• Sonuç bulunamadı

Stratonikeia Antik Kenti (Muğla) ve çevresinin florası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Stratonikeia Antik Kenti (Muğla) ve çevresinin florası"

Copied!
143
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

PAMUKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

STRATONIKEIA ANTĠK KENTĠ (MUĞLA) VE ÇEVRESĠ’NĠN FLORASI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Uygar SARPKAYA

Anabilim Dalı: Biyoloji Anabilim Dalı Program: Botanik

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Olcay DÜġEN

(2)

T.C.

PAMUKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

STRATONIKEIA ANTĠK KENTĠ (MUĞLA) VE ÇEVRESĠ’NĠN FLORASI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Uygar SARPKAYA

Anabilim Dalı: Biyoloji Anabilim Dalı Program: Botanik

Tez DanıĢmanı: Doç. Dr. Olcay DÜġEN

(3)
(4)
(5)

i ÖNSÖZ

AraĢtırma alanını oluĢturan Yatağan-Eskihisar Köyü, Muğla ilinin batısında yer almaktadır. Gerek yaz, gerekse kıĢ turizminin yoğun olarak yaĢandığı alanda zengin bir bitki örtüsü mevcuttur. Ancak araĢtırma alanında ve civarında halen devam etmekde olan tarımsal aktiviteler, maden ocağı iĢletmesi ve karayolu yapımı gibi antropojenik etkiler doğal bitki örtüsünü tehdit eder durumdadır. Bu nedenle araĢtırma alanında yayılıĢ gösteren bitki türlerinin tespit edilmek suretiyle bir envanterinin çıkarılması, türler üzerindeki mevcut ve olası tehdit unsurlarının tespit edilmesi amaçlanmıĢtır. Bununla beraber çalıĢma, ülkemizde arkeolojik çalıĢmalar kapsamında yapılan biyolojik çalıĢmalara bir örnek teĢkil etmekte olup, mevcut literatür bilgisine katkı sağlamıĢtır.

Stratonikeia Antik Kenti (Muğla) ve Çevresi‟nin Florası adlı çalıĢmamda yardımlarını esirgemeyen ve bilgisini her fırsatta paylaĢan danıĢmanım sayın Doç. Dr. Olcay DÜġEN‟e (Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü), arazi çalıĢmalarım sırasında yardımlarını esirgemeyen Stratonikeia Antik Kenti Kazı BaĢkanı sayın Doç. Dr. Bilal SÖĞÜT‟e (Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü) ve Stratonikeia Antik Kenti Kazı ekibi‟ne, bazı bitkilerin teĢhisinde yardımcı olan sayın Yard. Doç. Dr. Mehmet ÇĠÇEK‟e (Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü), tez yazımı sırasında zamanını bana ayıran sayın Uzman Gürçay Kıvanç AKYILDIZ‟a (Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü) ve arazi çalıĢmalarım sırasında bana destek olan sevgili arkadaĢım Mehmet KARACA‟ya (Pamukkale Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü) teĢekkürlerimi sunarım. Ayrıca tez çalıĢmasını maddi yönden destekleyen Pamukkale Üniversitesi, Bilimsel AraĢtırma Projeleri Birimi BaĢkanlığı‟na teĢekkürlerimi sunarım. Tüm çalıĢmalarım boyunca desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen aileme ve tezimde emeği geçen fakat burada bahsedemediğim tüm kiĢilere sonsuz teĢekkürlerimi sunarım.

(6)

ii ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖZET... ix ABSTRACT ... x 1. GĠRĠġ ... 1

1.1. AraĢtırma Alanının Yakın Çevresinde Yapılan ÇalıĢmalar ... 7

1.2. AraĢtırma Alanının Coğrafik Konumu ... 8

1.3. AraĢtırma Alanının Ġklimi ...11

1.3.1. Sıcaklık ...16

1.3.2. YağıĢ ...19

1.4. AraĢtırma Alanının Jeolojisi ve Stratigrafi ...21

1.5. AraĢtırma Alanının Toprak Yapısı ...21

1.5.1. Rendzinal Topraklar ...21

1.5.2. Kireçsiz Kahverengi Orman Toprağı ...22

1.6. AraĢtırma Alanının Tarihi ...22

1.6.1. Antik Kentin Genel Tarihi Süreci ve Ġmar Dönemleri ...23

1.6.2. Kent Sistemi ve Yapılar ...23

1.6.2.1. Kuzey ġehir Kapısı ...24

1.6.2.2. Gymnasion ...25 1.6.2.3. Bouleuterion ...26 1.6.2.4. Antik Tiyatro ...27 1.6.2.5. Tapınak ...28 1.6.2.6. Mezar Örnekleri ...29 2. MATERYAL VE YÖNTEM ...30 2.1. Arazi ÇalıĢmaları ...30 2.2. Laboratuvar ÇalıĢmaları ...31 3. BULGULAR ...34 4. TARTIġMA ... 110 5. SONUÇ ... 125 KAYNAKLAR ... 126 ÖZGEÇMĠġ ... 129

(7)

iii

KISALTMALAR

Akd. Elem. : Akdeniz Elementi

Av.-Sib. Elem.: Avrupa-Sibirya Elementi

D : Doğu

EN : Endangered (Tehlikede)

IUCN : International Union for Conservation of Nature and Natural Resources Resources (Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği)

Ġr.-Tur. Elem.: Ġran-Turan Elementi

K : Kuzey

LC : Least Concern (En az endiĢe verici) NT : Near Threatened (Tehdit altına girebilir) U. Sarpkaya : Uygar SARPKAYA

(8)

iv

TABLO LĠSTESĠ

Tablolar

1. 1: Ülkemiz, komĢu ülkeler ve Avrupa Kıtası‟nın toplam bitki türü sayılarının

karĢılaĢtırılması (Erik & Tarıkahya, 2004). ... 4

1. 2: Ülkemiz, komĢu ülkeler ve Avrupa Kıtası‟nın endemik bitki türü sayısı ve birbirine olan oranlarının karĢılaĢtırılması (Erik & Tarıkahya, 2004; Atik ve ark, 2010). ... 5

1. 3: Muğla Ġl Merkezi‟nin Ġklimsel Verileri ...17

1. 4: Yatağan Ġlçesi‟nin Ġklimsel Verileri ...18

4. 1: AraĢtırma alanının floristik açıdan değerlendirilnesi ... 111

4. 2: AraĢtırma alanı ve karĢılaĢtırma yapılan alanlardaki taksonların fitocoğrafik bölgelere göre dağılımları ... 112

4. 3: AraĢtırma alanında bulunan endemik taksonlar ve IUCN kategorileri (Kısaltmaların açıklamaları Kısaltmalar bölümünde verilmiĢtir.) ... 117

4. 4: AraĢtırma alanı ve karĢılaĢtırma yapılan alanlardaki endemik tür sayıları ve oranları. ... 118

4. 5: AraĢtırma alanındaki en çok takson içeren on familyanın takson sayıları ve oranları ... 119

4. 6: AraĢtırma alanında ve karĢılaĢtırma yapılan alanlarda yer alan en zengin familyaların takson sayıları ve oranları ... 121

4. 7: AraĢtırma alanındaki en çok takson içeren on cinsin takson sayıları ve oranları ... 122

4. 8: AraĢtırma alanında ve karĢılaĢtırma yapılan alanlarda yer alan en zengin cinslerin takson sayıları ve oranları. ... 123

(9)

v

ġEKĠL LĠSTESĠ ġekiller

1. 1: Yeryüzünün Flora Bölgelerinin Haritası (Atik ve ark, 2010). ... 2

1. 2: Türkiye‟nin Fitocoğrafik Bölgeleri (Atik ve ark, 2010) ... 3

1. 3: AraĢtırma alanının Grid Kareleme Sistemine göre konumu... 8

1. 4: AraĢtırma alanının konumu ...10

1. 5: ÇalıĢma alanının kıĢ aylarındaki görünümü. ...12

1. 6: ÇalıĢma alanının ilkbahar aylarındaki görünümü ...13

1. 7: ÇalıĢma alanının yaz aylarındaki görünümü. ...14

1. 8: ÇalıĢma alanının sonbahar aylarındaki görünümü ...15

1. 9: Muğla Ġl Merkezi için iklim diyagramı. ...19

1. 10: Yatağan Ġlçesi için iklim diyagramı ...20

1. 11: Kuzey ġehir Kapısı ...24

1. 12: Gymnasion ...25

1. 13: Bouleuterion ...26

1. 14: Antik Tiyatro ...27

1. 15: Tapınak ...28

1. 16: Mezar Örneği (Değirmen Mevkii) ...29

4. 1: Campanula lyrata Lam subsp. lyrata ... 114

4. 2: Verbascum lydium Boiss var. heterandrum Murb. ... 115

4. 3: Stachys cretica L. subsp. smyrnaea Rech.fil. ... 115

4. 4: Asperula tenuifolia Boiss ... 116

(10)

vi SEMBOL LĠSTESĠ C : Derece cm : Santimetre m : Metre mm : Milimetre 0 : Derece ' : Dakika " : Saniye

(11)

vii

FAMĠLYA LĠSTESĠ

Familya Sayfa Familya Sayfa

Acanthaceae……….88 Geraniaceae………50 Amaryllidaceae………...101 Gentianaceae………..82 Anacardiaceae………...52 Hyperaceae……….48 Apiaceae………...63 Iridaceae……….101 Apocynaceae………...81 Juglandaceae………...95 Araceae……….97 Juncaceae………104 Araliaceae………67 Lamiaceae………...89 Aristolochiaceae………..93 Liliaceae………..97 Asclepiadaceae………81 Linaceae………..49 Asteraceae………....69 Malvaceae………...48 Berberidaceae………..37 Moraceae………94 Boraginaceae………....82 Oleaceae………..80 Brassicaceae…………....…...39 Onagraceae……….62 Campanulaceae………....78 Orchidaceae………....102 Caprifoliaceae………..67 Orobanchaceae………...88 Caryophyllaceae………..44 Papaveraceae………..37 Chenopodiaceae………...47 Phytolaccaceae………...47 Cistaceae………...43 Pinaceae………...34 Convolvulaceae………....82 Plantaginaceae………93 Crassulaceae………....63 Platanaceae……….95 Cucurbitaceae………..62 Poaceae………....104 Cupressacaceae………...34 Polygonaceae………..46 Cyperaceae………..104 Portulacaceae……….44 Dipsacaceae………..68 Primulaceae………79 Euphorbiaceae………..93 Punicaceae………...62 Fabaceae………...53 Ranunculaceae………35 Fagaceae………...95 Resedaceae………..43

