındaki söz dizimiyle ilgili bağlama, terkip ve ekler yardımıyla (yönetim, uyum) olur. Kelime bağlanma usulü olarak eksiz yan yana gelme, genellikle çeşitli isim türünden sözcüklerle ifade edilen tamlayanın, tamlanan isimle ve zarfın yüklemle bağlanması için kullanılır. Bu durumda belirten bağlı unsur olarak hemen her zaman belirtilenin önünde bulunur: temirli

yol ‗demir yolu‘, Trak., üç dostları ‗üç dostu‘. Ancak Karaycada bu kaide sık sık

bozulur (Musayev, 2002, s. 221).

Karaycaya özgü olan dizim farklılıkları daha ziyade devrik yapılardadır. Bu devrik yapılar sadece cümle unsurların dizilişinde değil kelime gruplarının dizilişinde de görülmektedir (Gülsevin, 2016, s. 113).

(35)

1.4. KARAYCA SÜRELĠ YAYINLAR

Karaylar, yaşanan sıkıntılara, atlatılan savaşlara rağmen 1903-1904‘ten 1940 yıllarına kadar edebiyatlarını canlı tutabilmişlerdir. İbrani alfabesini uzunca bir dönem kullandıktan sonra Leh ve Litvan kaynaklı Latin alfabeleriyle Kiril alfabesini kullanarak süreli yayınları çıkarmışlardır. 1940 sonrasında, bozulan sosyal ve siyasi düzen ile diğer kültürlerin ve dillerin baskılarına maruz kalarak, Karay yazı dili kaybolmaya yüz tutmuştur (Arslan, 2018, s. 266).

Karay edebiyatı en parlak dönemini, Karay Awazy, Onarmach, Halic,

Sahyszymyz, Luwachlar, Przyjaciel Karaima ve Mysl Karaimska gibi dergilerin

çıkarıldığı 1925-1940 yılları arasında yaşamıştır. Karay şair ve yazarlarının ortaya koydukları bu yayınlar, Karay yazı diline önemli katkılar sağlamıştır (Arslan, 2018, s. 266).

Günümüzde Karayca süreli yayınlar Polonya‘da yaşayan Karaylar tarafından çıkarılmaya devam etmektedir. Bu süreli yayınlar arasında Awazymyz,

Almanach Karaimski adlı süreli dergilerin sayıları elektronik ortamda çıkmaya

devam etmektedir. Ancak bu dergilerdeki yazılar o ülkelerin dilleri ile yayınlanmaktadır. Karayca yazılar ise yok denecek kadar azdır. Bu durum Karaycanın tehlike altındaki diller arasında yer almasına ve sosyo-linguistik bakımdan değer kaybına uğramasına zemin hazırlamaktadır (Arslan, 2018, s. 266-267).

Karayca süreli yayınların ilk olarak 1911 yılında çıkmaya başladığını söylemek mümkündür. karaimi.org internet sitesinde Rus dilinde kiril alfabesiyle yayınlanmış olan Karay yazar ve eserleri hakkında bilgilerin olduğu ―Kırım Konusu Karay Avazı‖1

adlı başlıklı çeviriden hareketle Karay yazar ve dergicilik süreci hakkında edindiğimiz kısa bilgiler şunlardır:

Karay dergileri arasında ―Karay Awazı‖ önemli bir yere sahiptir. Sadece Karay Türkçesiyle baskısı yapılan tek dergidir. Lutsk‘ta 1931-1939 yılları arasında Karay öncüsü olarak Aleksander Mardkowicz tarafından çıkarılmıştır. Mardkowicz Lutsk‘ta 1875‘te doğmuş ve 1944‘te ölmüştür.

1901‘de para kazanmak için Brest şehrine gitmiş ve daha sonra Kiev‘de ve Yekaterina‘da kalmıştır. Mesleği noter olmasına karşın genel olarak edebiyat

1

(36)

alanına ilgi göstermiştir. Moskova‘da baskı yapılan ‗Karay Hayatı‘ dergisinde iki önemli yazısını çıkarmıştır.

