• Sonuç bulunamadı

5. ölüm yıldönümünde Halikarnas Balıkçısı:Deniz insanını ve denizi destanlaştıran ilk yazarımız

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "5. ölüm yıldönümünde Halikarnas Balıkçısı:Deniz insanını ve denizi destanlaştıran ilk yazarımız"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Balıkçı denizden alıp denize vermeyi, denizde yaşayıp mutlu olmayı destanlaştırmıştı

5. ölüm yıldönümünde

Halikarnas Balıkçısı: Deniz insanını

M

ve denizi destanlaştıran ilk yazarımız

Ş Ü K R A N K U R D A K U L

Halikarnas Balıkçısı’nm ilk hikâyelerini yayımladığı dönemde, Sabahattin Ali ve Sait Faik kent, kasaba, köy ilişkileri içindeki yeni inşam bulunduğu toplumsal ko­ num içinde işlediler. İkisi de ayrı yollardan değişik yapı­ sal özelliklerin peşinde görünüyorlardı. Bu yıllar sürekli olarak hikâye yazan ünlü romancı Halit Ziya ile toplumcu gerçekçi sanatm kuramlarmı ortaya koyan Sadri E rtem ’ in ed ebiya ­ tımızın bu yeni kan dolaşı­ mı karşısında etkisiz kaldı­ ğını söyleyebiliriz.

Aynı dönemde Akdeniz kıyılarının özgür havasıyla çıkıp gelen Halikarnas Ba­ lıkçısı’mnsa gücünü özgün­ lüğünden aldığı genellikle kabul edilmiştir. Yeni serü­ venlerin çizgeninde, doğay­ la kucak kucağa sevişen, çarpışan yeni insanlar Ba­ lıkçı hikâyesinin çarpıcı öğeleri olarak görü n ­ mektedir. Bilinen kurallara sığmayan anlatımı vardır.

Balıkçı’nm. özellikle doğa­ yı yansıtırken bilinçal- tından taşdığını düşündü­ ren bir çağıltıyla karşılaşı­ rız. Renkten renge somut­ lanan yaman bir şiir düzeyi­ dir bu. Ekmek kavgasını yaşayan insandan soyut­ lanmadığı için burgu gibi delici ve yalınlaştırılmış bir felsefenin kanıtlarıyla do­ nanmış görünür. Hikâye­ sinin kahramanlarıyla bir­ likte varlığını sezdiğimiz Balıkçı’mn yıllar yılı bi­ riktirdikleri izlenim, dü­ şün, şiir olarak kucak kuca­ ğadır çünkü. Çoğu zaman tümce, hikâyedeki işlevinin ötesine geçmiştir. Belki bu nedenle yer yer bir sünger­ cide yazarın doğa sevgisi, denize uzaktan bakan bir orman köylüsünde yazarın bilgeliği ağır basar. Emekçi sınıf ve tabakalardan deği­ şik kişiler (tütün işçileri, balıkçılar, tayfalar, dalgıç­ lar, yoksul kadınlar ve ço­ cuklar) Balıkçı’mn hikâye­ lerinde temel öğe olarak görünürken varlıklarıyla bir

dönemin yaşam koşullarım da yansıtırlar.

ROMANLARI

Halikarnas Balıkçısı’nm romanları da deniz ve insan ilişkilerinden kaynaklan­ mıştır. “ Aganta, Burina, Burinata” da paranın, pu­ lun, zengin toprakların, kadm tutkusunun yok ede­ mediği deniz sevgisi öykü­ lenir. Romanın başkişisi M ahmut geçirdiği deniz kazasından sonra karaya çekilmiş, dünya nimetlerine kavuşmuştur ama içindeki yangından kurtulamamış­ tır. Deniz yüzü görmeyen bir köyde yaşama zorunlu­ luğu, hangi zenginliklerle donanm ış olursa olsu n , kandıramaz onu. Karısmm kollarındayken bile “ çatık suratlı deniz geceleri” ni öz­ lem ekte, sömürü d ü ze­ nindeki yerini yadırgamak­ tadır. Eli öpülen bir ağa ol­ maktan utanç duyarak içindeki deniz özleminin

(2)

git’lerine bırakır kendini. Sonunda dalgaların çağrı­ sına koşar. Bu, onun birey olarak kurtuluşu demektir.

