XVIII. YÜZYILIN ~K~NC~~ YARISI ~LE XIX. YÜZYILIN ~ LK YARISINDA
YUKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLER~~ Yrd. Doç. Dr. FAHRETTIN TIZLAIC
Osmanl~~ Devleti'nin XVIII. Yüzy~l~n ~kinci Yar~s~~ ile XIX. Yüzy~l~n ~lk Yar~s~nda Genel Durumu:
XVIII. yüzy~l, klasik Osmanl~~ toplumu için önceki dönemlerden daha farkl~~ karakterler arzeden ve de~i~ik muhteviyatta olaylar~n ya~anmaya ba~-lad~~~~ bir yüzy~l olmu~tur. Bu hususta ilk göze çarpan unsurun, devletin uluslararas~~ siyasetteki yerinde meydana gelmeye ba~layan de~i~im oldu~u görülmektedir. Çünkü Osmanl~~ Devleti belirtilen yüzy~la girerken art~k, da-ha önceki dönemlerde oldu~u gibi, ezeli rakibi olan bat~~ H~ristiyan dünyas~-na kar~~~ taarruz pozisyonunda de~ildir, aksine savunma pozisyonudünyas~-na geç-mi~tir. Bu ise, beraberinde birçok problemi do~urmu~tur veya toplumda gizliden gizliye te~ekkül etmeye ba~layan birtak~m arazlar~n d~~a vurmas~na vesile te~kil etmi~tir. Burada kastedilen arazlann belki de görünürde ba~l~-cas~, askeri alanda ça~da~~ tekniklerin uygulanarnay~~~~ ve dolay~s~yla da Os-manl~~ ordular~n~n sava~larda devaml~~ olarak yenilgiler almaya ba~lamas~~ idi. Bu da yeni topraklar kazan~lmas~~ veya yeni ülkelerin Osmanl~~ ülkesine ka-t~lmas~~ yoluyla elde edilecek gelirlerin yok olmas~~ bir yana, her defas~nda ba~ar~s~zl~kla sonuçlanan sava~lar~n finanse edilmesi problemini de ortaya ç~karm~~t~r. Bundan dolay~~ Osmanl~~ ekonomisinde sürekli olarak dar bo~az-lar ya~anmaya ba~lanm~~t~n Bu dar bo~azbo~az-lar' a~abilmek için de s~k s~k halka ba~vurularak de~i~ik isimler alt~nda vergiler tahsil edilmesi yoluna gidilmi~-tir. Yani, daha XVI. yüzy~ldan itibaren enflasyonist ak~mlar~n ya~anmaya ba~land~~~~ Osmanl~~ ekonomisine, her defas~nda genelde ba~ar~s~zl~kla sonuç-lanan sava~lar, olumsuz etkide bulunan faktörlerden ba~l~cas~n~~ olu~turmu~-tur.
XVIII. Yüzy~lda Osmanl~~ Devleti'nin ve toplumunun içerisinde bulun-du~u durumu yans~tan göstergelerden birisi de, sosyal alanda ya~anmaya ba~lanan bunal~m idi. Bunun da temelinde yatan unsurlardan ba~kas~~ az önce i~aret edilen askeri alandaki ba~ar~s~zl~klar idi. Çünkü, özellikle belirti-
len yüzy~l~n ikinci yar~s~nda devam eden sava~lar Anadolu'nun insan gücü-nü devaml~~ suretde cephelere çekiyor ve bir noktada eritiyordu. Di~er yan-dan, yenilgi ile sonuçlanan ve uzun süre devam eden sava
~lardan b~km~~~ olan halk çareyi ordudan kaçmakta buluyordu. Böylelikle toplum düzenini alt üst edecek olan birtak~m hareketlerin geli~mesine de tabii olarak zemin haz~rlanm~~~ oluyordu. öyle ki, 174olardan itibaren etkileri ve meydana geldilderi alanlar itibariyle gittikçe yayg
~nla~maya ba~layan bir dizi e~kiyal~k hareketi Marmara'dan do~uya do~ru bütün Anadolu'yu sarmaya ba ~lam~~-ii'. Yani, yüzy~l~n ortalar~ndan itibaren Anadolu'yu bir karga~a ortam~~ etkisi alt~na almaya ba~lam~~t~r.
Bu karga~a ortam~~ takip eden dönemlerde de devam etmi~tir. Çünkü, yüzy~l~n sonlar~ndan itibaren Osmanl~~ Devleti'ni uzun süre u~ra~t~ra-cak bir M~s~r problemi ve ard~ndan da, Balkanlarda yer alan gayr-i Müslim az~nl~klar~n devlete ba~kald~n~lar~~ sözkonusudur. Dolay~s~yla, emellerine ula~mak isteyen firsat dü~künü birçok ki~i veya grup, devletin siyasi aç~dan içerisinde bulundu~u olumsuz durumdan istifade etmesini bilmi~tir. Bunun yan~nda, ayn~~ dönemde Osmanl~~ ekonomisinin de hiç içaç~c~~ bir durumda olmad~~~~ ve yava~~ yava~~ Avrupa ekonomisinin istilas~ na maruz kalmaya ba~-lad~~~~ da bilinmektedir. Yine, ele ald~~~ m~z dönemde Osmanl~~ yönetiminin, birtak~m ~slahat hareketleri ile u~ra~t~~~~ ve bu do~rultuda 1826 y~l~nda dev-letin yegane muva77af askeri birli~i durumunda bulunan Yeniçeri Oca
~~'n~~ ilga etti~i bilinmektedir. Ayn~~ dönemde devlet, ülke içerisinde daha ba
~ka baz~~ problemlerle de me~guldu. Bütün bunlar ise, ta~rada bozulmaya ba~la-yan sosyal düzenin daha da bozulmas
~na ve birtak~m e~kiya güruhlarm~n yan~nda, bu ortamda halk~n isteklerine tercüman olmak gayesi ile ayan de-nilen ki~ilerin ortaya ç~kmas~na sebep olmu~tur. Ancak, bunlar~n da top-lumda sosyal düzeni bozucu birtak~m hareketlere giri~tikleri bilinmektedir. Böyle olunca da ele ald~~~m~z dönemde ülkenin di~er yerlerinde oldu~u gi-bi Anadolu'da da gi-bir karga~a ortam~~ hüküm sürmeye ba~lam~~t~r.
A — Yukar~~ F~rat Havzasmda E~kiyal~k Olaylar~:
Yukar~da i~aret etti~imiz karga~a ortam~ndan ve bu ortam~n do~u~unda büyük etkisi bulunan e~kiyal~k olaylar~ndan XVIII. yüzy~l~ n ikinci yar~s~~ ile yüzy~l~n ilk yar~s~nda Yukar~~ F~rat Havzas~'n~n da etkilenmi~~ oldu~u görülmektedir. öyle ki, yörede daha önceki dönemlerden beri devam ede-
YuKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLERI 753
gelen e~kiyal~k olaylar~~ ele al~nan dönemde bütün bölgedeki toplumsal dü-zeni ve tabii olarak da bölge s~n~rlar~~ dahilinde mevcut olan Keban ve Erga-ni madenleri ile bunlara ba~l~~ madenlerden dolay~~ yürütülmekte olan ma-dencilik faaliyetlerini alt üst etmi~tir. Hatta bu olaylar, bölgenin idarecisi konumundaki Maadin-i Hümayan Emaneti'ne atanan yöneticilerin üstesin-den gelemiyecelderi boyutlara ula~m~~t~r. Nitekim, bize bu konuda 1824-1825 y~llar~nda madenlerin ba~~nda emin olarak görev yapmakta olan Salih Pa~a'n~n, kendisinden bol miktarda maden ûretmesi istenilmesi üzerine 8 Nisan 1825'de Dersaadete göndermi~~ oldu~u ve merkezi yönetimden birta-k~m istekleri de içeren arz~~ ayr~nt~l~~ bilgiler vermektedir 2. Sözkonusu arza göre o y~llarda e~kiyal~k olaylar~~ maden idaresine tabi olan bütün yerle~im birimlerinde etkili olmaya ba~lam~~t~r. öyle ki, maden cevherlerinin i ~len-mesinde ba~l~ca madde olan kömürü bölge ormanlar~ndan temin etmek için gönderilen baltac~lar e~kiyalar yüzünden i~~ göremez hale gelmi~tir 3. Çünkü e~kiya, onlar~n mallar~n~~ ve hayvanlar~n~~ çalarak çal~~malar~n~~ engel-lemi~tir. Ayn~~ ~ekilde onlar, da~larda kömûrcüba~~l~ldar~~ da ele geçirerek maden idaresini yemeklik haline getirmi~lerdir. Bunu da da~lardan tedarik edilmesine izin verdikleri az miktarda kömür için kömürcüba~~lardan ve dolay~s~yla da maden idaresinden fazla miktarda ücret alarak yapmaktad ~r-lar. Di~er yandan e~kiya, yörede yer alan yerle~im birimlerini haraca ba ~la-yarak baz~~ kazalara yönetici olarak kendi istedi~i ki~ilerin atamas~n~~ yapt~r-maya da ba~lam~~t~r. Bu ise, sözkonusu yerlerde görev yapan idareciler ara-s~nda halef selef kavgalar~na sebeb olmaya ba~lam~~t~r.
Ayn~~ ~ekilde sözkonusu dönemde e~k~yan~n bölgede yol güvenli~ini tehdit eder duruma geldi~i de bu arzdan anla~~lmaktad~r.
Bütün bu say~lan hususlar~n sonucunda ise yörede yürütülmekte olan madencilik faaliyederinden istenilen düzeyde verim elde edilemez olmu~~ ve üretim dü~meye ba~lam~~t~r 4.
Salih Pa~a sözkonusu arz~nda, e~kiyal~k faaliyetlerinin kendisinin üste-sinden gelemiyece~i bir hal ald~~~ndan ve bunun önlenmesi için de topye-kün bir hareketin gereklili~inden bahsetmektedir. Çünkü, bir taraftan k~st~-
1 Ba~bakanl~k Ar~ivi, Han-, Hamayiin TasnO (bundan sonra HH olarak k~salt~lacakur). Belge Nu: 33027.
3 Mesela, ~~ 805-elarda böyle bir durum için blcz. HH 4488.
4 Ele al~nan dönemlerde Keban ve Ergani madenleri ile ba~l~~ madenlerdeki üretim dü~ü-~ü için bkz. Fahrettin T~zlak. Kebap-Ergani Yöresinde Madencilik (1780-185-o), F.Ü. Sosyal Bi-limler Enstitüsü, Bas~lmam~~~ Doktora Tezi, Elaz~~, 1991, s. 198-212.
r~lan veya üzerine kuvvetle var~lan e~kiya gruplar~~ ba~ka bir bölgeye kaça-rak yap~lan müdahaleleri etkisiz hale getirmektedirler. Nitekim ad~~ geçen ki~inin sözkonusu arz~nda belirtmi~~ oldu~u ve bütün bir dönem boyunca da devam eden bu olaylar~~ do~rular nitelikte ve hususen madenler bölge-sinde ahalinin can ve mal güvenli~i ile refah~n~n sa~lanmas~~ ve maden üre-timinin artt~nlmas~~ konular~nda merkezi yönetimin maden idarecilerine hi-taben s~k s~k emir ve fermanlar göndermi~~ oldu~u bilinmektedir s ki, o dö-nemde, burada belirtmi~~ oldu~umuz durum sadece Yukar~~ F~rat Havzas~'n-da de~il, bütün Anadolu ve hatta bütün Osmanl~~ ülkesi için de Havzas~'n-daha sonra-ki y~llar da dahil olmak üzere geçerli idi. Çünkü, 1827'lere gelindi~inde Osmanl~~ ülkesinde dirlik ve düzenin bozulmas~~ ve halk~n rahats~zl~~~n~n, özellikle ehl-i ~er ve ehl-i örf mensubu ki~ilerin de zaman zaman ortakla~a giri~tikleri uygunsuz hareketler yüzünden artm~~~ oldu~u görülmektedir. Ni-tekim, 17 ~ubat 1827 tarihinde Anadolu'nun orta kolunun sa~~ ve solunda bulunan bütün ehl-i ~er ve ehl-i örf mensuplar~na hitaben yay~nlanm~~~ olan bir emr-i ~erifte de uzun zamandan beri ülkede ya~ayan fukaran~n ve zua-fan~n rahat~n~n bozulmu~~ oldu~undan bahis vard~r. Ayn~~ emr-i ~erifte bü-tün ülkede huzur ve asayi~in sa~lanmas~~ için daha önceleri de de~i~ik za-manlarda emirler yay~nlanm~~~ oldu~undan, ancak, bunlara ra~men ülkede asayi~in sa~lanamad~~~ndan bahsedildikten sonra, bu durumun önlenmesi için ehl-i örf ve ehl-i ~er mensuplar~n~n dikkatli davranmalar~~ istenilmekte-dir6.