(12)

viii

Familya Sayfa Familya Sayfa

Rhamnaceae……….52 Tamaricaceae……….47 Rosaceae………...59 Ulmaceae……….95 Rubiaceae……….96 Urticaceae………...94 Salicaceae……….96 Valerianaceae……….67 Scrophulariaceae……….85 Verbanaceae………...88 Simaroubaceae………52 Vitaceae………...52 Solanaceae………....84 Zygophyllaceae………...51 Styracaceae………..80

(13)

ix ÖZET

STRATONIKEIA ANTĠK KENTĠ (MUĞLA) VE ÇEVRESĠ’NĠN FLORASI Bu çalıĢma, Stratonikeia Antik Kenti ve Çevresinin florasını kapsamaktadır. AraĢtırma alanından Ekim 2010-Mayıs 2012 tarihleri arasında 453 bitki örneği toplanmıĢtır. 453 bitki örneğinin değerlendirilmesi sonucunda 69 familya, 222 cins ve 313 tür saptanmıĢtır. Tür ve tür altı taksonların toplam sayısı 318‟dir. Bu 318 taksondan 27 tanesi C2 karesinden ilk kez toplanmıĢtır. TeĢhis edilen taksonların tamamı Spermatophyta divizyosuna aittir. Spermatophyta divizyosuna ait taksonların 2 tanesi Gymnospermae, 316 tanesi ise Angiospermae alt divizyosuna aittir. Angiospermae alt divizyosuna ait 316 taksonun ise 265‟i Dicotyledonopsida, 51‟i de Monocotyledonopsida sınıfına dahildir.

Alandaki endemik takson sayısı 15 (% 4.71)‟tir. Yine teĢhis edilen taksonların 165 (% 51.88)‟i Akdeniz elementi, 6 (% 1.88)‟sı Ġran-Turan elementi, 6 (% 1.88)‟sı Avrupa-Sibirya elementi ve 141 (% 44.33)‟i çok bölgeli veya fitocoğrafik bölgesi bilinmeyendir. ÇalıĢma alanında takson sayısı açısından en büyük familya Asteraceae (40) familyası, en büyük cins ise Trifolium (6) cinsidir.

(14)

x ABSTRACT

THE FLORA OF STRATONIKEIA ANTIQUE CITY (MUĞLA) AND ITS ENVIRONS

In this study, flora of Stratonikeia Antique City has been investigated. In research area, 453 sample have been collected between October of 2010-May of 2012. Among 453 sample 69 represent family, 222 represent genera and 313 represent species have been identified. Total number of taxa are 318. Twenty seven of 318 taxa have been collected for the first time in C2 square. In analyzed species, all of belong to Spermatophyta divisio. 2 species belonging to Spermatophyta divisio are Gymnospermae while 316 are belonging to Angiospermae subdivisio. 265 species belonging to Angiospermae subdivisio are Dicotyledonopsida whereas 51 species are belonging to Monocotyledonopsida.

The number of endemic species in research area is 15 (% 4.71). Among the analyzed species 165 (% 51.88) are Mediterranean element, 6 (% 1.88) are Irano-Turanian element, 6 (% 1.88) are Euro-Siberian element and 141 (% 44.33) are poly regional or are species whose phytogeogrefic regions are unknown. In investigated area, on the basis of the number of taxa Asteraceae (40) is the biggest family on the bases of taxa and Trifolium (6) is the biggest genera.

(15)

1 1. GĠRĠġ

Sistematik, temel olarak organizmaların farklılıklarını inceleyen bir bilim dalıdır. Taksonomi ise sayıca çok zengin olan canlı türlerini bir düzen içine sokmaya ve bu görevi baĢarmak için yöntem ve ilke geliĢtirmeye çalıĢan bir bilim dalıdır. Sonuç olarak her iki bilim dalı da sınıflandırma üzerine çalıĢır. Bitki Taksonomisi ve Bitki Sistematiği, yeryüzünde yetiĢen bitki türlerini, bunların adlandırılmasını, farklılık ve benzerliklerini, yeryüzünde ki yayılıĢlarını ve yetiĢme ortamı özelliklerini inceler (Deniz, 2002).

Dünyadaki biyocoğrafik kuĢaklar, bir bölgedeki bitkilerin meydana getirdiği vejetasyon tipine veya formasyonlarına göre sınıflandırılır. Bunun sebebi; bir bölgenin genel görünüĢüne egemen olan canlı grubunun bitkiler olmasıdır. Belli sınırlar içinde kalan bir alanda doğal olarak yetiĢen bitki çeĢitlerine o bölgenin “Florası” denir. Bir bölgenin bitki örtüsü hem o yerde yetiĢen bitki çeĢitlerini hem de bu bitki çeĢitlerinin sıklık ve örtülük derecesini kapsar. Flora terimi her ne kadar bütün bitki gruplarını içine alırsa da, genel anlamda Tohumlu bitkiler (Spermatophyta) ve Eğreltiler (Pteridophyta) yani iletim demetli bitkiler için kullanılmaktadır (Dinç, 1997).

Dünya, Gaussen‟e göre (ġekil 1.1) baĢlıca altı Flora Bölgesine ayrılmaktadır ve biyolojik çeĢitlik açısından küçük bir kıta özelliği göstermektedir (Atik ve ark, 2010).

(16)

2

ġekil 1. 1: Yeryüzünün Flora Bölgelerinin Haritası (Atik ve ark, 2010). Biyolojik çeĢitlilik yaĢayan doğa demektir. Kara, deniz ve diğer su ekosistemleri ile bu ekosistemlerin bir parçası olan ekolojik yapılar da dahil olmak üzere tüm kaynaklardaki canlı organizmalar arasındaki farklılaĢma anlamındadır. Biyolojik çeĢitlilik türlerin yaĢama ortamlarının (habitatların, daha geniĢ anlamda ekosistemlerin) çeĢitli biyotik ve abiyotik faktörler bakımından gösterdiği farklılıkları, ekosistemlerde yaĢayan canlıların kendi aralarında, canlılar ile cansızlar arasında, yere ve zamana göre değiĢen farklılıkları ile genler, türler, ekosistemler ve iĢlevlerin tamamını ifade etmektedir.

Biyolojik çeĢitlilik, genetik çeĢitlilik, tür çeĢitliliği ve ekosistem çeĢitliliği olmak üzere üç hiyerarĢik kategoride ele alınır. Genetik çeĢitlilik bir tür içindeki çeĢitliliği ifade eder. Bu çeĢitlilik belli bir tür, populasyon, varyete, alttür ya da ırk içindeki genetik farklılıkla ölçülür. Tür çeĢitliliği belli bir bölgedeki, alandaki ya da tüm dünyadaki türlerin farklılığını ifade eder. Ekosistem çeĢitliliği ise bir ekolojik birim olarak karĢılıklı etkileĢim içinde olan organizmalar topluluğu ile fiziksel çevrelerinin oluĢturduğu bütünle ilgilidir (Atik ve ark, 2010).

Türkiye‟nin floristik yapısı, coğrafik konumu nedeniyle zenginlik ve çeĢitlilik göstermektedir. Bu çeĢitlilik topoğrafik, jeolojik ve jeomorfolojik yapılarının değiĢiklik göstermesinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca deniz, göl, akarsu gibi çeĢitli

(17)

3

su ortamlarının bulunuĢu, bunların etkisiyle oluĢan klimatik farklılıklar da çeĢitliliğe kaynak olmaktadır. Ülkemizde, bunların yanı sıra 0 ila 5000 metreler arasında değiĢen yükseklik farklılıklar ile Anadolu diyagonalinin doğusu ve batısı arasındaki ekolojik farklılıkların bulunması, ayrıca gen merkezi veya genetik farklılaĢma alanları ve çok sayıda tür ve türaltı taksonları bulunmaktadır. Pek çok kültür bitkisinin anavatanı olması ve endemik türler yönünden oldukça zengin olması nedeniyle de tüm dünya ülkeleri ve bilim adamları için önemli bir floristik merkez olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca Türkiye, Holarktik flora aleminin sınırları içerisinde yer almakta olup, Ġran-Turan, Avrupa-Sibirya ve Akdeniz fitocoğrafik bölgelerinin kesiĢme noktasında bulunmaktadır (ġekil 1.2). Ülkemizdeki floristik çeĢitlilik yaklaĢık 12.000 civarında olup gün geçtikçe sahip olunan takson sayısı daha da artmaktadır (Erik & Tarıkahya, 2004).

ġekil 1. 2: Türkiye‟nin Fitocoğrafik Bölgeleri (Atik ve ark, 2010)

Yukarıda sayılan nedenlerden dolayı Türkiye Florası tür zenginliği açısından Dünya‟nın sayılı ülkeleri arasında yer almaktadır. Ülkemiz florasının ne kadar zengin olduğunu anlamak için komĢu ülkelerin floraları ve Avrupa kıtasının florasıyla karĢılaĢtırmak mümkündür (Tablo 1.1).

(18)

4

Tablo 1. 1: Ülkemiz, komĢu ülkeler ve Avrupa Kıtası‟nın toplam bitki türü sayılarının karĢılaĢtırılması (Erik & Tarıkahya, 2004).

Kıta Ülkeler Toplam Bitki Türü Sayısı

Avrupa Kıtası 11000 Türkiye 9221 Ġran 7000-8000 Yunanistan 5500 Bulgaristan 3650 Irak 3000 Suriye-Lübnan 3000

Tablo 1.1 incelendiğinde ülkemiz florasının, komĢu ülkelerin floralarından daha fazla sayıda tür ve tüm Avrupa kıtasının sahip olduğu tür sayısına yakın oranda tür çeĢitliliği sergilediği görülmektedir. Bu rakamlardan anlaĢılacağı üzere bitki çeĢitliliği açısından Türkiye baĢlı baĢına bir kıta ile yarıĢabilecek zenginliğe sahiptir.

