• Sonuç bulunamadı

DEVLET SALNÂMELERİ’NE GÖRE 1925-1928 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE’DE EĞİTİM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DEVLET SALNÂMELERİ’NE GÖRE 1925-1928 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE’DE EĞİTİM"

Copied!
165
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DEVLET SALNÂMELERİ’NE GÖRE 1925-1928

YILLARI ARASINDA TÜRKİYE’DE EĞİTİM

Yağmur YAZIBAKAN

Danışman Dr. Öğr. Üyesi Mustafa BOSTANCI

Jüri Üyesi Prof. Dr. Mustafa ALKAN

Jüri Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Özlem KUTKAN

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Eğitim, bir toplumun ilerlemesini ve çağdaşlaşmasını sağlayan en önemli etmenlerden biridir. Nitelikli eğitim ve eğitimli nüfusun artması, ülkelerin Dünya genelinde söz sahibi olabilmesinin başlıca koşullarındandır. Bu gerçeğin farkında olarak, daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce çalışmalara başlayan Atatürk, eğitimin ülkenin en ücra köşesine kadar ulaşmasını ve Türk milletinin birçok konuda olduğu gibi eğitimde de dünyadaki çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasını istemiştir. Bu hedefler doğrultusunda 1923’ten 1928 yılına kadar geçen beş yıl, Türk eğitiminin adım adım geliştiği ve modernleştiği en hareketli dönemlerden biri olmuştur.

Ülkemizde eğitim tarihi konusunda yapılan çalışmalar dışında, geçmiş yıllarda devlet tarafından yayınlanmış olan salnâmeler, sayısal veriler elde etmek ve eğitim kurumları hakkında genel bilgi sahibi olmak için oldukça önemli kaynaklardır. Çalışmanın ana kaynağını oluşturan ve 1925-1928 yılları arasında yayınlanmış olan üç Devlet Salnâmesi, bu yıllarda Türkiye’de bulunan ilkokul, ortaokul, lise ve yüksekokulların sayısı ile bu okulların öğrenci, öğretmen ve memur sayısını içerir. Ayrıca yüksekokulların müfredat durumu ile dersleri veren hocaların isimlerini bu salnâmelerden öğrenmekteyiz.

Çalışmamızın amacı, Cumhuriyet’in ilan edildiği yıldan itibaren ülkemizde bulunan okul, öğrenci ve öğretmen sayısını devletin sayısal verileriyle ortaya koyarak, zorlu bir süreçten geçmiş ve yeni yeni oluşmaya başlamış Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitimdeki ilerleyişini ve genel durumunu tespit etmektir.

Çalışmada 1925-1926, 1926-1927 ve 1927-1928 eğitim ve öğretim yıllarına ait Devlet Salnâmeleri ana kaynak olarak kullanılmış olmakla birlikte birinci ve ikinci elden kaynaklarla, salnâmeden edinilen bilgiler desteklenmiştir.

Tez çalışmasının başından sonuna dek bilgisini ve desteğini esirgemeyen değerli tez danışmanım Dr. Öğretim Üyesi Mustafa BOSTANCI ’ya ve değerli hocam Doç. Dr. Nuri GÜÇTEKİN’e; çalışmanın tamamlanma sürecindeki desteklerinden dolayı hocam Doç. Dr. Ercan ÇELEBİ’ye teşekkürü bir borç bilirim.

Yağmur YAZIBAKAN Kastamonu, Haziran, 2019

(5)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

DEVLET SALNÂMELERİ’NE GÖRE 1925-1928 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE’DE EĞİTİM

Yağmur YAZIBAKAN Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tarih Anabilim Dalı

Danışman: Dr. Öğretim Üyesi Mustafa BOSTANCI

Çalışmada 1925-1928 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim durumu incelenmiştir. Değerlendirme yapılırken dönemin okulları, öğrenci, öğretmen ve çalışan durumları ile yükseköğretim kurumlarının müfredatı ve eğitim kadrosu ele alınmıştır. Ayrıca bu yıllarda Maarif Vekâleti’ne bağlı olan rasathane, kütüphaneler ve müzelerden bahsedilmiştir. Çalışmada temel kaynak olarak 1925-1926, 1926-1927 ve 1926-1927-1928 yıllarına ait Devlet Salnâmeleri kullanılmıştır. Çalışma neticesinde 1923’ten 1928’e kadar geçen süreçte ülkemizde okullaşmanın ve öğrenci sayısının arttığına, yükseköğretimde müfredat ve eğitim kadrosu bakımından önemli ilerlemeler sağlandığına dair bilgilere ulaşılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Eğitim, Eğitim Tarihi, Salnâme

(6)

ABSTRACT

M.Sc. Thesis

ACCORDING TO THE STATE SALNAME EDUCATION INTURKEY BETWEEN THE YEARS 1925-1928

Yağmur YAZIBAKAN University of Kastamonu Institute of Social Sciences

Department of History Supervisor: Lecturer Dr. Mustafa BOSTANCI

In this study, educational status of the Republic of Turkey between the years of 1925-1928 were examined. While evaluating the schools, students, teachers, working conditions also were discussed curricula of higher education institutions and education staff. In addition, in these years observatories, libraries and museums related to the Ministry of Education have been mentioned. The main sources of the study were related to state salname 1925-1926, 1926-1927 and 1927-1928 years. As a result of the study, it was found that the number of schooling and students increased in our country between 1923 and 1928 and significant progress was achieved in terms of curriculum and education staff in higher education.

Keywords: Education, History of Education, Salnâme

(7)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ... IV ÖZET ... V TABLOLAR LİSTESİ ... IX GİRİŞ ... 1 1. BÖLÜM ... 25 ANAOKULLARI ve İLKOKULLAR ... 25 1.1. Anaokulları ... 25 1.2. İlkokullar ... 31 2. BÖLÜM ... 39

ORTA OKULLAR, MESLEK MEKTEPLERİ, LİSELER, İMAM-HATİP OKULLARI ve ÖĞRETMEN OKULLARI ... 39

2.1. Orta Okullar ve Meslek Mektepleri ... 39

2.2. Liseler ... 48

2.3. İmam-Hatip Mektepleri ... 53

2.4. Kız ve Erkek Muallim Mektepleri ... 56

3. BÖLÜM ... 61

YÜKSEKÖĞRETİM ... 61

3.1. Ankara Hukuk Mektebi ... 61

3.2. Mekteb-i Mülkiye ... 65

3.3. Yüksek Muallim Mektebi ... 72

3.4. Sanayi-i Nefise Mektebi ... 74

3.5. Hattat Mektebi ... 76 3.6. Dârülfünûn ... 78 3.6.1. Hukuk Fakültesi ... 87 3.6.2. Fen Fakültesi ... 92 3.6.3. Edebiyat Fakültesi... 99 3.6.4. İlahiyat Fakültesi... 106 3.6.5. Tıp Fakültesi ... 111

3.6.6. Eczacı ve Dişçi Mektebi ... 120

4. BÖLÜM ... 126

MAARİF VEKÂLETİ’NE BAĞLI DİĞER KURUMLAR ... 126

4.1. Darbhâne-i Millî Müdüriyeti ... 126

4.2. Rasadhane Müdüriyeti ... 126

(8)

4.4. Medresetü’l Hattatîn ve Kütüphaneler ... 129

4.5. Türk Tarih Encümeni ... 131

SONUÇ ... 133

KAYNAKLAR ... 138

EKLER ... 143

EK 1 – 1923-1925 yılları arasında Türkiye dahilinde İlk Mektep muallimleri (Resmî ve Umumî Mektepler ile Orta Tahsile Mülhak Kısm-ı İbtidailerde) ... 143

EK 2 – 1923-1925 yılları arasında Türkiye Dahilinde İlk Mektep Muallimleri (Ecnebi ve Cemaat Mektepleri, Leylî İbtidailer ve Öksüz Yurtlarında) ... 146

EK 3 – 1924-1925 eğitim yılında Türkiye dahilinde mevcut ilk tahsil talebesi (Orta Tahsil Mekteplerine Mülhak Kısm-ı İptidailerde) ... 149

EK 4 – Tablo 64. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye dahilinde mevcut ilk tahsil talebesi (Ecnebi ve Cemaat Mektepleri, Leylî İlk Mektepler ve Dar’ül Eytamlarda) ... 151

(9)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. 1925-1926 eğitim yılında Maarif Vekâleti idari kadrosu ... 15

Tablo 2. 1926-1927 eğitim yılında Maarif Vekâleti idari kadrosu ... 18

Tablo 3. 1927-1928 eğitim yılında Maarif Vekâleti idari kadrosu ... 21

Tablo 4. 1922-1924 eğitim yılında Türkiye’de bulunan anaokulları ve öğrenci sayısı ... 25

Tablo 5. 1922-1924 eğitim yılında Türkiye’deki anaokulu öğretmeni sayısı ... 27

Tablo 6. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de bulunan Ana Okulları ve öğrenci sayısı ... 29

Tablo 7. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’deki Umumî ve Resmî ilk mektepler ve öğrenci sayısı ... 31

Tablo 8. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de bulunan ilkokul, ilk yatılı ve öksüz yurtları öğrenci sayısı ... 34

Tablo 9. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan erkek orta mektepleri ... 40

Tablo 10. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan Kız Orta Mektepleri ve Kız Sanayi Mektepleri ... 45

Tablo 11. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de bulunan meslek mektepleri ile orta mektepler ... 46

Tablo 12. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan sivil ve askerî erkek liseleri öğrenci sayısı ... 49

Tablo 13. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan sivil ve askerî erkek liseleri öğretmen ve memur sayısı ... 50

Tablo 14. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan kız liseleri öğrenci sayısı 51 Tablo 15. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan kız liseleri öğretmen ve memur sayısı ... 52

Tablo 16. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de bulunan kız ve erkek liseleri ... 52

Tablo 17. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan imam-hatip mektepleri .... 54

Tablo 18. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de bulunan imam-hatip mektepleri .... 56

Tablo 19. 1924-1925 eğitim yılında Türkiye’de bulunan kız ve erkek muallim mektepleri ... 58

Tablo 20. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de bulunan kız ve erkek muallim mektepleri ... 59

Tablo 21. Ankara Hukuk Mektebi 1926-1927 eğitim yılı tedris ve idare heyeti ... 63

Tablo 22. Mekteb-i Mülkiye 1925-1926 Eğitim Yılı Tedris Heyeti ... 67

Tablo 23. Mekteb-i Mülkiye 1926-1927 Eğitim Yılı Tedris Heyeti ... 68

Tablo 24. 1926-1927 ders senesinde Mekteb-i Mülkiye’de mevcut öğrenci sayısı .. 70

Tablo 25. Mekteb-i Mülkiye 1927-1928 Eğitim Yılı Tedris ve İdare Heyeti ... 70

Tablo 26. 1927-1928 Ders Senesinde Mekteb-i Mülkiye’de mevcut öğrenci sayısı 71 Tablo 27. 1925-1926 eğitim yılında Yüksek Muallim Mektebi öğretmen, öğrenci ve memur sayısı ... 73

Tablo 28. Sanayi-i Nefise Mektebi 1925-1926 eğitim yılı tedris heyeti ... 76

Tablo 29. Hattat Mektebi 1925-1926 eğitim yılı tedris heyeti ... 77

Tablo 30. 1925-1926 eğitim ve öğretim yılı Dârülfünûn emaneti ... 83

(10)

Tablo 32. 1927-1928 eğitim ve öğretim yılı Dârülfünûn emaneti ... 85

Tablo 33. 1925-1926 eğitim yılı Hukuk Fakültesi eğitim heyeti ... 88

Tablo 34. 1926-1927 eğitim yılı Hukuk Fakültesi eğitim heyeti ... 89

Tablo 35. 1927-1928 eğitim yılı Hukuk Fakültesi eğitim heyeti ... 91

Tablo 36. 1926-1927 eğitim yılında Fen Fakültesi’nde mevcut enstitüler ... 94

Tablo 37. 1925-1926 eğitim yılı Fen Fakültesi eğitim heyeti ... 96

Tablo 38. 1927-1928 eğitim yılı Fen Fakültesi eğitim heyeti ... 97

Tablo 39. 1925-1926 eğitim yılı Edebiyat Fakültesi eğitim heyeti ... 101

Tablo 40. 1926-1927 eğitim yılında Edebiyat Fakültesi eğitim heyeti ... 103

Tablo 41. 1927-1928 eğitim yılında Edebiyat Fakültesi eğitim heyeti ... 105

Tablo 42. 1925-1926 eğitim yılında fakültelerde verilen yabancı dil dersleri ... 106

Tablo 43. 1925-1926 eğitim yılı İlahiyat Fakültesi eğitim heyeti ... 108

Tablo 44. 1925-1926 yılında İlahiyat Fakültesi ile Edebiyat Fakültesi ortak dersleri ... 108

Tablo 45. 1926-1927 eğitim yılı İlahiyat Fakültesi eğitim heyeti ... 109

Tablo 46. 1927-1928 eğitim yılı İlahiyat Fakültesi eğitim heyeti ... 110

Tablo 47. 1925-1926 eğitim yılı Tıp Fakültesi eğitim heyeti ... 112

Tablo 48. 1926-1927 eğitim yılı Tıp Fakültesi eğitim heyeti ... 114

Tablo 49. 1927-1928 eğitim yılı Tıp Fakültesi idare ve eğitim heyeti ... 117

Tablo 50. 1925-1926 eğitim yılı Eczacı ve Dişçi Mektebi eğitim heyeti ... 120

Tablo 51. 1926-1927 eğitim yılı Eczacı ve Dişçi Mektebi eğitim heyeti ... 121

Tablo 52. 1927-1928 eğitim yılı Eczacı ve Dişçi Mektebi eğitim ve idare heyeti .. 123

Tablo 53. 1926-1927 eğitim yılı Darbhâne-i Millî Müdüriyeti memur kadrosu ... 126

Tablo 54. 1925-1926 eğitim yılı Rasadhane Müdüriyeti memur kadrosu ... 127

Tablo 55. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de mevcut Asar-ı Atika Müzeleri ve memur kadrosu ... 127

Tablo 56. 1925-1926 eğitim yılı İstanbul Asar-ı Atika Müzeleri idare heyeti ... 128

Tablo 57. 1925-1926 eğitim yılı Topkapı Sarayı Müzesi ve Evkaf Müzesi idare heyetleri ... 128

Tablo 58. 1925-1926 eğitim yılı Medresetü’l Hattatîn ve Türkiye’de mevcut Kütüphaneler ... 129

Tablo 59. 1925-1926 eğitim yılı Türk Tarih Encümeni idari kadrosu ... 131

(11)

GİRİŞ

Bir ülkenin toplumsal gelişimi, ekonomik kalkınması ve refah seviyesinin yükselmesi, ancak yetiştirilmiş iş gücü ve eğitimli beyinlerle istenilen seviyeye ulaşabilir. Bu iş gücünün yetişmesi ise ancak eğitimle mümkün olabilmektedir. Bu bağlamda, ülkelerin kalkınması ve eğitim sisteminin gelişmişliği birbiri ile doğru orantılıdır.

Salnâmeler, geçmiş yıllara veya bir yıla ait olmak üzere kurumların her türlü faaliyetleri, gelir ve giderleri, ekonomik durumları, tarihi, istatistikî verileri gibi özet bilgiler içeren eserlerdir.1 Devlet tarafından hazırlananlar olduğu gibi, özel kurumlar tarafından hazırlanmış olan salnâmeler de mevcuttur.

Salnâmeler resmî olarak, Devlet Salnâmesi, Nezâret Salnâmesi ve Vilayet Salnâmesi olarak çıkarılmıştır. Devlet Salnâmesi, ilk olarak 1847 yılında "Salname-i Devlet-i Aliye-yi Osmaniye" ismiyle yayınlanmıştır. Cumhuriyet’in ilan edilmesine kadar geçen süreçte, Osmanlı Devleti tarafından 68 Devlet Salnâmesi çıkarılmıştır.2

Cumhuriyet’in ilanından sonra “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi” adıyla yalnızca üç salnâme yayınlanmıştır. Tezde ana kaynak olarak kullandığımız 1925-1926, 1926-1927 ve 1927-1928 Devlet Salnâmeleri, Osmanlı alfabesiyle Cumhuriyet döneminde yazılan ilk ve son salnamelerdir. 1929 yılından itibaren “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Yıllığı” adıyla, Latin alfabesiyle basılmıştır.

Devlet tarafından yayınlanan eserler olması bakımından önem arz eden Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmeleri, o yıllarda ülkemizde bulunan tüm bakanlıklar ve vilayetler hakkında sayısal bilgilere ulaşmamızı sağlar. Tezde kullandığımız Maarif Vekâleti’ne ait olan bölümler, 1924-1928 yılları arasında ülkemizde bulunan ilkokullar, orta okullar, liseler ve öğretmen okullarının okul, öğrenci, öğretmen ve memur sayısı ve bu sayıların vilayetlere dağılımı hakkında bilgi verir. Ayrıca dönemin yüksekokullarının eğitim süresi, öğrenci sayısı, bölümlerde verilen dersler ve dersleri veren hocaların isimlerini bu salnamelerden öğrenebilmekteyiz. Tezimizin amacı Cumhuriyet’in ilan edildiği ilk yıllarda eğitimin durumunu devlet verileriyle sayısal olarak ortaya koymanın yanı sıra, dönemin yüksekokullarında ders vermiş olan ve ilerleyen yıllarda edebiyat, tıp, tarih, siyaset bilimi, din bilimleri, sosyoloji ve

1 Tevfik Sütçü, “Sosyal Bilimlerde Araştırma Kaynağı Olarak Almanaklar, Salnameler ve Yıllıklar”, FSM İlmî

Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, Sayı: 18, 2004, s.80.

2 Mehmet Emin Yolalıcı, “Maarif Sâlnâmelerine Göre; Trabzon Vilâyeti’nde Eğitim ve Öğretim Kurumları”,

(12)

fizik gibi bilimin birçok alanında önemli çalışmalar yapmış bilim insanlarından ayrıca bahsetmektir.

Tezde ana kaynak olarak kullanmış olduğumuz bu salnâmelerin Maarif Vekaleti’ne ait olan kısmından bazı bölümler yüksek lisans, doktora tezlerinde ve makalelerde kullanılmıştır.3 Fakat bizim amacımız, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmeleri

penceresinden Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki eğitim durumuna ışık tutmak ve anaokullarından yükseköğretime kadar eğitimin genel durumunu toplu olarak ortaya koymaktır.

Bu araştırmadan elde ettiğimiz bilgilere göre, Cumhuriyet’in ilan edilmesini takip eden yıllarda malî zorluklara rağmen eğitime her zaman önem verilmiş ve okul sayısı gerek vilayetlerde gerekse kazâlarda artış göstermiştir. Buna mukabil, kız ve erkek öğrenci sayısı ile öğretmen sayısı da artmıştır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile yapılan düzenlemelerden sonra eğitim tek elden yönetilmeye başlanmış ve bu durum okullaşma oranının artışında etkili olmuştur. Yabancı uzmanların ülkemizdeki eğitim kurumları ve sistem hakkında yazdıkları raporlar doğrultusunda yapılan düzenlemeler ile özellikle Maarif Vekaleti teşkilatlanmasında olumlu değişimler yaratmıştır.

Yüksekokullarda da öğrenci sayısı yıllara göre artış göstermiştir. Ayrıca dönemin fakültelerinde verilen dersler ve dersleri veren müderris, muallim ve profesörler salnamelerden edindiğimiz en önemli bilgiler arasındadır.

Salnameler devlet tarafından yayınlanan ve özellikle tarih bilimi için belge niteliğinde kaynaklar olmalarına rağmen bu kaynaklardan elde edilen verilerde de problemler yaşanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnameleri’nde görülen en önemli sorunlardan biri, verilerin düzenli olmayışıdır. Söz gelimi ilk ve orta okullara dair verilerde öğrenci, okul ve öğretmen sayısı yalnızca 1925-1926 salnamesinde verildiğinden dolayı, bahsettiğimiz üç eğitim yılında sağlıklı bir karşılaştırma yapılamamaktadır. Yine bu salnamelerden elde edilen verilerden bir kısmını

3 Örnekler: Güneş Şahin, “1926-1927 ve 1928 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmelerinde Van Vilayeti”,

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Cilt:10, Sayı: 9, 2015.

Hürü Sağlam Tekir, “1927-1928 Devlet Salnamesinde Sinop Vilayeti”, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 13, Bahar 2014.

Hayrünisa Alp, “Tevhid-i Tedrisat’tan Harf İnkılabı’na İlköğretim (1924-1928)”, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul 2009.

Hadiye Yılmaz, “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamelerinde Ordu Vilayeti (1925-1928)”, Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Cilt: 31, Sayı: 31, 2016.

Şakir Aydoğdu, 1926-1927 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnamesinde Karesi Vilayeti, Murat Kitabevi, İstanbul 2019.

(13)

1932 Maarif İstatistikleri”nden, “İhsaiyat Mecmuaları”ndan ve yerli-yabancı arşiv belgelerinden de edinebilmekteyiz. Ancak salnameler ve bu kaynaklar arasında bir karşılaştırma yapıldığında bazı rakamlarda tutarsızlık tespit edilmiştir. Biz bu çalışmamızda ana kaynak olarak Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmeleri’ni kullandığımız ve 1925-1928 yılları arasında eğitimin genel görünürlüğünü bu salnamelere yansıyan bilgiler doğrultusunda aktarma amacında olduğumuz için diğer kaynaklar ile bir karşılaştırmayı bu çalışmada yapmayı uygun görmedik.

Osmanlı Devleti’nin eğitim sistemi, XVIII. yüzyıldan önce İslam anlayışına dayalı devlet politikasına göre şekillenirken; XVIII. yüzyıl sonrasında ihtiyaçlar doğrultusunda Batı etkisinde şekillenmiştir. Eğitimde Batılılaşma sürecinde açılan ilk eğitim kurumu 1773’te açılan “Mühendishane-i Bahr-i Hümayun” olmuştur.4 Bu

denizcilik okulunun açılışını, 1793’te kara kuvvetlerine subay ve mühendis yetiştirmek amacıyla açılan “Mühendishane-i Berr-i Hümayun” izlemiştir.

1808’de Sultan II. Mahmud’un tahta geçmesiyle, eğitimde reform hareketleri hızlanmıştır. 1827 yılında modern ve askerî tıp eğitimi vermek üzere “Tıbhane-i Amîre” ve 1831’de “Cerrahhâne-i Mamure” açılmıştır. 1836’da “Mekteb-i Tıbbiye” olarak birleştirilmişlerdir. Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra kurulan Asakîr-i Mansure-Asakîr-i MuhammedAsakîr-iye ordusuna subay yetAsakîr-iştAsakîr-irmek üzere 1834 yılında “Mekteb-Asakîr-i Ulûm-u Harbiye” açılmış, 1835 yılında da “Mızıka-i Hümayun” kurulmuştur.

II. Mahmud döneminde, 1824 yılında çıkarılan bir fermanla ilkokul zorunlu hâle getirilmiş; Avrupa’ya askerî eğitim için öğrenci gönderilmesi de bu dönemde olmuştur. Modern bir resmî eğitim kurumu söz konusu olduğunda, askerî eğitim kurumları diğer Osmanlı kurumlarının oldukça ilerisinde idi. Özellikle 1827 yılında kurulmuş olan askerî tıp okulu, çağın gereklerine uygun olarak verdiği bilimsel eğitim ve mezun ettiği önemli sayıda bilim insanı ile dikkat çekmiştir.5

Osmanlı Devleti’nde medreselerin yanı sıra daha modern eğitim veren farklı eğitim kurumları açılması düşüncesi Tanzimat döneminde ortaya çıkmıştır. Bu amaç doğrultusunda açılan ilk eğitim kurumları 1838’de devlet memuru yetiştirmek üzere, rüşdiye düzeyinde açılan “Mekteb-i Maarif-i Adliye” ve “Mekteb-i Maarif-i

4 Filiz Ökan Aydemir, “Salnâmelere Göre Balıkesir’de Eğitim ve Eğitim Kurumları (1876’dan 1908’e)”,

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2009, s.9.

