• Sonuç bulunamadı

Küçük Hüdadat Lokantası:Tencere yemeğinin binbir lezzeti

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Küçük Hüdadat Lokantası:Tencere yemeğinin binbir lezzeti"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

O F R A Bekri Çeşnici

Küçük Hüdadat Lokantası

Tencere yemeğinin binbir lezzeti

Bir yanı Bahçekapı'ya, bir yanı Em inini! Meydam’ na bakan Şapçı Han’daki “ Küçük Hüdadat Lokantası", hemen hemen Cumhuriyet ile yaşıt sayılabilir.

E

minönü, Sirkeci, Bahçekapı bir metro­ polün serüvenini yaşamış, tüm civcivli semtler gibi zaman zaman değişime uğ­ ramış; kimi zaman parlamış, kimi zaman bi­ raz gölgede kalmış köşeleridir İstanbul’un...

Koskoca Osmanlı Sadrazamı’nm iki adım ötesinde. “ Orient Express” ile birlikte baş­ kentin Batı’ya açılan kapısı olan Sirkeci, bü­ yük tüccar, avukat yazıhanelerinin bulundu­ ğu yerlerdi. İmparatorluk döneminde, Sirke- ci’nin otelleri, önemli konaklama merkezle­ riydi ve Beyoğlu yakasındaki Tokatlıyan gi­ bilere karşın önemlerini korurlardı. Her biri bugün bakıldıklarında, insanın içini burka­ cak kadar küçük ve eğri büğrü olan bu otel­ ler ve altlarındaki kıraathanelerde, impara­ torluğun yazgısının değiştiği kararlar alınır­ dı. Meserret kahvehanesinin İttihatçıların ta­ rihindeki yerini bilenler, yıllar sonra bu kah­ veyi, üstündeki oteli görünce belki düş kırık­ lığına uğramış olabilirler.

Bana sorarsanız Cağaloğlu ve Sirkeci, hat­ ta Bahçekapı ile Eminönü, Vakıf Han, bu­ gün postahane olan eski Adliye ve Yeni Ca­

mi ile Sirkeci Garı ve şimdiki İstanbul Lise­ si, geçmişin Düyunu Umumiye binası dışın­

daki yapılarıyla, imparatorluğun son yılları­ nın döküntülüğünü simgeler.

Ama İmparatorluk sona erer ermez Sirkeci Bahçekapı ve Eminönü önemlerini yitirme­ diler. Kapalıçarşı’sı, Mercan’ı. Sirkeci’si ve Bahçekapı’sı ve Eminönü’sü ile bu bölüm, yine zengin tüccarın, avukatların, gümrük komisyoncularının odaklandığı yerdi. O za­ manlar, zengin kumaşçılar Mahmutpaşa, Sir­ keci ve Bahçekapı’dan çıkıp sanayici olma­ mışlardı. İstanbul’un ticaret zenginliğinin çok büyük bölümü, eski kentin bu noktalarında toplanmıştı.

Tüccar, komisyoncu, avukat, hanlardaki bürolarından çıkıp kazançlarına, düzeyleri­ ne ve beğenilerine göre çeşitli lokantalara gi­ derlerdi. Bunlara o sırada oralarda odaklan­ mış büyük bankaların müdürleri de iş çok­ luğundan yemekleri bankaya getirtmiyorlarsa katılırlardı.

Çevrenin ünlü lokantaları içinde, ilk dör­ dü oluşturanlar tabii ki, Könyalı, Borsa, İs­

tanbul ve Ege lokantalarıydılar. Bunlara, Mı-

sırçarşısı’nın girişindeki Pandeli de eklendi ve günümüze dek değişmeden varlığını sür­ düren de tek o oldu.

Konyalı, lokantanın bulunduğu binanın yı­ kılmasıyla sokak içine çekilip biçim değiştir­ di.

Borsa, yerini değiştirdi ve bir de kentin yeni zenginlik odaklarından Osmanbey’de yeni bir yer açtı ki eskisiyle kıyas kabul etmez.

İstanbul lokantası, banka oldu.

Ege lokantası, önce “ son dönerci u sta sı­ nı emekli etti, sonra da kapandı. Şimdiler­ de Hafız Hayrettin Sokağı ile Eminönü ara­ sındaki Bahçekapı’dan meydana çıkan geçit­ te, bodrum katında bir yer açtılar Ege’nin es­

ki çalışanları.