Türkiye‟nin endemik tür sayısı açısından da önemi büyüktür. Bilindiği gibi yeryüzünün belirli bir bölgesinde yaĢayan ve baĢka sahalarda rastlanmayan bitki ve hayvan türlerine “ endemik”, bu duruma da “endemizm” adı verilir. Endemik bir türün alanının boyutu çok dar ya da çok geniĢ olabilir. Ancak önemli olan söz konusu bitki veya hayvan türünün yayılıĢının belirli bir bölgeyi ilgilendirmesidir. Tersi durumda endemizimden söz edilemez (Avcı, 2005).

Türkiye florasının diğer önemli bir özelliği de çok sayıda endemik tür içermesidir. Ülkemizdeki endemik tür sayısının ne kadar zengin olduğunu anlamak için, komĢu ülkelerin ve Avrupa kıtasının endemik tür sayıları ile Türkiye‟nin endemik tür sayılarını karĢılaĢtırmak mümkündür (Tablo 1.2).

(19)

5

Tablo 1. 2: Ülkemiz, komĢu ülkeler ve Avrupa Kıtası‟nın endemik bitki türü sayısı ve birbirine olan oranlarının karĢılaĢtırılması (Erik & Tarıkahya, 2004; Atik ve ark, 2010).

Kıta Ülkeler Endemik Bitki Türü Sayısı Oran %

Avrupa Kıtası 2750 25 Türkiye 3925 34 Ġran 1500 20 Yunanistan 1100 20 Bulgaristan 53 1,45 Irak 200 6,66 Suriye-Lübnan 330 11

Tablo 1.2‟de görüldüğü üzere ülkemiz, bitki türü sayısının zenginliği yanında endemik tür sayısının zenginliği açısından da komĢularımızdan daha avantajlı bir yapıya sahiptir. Endemik bitkilerin ülkemizdeki yayılıĢları daha ayrıntılı olarak incelendiği zaman belli bölgelerde yoğunlaĢtıkları görülmektedir. Bu bölgeler; Amanos Dağları, Sandras Dağı, Bey Dağları, Bolkar ve Aladağlar, Uludağ, Kazdağı, Ilgaz Dağları, Munzur Dağları gibi dağ silsileleri, Ermenek, Gülnar, Mut, Anamur, MaraĢ, Adana, Niğde, Sivas ve Çankırı çevresindeki jips içeren yöreler, Tuz Gölü çevresi, Rize ve Artvin çevresindeki yüksek dağlar, Van-Bitlis- Hakkâri illerini kapsayan bölge sayılabilir. Ülkemizde endemik bitki türleri açısından en zengin familya Asteraceae (Compositae) familyası olup, endemik tür sayısı 435 kadardır. Bu familya aynı zamanda Türkiye‟de en çok tür içeren familyadır. Ġkinci sırayı 400 civarında endemik tür ile Fabaceae (Leguminosae) familyası alır. Bu familya da içerdiği toplam tür sayısı açısından Türkiye‟de ikinci sıradadır. Üçüncü sırayı ise yaklaĢık 310 endemik türle Lamiaceae (Labiatae) familyası alır. Endemik tür sayısı bakımından en zengin cins yaklaĢık 450 türle Astragalus‟tur. Bu cinsi sırasıyla 250 türle Verbascum, 200 türle Centaurea ve 100 türle Hieracium takip etmektedir. Bununla birlikte tür sayısı az olmasına rağmen Türkiye‟de yayılıĢ gösteren tüm türleri endemik olan Ebenus (14 tür) ve Bolanthus (6 tür) cinslerinin endemizm oranı %100‟dür. Türkiye endemik türler açısından zengin olduğu gibi endemik cinsler açısından da zengin sayılır. Bir tür ile temsil edilen ve endemik olan cinsler ise: Kalidiopsis ve Cyathobasis (Chenopodiaceae), Phryna ve Thurya (Caryophyllaceae), Physocardamum ve Tchihatchewia (Brassicaceae),

(20)

6

Nephelochloa ve Pseudophleum (Poaceae), Dorystoechas (Lamiaceae), Sartoria (Fabaceae), Crenosciadium ve Ekimia (Apiaceae)‟dır (Davis, 1965-1988; Güner vd. 2000; Ekim vd. 2000).

Türkiye florası eski çağlardan beri birçok araĢtırmacının ilgisini çekmiĢtir. Yunanlı ve Romalıları saymazsak, Türkiye‟den gerçek anlamda bitki toplayan ilk botanikçi J. P. Tournefort‟tur (Dinç, 1997). Tournefort‟u 1830-1838 yıllarında Anadolu‟dan bitki toplayan Fransız kimya ve doğa bilimci P. M. Aucher-Eloy izlemektedir. P. M. Aucher-Eloy‟u 1836-1844 yılları arasında Alman botanikçi K. H. Emil Koch ve 1842-1845 yılları arasında Ġsviçre‟li botanikçi Edmond Boissier takip etmiĢtir. Boissier 1842 yılında Batı Anadolu‟ya gelerek çok sayıda bitki örneği toplamıĢtır ve kendinden önce Türkiye‟ye gelip, bitki örneği toplamıĢ araĢtırmacıların örneklerini, kendi örnekleriyle birleĢtirmek suretiyle 1868-1888 yılları arasında 5 cilt ve bir ekten oluĢan “Flora Orientalis” adlı eseri ortaya çıkarmıĢ. Flora Orientalis adlı eser, P.H. Davis tarafından “Flora of Turkey and the East Aegean Islands” adlı eser yayınlanıncaya kadar Türkiye Florası hakkında baĢvurulan tek temel kaynak olmuĢtur (Baytop, 2004).

Edmond Boissier‟i, 1848-1863 yılları arasında Rus doğa bilimci ve politikacı P. Tchitatcheff, 1854-1857 yılları arasında Fransız botanikçi B. B. Balansae, 1883-1890 yılları arasında P. E. E. Sintenis, 1883-1890-1915 yılları arasında Alman botanikçi J. J. Manisadjian, 1892-1929 yılları arasında Alman botanikçi J. F. N. Bornmüeller, 1895-1924 yılları arasında Alman botanikçi W. E. Siehe, 1895-1930 yılları arasında Türk uyruklu botanikçi G. V. A. Aznavour ve 1933-1939 yılları arasında Alman botanikçi K. Krause izlemiĢtir (Erik & Tarıkahya, 2004).

Daha sonraki yıllarda A. Huber-Morath (1935-1964) ve P. H. Davis (1938-1982) ülkemize gelerek yaklaĢık otuzar bin bitki örneği toplamıĢlardır. Davis, topladığı bitki örneklerini ülkemizden daha önce belli dönemlerde bitki toplayan diğer araĢtırmacıların örnekleriyle birleĢtirerek büyük bir özveri simgesi olan ve 23 yıllık bir çalıĢmayla tamamlanan “Flora of Turkey and the East Aegean Island” adlı eseri ortaya çıkarmıĢtır. Bu eser günümüzde Türkiye Florası için tartıĢılmaz temel bir kaynak olarak kullanılmaktadır. Davis‟in Türkiye florasını tamamlamasından günümüze dek yapılan çalıĢmalar sayesinde de Türkiye florasının 11. cildi 2000 yılında Güner ve ark. (2000) tarafından yayınlanmıĢtır. Ülkemizde

(21)

7

gerçek anlamda 1830 yılında Tournefort ile baĢlayan botanik akımı günümüze dek sürmüĢtür. Hemen hemen her dönem yerli ve yabancı bilim insanları tarafından bilim dünyasına yeni cins, tür ve türaltı taksonları ilave edilmiĢ ve halen de edilmeye devam edilmektedir.

Bu çalıĢma ile Stratonikeia Antik Kenti (Muğla) ve Çevresi‟nin arkeolojik dokusu üzerinde yer alan botaniksel zenginliğinin araĢtırılması amaçlanmıĢtır. Bu bağlamda araĢtırma alanı olarak Stratonikeia Antik Kenti (Muğla) ve Çevresi‟nin seçilme nedenleri Ģu Ģekilde sıralamak mümkündür;

1. Alanın florası üzerine daha önceden yapılmıĢ kapsamlı bir çalıĢmanın bulunmaması.

2. Bu alanın ülkemizdeki önemli endemizm merkezleri arasında yer alan “Antalya-Muğla” hattında kalmasından dolayı da zengin bir floristik yapı içermesi.

3. AraĢtırma alanının yakın çevresinde mermer ve kömür ocaklarının bulunması dolayısıyla floristik yapının yoğun bir antropojenik baskı altında olması.

4. Alanda görülen antropojenik baskı sonucu tehlike altında olan nadir ve endemik türlerin belirlenmesi ve korunmasına yönelik önlemlere ait önerilerin geliĢtirilmesi. 5. Bunların yanı sıra Stratonikeia Antik Kenti arkeolojik olarak önemli bir alan olup, yılın her ayı yerli ve yabancı birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Ülkemizdeki arkeolojik zenginliklerimiz yanında biyolojik zenginliklerimizin de ortaya çıkartılabileceği önemli alanlardan biri olması.