Ancak hemen belirtelim ki, bu bölgede XVIII. yüzy~l~n sonlar~~ ile XIX. yüzy~l~n ilk yar~s~nda meydana gelen olaylar~n, sebepleri ve olaylara kat~lan-lar veya olaykat~lan-lar~~ yapankat~lan-lar aç~s~ndan, ayn~~ dönemlerde Anadolu'nun di~er yerlerinde görülenlerden biraz farkl~l~klar arzetti~i görülmektedir. Çünkü sözkonusu yerlerde mazisi çok eski dönemlere dayanan madencilik etkin-likleri yürütülmektedir. Dolay~s~yla ad~~ geçen bölgelerde meydana gelen e~-kiyal~k olaylar~n~~ ele al~rken Keban ve Ergani madenlerinde maden üretim
5 Bu konuda gönderilen emirler için kronolojik olarak blcz. Ba~bakanl~k Ar~ivi, Cevdet Darphane ve Meskukat Katalogu (bundan sonra CDAI olarak k~salt~lacakt~r). Belge Nu. 1198,
Mühimme Defterleri, (bundan sonra Müh. olarak k~salulacakur) Defter Nu. 165, b. 247. Hasan Yüksel, Hicri ~~90 (M. In6)- Hicri 1209 (M. 174) Tarihli Kel~an ~er'iyye Sirilinin
Transkripsi-yon ve De~erlendirilmesi, A.U. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bas~lmam~~~ Yüksek Lisans Tezi,
Anka-ra, 1987, s. 13, 83, 142 vd. Müh. 190, s. 128. Diyarbak~r Mutasamfi Ibrahim bin Muhammed'in Hanrat ve Mektuplar~( bundan sonra Ibr. b. Muh. olarak k~salt~lacakt~r), v. 44. Müh. 233, b. HH. 27729, 33027. Fahrettin T~zlak, 398Numarah Harput ~erlyye Sicili M. 1814 / ~ s-1839 (H. 123o-140. F.U. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bas~lmam~~~ Yüksek Lisans Tezi, Elaz~~, 1987, b. 65, 1°8.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLERI 755 faaliyetlerini de dikkate almak gerekmektedir. Çünkü, bu iki maden ile on-lara ba~l~~ oon-larak faaliyetde bulunan di~er maden ocaklar~, sadece bulunduk-lar~~ çevreleri de~il, ayn~~ zamanda civarlar~nda bulunan çok geni~~ bir co~rafi alan~~ da etkilemekteydi. Böyle olunca da ~unu söyleyebiliriz ki, Yukar~~ F~rat Havzas~nda ele al~nan dönem boyunca meydana gelen olaylar, Anadolu'nun di~er yerlerinde ayn~~ s~ralarda meydana gelenler ile sebepleri ve failleri aç~-s~ndan büyük oranda farkl~~ karakterlere sahiptir. Meseleye bu aç~dan yalda-~~l~ nca ilk önce, madenler bölgesinde meydana gelen e~kiyal~k olaylar~n~ n sebeplerini ve faillerini belirtmemiz ve ondan sonra da, bunlarla, XVIII. yüzy~l~n sonu ile XIX. yüzy~l~n ilk yar~s~nda Anadolu'da meydana gelen olaylar~n sebepleri ve failleri aras~nda bir k~yaslama yapmam~z gerekmek-tedir.
B — Genel Olarak Madenler Bölgesinde E~kiyal~k Olaylar~-n~n Sebepleri:
Madenler, de~erli bir nesne olmalar~~ aç~s~ndan beraberlerinde birçok e~kiyal~k olay~~ riskini de ta~~maktad~r7. Çünkü, alt~n ve gümü~~ gibi de~erli madenleri üretildikleri yerlerde veya nakli yollar~~ üzerinde ele geçirmek, birtak~m insanlara cazip gelen bir husustur 8. Böyle olunca da, Osmanl~~ dö-neminde sarp ve ~ss~z yerlerde bulunan alt~n ve gümü~~ gibi de~erli maden-lerin elde edildi~i yerler, daima sald~r~ya maruz kalm~~lard~r. Buralara yap~-lan sald~r~lar~n iki karakteri vard~r. Birincisi, bu tür hareketlerin ekonomik bir ç~kar sa~lamay~~ hedefleyen çapulculuk hareketleri, ikincisi de devlete ba~~ kald~rma niteli~indeki hareketler olmas~d~r. Her iki karakterdeld hare-ketlerin ortak özelli~i ise, devlete ait üretim yap~lan ve önemli gelir sa~la-yan maden ocaldarma sald~rarak birikmi~~ durumdaki madenleri veya ma-denlerde çal~~makta olan i~çilerin yiyecek ve sermayelerini çal~p ç~rpmak ve ard~ndan da üretim yapar durumdaki kuyular~n faaliyetlerini engelleyici türden hareketlere giri~mektir. Bu ise, genellikle üretim yap~lan kuyular~~ ta~~ ve su ile doldurmak, madencileri öldürmek vb. türden olaylar ~eklinde tezahür etmi~tir9. Mesela 1780-81 y~llar~nda Kahta'da ~efrin Deresi denilen yerde yeni i~letmeye al~nacak olan bir maden oca~~nda anlat~ld~~~~ ~ekilde faaliyete izin verilmemesi, bu cümleden olaylardan sadece birisidir 19. Di~er ' Robert Anhegger, Beitrage Zur Geschichte des Bergbaus im Osmanischen Reich. I Eu-ropaische Turkei, Bd. 1:Istanbul, 1943, s. 42.
Ne~et Ça~atay, 05~11 Devleti'nde Maden ~~letme Hukuku A.Ü.D.T.C.F. Basilmami~~ Dok-tora Tezi, Ankara, 1942, s. 42.
9 N. Ça~atay, a.g. t. Notlar k~sm~, s. 9.
yandan, madenlerin idarecisi konumundaki eminlere, madenlerde gerekli yat~r~mlar~~ yaparak bol miktarda üretim yapmalar~~ maksatlanna yönelik olarak devlet taraf~ndan verilen sermayeler de, e~kiyal~k olaylar~na kalk~~an insanlar için cazip gelen hususlardan biriydi. Dolay~s~yla, e~kiyal~k olaylar~-n~n sebeplerinden birisi de, sözü edilen sermayeler olmu~tur. Bundan dola-y~~ e~kiya, zaman zaman maden eminlerinin evlerini de soymaya kalk~~m~~-ur". Nitekim bu türden olaylara Yukar~~ F~rat Havzas~~ dahilinde madencilik faaliyetlerinin yiiriitüldü~ü Keban ve Ergani madenlerinde de rastlanmakta-din ~öyle ki, mesela maden emini ve ayn~~ zamanda bölgenin en üst düzey yöneticisi konumundaki Yusuf Ziya Pa~a'n~n görev yapt~~~~ y~llarda (muhte-melen 1808'ler) onun, Ergani madenini kendi ad~na yönetmekle görevlen-dirrni~~ oldu~u vekilin evine bir bask~n düzenlenmi~tir. Bu bask~nda vekilin evinde bulunan ~ soo keselik mal ve e~yas~~ al~narak evi yalul~r ve çocuklar~~ tecrit edilir". Yine, 1809 y~l~nda ayn~~ ~ekilde Ergar~rde bulunan vekilin evi-nin kendisievi-nin evde olmad~~~~ bir s~rada soyulmu~~ oldu~u ve ne kadar de-~erli e~yas~~ varsa çal~nm~~~ oldu~u bilinmektedir". Bu tür olaylarda bölge insan~n~n iktisaden zay~f durumda olmas~n~n da etkili olmu~~ olabilece~ini dü~ünüyoruz.
Madenlerin bizzat maden oca~~nda veya safla~t~nlm~~~ vaziyette gerekli yerlere nakilleri esnas~nda soyulmas~~ da e~kiyalar için cazip olan hususlar-dan biriydi. Hatta, bu konuda Osmanl~~ yönetiminin her an için bir beklenti içinde oldu~u yani her zaman için bu tür olaylar~n meydana gelebilece~ini dü~ünerek tedbirli davranmaya çal~~t~~~~ gözlenmektedir. Nitekim biz, Ka-s~m 1785'de madenlerden Istanbul'a gönderilen hazinenin bir k~sm~n~n, o s~rada emin olarak görev yapmakta olan ki~inin bizzat kendisinin görev-lendirmi~~ oldu~u adamlar vas~tas~yla soyulmu~~ oldu~unu biliyoruz '4. Ayn~~
~ekilde 1810 y~l~nda Maadin-i Hûmayün hazinedann~n bütün mal ve e~ya-lar~~ soyuldu~u gibi, kendisi de öldürülmü~tür ". Yine ~~ 8 ti y~l~nda, maden-lerden Istanbul'da bulunan darphaneye gönderilen alt~n ve gümü~~ hazinele-ri yolda e~kiyalar taraf~ndan soyulmu~tur '6. Hatta ayn~~ y~l e~kiyal~k faaliyet-leri öyle bir hal alm~~t~r ki, madenlerden darphaneye gönderilmekte olan gümü~~ ve bak~m sevkiyat i~lemi bu yüzden kesintiye u~ram~~t~n E~loyala-
N. Ça~atay, 0.g.t. L 42. lbr. bin. Mal~. v. 6o. 13 ~br. ~bn. Muh. v. 48. '4 CDM lass• ~ s ~br. bin. Nuh. v. 48. '6 Müh. 233, b. 237.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLER~~ 757 r~n bu i~i de, hazine götüren adamlar~~ kand~rarak kendi tarafianna çekmek veya götürülmekte olan hazineye zorla el koymak suretiyle yapt~klar~~ anla-~~lmaktad~ r '7. Burada belirtilen hazine soyma i~lemleri genellikle co~rafi aç~dan sarp ve da~l~k bölgelerde gerçekle~tirilmekteydi.
Yukar~da sözü edilen olaylara sadece de~erli madenler sebep olmu-yordu. Bunun yan~nda, 1810 y~l~nda Ergani'de oldu~u gibi sefer-i hümayun için sermaye götüren celebke~anlar da e~kiyalar taraf~ndan soyulabilmektey-di ' 8.
