KÜLTÜR
9 ARALIK 1995 CUMARTESİ________________________________________________________________________________________________CUMHURİYETKültür Bakanlığı, yurttaşlığı hâlâ geri verilmeyen şair Nâzım Hikmet’in anıtım bugün Ankara’da açıyor
O ysa
İ
mi
*
çınar ağacıydı özlem i...
Yaşamının büyük bir bölümünü cezaevlerinde ve yurt dışında geçiren büyük ozan Nâzım Hikmet, yurdunda hâlâ yurt taş değil ama birçok dile çevrilen şiirleriyle dünyanın pek çok köşesinde kendine okur bulabilmiş bir dünya şairi...
► 35-40 yaşlarındaki Nâzım
Hikmet’i betimleyen heykel, 3
metre 20 santim yüksekliğinde
ve kaidesinde Nâzım Hikmet
Ran’ın doğum ve ölüm
tarihleri yazılı. Açılış töreninde
Kültür Bakanlığı Devlet
Çoksesli Korosu, Nâzım
Hikmet’in “ Memleketim” adlı
şiirinden bir parçayı
seslendirecek.
Kültür Servisi- Kültür Bakanı Fikri Sağ lar, Kültür Bakanlığı’nca yaptırılan Nâzım Hikmet Anıtı’m bugün Ankara’da açıyor. Heykeltraş Sait Rüstem tarafından yapılan
“ Rüzgara Karşı Yürüyen A d am ” heykeli Atatürk Kültür Merkezi alanı içerisinde yer alacak. 35-40 yaşlarındaki Nâzım Hikmet’i betimleyen heykel, 3 metre 20 santim yük sekliğinde ve kaidesinde Nâzım Hikmet Ran’m doğum ve ölüm tarihleri yazılı. Açı lış töreninde Kültür Bakanlığı Devlet Çok sesli Korosu, Nâzım Hikmet’in “ M em le ketim” adlı şiirinden bir parçayı seslendi recek. Anıtın açılış törenine konuşmacı olarak, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Aydın Aybay, C H P Genel Başkanı D en iz Baykal, Kültür Bakanı
Fikri S ağlar ve gazeteci R efik E rduran-
katılacak. Açılış töreninde Nâzım Hik met Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Ku rulu üyeleri T a n k A k an (Başkanvekili),
K ıym et C oşk u n (Genel Sekreter), Halit Ç elen k, M ustafa E km ekçi de katılacak.
Sağlar, ilk kez 1992 yılında “90,Yılında Nâzım Hikmet Aram ızda” gecesinde dev letin Nâzım’a yaptığı haksızlıklar için Kül tür Bakanı olarak Nâzımdan ve onun şah sında haksızlığa uğrayan tüm sanatçılar dan ‘özür’ dilemişti.
Nâzım’m tutukluğunun yıllarca sürdü rülmesini ‘utanç verici bir gerçek’ olarak nitelendiren Sağlar, belki de dünyada ken di ülkesinde en uzun süre ‘yasak’uygula- nan ozanın da Nâzım olduğunu belirterek,
“ İşte gerçek dem okratikleşm e bu yasağı kaldırmaktır. G erçek dem okrasiyi hedef alan bizler de bu yasağı kaldırıyoruz. Ve bu anlam da d evlet ilk kez N â zım la buluşu yor” demişti.
Devlet, ilk kez ‘Nâzım’la buluşmuştu. Daha sonra Fikri Sağlar'm da değindiği
gibi, bir zamanlar adını yazmaktan çekinen gazeteler, ulusal bayramlarda Nâzım Hik met’in şiirlerinden dizeleri ilk sayfaların da verdiler. Ve yine bir zamanlar kendisi ni “ vatan haini" ilan edenler, kürsüde şiir lerinden dizeler okudular...
“ Devlet, Nâzım H ik m et’in kitaplarını okudukları için insanları hapse atıyordu dün. Bugünse Kültür Bakanlığı, yaşamım konu edinen filmlere destek sağlıyor. Dev let Tiyatroları’nda oyunlarını sahneliyor. Şimdi de Kültür Bakanlığı bu büyük şairin anıtını dikiyor.”