(14)

Edebiye”dir. Bu okulların öğretmen ihtiyacı için ise, 1848 yılında “Darülmuallimîn” açılmıştır.6

1839’da başlayan Sultan Abdülmecid ve 1861’de başlayan Sultan Abdülaziz dönemlerinde eğitim alanında yapılan ıslahatlar devam etmiştir. 1845’te eğitim işlerini görüşmek üzere Meclis-i Maarif-i Muvakkat isimli bir komisyon kurulmuş ve komisyonun görüşmeleri neticesinde, Dârülfünûn ve Sıbyan mektepleri üzerinde bir okul olan Rüşdiye açılması kararlaştırılmıştır. Bu doğrultuda eğitim sistemi ilk, orta ve yükseköğretim olarak sınıflandırılmıştır. 1857 yılında da Maarif-i Umumiye Nezareti kurumuştur. 1859’da kız çocuklarının da ilköğretimden sonraki basamak olan rüşdiyelere devam edebilmesi için İstanbul’da Cevri Kalfa İnas Rüşdiyesi açıldı.7

Modern düzende açılan bu okullara öğretmen yetiştirilmesi ihtiyacı üzerine, 1848’de Rüşdiye mekteplerine öğretmen yetiştirmek amacıyla “Darü’l-muallimîn-i Rüşdî”; 1868’de Sıbyan mekteplerine öğretmen yetiştirmek için “Darü’l-muallimîn-i Sıbyan”; 1870 yılında da kız rüşdiyeleri ve sıbyan mekteplerine kadın öğretmen temin etmek için “Darü’l-muallimat” açılmıştır. Ancak o dönemde ülkemizde modern eğitim alarak yetişmiş veya Avrupa’dan gelmiş öğretmen sayısı yeterli olmadığı için bu okulların ilk kuşak öğretmenleri medrese mezunları arasından seçilmek zorunda kalınmıştır.8

Yine 1868 yılında Dârülfünûn’a öğrenci yetiştirmek amaçlı eğitim veren bir orta öğretim kurumu olan Mekteb-i Sultanî (Galatasaray Lisesi) açılmıştır. Okulun açılma kararı, dönemin padişahı Sultan Abdülaziz’in 1867 yılında yaptığı Fransa ziyareti sonrasında alınmıştır. Sultan, Fransa gezisinde gördüğü eğitim kurumlarından etkilenerek, bu okullar düzeyinde İstanbul’da okullar açılmasını istemiştir. Fransa hükümetinin maddi ve manevi destekleri ile, Fransızca eğitim yapılmasına müsaade edilmiş ve Mekteb-i Sultanî 1878 yılında eğitime başlamıştır.9

1876’da başlayan II. Abdülhamid’in padişahlığı dönemi, Osmanlı Devleti’nin eğitim sisteminde modernleşme çalışmalarının daha sistemli devam ettiği bir dönem olmuştur. Dönemin eğitim politikasının amacı kız ve erkek çocuklara mahsus ilk, orta ve yüksek eğitim kademelerine ait kurumlar oluşturmak ve var olan kurumları

6 Mustafa Gündüz, Maariften Eğitime, Doğu Batı Yayınları, Ankara 2016, s.232.

7İlber Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, Hil Yayınları, İstanbul 1987, s.146.

8 Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2003, s.230.

(15)

geliştirmektir.10 Bu dönemde okullaşma yalnızca İstanbul ile sınırlı kalmayarak

vilayetlere de ulaşmıştır. Dönem itibariyle ilköğretim sistemi Sıbyan, İptidaî ve Rüşdiye olarak ayrılmaktadır. Ortaöğretim, başta Galatasaray Sultanîsi olmak üzere genel eğitim veren okullar ve meslekî eğitim veren okullar olarak ayrılmıştır. Meslek okullarında öne çıkanlar Sanayi, Ziraat ve Öğretmen okullarıdır.11

Yüksekokullarda ise önceki yıllarda kurulmuş olan yükseköğretim kurumları bulunduğu gibi, II. Meşrutiyet döneminde açılan kurumlar da vardır. Dönemin yükseköğretim kurumları; Dârülfünûn (Edebiyat, İlahiyat ve Fen fakültelerinden oluşur), İstanbul Hukuk Fakültesi, Selanik Hukuk Fakültesi, İstanbul Askerî Tıbbıye, Şam Tıbbiye Fakültesi, Harp Okulu, Mülkiye Mektebi, Ticaret Fakültesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Orman Fakültesi, Yüksek Muallim Mektebi ve Veteriner Fakültesi’dir.12

Açılan okullardan bazıları Cumhuriyet döneminde de varlığını sürdürmüş, bu mekteplerde yetişen iyi eğitim almış insanlar Osmanlı İmparatorluğu’nu çöküşten kurtaramamış ancak, kurulacak olan Türkiye Cumhuriyet’in temellerinin sağlam olmasında büyük pay sahibi olmuşlardır. 13

TBMM kurulduktan sonra, ilk Maarif Vekilliği’ne Meclis tarafından Rıza Nur Bey seçilmiştir. Böylelikle İstanbul’da Osmanlı Devleti idaresinde “Maarif-i Umumiye Nezareti” ve Anadolu’da Ankara Hükümeti’nin “Maarif Vekâleti” olmak üzere, eğitimde iki idari teşkilat oluştu. 14

Bu yıllarda Ankara hükümetine bağlı toplam 2345 ilkokul, bu ilkokullarda görevli 3061 öğretmen vardır. Orta Öğretimde ise 28 Sultani (Lise), 50-60 dolayında İdadi (Ortaokul) ve 18 öğretmen okulu vardır. Savaş yıllarında Anadolu köylerinin %98'inde okul bulunmamaktadır.15

Anadolu’nun işgal altında olduğu ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği yıllarda (1919-1922), eğitim gibi uzun soluklu bir mesele ile çok fazla meşgul olunamamış ancak savaş ortamında eğitime dönük yapılan çalışmalar, sonraki süreçte eğitime ne

10 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi 8: Birinci Meşrutiyet ve İstibdat Devirleri 1876-1907, Türk Tarih

Kurumu Yayınları, Ankara 2007, s.377.

11 Bayram Kodaman, Abdülhamid Devri Eğitim Sistemi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1991, s.171.

12 Nâfi Atuf Kansu, Türkiye Eğitim Tarihi, Nobel Akademik Yayıncılık, Ankara 2016, s.130-133.

13 Mustafa Ergün, Atatürk Devri Türk Eğitimi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları

No:325, Ankara 1982, s.9.