Ancak burada önemli bir hususa i~aret etmekte fayda vard~r. E~kiyal~k hareketine kalk~~an ki~i elbette giri~ti~i hareketin gere~i olarak birtak~m olumsuz faaliyetlerde bulunacakt~r. Fakat burada önemli olan husus, onla-r~n bu tür hareketlere giri~melerine meydan vermemektir. Buradan hare-ketle üzerinde durulmas~~ gereken veya dikkati çeken bir di~er husus daha vard~r ki, o da, bölgedeki e~kiyal~k olaylar~n~n meydana gelmesinde etkili olan faktörlerden ba~kas~n~n, çok büyük yetkilerle donat~larak madenler bölgesine gönderilen idarecilerin, bu husustaki ihmalleri veya gev~ek davra-n~~land~r '9. Nitekim bu tür olaylara kar~~~ al~nan tedbirler bahsinde görüle-ce~i üzere, bu gibi dezavantajlar~~ gidermek için merkezi yönetim bölgeye muktedir yöneticiler atamaya çal~~m~~t~r.
Ele al~nan dönemde yörede meydana gelen e~kiyal~k olaylar~n~n sebep-lerinden birisi de, bölgede görev yapan ehl-i örf taifesinin halka kar~~~ za-man zaza-man uygunsuz tav~rlar içerisine girmeleri idi. Kaynaklarda bu husu-sa i~aret eden birçok kay~t mevcuttur. Mesela 1773 y~l~nda Çemi~gezek voyvodas~n~n halka kar~~~ giri~ti~i olumsuz tav~rlar~ndan ve yapt~~~~ zulümler-den dolay~~ al~alinin mutazarr~r olmas~~ nezulümler-deniyle vaki olan arz~~ üzerine, Maadin-i Hümâyün eminine bu tür hareketlerin önlenmesi ve sözkonusu voyvodan~n görevden al~narak yerine mutedil birisinin atanmas~~ konusunda gönderilen hüküm bunlardan sadece birisidir 2". Yine, ayn~~ y~llarda Çarsan-cak voyvodas~n~n bölge halk~na yapm~~~ oldu~u zulüm ve bunun sonucunda maden i~lerinin aksamas~~ da bu cümleden olaylardan biridir''. Ayn~~ ~ekilde Palu'ya atanan hakimlerin de zaman zaman ahaliye zulüm etmeye kalk~~-
' Müh. 233, b. 207. 'a Müh. 230,13. 365.
'9 HH. 33027, CDM. ~~ 579. F. T~ zlak, 398 Nu. H~S 6.65.
" Ba~bakanl~ k Ar~ivi, Cevdet Dahiltye Tasnifi (bundan sonra C. Dah. olarak k~salt~lacak- t~ r), belge nu. 965.
malar~~ dolay~s~yla, onlar~n hareketlerinden mutazarr~r olan halk~n gerekti~i gibi hizmet edememesinden dolay~~ maden hizmetlerinin sekteye u~rad~~~~ da bir vak~ad~r". Onlar~n bu tür hareketlerine kar~~~ bölge halk~~ bazen kar~~~ hareketlere giri~ebiliyordu. Nitekim, 1843'de Diyarbak~r mü~irine gönderi-len bir hükmün bu konu ile ilgili oldu~u ve bu hükümde, hakimlerine kar-~~~ k~yama kalk~~an Palu'ya ba~l~~ baz~~ nahiyelerde ya~ayan halk~n durumu-nun incelenmesinin istenmi~~ oldu~u bilinmektedir 3.
Yöneticilerinin kendilerine yapt~~~~ zulümden dolay~~ rahats~z olan ve bu gibi durumlar~n düzeltilmesi için ilk önce devlete ba~vurarak durumu yö-netime haber veren ahali hakk~nda daha birçok örnek mevcuttur. Mese-la 1775 ve 1783 y~lMese-lar~nda MaMese-latya mutasarr~f~n~n halka kar~~~ davran~~Mese-lar~n- davran~~lar~n-dan dolay~~ ahalinin vaki olan arzlar~ 24 ile 1813 y~l~nda Çarsancak ahalisinin Diyarbak~r valisi hakk~nda vaki olan arzlar~~ 25 ve 1817 y~l~nda Kemah ve Gürcani~~ ahalilerinin voyvodalar~ndan rahats~z olduklar~na dair devlet mer-kezine yazm~~~ olduklar~~ arzlar~~ bu konudaki örneklerden baz~lar~d~r 26.
Yukar~~ F~rat Havzas~nda meydana gelen e~kiyal~k olaylar~nda az önce bahsedilen ehl-i örf taifesinin halka kar~~~ çe~itli davran~~lar~n~n yan~nda, bu türden ki~ilerin halk~~ kand~rmak veya tahrik etmek suretiyle yanlar~na al-malar~n~n da etkili oldu~u görülmektedir. Bu konuda da örnek olmas~~ aç~-s~ndan 1763 y~l~nda Çarsancak, Çemi~gezek ve E~in kazalar~nda e~kiyal~k faaliyetlerinde bulunan gruplar~n tedip edilmesine çal~~~l~rken, Çarsancak yoyvodas~n~n e~kiya gruplar~n~~ tahrik etmesini ve bu yüzden de olay~n daha da büyümesini zikredebiliriz 27. Ayn~~ ~ekilde, 1781 ve 1782 y~llar~nda üme-radan iki ki~inin Çermik beyli~ini zorla ellerine geçirerek ahaliden baz~~ ki-~ileri de kendi yanlar~ na destekçi olarak almalar~~ ve toplumsal huzuru bo-zucu bir dizi olaya sebep olmalar~~ bir di~er örnektir 28. Bu konuda bir ba~-ka örnek de, 181i y~l~nda E~in'de meydana gelen olayd~r. ~öyle ki, belirti-len tarihte E~in kazas~nda bir ki~i, ad~~ geçen kazay~~ maden idaresinden ay~rmak ve kaza ahalisini rahata kavu~turmak bahanesiyle ortaya ç~kar ve bu konuda halktan Dersaadete bir arz göndertir 29.
" CDA1. lo8o, 2892. 23 C. Dah. 12658. 74 C. Doh. 7236, 1 3545.
2 5 Topkap~~ Saray~~ Arsivi (bundan sonra TK olarak k~salt~lacakt~r) Belge Numaras~~ 10458/1- 8.
26 HH. 27727. 27 C. Dah. 924.
" H. Yüksel, a.g.t. s. ~~ 34.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA ESKIYALIK HAREKETLERI 759 Verilen örneklerden de anla~~laca~~~ üzere, yörede birtak~m firsatç~~ ki~i-ler kendi ~ahsi emelki~i-lerine ula~abilmek için halk~~ istismara kalk~~abilmekte ve dolay~s~yla da yönetim nezdinde halk~~ kötü gösterebilmektedirler.
Bu konuda ilginç ve devleti uzun süre u~ra~t~ran bir olaylar zinciri var-d~r ki, o da, Sivas, Divri~i ve E~in üçgeninde 1800li y~llar~n ba~~nda ba~la-y~p, yakla~~k ~~ 5 y~l süreyle devam edecek olan olaylard~r. Belirtilen tarihler-de zikredilen yerlertarihler-de meydana gelen olaylar~n failleri ise, dönemin ba~la-r~nda Sivas ve bir aral~k Trabzon ve Diyarbak~r valilikleri yapan Mustafa Bey ve E~in voyvodal~~~n~~ elde edebilmek için bölgeyi haraca ba~layan ve madenlere gönderilen kütükleri yakarak maden üretim faaliyetlerini sekte-ye u~ratacak derecede-isyan da dahil- her türlü faalisekte-yetde bulunan o~lu Ve-li'dir 3°. Gerek Mustafa Pa~a ve gerekse o~lu Veli de, yörede yürüttükleri düzen d~~~~ hareketlerinde bölge halk~n~~ kendi ç~karlar~~ için kullanm~~lard~r.
Burada anlaulan hususlar da aç~ kça göstermektedir ki, XIX. yüzy~la gi-rerken ve yüzy~l~ n ilk yar~s~ nda Osmanl~~ Devleti'nin durumu hiç de içaç~c~~ olmad~~~~ için, ta~rada görev yapan ehl-1 örf taifesi veya pa~alar pervas~zca hareket edebilmekteydiler. Ve onlar, emellerine ula~abilmek için halka zu-lüm etme de dahil olmak üzere ellerinden gelen her~eyi yapabilmekteydi-ler 3'. Böyle olunca da, zaten e~kiya taifesi taraf~ndan bölgede alt üst edil-mi~~ olan sosyal düzen, onlar~n giri~tikleri hareketlerin sonucunda daha da bozuk bir hale gelmekteydi.
Yukar~~ F~rat Havzas~nda meydana gelen e~kiyal~k olaylar~nda etkili olan veya e~k~yan~n i~ini kolayla~t~ran, onlar~~ bu i~e tevessül etmede cesaretlen-diren bir di~er husus da bölgenin co~rafi bak~mdan sarp, da~l~k ve kayal~k alanlar ile kapl~~ olmas~d~ r. Çünkü, burada i~aret edilen hususun, al~nan bü-tün tedbirlere ra~men e~k~yan~n i~ini kolayla~t~rd~~~~ anla~~lmaktad~r. Dolay~-s~yla, bölgedeki e~kiya gruplar~, co~rafyay~~ giri~ecekleri düzen d~~~~ hareket-ler için kolayla~t~nc~~ bir unsur olarak kullanm~~lard~ r. Çünkü, düzenli aske-ri birlikleaske-rin kolayca hareket etmeleaske-rine imkan vermeyen arazi yap~s~~ ile e~kiya güruhlar~, zaman zaman üzerlerine gönderilen kuvvetlerin önünden kaçabilmi~lerdir.
Bölgede meydana gelen e~kiyal~ k olaylar~nda etkili olan bir ba~ka husu-sun da, -ki bu mevziidir- devletin zaman zaman çe~itli alanlarda giri~ti~i ye-
HH. 3327, 3327-A-B, 13485, 18718, 23143. CDM 40. Bu konularda ayr~ nt~l~~ bilgi için ayr~ca bkz. N. Sakao~lu, a.g.e. s. 98-105, ~~ ~~ 8- ~~ 26, 141- ~~ 52.
nilik hareketleri oldu~u görülmektedir. Yeni te~kil edilmeye ba~lanan Redif Askeri te~kilat~~ uygulamas~~ gere~i olarak Ergani kazas~ndan istenen askerin verilmemesi üzerine 1842 y~l~nda ç~kan olaylar~~ buna örnek olarak göstere-biliriz 32. Ancak, bu hususu bütün bölgeye ve ele al~nan döneme te~mil et-memiz yanl~~~ olacakt~r.
C — Failleri Aç~s~ndan Yukar~~ F~rat Havzas~ndaki E~kiyal~k Olaylar~:
Ele al~nan dönemde yörede meydana gelen bol miktardaki e~kiyal~k olaylar~na, kat~lanlar aç~s~ndan yakla~~ld~~~nda daha de~i~ik hususlar dikkati çekmektedir. Çünkü, olaylar dikkatle incelendi~inde, bunlar~n, yörede ya~a-yan ve gerek dolayl~~ gerekse dolays~z olarak madencilik faaliyetleri ile ilgili durumdaki birçok a~iret ve ki~iler tarafindan meydana getirildi~i görülecek-tir. Bu aç~dan burada meseleyi iki noktada ele almay~~ uygun görüyoruz.
a — A~iret E~kiyaliklar~:
Yukar~~ F~rat Havzas~nda yer alan Malatya, Elaz~~~ ve Tunceli yörelerinin geçmi~te ve günümüzde birçok a~iretin ya~ad~~~~ ve ya~amakta oldu~u bir bölge oldu~u bilinmektedir. Nitekim buralarda, Osmanl~~ döneminde ~eyh Hasanlu, Aluçlu, Omerkanlu, Ümranlu, Dücek, Keleçorlu, ~zollu, Ri~vanl~, Zeyve, Perçikanl~, Herdi, Milli (Millo), Reyhanl~, Balaban'', Disümlü ve At-mali gibi birçok a~iret ve oymak meskundu 33. Nitekim bu hususu do~rular nitelikte bir kaynakta bu konuda verilen bilgi çok ilginçtir. ~öyle ki, 1310 tarihli Mamüreti'l-Aziz Salnamesi'nde sadece Dersim bölgesinde da~l~k alanlarda 200'e yak~n kabilenin ya~amakta oldu~u belirtilmektedir 34. An-cak, az önce de i~aret edildi~i üzere zikredilen bu a~iret ve oymaldarm ço-~u ya do~rudan yada dolayl~~ olarak madencilik faaliyetleriyle ilgiliydi. Fakat, zaman zaman de~i~ik nedenlerden dolay~~ sözkonusu a~iret ve oymaklar~n ço~unun yönetim kar~~t~~ olaylara kalk~~m~~~ olduklar~~ bilinmektedir. Bu cümleden olarak, ele al~nan dönemde e~kiyal~k faaliyetlerine kallu~an veya kat~lan a~iretleri, sebep olduklar~~ olaylar ve bu olaylar~n önem derecesine göre ~u ~ekilde s~ ralayabiliriz.