1.1. AraĢtırma Alanının Yakın Çevresinde Yapılan ÇalıĢmalar

AraĢtırma alanı ile ilgili floristik açıdan daha önceden yapılmıĢ bir çalıĢmaya rastlanmamıĢtır. Bunun yanısıra araĢtırma alanına yakın veya benzer konumdaki bölgelerde, farklı yıllarda çeĢitli araĢtırıcılar tarafından yapılan çalıĢmalardan bazıları Ģu Ģekilde sıralanabilir; Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre koruma Bölgesi‟nin (Muğla-Türkiye) Florası (Güner ve ark. 1996), Yılanlı Dağı Florası (Doğru, 2002), Muğla (Merkez) Florası (Kaya, 2004), Bodrum Yöresinin Yenen Yabani Bitkileri (Ertuğ, 2004), Bencik Dağı (Yatağan-Muğla) Florası (Aytepe, 2005), Tarihi Labranda (Muğla-Milas) Kalıntıları ve Çevresinin Floristik Özellikleri (Güler, 2010) Tarihi

(22)

8

Aspat (Strobilos) Kalesi (Bodrum-Turgutreis) ve Çevresinin Floristik Özellikleri (Çınar, 2010). Masa Dağı ve Kızıldağ (Muğla) Florası (Kırdal, 2011)

Arkeolojik çalıĢmalar bünyesinde gerçekleĢtirilen taksonomik çalıĢmalara ülkemizde yeni baĢlanmıĢtır. Bu tip çalıĢmalardan ilki Nevzat ÇEVĠK, Burhan VARKIVANÇ ve Engin AKYÜREK‟in editörlüğünü yaptığı 2005 yılında Suna-Ġnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri AraĢtırma Enstitüsü tarafından yayınlanan ve Biyolojik çeĢitliliğinin DüĢen ve ark. (2005) tarafından araĢtırıldığı “Trebenna (Antalya) Tarihi, Arkeolojisi ve Doğası” üzerinde yapılan çalıĢmadır. Bu bağlamda tez kapsamında çalıĢma alanı olarak seçilen Stratonikeia Antik Kenti (Muğla) ve Çevresi‟nin floristik kompozisyonun belirlenmesi, bölgesel anlamda yapılan ilk çalıĢma olması nedeniyle önemlidir.

1.2. AraĢtırma Alanının Coğrafik Konumu AraĢtırma alanı konum olarak 370

18' 430" enlemleri ile 280 03' 480" boylamları arasında bulunmaktadır. Alan bu konumu ile tümüyle Akdeniz fitocoğrafik bölgesi içinde ve Türkiye Florası‟ndaki kareleme sistemine göre ise de C2 karesinde yer almaktadır (ġekil 1.3).

(23)

9

AraĢtırma alanı, Muğla ili, Yatağan ilçesi, Eskihisar Köyü sınırları içinde olup, Muğla Ġl merkezine 35 km uzaklıktadır. Alanın kuzeyinde ġahinler, güneyinde YeĢilköy ve Cazkırlar, doğusunda Yatağan, batısında ise Milas yer alır (ġekil 1.4). AraĢtırma alanının deniz seviyesinden yüksekliği 537 m‟dir. Güney kısımda yer alan Ģehir surları alanın en yüksek noktası olup, rakım 650 m‟ye ulaĢmaktadır.

(24)

10

(25)

11 1.3. AraĢtırma Alanının Ġklimi

ÇalıĢma alanının iklimsel özellikleri incelendiğinde Akdeniz Ġklim kuĢağında yer aldığı görülmektedir. Bu iklim kuĢağının genel özelliği kıĢların ılık ve bol yağıĢlı, yazların ise sıcak ve kurak geçmesidir. ÇalıĢma alanının içinde bulunduğu Yatağan ilçesinde kıĢlar daha sert geçmekte olup, iklimsel özellik olarak Muğla il merkezinden farklı bir karakter göstermektedir. Bu özellik nedeniyle alanda az yağıĢlı serin Akdeniz iklimi karakteri görülmektedir. ÇalıĢma alanında tespit edilen 12 aylık mevsimsel değiĢim ġekil 1.5, ġekil 1.6, ġekil 1.7 ve ġekil 1.8‟de verilmiĢtir.

Ġklimsel özelliklerin değerlendirilmesinde Muğla Meteoroloji Bölge Müdürlüğünün 1970-2010 yılları arasındaki verilerinden yararlanılmıĢtır (Tablo 1.3. ve Tablo 1.4). Bu veriler sadece Muğla ili ve Yatağan ilçesi için geçerlidir. Her iki yer için iklim diyagramları çizilerek (ġekil 1.9 ve ġekil 1.10), iki bölgenin iklim özellikleri karĢılaĢtırılmıĢtır. Alanın son 2 yıla ait verileri Muğla Meteoroloji Bölge Müdürlüğü tarafından henüz kayda geçirilmediği için veriler 2010 yılına kadar değerlendirilmiĢ olup, iklim diyagramları bu yıla kadar olan mevcut verilere göre hazırlanmıĢtır.

(26)

12

(27)

13

(28)

14

(29)

15

(30)

16 1.3.1. Sıcaklık

Muğla Meteoroloji Bölge Müdürlüğünün 1970-2010 yılları arasındaki verilerinden yararlanılarak, Muğla il merkezi (Tablo 1.3) ve Yatağan ilçesinin (Tablo 1.4) aylık ortalama sıcaklık, maksimum sıcaklık ve minimum sıcaklıkları tespit edilmiĢtir. Ortalama yıllık sıcaklık Muğla merkez‟de 15 °C, Yatağan‟da ise 16.2 °C‟ dir. Her iki istasyonda da aylık ortalama maksimum sıcaklıklar Temmuz ve Ağustos aylarında görülmektedir. Bu sıcaklıklar Muğla il merkezinde belirtilen aylarda 33.4 °C iken, Yatağan ilçesinde Temmuz ayı için 35 °C, Ağustos ayı için ise 35.1 °C‟dir. Aylık ortalama minimum sıcaklık her iki istasyonda da Ocak ayında görülmektedir. Bu sıcaklıklar Muğla il merkezinde belirtilen ayda 1.6 °C iken, Yatağan ilçesinde 2.5 °C‟ dir (Tablo 1.3. ve Tablo 1.4).

(31)

17

Tablo 1. 3: Muğla Ġl Merkezi‟nin Ġklimsel Verileri

Ġklim Elemanları Ocak ġubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ortalama

Ortalama Sıcaklık (°C) 5.5 6.0 8.6 12.5 17.7 22.9 26.3 25.9 21.6 16.0 10.3 6.8 15 Ortalama Maksimum Sıcaklık (°C) 10.2 10.8 14.4 18.6 24.4 29.8 33.4 33.4 29.2 23.1 16.2 11.3 21.2 Ortalama Minimum Sıcaklık (°C) 1.6 1.8 3.6 7.0 11.4 16.2 19.7 19.6 15.1 10.2 5.4 2.9 9.5 Ortalama Nispi Nem (%) 76.2 73.9 70.1 66.8 60.5 50.8 46.0 47.5 52.7 64.0 74.2 78.8 63.5 Ortalama YağıĢ Miktarı (mm) 204.6 182.2 119.1 68.2 47.2 24.1 7.5 8.6 16.3 65.4 153.9 232.2 94.10

(32)

18

Tablo 1. 4: Yatağan Ġlçesi‟nin Ġklimsel Verileri

Ġklim Elemanları Ocak ġubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ortalama

Ortalama Sıcaklık (°C) 6.8 7.5 10.2 14.1 19.1 24.2 27.4 26.9 22.4 17.0 11.5 7.9 16.2 Ortalama Maksimum Sıcaklık (°C) 12.0 12.8 16.4 20.7 26.5 31.6 35.0 35.1 31.0 25.0 18.1 12.9 23.1 Ortalama Minimum Sıcaklık (°C) 2.5 2.9 4.5 7.7 11.4 15.5 18.6 18.2 14.2 10.2 6.2 3.7 9.6 Ortalama Nispi Nem (%) 73.2 69.3 65.4 61.4 55.6 46.5 42.9 45.1 49.8 60.2 69.6 75.2 59.5 Ortalama YağıĢ Miktarı (mm) 106.8 94.7 71.0 47.4 34.3 16.6 9.5 4.6 11.8 42.8 88.4 117.7 53.8

(33)

19 1.3.2. YağıĢ

Muğla Meteoroloji Bölge Müdürlüğü‟nden alınan verilere göre Tablo 1.3. ve Tablo 1.4 incelendiğinde rasat süresi boyunca ortalama en fazla yağıĢ ve nispi nemin her iki istasyonda da Aralık ayında olduğu görülmektedir. Ortalama yağıĢ miktarı belirtilen ayda Muğla il merkezinde 232.2 mm iken, Yatağan ilçesinde 117.7 mm‟dir. Ortalama nispi nem ise yine belirtilen ayda Muğla il merkezinde % 78.8 iken, Yatağan ilçesinde % 75.2‟dir. Ortalama en az yağıĢ miktarı Muğla il merkezinde Temmuz (7.5 mm) ayında görülürken, Yatağan ilçesinde Ağustos (4.6 mm) ayında görülmektedir.

ġekil 1. 9: Muğla Ġl Merkezi için iklim diyagramı. a: Meteoroloji istasyonunun adı f: Ortalama yıllık yağıĢ

b: Ġstasyonun denizden yüksekliği g: YağıĢlı devre (dikey çizgili alan) c: Sıcaklık rasat süresi (yıl) h: Kuraklık bölgesi

d: YağıĢ rasat süresi (yıl) i: Aylık sıcaklık ortalamaları eğrisi e: Ortalama yıllık sıcaklık k: Aylık yağıĢ ortalamaları eğrisi

204,6 182,2 119,1 68,2 47,2 24,1 7,5 8,6 16,3 65,4 153,9 232,2 5,5 6 8,6 12,5 17,7 22,9 26,3 25,9 21,6 16 10,3 6,8 0 50 100 150 200 250

Ortalama YağıĢ Miktarı (mm) Ortalama Sıcaklık (°C)

i k a / Muğla b / 646 m. c / 41 d / 41 e / 15 °C f / 94,10 mm g h

(34)

20

ġekil 1. 10: Yatağan Ġlçesi için iklim diyagramı a: Meteoroloji istasyonunun adı f: Ortalama yıllık yağıĢ

b: Ġstasyonun denizden yüksekliği g: YağıĢlı devre (dikey çizgili alan)

c: Sıcaklık rasat süresi (yıl) h: Kuraklık bölgesi d: YağıĢ rasat süresi (yıl) i: Aylık sıcaklık ortalamaları eğrisi

e: Ortalama yıllık sıcaklık k: Aylık yağıĢ ortalamaları eğrisi

Muğla il merkezi ve Yatağan ilçesi iklim diyagramları karĢılaĢtırıldığında, kurak dönemin Muğla il merkezi için Haziran ayında baĢlayıp, Eylül ayında tamamlandığı görülmektedir. Yatağan ilçesi için ise bu dönem Nisan ayında baĢlayıp, Ağustos ayında tamamlanmaktadır. Yatağan ilçesinin ortalama yağıĢ ve sıcaklık değerleri, Muğla il merkezinin ortalama yağıĢ ve sıcaklık değerleri ile karĢılaĢtırıldığında Yatağan ilçesinin daha kurak bir iklime sahip olduğu görülmektedir. Bununla beraber her iki istasyonda da donlu günler bulunmamaktadır.