14 Ergün, a.g.e, s.13

15 Vahap Sağ, “Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Döneminde Eğitimimiz”, Cumhuriyet Üniversitesi Fen-

(16)

denli önem verileceğini göstermiştir. Nitekim Atatürk eğitim ve öğretimi, millet olmanın ve bayındır bir vatan kurmanın temel şartı olarak görmüştür.16

Bahsi geçen dönemde eğitim alanında yapılan en büyük çalışma hiç şüphesiz, Sakarya Savaşı devam ederken Ankara’da toplanan Maarif Kongresi’dir (15 Temmuz 1921). Memleketin her köşesinden kadın-erkek birçok öğretmeni bir araya getiren kongreyi, cepheden gelerek bizzat Mustafa Kemal Paşa açmış ve bir de açılış konuşması yapmıştır. Kongrede başlıca, ilk ve orta öğretim programları ile köy öğretmeni yetiştirilmesi konuları görüşülmüştür. Kongre bir sonuca bağlanamamış ancak toplandığı zaman bakımından eğitim tarihinde önem arz eden bir toplantı olmuştur. 17 Ayrıca Maarif Kongresi, yakın zamanda toplanacak olan Heyet-i İlmiye

çalışmaları için bir ön toplantı niteliğinde olmuştur. ... Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının ardından kutlama için 25 Ekim

1922’de İstanbul’dan Bursa’ya gelen bir öğretmen topluluğuna yaptığı konuşmada, oluşturulacak eğitim sisteminin hedeflerini şöyle özetlemişti:

“…Görüyorsunuz ki en önemli ve en verimli ödevimiz, millî eğitim işleridir. Millî eğitim alanında ne pahasına olursa olsun, tam bir başarıya ulaşmak gerekir. Kurtuluş ancak bu yolla olur. Bu başarının elde edilebilmesi için hepimizin tek can ve tek düşünce olarak temel bir program üzerinde çalışmamız gereklidir. Bence bu programın en önemli yönleri ikidir:

1. Toplumsal yaşamımızın gereklerine uyması, 2. Çağımızın isteklerini karşılamasıdır.”18

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda gelişim gösterebilecek altyapıya ve en önemlisi yetişmiş insan gücüne sahip değildi. Mustafa Kemal Paşa’nın çağdaş Türk toplumu oluşturmak ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak isteği esasında eğitim hedefleri ile benzerlik gösterir. Zira Atatürk, Türk toplumunun her manada gelişiminin ancak eğitimle sağlanabileceğinin bilincinde olarak, henüz Kurtuluş Savaşı kazanılmadan önce eğitim alanında

16 Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara 1999, s. 119.

17 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Pegem Akademi Yayıncılık, Ankara, 2010, s. 320-321.

18 Vasfi Bingöl, Atatürk’ün Millî Eğitimimizle İlgili Düşünce ve Buyrukları, Türk Dil Kurumu Yayınları,

(17)

çalışmalarına başlamıştı. Atatürk’e göre eğitim; ulusal, bilimsel, laik, karma ve uygulamalı olmalıdır.19

Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra eğitim kurumları Maarif Nezareti’ne bağlı Sıbyan mektepleri, Şer‘iye ve Evkaf Vekâleti’ne bağlı medreseler, Tanzimat döneminden itibaren açılan ve Batılı tarzda eğitim veren askerî okullar, Rüşdiye, İdadi ve Sultaniler gibi ortaöğretim kurumları ile İptidaî denilen ilköğretim kurumlarından oluşmaktaydı.20 Ancak bu okullar, Cumhuriyet kadrolarının

oluşturmak istediği çağdaş eğitim düzenine uymamaktaydı. Medrese-mektep ikileminin yarattığı eski-yeni çatışması, bu okulları bitiren bireylerin birbirine tamamen zıt hayat görüşlerine sahip olmaları, eğitimin laiklikten uzak oluşu, eğitimde kız-erkek eşitsizliği ve kırsal kesimde yaşayan halkın eğitim hayatına katılması gerekliliği gibi konular eğitimin en önemli sorunlarıydı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesinden önce de Atatürk, eğitimde yalnızca millîliğin ön plana çıkarılması, medrese zihniyetinin eğitim sisteminden bir an evvel uzaklaştırılması ve yüzyılın gereklerine uygun bir sistem oluşturulması gerektiğine dair fikirlerini 7 Aralık 1922'de Halk Fırkası’nı oluşturacağını basın yolu ile açıklarken, yine 1922’de Meclis’in üçüncü açılış yılı konuşmasında ve 27 Ekim 1922’de Bursa’da öğretmenlerle yaptığı konuşmasında dile getirmişti.21

Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra, diğer birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da Batı’dan örnek alınan hususlar olmuştur. Ancak Mustafa Kemal’in hedefi Batı taklitçiliği değil, millî ve laik bir çizgi takip ederek modernleşmeyi sağlamaktı.22

Eğitimde medreselerin kaldırılması ve eğitimin dinî temelden uzaklaşarak yalnızca millî karakter kazanacak olması bazı kesimler tarafından tepkiyle karşılansa da 3 Mart 1924 günü Halk Fırkası’nın grup toplantısında yapılan tartışmalar neticesinde eğitimde ikiliği ortadan kaldırmak ve eğitime millî bir karakter kazandırmak amaçları ile 430 sayılı Öğretim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat) kabul edilmiştir. Aynı gün, Cumhuriyet devrimlerinin temelini oluşturacak olan Halifeliğin

19 Mahmut Adem, Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız, Çağdaş Matbaacılık ve Yayıncılık,

İstanbul 2000, s.16.

20 Akyüz, a.g.e, s.329.

21 Feriha Özkan, “Atatürk’ün Laiklik Anlayışının Eğitim Sistemimizdeki Yansımaları (1919-1938)”, Dumlupınar

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2006, s.73.

22 Seyfi Kenan, “Türk Eğitim Düşüncesi ve Deneyiminin Dönüm Noktaları Üzerine Bir Çözümleme”, Osmanlı

(18)

Kaldırılması ile Şer‘iye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması kanunları da kabul edildi.23 Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile,

1- Türkiye dahilindeki tüm eğitim kurumları Maarif Vekâleti’ne bağlanmıştır. 2- Şer‘iye ve Evkaf Vekâleti’ne ve şahsi vakıflara bağlı tüm medrese ve okullar Maarif Vekâleti’ne devredilmiş, Şer‘iye ve Evkaf Vekâleti’nin okullar için ayrılan bütçesi de Maarif Vekâleti’ne nakledilmiştir.

3- Maarif Vekâleti, Dârülfünûn’da bir İlahiyat Fakültesi tesis edecek ayrıca din hizmetlerinde görevli memurların yetiştirilmesi için ayrı okullar kuracaktır.

4- Askerî Rüştî ve İdadîler ile Dar’ül-eytamlar da bütçeleri ve eğitimci kadrosuyla birlikte Maarif Vekâleti’ne devrolmuştur. 24

Tüm okulların Maarif Vekâleti’ne bağlanmasının ardından 1925 yılına kadar medreselerin tamamı kapandı. Kapatılan medreselerde toplam 14 245 öğrenci vardı. Bu öğrencilerden yaşları uygun olanlar ilkokullara ve liselerin ilkokul kısımlarına alındı. Dar‘ül-Hilafe medreseleri yerine İmam-Hatip okulları açıldı.25 Kanun ile

askerî okullar da Maarif Vekâleti’ne bağlandı ancak 1925 yılında aynı kanuna eklenen bir madde ile Millî Savunma Bakanlığı’na devredildi.

Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından, öncelikle dinsel ağırlıklı eğitime son verildi ve Arapça-Farsça dersleri kaldırıldı. Cumhuriyet’in ilan edilmesinden önce, Millî Mücadele aleyhine propagandalar yaparak bu doğrultuda öğrenciler yetiştiren yabancı okullar ve azınlık okulları da Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Maarif Vekâleti’ne bağlandı. Atatürk’ün kontrol altında tutulmalarını özellikle istediği bu okullarda da din içerikli eğitim yasaklandı. 1927 yılında Anadolu’nun kozmopolit yapısının getirisi olarak, Türkiye’de yalnızca Müslümanların değil farklı dinlere mensup insanların da yaşaması sebebiyle ilkokul, ortaokul ve liselerden din dersleri kaldırıldı.26

Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun çıkarılmasının ardından 13 Mart 1924’te 439 sayılı Orta Tedrisat Muallimleri Kanunu kabul edildi. Kanuna göre Yüksek Tedrisat, Orta

23 Necdet Sakaoğlu, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi, İletişim Yayınları, İstanbul 1992, s. 23.

24 “Tevhid-i Tedrisat Kanunu”, Resmî Gazete, 6 Mart 1340, Sayı: 63.