Ba~bakanl~k Ar~iv, irade Dahiliye TasnO (bundan sonra ~rDah.), belge nu. 3115.
33 Cevdet Türkay, Ba~bakanl~k Ar~iv Belgelerine Göre Osmanl~~ ~mparatorlugu'nda Oymak,
A~iret ve Cemaatler, ~stanbul, 1979. ilgili bölümlere blcz.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLERI 761 ~ . ~eyh Hasanlu ve Disihnlii A~iretleri:
~lhanl~lar zaman~nda beyler aras~nda meydana gelen bir mücadelede, Emir Çobano~ullanndan ~eyh Hasan'~n taraf~n~~ tutanlara verilen bir isim-den dolay~~ bu adla an~lan ~eyh Hasanlu a~ireti 35 mensuplar~, maisim-denler böl-gesinde de hayatlar~n~~ sürdürmekteydi. Bu da onlar~n ilk lideri konumun-daki ~eyh Hasan'~n karde~lerine Yavuz Sultan Selim taraf~ndan Çemi~gezek, Pertek ve Sa~man'~n verilmesinden kaynaldanm~~~ olmal~d~r 36. Yine, kaynak-lardan anla~~ld~~~na göre ad~geçen a~iret mensuplar~~ bölgede ya~ayan bir di-~er a~iret olan Disümlü a~ireti mensuplar~~ ile birbirine yak~n ~ekilde nere-deyse içiçe ya~amaktayd~.
Ancak, yukar~da da de~inildi~i üzere ~eyh Hasanlu a~iretine mensup ki~ilerin ele al~nan zaman dilimi içerisinde de~i~ik kereler düzen d~~~~ hare-ketlere kalk~~m~~~ olduklar~~ görülmektedir. Mesela, ilk defa 1754 y~l~nda ad~~ geçen a~iret mensuplar~, bölgede ya~ayan Disümlû, Keratl~~ ve Karabali ce-maatleriyle birlikte da~lardan Keban madenine kömür temin edenler ile bunlar~~ madene ta~~yan kelekçilere ve bölgeden gelip geçen yolculara teca-vüz etmeye ba~lam~~lard~r. Onlar~n bu hareketleri ayn~~ zamanda Çemi~ge-zek ve Çarsancak ahalisine kar~~~ de~i~ik ~ekillerde zulüm etme ~ekline de dönü~mü~tür. Bunun üzerine hareket, emrine Palu hakimi, Çemi~gezek ve Çarsancak voyvodalar~~ ve baz~~ ki~iler verilen Diyarbak~r valisi taraf~ndan bast~nlm~~t~r 37. Buna benzer bir hareket de 1778 y~l~nda meydana gelmi~-tir. Sözkonusu tarihteki olay~n sebebi ise, Kemah zabiti Ibrahim'in Har-pueda ~ahsi bir garaz yüzünden ~eyh Hasanlu a~iretine mensup birini öl-dürmesidir. Sözü edilen katil olay~n~n duyulmas~~ üzerine a~irete mensup di~er ki~iler de harekete geçer ve Kemal~~ kazas~~ ile madenlere kütük sa~la-nan da~lara sald~r~dan Onlar~n bu hareketi k~sa sürede geni~ler ve harekete, bölgede ya~ayan Giilabio~~dlan, Kovanh ve Kelanh cemaatleri men-suplar~~ da kat~l~rlar. Böylece, madenlere kütük gelmeyince üretim faaliyeti durdu~u gibi, e~kiya, Kemah ve yöresini kas~p kavurur. Durum bir arz ile Maadin-i Hümaye~n eminine Kemah ahalisi taraf~ndan iletilir ve olaylar~n önlenmesi için gerekli tedbirlerin al~nmas~~ maden emini taraf~ndan ilgililer-den istenir 38.
1781 y~l~na gelindi~inde Dersim ve çevresi yeniden kaynamaya ba~lar ve Devecik (Dücek), Pirnik ve Ovac~k isimli yerle~im birimlerinde meskun
35 Mahmut Ri~vanoglu, Do~u A~iretleri ve Empe~yali~m, Istanbul, 1975, s. 138.
36 Afamüretni-Aziz Sa/namesi, sene, ~~ 3 ~ o,s. 248.
37 C. Dah. 3088.
olan ~eyh Hasanlu, Disümlü ve Kurdu isimleriyle bilinen a~ireder bölgeyi etkileyen çok geni~~ bir e~kiyal~k hareketine giri~irler. Çünkü, sözkonusu a~iret mensuplar~~ tarafindan belirtilen y~l~n may~s ay~nda Kemah, Kuruçay, Gürcani~, E~in, Çemi~gezek, Erzincan ve Tercan kazalar~nda ya~ayan ahali-ye sald~nlm~~~ ve halk~n mal ve a~yalan çal~n~p ç~rp~lm~~, bununla da kal~n-mayarak, adam öldürme türünden faaliyetlere de giri~ilmi~tir. Akabinden de madenlerdeki üretim faaliyetleri için gerekli olan hizmetler görülemez olmu~, böyle olunca da maden üretimi durma noktas~na gelmi~tir. Bunun üzerine sözkonusu yerle~im birimlerinde ve civar~nda ya~ayan halk çe~idi mercilere durumu ileterek tedbir al~nmas~n~~ istemi~tir. Bölge halk~n~n iste~i merkezi yönetim taraf~ndan hemen dikkate al~nm~~~ ve Erzurum valilerine de~i~ik zamanlarda birkaç defa emir yaz~larak bu hareketin önlenmesi iste-nilmi~tir. Ancak, o s~rada Erzurum'a atanan valilerin s~k s~k de~i~mesi ve gerek eski ve gerekse yeni valilerin bu i~e s~cak bakmamalan yani, tam ola-rak ilgilenememeleri yüzünden hareket h~z~ndan hiçbir ~ey kaybetmeyerek devam etmi~tir 39. Bu arada, sözkonusu tarihlerdeki hareketin devam etme-sinde, yörede halk üzerinde sözü geçen mahalli beylerin de etkili oldu~u görülmektedir 4°.
Sözkonusu hareket Erzurum valileri taraf~ndan önlenemeyince topye-kün bir kar~~~ harekete giri~ilir ve Mu~, Ki~~, Tercan, Kuruçay, Bayburt, H~-n~s, Giresun, Erzincan, Kemah, Gürcani~, Kuzican, Ovac~k ve Karahisar-~~ ~ark~~ kazalar~n~n voyvodalan, emirlerindeki askerlerle Erzurum valisinin emrine; E~in, Palu, Çarsancak, Çemi~gezek, Divri~i, Harput ve Arapkir ka-zalar~n~n hakim ve voyvodalan da, Diyarbak~r valisinin emrine verilerek olaylar~n bast~nlmas~~ yoluna gidilir. Ancak, burada bir husus dikkati çek-mektedir ki, o da, e~k~yan~n, giri~mi~~ oldu~u düzen d~~~~ hareketlerine ra~-men devletin bu olaylara kat~lanlara yine de ~efkatle yakla~m~~~ olmas~d~r. Çünkü, belirtilen hareketin bast~nlmas~~ ile görevlendirilmi~~ olanlara verilen emirde, asilerin önce itaate davet edilmesinin istenilmi~~ oldu~u görülmek-tedir. Ayn~~ ~ekilde, bu emirde a~iret mensuplar~ndan e~kiyal~k olaylar~na kat~lanlar~n uygun görülecek yerlere iskan edilmelerinin sa~lanmas~~ da bu cümleden olan bir di~er tedbirdir41. Fakat devletin iyi niyeti ve bu do~rul-tuda yap~lan ça~r~lar bir türlü fayda etmez ve olaylar 1781-82 k~~~na kadar devam eder. Olaylar~n önün ancak, sözkonusu k~~~ mevsiminin sonuna do~-
39 C. Dal~. 4596.
40 N. Sakao~lu, a.g.e. s. 6o.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLERI 763
ru al~nabilir42. Sonuçta e~kiya kaat alt~na al~n~r ve ba~ka bir olumsuz hare-kete kalk~~t~klan takdirde devlete ~~ soo kuru~luk bir mebla~~~ ödemeyi ka- bul ederek "nezr"e ba~lan~r. Bu cümleden olarak ~eyh Hasanlu a~iretine tabi olan Kudetlü(?), Maldetlü, Samatl~, Zekedanl~, Devecikeri Aku~a~~, Ka-raba~l~u~a~~, K~ratl~~ ve ~aranl~~ a~iretleri de ahaliye zulüm yapm~yacaldarma dair söz verirler. Ayn~~ ~ekilde onlar, merkezi yönetimin kendilerine teklif etti~i iskan hususunu da kabul ederler. Buna göre, Disümlü e~k~yas~ndan Avderedi, F~nnl~~ ve Sarzetli a~iretleri Tercan kozas~na, ~eyh Hüseyino~lu a~ireti K~~~~ kozas~na, Kan~l~~ ve Desribli a~iretleri de Erzincan kazas~nda is-kâna t:113i tutulacaldard~~ 43.
Ancak, sözkonusu e~kiya gruplar~ndan baz~lar~~ verdikleri sözü tutma-yarak 17811ere do~ru düzen d~~~~ faaliyetlerine yeniden ba~lam~~lard~r44. Bu hareketler yöre halk~n~~ öyle rahats~z etmeye ba~lam~~t~r ki, ilgili yerlerin ileri gelenleri durumu mahkeme kanal~yla Dersaadedete iletmi~lerdir. Der- saadedete ula~an arzlardan durumun ciddiyeti çok aç~k bir ~ekilde anla~~l-maktad~r. ~öyle ki, yörede yer alan ve Maadin-i Hümâyün Emânetine tabi kozalardan biri olan E~'in'in içinde ve civar~nda sakin olan ulema, sülehâ ve hatipler ile bütün reaya mahkemeye gelerek durumlar~n~~ arzetmi~lerdir. Buna göre, E~in kazas~n~n yak~nlar~nda olan Çemi~gezek kazas~nda otur-makta olan ve eskiden beri olumsuz tav~rlar~~ ile tan~nan Disümlü ve di~er e~kiya güruhlan, gece ve gündüz rahatl~kla E~in kazas~ndan gelir geçer ol-mu~lard~r. Bu esnada da yol kesme, adam öldürme ve mal gasbetme gibi faaliyetleri yapt~klar~~ gibi, civarda yer alan köyleri de vergiye ba~layarak vergi vermeyen veya buna gücü yetmeyenlerin mallar~n~~ gasbeder olmu~lar- d~r. Bunun üzerine bölge halk~~ yerini yurdunu terketmek zorunda kalm~~-t~r. Dolay~s~yla halk, peri~an olmu~~ ve rninye kar~~~ olan yükümlülüklerini yerine getiremez olmu~tur. Bu durumu E~in kad~s~~ bir ilâm ile Dersaadete bildirir. Ayn~~ günlerde e~k~yan~n buna benzer boyutlarda faaliyetlerini sür- dürdü~ü bir di~er kaza olan Çemi~gezek kazas~~ ahalisi de, E~in Kazas~~ ile birlikte durumlar~n~~ bir ilâm ile Dersaadete bildirirler. Sözkonusu ilâmlar üzerine de e~k~yan~n cezaland~r~lmas~~ konusunda ilgililere yani çevrede bu-lunan Erzurum, Sivas ve Diyarbak~r valileri ile civar kazalar ileri gelenlerine hitaben "tekidi hâv~~ emr-i ~erif sâd~r" olur ve gerekenin yap~lmas~~ isteni-lir 45.