94,7 71 47,4 34,3 16,6 9,5 4,6 11,8 42,8 88,4 117,7 106,8 7,5 10,2 14,1 19,1 24,2 27,4 26,9 22,4 17 11,5 7,9 6,8 0 20 40 60 80 100 120 140

Ortalama YağıĢ Miktarı (mm) Ortalama Sıcaklık (°C)

i k a / Muğla b / 646 m. c / 41 d / 41 e / 15 °C f / 94,10 mm. g h

(35)

21

1.4. AraĢtırma Alanının Jeolojisi ve Stratigrafi Muğla ili, Batı Anadolu‟nun güney ucunda 360

17' ve 370 33' kuzey enlemleri ile 270 13' ve 290 46' doğu boylamları arasında yer almaktadır. Yüzölçümü 13.338 km2 olan Muğla ili kuzeyde Aydın, kuzeydoğuda Denizli, Burdur, doğuda Antalya, güney ve batıda Akdeniz ve Ege Denizi ile çevrilmiĢtir.

Muğla ilinde, hemen hemen bütün jeolojik zamanlarda ortaya çıkmıĢ oluĢumlara rastlanmaktadır. Ġldeki Prekambriyen serileri, araĢtırma alanının içinde bulunduğu Yatağan ve Milas ilçelerinin kuzeyindeki dağlık kesimlerden baĢlayıp, daha kuzeye doğru geniĢ alanlara yayılan gnays, mikaĢist, ince taneli Ģist ve kuvarsit gibi oluĢumlarla devam etmektedir. AraĢtırma alanın içinde yer aldığı Muğla ili Batı Anadolu ve Güney Anadolu yeryüzü Ģekillerinin iç içe geçtiği bir bölge olmasından dolayı yer yer kalkerli yapının yaygınlığı nedeniyle önemli vadi oluĢumlarına sahiptir. Bununla beraber Yatağan–Muğla oluğunun güneyinde çeĢitli mermer ile kristalli kalker, killi Ģist, konglomera, silisli Ģist oluĢumları görülmektedir (ġenyürek vd., 2006).

1.5. AraĢtırma Alanının Toprak Yapısı

Muğla ilinin genel toprak yapısı incelendiğinde kırmızı Akdeniz toprağına, kahverengi orman toprağına, kireçsiz kahverengi orman toprağına, kıyı zonunda yer alan maki kuĢağının üzerinde yer aldığı rendzina tipi toprağa rastlamak mümkündür (ġenyürek vd, 2006). AraĢtırma alanın içinde bulunduğu Eskihisar Köyü‟nün spesifik toprak yapısı, T.C. BaĢbakanlık Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafında 1998 yılında yapılan “Muğla Ġli Arazi Varlığı” çalıĢması ile belirlenmiĢtir (Duran, 1998). Yapılan çalıĢmaya göre araĢtırma alanının bulunduğu Eskihisar Köyü‟nün spesifik toprak yapısı “Kireçsiz Kahverengi Orman Toprağı” ve “Rendzinal Topraklar” olarak belirlenmiĢtir. Bu toprak tiplerinin aĢağıdaki Ģekilde açıklamak mümkündür. 1.5.1. Rendzinal Topraklar

Kıyı kuĢağında bulunan bir toprak grubudur. Bu tip topraklar, ovaların yüksek eğimli kesimlerine yakın yerlerde, III. zaman yaĢlı, çok kireçli marnlar ve yumuĢak kalkerler üzerinde oluĢmuĢ yarı olgun topraklardır. Rendzina toprakların yayılım

(36)

22

alanında eğim yüksek değildir, dalgalı bir yapı vardır. Muğla ilinde yayılıĢ gösteren tüm maki türlerine bu topraklar üzerinde rastlanabilir (ġenyürek vd, 2006).

AraĢtırma alanında Rendzina topraklara, Antik ġehrin merkezinde, Gymnasion‟da, Bouleuterion‟da, Kuzey ġehir Kapısında ve Tiyatronun bulunduğu güney kesiminde rastlamak mümkündür.

1.5.2. Kireçsiz Kahverengi Orman Toprağı

Bu topraklar, bölgede geniĢ yayılıĢ gösterir. Kireçsiz kahverengi orman toprakları adında da anlaĢılacağı üzere hemen hemen kahverengidir. Renk ve baz durumu ana materyal ve organik madde miktarına bağlı olarak değiĢmektedir. Bulundukları yerlerdeki topoğrafyanın daha çok dik, sarp veya dalgalı olması nedeniyle bu topraklar çoğunluklar sığ veya çok sığdır ve geliĢmiĢ bir profil bulmak zordur (Aytepe, 2005).

AraĢtırma alanında Kireçsiz kahverengi orman topraklarına kuzey kesimlerde, Antik ġehrin savunma surlarında ve mezarların olduğu tepelik kısımlarda rastlamak mümkündür.

1.6. AraĢtırma Alanının Tarihi

Stratonikeia antik kenti, Muğla Ġli, Yatağan ilçesi, Eskihisar Köyü içinde, köyün ilk kurulduğu yerde bulunmaktadır. Eskihisar Köyü, 1957 yılındaki depremde hasar görünce, köy daha kuzeydeki ikinci yerleĢim alanına, daha sonra bu alandaki kömür çalıĢmaları nedeniyle de günümüzde bulunduğu üçüncü yerine taĢınmıĢtır.

AraĢtırma alanındaki ilk kazılara 1977 yılında Prof. Dr. Yusuf Boysal baĢkanlığında bir ekip ile Kuzey ġehir Kapısı ve Gymnasion‟da baĢlanmıĢtır. Bu ekibin çalıĢmaları 1995 yılına kadar sürmüĢ olup, Prof. Dr. Yusuf Boysal baĢkanlığında gerçekleĢtirilen kazılara Bouleuterion ve tiyatro gibi yapılar ile devam edilmiĢtir. Daha sonraki yıllarda, Antik kent bünyesinde gerçekleĢtirilen kazılara, 2003-2006 yılları arasında Prof. Dr. M. Çetin ġahin baĢkanlığında ve 2008 yılından itibaren de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Pamukkale Üniversitesi adına Doç. Dr. Bilal Söğüt baĢkanlığında devam edilmektedir.

(37)

23

1.6.1. Antik Kentin Genel Tarihi Süreci ve Ġmar Dönemleri

Bu bölgedeki yerleĢimler Eski Tunç Dönemine kadar inmesine rağmen, Stratonikeia ve çok yakın çevresindeki buluntular M.Ö. 2.000 sonlarına aittir. Kent içindeki erken yerleĢime ait duvar kalıntıları kentin güneyindeki Kadı kulesi tepesinde ve kuzey yamaçlarda görülmektedir. Antik yazarlardan Herodotos, Strabon, Pausanias ve Bizanslı Stephanos‟un verdiği bilgilere göre, burada Helenistik Dönem öncesine ait yerleĢmenin olduğu ve bu bölgenin “Khrysaoris” veya “Ġdrias” olarak bilindiği anlaĢılmaktadır. Bu bölgenin ön plana çıkması Kelenistik Dönem baĢlarında Seleukos yönetimi altında olmuĢtur. M.Ö. 281 yılından sonra, Seleukos Kralı I. Antiokhos tarafından, önceden üvey annesi ve sonrasında eĢi olan “Stratonike” adına bu kentin adı değiĢtirilmiĢtir (Söğüt, 2008)

Kentin henüz sınırlı bir alanında kazı yapılmıĢ olması nedeniyle, yerleĢimin kuruluĢ dönemi ile ilgili bir yapı kalıntısına henüz rastlanılmamıĢtır. Kentte sur duvarları dıĢında bilinen en eski yapı M.Ö. 2. yüzyılın ikinci çeyreğine tarihlenen ve inĢası sonrası dönemlerde de devam ettiği anlaĢılan Gymnasion‟dur. Augustus ve Ġmparatorlar tapınağı ile kent Bouleuterion‟u Erken Ġmparatorluk Döneminde inĢa edilen yapılar arasındadır. Depremde yıkılıp sonrasında Roma Ġmparatoru Antoninus Pius‟un parasal yardımı ile M.S. 2. yüzyılın ortalarında ayağa kaldırılan yapı ise Kuzey ġehir Kapısı‟dır. Kentteki Bizans ve Türk Dönemlerine ait yerleĢimler ise aynı Ģekilde devam etmiĢtir. Yazıtlardan varlığı bilinen kiliseler ve bunlara ait buluntularla, Beylikler Dönemine tarihlenen Hamam yapısı, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi‟ne ait dini ve sivil yapılar bu dönemlerle ilgili eserlerdir (Söğüt, 2008). 1.6.2. Kent Sistemi ve Yapılar

Halen tamamlanan kazılar sonucunda ortaya çıkarılan yapılar ile tespit edilen cadde ve sokak sistemine göre kentin ızgara planlı olduğu düĢünülmektedir. Kazılar sonucunda tespit edilen yapılar; sur duvarı, anıtsal çeĢme, Ģehir kapısı ve devamında sütunlu cadde, Gymnasion, Bouleuterion, Hamam, Tiyatro ve Tapınak‟dır. Bununla birlikte Beylikler Döneminden bir hamam ile 19. ve 20. yüzyıla ait cami, kahve, evler, sokak dokusu ile birlikte dükkanlar bulunmaktadır. Ayrıca Cumhuriyet Dönemine ait bir köy meydanı ile sivil mimari örnekleri de ziyaretçilerin görebilecekleri yapılardandır (Söğüt, 2008).

(38)

24 1.6.2.1. Kuzey ġehir Kapısı

Kuzey sur duvarı üzerinde, Lagina‟dan gelen kutsal yolun nekropol içinden geçerek kente ulaĢtığı yerdedir. Bu nedenle, bu kapının giriĢ ve tören kapısı olarak büyük bir önemi bulunmaktadır. Yapının M.S. 139‟da meydana gelen depremden sonra yapıldığı düĢünülmektedir (Söğüt, 2008) (ġekil 1.11).

