AÇIKLAMA
Milliyet Aktüalite’nin burada bugün elime geçen 30 kasım tarihli sayısındaki ‘Eski İstanbul polis müdürleri' ile ilgili anılarınız arasında, merhum babamız Kılıç Ali hakkmda bir dedikoduya yer vermişsiniz. Her şeyden önce, sizden en yaşb ga zeteci olarak, genç kuşaklara, hele ölmüş kişilerin şeref ve haysiyetlerine dokunabilecek bu kabil dedikodulara itibar etmemek hususunda ömek olmanızı beklerdim. Kaldı ki gene basın mensup lan arasında, ve hele aynı gazetede çalışmış olan lar arasında bu konularda özel bir itina gösteril mesi geleneği de yerleşmiştir. Benden ve ağabe yim Keskin Kılıç’dan (Zira diğer ağabeyimiz, ge ne basın mensubu Gündüz Kılıç, yeni vefat et miştir) özür dileyerek, eski polis müdürleri ile ilgili anılar arasında naklettiğiniz “hikâye” bana, ve eminim birçoklarına, vatanına savaşta, dev rimde ve b an şta şerefle hizmet etmiş bir kişiye ö- lümünden sonra, haksız ve lüzumsuz bir sataşm a gibi görünmüştür. Bu hareketi çok saydığım, siz, meslek ağabeyime kesinlikle yakıştıramadım. Anlatılan hikâyede gerçek olabilecek hususlar vardır. Tanrı rahmet eylesin babam gerçekten hovarda bir kişi idi ve de hamdolsun hanımlardan hoşlanırdı. Ancak babam en nüfuzlu ve en kud retli zamanında bile, bir kadına kocası veya ailesi yanında "işmar’ etmeyecek kadar ölçülü, efendi bir insandı...
Fakat en önemlisi Kılıç Ali, kaç yaşında olursa olsun, hele bahsettiğiniz vasıftaki bir gence ken disini hırpalatmayacak ve kaçmayacak, gereken mukabeleyi yapabilecek kadar kendi bileğine gü venen yiğit bir insandı d a ... Bunu en iyi sizi bil meniz ve savaşta, milleti için mücadele ettiği in sanlar karşısında onu küçük düşürebilecek bu tü r imalardan kaçınmanız gerekirdi...
Bu satırları yazmak bana size olan saygım, meslekî dayanışma anlayışım bakımından ağır geldi, ancak merhum babama karşı evlatlık göre vimi yapmak zorundayım:
Bu cevabımı aynı sütunlarda aynen yayınlaya cağınızdan emin bulunuyorum.
Saygılarımla Altemur Kılıç.
Dostumuz ve meslek arkadaşımız hâlâ Ameri ka’da bulunan eski m atbuat müdürlerinden ve arkadaşımız Altemur Kılıç Bey’in pederi merhum Kılıç Ali Bey hakkmda evvelce yazdığım bir a- nekdotu tekzip eden mektubunu arzusu üzerine aynen neşrediyorum. Bana basın ahlâkı hakkm da verdiği dersleri de pederine sataşmış bir ada ma karşı duyulan infial eseri bir lüzumsuz çıkış sayarak, pederine rahmet kendisine de m uhab betlerimi belirtip bahsi kapatıyorum.
Burhan FELEK