• Sonuç bulunamadı

Rıfatlu damat bey

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rıfatlu damat bey"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A K Ş A M

T T - r s ıılo

K ' t - r /

...

£ = D ü n d en , Bugünden

Rıfatlû Damat bey

--- — ---

;--- >

A rkalı zat ve biricik kızı

K ö ş k e

yen i gelen

arabacı

K e r im e hanımın Şaban ağaya ısınışı

D erd e bulunan deva

D am at beyin tü y dikişi

İki üç ay önce vefat etmiş; gazete­ ler, şimdiki usul üzere, filancaların babası, kaynatası; falancalann büyük babası, amcası diye yazmışlar. Gözü­ me ilişmedi; evvelki gün bir tanıdık­ tan duydum.

Ona, (İzzetlû Damat bey) adını

takmışlardı. Bilmem doğru, bilmem

yakıştırma, hikâyesi ortalığa dümbe

düdük olmuştu. Hayli meraklıdır,

anlatmağa değer.

Arkalı zat ve biricik kızı

Sultan Hamit devrinde sivil rical­ den, mâruf bir zat vardı. (Arkalıdır, Mabeyinci K. beyni adamıdır. Saçma

Y azan:

Sermet Muhtar Alus

nahına giriyorlar) diye kalkcn kılıç olanlar da çok

Köşke yeni gelen arabacı

Günün birinde köşkün kaç yıllık

arabacısı sılaya gidiyor. Direklerara- sıııda'ki kahveci Arap Said’e habc-r gönderiyorlar. Eskiden, hoppadak her

hangi bir arabacı tutulamazdı. En

önce şeklü şemailine, kılık kıyafetine bakılırdı. Bunlar uygun olmazsa, iste­ diği kadar usta olsun, kibar konaklar- sakahna kır düşmeden ûlâ rütbesine da kapı bulamazdı.

erdiğini, birinci Mecidl ve Osman'ı; Kerime hanım, bahçede ooy göste­

ren seyisi pencereden görünce, olan­ ca sinirleri boşanarak terter tepini­ yor:

— Binmem bu yarmanın kullanaca­

ğı arabaya. Baksanıza sırık hamalı

nişanlarını göğsüne takdığını söyler­ lerdi.

Yazları da ... de, mükellef köşkün­ de otururdu. Ahırında bir çift beygir, arabalığında fatyon, kupa. Dari dün­

yada biricik evlâdı vardı. K ızcağız' gibi, kimbilir ne dangıl dunguldur; ufacık tefecik, köşkün içinde 9 körün ¡kıyafeti de maazallah!.. Başındaki bir değneği. Gelinlik çağını aşmış, yağlı fes, sırtındaki yenleri dirsekte, 20 sine varmış amma, hiç göstermez; ¡etekleri diz kapakta, soluk setresini,

bodur tavuk, herdem piliç. Şımarık paçaları lime lime pantaionunu gör-

mı şımarık; el bebek, gül bebek. F c-'m iiy or musunuz? Dosta düşmana

nerbahçeye, çiftehavuzlara, Kuşdili; karşı rezil ve rüsvay olamam!

ne; ramazanlarda Şehzadebaşmm

\

İki haftadır Fenerbahçe’ye uğra-

araba piyasalarına, kışın kupa ile Be- mamış. O gün pazar, hem de civarda

yoğlu gezintilerine devamdan geri Fn-nklerin Gül bayramı şenliği var.

kalmazdı.

Huyu gibi, giyimi kuşamı, süsü tu­ valeti de acayip: Göze çarpacak

reıık-Kaçırnn mı? Mutlaka gitmeli... Yormaya Başağanm fesi, pantolo­ nu giydirilmiş. Kâhya kadın, herifin lerde, meselâ galibarda, çini mavisi,¡setresini çıkartıp yenlerini, eteklerini turuncu çarşaflar; zümrüt yeşili, toz söküp uzatmış; sabunlu sularla silip pembesi, kanarya sarısı yeldirmeler ^ ütülemiş. İki taze süsleırp püslenip

giyer; aynı kumaştan, katmer katmer j inmişler aşağ.ı Küçük hanım, yeni

dantelli şemsiyesini açar; yüzünde arabacıya sormuş: Acın ne?

kat kat pudra, allık, gözlerinde kuy- j — Şaban bendeniz! (isim değişli- ruklu sürmeler; ayaklarında o vakitier trü®iştir )

kimsede görülmedik, bilhassa yaptırıl­ mış, gayet uzun ökçeli küçücük iskar­ pinler, herkesi kendine baktırırdı.

Erkeklere fındıkçılığı, tebessüm me- bessüm, hele işaret mişareti hiç

gö-— Nerelisin?

— Şebinkarahisarlıyım efendimi Ham halat gibi duruyor amma b. k-sar.a terbiyesine, yol erkân bilişine. Baştan aşağı süzüyor: Eni konu ya-rülmemişti En kibar, en şık, en alımlı j kısıklı erkek. Al al yanaklar, burma beylere bile ciddiyetini muhafazaca; ¡burma bıyıklar, boyu poşu da pek daha doğrusu gamlı, meyüs, düşünce-i, a!?ırı değil, genç irisi,

tavırlarda. | Acemi mi? O mahşer gibi

Fcner-Dedik a, düttürü B elâlardan Ge- bahçede arabayı öteye beriye mi çarp- len görücülere çıkmaz da çıkmazmış, itırecak, hendeklere mi yuvarlayacak,

Kimler olduğunu duyunca hemen artık oraları kale almayarak caddeyi

ötermiş:

— X paşanın karısı mı? Allah esir­

gesin! Yıldız kumandanının küçük

oğlunun düğününde, güvey para ser­ per serpmez yerlere yayıldı, kuruşları

kapışıp durdu. O mahalle kansın5

kaynana diyemem!

tutuyorlar.

Kerimeciğin Şaban

. ağaya ısınışı

Gecikmişler, (Belvü* otelinin önün­ de yapılan Gül bayramı alayı çoktan

pjydos. Deniz kenarından, bestenin

yanından aşmak üzereler; bir gün

— Y paşanın ortanca hanımı ile ¡evvelki lodostan daracık yol batak kızı mı? Mlnakyan’m tiyatrosunda,jhalinde> Arka tekerlekleri taslarına

Madam Hekimyan en acıklı rolünü > adcr garcadak çamura gömülmez

oynarken, görümcem olacak o taze, jnıt ileriden, geriden muhacir araba-

bitişiğimizdeki locada hatır hutur m ı-jCıian yardıma seğirtirierken, Şebin- sır yiyordu. Ağabeyisini Allah bana karahisarlı dingile yapışır yapışmaz,

nasip etmesin! ¡koca bato faytonu bohça gibi

bavala-— Z beylerin ne bayağı, ne sonra- jlayp balçıktan kurtarmaz mı? dan görme kişiler olduğunu unutuyor- I Kerimecik canü yürekten bir (Ma­ sunuz. Büyük gelinleri, eltim olacak şallalı) çekiyor ve o dakikadan iliba- kart karı, Libaüe'de kemani M em duh’ren Şabrn’a ısmıyor. Artık Tanrının taksim ederken kulaklarımla duydum, günü arabayı hazırlatıp tenha kırlara. Şu saz bitse de hokkabaz başlsa, d iy e ’ çamlıcalara, Uzunçayıra, İstaııbula

dokuz doğuruyordu. [taşınışlarında Şişlinin vötesin dek i

te-Âlemin ağzı torba değil ki büzesin.' peye, Kâğıthane sırtlarına gitmeler.

Diller işlerdi: 'Faytonu, kupayı durduıtup. herifi

ya-— ... Nazırının oğlunu seviyormuş!.. nm a çağırıp sohbetler. — Sabık Sadrâzamın damadına gö­

nül çekiyormuş!

Şaban ağadaki hali görmeyin. K a­ şının üstünde fes; yüzünde sinek kay-— Manastır valisinin kayınına âşık dı tıraş; saçlarında, bıy’ klarında ka­

mış! |lemis yağ; üstü başı Tef arık lavantası

(Bunlar hepsi iftira, kızcağızın gü- kokulan içinde.

• Evdekiler, gidişattan işin içyüzünü anlarlar elbette. Herifi derhaı dehle­ yip yerine başkasını getirmişler. K ü­ çük hanım başından vurulmuşa dön­ müş. Sararıp solmaaa, eridikçe erime­ de. Eti ne. budu ne ki? Büsbütün ha­ yali fener.