“ ötelerin Çocuğu” nda kıyı köylerinin insanları vardır. Denizciler, deniz­ lerdeki serüvenlerinden çok, kişilikleriyle görünürler. “ Öteler” i kentlerin, uygar­ lıkların ötesi anlamına kul­ lanır Balıkçı. Romanı, er­ keksiz köylerin kurumuş kalmış kızlarından biri

olm ak istem eyen E lif ’ in

doğurma tutkusuna bağ­ larken, Sabahattin Eyub- oğlu’nun belirttiği gibi, do­ ğa anadan yana çıkar. Elifin doğurma tutkusunda iyinin güzelin analığı sim- gelenmiştir. Kızım öldüren­ lerse güzel yarınları beşi­ ğinde boğan aykırı, kara güçlerdir.

“ Deniz Gurbetçileri” nde sömürü düzenini sürdürmek için, çalışm aktan ve kazandıklarını hakça bölüş­ m ekten başka suçu olmayan denizcileri öldüren Karakulak gibi çıkarcıları sergiler Balıkçı. Bu ro­ manda iyiler iyiliğin, kötü­

ler kötülüğün yarışçıları

olarak görünmektedir. Bû- yü k-kü çük, usta-çırak,. denize çıkabilen her insanın varlığında bir para makina- sı gören Karakulak, Ateş- oğlu Kaptan gibi doğa ve insan sevgisinin kimliğinde, insanın insana kul olmaya­ cağı bir toplumun yaratı­ cısını yok etmek ister.

G E N E L Ö Z E L L İK L E R İ

Halikarnas Balıkçısı’nm romanlarında kişiler tanıdı­ ğımız kişüere benzemezler pek. Olağanüstü yanları ağır basan, görm üş geçirmiş, anlatacak şeyleri olan insanlardır. Gençler bile ya bir serüvenden geçmişlerdir, ya da yakınla­ rından birinin yaşadığı se­ rüven onlara deney kazandırmıştır. Konuştuk­ ları zaman genellikle eski ile yeni arasında bağlar kur­ maya meraklıdırlar. Kimi­ lerinin en eskiyle coşkula­ narak masalla gerçeği

©

Halikarnas Balıkçısı son yıllahnda İzmir'de

bütünleştirmeye bile çalış­ tıkları görülür. Y iğ itle r eksiksiz yiğit, tok gözlüler tam insan, benciller nok* sansız kalleş, düzencidirler. “ D eniz G urbetçileri ” nde

K a r a k u la k K a p t a n ’ ı

“ Aganta” da Hakkı Reis’i sömürü düzeninin “ proto­ tipleri” olarak çizen Balıkçı, bunların özellikle doğaya düşm an yanlarını koyar ortaya. Kan, öldürme ve sömürme tutkusu, kendile­ rine ve dış dünyaların güzelliklerine de yabancı­ laştırmıştır onları. Selim Kaptan, (ötelerin Çocuğu), Ateşoğlu Kaptan (Deniz

Gurbetçileri) gibi iyiliğin güzelliğin adamları, düşü­ nür ve şairdirler. Sanki masalla gerçeği buluştura­ cak bir dünya vardır kafala­ rında. Eylemleri, dirençleri bu dünyaya bakarak yolunu yöntemini bulmuş gibidir. Denizler, gökyüzleri, ağaç­ lar ve renkler insanlar kadar saygındır onlar için.

