• Sonuç bulunamadı

BUKKAL BÖLGEDE PLEOMORFİK ADENOMA: BİR OLGU SUNUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BUKKAL BÖLGEDE PLEOMORFİK ADENOMA: BİR OLGU SUNUMU"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* Gazi Üniversitesi, Di Hekimli i Fakültesi A z Di Çene Hastal klar ve Cerrahisi AD, Ankara ** Sa l k Bakanl 75. Y l A z, Di Sa l Merkezi, Ankara

*** Gazi Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesi Oral Patoloji BD, Ankara

#Türk Oral ve Maksillofasiyal Cerrahi Derne i 15.Uluslararas Kongresinde (Antalya, 29 Ekim- 02 Kas m 2008) poster olarak tebli edilmi tir.

BUKKAL BÖLGEDE PLEOMORF K ADENOMA: B R OLGU SUNUMU

#

PLEOMORPHIC ADENOMA IN THE BUCCAL REGION: A CASE REPORT

#

Prof.Dr.Mustafa ÖZTÜRK* Dt.Esma BOYSAN*

Dr.Dt.Filiz TAHTABAB** Ar .Gör.Defne AKPINAR***

ÖZET

G R : Pleomorfik adenoma majör ve minör tükürük bezlerinin en

yayg n (%50) görülen tümörüdür. Minör tükürük bezi tümörlerinin %70’ini pleomorfik adenomalar olu#turur ve en s k görülen intraoral bölge palatinaldir, üst dudak ve bukkal mukoza bu s ralamay takip eder. Bu tümör genellikle tek tarafl ve yava# büyüme gösteren, a'r s z, kat kitle #eklindedir. OLGU: 56 ya# ndaki bayan hasta bukkal bölgede büyüklü'ü yava#ça artan a'r s z bir kitle ile Gazi Üniversitesi Di# Hekimli'i Fakültesi A' z, Di#, Çene Hastal klar ve Cerrahisi Anabilim dal na ba#vurmu#tur. Yap lan klinik ve radyolojik muayenede sa' bukkal bölgede; palpasyonda a'r s z, sert ve ekstraoral ekspansif kitle tespit edilmi#tir. Lezyon kapsülüyle birlikte enükle edilmi#tir. Histolojik tetkikler, karsinomatöz odaks z pleomorfik adenoma te#hisini do'rulam #t r. 24 ayl k takipte bukkal mukoza iyi bir iyile#me göstermi#tir. TARTI MA: Sunulan olguda ve gözden geçirilen literatürler de minör tükürük bezi tümörlerinin, özellikle pleomorfik adenoman n daha yüksek benign tümör insidans yla karakterize oldu'unu desteklemektedir.

Anahtar kelimeler: Tükürük bezi tümörleri, pleomorfik adenoma,

bukkal bölge

SUMMARY

INTRODUCTION: Pleomorphic adenoma is most common tumor

(%50) of the major and minor salivary glands. Seventy percent of the tumors of the minor salivary glands are pleomorphic adenomas, and the most common intraoral site is the palate, followed by the upper lip and buccal mucosa. The tumor is usually solitary and presents as a slow growing, painless, firm single nodular mass. CASE REPORT: A 56 -year-old female with a painless buccal mass that slowly increased in size was referred Department of Oral and Maxillofacial Surgery of Dentistry Faculty of Gazi University. Clinic examination and radiographic evaluation was determined painless, firm and extraoral expansive mass in the right buccal region. Lesion was enucleationed with its capsule. Histologic analysis confirmed the diagnosis of pleomorphic adenoma with no carcinomatous foci. The 24-month follow up showed good healing of the buccal mucosa. CONCLUSION: Through the present case report and review literatures, it is suggested that the minor salivary gland tumors are characterized by the higher incidence benign tumors, especially of pleomorphic adenoma.

Key words: Tumors of salivary glands, pleomorphic adenoma, buccal

region

G R

Pleomorfik adenoma majör ve minör tükürük bezlerinin en yayg n (%50) görülen tümörüdür.1 Ço unlukla parotis bezinden kaynaklanan ve yava

büyüyen parotis bezindeki neoplazmlar n

%60-70’inden sorumludur.2Minör tükürük bezi tümörlerinin %70’ini pleomorfik adenomalar olu turur ve en s k görülen intraoral bölge palatinaldir, üst dudak ve bukkal mukoza bu s ralamay takip eder.1

Pleomorfik adenomun etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir ve benign epitelyal tümör olup hücreleri epitelyal ve mezen imal diferansiyasyonlar gösterebilir. Pleomorfik terimi hücresel pleomorfizm için de il ar itektürel pleomorfizm için kullan lm t r. Basit bir

tümör enükleasyonu prosedüründen sonra pleomorfik adenomun % 20-45 aras nda bir nüks oran vard r.2

Pleomorfik adenomalar makroskobik olarak; iyi s n rl , kapsüllü, soliter lezyonlard r. Bu neoplazm 1866 y l nda orjinal olarak benign miks tümör olarak adland r lm ve klasik mikroskopik tan m 1874 y l nda verilmi tir. Lsminin Pleomorfik adenoma olarak de i tirilmesi 1948 y l nda önerilmi ve önemli tart malar beraberinde getirmi tir. Pleomorfik adenoman n hücresel bile enlerini epidermoid hücreler ve myoepitelyal hücreler olu turmaktad r. Bu hücreler ba ms z orjinlerse, uygun isim “miks tümör”dür. Bu iki hücre genel orjinse lezyon için uygun isim “pleomorfik adenoma’’d r.1 Histolojik olarak, tümör asl nda epitelyal orijinli olmakla birlikte

(2)

Cilt: 12 Say : 2 2009

diferansiyasyon özelli inden dolay son derece farkl hücre tiplerini ayn anda bulundurabilir.3 Epitelyal, mezen imal ve stromal komponent olmak üzere ba l ca üç komponenti bulunur. Epitelyal komponent, duktuslar, tübüller, solid adalar, küçük kistik yap lar ya da eritler olu tururlar. Epitelyum; keratinizasyon, kistik yap lar, mukus üretimi, onkositik ve sebasöz farkl la ma alanlar olu turabilir. Mezen imal komponent miksoid, hyalunize stroma içerisinde da n k olarak ya da duktuslarla ili kili halde dizilmi halde bulunan myoepitelyal hücrelerin yan s ra spindle, stellat, plasmositoid, effaf, epiteloid karakterdeki modifiye myoepitelyal hücrelerden olu maktad r. Stromal komponent ise myoepitelyal hücreler taraf ndan üretilen asidik mukosubstandlar içerir ve bunun sonucunda kondroid, miksoid, kondromiksoid, hyalen, osseöz veya adipöz bir form halini al r.4

OLGU SUNUMU

56 ya ndaki bayan hasta, bukkal bölgede, yava büyüyen a r s z bir i lik ikayeti ile Gazi Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesi A z, Di , Çene Hastal klar ve Cerrahisi Anabilim Dal na ba vurmu tur. Hastadan al nan anamnezde herhangi bir sistemik hastal olmad tespit edilmi tir. Kitle 10 y l boyunca yava yava büyümü tür. Bu süreçte herhangi bir a r olu turmam t r. Hastan n yap lan klinik muayenesinde sa bukkal bölgede; palpasyonda a r s z, sert ve ekstraoral olarak ekspansif kitle tespit edilmi tir (Resim 1).

Resim1. Hastan n lateralden ekstraoral görüntüsü

Hastadan al nan tomografik görüntüler sayesinde kitlenin radyografik de erlendirilmesi yap lm t r. IV opak madde verilmeden aksiyal planda 3 mm kesit kal nl nda elde edilen kesitlerde; sa maksiller bölgede cilt alt nda, 3.5x3 cm boyutunda ciltte deplasmana neden olan, çevre dokulara invazyon göstermeyen kapsüllü kitle tespit edilmi tir (Resim 2).

Resim 2. Sa' bukkal bölgedeki kitlenin BT görüntüsü

Tümöral kitlenin; lokal anestezi alt nda intraoral yakla mla operasyonu gerçekle tirilmi tir. (Resim 3-4)

Resim 3. Ç kar lan kitlenin #ekli ve boyutu

(3)

Kapsülüyle birlikte ç kar lan kitle histopatolojik olarak de erlendirilmesi için patoloji anabilim dal laboratuar na gönderilmi tir. Hastan n 24 ay süreyle klinik kontrolleri yap lm t r (Resim 5-6).

Resim 5. Hastan n 12.ay kontrolü

Resim 6. Hastan n 24.ay kontrolü Histopatoloji

Makroskobik olarak; kitle kapsüllü, 4x3x3 cm boyutunda kirli beyaz renkte sert k vaml d r. Dilimlendi inde kesit yüzünün kirli beyaz renkte difüz homojen benzeri görünümde oldu u izlendi. Histolojik olarak, kapsüllü yap daki benign tümoral geli im

gözlendi. Tümör; bir k sm kordlar bir k sm ise duktuslar tarz nda, yer yer ise solid adalar eklinde geli im gösteren hücrelerden olu maktad r. Tümör hücreleri, oval, veziküle nukleuslu, eosinofilik sitoplazmal olup atipi veya mitoz göstermemektedir. Tümör zemini miksoid görünümde olup hyalinli birikimler, küçük kistik dejenerasyonlar ve geni k k rdak alanlar içermektedir (Resim 7-8).

Resim 7. Kapsüllü yap da tümoral olu#um. (H&E x40)

Resim 8. Miksoid stroma içerisinde kordlar ve solid alanlar (H&E

x100)

TARTI MA

Tükürük bezi tümörleri nadir olarak görülür ve tüm ba boyun neoplazmlar n n %2-6.5’ini olu turur. 1992 y l nda Wal ve arkada lar5 yay nlad klar çal mada

tükürük bezi tümörlerinin ba ve boyun

neoplazmlar n n %3’ünü olu turdu unu belirtmi lerdir. Bu neoplazmlar n büyük ço unlu u majör tükürük bezlerinde meydana gelmektedir. Minör tükürük bezinden orijin alan tümörler tüm tükürük bezi neoplazmlar n n %25’inden daha az n olu turmaktad r.

Pleomorfik adenoma tüm tükürük bezi tümorleri içerisinde %33’den %70‘e kadar de i en, benign

(4)

Cilt: 12 Say : 2 2009

tümörler içerisinde ise %70.6 dan %100 oran na kadar de i en görülme s kl olan minör tükürük bezlerinin en yayg n tümörüdür.6 Pleomorfik adenomalar parotis tümörlerinin % 70'ini olu turmaktad r.7 Hugkes8 1995 y l nda yapt çal mada parafarengeal bölge tümörlerinin %80’inin benign, %20’sinin malign oldu unu ve %40 oran ile pleomorfik adenomun en s k görülen tümör oldu unu göstermi tir.

Toplumlar n etnik yap s ve co rafi

lokalizasyonlar tükürük bezi tümörlerinn görülme insidans n etkilemektedir. 1995 y l nda Loyala ve arkada lar n n9 Brezilyal 164 hasta üzerinde yapt çal mada pleomorfik adenoma di er çal malarda da oldu u gibi insidans en yüksek benign tükürük bezi tümörü olarak belirlenmi tir. Fakat görülme ya , kad n ve erkeklerde görülme oran bak m ndan farkl l k göstermi tir.62005 y l nda Toida ve arkada lar n n184 Japon hastada yapt klar çal mada tüm tükürük bezi tümörleri içinde % 67.1 görülme oran elde etmi lerdir. 2001 y l nda Gök ve arkada lar n n10 112 Türk hasta üzerinde yapt çal mada en s k rastlanan benign tükürük bezi tümörünün %80.9 oran ile pleomorfik

adenoma oldu u ve 1/34 oran nda malign

transformasyon gösterdi i saptanm t r.

Minör tükürük bezi orijinli pleomorfik adenoman n en s k bulundu u bölge palatinaldir. Pleomorfik adenoma vücutta di er bölgelerde de görülebilir. Campos11 1995 y l nda yapt bir çal mada en s k sert damakta oldu unu belirtmi tir. Lee12 1992 y l nda maksiller sinüs kaynakl ossifiye pleomorfik adenoma olgusu, Bapista13 1992 y l nda epiglotta pleomorfik adenoma olgusu bildirmi lerdir. 2005 y l nda Toida ve arkada lar n n1 yapt klar çal mada palatinal bölgede görülme s kl %81.5 olarak tespit edilmi tir. Palatinal bölgeyi, üst dudak ve yanak mukozas takip etmektedir. Daha önce rapor edilen çal malarda pleomorfik adenoman n cinsiyet bak m ndan görülme s kl için

erkek-kad n oran 1:1.1 ile 1:2.5 aras nda

de i mektedir.6

Pleomorfik adenoma, her ya ta görülebildi i gibi en çok dört ve alt nc dekatlarda görülmektedir. Tükürük bezi tümörlerinin ancak %1-5’i 16 ya ve alt nda görülmektedir.14 Bizim olgumuzda da cinsiyet, ya ve lokalizasyon aç s ndan literatürle benzer özellikler bulunmaktad r.