25 Ergün, a.g.e, s. 51.

(19)

Tedrisat ve İlk Tedrisat olarak sınıflara ayrılan öğretmenlik, kendine özgü sınıf ve derecelere ayrılan bir meslek olarak tanımlanmıştır.27

Cumhuriyet rejiminin kuruluş aşamasında, eğitimde idari düzenlemeler ve millî eğitim programları konularını görüşmek üzere 1923, 1924 ve 1926 yıllarında Heyet-i İlmiye toplantıları yapılmıştır. Milli Eğitim Şuraları’nın da başlangıcı olan Birinci Heyet-i İlmiye, 15 Temmuz 1923 tarihinde dönemin Maarif Vekili İsmail Safa (Özler) Bey’in başkanlığında toplandı. Birinci Heyet-i İlmiye’de milli kültür, milli musiki, milli dil ve edebiyat, müzeler, ilköğretim programları, öğretmen okulları, sultaniler, izcilik örgütü gibi eğitimin farklı birçok kolu hakkında görüşmeler yapılmıştır. Alınan kararlardan bir kısmı şunlardır;

- İlköğretim altı yıldır ve 7-14 yaş arası eğitim zorunludur.

- Zorunlu eğitim yaşında olan çocukların yabancı okullara devam etmeleri yasaktır. - Seçilecek bazı küçük köylerde, yatılı köy mektepleri kurulacaktır.

- Kadınlar Heyet-i İlmiye ’ye girebilecek ve ilköğretim müfettişi olarak atanabilecektir.

- Sultanî adı Lise olarak değiştirilecektir.28

Birinci Heyet-i İlmiye‘de alınan kararlar, 14 Ağustos 1923 tarihinde Meclis’te okunan hükümet programında öngörülen eğitim hedeflerine kaynaklık etmiş ve burada belirlenen hedefler çağdaş eğitime geçiş sürecini başlatmıştır. 29

İkinci Heyet-i İlmiye 23 Nisan 1924’de yine Ankara’da, dönemin Maarif Vekili Vasıf (Çınar) Bey başkanlığında toplandı. Toplantının gündemi şu konulardan oluşuyordu; zorunlu eğitimin altı yıldan beş yıla indirilmesi, lise eğitiminin kısm-ı evvel ve kısm-ı sanî olarak iki devreli olmak üzere toplamda altı yıl olması, kız liselerinin eğitim süresinin erkek liselerine eşit hale getirilmesi, liselerde meslek dersleri verilmesi ve orta okullarının eğitim süresinin beş yıla çıkarılması.

Görüşülen bu konular kısa süre içinde uygulamaya konuldu. İlköğretimde eğitim süresi beş yıla düşürüldü. Ortaöğretim ise 1924-1925 eğitim ve öğretim yılından itibaren üç yıl ortaokul, üç yıl lise olmak üzere uygulamaya konuldu.30

27 Necdet Sakaoğlu, “Atatürk Döneminde Öğretmen Yetiştirme Politikaları”, Cumhuriyet Dönemi Eğitim

Politikaları Sempozyumu, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2010, s. 268.

28 Muzaffer Deniz, “Millî Eğitim Şûralarının Tarihçesi ve Eğitim Politikalarına Etkileri”, Süleyman Demirel

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2001, s.12.

29 Ergün, a.g.e, s. 26-29.

30 Mehmet Okur, “Milli Mücadele ve Cumhuriyetin İlk Yıllarında Milli ve Modern Bir Eğitim Sistemi Oluşturma

(20)

Üçüncü Heyet-i İlmiye toplantısı 27 Aralık 1925 tarihinde Maarif Vekili Mustafa Necati Bey başkanlığında toplandı. Görüşülen konular ve alınan kararlara bakıldığında yabancı uzmanların raporlarının dikkate alındığı görülmektedir. Üçüncü toplantıda görüşülen konular; Maarife ayrılan bütçeyi verimli şekilde kullanmak, okulları, okumak isteyen tüm çocukları alabilecek büyüklüğe getirmek, yatılı olmayan okullarda karma eğitime geçilmesi, eğitim-öğretim işleriyle ilgilenmesi amacıyla “Millî Talim ve Terbiye Dairesi” kurulması.

Üçüncü Heyet-i İlmiye’de alınan kararlar Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun’un çıkarılmasında öncülük etmiş ve bu toplantıda kurulması kararlaştırılan Talim ve Terbiye Dairesi, eğitim işlerinin daha programlı yürütülmesini sağlamıştır.31

Eğitimle ilgili çalışmaların hız kazandığı 1924 yılı ile birlikte, modernleşme sürecine giren eğitim sisteminin planlanması hakkında görüş ve tavsiyelerinden yararlanılmak üzere birçok Amerikalı ve Avrupalı eğitim uzmanı ülkemize davet edilmiştir. 1924 yılında Prof. John Dewey’in raporuyla başlayan bu süreç 1930’lu yıllara kadar sürdü. Tezde konu edilen yıllar arasında ülkemize gelen ve raporlarından detaylı olarak bahsedilecek eğitimciler şunlardır; Prof. John Dewey (1924), Dr. Alfred Kühne (1925) ve Dr. Omer Buyse (1927). Bu uzmanlar Türkiye’de bulundukları süre boyunca edindikleri gözlemleri raporlar halinde Maarif Vekâleti’ne sunmuşlardır. İlk çağırılan uzman, Amerikalı eğitimci Prof. John Dewey olmuştur. 1924 yılında ülkemize gelen Dewey, iki aylık gözlem sonucunda genel eğitim ve meslekî eğitim sistemi hakkında iki farklı rapor hazırlamıştır. Dewey’e göre meslekî okullarda, bulunduğu bölgenin ihtiyacına yönelik olarak ticaret ve tarım kursları açılmalıdır. Her sanat okulu öğrencisi, okulunu bitirmeden önce çalışmak zorunda bırakılmalıdır. Bütün okullar belli bir sistem dahiline kurulmalıdır. Öğrenci yüksek okula gitsin veya gitmesin, belli bir amaca yönelik yetiştirilmelidir. Eğitim sisteminde fikir ve uygulamada merkeziyet hâkim olmalıdır. Türk eğitim sisteminin ihtiyacı birlik olmaktır. Eğitim için çeşitli ülkelerden kısa süreli olarak uzmanlar, yüksekokul ve üniversite için öğretim üyeleri getirilmelidir. Türkiye’nin en önemli eğitim meselesi öğretmenlerdir.

Dewey’in önerileri 20.12.1925 tarihinde göreve başlayan Maarif Vekili Mustafa Necati Bey’in döneminde ciddiyetle uygulamaya konuldu. Bakanlık 1925 yılında Galatasaray, Erenköy, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa liseleri için Fransa’dan

(21)

öğretmenler getirtmiştir.32 Yine rapor doğrultusunda Talim ve Terbiye Dairesi, İnşaat

Dairesi, Hıfzısıhha Dairesi ve Yüksek Tedrisat Dairesi kurulmuştur. Ayrıca öğretim kademeleri daireleri şubelere ayrılmış, Maarif Eminlikleri açılmıştır. Buna göre, 1926-1927 eğitim ve öğretim yılında Maarif Vekili Mustafa Necati Bey, Müsteşar Nafi Atuf Bey, Yüksek Tedrisat Dairesi Müdürü Abdülfeyyaz Tevfik Bey, Orta Tedrisat Dairesi Müdürü Cevad Bey, İlk Tedrisat Dairesi Müdürü İsmail Hakkı Bey, Mekteb-i Hıfzısıhha Dairesi Müdürü Mahmud Celaleddin Bey, İnşaat Dairesi Müdürü Mimar Nazım Bey ve Millî Talim ve Terbiye Heyeti Reisi Mehmed Emin Bey’dir.33

Dewey’in raporunda belirttiği bir diğer önemli husus, köy yaşamına uygun öğretmenler yetiştirecek öğretmen okulları açılması önerisidir. Bu konuda 22 Mart 1926 tarih ve 789 sayılı Maarif Teşkilatına Dair Kanun ile eğitim süresi üç yıl olan “Köy Muallim Mektepleri” kuruldu. Kanunun çıkmasıyla birlikte aynı yıl içinde Kayseri Zincirdere’de, 1927 yılında da Denizli’de Köy Muallim Mektebi açıldı. Beklentileri karşılamadığı gerekçesiyle altı yıllık eğitim hayatının ardından kapatılan bu okullar, köy öğretmeni yetiştirme düşüncesinin temeli sayılmaktadır.34