Nâzım hâlâ vurttaş değil
Devletin, Nâzım Hikmet’e karşı ‘deği şen’ yasakçı tavrına karşın. Nâzım Hikmet hâlâ yurttaş değil. 25 temmuz 1951 tarihin de Bakanlar Kurulu kararıyla “ memleket aleyhine beyanatta bulunmak, radyo yayın larından Türkiye’nin hüküm et şekli ve Türkiye’yi idare edenler aleyhinde propa
ganda yapm ak, Sovyet hükümetinin verdi ği hizmeti ifa etm ek” gerekçeleriyle yurt taşlıktan çıkarılan Nâzım Hikmet’in yurt taşlığı, bugüne dek gerçekleştirilen tüm başvurulara, binlerce kişinin imzalarıyla katıldığı kampanyalara karşın iade edilme di. Nâzım'ınkızkardeşi Sam iyeYaltınm ’m
Bakanlar Kurulu’nun verdiği bu kararın iptali için 1988 yılında Danıştay’a açtığı davada ünlü şairi savunan avukatlardan
HaUt Ç elenk’e göre, Nâzım'ın yurttaşlık tan çıkarılması “önyargılara dayalı keyfi bir karar”dı.
Bakanlar Kıırulu’nun 131461 sayılı ka rarı gerekçeleri arasında yer alan, “...Sov yet hükümetinin verdiği hizmeti ifa etmek. Nâzım Hikmet bu hizmeti terk etmey eceği için ve bu da bizce belli olduğu için kendi sine hizmeti ifaden vazgeçmesi y olunda bir tebligat yapılmasına gerek görülm em iş ve 1312 sayılı y asanın 10. maddesine göre va- tandaşıktançıkarılmıştır” ifadesi üzerinde
duran avukat Halit Çelenk, 1992 yılında yaptığı bir açıklamada şöyle diyordu: “ Ba kanlar Kurulu kararında ileri sürülen id dialar gerçek dışıdır. Buna ilişkin hukuki bir araştırına yapılmamış ve herhangi bir kanıt ortaya konulmamıştır. Yasaya göre, vatandaşlıktan çıkarılması sözkonusu kişi ye ey lemlerinden vazgeçmesi için bir süre tanınarak kendisine tebligat yapılır. Oysa Nâzını I likmet'e varsay ilan ey lemlcri konu sunda böyle bir tabligat yapılm am ış ve Nâzım Hikmet’in eylemlerinden vazgeçme yeceği belli olduğu gerekçesiyle böyle bir tebligata gerek görülmediği kararda açık lanmıştır.”
Nâzım Hikmet’in kızkardeşi Samiye Yaltırım, 1988 yılında uzun süren suskun luğuna son vererek, “ N âzım ’a Yurttaşlık Kampanyası”baş!atmıştı.
Bakanlar Kurulu’nun Nâzım’ı yurttaş lıktan çıkarma kararının iptali için Yaltı- rım’ın avukatları Halit Çelenk, Metin
Şe-kercioğlu, Atilla Coşkun ve Bilgin İnanç’ın Danıştay’a açtığı dava da aynı yıla rastlı yor. Ancak Danıştay, bu davaya İdare Mah kemesi’nin bakması gerektiği düşüncesiy le görevsizlik kararı vermişti. Bu karara avukatların yaptığı itiraz da reddedildi.
Sonuçta davaya Ankara 2. İdari Mahke mesi baktı, ancak davayı Samiye Yaltı- nm ’ın konuyla ilgili “menfaat ilişkisi bu lunmadığı, dolayısıyla dava açm a ehliyeti olm adığı” gerekçesiyle reddetti.
Kısacası, bir yılan hikayesine döndü Nâzım’ın yurttaşlığı...
1993 yılında Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın öncülüğünde başlatılan dev imza kampanyası da bir işe yaramadı. Gerçi, Sağlar Nâzım’ın yurttaşlığa alınma sı için yürütülen imza kampanyalarının
“ sonucu bekleyip", imzaların kendisine ulaşmasından sonra konuyu Bakanlar Ku- rulu’na sunacağını söylemişti ama, bu gi rişimden de bir sonuç alınamadı.