Mevsim kış, konaktalar.

— Kızım gez, hava a! i deyişlerine (İstemem!) cevabını basarak yeminler ¡etme; odaya kapanıp, kapıyı kilitleyip

herkesten kaçma.

Bir kandil günü, şeytan dürtmüş zahir:

* — Hava güzel, biraz çıkıp dolaşsam. anıma kira arabasile! deyince anası, babası sevinçten çılgına dönüyorlar Temiz bir kupa getiriliyor. Teyzezade- sile Şehzadebaşına yollanıyorlar. Et­ raf mahşer Allah; bir aşağı bir yuksrı piyasa gırla.

i Minnacık, (Hay!) deyip bayılıver-

miş? Sivas velisinin oğlunun fayto­

nunda Şaban’ı görmüşmüş. Çala

kamçı eve döner dönmez yatış o yatış. Hekimler, ilâçlar, hocalar, tütsüler hep boşuna, Ne yeme, ne içme, ne de uyku...

Derde bulunan deva

Pederi ve validesi hazretler (Kıza

kıydık) diye saç beş yolmanın G ı d a ­ sızlığım sezerek nihayet Arap Sair in

ocağına düşüyorlar. Allahın emri e

kızlarını Şaban’a vereceklerini bi c riyorlar. Delikanlı selâmlığa mihn ediliyor; tepeden tırnağa g i y c : kuşatılıyor. Hafta geçmesen nikâh a yılıp düğün hazırlıklarına baş'anıyor. Dahîsi var: Velinimetleri Mabeyinci beyin eline ayağına Uıpanarak damacı salise rütbesile — teşrifatta binbaşılık

kademesindeydi — rif’atlû payssüe

ve 1000 kuruş maaşla gümrük öa:rc- lerinden birine tâyin ettiriyor'ar.

Düğünün pek şatafatlı olduğunu,

takım takım sazlar çalındığını, yatak

odasına güveyin koca bir fotoğrafı

asıldığını, kim olduğunu soranlara:

— Merhum mutasarrıflardan bir

zatın mahdumudur; gümrükte kâ­

tiptir. Mümeyyizlik kâğıdı dol'şıyor! dediklerini söylerlerdi.

Ne oldum delisi olan -izzetlû Şaban bey aradan bir kaç ay geçer germez kaynataya, kaynanaya kafa tutmağa; 40 yıllık dadılara, bacılara avaz ivaz bağırmağa girişmekle kalmayıp üste­

lik tüy dikmesin mi? Memleketinde

çoluk çocuk sahibi değil mi imiş?

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak uluslararası hukukun modern şeklini almaya yaklaştığı klâsik öğreti içinde Zouche’u, Fransız hukukçu Georges Scelle’in (1878–1961) yaptığı gibi pozitivist

1985 yılında her 2500 çocuktan birine konulan otizm tanısı, 2001 yılında 250, 2013 yılında ise 88 çocuktan birine denk gelirken, günümüzde her 68 çocuktan biri otizmli

1,5 yıl önce 5 dolarlık fiyatıyla hayli beğeni kazanan Raspberry Pi Zero 802.11n kablosuz ağ ve bluetooth 4.0 desteği sunan yeni modelini 10 dolardan satışa

Bu klinikte 2008- 2009 yılları arasında yata- rak tedavi gören hastaların yatış dosyaları geriye dönük olarak taranmış, hastaların sosyodemografik verileri, alkol/

deki uzmanlar tarafından gerçek- rilen ve Van Gogh’un sağlık dos- ırı ile yazdığı çok sayıdaki mektu- inclenmesine dayanan geniş kap­ ılı araştırmayla ilgili

Öncel kle UFRS 17'ye göre düzenlenecek olan finansal durum tablosunun akt finde s gorta sözleşmeler ne l şk n olarak ortaya çıkan varlık kalemler le reasürans

Gebelerin yaş, eğitim durumu, meslek, eşin yaşı, eşin eğitim durumu, aile tipi, ekonomik düzeyi algılama durumu, evlilik süresi, evlilik şekli, eşi ile

Bu çalışma için önerilen anten deri ve yağ doku arasında konumlandırılmış ve farklı dokular ile anten birlikte tasarlanarak simüle edilmiştir.. Bu anten,