John Dewey’in ardından 1925 yılında meslekî eğitim hakkında rapor hazırlamak üzere Dr. Alfred Kühne ülkemize gelmiştir. Kühne’nin Türkiye’deki teknik eğitimle ilgili gördüğü eksiklikler ve tavsiyeleri şunlardır; gelişen tüm ülkelerde olduğu üzere Türkiye’nin de yakın gelecekte çok sayıda çırağa ve alanında yetişmiş uzman işçilere ihtiyacı olacaktır. Bu sebeple Devlet Demir Yolları’nın ve Bahriye’nin bünyesinde bulunan çırak okulları geliştirilmelidir. Bunların yanı sıra çırak, uzman işçi ve teknisyen yetiştirmek üzere yeni okullar açılmalıdır. Ayrıca ülkenin bir diğer ihtiyacı olan uzman teknik elemanların yetiştirilmesi için makine mühendisliği, mimarlık ve mühendislik eğitimi veren okullar açılmalıdır. Genel okullar Maarif Vekâleti’ne bağlı olmalı ancak meslek okulları yerel idarelere bağlı olmalıdır.

Kadınların meslek eğitimi konusuna da değinen Kühne, kadınlar için açılacak meslek okullarında ev idaresi, çocuk bakımı ve dikiş gibi derslerin verilmesini önermiştir.35

32 Ömer Akdağ, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Eğitim Alanında Yabancı Uzman İstihdamı (1923-1940)”, Uşak

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, 2008, s.56-57.

33 1926-1927 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi, s. 324-325.

34 İsmail Doğan, Türk Eğitim Tarihinin Ana Evreleri: Kurumlar, Kişiler ve Söylemler, Nobel Akademik

Yayıncılık, Ankara 2012. s. 397.

(22)

1927 yılında ülkemize gelen Belçikalı uzman Dr. Omer Buyse’ın raporu da teknik eğitimle ilgili olup, Kühne’nin raporuyla paralellik gösterir. Buyse’a göre teknik öğretimin üç ayağı vardır; halk kursları, vasıflı işçilerin eğitimi ve mühendislik eğitimi. Kurulmasını önerdiği ve projesini hazırladığı iki teknik okul vardır. Bu okullar Mustafa Kemal İş Dârülfünûnu ve İsmet Paşa Kız Enstitüsü’dür. İş Dârülfünûnu’na öğretmen olarak yetiştirilmek üzere 1927-1928 eğitim yılında 133 meslek öğrencisi Avrupa’ya gönderilmiştir.36

Atatürk’ün eğitimde önem verdiği konulardan biri karma eğitime geçiş konusudur. Eğitimle alakalı yaptığı hemen her konuşmasında erkek ve kız öğrencilerin eğitimden eşit olarak faydalanmaları gerektiğini belirtmiştir. Mustafa Kemal’e göre erkek ve kız öğrenciler birbirleriyle eşit ve ekonomik hayata katkı sağlayacak şekilde eğitim almalı, bu hususta Türkiye Cumhuriyeti’nin yükselmesine katkı sağlamalıdır.37 Osmanlı Devleti döneminde, Tanzimat’tan sonra kızlar için orta

okullar açılmış ve karma eğitim devletin yıkılışına dek gündeme dahi gelmemiştir. Cumhuriyet’in ilanından sonra bu konunun görüşülmesi Maarif Vekili Mustafa Necati Bey’in göreve gelmesinden sonra olmuştur. Velilerden gelen istek üzerine konu Talim ve Terbiye Kurulu’nda görüşülmüş ve Anadolu’da 70 kadar ortaokulda karma eğitime geçilmiştir.38 1925-1926 eğitim ve öğretim yılında ülkemizde 56

erkek ortaokulu, 15 kız ortaokulu olmak üzere 71 ortaokul bulunmaktaydı. Böylece ortaokulların neredeyse tamamında karma eğitime geçilmiştir.

Eğitim ve kültür hayatının en önemli değişimlerinden biri, şüphesiz ki Harf İnkılabı olmuştur. Esasen alfabede değişiklik konusu Osmanlı Devleti zamanından beri tartışılan bir konu olmuş ancak uygun zaman ve sosyal koşullar sağlanamadığı için Cumhuriyet dönemine dek tartışma süreci devam etmiştir. Cumhuriyet’in ilanının ardından da alfabe konusu Meclis’te ve çeşitli toplantılarda gündeme gelmiş ancak Atatürk, böyle büyük bir kültürel değişimin ancak en uygun zamanda yapıldığında başarıya ulaşabileceğini düşündüğünden, 1928 yılına kadar erteleme yoluna gidilmişti.

36 Akdağ, “a.g.m”, s.61.

37 Yücel Özkaya- Mehmet Saray- Mehmet Balcıoğlu- Cezmi Eraslan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı,

Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2003, s.408.

38 Bakko Mehmet Bozaslan, “Modernleşme ve Eğitim: Türkiye’de Modern Eğitimin İnşası (1923-1938)”,

(23)

Nihayetinde 28 Mayıs 1928 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında, Atatürk’ün direktifi ve Maarif Vekili Mustafa Necati Bey’in verdiği teklif ile bir komisyon kurulması kararlaştırıldı. 26 Haziran’da çalışmalarına başlayan komisyonda yer alan isimler şunlardı; Falih Rıfkı (Atay), Fazıl Ahmet (Aykaç), Ruşen Eşref (Ünaydın), Ragıp Hulusi (Özdem), Ahmet Cevat (Emre), Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Mehmet Emin (Erişirgil), İhsan Sungu ve İbrahim Grantay.39

Mustafa Kemal Paşa, yeni harflerin bir an önce sosyal hayata adapte edilmesini istiyor ve halkın her kesiminin bir an evvel okuma-yazma öğrenmesini hedefliyordu. Oluşturulan komisyon, bu süreci beş ve on beş yıllık periyotlara ayırmışken, Atatürk, “Bu ya üç ayda olur ya da hiç olmaz” sözüyle sürecin uzamasının, inkılabın başarısızlıkla sonuçlanmasına neden olabileceğini belirtmiştir.

Çalışmalar sürerken, Atatürk 8 Ağustos 1928’de Sarayburnu Parkı gazinosundaki bir akşam toplantısında yaptığı konuşmayla Harf İnkılabı’nı başlatmıştır.

“… Bizim ahenktar, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak, anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak mecburiyetindeyiz. Anladığımızın âsarına yakın zamanda bütün kâinat şahit olacaktır. Buna katiyetle eminim… Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanperverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin, bir heyet-i içtimaiyenin yüzde onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmez nevidendir. Bundan insan olarak utanmak lazımdır… En nihayet bir sene, iki sene içinde bütün Türk heyet-i içtimaiyesi yeni harfleri öğreneceklerdir. Milletimiz yazısıyla, kafasıyla bütün âlem-i medeniyetin yanında olduğunu gösterecektir.”40

Atatürk’ün bu konuşmasının ardından, gazeteler sayfalarını Latin harfleriyle basmaya başlamış, devlet dairelerinde yazışmalar yeni harflerle yazılan dilekçelerle yapılmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı da yayınladığı genelge ile 1 Eylül 1928’den itibaren, öğretmenlerin açılan kurslara katılmalarını istemiş, okulların açılması da bu sebeple 15 Ekim’e ertelenmiştir.

39 Durmuş Yalçın v.d., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara 2012.

s.112.