4, N. Sakao~lu, a.g.e. s. 60. 43 CDM. 1579.
44 CDM. 57 5, C. Dah. 3655.
Bu emrin gere~inin yerine getirilmesinden sonra, yörede e~kiyal~k faali-yetlerinin yine durmad~~~~ anla~~lmaktad~r. Çünkü, Haziran 1793'de Maa-din-i Hütnkrün emini Yusuf Ziya Pa~a'ya, ~eyh Hasanlu, ~amlu ve Dücek a~iretlerine ba~l~~ ki~ilerin giri~tikleri olumsuz hareketlerin önlenmesi hak-k~nda yeni bir hükmün gönderilmi~~ oldu~u bilinmektedir 46. Buna benzer
bir durum da 1797 y~l~nda sözkonusudur".
~eyh Hasanlu ve Disümlü a~iretlerine mensup ki~ilerin Yukar~~ F~rat Havzas~nda sebep olduklar~~ e~kiyal~k olaylar~na 18os-6 y~llar~nda bir yenisi-nin daha eklenmi~~ oldu~unu görüyoruz. Çünkü, ad~~ geçen a~iretlere men-sup ki~ilerin sözkonusu tarihlerde bu sefer de Keban madenine kömür sa~-lanan da~lar~~ i~gal ettikleri ve bu i~i yapan baltac~lann çal~~malar~na firsat vermedilderi görülmektedir. öyle ki, onlar, baltac~lardan ve onlar~~ koru-makla görevli olan askerlerden baz~lann~~ öldürmü~lerdir. Böyle olunca da madendeki üretim faaliyetleri tekrar durmu~tur. Belirtilen tarihlerde Suro~-lu Timur'un liderli~indeo meydana gelen bu olaylarda ilginç bir nokta var-d~r. Çünkü bu olaylar esnas~nda e~kiya eline geçen her firsau de~erlendir-mi~tir. Bunu da özellikle, yörede idareci olarak görev yapan ki~ilerin görev de~i~imi esnas~nda meydana gelen otorite bo~lu~unu de~erlendirerek yap-m~~t~r. Ancak, yeni göreve atanan idarecinin muktedir bir ~ekilde yönetimi ele almas~ndan sonra olaylar bastnilm~~t~r ki, bu idareci, merkezi yönetimin yöredeki e~kiyal~k olaylar~n~n basur~lmas~~ yolunda, bölgeye otorite sahibi birinin atanmas~~ yolunda alm~~~ oldu~u karar do~rultusunda atanm~~t~r. Gö-reve yeni atanan Abdi Bey'in büyük gayretleri sonucunda, e~k~yan~n kömür temin eailmesine da~lar~~ i~gal ederek izin vermedi~i Ulukale onlardan te-mizlenir ve buraya yeni baltac~lar ile onlar~~ korumakla görevli bir miktar asker yerle~tirilir. Böylelikle madenlerin faaliyeti yeniden ba~laul~r 49.
Yine, bu olaylar esnas~nda dikkati çeken ve de~i~ik zamanlarda da göz-lenen bir husus daha vard~r. Bu ise, merkezi yönetimin yörede meydana gelen olaylar~~ neredeyse tabii bir olaym~~~ gibi görür hale gelmesidir. Nite-kim, Yukar~~ F~rat Havzas~'nda madenler dolay~s~yla uzun süre dirayetli ~e-kilde idarecilik gCrevi yapm~~~ olan Yusuf Ziya Pa~a'n~n bu görevden azli es-nas~nda, göreve yeni atanm~~~ olan ki~iye verilen direktifte, ad~~ geçen ki~iden,
46 Muh. 199, b. 481.
47 HH. 3445.
Ad~~ geçen ki~inin daha ~~ 7801erde bu tür faaliyetlerde ba~~~ çekti~i hakk~nda blcz.
CDM. 2039. 49 HH. 4488.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA ESKIYALIK HAREKETLERI 765
yörede e~kiyal~k olaylar~n~n meydana gelmesinin "melheiz" olmas~ndan ba-hisle dikkatli davranmas~n~n istenilmi~~ oldu~u görülmektedir 5°.
~eyh Hasanlu ve Disümlü a~iretlerine mensup ki~ilerin, Yukar~~ F~rat Havzas~~ dahilinde yer alan bölgelerde giri~tikleri e~kiyal~k hareketlerinin ele al~nan bütün bir dönem boyunca da devam etti~i bilinmektedir. Yani ad~~ geçen a~ireder mensuplar~~ ile yönetim aras~nda temeli eskilere dayanan bir husumetin olu~tu~u ve her hareketin bast~nlmas~n~n, tabii olarak ba~ka bir olaya sebebiyet vermi~~ oldu~u anla~~lmaktad~r. Nitekim, bu tür olaylar~n '806, ~~ 8o8 ve 1825 y~llar~nda da meydana gelmi~~ oldu~unu biliyoruz 5'.
2 — Ri~van A~ireti:
Günümüzde boylar toplulu~undan ibaret bir konfederasyon olarak te-lakki edilen Ri~van a~ired de 52 Yukar~~ F~rat Havzas~~ dahilinde bulunan Ma-latya, Sivas ve civar~nda inceledi~imiz dönemde ~ekavette bulunan bir di~er a~irettir53. Yörede ya~ayan yerli ve göçebe unsurlar~ndan tahsil edilen vergi-leri bir mukataa haline getirilerek Valide Sultan haslanna tahsis edilen 54 bu a~irete mensup baz~~ cemaatlerin, ele ald~~~m~z dönemden de önceki tarih-lerde e~kiyal~k faaliyetlerinde bulundu~u kaynaklardan anla~~lmaktad~r. Ni-tekim, 1764 tarihinde Mara§ beylerbeyine gönderilen bir hûkûmde, ad~~ ge-çen a~irete mensup Chnranlu cemaatinin daha önceki zamanlarda yapm~~~ oldu~u olumsuz faaliyetleri nedeniyle Rakka'ya iskanlan hakk~nda beyler-beyinin göstermi~~ oldu~u ihmalden bahisle, kendisinden bu i~i k~sa zaman-da gerçekle~tirmesinin istenilmi~~ oldu~u görülmektedir". 1766-67 tarihli ba~ka bir hükümde de ayn~~ a~irete mensup olan ve ~iro kazas~nda meskun olan Clmranlu cemaatinin yine, önceki tarihlerde vaki olan olumsuz faali-yetlerinden dolay~~ ayn~~ ~ekilde Rakka'ya islcanlan hakk~nda birkaç defa emir verilmi~~ oldu~u halde bu emrin yerine getirilmemi~~ oldu~undan bahis vard~r 56.
Ri~van a~iretine mensup çe~idi cemaatlerin yörede toplumsal düzeni tehdit edici türden olumsuz faaliyetlerine ele ald~~~m~z dönemin ilk ba~la-
HH. 27729.
s' HH. 3343.
aw. 330.
E~in ~er'frye Sidli, defter nu. 2, s. 2. 52 C. Türkay, a.g.e. s. 186.51 C. Dah. 11648.
54 1790-1791 y~llar~nda böyle bir uygulama için blr~. H. Yüksel, a.g.t. 5. 15. 55 C Dah. 682.
nnda da devam etmi~~ oldu~u bilinmektedir. Mesela, 1765 y~l~nda bu a~ire-te mensup cemaatlerden olan amraniu, Dalyaniu, Ufandollu(?) ve Ramyanlu(?) cemaatlerinin kendi yaylaldanna ve iskan yerlerine gitme-yip, Divri~i kazas~nda yer alan yaylaklara tecavüz ederek mera ve mezraala-n telef ile hayvamezraala-nlar~~ çalmak gibi hareketler ile bölge halk~mezraala-n~~ taciz ettikleri bilinmektedir. Onlar~n bu tür hareketlerinin önlenmesi ve iskan yerlerine gönderilmeleri için bu sefer de, Sivas valisi görevlendirilmi~tir 57. 1766-67
y~llar~na gelindi~inde ise, yine (Inaranlu cemaatine mensup baz~~ ki~ilerin yörede "katl-i nüfus ve gasb-~~ emvar türünden hareketlerinin yayg~nla~mas~~ nedeniyle bölge halk~n~n peri~anl~~~~ sözkonusu olmu~~ ve bundan dolay~~ ad~geçen cemaat mensuplar~n~n daha önceki emirlere ra~men bir türlü ger-çekle~tirilemeyen Rakka'ya iskan edilmeleri i~iyle Maadin-i Hümâyün emi-ni görevlendirilmi~tirs8.
Bu arada, Ri~van a~iretine mensup cemaatlerin kendilerine iskan yeri olarak gösterilen Rakka'ya gitmeyerek bölgede e~kiyal~k faaliyetlerine de-vam etmede ~srarl~~ olduklar~~ anla~~lmaktad~r. Çünkü sözkonusu cemaatle-rin 1777 y~l~nda, kendileri gibi Rakka'ya iskanlan öngörülen Kara ~eyhb, Barak ve Beydili a~iretleriyle birlikte belirtilen yere gitmeyip, o y~llarda devaml~~ olarak tu~yan halinde olan Dindallu(?), Halebkantu, Kabihli ve Mi a~iretleri ile birle~erek Divri~i ve Arguvan yörelerinde ahaliye hertürlii tacizde bulunmaya ba~lad~klan bilinmektedir. Bölge halk~~ ise onla-r~n bu tür hareketlerinden a~~r~~ derecede zarar görmü~~ ve durumu arz~hal-lerle Dersaadete bildirmi~tir. Bunun üzerine e~k~yan~n tedibi ile Sivas valisi görevlendirilir 59. Fakat, onlar~n faaliyetlerinin Sivas valisi tarafindan da ta-mam~yla önlenemedi~i veya Sivas valisi tarafindan yap~lan bask~lar kar~~s~n-da bu sefer de a~iretin Malatya yöresinde meskun olan cemaatlerinin hare-kete geçerek e~kiyal~k olaylar~na kalk~~t~klan anla~~lmaktad~r. Çünkü bu ta-rihten bir y~l sonra yani, 1778 y~l~nda Malatya ve Besni kad~lar~n~n sözko-nusu a~iret mensuplar~n~n bölge halk~na verdikleri zarar ile üzerlerine dü-~en mili emvalini ve daha önceki y~llardan kalan bakaya borçlar~n~~ ödeme-diklerinden dolay~, Dersaadete gönderdikleri ilâmlan ile ayn~~ a~iret men-suplar~n~n maden üretim faaliyetlerine verdikleri zarardan bahseden maden emtninin bir tahriran sözkonusudur'''.
57 C. Dah. 3338.
5 8 Müh. 165,6.121. 5 9 Müh. 175, b. 9o.
