• Sonuç bulunamadı

Abes ve haince...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Abes ve haince..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Abes ve haince...

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yargıyı ilgilendiren bu konuda

soruşturma ve araştırma yapması ve mahkum ların “itibarlarının

iadesine” karar vermesi de hukuken m üm kün değildir.

ŞİAR YALÇIN

Hukukçu- Yazar

?i

/¡at ~

İ

stiklal Mahkemesince mahkum edilmiş olan İzmir suikastı sanıkla­ rının itibarlarının iadesi hakkında Refah Partili milletvekillerinin teş­ vikiyle TBM M ’ye verilmiş olan önerge, tek amacı milletimizin kur­ tarıcısı, demokratik ve laik Türkiye Cum­ huriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal

Atatürk’ü kötülemek, düşmanlarını des­

teklemek ve yüceltmekten ibaret olan gay- riciddi , abes ve haince bir teşebbüstür. İçinde yaşadığımız istikrarsız siyasi ortam­ da nifak yaratmış, Atatürk ilke ve devrim- lerine gönül vermiş milyonlarca kişiyi rahatsız etmiş, kin ve nefret tohumları saç­ mış ve tehlikeli olabilecek gelişmelere yol açmıştır. Ama belki de aslında olayın o ka­ dar abartılacak bir yönü yoktur. Malum şahısların A tatürk’e ve laik Cumhuriyete düşmanlıkları zaten herkesçe bilinmekte ve büyük çoğunluk tarafından lanetlenmek- tedir. Ama suret-i haktan görünerek, insan haklan, adil düzen, zulme başkaldırma, din özgürlüğü gibi kisveler altında halkı al­ datmak amacıyla verilen bu önergenin temas ettiği konu aydınlatılmalıdır ki, bil­ meyenler işin içyüzünü öğrensinler.

Bir kere Türk Ceza Hukuku’nda iade-i itibar diye bir müessese yoktur. İadc-i mu­ hakeme ve memnu hakların iadesi vardır, ama onun da burada ayrıntılarına gireme­ yeceğimiz koşullan karşısında bu hüküm­ lerin İstiklal Mahkemesi tarafından mah­ kum edilmiş ve bugün hepsi ölmüş olan kimselere tatbikine olanak yoktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yargıyı ilgilendi­ ren bu konuda soruşturma ve araştırma yapması ve mahkumlann "itibarlarının ia­ desine" karar vermesi de hukuken müm­ kün değildir. Gerçi suikast davasında İstik­ lal Mahkemesi’nce gıyaben 10 yıl “kala- bentlik" cezasına mahkum edilmiş olan

Rauf Orbay 1935’te Türkiye'ye döndüğü

zaman bir askeri mahkeme tarafından ak­ lanmıştı, ama orada sanığın gıyaben m ah­ kum edildiği bir suçtan yeniden yargılan­ ması söz konusuydu, yani koşullar çok farklıydı. Menderes, Zorlu ve Polatkan hakkında TBMM tarafından verilen karar ise bambaşka bir meseledir ve bunun meş­ ruiyeti (lejitimitesi değilse bile legalitesi yani yasallığı) çok tartışmalıdır.

Kaldı ki, yürürlükteki mevzuatımız böy­ le bir muameleye cevaz verse bile, aradan geçen bunca yıldan sonra yeni deliller elde edilmesi ve bunlara göre mahkumiyet ka­ rarlarının iptali nasıl mümkün olabilir? Bütün bunlar ham hayalden ibarettir. Fa­ kat benim burada üstünde durmak istedi­ ğim bir başka nokta var. Suikast teşebbü­ sünün başlıca manevi faili, ceza hukuku tabiriyle azmettireni sıfatıyla Ankara İstik­ lal Mahkemesi tarafından idama mahkum edilerek asılan ve bugün 2. cumhuriyetçi li­ beraller ve demokratlar)!) tarafından gök­ lere çıkarılarak ülkülerine bayrak edilmek istenilen İttihat ve Terakki Partisi’nin ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey (babam) gerçek­ ten suçsuz yere asılmıştır ve bunun böyle olduğu bugün aşağı yukarı bütün ilgililerce kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu haksız karardan dolayı Atatürk ve İnönü'nün de üzüntü duydukları yaygın bir rivayettir. Gerçekten de, mahkeme kararında ve bu­ gün TBMM arşivlerinde bulunan dava dosyası münderecatında babamın bu hain­ ce teşebbüse şu ya da bu şekilde iştirak etti­ ğine ve hatta bundan haberi bulunduğuna dair en ufak bir kanıt yoktur. Ama İstiklal Mahkemeleri, bilindiği gibi. Meclis tara­ fından kurulmuş ve Meclis adına hüküm vermiş olan olağanüstü mahkemelerdi. Kanunlara göre karar verirlerdi ama nor­ mal muhakeme usulünü uygulamazlardı