Bu yazılardan bir tanesi ―Karay halkının evlilik sayısının düşmesi‖ ve diğer yazısı ―Şairlik‖ varlığının göstergesi olarak ―Sistre‖ şiirini yazmış olmasıdır. Birinci dünya savaşından sonra bağımsızlığını kazanan Polonya, sonra da ardından Rusya‘da egemenlik Bolşeviklere geçmesiyle Mardkowicz ailesiyle beraber Lutsk‘a dönmeye karar vermiştir. Halkın arasına girip kültürel çeşitli etkinlikler yapmaya başlamış, yıkılmış kilisenin restore edilmesine maddi ve manevi olarak yardım etmiştir. 1922-1928 yılları arasında halkının yöneticisi konumuna ulaşmıştır. Dinî tüzükleri yeniden düzenleyip hazır bir hale getirmiştir. Edebiyat ve yayın faaliyetleri onun ilgisini çekmiş ve bu alanda daha fazla faaliyetler gerçekleştirmiştir.

20. yüzyıl sonlarına doğru Mardkowicz, Karay yayınevini açmaya karar vermiştir. Karay tarih çağdaşlığını Karay Türkçesiyle yaymak istiyordu. Amaçlarından biri Karay Türkçesine, âdetlerine olan ilgiyi arttırmaya ve yaymaya çalışmaktı.

1930-1939 yılları arasında toplam 16 makale yayınlanmıştır. Bunlardan 11‘i Karay Türkçesiyle yazılmıştır. Aleksander Mardkowicz istisna olarak eskiden yazılmış dinî ilahileri bir araya getirmiş ve ―Luvahlar Dert Takvimini‖ çıkarmıştır. Karay dilinin ve yazılarının, bilenlerin azaldığının farkında olup Karayca-Polonyaca-Almanca sözlüğünü çıkarmıştır. Bu çalışması 1973 yılında N. A. Baskakov, A. Zayaçkovski ve S. M. Şapşal tarafından hazırlanan ―Karayca-Lehçe-Rusça Sözlüğü‖ne ilham vermiştir.

Esas olarak Mardkowicz‘in yaptığı önemli işlerden birisi de Karaylar sosyo-kültürel ve dinî yaşamlarının konu edildiği, Karay dergiciliğinin de yapı taşı olan ―Karay Avazı‖ dergisini çıkarmasıdır.

Mardkowicz Karay Türkçesinde hazırladığı ve baskısını yaptığı ―Karay Avazı‖ dergisine süreklilik kazandırmıştır. 1930 yılının kasım ayında Karay Türkçesinde halka çağrı yapıp, Karay Türkçesine ait bilgiler istediğini belirterek, bu bilgilerin derginin yeni baskısında yayınlanacağını bildirmiştir. ―Biznin Yolumuz‖ adlı yazısında ana dilinin Karayca olduğunu belirterek bu derginin amaçladığı hedefleri şöyle açıklamaktadır. ―Derginin bizim ana dilimizde

Referanslar

Benzer Belgeler

Vitamin D’nin otoimmünite ile ilgisini göstermek amacı ile yapılan bir çalışmada psoriasis hastalarının, pozitif kontrol olarak kabul edilen romatoid artrit

Bu bulguların aksine ABD'nin doğu sahilinde bulunan 17 otelde 253 işgörenle yapılan çalışmada duygusal uyumsuzluk (yüzeysel davranış) ve duygusal çaba

First, central infusion of specific agonists for the receptors of SP (neurokinin receptor 1, NK1R), NKA (NK2R) and NKB (NK3R) each induced gonadotropin release in adult male

Bu modelde bağımlı değişken faiz oranlarındaki değişiklik, açıklayıcı değişkenler ise enflasyon sapması Tüfegap, üretim açığı gsmhgap ve bir devre önceki faiz

Tablo 2'de oda sayılarına göre satış oranlarının bölge ve il bazında dağılımında şu bulgulara rastlanmıştır: Akdeniz'de en yüksek satış oranı üç

Buna “kanun yoluna başvurmanın aktarma veya devretme etkisi” denir. Kural olarak kanun yolu uyuşmazlığını çözecek olan makam, uyuşmazlığa konu olan kararı vermiş

Dünya Ham Manyezit Üretimi (Bin ton, parça MgC(&gt;3) Ülke Avustralya Avusturya Brezilya Kanada Çin Çekoslovakya Yunanistan Hindistan K.Kore Nepal G.. Avrupa'nın en

Herein, we report the case of a 27-year-old man who presented with symptoms of acute appendicitis and diagnosed to have approximately 30 cm-long small bowel