YUKAR1 FIRAT HAVZAS1NDA E~KIYAL1K HAREKETLER~~ 767
Ri~van a~iretine mensup ki~ilerin ya~ad~klar~~ bölgelerde o y~llarda adam öldürme, yol kesme ve mal gasbetme gibi hareketleri yukar~da sözü edilen bütün giri~im ve tedbirlere ra~men bir türlü önlenememi~~ ve a~iret itaat al-t~na al~namam~~~ görünüyor. Fakat, merkezi yönetimin 1784 y~l~na gelindi-~inde meselenin üzerine ciddi olarak e~ilmi~~ oldu~u görülmektedir. Çünkü ayn~~ tarihte, Sivas ve Diyarbak~r valileri ile Malatya ve Bozok mutasarnfla-nna hitaben ayr~~ ayr~~ hükümler gönderilerek meselenin halli istenmi~tir'. Nitekim bu hükümlerin gere~i yerine getirilmi~~ ve bundan bir y~l sonra [785 y~l~nda e~kiya güruhlan ile Rumkale'de bir çat~~ma meydana gelmi~-tir. Sözkonusu çat~~mada e~k~yan~n bir k~sm~~ etkisiz hale getirilmi~~ ancak, yine de baz~~ e~kiya güruhlan Rakka'ya iskan hususunu kabul etmeyerek Urban Ovas~~ denilen yere kaçm~~t~r62. Fakat az önce de i~aret edildi~i üze-re, merkezi yönetimin bu seferki ciddi giri~imlerinin bir devam~~ olarak s~ k~~ bir takibat sonucunda e~kiya güruhlan ad~~ geçen yerde s~k~~t~r~lm~~~ ve etki-siz hale getirilmi~tir. Ard~ndan da e~kiyal~k olaylar~na kat~lan ki~iler Rak-ka'ya iskan edilme konusunda raz~~ edildikleri gibi, bir daha bu türden hare-ketlere giri~meyecelderi konusunda da nezre ba~lanm~~ur". Bundan k~sa bir süre sonra iskan i~i uygulamaya konularak64, devlet geçici bir süre için Ri~van a~iretini itaat alt~na alm~~t~r.
Fakat ~ 820'lere gelindi~inde ad~~ geçen a~iretin devlet için yeniden problem olmaya ba~lad~~~n~~ görüyoruz65. Onlar~n bu seferki hareketinin de, gerek Sivas ve gerekse Malatya taraflar~nda devleti uzun süre u~ra~urd~~~~ ve hatta ele al~nan dönem boyunca bu meselenin devam etti~i de bilin-mektedir. Çünkü takibeden dönemlerde merkezi yönetim taraf~ndan yöre-nin ileri gelenlerine hitaben, sözkonusu a~iretin düzen d~~~~ hareketlerinden zarar gören halk~n asayi~~ ve güvenli~inin sa~lanmas~~ yolunda birçok emir yay~nlanm~~t~r 66.
3 Zey-ve ve Perçikan A~iretleri:
~nceledi~imiz dönem içerisinde Yukar~~ F~rat Havzas~~ dahilinde yer alan madenler bölgesinde düzen d~~~~ hareketlerde bulunan a~iretler aras~nda,
6' C. Dah. 83 so. HH. 3322.
6' Ahmet VAs~f, Mehösinü7-Asar ve Hakaikü7-Ahbar, Yay. Mucteba llgürel, ~stanbul, 1978, s. 2 ~~ 3.
64 A.~iretin Sivas'ta bulunan mensuplar~n~n iskan edilmeleri konusunda blcz. C. Dah.
14587.
65 C. Dah. 1 1648.
"a~air-i seUse" diye bilinen a~iretler grubu dahilinde olup da Harput ka-zas~~ s~n~rlar~~ içerisinde kendi isimleri ile an~lan nahiyelerde oturan Zeyve ve Perçikan a~iretleri 67 de yer al~yordu. Ancak, hemen belirtelim ki, bu iki a~iretin düzen d~~~~ hareketlerinin uzun süreli ve fazla etkili olmad~~~~ dikka-ti çelunektedir. Yine, sözkonusu a~iretlere mensup olup da e~kiyal~k olayla-r~na kan~anlann meskun olmad~klar~~ da dikkati çelunektedir. Bu cümleden olarak, konar göçer olarak ya~ayan a~iret mensuplar~n~n ilk hareketlerinin 1780'lere do~ru meydana gelmi~~ oldu~unu söyleyebiliriz. Çünkü, sözkonu-su tarihte Maadin-i Hümâyün eminine ait bir buyuruldu kayd~nda bu hu-susa i~aretie, Perçikan a~iretine mensup baz~~ ki~ilerin uygunsuz hareketleri nedeniyle daha önceleri Çarsancak dolaylanna iskan edildikleri halde, an-la~maya riayet etmeyerek buradan kaçarak Murat Nehrini geçip, Palu taraf-lanna girdikleri belirtilmektedir. Dolay~s~yla, bu emirde Maadin-i Hümâyün emini Çarsancak hakiminden Palu tarafianna firar eden e~k~yalann geri ge-tirilmesini istemi~tir".
Ancak, ayn~~ y~l içerisinde yani 178o y~l~nda, hatt-~~ hümâyün ile Keban madenine kömür nakli ile görevli olan bu a~iretlerin di~er yerlerde ya~ayan mensuplar~n~n da, kanun d~~~~ hareketlere giri~erek kömür konusundaki yü-kümlülüklerini yerine getirmemeye, üzerlerine dü~en avanz ve nüzul be-dellerini ödememeye ve gerek örfl ve gerekse di~er ~en tekâlifierini öde-mekten kaç~nmaya ba~lad~klan görülmektedir. Onlar~n bu tür hareketleri devlet merkezine ula~t~nl~r ve tedbir olarak da, sözkonusu ki~ilerin "kadim meskenleri olan Rakka"ya iskanlann~n sa~lanmas~~ maden emininden isteni-lir69. Ancak, a~iret mensuplar~, bu i~~ için üzerlerine kuvvet gönderilince Malatya mutasarr~fi Ri~vanzade'nin idaresi alt~ndaki ~zollu köyü civar~na gi-derek orada toplan~rlar 7°. Bunun üzerine, ilgililere hitaben yeni fermanlar gönderilerek ~akilerin Rakka'ya iskanlann~n sa~lanmas~~ ile onlar~n yerlerine kömür i~i ile ilgili olarak yeni görevlendirmelerin yap~lmas~~ istenilir. Bu fer-manlarda ayr~ca, onlar~n yerlerine görevlendirilecek kimselerin de Perçi-kan'a yerle~tirilmeleri gere~ine i~aretle, Perçikan e~k~yas~n~n yöreden ayr~l-malar~n~ n sa~lanamamas~~ durumunda yeni görevlendirilecek olan kimsele-rin oraya yerle~mekten kagnacaldan göz önünde bulundurularak, ~zollu'ya kaçanlar~n Rakka'ya iskanlann~n mutlaka sa~lanmas~~ da istenilmi~tir. Bu i~le
67 F. T~zlak, 398 Nu. H.5.S. 2 20-227. 6" H. Yüksel, a.g.t. s. 4243. 69 H. Yüksel, a.g.t s. j+ " H. Yüksel, a.g.t. s. 5+
YUKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLER~~ 769 de maden emini görevlendirilir7r. Merkezden gelen bu emir üzerine ma-den emini hemen harekete geçer ve ~akiler üzerine kuvvet gönderir. O, bu i~te de Malatya mutsarr~fin~n yard~m~na müracaat ederek ondan, e~kiya üzerine göndermi~~ oldu~u kuvvetlerin bölgeye yabanc~~ olmalar~ndan dolay~~ onlara k~lavuzluk görevi yapacak olan bir miktar "deli bayraldarrda göndermesini ister 72.
Bütün bu kar~~l~kl~~ yaz~~malardan sonra yap~lan hareket üzerine Perçi-kan e~k~yas~ndan bir k~sm~~ giri~tikleri hareketlerinden vazgeçerek eski yü-kümlülüklerini yerine getirmeyi kabul etmi~, kar~~~ ç~kanlar~n da ferman ge-re~i olarak tedip edilmelerine devam edilmi~tir 73.
Zeyve ve Perçikan e~k~yas~n~n etkisiz hale getirilerek itaat alt~na al~n-mas~~ hususunda da aç~kça görülmektedir ki, e~kiya, bölgenin co~rafi ~artla-r~ndan rahatl~kla yararlanabilmekte ve üzerlerine gönderilen kuvvetlerin önünden kaçabilmektedir. Bu durumda çare olarak ise, topyekün hareket-lere ba~vurularak e~kiya ile ancak ba~a ç~k~labilmektedir.
Belirtilen a~iretlere mensup ki~ilerin 1781 y~l~ndan sonra genelde itaat alt~na al~nm~~~ olduklar~~ ve 1793 y~l~nda Çemi~gezek ve Çarsancak'da giri ~-tikleri k~smi bir hareket 74 ile 1834-35 y~ llar~nda maden idaresine kar~~~ olan yükümlülükleri yerine getirme konusunda vaki olan itirazlar~ 7s d~~~ nda bir daha olumsuz tav~r içine girmedikleri anla~~lmaktad~r.
Harput kazas~~ dahilinde sakin olan "a~air-i selLse-den Herdi a~ireti-nin ise, baz~~ mensuplar~n~n 1761 y~l~nda bölgede giri~tikleri düzen d~~~~ ha-reketler dolay~s~yla Rakka'ya iskan edilmeleri olay~~ 76 hariç tutulacak olursa kanun d~~~~ hareketlerde bulunmad~~~n~~ söyleyebiliriz.
— Millo A~ireti:
Erzurum, Diyarbak~r, Çemi~gezek, Rakka, Ergani ve Mardin gibi Os-manl~~ ülkesinin de~i~ik yerlerinde bulunan Millo a~ireti 77 de, muhtemelen
7' H. Yüksel, a.g.t. s. 54-55.
72 H. Yüksel, a.g.t. s. 62. Deli, Osmanl~~ Devleti'nin ilk dönemlerinde Rumeli'de te ~kil edi-len süvari askerlerine verilen yanl~~~ bir isimdir. As~l isimleri k~lavuz ve yol gösterici yani, "de-lil" olan bu ki~ilere zikredilen ismin verili~~ sebebi, hiçbir ~eyden çekinmeden tehlikelere yö- nelmelerinden dolay~d~r. Bu konuda bkz. Mehmet Zeki Pakal~n, Osmanl~~ Tarih Deyimleri ve Te-rimleri Sözlügü c. I. ~stanbul, 1983, s. 420. 73 H. Yüksel, ag.t. s. 62,63. 74 Müh. 199, s. 124. 75 F. T~zlak, 398 Nu. H~S, s. 220-222. 76 C. Dah. 563. 77 C. Türkay, a.g.e. s. 121. Belleten C. LVII, 49
daha önceki dönemlerde giri~mi~~ oldu~u düzen d~~~~ hareketler dolay~s~yla Rakka'ya iskan edilmesi öngörülen, ancak, bu emri dinlemeyip madenler bölgesinde olumsuz hareketlerine devam eden bir di~er a~kettir. Nitekim 1768 - 69 y~llar~nda ad~~ geçen a~ketin iskan yeri olarak gösterilen Rakka'ya gitmeyip, özellikle yaylak ve k~~laldanna gidip gelirken yollarda halka eziyet etmeye ve ortal~~~~ kas~p kavurmaya devam etmi~~ oldu~u bilinmektedir. Onlar, bu tür hareketlerini, bir müddet için merkezi yönetimin ba~~n~~ çok a~r~tacak olan Millo Timur önderli~inde yapm~~lard~r78. Ancak, devlet bu konu ile de ciddi olarak ilgilenmi~~ ve düzen d~~~~ çe~itli faaliyetlerde bulu- nan Millo a~iretini de Rakka'da kendilerine öngörülen yerde iskan etmeyi ba~arm~~t~r. Fakat, sözkonusu a~iret mensuplar~, liderleri Timur'un önderli-~inde Raldca'da da ayn~~ hareketlerine devam etmi~lerdir. Bundan dolay~~ Rakka valisi ile Diyarbak~r valilerine 1774 y~l~nda ayr~~ ayn emirler gönderi-lerek a~iretin kaat alt~na al~nmas~~ ve baz~~ ~aldlerin kaçmalar~na mahal veril-memesi istenilmi~tir 79.
Bunun üzerine, sözkonusu tarihte giri~ilen kar~~~ hareket, ad~~ geçen a~i-ret mensuplann~~ ve özellikle de Timur'u kaat alt~na ald~rm~~~ görünmüyor. Çünkü 1789 80 ve 1791 81 y~llar~nda da düzen d~~~~ faaliyetleri ile kendi varl~-~~n~~ hissettinni~~ olan Millo Timur ve a~iretinin, yine 1791 y~l~~ Haziran ay~nda H~sn-~~ Mansur ahalisinden baz~~ ki~ilerle de ittifak kurarak, Malatya mutasarnfi Ri~vanzAde Ömer Pa~a'n~n aleyhinde adam öldürmeye kadar va- ran hareketlere kalk~~m~~~ oldu~u bilinmektedir. Onlar~n bu seferki hareket-lerinin önlenmesine dair Rakka valisi ve Maadin-i Hümayün eminine hita-ben emirler gönderilmi~~ iken", Aral~k 1792'de Ruha ahalisinin, e~k~yan~n sald~r~lar~ndan dolay~~ oldukça muzdarip oldu~u ve bölge halk~n~n sözkonu-su hareketlerden dolay~~ kar~~lanamayan ihtiyaçlar~n~n giderilmesi için civar vilayetlerden zahire tedariki yolunda bir hükmün bölge ileri gelenlerine hi- taben gönderilmi~~ oldu~u da bilinen bir husustur". Yani Millo Timur ve adamlar~~ iskan yerleri olan Rakka'dan ç~karak etrafta yeniden e~kiyal~k olaylar~na ba~lam~~t~r.
Görünen o ki, Millo Timur ve adamlar~~ bir türlü zabt-~~ rabt alt~na al~-namamaktad~r. Nitekim, 1794-95 y~llar~nda 80 ki~i kadar olan Millo Timur
78 Mü/1.166,6.11s. 79 Müh. 175, b. 416. HH. 839. HH. 56308. 87 C Dah. 13182. 83 C Dah. 3882.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA ESKIYALIK HAREKETLERI 771
ve adamlar~~ bu sefer de Silvan yöresinde faaliyet göstermeye ba~lam~~t~r. Millo e~luyas~n~n bu yöredeki faaliyetlerinin önlenmesi için de Amid, Erga-ni ve Silvan kad~lar' ile mütesellimlerine çe~itli emirler gönderilerek bölge halk~n~n rahaun~n sa~lanmas~~ istenilmi~tir 84.
Bu arada I8os'lerde Ergani madeni ve civar~ndaki kazalar~n e~kiyal~k olaylar~na maruz kald~~~~ ve buradaki faaliyetlerin içinde Millo a~iretine mensup ki~ilerin de yer ald~~~~ görülmektedir. Sözkonusu tarihlerde meyda-na gelen ve ad~~ geçen madene civar olan kazalarda dirlik ve düzenli~i bo-zan ve hatta, zikredilen madende idareci konumunda bulunan ki~inin bile ba~edemeyece~i boyutlara ula~an hareketler nedeniyle, toplum düzeninin yeniden sa~lanabilmesi için Maadin-i HümâyC~n emininin de kat~ld~~~~ bir askeri harekat dûzenlenir. Harput kazas~~ dahilinde yer alan Behrimaz nahi-yesi civar~nda meydana gelen silahl~~ çat~~mada e~kiya gruplar~~ yenilgiye u~-raul~r ve askerin önünden kaçan bir k~s~m e~kiya Rakka dolaylanna gider. Böylece Ergani madeni ve civann~~ kar~~t~ran olaylar önlenmi~~ olur.
Fakat sözkonusu tarihte düzenlenen bu hareketler ile de Millo a~ireti-ne mensup e~luyalann kaat alt~na al~namad~~~~ ve onlar~n uzun y~llar yöa~ireti-ne- yöne-tim için bir tehdit olu~turdu~u anla~~lmaktad~r8s. Buradan hareketle, ele al~nan dönem boyunca bu a~irete mensup baz~~ gruplar~n düzen d~~~~ hare-ketlere devam ederek devleti u~ra~urm~~~ oldu~unu söyleyebiliriz.
— Diricanl~~ A~ireti:
Osmanl~~ döneminde, Malatya, Arguvan, Arapkir, Keban, Gerger, Mara§ ve Rakka dolaylannda meskun olan bu a~iretin 86 Arapkir ve Arguvan do-laylannda ya~ayan mensuplar~ndan baz~~ ki~ilerin ele ald~~~m~z dönem içeri-sinde 1780 ve 1782 y~llar~nda bir tak~m mevzii düzen d~~~~ hareketlere giri~-tikleri bilinmektedir 87.
6 — Omerkanlu A~ireti:
Bu a~iret de Osmanl~~ ülkesinde Diyarbak~r, Ergani, Mardin ve Rakka taraflanna yay~lm~~~ durumdayd~. Ad~~ geçen a~iretin Yukar~~ F~rat Havzas~~ dahilinde, Maadin-i Hümayün Emaneti s~n~rlar~~ içerisinde ya~ayan kollar~-n~n da di~er a~iretler gibi, XIX. yüzy~l~n ilk yar~s~nda bir müddet düzen d~-
84 Müh. 200, b. 924. 85 TIC 4574
" C. Türkay, a.g.e. s. 75.
~~~ hareketlerde bulundu~u bilinmektedir. ~öyle ki, sözkonusu a~iret men-suplar~, ~ 8o2lerde madenlere civar olan kazalardan gelip geçmeye ve bu esnada da adam öldürme, mal gasbetme gibi faaliyetlerde bulunmaya ba~la-m~~t~r. Bu ise maden üretim faaliyetlerini olumsuz yönde etkileyen bir du-rum do~urmu~tur. Hatta, onlar~n bu hareketi sadece belirtilen yerlerle s~-n~rl~~ kalmay~p, bir müddet sonra Diyarbak~r, Mu~~ ve Erzurum da~lar~nda da görülmeye ba~lan~r. Bu arada, Ba~dat'a gelip giden devlet görevlilerinin yollar~n~~ keserek mal ve e~yalar~n~~ gasbetmeye kadar varan hareketleri üze-rine onlar~n itaat alt~na al~nmas~~ için Ergani, Palu, Çarsancak, K~~~, Çapak-çur beyleri ile maden eminine hitaben ayr~~ ayr~~ emirler yaz~lm~~t~ r". An-cak, bu emirlerin herhangi bir fayda sa~lamad~~~~ anla~~l~yor. Çünkü ayn~~ a~iret mensuplar~n~n ~ 8os ve ~~ 806'larda Ergani'deki k~smi bir hareketinin 89 yan~nda, ~ 8o9 ve ~ 8 ~ o'larda da önceki gibi geni~~ çapl~~ bir harekete kalk~~-t~klar~~ bilinmektedir. Bu hareket üzerine ayn~~ ~ekilde Ergani, Palu, K~~~, Çarsancak, Çapakçur ve E~in kazalar~~ ileri gelenlerine hitaben merkezden ayr~~ ayr~~ emirler gönderilerek hareketin önünün al~nmas~~ istenilmi~tir9°.
7 — Cihanbeyli A~ireti:
Bu a~iret de, Keban madeni civar~nda mensuplar~~ bulunan ve mensup-lanndan bir türlü vergi al~namayan, madene kömür tedariki ile görevlendi-rilemeyen ve ~er-i ~erif ile emr-i ~erife itaatlerinin sa~lanmas~~ güç olan bir di~er a~irettir. Ancak, bunlar~n bu bölgedeki hareketlerinin uzun süreli ve etkili olmad~~~~ görülmektedir. Çünkü onlar~ n, 1763 ve 1764 y~llar~nda Ke-ban madeninde bulunan hazinedann mal ve e~yala~-~n~~ gasbetmeleri üzerine yap~lan kar~~~ hareketden 9' sonra bir daha yörede kanun d~~~~ hareketlerine rastlanmamaktad~r. Böyle olunca da, a~irete mensup ki~ilerin sözkonusu ta-rihten sonra bölgeyi terkettiklerini dü~ünebiliriz. Nitekim, inceledi~imiz dönemin sonuna kadar ad~~ geçen a~iret mensuplar~n~n madenler bölgesinde ya~ad~klar~ na dair ba~ka bir kay~tla bir daha kar~~la~~lmamaktad~ r.
8 — Melikanlu A~ireti:
Yörede kanun d~~~~ hareketlere kalk~~an bir di~er a~iret de Melikanlu a~iretidir. Sözkonusu a~iret mensuplar~, 1780 y~l~nda Kahta'da maden üre-tim faaliyetlerini engellemi~ 92, 1784'de de eskiden beri gitmekte olduklar~~
88 Müh. 220, b. 106. ibr. bin. Muh. v. 67. hfüh. 2 30, I). 54.
9 C. Dah. 3090.
YLIKARI FIRNF HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLERI 773 yaylaklar~na gitmeyerek Divri~i, E~in ve Arapkir aras~nda yer alan Sar~çiçek Yaylas~na konmu~lar ve burada toplumsal düzeni bozucu hareketlere ba~la-m~~lard~r. Onlar~n bu hareketleri Sivas valisi, Divri~i pa~as~~ ve maden emi-ninin ortakla~a giri~tikleri bir müdahale ile önlenmi~tir 93.
9 — Di~erleri:
1780'de madenler bölgesine tecavüz ederek kömür i~i ile u~ra~an rea-yalar~n üzerine sald~ran S~çanh A~ireti94 ve yine ayn~~ y~l Çermik kazas~na sald~rarak kaza serdar~ n~n evini soyup mal ve e~yalar~n' çalan B~çakl~~ A~i-reti95 ile 1816 y~l~nda maden reayas~ndan oldu~u halde verecekleri kömü-rü vermemek, ahalinin mallar~n~~ gasbetmek ve çalmak gibi hareketlere kal-k~~an Dalyan1u 96 a~iretleri Yukar~~ F~rat Havzas~nda e~kiyal~k hareketlerin-de bulunmu~~ olan di~er a~iretlerdir. Ancak, hemen belirtelim ki, belirtilen a~iretlerin de bölgede giri~tikleri hareketler mevzii kalm~~~ ve k~sa sürede önlenmi~tir.