(39)

25 1.6.2.2. Gymnasion

Dar cephesini oluĢturan 105 m geniĢliğindeki kuzey kesiminin kazısı yapılmıĢtır. Burada ortada yarım daire planlı bir eksedra ve bunun her iki yanında dörtgen planlı ikiĢerden dört büyük mekan bulunmaktadır. Yapının toplam uzunluğunun 180 m olduğu tahmin edilmektedir. Ölçülerine göre bu yapı, bilinen en büyük Gymnasion'lardan biridir (Söğüt, 2008) (ġekil 1.12).

(40)

26 1.6.2.3. Bouleuterion

Kent merkezinde, doğu-batı yönünde yerleĢtirilmiĢ dikdörtgen planlı bir yapıdır. 24.95 x 29.80 m boyutlarındaki batı kesiminde yarın daire Ģeklinde oturma basamakları vardır. Kuzey duvarının dıĢ kısmında Latince, iç kısmında Grekçe yazılar bulunmaktadır. Kuzey duvarının dıĢ kısmında Diokletianus Dönemine ait, kentte ticari önemi olan malların listesi ve fiyatları mevcuttur. Kuzey anta duvarının iç kısmında diğer yazıtların yanı sıra Menippos‟un takvimi bulunmaktadır. Bu takvimde aylardan birisinin 28, diğerleri ise 30 ve 31 çektiği belirtilmiĢtir Takvimin baĢlangıç tarihi olarak kabul edilen gün ise günümüzden yaklaĢık 3500 yıl öncesine aittir (Söğüt, 2008) (ġekil 1.13).

(41)

27 1.6.2.4. Antik Tiyatro

Greko-Romen tipinde ve çift diazomalı olarak inĢa edilmiĢtir. YaklaĢık 15.000 kiĢilik tiyatronun izleyicilere ait kovia ve sahne kısmı kuzeyde yer alan antik Ģehir merkezine bakmaktadır. Antik tiyatronun devamında kent yerleĢim topoğrafyası güneye doğru yükselmektedir. Tiyatro çevresinde Klasik Döneme ait yapıların varlığı nedeniyle, yaĢının oldukça eski olduğu tespit edilmiĢtir (ġekil 1.14) (Söğüt, 2008).

(42)

28 1.6.2.5. Tapınak

Tiyatronun güneyinde bulunan üst terasta yer almaktadır. Tiyatro ile bağlantılı olan tapınak terası, Hellenistik Dönem öncesine ait yapılardandır. Tapınak peripteral planlı, Ion düzeninde, üç basamaklı bir altyapı üzerine inĢa edilmiĢtir. Kuzey-güney yönündeki tapınağın ölçüleri 12.55 x 18.54 metre olup, Erken Ġmparatorluk Dönemine tarihlenmektedir (Söğüt, 2008) (ġekil 1.15).

(43)

29 1.6.2.6. Mezar Örnekleri

Kentin doğu kesiminde, farklı tiplerde, bazılarında kabartmalı stellerin de olduğu mezar örnekleri tespit edilmiĢtir. Bu mezarlardan çıkan buluntular ve steller 1977 yılından itibaren sırasıyla Bodrum, Milas ve Muğla müzelerine götürülmüĢtür (Söğüt, 2008) (ġekil 1.16).

(44)

30 2. MATERYAL VE YÖNTEM

ÇalıĢma materyallerini, 2010-2012 yılları arasında Stratonikeia Antik Kenti ve çevresinden toplanmıĢ olan 453 bitki örneği oluĢturmaktadır. Bu bağlamda yapılan çalıĢmalar; arazi çalıĢmaları ve laboratuvar çalıĢmaları olmak üzere 2 aĢamada gerçekleĢtirilmiĢtir.

2.1. Arazi ÇalıĢmaları

ÇalıĢma materyallerini, araĢtırma alanından toplanan bitki örnekleri oluĢturduğu için alana yılın hemen hemen her ayı arazi çalıĢmaları düzenlenmiĢtir. Bitkiler araziden toplanırken otsu örnekler için çelik zıpkın, çalı ve odunsu örnekler için ise bağ makası kullanılmıĢtır. Bununla beraber bitki örneklerin kesin lokalitelerinin belirlenmesi için GPS (Global Positioning System) kullanılmıĢtır. Bu alet sayesinde bitkinin yayılıĢ gösterdiği alanın enlem, boylam ve yükseklik dahil olmak üzere detaylı bilgileri alınmıĢtır.

Genel olarak araziden toplanan örneklerin kök, gövde, yaprak, çiçek, meyve ve var ise tohumlarının üzerinde bulunması teĢhiste çok büyük kolaylık sağlamaktadır. Ayrıca türlerin doğru teĢhis edilebilmesi için genel görünüme ait çok sayıda fotoğraf çekilmiĢtir. Arazi çalıĢmaları esnasında, her familya için sistematik önemi olan bitki kısımları dikkate alınarak örnekler toplanmıĢtır. Bazı bitki türleri yumruya, soğana veya rizoma sahip oldukları için, özellikle bu kısımlar zıpkın yardımıyla dikkatlice çıkarılarak uygun Ģekilde preslenmiĢtir. ÇalıĢmalar sırasında, örnekler toplanırken örneklerin teĢhisinde kolaylık sağlaması bakımından toplanan bitkiye ait çiçeğin rengi, bitkinin kaç yıllık olduğu, stamenin rengi ve tüylülük durumu gibi özel bilgiler arazi defterine not edilmiĢtir. Toplanan örnekler herbaryum tekniklerine uygun olarak preslenip, kurutmuĢtur. Kurutulan örnekler önce familya düzeyinde tasnif edilmiĢ, daha sonra ayrılan her familyanın cins ve tür düzeyinde sınıflandırılmasına geçilmiĢtir.

(45)

31 2.2. Laboratuvar ÇalıĢmaları

Bitkiler araziden toplandıktan sonra morfolojik özelliklerini çok fazla kaybetmeden preslenmesi gerekmektedir. Presleme iĢleminde tahtadan yapılmıĢ presler kullanılmıĢtır. Preslenen tohumlu bitki örneklerine toplayıcı tarafından numara verilmek suretiyle kayda geçirilmiĢ ve kurumaya bırakılmıĢtır. Kurutma iĢlemi sırasında presler direkt güneĢ ıĢığı almayan ve havadar bir ortamda bekletilmiĢtir. Kuruma iĢlemi gerçekleĢinceye kadar baĢlangıçta her gün, daha sonraları gün aĢırı olmak üzere preslerin içindeki bitkilerin arasında bulunan kurutma kağıtları değiĢtirilmiĢtir.

Araziden toplanarak herbaryum kurallarına göre kurutulan bitki türlerinin teĢhis edilmesinde öncelikle Türkiye Florası‟ndan (Davis, 1965-1985; Davis vd., 1988; Güner vd., 2000), daha sonra da ilgili kaynaklardan (Akman vd., 2003; Altınayar, 1987; Blamey & Wilson, 1993; Brummit & Powell, 1992; Brickell 1996; Çolak & Sorger, 2004; Ekim vd., 2000; Ekim, 2009; IUCN, 2001; Kürschner vd., 1995; Mataracı, 2004; Stearn, 1966; Sümbül vd., 2005; Sümbül vd., 2006; Tekin, 2005; Yücel, 2002) yararlanılmıĢtır. Bununla beraber teĢhis edilemeyen veya sorunlu türlerin isimlendirilmesi için GAZI (Gazi Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Herbaryumu), ve EGE (Ege Üniversitesi, Fen Fakültesi Herbaryumu) gibi üniversite herbaryumlarından da yararlanılmıĢtır. Ayrıca bazı örneklerin teĢhisi Doç. Dr. Olcay DüĢen ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet Çiçek (Pamukkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü) tarafından yapılmıĢtır. TeĢhisi yapılan örnekler kayda geçirilmek suretiyle Pamukkale Üniversitesi Herbaryumun (PAMUH)‟ da muhafaza edilmiĢtir.

Daha önceden araĢtırma alanına özgün bir çalıĢma bulunmadığı için gelecekte alanın bitkilerini değiĢik yönlerden (Bitki Ekolojisi, Revizyon, Farmosötik Botanik gibi) inceleyecek araĢtırıcılara, öğrencilere ve ilgi duyabilecek tüm kiĢi ve kuruluĢlara bitkileri kolayca adlandırma imkanı sağlamak amacıyla cins ve tür teĢhis anahtarları hazırlanmıĢtır. Bu anahtarlar hazırlanırken cins ve türlerin önüne Türkiye Florası‟nda izlenen evrim sırasına göre numaralar verilmiĢtir. Hazırlanan bu anahtarlar sadece araĢtırma alanında ve çevresinde yayılıĢ gösteren cins ve türler için geçerli olup, yalnız bu cins ve türlerin teĢhisinde kullanılmaya elveriĢlidir. Alandaki cins ve türler için belli bir familya teĢhis anahtarının yapılmamasının sebebi ise

(46)

32

genelde araĢtırmacılar tarafından bitki örneklerinin familya düzeyinde tanınabilmesi, familya anahtarı hazırlanırken cins ve türe göre daha spesifik (plesantalanma durumları gibi) karakterlerin kullanılması ve familya anahtarları hazırlansa bile mevcut familya anahtarlarından pek farklı olamayacağı düĢüncesidir. Cins ve tür anahtarlarında kullanılan Latince terimlerinin bazılarının Türkçe karĢılıkları, bazılarının da Türkçe karĢılıklarının kullanıĢlı olmaması veya Türkçe karĢılıklarının bulunmaması ya da Türkçe‟ye yerleĢmiĢ olmaları nedeniyle okundukları Ģekilde kullanılmıĢtır.