Pleomorfik adenoma a r s z kat i lik eklindedir ve ço u vakada mukoza tabakas n n ülserasyonuna

neden olmaz. Genellikle palatinal sert damaktaki

olu umlar d nda doku içine yap k olmayan

k s mlar mobil olarak hissedilir. Pleomorfik

adenomalar n geli imi yava t r ve bir parmak

kal nl na ula mas y llarca sürebilir.7 Bizim olgumuzda lezyon 4x3x3 cm boyutuna 10 y l boyunca yava bir ekilde büyüyerek ula m t r.

Radyografik de erlendirmede bilgisayarl tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme teknikleri kullan lmaktad r. Sert dokuyu da içerebilen palatinal pleomorfik ademolar n görüntülenmesinde bilgisayarl tomografi daha çok tercih edilmektedir. Pleomorfik adenomalar n formlar lasti e benzeyen s k l kta ve genellikle lob eklindeki i liklerdir. Mukozan n alt na yakla t kça mavimsi bir görünüm alabilirler.7 Olgumuzda yap lan ekstraoral muayenede ekspansiyon tespit edilirken, intraoral muayenede herhangi bir patoloji tespit edilmemi tir. Tomografik de erlendirmede ise; yana d ar ya do ru iten ekspansif kitle tespit edilmi tir.

Pleomorfik adenomalar özellikle palatinalde iyi s n rl ve kapsülden yoksundurlar. Palatinal bölgenin lezyonlar s kl kla periostu ve kemi i de içine al r.1-2-7

Bu olgumuzda; hastan n bukkal bölgesindeki

pleomorfik adenoma belirgin s n rlara sahip kapsüllü olarak tespit edilmi tir.

Pleomorfik adenoman n tedavisi radikal cerrahidir, çünkü yetersiz rezeksiyon lokal rekürrense yol açmaktad r. Bu nedenle tedavi için geni eksizyon gereklidir. Bukkal mukozada enükleasyon, parotis orijinli tümörlerde süperfisiyal veya total parotidektomi uygulanmal d r.1 Suttner15 1992 y l nda yine epiglotta pleomorfik adenoma olgusu bildirmi tir. Suttner bu olguda CO2 laser ile endoskopik olarak eksizyon yapm t r. Bizim olgumuzda lezyonun lokal anestezi alt nda enükleasyonla cerrahi olarak tedavisi yap lm t r.

Pleomorfik adenoma da malign transformasyon riski dü ük olmakla birlikte minör tükürük bezlerinden geli enlerde bu ihtimal daha yüksektir. Malign transformasyon riskin 5 y ldan k sa süreli tümörler için %1.6 ve 15 y ldan uzun süreli tümörler için ise %9.4 oldu u bildirilmi tir.16

Pleomorfik adenomalar önemsenmez ve dikkate al nmazsa çok büyük boyutlara ula abilirler ve genellikle malign de i im gösterirler. Pleomorfik adenoma olgular nda malign transformasyon, vücutta

(5)

kal süresi ile orant l olarak artar.17 Benign bir tümörün malign transformasyonunu destekleyen klinik bulgular a r , kitle boyutlar nda art ve fasiyal paralizidir. Pleomorfik adenomlarda malign dejenerasyon oranlar n Eneroth %3, Asley %10 olarak bildirmi lerdir.

Rekürrens aç s ndan parotisden ç kar lan tümörün tamamen ç kar lmas ndaki büyük zorluklar de erlendirilmelidir. Fasiyal sinirin özellikle hasara u ramas cerrahi tedavisinde özellikle istenmeyen komplikasyondur.16 Bizim olgumuzda; hastam z n 24 ay takibi sonucunda nüks ve malign transformasyon gözlenmemi tir.

Sonuç olarak ba boyun bölgesi patolojileri içinde s kl kla kar la lan pleomorfik adenomalar s kl kla; klinik ve radyolojik de erlendirmeler sonras nda iyi bir cerrahi planlama ile ba ar l bir ekilde tedavi edilebilmektedir. Ayr ca nüks ve malign transformasyon riski aç s ndan de erlendirmede hastalar n uzun süreli takiplerinin yap lmas da gereklidir.

KAYNAKLAR

1. Clauser L, Mandrioli S, Dallera V. Pleomorphic adenoma of palate, J Craniofac Surg 2004; 6: 1026- 9.

2. Yuca K, K ro lu AF, Bayram L. Parotis pleomorfik adenomalar n cerrahi tedavisi, Van T p Dergisi 2005;12: 243- 7.

3. Günhan Ö. Oral ve Maksillofasiyal Patoloji, 1. Bask . Ankara: Atlas kitapç l k, 2001. s.116-7.

4. Ellis GL, Auclair PL. Atlas of tumor pathology. Tumors of the

salivary glands, Armed Forces Institute of Pathology: Washington DC, 3(17): 39- 57,1996.

5. Wal JE van der, Snow GB. Histological reclassification of 101 intraoral salivary gland tumors, J Clin Pathol 1992;45: 834-5.

6. Toida M, Shimokawa K, Makita Y. Intraoral minor salivary gland tumors: a clinicopathological study of 82 cases, Int J Oral Maxillofac Surg 2005;34:528-532.

7. Cawson RA, Odell EW: Cawson’s Essentials of Oral Pathology and Oral Medicine, 7th ed. Spaine: Churchill Livingstone; 2002. p. 264-5.

8. Altun H, Hanc D, Uygur E. Pleomorfik adenomlu olgular m z n cerrahi tedavi ve komplikasyonlar n n de erlendirilmesi, Lstanbul T p Dergisi 2004;3: 8-12.

9. Layola AM, de Araujo VC, de Sousa SO, de Araujo NS. Minor salivary gland tumors: A retrospective study of 164 cases in a Brazilian population, Eur J Cancer B Oral Oncol 1995; 31: 197-201. 10. Gök Ü, Yalç n B, Kaygusuz L. Tükürük Bezi Kitleleri: 112 olgunun analizi, Türk Otolarengoloji Ar ivi 2001;2: 104-8.

11. Campos A, Bagan JV, Zapater E. Pleomorphic adenom of the salivary glands. Acta-Otorrinolaryngol Esp.1995; 4: 331-4.

12. Lee KC, Chan JK. Ossifying pleomorphic adenoma of the maxillary antrum, JLaryngol Otol 1992;106: 50- 2.

13. Baptista PM, Garcia-Tapia R. Pleomorphic adenoma of epiglottis, J Otolaryngol1992;21: 355- 7.

14. Anadolu Y, Özgürsoy OB, Beton S. Çocukluk ça parotis pleomorfik adenomalar , KBB ve Ba Boyun Cerrahisi Dergisi 2002; 10: 164-7.

15. Suttner HJ, Stoss H, Iro H. Pleomorphic adenoma of the epiglottis. Case report and review of the literature. HNO 1992; 40:453-5.

16. Okuyucu B, Kocatürk S, Han Ü,: Karsinoma Ex-Pleomorfik Adenoma, C.Ü. T p Fakültesi Dergisi 2005;27: 35-8.

17. Güney K, Fi enk F, Balkan E. Minör tükürük bezlerine ait pleomorfik adenom KBB ve BBC Dergisi 1997; 5: 34-6.

Yaz12ma Adresi: Prof.Dr.Mustafa Öztürk Gazi Üniversitesi Di Hekimli i Fakültesi 8.Cd.82.Sk. No: 4 06510 Emek-ANKARA Tel : 0312 203 43 33 E-posta : mstozturk44@hotmail.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Dudaklar›m›z› ›s- latmaktan çok daha öte ifllevlere sahip olan tükürük, s›rad›fl› do¤al tarihiyle ol- dukça karmafl›k bir biyolojik s›v›.. Bilin- dik, ancak

O gün, onun çok sevdiği bu toprakla­ ra, ve bu topraklarda yaşa­ yan insanlara veda ettiği gün, arkasından gelenler, Sedat Si- m avinin bu mukaddes

Nezihe Muhiddin H a m d a n sonra Latife Bekir Hanım reisliğe intihab edildi.. Lâmia Refik Hanım reis vekili

Türk musikisi ve edebiyatı konularında hayli bilinçli olan Refii Cevat (Ulunay) o dönemin basınında -sahib i olduğu- (Alemdar) gazetesinde, Nazım Hikmet’in bu

This formation is rarely seen in the oral cavity and buccal mucosa and can be mixed with benign and malignant mucosal lesions.. Histopathological evaluation of the biopsy taken from

Çalışmalarında bir çok yan etki ile beraber olgu- muza çok benzer şekilde bir hastada (% 0.7) pegile interferon tedavisinin beşinci ayında hem alt dudak hem de bukkal

Sonuç olarak, pleomorfik adenomlar rekürrens oranlarý oldukca düþük, benign tümörler olup, skuamöz veya musinöz metaplazi gösteren tükrük bezi lezyonlarýnda preoperatif

ABONE OL MATEMATİK AB C 1.sınıf Toplama İşlemi Problemler-2... SINIF TOPLAMA