Ele ald~~~m~z dönemde bölgede kanun d~~~~ hareketlerde bulunan bir-kaç a~iret daha vard~r. Bunlardan biri, 1807 ve 1808 y~llar~nda maden ema-neti dahilinde yer alan Çüngü~~ kazas~nda faaliyetde bulunan Fir~atu~akla-n A~iretidir. KayFir~atu~akla-naklarda "öte geçe e~kiyas~" olarak Fir~atu~akla-niteleFir~atu~akla-neFir~atu~akla-n ve olumsuz hareketlerinin önlenmesi için Besni mutasarr~f~~ ile Siverek voyvo-das~n~n görevlendirilmesine bakarak F~ rat Nehrinin bat~~ yakas~nda hayatlar~-n~~ sürdürdüklerini dü~ündü~ümüz bu a~iret mensuplar~n~n düzen d~~~~ ha-reketlerinin de uzun sürrnedi~ini söyeleyebiliriz97. Buladu~aldar~~ da, ayn~~ bölgede yani Çüngü~~ kazas~~ ve civar~nda yine ayn~~ tarihlerde ahaliyi bir sü-re rahats~z eden ve maden emininin üzerlerine kuvvet göndermesi ile ad~~ geçen kaza ve civar~ndaki faaliyetlerine son veren bir di~er a~irettir98. Söz-konusu a~irete mensup ki~iler, bu hareket üzerine maden emininin önün-den kaçmak suretiyle takibattan kurtulmu~lard~r. Ancak, Buladu~aklar~~ a~i-retine mensup bu ki~ilerin bundan bir y~l sonra 1809'da tekrar kendi böl-gelerine gelerek, yanlar~na o yörede bulunan di~er ~ekavet ehli güruhlar~~ da alarak yeniden e~k~yal~~a ba~lad~klar~n~~ görüyoruz. Bunun üzerine Çüngü~~
93 N. Sakao~lu, a.g.e. s. 62. 94 H. Yüksel, a.g.t. s. 44. 95 H. Yüksel, a.g.t. S. 40.
96 HH. 22461.
97 ~br. bin. Muh. v. 55. ibr. bin. Muh. v. 34,54.
ve Ebutahir kazalar~n~n ileri gelenlerince düzenlenen bir askeri hareket ile onlar etkisiz hale getirilir 99.
b — Ki~isel ve Toplu E~kiyal~k Olaylar~:
Bu arada, 18o8lerden itibaren Besni kazas~~ ve civar~nda e~kiyal~k faali-yetlerine kat~lan ki~ilerin ve dolay~s~yla da e~kiyal~k olaylar~n~n yo~unla~m~~~ oldu~u görülmektedir. Nitekim, belirtilen y~l Gerger kazas~na tabi olan ve ~ekavet ehli diye bilinen Bivul, Haburaman ve Dini gibi baz~~ köylerin aha-lisi, sadece kendi ya~ad~klar~~ yerlerde düzen d~~~~ hareketlere kallu~makla kalmam~~, Çüngii~~ kazas~na ba~l~~ yerlere de zarar vermeye ba~lam~~lard~r. Onlar bu i~i, F~rat Nehrini geçerek gece ve gündüz yollardan gelip geçenle-ri taciz etmek ve rençberlegeçenle-rin ürünlegeçenle-rini ve madenler için görev yapan odunculann kestikleri odunlan gasbetmek suretiyle yapmaktayd~lar. Ancak o s~ralarda bölgede dirayetli bir ~ekilde idarecilik yapmakta olan Yusuf Ziya Pa~a'n~n maden eminli~ine atanmas~~ ile onlar bu türden faaliyetlerine son vermi~lerdi,- oo. Fakat, 1809 y~l~nda Besni dolaylannda ya~ayan e~kiya gü-ruhlar~n~n yeni bir harekete kallu~m~~~ olduklar~n~~ ve i~i madenlerde bulu-nan hazinedan öldürmeye kadar vard~rd~ldann~~ biliyoruz. Bunun üzerine, e~k~yan~n tedibi için maden emininin de iste~i üzerine Arabistan, Antep, Rumkale ve Mara~'da bulunan askeri kuvvetlerden yararlan~ld~~~~ gibi, Ke-ban, Ergani, Siverek, Samsat ve H~sn-~~ Mansur'da bulunan askerlerden de yararlan~larak hareketin önü al~nabilmi~tir''. E~kiya güruhlann~n dört bir taraftan silo~tir~lmas~~ ile gerçekle~tirilen bu hareketin etkili olmu~~ oldu~u-nu ve 1811 y~l~nda meydana gelen mevzif bir olay 102 d~~~nda Çiingü~~ ve çevresinde ba~ka bir kar~~~kl~~~n meydana gelmedi~ini söyleyebiliriz.
XVIII. yüzy~l sonu ile XIX. yüzy~l~n ilk ba~lar~nda Yukar~~ F~rat Havza-s~nda geni~~ çapl~~ bir di~er e~kiyal~k olay~n~n daha meydana geldi~ini görü-yoruz. O da, Malatya a~alanndan Siiliiko~lu Hac~~ Mahmut isminde bir ~ak~nin liderli~inde meydana gelen ve Akçada~, Tepehan, izollu, Aluçlu ile ~iro yöresinde bulunan ~akflerin de kat~l~m~~ ile onbe~~ y~l gibi uzun bir süre devam eden e~kiyal~k olayland~r. Sülüko~lu ve adamlar~~ bu süre zarf~nda bir aral~k Malatya ~ehrine sald~rm~~~ ve gasp, h~rs~zl~k, ~rz ve namusa teca-vüz gibi olaylara diret etmi~lerdir. Onlar, ayn~~ olayda, ~ehirde bulunan ule-maya hakaret, bölgeden geçen hac~lar~n yollar~n~~ kesme ve madencilik hiz-
99 lbr. bin. Muh. v. 35.
~br. bin. Muh. v. 9.
Ibr. bin. Muh. v. 48. '°2 Müh. 2 3 3, b. 182.
YUKARI FIRAT HAVZASINDA E~KIYALIK HAREKETLERI 775
metlerini gören çe~itli hizmetli gruplar~n~~ çal~~amaz duruma getirmek gibi faaliyetlere de kalk~~m~~lard~r. Nihayet 1806 y~l~nda üzerlerine maden erni-ninin kuvvet göndermesi ile daha önceki y~llarda bir türlü etkisiz hale geti-rilemeyen bu e~kiya toplulu~unun faaliyetine son verilmi~tir 'c'3.
1806 y~l~nda bölgede ya~anan ba~ka bir e~kiyal~k olay~~ da Suro~lu Hasan ve adamlar~~ tarafindan Çarsancak kazas~na sald~nlmas~d~r. Bu olay da ayn~~ ~ekilde maden emini taraf~ndan bast~nlm~~t~r
~nceledi~imiz dönemde yerle~im birimlerine sald~r~lmas~~ türünden bir di~er olay da, 1765 y~l~nda ya~anm~~t~r. Belirtilen tarihteki olay~n faili ise, o s~rada madenlerin idarecisi olan emindir. Maden emini Mustafa Bey, ya-n~na toplam~§ oldu~u ~aktler ile Harput ~ehrini basarak ya~ma hareketine giri~mi~~ ve bir k~s~m halk~n ~ehirden kaçmas~na sebebiyet vermi~tir 1°S. Do-lay~s~yla, zaten firsat kollayan birtak~m e~kiya güruhlan yukar~da da de~inil-di~i üzere art niyetli bir ehl-i örf mensubunun kendilerine yapm~~~ oldu~u daveti f~rsat bilerek Harput'u ya~malayabilmi~tir ki, ayn~~ y~llarda Harput'da e~kiya, kendisine asker süsü vererek birtak~m faaliyetlerde de bulunmaktay-d~'°6
D - E~kiyal~k Olaylar~n~n Önlenmesi için Al~nan Tedbirler: Yukar~da da görüldü~ü üzere, XVIII. yüzy~l~n ikinci yar~s~~ ile XIX. yüzy~l~n ilk ba~lar~nda Yukan F~rat Havzas~nda çe~itli sebeplere dayal~~ ola-rak birçok e~kiyal~k olay~~ meydana gelmi~tir. Gerçi sözkonusu dönemde, bu türden olaylar Osmanl~~ ülkesinin de~i~ik yerlerinde de görülmekteydi, sadece bu bölgeye has de~ildi. Çünkü, belirtilen dönemde, özellikle Rume-li'de da~l~~ e~kiyas~n~n faaliyetleri ile ülkenin de~i~ik yerlerinde pa~alann yö-netim kar~~t~~ hareketleri sözkonusu idi ki, o s~ralarda M~s~r ve Rumeli'ye gönderilmekte olan düzenli ordu birliklerinin bile e~kiya tarafindan soyul-maya kalk~~~ld~~~~ da bilinen bir gerçektir ". ~nceledi~imiz dönemde Os-manl~~ devleti, devletler aras~~ ili~kiler aç~s~ndan da oldukça zor durumlar ya-~amaktayd~. Dolay~s~yla e~kiya taifeleri Yukar~~ F~ rat Havzas~nda da ellerine geçen f~rsatlar' de~erlendirerek, devletin d~~~ politika aç~s~ndan içinde bu-lundu~u zor durumu da göz önünde bulundurarak bölgede toplumsal huzuru bozucu hareketlere kalk~~m~~t~r.
HH. 3356. 04 HH. 3356. ''s C Dah. 12920.
CDM. 698.
Bu noktadan hareketle, devlet, içinde bulundu~u bütün olumsuzlukla-ra olumsuzlukla-ra~men, gerek ülke genelinde ve gerekse inceledi~imiz bölgede sosyal huzurun temini ve ahalinin rahat ve güvenli~inin sa~lanmas~~ için ilgililere hitaben zaman zaman çe~itli hükümler gönderme yoluna gitmi~tir
Merkezi yönetimin yörede meydana gelen ve bazen müfetti~ler gönde-rerek tespit ettirdi~i olaylar kar~~s~nda yay~nlam~~~ oldu~u hükümler do~rul-tusunda, yörenin idarecisi durumundaki maden eminlerinin de gerek olay-lar ba~lamadan ve gerekse ba~lad~ktan sonra ayn~~ mealdeki emirle~i, idare-leri alt~ndaki kazalar iidare-leri gelenidare-lerine hitaben buyu~-uldularla duyurduklar~n~~ biliyoruz". Onlar da böylece, gelen emirler do~rultusunda kendi bölgele-rinde ya~ayan halk~n huzur ve güvenli~ini sa~lamaya çal~~m~~lard~r.
Bütün bunlara ra~men bölgede bir e~kiyal~k olay~~ duyulursa veya zu-hur ederse bölgenin idarecisi olan ki~iler, olay~n duyuldu~u yere önce bir müba~ir göndererek olay~n do~rulu~u ve s~hhati hakk~nda bilgi al~yorlar-d~~ "°. Böylelikle yol kesen, adam öldüren ve halk~n mal~n~~ gasbeden e~kiya-lar~n bulunduklar~~ yerlerin marifet-i ~er ile tespiti ve bu olaylara sebep olanlar~ n, gereken cezalar~n~n verilmesi için deftere kaydedilmeleri sa~lan~-yordu. Dolay~s~yla al~nacak kar~~~ tedbirlerin tespiti ve s~hhati de böylece or-taya ç~km~~~ oluyordu.
Bu arada maden ocaldar~n~n e~kiyal~k olaylar~ndan zarar görmemesi için ocaldar~n bulundu~u yerlerde özel güvenlik birimlerinin de her zaman için haz~r bulundurulduklar~n~~ da belirtelim '".
Yine, merkezi yönetimin bölgede meydana gelen veya gelebilecek olay-lar kar~~s~nda önceden alm~~~ oldu~u bir ba~ka tedbir de, yöreye-özellikle madenler bölgesine-muktedir bir idarecinin atanmas~~ ilkesini benimsemi~~ olmas~d~r. Ancak, devletin bu konuda geç davranm~~~ oldu~u bilinmektedir. Çünkü burada söz edilen prensip karar~n~ n i8o5 y~l~nda al~nm~~~ oldu~unu biliyoruz.
Sözü edilen prensip karar~na ba~l~~ olarak ba~vurulan bir di~er tedbirin de, yöreye atanan idarecilerin bizzat görevleri ba~~nda bulunmalar~, yani
Müh. 165, b. 247, 300, Muh. 190, s. 233, b. 35, CDM 1884, 2355. C. Dah. 7871. F. T~zlak, 398 Nu. H~S, b. 108.
09 Bu konuda çe~itli yerlerin ileri gelenlerine hitaben gönderilmi~~ hükümler için bkz.
H. Yüksel, a.g.t. s. 83, t 42., ~br. bin. Muh. v. 4467.
ibr. ibn. Muh. v.23,44.
Bu konuda ayr~ nt~l~~ bilgi için bkz. F. T~zlak, Keban-Erg. Yör. Mad. s. 153-155, ayr~ca bkz. CDM. 2224.