Bütün bu değişimi, bütün bu gelişmeleri görmüş ve yaşamış bir tarihi binadır “ Şapçı

Han” . Bir yanı Bahçekapı’ya bir yanı Emi­

nönü Meydam’na bakan Şapçı Han, içinde ter­ zilerin, fason iş yapanların, bir de gümrük komisyoncularının bulunduğu Bizans’tan kal­ ma bir bina. İlk zemin katta, 1930’larda açıl­ mış, “ Küçük Hüdadat Lokantası” , İranlı

Yusuf ile, personelin yıllar yılı “ Madam” di­

ye andığı karısı tarafından işletilirdi. Kısa za­ manda en kalbürüstü avukatlar ile tüccarın değilse de -ki arada onlar da çeşni değiştir­ mek için gelirlerdi- çevrenin uğrak yeri o l- » muş. Çünkü Hüdadat, temiz, özenli ve lez­ zetli tencere yemeği ile çevrede çalışanlara bir ev mutfağı sunmuş. 1946 yılında H an’ın üst katma çıkan ve hemen hemen Cumhuriyet ile yaşıt sayılabilecek Küçük Hüdadat’ta artık

“ Madam” yok. Yusuf’un gidişinden sonra

yıllarca yönettiği bir lokantayı son gününe kadar götürmüş; yanında çalışanlara devre­ derek ölmüş.

Allah için lokantanın yeni sahipleri kali­ teyi hiç bozmayıp sürdürmüşler, her dönem ucuz olan fiyatları da.

Çorbanın, et veya etli sulu yemeklerin, kı­ zartma ve haşlamaların, patatesli rosto köf­ te, İzmir köfte, fındık köfte, kadınbudu köf­ te, Macar köfte, tepsi köfte, patatesli şiş köf­ te, ızgara köfte ve kışın terbiyeli şiş köfte, mevsiminde ciğer sarmanın da bulunduğu Küçük H üdadat’ta sebzelerin aklınıza gelen her türlüsünü, kök kereviz ile mercimek yah­ nisini de içeren her çeşit zeytinyağlı bulabi­ lirsiniz. Pilavları, makarnaları, kompostoları ile ve de hamur tatlıları ile tencere yemeği­ nin her türünü sunan, Türk mutfağının gü­

zel örneklerini veren Küçük H üdadat’ta ge­ çen hafta iki kişi, gerçekten nefis birer sade yağlı dolma (fotoğrafçı arkadaşım Haşan De­

niz yalnızca biber, ben ise biber kabak karı­

şık) yedik. Üstüne çeşniyi denemek için bi­ rer pilav söyledik; birimiz kuru köfte öbü­ rümüz de kuzu fırın istedik yanına. Bu son derece doyurucu ve çok lezzetli yemek için de on dört bin lira hesap ödedik ki bunun hiç küçümsenmeyecek bir bölümü de sıcaktan yandığımız için devirdiğimiz altı şişe suya git­ mişti.

Hüdadat, tarihi bir semtte, tarihi bir han içinde, tarihi Türk mutfağını sürdüren, alçak­ gönüllü ucuz bir lokanta. Hepinize salık ve­ ririm. □

KÜÇÜK HÜDADAT,

KÖMÜRCÜ BEKİR SOKAK, NO: 2 BAHÇEKAPI / İSTANBUL

?Q

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

F o to ä ra f: H A S A N D E N İZ

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç olarak; önceki araştırmalarda bahsedilenler ve çalışmamızda ortaya çıkan sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda; bu tarz köftelerin yapımında ya da

215 TL’lik maliyet açığı ürünün tüm yaşam döngüsü (tasarım, tedarik, üretim, kullanım, satış sonrası destek vb.) incelenerek değer mühendisliği

Saat 3 te Büyükada İskele meydanın­ da kıymetli müverrihin tabutu etrafında ailesi ve çocukları başta olmak üzere lise talebeleri, Büyükada îlkmekteb

Bu makalede bölgeden derlenen 2769 adet yer adı genel özellikleri itibari ile sınıflandırılmış ve yöre insanının yer adı vermede hangi kriterlere önem verdiği

Pl (Porta Caligaria adıyla anılan bu kapı ayakta olup adını taşıyan semttedir), AYVANSARAY KAPISI (Kara surları üzerindeki son kapı olup hâlen bir bölümü

KlsacaSI dayak, bir otoriteyi kamtlama ve egemenlik ili$kisinin stirdtiriilme araCi olarak kullamlmaktadlr( 11). Aile icinde fiziksel ~iddete maruz kalml$ kadm

身 在 輻 中 應 知 輻