Fatih Sultan Mehraed İstanbulu aldıktan sonra (şehrin dahilinde çarşılar, hanlar, dükkânlar, ha mamlar, haneler ve camiler) ya pılmasını emretmişti. (1).
Şarkta bez satılmak için yapıl mış, sonra her nevi kıymetli eşya nın alım, satımma tahsis olunmuş Kapalıçarşılara bedesten denilmek teydi. îstanbulda biri Galatada, di ğer ikisi îstanbulda olmak üzere üç bedesten inşa olunmuştu.
Fatihin eski saray yakınına yap tırdığı bezestan sonraları eski be- zestan, iç bezestan yahud cevahir bedestam diye anılmaya başlamıştı. Bunun ilerisine yapılan ve yeni bedestan denilen Kapalıçarsıda (bir yolu pamuk, bir yolu ipekle dokunan ve sandal denilen) bir nevi kumaş satışına tahsisinden do layı Sandalbedesteni ismini almıştı.
Her iki bedesten de Fatih devri inşa karakterindedir. 28X36 metre ölçüsünde olan eski bedesten dört duvar ile sekiz fil ayağı üzerine yapılmıştır. Üstü üç sırada on beş kubbe ile örtülüdür.
Eski bedestenin içinde 28 mah zen ve dolab denilen dükkânların altında da bir çok sandılkar var dı. Fatih devrinde bedestende yüzü ayrı, yirmi sekizi dükkânla beraber olmak üzere tam 128 sandık yani kasa veya mahzen ulunmakta idi (2).
Eski zenginler, tacirler mücev herlerini, kıymetli altın, gümüş eş yalarını bedestendeki kasalarda kü çük bir ücret mukabilinde saklar lardı.
(Bedestenlere emanet edilmiş, zamanla unutulmuş ve mirasçısı | çıkmamış eşya ve mallar beytülma- la kalırdı. Abdülmecid devrinin Şeyhislâmlarından Mokkizade Mus tafa Asım Efendi, büyük bir ser vet topladıktan sonra 1846 yılında
ölmüş ve bedestende muhafaza et tiği kırk bin kese akçe devlete in tikal ederek bu para ile Ayasofya camii tamir ettirilmişti.) (3).
Bedestende dünyanın ve İmpa ratorluğun her tarafından toplan mış mücevherler, altınlar, silâhlar,
kıymetli kumaşlar, şallar, kürkler, halılar ve her nevi kıymetli eşya bulunurdu. Buradaki esnaf şehrin en zengin esnafı idi. Bu sebeble Çarşı geç açılıp erken kapatılır, cuma günleri de tatil yapılırdı.
İmparatorluğun serveti burada büyük bir emniyet içinde muhafaza edilirdi. Evliya Çelebi bedesten bekçilerinin dürüstlüğünden bah sederken (bunlar öv)e mutemed a- damlardır ki hedestende olan do-t lablar açık kalıp nice Mısır hnzi-
pesi. hesabını ancak Bari bilir, mü cevherat, murassaat meydanda yat tığı halde) asla el sürmezler de mektedir.
Kapalıçarşınm iç ve dış kapıları vardır. Eski Bedestenin dört cep hesindeki kapıların bilinen en eski isimleri Sahaflar kapısı, Takkeci- ler kapısı, Zenneciler kapısı ve Kuyumcular kapısıdır.
Bedesteni 16 ncı asrın İkinci ya rısında ziyaret etmiş bulunan N i- colas de Nicolay şunları yazmak tadır: (Bedesten denilen mahal m u rabba şeklinde ve yüksek, büyük
bir kapalı holdür. Dört kapısı ve
Yazan:
Halûk
Y.
Şehsüvaroğlu
içeride o kadar yol vardır. Bu yol ların iki tarafında, mücevherat ve ziynet eşyası v e envai kürkler gibi nadir ve kıymetli eşya ile do
lu dükkânlar bulunur. Nefis cins ten olan kürkler çok ucuz fiatla satılır, bazan Zerdevadan yapılmış uzun bir cübbe seksen, yüz düka- ya alınır, halbuki başka yerde üç, dört misline alamazsınız. Bedesten de, bunlardan başka, her türlü al tın ve gümüş işlemeli ve ipekli k u maşlar, nefis marokenler, firuze işlemeli kemerler, kalkanlar, han çerler ve diğer çok kıymetli eşyalar vardır. Bedesten cumadan maada her gün öğleye kadar açıktır.)
Bedesten 18 inci asrm başlarında büyük ve esaslı bir tamir görmüş tür. Bu sıralarda İstanbula gelen Toum efort (Bedestenin dört sene- denberi tamir ve imar edildiğini, kubbelerin tamamile tuğlalardan yapıldığım ve binanın eskisinden daha aydınlık olacağını söylemekte ve yapılan ilâveler arasında çarşı ya nezaret eden memurlar ve bek çiler için yeni daireler bulıinduğu- nu da zikretmektedir.) (4).