Balıkçı’nm romanlarında erkeklerini getirecek tekne­ lerin yelkenlerini g ö z le ­ mekten yorgun düşen sabırlı kadınlar da sonuna kadar yiğit ve kadın say­ gın lığında görünürler. “ A g a n ta ” da g eçird iği kazadan sonra sevd iği erkekten kaçan Fatma, “ Deniz Gurbetçileri” nde K arakulak’ ı bıçaklayan H acer Nine, “ ö te le rin Ç ocu ğu ” nun E l i f i aynı erdemlerin yoğurduğu kişi­ lerdir. Kişilerinin fiziksel varlıklarını çizmeye özen gösterir Balıkçı; “ Uzun ve çalımlıydı. Salman güçlü ve geniş kalçaları üzerinde gövdesini ve sert göğüsle­ rini dimdik taşırdı. Benzi uçuk mu uçuktu. Sıtmayla sapsarıydı sanki. O soluk- luğun ortasında iki kara mı kara gözleri, bir de nemli kırmızı dudakları vardı.”

(Deniz Gurbetçileri, s . 31) Halikarnas Balıkçısı’nm rom anlarının geleneksel kuruluş gereklerine uyduğu söylenemez. Kimi zaman, sayfalar boyunca uzayıp giden betimlemeler roman yapışma aykırı görünebilir. Nedir ki yeni bir yaratının coşku ürünleri olarak üstün etkiler oluşturan, yer yer bir Akdeniz efsanesi, yer yer de şiir dokusunda, daha önce edebiyatımızda benze­ rine rastlamadığımız doğa sergileridir bu betimleme­ ler. Bu kesimlerde, “ keskin mavi kıvılcımlar” , “ alev parçası” (Aganta, Burina, Burinata s. 89) biçiminde tamlamalar sık kullanılmış­ tır. Bu Balıkçı’nm üslup özelliğidir.

Denizi ve deniz insanla­ rını, deniz zenginliğini ve yoksunluğunu, deniz güzel­ liğini ve acım asızlığını, denizden almayı denize ver­ meyi, denizde yaşayıp mut­ lu olmayı, denizde yiterek evrene karışmayı destan­ laştıran romanlarıyla Hali­ karnas Balıkçısı, edebiya­ tımızı gençleştiren ve bizde Ege - Akdeniz bilinci ya­ ratan ilk kalemdir.

Ş Ü K R A N K U R D A K U L

Referanslar

Benzer Belgeler

Anketin ikinci bölümünü oluşturan memnuniyet değişkenlerinin (toplam 5 soru) güvenirlik testi sonucunda faktör grubunun Cronbach’s Alfa değeri 0,818 çıkmıştır, ancak

Origanum majorana (Labiatae) (MARE 14401, 14434) Kekik, Yağ kekiği Aerial parts - Spice Botanical name, Family and Voucher number Local name Plant part used Preparation Usage.. Tablo

yönelmiş, hilâfetin ilgası ve kadın naklan gibi yine çok önemli girişimlerle de büyük Atatürk, ulusuna aydınlık yolu gösteren tek lider sıfatını elde

Resme küçük yaşlar­ da başlayan sanatçı, A nkara’da H elikonsanat derne­ ğinde Cemal Bingöl ve Abidin Elderoğlu ile çalıştı ve eserlerini ilk olarak o

1882 senesinde yukarı Marne’da küçük bir ka­ sabada, tanınmış bir mimarın oğlu olarak dünyaya gelen Gabriel, sağlam klâsik kültürü aldığı kolejde

Prenses Zeyd, «İdeaire (Fikirci)» dediği sanat görüşünü değişik bir şekilde tatbike. çalıştığı sergisinin bir köşesi önünde,

Geri dönüştürülecek pek çok plastiğin birbirinden daha iyi ayrılmasında kullanılabilecek bu yeni yöntemde ışıkla uyarılan polimerlerin ışımalarına ait

En s›k izlenen fleklin- de kifli, harfleri renk olarak deneyim- ler.. Her harf, kiflinin kendisine göre farkl› bir renk