3 Birinciteşrin 1940
o®
—
Gare—
Nıier
Okuyoruz
Ankaradan İstanbula geçerken vagon restorandan sevimli romancı mız Reşat Nuri ile bir masaya düş müştük. Dört beş sene evvel Ada- ııada Maarif Müfettişi sıfatiyle uzun müddet kalan Reşat Nuri’den çok tatlı bir eda ile anlattığı Adanaya ait ihtisaslarını dinledikten sonra üstada son zamanlarda niçin ro manları intişar etmediğini sordum. Meşhur roman üstadı, meşhur tebessümünü dudaklarından bırak- mıyarak cevap verdi:
— Dünya harbini görüyorsunuz? Şimdi okuyucunun kafasını harbe ait mevzular doldurmuştur. Casus romanları, harp romanları işte bu günün en revaçta mevzularıdır. Mamafi bu da bir ihtiyaçtır. İnsan kafası bundan da hissesini almalıdır. Biz ise dünya buhranından sonra romana tekrar başlarız.
* * *
İstanbulde bir kitapçıya: — En çok satılan, okunan ki taplar nelerdir? diye sormuştum. Aldığım cevapda Üstad Reşat Nuri’nin fikirlerini taşıyordu.
Artık kalp titremeleri, • mariz aşk oyunlarına ait macera roman larının satışları azalmış, harbe ait hatıralar, casus ve polis romanla rı askerlik bahislerine ait her tür lü neşriyat eskisine nazaran yüzde seksen artmıştır.
Buda gösteriyor ki sulhun tim sali olan edebiyat bile yerine göre harbe ait en kanlı mevzulara ma- kes olabiliyor.
Faket biz edebiyatın hakikî veçhesine dönmesini, hakikî sanat eserlerinin ve duygularının harp badireleri içerisinde ölmemesini is tiyoruz.
Senesini geçen harbin doğur duğu ve doğuracağı edebiyattan, beşeriyet acı da olsa hissesini al mıştır. Dünyamız artık edebiyatın sulh ve sükûn timsali olan eski vazifesine bir an evvel avdetini dört gözle bekliyor.
Taha Toros
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi