Eski Türk Hayatı:
N A A A A A A A / V V V V S TJ
>//
1
mZİYA
PASA
Yazan: Şemsettin Kutlu Şair Ziyapaşa ile, Sadıra- zam Âlipaşa birbirlerini asla sevmezlerdi. Âlipa- sa. şairi, elinden geldiği ka dar ezmiş, hırpalamış; Zi yapaşa da sadrazamı kö tülemek ve mevkiini sars mak için, hiçbir fırsat ve imkânı kaçırmamıştır.
Yakın tarihimizin, her ikisi de ayrı ayrı değerler taşıya bu iki mühim şah siyetinin b u ' mücadeleleri ne dair pek çok vesika ve hatıra vardır. Bunlardan en meşhuru, Ziyapaşa'nın Âli paşa hakkında yazdığı «Za- fername adlı hiciv eseri dir.
1867 yılında Girit Ada sında büyük bir isyan çık mış, mesele büyüyünce, Â- lipaşa bir harb gemisine binerek, bizzat adaya git miş; gerçi isyanı bastırmış (' fakat Adaya muhtariyet vermek suretiyle, pek de başarılı sayılamıyacak bir işten sonra dönmüştür.
Ziyapaşa bunu fırsat bi lerek, sadrazamı kötüle mek ve küçültmek için
«Zafername» adlı meşhur hiciviyesini yazmıştı. Fa kat esere kendi imzasını atmamış, onu, Âlipaşa’- nın konuştuğu şahıslardan biri olan İzmit Mutasarrıfı Fazılpaşa'nm ağzından söy- letmişti. B ir zaman sonra bununla da yetinmemiş bu defa kasideyi tahmis ede rek Âlipaşa’yı biraz daha alaya almıştı. Tahmisi ya pan da güya kennisi reğil- di. Bunu da yine sadraza mın adamlarından Hayri efendinin ağzından kaleme almıştı. Daha sonra bunun la da yetinmemiş, bu sefer de eseri Zaptiye Nâzın Hüsnüpaşa’nın ağzından şerhetmişti. Hüsnüpaşa da Âlipaşa nın gözde adamla- rındandı.
Zafername: hâRidesi. şer hi ve tahmisi ile. mubak- >' kak ki, ağır olduğu nispet- j te, çok zarif, ince; büyük bir zekâya ihtiyaç gösteren kuvvetli bir hiciviyeydi Onu müştereken yazmışlar i gibi gösterdiği üç şahıs ise basit, sâf kimselerdi. Za- )j( ten eserin zarif tarafların dan biri de, yazar olarak, bu adamların gösterilmesi
idi.
Bununla beraber, «Zafer name» nin kendileri tara fından yazılmış gibi göste rilmesi Fâzıl ve Hüsnüpa- şalarla Hayri Efendiyi ba yağı telâşlandırmıştı. Âli- paşa’mn bunu, gerçekten kendilerinin yazmış oldu ğuna inanmasından korku yorlardı. Bu sebeple bir gün üçü birden buluşup hemen Sadrazama koşmuş lar; yana yakıla bunu ken dilerinin yazmadıklarını, bir iftiraya uğradıklarını yemini billâhlarla, anlat mışlardı. Âlipaşa onları te bessümle dinlemiş, bu saf lıklarına şaşarak:
— Müsterih olunuz efen dim: yazmadık diye değil, yazdık diye yemin etseniz bile size inanmam. Öyle bir eseri ancak Ziya yaza bilir. Bunu kolay bir iş mi sanıyorsunuz? >
Diye, düşmanının kudre tine hayranlığını ifadeden kendini alamamıştı.