A K Ş A M
^
^m o<
e>
Tulûatçılar nasıl çalışır
ve nelerle karşılaşırlar?
« Gaddar adam !» diyerek sahnedeki aktöre tabanca çeken köy
lü
—Kınalı Yapıncağı kaçıranlar — Oturak âlemlerinde
bulundurmak üzere yapılan kadın satışları.
Tulûat kumpanyalarında çalışanlardan bir grup Taşrada bulunan bazı gazino
lara veya tulûat kumpanyaları na «Artist!?» namiyle gönderi len bir kısım kadınların başla
rından geçen maceralar, bizi,
artık son günlerini yaşamakta olduğunu gösteren «Tulûat» çı- lık ve bunların mensuplarının
başlarından geçen heyecanlı
vakalar hakkında bir yazı yaz mağa şevketti.
Tulûatçılığın artık ne demek olduğunu, bunlarm nasıl çalış tıklarını, bazan nelerle karşılaş tıklarını, ne gibi heyecanlı va kalar geçirdiklerini, bu mesleğe yirmi üç senesini veren ve an cak bir dairede ücretli olarak
çalıştığı halde bir lokma, bir
hırkasını temin edebilen Zeki
Armağan’ın ağzından dinleye lim:
«— İzmirin işgalinden sonra
tiyatroculuk hayatına; tulûat
kumpanyalarında çalışmakla
başladım. Bu sayede Anadolu ve Rumeli havalisinde görmediğim yer kalmadı. Tulûata, en fazla
rağbet eden muhit Cenup ve
Doğu Anadoludur. Bilhassa iyi varyeteci ve kantocularla süs lenmiş bulunan tulûatçılar, ne reye gitseler fevkalâde tutuna bilirler. Anadoluda tulûatçılık tan başka, yalnız dram kum panyaları ve operet heyetleri de dolaşırlar kİ bunların da gör dükleri rağbet başka başkadır. Komik tulûat sanatkârları mer
hum Abdürrezzak, Haşan ve
Naşit’i ebedî Istirahatgâhların- da bırakırsak komik Şevki Şak
rak, İsmail Dümbüllü, Ahmet
Güldürür ve Kadri elünizde son kalan komik tulûatçılardır. Ve yerlerine de başkaları yetişme
mektedir.
Tulûatçıların sahnede oyna dıkları oyunlar, senelerce evvel hazırlanmış olan yüz, yüz yirmi kadar oyundan ibarettir ki bun lar her gidilen yerde oynanıp tekrarlanır.
Tulûat sanatkârlarının tam bir oyun oynayabilmek için kendi lerine mahsus usulleri ve sah neye lâzım olan muayyen tipleri
vardır. Genç erkek: «Sirar»,
yaşlı adam: «ihtiyar», zâlim ve gaddar adam: «Tiran»; bir de bunlarm üstünde «Komik» de diğimiz şahıs...»
*
Emektar tulûatçı Zeki Arma ğan, tulûatçılığın günden güne ölmesindeki sebebi, bu kumpan
yaların karşılaştıkları bir çok
müşkülâtta bulmakta ve en baş ta da maliye ve belediyenin al
dığı resmin ağırlığını göster
mektedir. Kış veya yaz mev siminde Anadoluyu dolaşan tu lûatçıların mükemmel bir akse-
suvar’a, sahne levazımına da
ihtiyacı olduğunu belirten Zeki Armağan, bunların noksanlığı nın da tulûatçılığı öldürmekte olduğunu sözlerine ilâve etmiş tir.
* ' * ■*’
Tulûatçılar muhtelif şehirleri dolaşırlarken bir çok şayanı dik kat vakalarla da karşılaşırlar. Bunlarm içinde bir hayli he yecanlısı da bulunur. İşte Zeki Armağan bunlardan iki tanesini anlatıyor:
«— Muğlanın Köyceğiz kaza sında idik. Kumpanyamızla bir gece millî bir piyes oynuyorduk. Düşman kuvveti bir şehrî işgal etmişti. Ben düşman kumanda
nı rolündeydim. Halktan bir
kadına eziyet etmekte İdim. O- yun seyircileri bir hayli heyecan içinde idiler. Seyirciler arasın da birden bir kaynaşma oldu.
Bir adam oturduğu yerden
kalktı ve bana bakarak: «Ye ter, gaddar adam!» diye bağır dıktan sonra tabancasını çekip sahneye ateş etti. Kadın rolünü
oynayan «Melek» bağırarak
kaçtı. İşe zabıta müdahale etti. Silâhı atan adam sorguya çe kildi: «Oynadığınız şu oyun ü- i zerimde büyük bir tesir bıraktı. Kendime hâkim olamadım. Kar şımdakini hakikî düşman zan
nederek silâhıma davrandım.»
dedi. Biz dâva filân etmedik.
Hâdise kapandı, ‘ gitti.» w
V *
Heyecanlı diğer bir vaka da ha:
«— Kumpanyamızla temsiller vermek üzere Maraşa gelmiştik. Heyetimiz arasında «Kınalı Ya pıncak» dediğimiz çok güzel bir kadrn olan Şaziye de vardı. Ge ce oyunumuz bitmişti. Hep be raber kalmakta olduğumuz ote limize gitmek üzere tiyatrodan çıkarken muhitin delikanlıları birdenbire etrafımızı çevirdiler.
«Sarı Yapmcak» ın çığlıkları
birdenbire her tarafı sardı. O- nu aramızdan almışlar, kucak layıp götürüyorlardı. Ellerimiz böğrümüzde hiçbir şey yapama dık. Az sonra zabıta faaliyete geçmiş, iki saat kadar sonra da Kınalı Yapıncak mütecavizlerin elinden kurtarılmıştı.»
* * *
Zeki Armağan, îstanbuldan
(Arkası ? nci sahifede)
Tulûatçılar
(Baş tarafı 3 üncü sahifedl artistlik bahanesiyle alınıp otu rak âlemlerinde bulundurulmak
üzere bazı kimselerce yapılan
kadın satışı mevzuu hakkında da şunları söylüyor:
«— İstanbulda türeyen bir
takım kadın satıcıları bilhassa Konya ve havalisinden gelerek gûya tiyatrolara veyahut sazlı
yerlere kadm angaje etmek is
teyen kimselere artist temin et mektedirler. Bu namla götürü len bu kadınlardan bazıları o - ranın kabadayılarından birine
satılmakta, o şahıs bu kadım
bir kaç hafta oturak âlemlerin de oynattıktan sonra diğer bi rine devretmekte, bu suretle bağ zamanı bağlarda, kış zamanlan da kendilerinin toplanma yeri
denilen oturak âlemlerinde
içki ve oyun havaları arasında , vakit geçirmektedirler.»
Remzi TOZANOĞLÜ İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi