• Sonuç bulunamadı

The Relation of Risk Factors Between Uric Acid and Prevalence of Coronary Artery Diseases

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "The Relation of Risk Factors Between Uric Acid and Prevalence of Coronary Artery Diseases"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÖZET:

Lipid peroksidasyonu (oto oksidasyon) yafllanma, ateroskleroz, kanser, inflamatuvar hastal›klar, gibi baz› fizyolojik ve patolojik süreçlerde etkin olan doku hasar›ndan sorumlu olan mekanizmalardan biridir. Bu çal›flma ile bir antioksidan olan ürik asi-tin, koroner arter hastal›¤› aç›s›ndan bir risk fak-törü olup olmad›¤› ve hastal›¤›n yayg›nl›¤› ile ilifl-kisi araflt›r›lm›flt›r. Çal›flmaya koroner anjiyografi yap›lan, yafl ortalamas› 54.7 ±10.8 y›l olan 720 erkek hasta al›nd›. Diüretik alan, alkol kullanan, nefropatisi olan ve gut hastal›¤› tan›s› olan hasta-lar çal›flmaya dahil edilmedi. Hastahasta-lardan, 12 sa-atlik açl›k sonras›, serum ürik asit ve fibrinojen dü-zeyleri, çeflitli biyokimyasal parametreler ve lipid parametreleri için kan al›nd›. 7 mg/dl üzeri serum ürik asit seviyeleri hiperürisemi olarak kabul edil-di. Koroner anjiyografi sonucuna göre hastalar iki gruba ayr›ld›lar; koroner anjiyogramda lezyon saptanan hastalar hasta grubuna dahil edilirken, koroner anjiyogram› normal bulunan hastalar da kontrol grubunu oluflturdular. Hasta grubu tutulum

saptanan koroner arter say›s›na göre üç alt gruba ayr›ld›. Hasta ve kontrol grubu, serum ürik asit, fibrinojen, LDL-kolesterol, total kolesterol seviye-leri, LDL kolesterol / HDL kolesterol oran›, bel-kal-ça oran›, sigara, diyabet, hipertansiyon, koroner arter hastal›¤› aile öyküsü aç›s›ndan karfl›laflt›r›l-d›¤›nda, iki grup aras›nda istatistiksel olarak an-laml› fark oldu¤u gözlendi (P <0,001). Tek de¤ifl-kenli analizlerde bu de¤iflkenlerin tamam› koro-ner arter hastal›¤› aç›s›ndan risk faktörü olarak tespit edildiler. Tek de¤iflkenli analizlerde risk fak-törü olarak saptanan bu parametreler lojistik reg-resyon analiziyle de¤erlendirilerek ba¤›ms›z risk faktörü olup olmad›klar› araflt›r›ld›. Ürik asit, di-abetes mellitus, hipertansiyon, LDL- kolesterolü, koroner arter hastal›¤› aile öyküsü, fibrinojen, bel kalça oran› ba¤›ms›z risk faktörleri olarak bulun-du. Ürik asit düzeyi ile etkilenen damar say›s› (yayg›nl›¤›) aras›nda istatistiksel olarak anlaml› bir iliflki saptanmad›.

Anahtar kelime: Ürik asit, Koroner arter hasta-l›¤›, ateroskleroz, risk faktörleri

ÜR‹K AS‹T‹N KORONER ARTER HASTALI⁄I, YAYGINLI⁄I

VE R‹SK FAKTÖRLER‹ ‹LE ‹L‹fiK‹S‹

Veli GÖKÇE1, Mehmet As›l2, Ahmet AVCI3, Ayça BOYACI4, fiule KORKMAZ4

1. Özel Konya Hospital hastanesi kardiyoloji klini¤i, Uzman Dr. 2. Özel Selçuklu Hastanesi Gastroenteroloji Klini¤i, Uzman Dr.

3. Selçuk Üniversitesi Selçuklu t›p fakültesi Kardiyoloji Klini¤i Yard›mc› Doçent Dr. 4. Türkiye Yüksek ‹htisas Hastanesi Kardiyoloji Klini¤i , Doçent Dr.

(2)

THE RELATION OF RISK FACTORS BETWEEN URIC ACID AND PREVALENCE OF CORONARY ARTERY DISEASES

SUMMARY:

Lipid peroxidation is known to be one of the important mec-hanisms taking role in the de-velopment of tissue damage observed in various ongoing physiologic and pathologic processes such as aging, at-herosclerosis as well as vario-us inflammatory diseases and cancer. The aim of this study was to analyse any possible relation between uric acid, which is well known to be an antioxidant substance, and coronary artery disease and to also to analyse any possib-le relation of plasma uric acid levels with the extend of coro-nary angiografic findings. 720 male patients who underwent coronary angiography for sus-pected coronary artery disea-se were included in the study. The mean age was 54.7 ±10.8 years. Patients with known renal disease or gout, patients with alcohol con-sumption or patients taking di-uretics for any reason were excluded from the study. Blo-od samples were obtained af-ter 12 hours of fasting from each patient on the day of co-ronary angiography, and analysed for various bioche-mical parameters including li-pid parameters , uric acid and fibrinogen levels. Uric acid le-vels >7 mg / dl were regarded as hyperuricemia. According

(3)

to the results of coronary angiography the pati-ents were divided into two groups. The study gro-up was consisted of patients with pathologic co-ronary angiographic findings whereas patients with normal coronary angiograms were taken in-to the control group. The study group was also divided into three subgroups according to the number of coronary arteries with angiographic le-sions. There was a statistically significant diffe-rence between the study and the control groups in terms of serum LDL-cholesterol, total choles-terol, fibrinogen and uric acid levels as well as LDL cholesterol / HDL cholesterol and waist to

hip ratio ratios (p <0.001). Also smoking, diabetes mel-litus, hypertension, family history were found to be mo-re pmo-revelant in the study than the control group and the dif-ferrence was statistically sig-nificant as well (p<0.001). Univariate analysis showed that all these parameters are risk factors for coronary ar-tery disease. Logistic regres-sion analysis were perfor-med in order to detect the in-dependent risk factors and serum uric acid, fibrinogen, LDL-cholesterol levels, di-abetes mellitus, hypertensi-on, , family history, and wa-ist-hip ratio were found to be independent risk factors. No statistically significant diffe-rence was detected between serum uric acid levels and the number of coronary arte-ries with pathological angi-ografic findings.

Key words: Uric acid, coro-nary artery disease, athe-rosclerosis, risk factors Girifl:

Koroner arter hastal›¤› (KAH), eriflkin nüfusu tehdit eden en önemli sa¤l›k sorunlar›ndan biridir. Yafl, cinsiyet, aile öyküsü, hi-pertansiyon, diabetes mellitus, sigara, hiperlipide-mi, obezite koroner arter hastal›¤›n›n gelifliminde-ki en önemli risk faktörlerindendir. Koroner arter hastal›¤›, multifaktöriyel bir hastal›kt›r.(1)

Guanin ve adenozin, ortak ürün olan ksantin olu-flumundan sonra ksantin oksidaz ile ürik aside dö-nüfltürülür(2). Tiazid diüretikler ürik asit

reabsorbsi-yonunu artt›rarak ürik asit düzeyini artt›r›rlar. Eta-nol, asetîl salisilat, etambutol gibi kimyasallar›n ürik asit düzeyini artt›rd›klar› bilinmektedir (3).

(4)

KAH bulunanlarla sa¤l›kl› insanlar aras›nda ortala-ma ürik asit düzeyi aç›s›ndan anlaml› fark oldu¤u-nu göstermifllerdir. Daha sonraki y›llarda baz› araflt›rmac›lar taraf›ndan KAH ve ürik asit düzey-leri aras›nda anlaml› bir iliflki oldu¤u gösterilmifl-tir(5,6,7). Yap›lan di¤er baz› çal›flmalarda da ürik asit

ve KAH aras›nda bir iliflki bulunmam›flt›r(8-19). Ürik

asitin renal, vasküler ve hemostatik etkileri araflt›-ran yazarlar, ürik asitin KAH geliflmesinde risk fak-törü olabilecegini tezini savunanlar› cesaretlendi-ren sonuçlar elde etmifllerdir(20-33). Oksidasyon,

kimyasal olarak molekülün elektron kaybetmesidir. Oksijen ile karfl›laflan lipidlerin peroksidasyonu (oto oksidasyonu), insanlarda kanser, inflamatu-var hastal›klar, ateroskleroz, yafllanma gibi önem-li birçok süreçte ortaya ç›kan doku hasar›ndan so-rumludur. Canl›larda belli bafll› antioksidanlar, su-lu fazda süperoksid serbest radikalini yakalayacak flekilde etki eden süperoksid dismutaz ve muhte-melen ürat ve lipid faz›nda ROO¯ radikallerini ya-kalayacak flekilde etki eden tokoferoldür.

KAH için en önemli risk faktörlerinden bîride hiper-kolesterolemidir(16). LDL-K, ateroskleroz

geliflme-sinde en önemli lipid fraksiyonudur. Plazmadaki LDL-K’n›n art›fl› ile subendotelyal bölgede depo-lanma ve inflamatuvar hücre yan›t›n›n bafllad›¤› kabul edilmektedir. LDL, endotel, düz kas hücresi ve makrofajlar taraf›ndan damar içinde okside edi-lebilmektedir(34). Aterosklerotik lezyonlarda biriken

kolesterol esas olarak lipoproteinlerden özellikle de LDL-K’den kaynaklan›r(35). Monosit, makrofaj,

endotelyal hücreler, Kupfer hücreleri ve karaci¤er sinüsoidal endotel hücrelerinde varl›¤› gösterilmifl asetil-LDL reseptörleri ya da çöpçü (scavenger) reseptörler tan›mlanm›flt›r(36,37). Çal›flmalarda

LDL-K’n›n endotel hücreleri taraf›ndan modifiye edildikleri gösterilmifltir(38). Yap›lan çal›flmalarda

makrofaj, endotel hücreleri, ve düz kas hücreleri taraf›ndan LDL-K’n›n asetil-LDL reseptörleri tara-f›ndan tan›nabilecekleri bir forma dönüfltürüldükle-ri saptanm›flt›r(39,40). En önemli modifiye ürünün

oksidize LDL (Ox-LDL) oldu¤u bulunmufltur. GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çal›flmaya Türkiye Yüksek ‹htisas Hastane-si’nde koroner anjiyografi (KAG) yap›lan 720

er-kek hasta al›nd›. Diüretik tedavisi alan, alkol kulla-nan, nefropatisi olan ve gut bulunan hastalar çal›fl-ma d›fl› b›rak›ld›. Çal›flçal›fl-maya al›nan hastalar›n yafl ortalamas› 54.7±10.8 y›l (30-75 yafllar› aras›) idi. Hastalar›n fizik muayeneleri yap›ld›. T›bbi hikaye-de diabet (tan›lanm›fl diabetes mellitus yada oral antidiabetik ve insülin kullanan hastalar), hipertan-siyon (daha önceki muayeneleri s›ras›nda tan›lan-m›fl hipertansiyon KB>140/90 mmHg), sigara, aile öyküsü ( babas›nda ya da birinci derece erkek ak-rabalannda 45 yafl veya annesinde ya da birind derece kad›n akrabalannda 55 yafl alt›nda KAH öyküsü), sorguland›. Hastal›klar ve kulland›klar› ilaçlar kaydedildi.

Hastalar› obezite yönünden de¤erlendirmek için boy, kilo, bel kalça oran› (BKO), vücut ya¤ yüzde-si (VYY) ölçüldü. Ölçümler sabah aç, ayakkab› ç›-kar›larak yap›ld›. Vücut kitle indeksi (VK‹) güncel a¤›rl›¤›n güncel boyun karesine bölünmesi ile he-sapland› ( kg/m2 ). Bel çevresi plastik mezura ile

yanda kostalar›n alt› ve ön üst iliak ç›k›nt› aras› bölgenin ortas› ile göbekten geçen hat kabul edi-lerek ekspiryumun sonunda ölçüldü. Kalça çevre-si femurun büyük trokanterlerinden geçen hat al›-narak ölçüldü. Ölçülen bel çevresi (cm) kalça çev-resine (cm) bölünerek bel kalça oran› hesapland›. Vücut ya¤ yüzdesi FUTREX 5000A cihaz› ile kol biceps kas›ndan tekni¤ine uygun olarak infrared optik okuyucu ile ölçüldü, Hastalardan 12 saatlik açl›ktan sonra biyokimya, lipid parametreleri, ve fibrinojen düzeyi için kan al›nd›. Düz tüpe al›nan kan 5000 devirde 5 dakika santrifüj edilerek seru-mu ayr›ld›, Biyokimyasal testler Hitachi 911 oto-analizatörü ile Randox ( trigliserid, kolesterol., üre, ürik asit ), Teco diagnostik (glukoz ), Boehringer Mannheim (HDL kollesterol, kreatinin ) kitleri ile çal›fl›ld›, LDL düzeyi Freadwold formülü ile (LDL=Total kolesterol-(Trigliserid/5 +HDL) ) he-saplanarak bulundu. Fibrinojen düzeyi neferomet-rik analizör ile otomatik olarak PT üzerinden de-¤erlendirilerek ölçüldü. Sitratl› tüpe 4 cc kan al›na-rak 1 saat içinde BCT Behring cihaz› ile çal›fl›ld›. (Normal de¤erleri 1,8-3,5 gr/lt).Hastalar›n KAG’la-r› Yüksek ‹htisas Hastanesi Kardiyoloji Klini¤i’nde klasik Judkins ve Sones teknikleri ile yap›ld› ve uz-man iki kardiyolog taraf›ndan de¤erlendirildi, %50

(5)

ve daha fazla luminal darl›klar patolojik olarak de-¤erlendirildi.

‹STAT‹ST‹KSEL ANAL‹Z

Çal›flmada elde edilen verilerin de¤erlendirilme-sinde SPSS (SPSS for Windows) istatistik progra-m› ile Fisher’in kesin ki-kare testi, Student t testi, tek yönlü varyans analizi ve ona ba¤l› olarak Tu-key testi kullan›ld›. KAH ile iliflkili oldu¤u düflünü-len de¤iflkenler tek de¤iflkenli analiz ile belirdüflünü-lenip daha sonra bu de¤iflkenler kullan›larak lojistik reg-resyon analizi uyguland›.

Tek de¤iflkenli analizde sürekli de¤iflkenler (conti-nuous variables) s›ralay›c› de¤iflkenlere (ordinal variables) dönüfltürüldü. Yafl, 45/y›l yafl üstü ve al-t› olarak al›nd›. Total kolesterol 200 mg/dl üstü ve alt› olarak al›nd›. LDL-K, LDL-K<100 mg/dl(l) ,100 mg/dl <LDL-K<130 mg/dl (II) , 130mg/dl<LDL-K<160mg/dl (III) ve LDL>160 mg/dl (IV) olarak al›nd›. LDL-K 1‰ , I ile II ; LDLkollesterol 2Ê, de I ile II-I ve LDLkollesterol 3„ de II-I ile II-IV karfl›laflt›r›ld›. LDL-K/HDL-K oran› 3’ün üstü ve alt› olarak al›nd›. Fib-rinojen 2.88 nng/dl üstü ve alt› olarak olarak al›n-d›. BKO 0.9 üstü ve alt› de¤erler olarak al›nal›n-d›. De-vaml› de¤iflkenler ortalama ± standart sapma ola-rak verildi. ‹statistiki de¤erlendirmelerde p< 0.05 de¤eri anlaml› olarak al›nd›.

BULGULAR

Çal›flmada hastalar koroner anjiyografilerine göre kontrol grubu (normal koroner arter n=175) ve hasta grubu (koroner anjiyografide %50 den fazla lüminal darl›k=545) olarak ikiye ayr›ld›. Hasta gru-bu kendi içinde koroner arter tutulumu yayg›nl›¤›-na göre 3 gruba ayr›ld›. Bunlar,

Grup 1 tek damar hastal›¤› bulunanlar (n=183), Grup 2 iki damar hastal›¤› bulunanlar (n=188), Grup 3 üç damar veya sol ana koroner damar has-tal›¤› bulunanlar (n=174) olark grupland›.

Hastalar serum ürik asit düzeylerine göre iki gruba ayr›ld›. Bunlar:

Grup A (n=386) serum ürik asit düzeyi 7mg/dl al-t›nda olanlar,

Grup B (n=334) serum ürik asit düzeyi 7mg/dl ve üzeri olanlar.

Grup A ve B aras›nda LDL -K , HDL-K, Total- K, TG, LDL-K/HDL-K oran›, kreatinin, açl›k kan fleke-ri( AKfi) aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark bulunmad› (p>0.05). VYY, VK‹, BKO, üre, yafl ara-s›nda ise istatistiksel olarak anlaml› fark saptand› (p<0.05). (Tablo 1 )

Kontrol ve hasta grubu aras›nda LDL -K, total- K, LDL-K/HDL-K oran›, sigara içimi, DM, HT, aile öy-küsü, fibrinojen, BKO ve serum ürik asit düzeyleri aras›nda istatistiksel olarak anlaml› fark mevcuttu (p<0.001). BM‹, VK‹, AKfi, kreatinin aras›nda ise anlaml› farkl›l›k yoktu (p>0.05). (Tablo 2.)

Tek de¤iflkenli analizde, DM, HT, aile öyküsü, yafl, sigara kullan›m›, total-K, LDL kollesterol, LDL-K/HDL-K oran›, fibrinojen, BKO, ürik asit KAH için risk faktörü olarak belirlendi (Tablo 3).

Tek de¤iflkenli analizde risk faktörü olan de¤iflken-ler lojistik regresyon analizinde de¤erlendiride¤iflken-lerek ba¤›ms›z risk faktörü olup olmad›klar› araflt›r›ld›. Bu parametrelerden total-K, LDL-K, LDL-K / HDL-K oranlar› birbirleriyle yak›n iliflkili olduklar›ndan analizde LDL-K al›narak analiz uyguland›. Ürik asit, DM, HT, LDL-K, aile öyküsü, BKO, f›brinojen lojistik regresyon analizinde ba¤›ms›z risk faktörü olarak bulundu.(Tablo 4).

Risk faktörü olarak düflünülen de¤iflkenlerle da-mar tutulum say›s›na göre ayr›lan gruplarla kontrol grubu ve gruplar kendi aras›nda fark olup olmad›-¤› araflt›r›ld›. Bu de¤iflkenlerin gruplara göre daolmad›-¤›- da¤›-l›m› tablo 5. da verilmifltir

TARTIfiMA

Bu çal›flmada total-K, LDL-K, LDL-K/HDL-K oran›, HT, DM, aile öyküsü, sigara, yafl, fibrinojen, BKO ve ürik asit aç›s›ndan hasta grubu ile kontrol gru-bu karfl›laflt›r›ld›¤›nda istatistiki olarak farkl›d›r (p<0.001). Bu parametreler tek de¤iflkenli analiz-de KAH îçin bir risk faktörü olarak bulunmufltur. Son 50 y›ld›r koroner arter hastalar›nda serum ürik asit de¤erinin yüksek oldu¤u dikkati çekmifltir, Ya-p›lan klinik ve epidemiyolojik çal›flmalarda çok çe-liflkili sonuçlar mevcuttur. Bunun en önemli sebebi ürik asitin, obezite, kolesterol, cinsiyet, sigara içi-mi, DM, HT ve diüretik kullan›m› gibi aterosklero-zun risk faktörleriyle etkileflmesidir.

(6)

bu-lunanlar aras›nda ortalama ürik asit düzeyi aç›s›n-dan anlaml› fark oldu¤unu göstermifllerdir. Daha sonra yap›lan çal›flmalar›n bir k›sm›nda da KAH ve ürik asit düzeyleri aras›nda anlaml› bir iliflki ol-du¤u gösterilmifltir(5,6,7). Baz› çal›flmalarda(12) ürik

asitin sadece erkeklerde KAH için risk faktörü ola-rak bulunurken baz› çal›flmalarda da ürik asit ka-d›nlarda risk faktörü oldu¤unu iddia eden yay›nlar olmufltur(18).

Framingham çal›flmas› ilk yay›nland›¤›nda kad›n ve erkeklerde ürik asit düzeyi ile KAH aras›nda ilfl-ki saptan›rken daha sonrailfl-ki multivariate analizle-rinde bu iliflkinin kayboldu¤u görülmüfl-tür(41,42,43,44). Michigan, Tecumseh

çal›flmas›n-da(9,10) 4000 den fazla kiflide yapt›¤› çal›flmada

yafl, cinsiyet, relatif a¤›rl›kla düzeltilmifltir. Bu çal›fl-mada elde edilen ürik asit de¤eri ile KAH insidan-s› arainsidan-s›nda bir iliflki saptanmam›flt›r.

Georgia, Evans kasabas› çal›flmas›nda(11)KAH ve

ürik asit düzeyleri aras›nda tek de¤iflkenli analiz-de, zenci kad›nlar hariç diger gruplar aras›nda kü-çük fakat anlaml› iliflki tespit edilmifltir. Bu iliflki kan bas›nc› ve kardiyovasküler tedavi gözönüne alina-rak düzeltildi¤inde kaybolmufltur.

The Coronary Drug Project Research Group çal›fl-mas›nda(12) 30-64 yafllar› aras›nda öncesinde

mi-yokard enfarktüsü geçirmifl 8000 den fazla erkek 3 y›l boyunca izlenmifl, serum ürik asit düzeyleri ile total mortalite aras›nda iliflki oldu¤u bulunmufltur. Diüretik kullan›m› dikkate al›nd›¤›nda ise ürik asit ile total mortalite ve nonfatal miyokard infarktüsü aras›nda anlaml› bir iliflki bulunmam›flt›r .

Takunnen ve Reunanen(17), 30-59 yafllar›

aras›n-daki 2758 erkek, 2011 kad›n ortalama 6 y›l takip etmifllerdir. Takip boyunca, takip zaman›, yafl, kar-diyovasküler ilaç kullan›m›, gö¤üs a¤r›s› EKG de-¤ifliklikleri, sistolik kan bas›nc›, kolesterol, si¤ara içimi multivariate regresyon analizi ile düzeltildik-ten sonra hiperürisemili bireylerde KAH’na ba¤l› mortaliteyi yüksek olarak bulmufllard›r. Araflt›rma-c›lar, multivariate analizleri sonucu hiperüriseminin KAH için ba¤›ms›z bir risk faktörü oldu¤unu dü-flündürse bile “ kardiyovasküler risk faktörü olarak ürik asitin esas etkisinin di¤er risk faktörlerine ara-c›l›k etmek yoluyla oldu¤u “ sonucuna varm›fllard›r Ürik asit yüksekli¤inin trombosit agregasyonunu

artt›rd›¤›, stabilize etti¤i ve ürat kristallerinin direkt olarak trombositleri uyararak tromboza e¤ilim oluflturdu¤una dair yay›nlar vard›r(19,20). Newland,

ürik asitin KAH bulunan kiflilerde koroner trombo-zu uyararak önemli bir rol oynayabilece¤i hipotezi-ni ortaya atm›flt›r (21). Bunlar›n yan›nda serbest

ra-dikal oluflumu ve oluflturdu¤u oksidatif stres ile ürik asit yüksekli¤inin KAH’na yol açabilece¤ini bil-dirilmifltir(22,23,24). Bu veriler ürik asitin KAH için bir

risk faktörü olarak de¤erlendirilmesi gerekti¤ini öne süren araflt›rmac›lar için destek olarak yorum-lanm›flt›r.

Baz› araflt›rmac›lar(5,25)ürik asitin hipertansiyon ve

kardiyovasküler patogenezinin renal hastal›k olu-flumu ile iliflkili oldu¤unu ileri sürmüfllerdir. Kronik gut nefriti olan hastalar›n böbrek biyopsileri ve otopsi sonras› de¤erlendirmeler yap›ld›¤›nda his-tolojik olarak ateroskleroz, arteriyoskleroz, glome-rüloskleroz ve tübüler atrofi görülmüfltür(26,27,28).

Ürat kristallerinin proinflamatuvar etkili olarak bilin-mektedir ve klasik ya da altematif yoldan komple-man sistemini aktive ederler, nötrofilleri uyar›rlar proteaz ve oksidanlar› sal¤›larlar, makrofajlar, trombositler ve koagulasyon kaskad›n› uyar›r-lar(25).

Insanlarda su faz›nda en fazla bulunan antioksi-dan ürik asitîr; insanlarda di¤er memelilerden 3-4 kat daha fazla bulunan ürik asit oksidan hasara karfl› koruyarak insanlar›n daha uzun yaflamas›n› sa¤l›yor olabilir(29). Serum antioksidan kapasitesi

ile ürat aras›nda s›k› korelasyon mevcuttur(29,30). ‹n

vivo lipid peroksidasyonu subendotelyal kompart-manda olmaktad›r, su faz›nda etkin olan ürat›n bu-na etkisi tam olarak bilinmemektedir. Baz› araflt›r-mac›lar bak›r varl›¤›nda ürik asitin DNA zincir k›r›l-mas›na neden oldu¤unu göstermifllerdir(31). Bu

et-kisinin bak›r ile etkileflti¤inde serbest oksijen radi-kali oluflturmas›ndan kaynakland›¤› düflünülmek-tedir. Bu da acaba ürik asit koruyucu bir etki mi ya-p›yor sorusunu akla getirmektedir. Fakat bunu gösteren klinik ve epidemiyolojik kan›tlar yoktur. Aksine ürat›n kardiyovasküler hastal›k riskini artt›r-d›¤› görüflü daha hakimdir(22,23,24).

Hipertrigliseridemi, bozulmufl glukoz tolerans›, obezite, hiperürisemi KAH ile birlikte s›k görülen metabolik sendromlar tan›mlanm›flt›r. Ürat bu

(7)

sen-dromlar için bir gösterge mi yoksa fizyopatolojide rol oynayan faktör mü oldu¤u kesin de¤ildir . An-cak genel görüfl ürat›n sekonder olarak yükseldi¤i ve dismetabolik sendromun bir göstergesi olabile-ce¤i yönündedir(45). Gut hastal›¤›n›n KAH için bir

risk faktörü oldu¤u genifl biçimde kabul görmekte-dir(1,25). Bununla birlikte bu iliflki prospektif birkaç

çal›flma ile incelenmifltir. Sistolik kan bas›nc›, total kolesterol, alkol, vücut kitle indeksi, DM gibi ate-rosklerotik risk faktörleriyle düzeltildikten sonra gut varl›¤›n›n ateroskleroz geliflimini de¤ifltirmedi¤i görülmüfltür. Wannamethee ve ark.(32) erkeklerde yapt›klar› prospektif kohort çal›flmas›nda ürat›n artt›¤› di¤er durumlarda KAH geliflme riski arter-ken gut tan›s› alm›fl 187 erkek hastada böyle bir iliflki saptanmam›flt›r.

TEKHARF kohortunda ürik asidin s›n›r üzerindeki de¤erlerinin, KKH riskini kad›nlarda 2.2 kat, her iki cins birlikte tutuldu¤unda 1.83 kat art›rd›¤› saptan-m›flt›r.(46)

SONUÇ:

Yapt›¤›m›z çal›flmada erkeklerde ürik asit ile KAH aras›nda kuvvetli bir iliflki oldu¤unu saptad›k. Ürik asit hem tek de¤iflkenli analizlerde hem de çok de-¤iflkenli lojistik regresyon analizlerinde bir risk fak-törü olarak ortaya ç›km›flt›r.Ürik asitin KAH risk faktörleriyle olan karmafl›k iliflkisinden dolay› ken-disinin direkt olarak risk faktörü mü oldu¤u yoksa bu kompleks iliflkiler içerisinde ortaya ç›kan bir la-boratuvar gösterge mi oldu¤u sorusu esas olarak cevaplanmas› gereken sorudur. Mevcut verilerin ›fl›¤›nda ürik asit düzeyi ile KAH aras›nda tam ola-rak aç›klanamasa da belirgin bir iliflki saptanm›flt›r.

KAYNAKLAR

1. Ross R. The pathogenesis of Atherosclerosis and Risk Factors for Coronary Artery Disease; Farmer JA, Gotto AM, Dyslipidemia and other risk factors for coronary artery disease in: Braunvvald E, (ed) Heart Disease A Textbook of Cardiovascular Medicine;. 5 th ed. ABD WB Saunders Company, Philadelphia, 1997, pp1105-1160

2. Murray RK, Mayes PA, Granner DK, Rodwell VW . Har-per’›n Biyokimyas› Bar›fl Kitabevi, 1993

3. Wilson JD, Braunwald E, Isselbacher KJ, Petersdorf RG, Martin JB, Fauci AS, Root RK. Harrison’s Principles of Internal Medicine 12. Edition McGraw-Hill ‹nc.

4. Gertler MM, Garin SM, Levine SA. Serum uric acid in re-lation to age and

physique in health and coronary heart disease. Ann Intern Med;34:1421-31. 1951

5. Beard JT. Serum uric acid and coronary heart di-sease. Am Heart J; 106:397-400. 1983

6. Kohn PM, Prozan GB. Hyperuricaemia relationship to hypercholesterolemia and acute myocar-dia! infarction. JAMA 170:1909-11. 1959

7. Shoshkes M. Systolic hypertension, hyperuricaemia, and hyperglycemia as riskfactors in cardiovascular disea-se. J Med Soc NJ 73:219-21. 1976

8. Culleton BF, Larson MG, Kannel WB, Lewy D. Serum uric acid and Risk for Caediovascular Disease and Death: The Framingham Heart Study .AnnlnterMed 131:7-13 1999

9. Myers AR, Epstein FH, Dodge HS, Mikelsen WM: The relationship of serum uric acid to risk factor in coronary he-art disease Am.J Med 45:520,1968

10. Ostrander LD Jr, Lamphiear DE: Coronary risk factors in a community. Findings inTecumseh, Michigan. Circulati-on 53:152-61, 1976.

11.Klein R, Klein BE, Coroni JC, Maready J, Cassel JC, Tyroler HA: Serum uric acid. Its relationship to coronary heart disease risk factors and cardiovascular disease, Evans Country, Georgia. Arch intern Med 132:401-10, 1973.

12. Coronary Drug Project Research Group: Serum uric acid: its association with other risk factors and with morta-lity in coronary heart disease. J Chronic Dis 29:557-62, 1976.

13. Medalie JH, Synder M, Groen JJ, Neufeid HN, Goldbo-urt U, Riss E: Angina pectoris among 10,000 men. Am J Med 55:583-90, 1973.

14. Medalie JH, Kahn HA, Neufeld HN, Riss E. Goldbo-urt U: Five year myocardial infarction incidence. II. Asso-ciation of single variables to age and birthplace. J Chronic Dis 26:329-36, 1973.

15. Yano K, Rhoads 0, Kagan A: Epidemiology of serum uric acid among 8000 Japanese-American men in Hawaii. J Chronic Dis 30:171-77, 1977.

16. Kagan A, Gordon T, Rhoads GG, Schiffman JC: Some factors related to coronary heart disease incidence in Ho-nolulu Japanese men: The HoHo-nolulu Heart Study. Int J Epidemiol 4:271-79, 1975.

17.Takkunen H, Reunanen A: Hyperuricennia and other cardio-vascular risk factors. Adv Exp Med fliol 76B:238-44, 1977.

18.Persky VVV, Dyer AR, Idr›s-Soven E et al. Uric Acid: A risk Factor for Coronary Heart Disease? Circulation 59: 969-977 1979

19.Ginsberg MH. Kozin F O’Malley N. McCarty DJ: Re-lease of platelet constituents by monosodium urate

(8)

crvstals. J Clin Invest 60:999-1007.1997

20. Mustard JF, Murphy EA, Ogryzlo MA, Smythe HA: Blo-od coagulation and platelet economy in subjects with pri-mary gout. Can Med Assoc 189:1207-1211 1963 21. Newland H: Hyperuriciemia in coronary, cerebral and peripheral arterial disease: An explanation. Med Hypothe-ses 1:152-155. 1975

22. Vasquez.Vivar J, Santos AM, Junqucira VB, Augusta 0.: Peroxynitnte- mediated formation of tree radicals in hu-man plasma: PR detection of ascorbyl, albumin-thyl and uric acid-derived free radicals. Biochem 1.1996:314:869-76.

23.Anker SD. Leyva F, Poole-VVilson PA, Kox VVJ, Ste-venson JC, Coats AS. Relation between serum uric acid and lower iimb blood flow in patients with chronic heart fa-ilure. Heart. 1997:78:39-43.

24.Leyva F, Anker S, Swan IW, Godsland JF, et at. Serum uric acid as an index of impaired oxidative metaoolism in chronic heart failure, Eur Heart J. 1997:18:858-65. 25.Gordon TP. Terkeltaub R. Ginsberg MH: Go-ut: Crystal-induced inflammation. in Gallin II. Gold-stein LM. Snyderman R (eds):Inflammation: Basic Principles and Clinical Correlates New York NY.Raven, 1988. pp 775-783

26.Canon PJ, Stason VVB, Demartini FE, Som-mers SC, Larah JH:Hyperuricemia in primary and re-nal hypertension. N Eng J Med 275:457-464 1966 27. 0liva H. Barat A: Histopathology of the kidney in percu-taneous biopsy in gout, in Yü T, Berger L (eds): The Kid-ney in Gout and Hyperuricemia.Mount Kisco. NY. Futura. pp 175-194, 1982

28. Talbott JH, Terplan KL: The kidney in gout. Medicine 39:405-467.1960

29.Nyysönen K, Porkkala-Sarataho E, Kaikkonen J, Salo-nen JT. Ascorbate and urate are the strongest determi-nants of plasma antioxidative capacity and serum lipid re-sistance to oxidation in Finish men. Atherosclerosis 130:223-233 1997

30. Rosell M, Regnström J, Kallner Ahellenius ML. Serum Urate determines antioxidant capacity in middle-age men-a controlled, rmen-andomised diet men-and exersise intervention study. J Inter Med 246(3): 219-226 1999

31.Shamsi FA, Hadi SM, Photoinduction of strand scission in DNA by uric

acid and Cu (II) . Free Rad Biol med 19:189-196 1995 32. Wannamethee SG, Shaper AG, VVhincup PH: Serum urate and the major coronary heart disease events Heart; 78:147-53:1997

33.Abbott RD, Brand FN, Kannel WB Castelli FB. Gout and coronary heart disease: The Framingham Study. J

Clin Epidemiol 41:237-42

34. Robert W. Mahley. Aterogenezin hücresel ve molekü-ler biyolojisi MSD ‹nc. ‹stanbul, 1993.

35. Kesainemi YA, Witztum JL, Stembrecher UP. Recep-tor-mediated catabolism of low density lipoprotein in man : quantitation using glycosylated lovvdensity lipoprotein. J Clin Invest 71: 950-9,1983.

36. Nagelkerke JF, Barto KP, van Berkel TJ. In vivo and in vitro uptake and degradation of acetylated low density li-poprotein by rat liver endothelia, Kupffer and parenchymal cells. J Biol Chem 258 :12221-7,1983.

37. Stein 0, Stein Y: Bovine aortic endothelial cells display macrophage-like properties tovvards acetylated 125l-Iabelled low density lipoprotein.Biochim Biophys Ada 620 : 631-5,1980,

38 .Henriksen T, Mahoney EM, Steinberg D.: En-hanced macrophage degradation of low density lipopro-tein previously incubated with cultured endothelial cells recognition by receptor for acetylated low density lipop-roteins. Proc Nati Acad Sd USA. 78 : 6499-503,1981. 39. Heinecke JW, Rosen H, Chait A, Iron and copper pro-mote modification of low density lipoprotein by human ar-terial smooth muscle cells in culture. J Clinlnvest14: 1890-4. 1981890-4.

40. Pathasarathy S, Printz DJ, Boyd D, Joy L, Steinberg D. Macrophage oxidation of low density lipoprotein gene-rates a modif›ed form recognized by the scavenger recep-tor. Arteriosderosis 6 : 505-10, 1986.

41 Davvber TR: Coronary heart disease. Biol. Cardiol 13:9-14,1963.

42. Kannel WB, Castelli WP, McNamara PM: The coronary profile: 12-year follow-up in the Framingham Study. J Oc-cupational Med 9:611-19, 1967.

43.Hall AP: Correlations among hyperuricemia, hypercho-lesterolemia, and coronary disease and hypertension. Art-hritis Rheum 8:846-51, 196

44. Kannel WB, Gordon T, editors: The Frarningham Study. Section 26. Some characteristics related to the inci-dence of cardiovascular disease and death: Framingham Study, 16 year follow-up 1970. VVashington, D.C., U.S. Government Printing Office.

45. Assmann G and Schutle H: Relation of High-Density Lipoprotein Cholesterol and Triglycerides to Incidence of Atherosclerotic Coronary Artery Disease (the PROCAM Experience). Am J. Cardiol., 70: 733-37.1992

46. Hergenç G, Onat A, Türkmen S, Uyarel H, Uzunlar B, Yaz›c› B, Sar› ‹, Kelefl ‹, Can G, Sansoy V; Toplumumuz-da Ürik Asid Düzeyleri:Metabolik Sendromun bir Belirleyi-cisi veKoroner Hastal›¤›n Özellikle Kad›nlarda bir Göster-gesi. Türk Kardiyol Dern Arfl 2004; 32: 71-81

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu hastada ayak parmaklar›nda nekroz oluflumuna yol açabilecek patolojiler aras›nda ön planda düflünülecek olanlar; infektif endokardite ba¤l› septik emboli, sol

Sonuç olarak akut iskemik inmede önemli risk faktörü olan aterosklerozun patogenezinde rol oyna- yan dislipidemik süreçte, non-HDL kolesterol (Total kolesterol-HDL-K) ve

It is shown that for samples without coatings, the found theoretical values of the critical load quite well correspond to the points on the experimental diagrams

Generally, the percentage of teachers of all the categories of teaching experience is much higher at below average and low levels of emotional intelligence and

Orta risk grubuna ise, iki veya daha fazla koroner arter hastal›¤› risk faktörü olan ve Framingham Kalp Çal›flmas› skalalar›na göre 10 y›ll›k kardiyovasküler olay

1990 yılındaki &#34;sağlıklı&#34; popülasyonun 10 yıllık iz- lenmesinde meydana gelen koroner kökenli ölümler ile KKH'dan oluşan bileşik hedef noktası

Şekil 2, Bireylerde risk değerlendirmesi ile korunma ve tedavi için total kolesterol (TK) değerine göre bit algoritma.. Onar: Halktmtz için T otal Kolesterol Düzeyi Normal

yokard infarktüsii sonrası trombolitik tedavi uygulamadan önce ve sonra serum kolesterol seyrini ve streptokinazın.. kolesterol eliizeyine erkisini araştırmak