ve hükümlerinin ne temyizi vardı, ne de idam kararlarının Meclis tarafından infazı­ na karar verilmesi söz konusuydu. Zaten babam ve öteki bazı eski İttihatçılar (Dr. Nazım, Nail ve Hilmi beyler) hakkındaki idam kararlan suikasta katıldıklanna dair aleyhlerinde ciddi kanıtlar ve çoğunun açık ikrarlan bulunan sanıklann mahkum edi- | lip asıldıklan İzmir’de değil, o davadan tef­ rik edilerek aynı mahkeme tarafından kısa bir süre sonra Ankara’da görülmüş olan dava sonucunda verilmiştir. Bu dava ise suikast suçunun manevi faillerinin geri ka­ lanlarını da kanıtlanyla meydana çıkar­ mak amacından çok, sanıklann -özellikle babamın- siyasal geçmişini, yani memleke­ ti felakete sürüklediği iddia edilen İttihat ve Terakki içindeki rolünü ve faaliyetlerini yargılamak ve bir yerde yeni iktidann eski iktidardan hesap sormasını ve son kalıntı­ larını tasfiye etmesini sağlamak amacına yönelmişti. Kısacası, Cavid Bey’in ve daha bir kaç kişinin, ama karakteri, mizacı, her türlü ifrata ve şiddete karşı olması bakı­ mından özellikle Cavid Bey’in, A tatürk’e düzenlenmek istenilen suikast ile hiçbir alakası olmadığı kesin gibidir. Hiç değilse ben kendi hesabıma babamın kamu vicda­ nında ve tarih önünde beraat etmiş olduğu­ na inanıyor ve bu itibarla da iade-i muha­ keme ya da itibarın iadesi gibi bir yasal prosedüre -mümkün olsa bile- gerek gör­ müyorum.

Şunu da belirtelim ki, Atatürk ve Cum­ huriyet düşmanlarının ve bu arada fanatik İttihatçıların bir iddiasına göre, İzmir sui­ kastı tamamen bir komplo, bir muvazaadır ve siyasi polis (Geslapo) tarafından tezgah­ lanmıştır! Hayali sanıklar kandırılmış, sah­ te itiraflar elde edilmiş ve 15-20 kişi tama­ men suçsuz olarak asılmıştır! Bu bir deli saçması, bir hezeyandır. İzmir suikastı ha­ zin fakat somut bir gerçektir ve evveliyatı vardır. Bunu bir başka yazımda belirtece­ ğim.

Allah, bu önergeyi verenlerin, A tatürk’e dil uzatanların, hele ona ve namuslu ailesi­ ne en şeni ve pespaye iftiralarda bulun­ maktan çekinmeyenlerin günahlannı affet­ sin!

Referanslar

Benzer Belgeler

Giri şimimiz ile doğrudan ilgili olmamakla birlikte, onun anlayışına ciddi destek olmasını beklediğimiz Ekolojik Restorasyon & Permakültür Kursu, 14-22 A

Oyunun içeriği, 2 Nisan 1948’de Kırklareli ormanlarında gizli güçlerin komplosuyla katledilen Sabahattin Ali’nin arkasından yaşamı üzerine basında çıkan

İki ço­ cuk babası olan Burhan A r­ p ad ’ın cenazesi, Şişli Ca­ mii ’nde öğle namazını takiben kılman cenaze namazının ardın­ dan, Kozlu’daki

Hazırlanan Yazı dersi modeli içerisinde öğrenciye yaptırılan çalışmalar hakkında öğretim elemanlarının görüşlerini gösteren tablo………....……….100

Buna ihtiyaç duymayan tek güç temeli, bilgi (ikna) gücüdür. Güç sahibi, mantıksal argümanlara dayalı olarak daha alt kademedeki bireylerde bilişsel ve davranışsal

D em ir'in 30 kilo pudra şekeri, 50 jelatin, 35 li­ mon harcayarak 20 günde yaptığı Dolmabahçe Saat Kulesi de beğenildi. Kişisel Arşivlerde

E skişehir Osmangazi Üniversitesi, Hezarfen Havacılık ve Uzay Kulübü, bu yıl dördüncüsünü düzenleyeceği He- zarfen Savunma Sanayii Günleri etkinliğini 7-8 Mart 2014

son çeyrek yüzyılda gerek UNESCO gibi küresel kuruluşlar gerekse Tarihi Kentler Birliği ve ÇEKÜL Vakfı başta olmak üzere pek çok ulusal kuruluşun bilinç ve