Bu tamirlerden sonra ve 18. asır ortalarında İnciciyan isimli bir İs tanbullu da çarşı hakkında etraflı malûmat vermektedir:
(Cevahir Bedesteni denilen yer murabba şeklinde olup etrafında o - Ian ve Türklere aid bulunan dük kânlarda mücevher, sırmalı Hind
kumaşları ve diğer kıymetli eşya satılmaktadır. Bu bedestenin dört demir kapısı, önlerinde yapılan m e- zadlara göre adlandırılmıştır. Bun lardan mücevherat mezadı yapılan kapı (K uyum cular), hazır elbise mezadı yapılan kapı (Oturakçılar), kitab mezadı yapılan kapı (K itab- cılar), keza hazır elbise satılan di ğer mezad yerindeki kapı da (D o- lancılar) ismini taşımaktadır. İlk kapı gruptan yarım saat evvel, di ğer kapılar ise öğleden sonra m e zad bitince kapanmaktadır. Sandal Bedesteni ismini taşıyan ikinci Bedestendeki dükkân sahihlerinin çoğunu Sakızlı Rumlar ve Lâtin- ler teşkil etmektedir.) (5)
Kapalıçarşı muhtelif tamirler görmüş ve 1894 zelzelesinden sonra esaslı tadilâta uğramıştı. Bu tamir de çarşı, bazı kısımları kaldırılmak suretile küçültülmüştü. Çadırcılar, Kürkçüler kapılan kaldınlmış, ev velce iç kapılar halinde bulunan dua ve Bat pazarları. Yorgan ve Koltukçular kapılan da dış kapı haline getirilmiştir. Lûtfullah so kağı tamamile yıkılmış ve Lûtful lah kapısı da kapatılmıştır. Evvelce çarşının içinde bulunan (Sam iclı Han, Paçavracı Hanı, Alipaşa camii Hanı) dışarı bırakılmıştır. Y olge çen hanının bir kapısı da dışanda Kalmştır) (6)
Çarşıda eskiden (iki lokanta, 4399 dükkân, 2195 oda, bir hamam, 497 dolab, 12 hazine, bir cami, 10
mescid, 19 çeşme, 8 tulumbalı k u yu, bir türbe, 24 han ve bir m ek- teb) bulunuyordu.
Kapalıçarşı içindeki çeşidli bina larla, caddeler, sokaklar ve m ey danlarla bir küçük şehir halinde dir. Ana caddelerini (Çadırcılar caddesi. Yorgancılar caddesi, Fesçi ler caddesi, Kalpakçılar caddesi, Keseciler caddesi, Takkeciler cad desi, Kuyumcular caddesi, Çarşı- kapısı - Nuruosmaniye cadde - si) teşkil etmektedir. İçindeki so kaklardan bazıları da (Kavaflar sokağı, Basmacılar sokağı. Sandal Bedesteni sokağı, Muhafazacılar sokağı. Ağa sokağı, Zenneciler so kağı, Aynacılar sokağı vesair) isim lerle anılmaktadır.
19. asrın 2. yarısından itibaren Avrupa kumaşlarının geniş ölçüde memleketimize ithali, bedestenle rimizin yerli el dokuması kumaş lar ticaretini sekteye uğratmış, ban kalann açılmağa başlaması da Be destenin banka hizmetine nihayet vermişti.
Bu suretle eski Bedesten m ü cevherat, halı, antika eşya satışile iktifaya başlamış, Sandal Bedeste ni ise faaliyetten kalmış ve 1914 yılında burası İstanbul Şehremane ti tarafından satm alınarak bir umumî mezad yeri haline sokulmuş tu.
Kapalıçarşı bu son müessif yan gından evvel 9 eylül 1943 tarihinde bir yangın afeti daha geçirmiş ve o defa Yarımtaş han, Yeşiltulumba, Mütevelli, Sarıhasan, Yeşildirek, Ağahan, Cübbeci sokaklarile A li paşa hanı yanmıştı.
Kapalı çarşı, beş asırlık İçtimaî hayatımızın en renkli .en güzel bir meşheriydi. Asırların zevki, serve ti, ihtişamı, o sokaklarda, o dük kânlarda seyredilmiş, eski İstan bullular renk renk kıyafetlerde hüzünleri ve şevklerde (A tik) ve (Cedid) Bedestenlerde dolaşmış lardı.
Her devirdeki hayatımızı akset tiren çarşı, yabancı seyyahların k i- tablarında, yabancı ressamların fuçalarında binbir gece masalları gibi yaşatılmıştı.
Çarşının üçte birini yakan dün kü yangının kalblerimizde yarattığı sızı tarihimizin ve sanatımızın bir kısmını kül ettiği’ için çok derin ve acıdır.
(1) Krotovlos, Fatih Sultan Mehmed Tarihi.
(2) Fatihin arabca vakfiyesinde ki malûmat. Osman Nuri Erkirir Bedesten yazısından.
'(3 )"'Osman’ N u ri'E rkin , fied es-ı ( ten, İslâm Ansiklopedisi.
(4-5) Eremya Çelebinin İstanbul Tarihi, Hrand Anderasyon’un not larından.
(6) Efdalâddin Tekiner. The Great Bazar of İstanbul.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toras Arşivi