Tezin bulgular kısmında önce divizyo, sonra eğer varsa subdivizyo, classis ve ordo daha sonra familya adı yazılmıĢtır. Familya adından sonra o familyaya ait cinslerin teĢhis anahtarı, her cinsin adı, yazarı, o cinse ait tür teĢhis anahtarı, her türün adı ve yazarı belirtilmiĢtir. Eğer bir türün iki yada daha fazla tür altı taksonu varsa bu taksonlara ait teĢhis anahtarı yapılmıĢ, tür altı takson adı ve yazarı belirtilmiĢtir. Ardından bitki örneklerinin toplandığı lokaliteler yazılmıĢtır. Bu lokaliteler Antik Kent sınırları içindeki önceden belirlenen lokalite isimlerine (Ağa evi çevresi, Antik Tiyatro bölgesi vb.) göre verilmiĢtir. Lokalite isimleri verildikten sonra GPS verileri, yükseklik, toplandığı tarih, toplayıcı adı ve bitki numarası yazılmıĢtır. BaĢka araĢtırmacılar tarafından teĢhis edilen örnekler lokalitelerinin sonuna teĢhis eden kiĢinin adı parantez için verilerek yazılmıĢtır. Her taksonun lokalitesinin sonuna eğer endemik ise belirtilmiĢ, belli bir fitocoğrafik bölge elementi ise ait olduğu fitocoğrafik bölge yazılmıĢtır. Toplanan bitki eğer kültür bitkisi ise ne tip bir kültür bitkisi (süs, tarım, gıda gibi) olduğu belirtilmiĢtir.

ÇeĢitli çevresel faktörlerden dolayı Türkiye Florası‟nda belirtilen morfolojik özelliklerden farklı özellikler gösteren türler için tür adı, florada belirtilen özelliği ve toplanan örneğin özelliği yazılmak suretiyle tartıĢma bölümünde tablo halinde sunulmuĢtur. Bunun yanı sıra araĢtırma alanındaki endemik bitkilerin, tehlike kategorileri “Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı” adlı eserden (Ekim vd., 2000) yararlanılarak bulunmuĢ, familya ve tür isimleriyle birlikte tartıĢma bölümünde tablo halinde verilmiĢtir.

AraĢtırma sonucunda, Türkiye Florası (Davis, 1965-1985; Davis vd., 1988; Güner vd. 2000) ve alana yakın alanlarda yapılan çalıĢmaların (Aytepe, 2005; Kırdal, 2011; Kaya, 2004; Ceylan, 2007; Çınar, 2010; Güler, 2010; Doğru, 2002) taranması neticesinde C2 karesinden ilk kez toplandığına kanaat getirdiğimiz örneklerin

(47)

33

lokalitelerinin baĢına “*” iĢareti konularak belirtilmiĢ, ayrıca bir liste halinde verilmemiĢtir.

AraĢtırma alanındaki türlerin fitocoğrafik bölgelere dağılımı hesaplanırken; ilk etapta Türkiye Florası‟nda belirtilen fitocoğrafik bölgeler dikkate alınmıĢ, fitocoğrafik bölgesi bilinmeyen ve kozmopolit bitkilerin tümü çok bölgeli ya da fitocoğrafik bölgesi bilinmeyen türler olarak kabul edilmiĢtir. Fitocoğrafik bölgesi tarafımızdan önerilen türler ise bu hesaplamada değerlendirme dıĢı bırakılmıĢtır.

AraĢtırma alanından elde edilen bulgular önce kendi içinde, daha sonra da Bencik Dağı (Yatağan-Muğla) Florası (Aytepe, 2005), Masa Dağı ve Kızıldağ (Muğla) Florası (Kırdal, 2011), Muğla Merkez Florası (Kaya, 2004), Muğla Üniversitesi YerleĢke Florası (Ceylan, 2007), Tarihi Aspat (Strabilos) Kalesi (Bodrum-Turgutreis) ve Çevresinin Floristik Özellikleri (Çınar, 2010), Tarihi Labranda (Milas-Muğla) Kalıntıları ve Çevresinin Floristik Özellikleri (Güler, 2010), Yılanlı Dağı (Muğla) Florası (Doğru, 2002) gibi araĢtırma alanına yakın ve benzer özellik gösteren çalıĢmalar ile fitocoğrafik bölgeler, endemizm durumları, en çok tür içeren familyalar ve cinsler yönünden karĢılaĢtırılarak tartıĢma bölümünde tablo halinde sunulmuĢtur.

(48)

34 3. BULGULAR

ÇalıĢma materyalini, Mart 2010 – Mayıs 2012 tarihleri arasında Stratonikeia Antik Kenti ve çevresinden toplanmıĢ olan 453 bitki örneği oluĢturmaktadır. Bitki örneklerinin taksonomik olarak değerlendirilmesi sonucunda 69 familyaya ait; 222 cins, 313 tür ve 318 takson tespit edilmiĢtir. Tespit edilen örneklerin hepsi Spermatophyta divizyosuna aittir. Spermatophyta divizyosuna ait 318 taksonun 2‟si Gymnospermae, 316‟sı Angiospermae alt divizyosuna dahildir. Angiospermae alt divizyosuna ait 316 taksonun ise 265‟i Dicotyledonopsida, 51‟i de Monocotyledonopsida sınıfına aittir.

Divisio: SPERMATOPHYTA Subdivisio: GYMNOSPERMAE 1. PINACEAE (Çamgiller)

1. PINUS L.

1. Pinus nigra Arn. subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe (Karaçam) C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Ġmparator tapınağı çevresi, 370

18' 609" K, 280 03' 887" D, 557 m, 06.III.2010, U. Sarpkaya 1034.

2. CUPRESSACACEAE (Servigiller) 1. CUPRESSUS L. (Servi)

1. Cupressus sempervirens L. (Servi)

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, köy kahvesi, görevli kulübesi önü, 370

18' 783" K, 280 03' 756" D, 531 m, 06.VI.2010, U. Sarpkaya 1135.

(49)

35

Subdivisio: ANGIOSPERMAE Classis: DICOTYLEDONOPSIDA 3. RANUNCULACEAE (Düğünçiçeğigiller)

1. Gövde tırmanıcı ve odunsu; yapraklar opposit diziliĢli………...4. Clematis 1. Gövde ne tırmanıcı ne de odunsu; yapraklar alternat diziliĢli ya da bazal

2. Çiçekler zigomorf simetrili...2. Delphinium 2. Çiçekler aktinomorf simetrili

3. Periyant tek serili; bitki tuberli…...……….……..3. Anemone 3. Periyant iki serili; bitki tuberli değil

4. Meyve grup halinde folikül………..1. Nigella 4. Meyve grup halinde aken

5. Yapraklar pinnatisekt parçalı; çiçekler kırmızı renkli………..5. Adonis 5. Yapraklar palmat parçalı; çiçekler sarı renkli…………..6. Ranunculus 1. NIGELLA L. (Çörek otu)

*1. Nigella sativa L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Köy meydanı, çalılık alanlar, 370

18' 718" K, 280 03' 424" D, 561 m, 22.VIII.2010, U. Sarpkaya 1178.

2. DELPHINIUM L. (Hezaran)

1. Yapraklar palmatifid, spur sepalin 1/3‟ü kadar……….1. stophisagria 1. Yapraklar lineer-lanceolat, spur sepalin 2 katı kadar…...2. peregrinum

1. Delphinium staphisagria L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Gymnasion alanı, 370

18' 858" K, 280 03' 840" D, 535 m, 06.VI.2010, U. Sarpkaya 1105.

2. Delphinium peregrinum L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Muğla-Milas otobanı-köy yolu arası, ağaç altları, 370

(50)

36 3. ANEMONE L. (Dağ lalesi)

1. Anemone coronaria L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Ġmparator tapınağı, nemli çayırlar, 370

18' 609" K, 280 03' 887" D, 557 m, 06.III.2010, U. Sarpkaya 1028.

4. CLEMATIS L. (Akasma) 1. Clematis cirrhosa L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Tiyatro yolu üzeri, 370

18' 654" K, 280 03' 913" D, 542 m, 27.II.2010, U. Sarpkaya 1220.

5. ADONIS L. (Kan damlası) *1. Adonis annua L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Ġmparator tapınağı çevresi, 370

18' 609" K, 280 03' 887" D, 537 m. 23.IV.2011, U. Sarpkaya 1473.

6. RANUNCULUS L. (Düğün çiçeği)

1. Yapraklar basit………...4. ficaria subsp. ficariiformis 1. Yapraklar basit değil

2. Aken tek serili………..3. arvensis 2. Aken çok serili

3. Aken üzerinde murikat tüylü.………...2. muricatus 3. Karakter kombinasyonu yukarıdaki gibi değil………....1. creticus *1. Ranunculus creticus L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Köy meydanı, çayırlıklar, 370

18' 704" K, 280 03' 451" D, 534 m, 23.IV.2011, U. Sarpkaya 1351.

2. Ranunculus muricatus L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Anıtsal kapı çevresi, çayırlıklar, 370

18' 732" K, 280 04' 004" D, 522 m, 10.IV.2010, U. Sarpkaya 1054.

(51)

37 3. Ranunculus arvensis L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Köy meydanı ile karayolu arası, 370

18' 704" K, 280 03' 451" D, 534 m, 23.IV.2011, U. Sarpkaya 1344.

4. Ranunculus ficaria L. subsp. ficariiformis Rouy & Fouc.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Arkeoloji deposu çevresi, Punica granatum açıklıkları, 370

18' 798" K, 280 03' 882” D, 531 m, 06.III.2010, U. Sarpkaya 1018. 4. BERBERIDACEAE (Hanımtuzluğugiller)

1. LEONTICE L.

1. Leontice leontopatelum L. subsp. leontopetalum

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Anıtsal kapı çevresi, tarla içi, 370

18' 948" K, 280 03' 978" D, 532 m, 07.III.2010, U. Sarpkaya 1036.

5. PAPAVERACEAE (Gelincikgiller)

1. Bitki süt boruları içermez; çiçekler zigomorf simetrili; üst petal mahmuzlu……….4. Fumaria 1. Bitki süt boruları içerir; çiçekler aktinomorf simetrili; üst petal mahmuzsuz

2. Stamenler 4 adet; meyve lomentum………3. Hypecoum 2. Stamenler çok sayıda; meyve kapsül

3. Petaller kırmızı renkli; kapsül porla açılır ve kapsülün boyu eninin 2 katı kadar………2. Papaver 3. Petaller turuncu renkli; kapsül 2 kapakla açılır ve kapsülün boyu eninin 2 katından fazla………1. Glaucium 1. GLAUCIUM Adans.

1. Glaucium leiocarpum Boiss.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Muğla-Milas karayolu-Köy meydanı arası, 370

(52)

38 2. PAPAVER L.

1. Kapsül tüysüz ve filamentler geniĢlememiĢ………....1. rhoeas 2. Kapsül tüylü ve filamentler geniĢlemiĢ………..2. argemone

1. Papaver rhoeas L. (Gelincik)

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Tiyatro bölgesi, kovialar arası, 370

18' 135" K, 280 03' 910" D, 528 m, 10.IV.2010, U. Sarpkaya 1093.

2. Papaver argemone L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Tiyatro bölgesi, kovialar arası, 370

18' 996" K, 280 03' 865" D, 507 m, 23.IV.2011, U. Sarpkaya 1326.

3. HYPECOUM L.

1. Hypecoum imberbe Sibth & Sm.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Tiyatro, sahne çevresi, nemli topraklar, 370

18' 645" K, 280 03' 893" D, 535 m, 06.III.2010, U. Sarpkaya 1021.

4. FUMARIA L.

1. Sepaller korollanın 1/3‟ü kadar veya daha fazla uzunlukta…………...1. densiflora 1. Sepaller korollanın 1/4‟ü kadar veya daha kısa uzunlukta………2. parviflora

1. Fumaria densiflora DC.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Tiyatro çevresi, koviolar arası, 370

18' 135" K, 280 03' 910" D, 528 m, 06.III.2010, U. Sarpkaya 1022.

2. Fumaria parviflora Lam.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Tiyatro üzeri, tapınak çevresi, tarla içi, 370

18' 551" K, 280 03' 019" D, 631 m, 14.V.2011, U. Sarpkaya 1398.

(53)

39 6. BRASSICACEAE (Hardalgiller)

1. Meyve ve ovaryum septumla açı yapacak Ģekilde basık

2. Gövde ve yapraklar tüysüz………....8. Thlaspi 2. Gövde ve yapraklar tüylü

3. Bitki tek yıllık; taban yaprakları bulunur; meyve ters kalp Ģeklinde………...9. Capsella 3. Bitki çok yıllık; taban yaprakları bulunmaz; meyve ters kalp Ģeklinde değil………...7. Cardaria 1. Meyve septuma paralel Ģekilde basık

4. Meyve fındıksı ve açılmayan tipte

5. Gövde yaprakları gövdeyi sarar; petaller beyaz renkli…………..5. Calepina 5. Gövde yaprakları gövdeyi sarmaz; petaller sarı renkli………10. Bunias 4. Meyve fındıksı değil ve açılan tipte

6. Meyve gagalı ve iki parçalı

7. Meyve valv ile açılmaz, iki ya da daha fazla enine yarıklarla açılır………....6. Rapistrum 7. Meyve valv ile açılır

8. Meyve belirgin Ģekilde gövdede basık………3. Hirschfeldia 8. Meyve dik ve yükselici

9. Stigma sarkık, belirgin Ģekilde iki loblu………...4. Eruca 9. Stigma baĢçıklı, belirsiz iki loblu

10. Meyve kapakları ortada kalın tek damarlı, kenarlarda birkaç belli belirsiz damarlı………...1. Brassica 10. Meyve kapakları 3-7 belirgin damarlı………..2. Sinapis 6. Meyve gagasız ve tek parçalı

11. Yapraklar pinnat ya da pinnatisekt

12. Meyve silikula; korolla beyaz-mor ………..14. Cardamine 12. Meyve silikuva; korolla sarı renkli……….15. Sisymbrium 11. Yapraklar basit ya da pinnatifit

13. Bitkide sadece taban yaprakları bulunur ve petaller beyaz renkli...12. Erophila 13. Bitkide taban ve gövde yaprakları bulunur; petaller sarı ya da mor renkli

(54)

40

14. Meyve silikuva; petaller mor renkli………13. Arabis 14. Meyve silikula; petaller sarı renkli………...11. Alyssum 1. BRASSICA L.

1. Bitki iki ya da çok yıllık; gövde tüysüz………1. elongata 1. Bitki tek yıllık; gövde sert tüylü………....2. nigra

*1. Brassica elongata Ehrh.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Antik kapı merkezi, antik taĢlar arası, 370

18‟ 928” K, 280 03‟ 978” D, 532 m, 14.V.2011, U. Sarpkaya 1401a.

*2. Brassica nigra (L.) Koch.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Muğla-Milas karayolu-köy yolu arası, 370

18‟ 732” K, 280

03‟ 768” D, 536 m, 25.XII.2010, U. Sarpkaya 1232. 2. SINAPIS L.

1. Sinapis arvensis L. (Yabani hardal)

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Antik kapı merkezi, antik taĢlar arası, 370

18‟ 928” K, 280 03‟ 978” D, 532 m, 14.V.2011, U. Sarpkaya 1401.

3. HIRSCHFELDIA Moench

1. Hirschfeldia incana (L.) Lag-Foss.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Antik kapı merkezi, antik taĢlar arası, 370

18‟ 876” K, 280

03‟ 944” D, 548 m, 18.VII.2010, U. Sarpkaya 1144. 4. ERUCA Miller

1. Eruca sativa Miller

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Kaya mezar bölgesi, zeytinlik alan, 370

18‟ 717” K, 280

(55)

41 5. CALEPINA Adans

1. Calepina irregularis (Asso) Thellung

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Kaya mezar bölgesi, zeytinlik alan, 370

18‟ 717” K, 280

03‟ 420” D, 526 m, 19.III.2011, U. Sarpkaya 1297. 6. RAPISTRUM Crantz.

1. Rapistrum rugosum (L.) All.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Kaya mezar bölgesi, zeytinlik alan, 370

18‟ 564” K, 280 04‟ 122” D, 523 m, 23.IV.2011, U. Sarpkaya 1353.

7. CARDARIA Desv.

1. Cardaria draba (L.) Desv. subsp draba

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Muğla-Milas karayolu-köy meydanı arası, çayırlıklar, 370

18‟ 682” K, 280 03‟ 846” D, 544 m, 14.V.2011, U. Sarpkaya 1386. 8. THLASPI L.

1. Thlaspi perfoliatum L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Tiyatro sahne bölgesi, 370

18‟ 813” K, 280 03‟ 831” D, 534 m, 19.III.2011, U. Sarpkaya 1274.

9. CAPSELLA Medik

1. Capsella bursa-pastoris (L.) Medik. (Çoban çantası)

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Bouleuterion alanı çevresi, çayırlıklar, 370

18‟ 791” K, 280 03‟ 955” D, 528 m, 13.XI.2009, U. Sarpkaya 1003.

10. BUNIAS L.

1. Bunias erucago L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Kaya mezar bölgesi, çayırlıklar, 370

18‟ 622” K, 280 04‟ 263” D, 539 m, 26.II.2011, U. Sarpkaya 1252.

(56)

42 11. ALYSSUM L. (Kuduz otu)

1. Tek yıllık, 12 cm‟ye kadar boylanabilen bitkiler; filamentler kanatlı; meyve tüysüz...1. fulvescens var. fulvescens 1. Çok yıllık, 60 cm‟ye kadar boylanabilen bitkiler; filamentler kanatsız; meyve yıldızsı tüylü………...2. murale var. murale

1. Alyssum fulvescens Sibth & Prodr. var. fulvescens

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Kaya mezar bölgesi, çayırlıklar, 370

18‟ 622” K, 280 04‟ 263” D, 539 m, 26.II.2011, U. Sarpkaya 1254.

2. Alyssum murale Waldst & Kit. var. murale

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Muğla-Milas karayolu, Köy meydanı arası, çayırlıklar, 370

18‟ 718” K, 280 03‟ 424” D, 561 m, 19.III.2011, U. Sarpkaya 1270. 12. EROPHILA DC.

1. Erophila verna (L.) Chevall subsp. praecox (Stev) Walters

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Muğla-Milas karayolu, Köy meydanı arası, çayırlıklar, 370

18‟ 698” K, 280 03‟ 454” D, 568 m, 19.III.2011, U. Sarpkaya 1273. 13. ARABIS L.

1. Arabis verna (L.) DC.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Kaya mezar bölgesi, çayırlıklar, 370

18‟ 619” K, 280 04‟ 266” D, 502 m, 19.III.2011, U. Sarpkaya 1298.

14. CARDAMINE L. 1. Cardamine hirsuta L.

C2 Muğla: Stratonikeia Antik Kenti, Gymnasion alanı merkez bölgesi, çayırlıklar, 370 18‟ 855” K, 280 03‟ 821” D, 531 m, 07.III.2010, U. Sarpkaya 1040.

Referanslar

Benzer Belgeler

İstanbul’da yaşamış, Os- manlı-Bizans kültür bileşi­ mi içinde anılarım biriktir­ miş bir sanatçı olan Çö­ ker, doğal olarak Neşet Günal akımı

Receiver operating characteristic curve analysis of red cell distribution width, neutrophil to lymphocyte ratio, and high sensitivity C-reactive pro- tein level for prediction of

Bu araştırmada sınıf öğretmenlerinin, matematik dersi için etkinlik hazırlama konusunda yeterliklerini belirlemeye yönelik bir ölçek geliştirilmeye

Araştırma bölgesine yakın diğer çalışmalar şunlardır; Obruk Yaylası ve Karacadağ (Karapınar) Florası (Dural 1985), Başarakavak, Tatköy ve Altınapa Barajı (Konya)

The results obtained from many researches, which are made on the effects of organic, inorganic and ½ organic + ½ inorganic fertilizer treatments on the plant

Ekonomik ve teknolojik gelişmeler etkisiyle, çalışma süresinin azami sınırını belirle- yen katı çalışma yerini esnek çalışmaya bırakmaktadır.. Esnek

We have systematically investigated the effect of the gauge lengths and positions (with respect to the nucleation site of martensite bands) of various virtual extensometers on

Çalışmanın amacı; Covid-19 salgını sonrası tüm dünyada bireylerin yaşamını etkileyen sosyal mesafe önlemleri kapsamında, markaların “farkındalık”