(24)

Devletin tüm kurumları yeni harflerin kullanılmaya başlanması konusunda çalışmalar yaparken, Atatürk de bu yeni inkılabı yasalaştırmadan önce bizzat halka anlatmak için Tekirdağ, Bursa, Çanakkale, Eceabat, Gelibolu, Sinop, Samsun, Amasya, Turhal, Tokat, Sivas ve Kayseri’yi kapsayan bir yurt gezisine çıkmıştır. 41

1 Kasım 1928 tarihinde yapılan Meclis görüşmelerinin ardından Latin alfabesi, “Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun” adıyla kabul edilmiştir. Kanunun 9. maddesinde yer alan, “bütün mekteplerin Türkçe yapılan tedrisatında Türk harfleri kullanılır. Eski harflerle matbu kitaplarla tedrisat icrası memnudur”42 ifadesi

gereğince eğitimde de yeni Türk alfabesinin kullanımına başlanmıştır.

1925-1926 eğitim ve öğretim yılı başında Maarif Vekili Şükrü (Saraçoğlu) Bey’dir. 22.11.1924-3.3.1925 tarihleri arasında bu görevi yürüten Şükrü Bey’in ardından 20.12.1925 tarihinde Maarif Vekilliği’ne Mustafa Necati (Uğural) Bey getirilmiştir.

Mustafa Necati Bey, 01.01.1929 tarihinde vefatına dek görevini sürdürmüştür. 1925 yılından 1928 yılına dek Maarif Vekaleti idarî kadrosunda görev yapmış ve

alanlarında yaptıkları önemli çalışmalarla ülkemizde tanınan eğitimcilerden bazıları şunlardır; Nafi Atuf Kansu, Selim Sırrı Tarcan, Sadri Maksudî Arsal, Zeki Velidî Togan, Abdülfeyyaz Tevfik Yergök, Yusuf Ziya Yörükan, Kemal Zaim Sunel, Cemil Bilsel, Rıdvan Nafiz Edgüer, Ali Canib Yöntem, Faik Reşit Unat, Mehmet Emin Erişirgil ve Cevdet İnançalp.

1925-1926 eğitim ve öğretim yılında Maarif Vekâleti Müsteşarı Nafi Atuf Kansu, Özel Kalem Müdürü Sâmih Rıfat Yalnızgil, Teftiş Heyeti Reisi Rıdvan Nafiz Edgüer’dir. Vekâlet teşkilatı şu birimlerden oluşmaktaydı; Teftiş Heyeti, Muhasebe, İstatistik, Özel Kalem, Orta Eğitim Genel Müdürlüğü, İlk Eğitim Genel Müdürlüğü, Te‘lif ve Tercüme Heyeti, Sicil ve Memurîn Müdüriyeti, Kültür Müdürlüğü ve Öksüz Yurtları Genel Müdürlüğü.

41 Durmuş Yalçın, a.g.e, s.118.

(25)

Tablo 1. 1925-1926 eğitim yılında Maarif Vekâleti idari kadrosu

Müsteşar Nafi Atuf Bey

Heyet-i Teftîşiye

Reis Rıdvan Nafiz Bey

Müfettiş-i Umumî Zeki Mesud Bey

Müfettiş-i Umumî Ahmed Hami Bey

Müfettiş-i Umumî Selim Sırrı Bey

Müfettiş-i Umumî -

Müfettiş-i Umumî -

Müfettiş-i Umumî Mehmed Behçet Bey

Müfettiş-i Umumî Salih Zeki Bey

Müfettiş-i Umumî Safvet Bey

Müfettiş-i Umumî Bedri Bey

Müfettiş-i Umumî Fuad Bey

Müfettiş-i Umumî Besim Bey

Müfettiş-i Umumî Cevad Bey

Müfettiş-i Umumî Ali Rıza Bey

Müfettiş-i Umumî Hüseyin Avni Bey

Müfettiş-i Umumî Ferruh Şevket Bey

Müfettiş-i Umumî İshak Rafet Bey

Müfettiş-i Umumî Kadri Bey

Müfettiş-i Umumî -

Müfettiş-i Umumî -

Mümeyyiz Mehmed Galib Bey

Muhasebe Müdüriyeti

Müdür Yusuf Kemal Bey

Mümeyyiz-i Evvel İsmail Bey

Mümeyyiz-i Sani Rasim Bey

İhsaiyyat Müdüriyeti

(26)

Te’lif ve Tercüme Heyeti

Reis Abdülfeyyaz Tevfik Bey

Azâ Sadri Maksudî Bey

Azâ Zakir Kadri Bey

Azâ Mübarek Bey

Tablo 1.’in devamı

Mümeyyiz İbrahim Edhem Bey

İdare ve Memurîn Mümeyyizi Abdullah Bey

Muhasebe Müdürü Latifî Bey

Muhasebe Mümeyyizi Zeki Bey

Sınai Müdür Vekili Osman Ferid Bey

Müfettiş Nazım Bey

Müfettiş Osman Ferid Bey

Kalem-i Mahsus Kalem-i Mahsus Müdürü Rıfat Bey

Kalem-i Mahsus Mümeyyizi Hamdi Hüseyin Bey Kalem-i Mahsus Mümeyyizi Süleyman Bey Müdürler Encümeni Başkâtibi Alaaddin Bey Orta Tedrisat Müdür-i Umumîliği

Müdür-i Umumî Rükneddin Bey

Müdür Muavini -

İdare Mümeyyizi Ramiz Bey

Tedrisat Mümeyyizi Ali Haydar Bey

Muamelat Mümeyyizi İhsan Bey

İlk Tedrisat Müdür-i Umumîliği

Müdür-i Umumî Abdüllatif Nevzad Bey

Müdür Muavini Kâzım Bey

Mümeyyiz Fehmi Bey

Mümeyyiz Adnan Bey

(27)

Tablo 1.’in devamı

Azâ Zeki Velidi Bey

Azâ Avni Refik Bey

Başkâtib Mehmed Rıza Bey

Sicil ve Memurîn Müdüriyeti

Müdür Halil İbrahim Bey

Mümeyyiz Hafız Ahmed Nuri Bey

Mümeyyiz Şerafeddin Bey

Hars Müdüriyeti

Müdür Hamid Zebir Bey

Memur Sedad Bey

Ressam Şerafeddin Bey

Mümeyyiz İhsan Altay Bey

Asar-ı Atika Merkez Müfettişi Bilal Üzeyir Bey İzmir ve Havalisi Müfettişi Ahmed Üzeyir Bey Kütüphaneler Merkez Müfettişi Rauf Bey

Kütüphaneler İstanbul Müfettişi Ahmed Tevhid Bey Öksüz Yurtları Müdür-i Umumîliği Müdür-i Umumî Vekili Mehmed Tevfik Bey Terbiye ve Tedrisat Müdürü Mehmed Tevfik Bey Terbiye ve Tedrisat Mümeyyizi Mehmed Yunus Bey Kaynak: 1925-1926 Devlet Salnâmesi s.183-184.

1926-1927 eğitim-öğretim yılında da Maarif Vekâleti Müsteşarlığı görevini Nafi Atuf Bey sürdürmektedir. Özel Kalem Müdürü, Cevdet Bey’dir. 1910-1931 yılları arasnda Farsça, Tarih ve Coğrafya öğretmenliği yapmasından ötürü “Muallim Cevdet” olarak da bilinen Cevdet İnançalp, eğitimci, arşivci ve tarihçi kimlikleriyle Türk tarihine, arşivciliğine ve Türk eğitim tarihine önemli katkıları olmuş bir isimdir.43

43 Ahmet Güner Sayar, “Muallim Cevdet”, TDV İslam Ansiklopedisi,

(28)

Talim ve Terbiye Dairesi Reisi Mehmet Emin (Erişirgil) Bey olup, Teftiş Heyeti görevini Rıdvan Nafiz Bey sürdürmektedir. Ayrıca bu eğitim-öğretim yılında John Dewey’in raporu dikkate alınarak Yüksek Tedrisat Dairesi, Mekteb-i Hıfzısıhha Dairesi, İnşaat Dairesi, Daire-i Levazım, Millî Talim ve Terbiye Heyeti gibi birimler kurulmuştur.

Tablo 2. 1926-1927 eğitim yılında Maarif Vekâleti idari kadrosu

Müsteşar Nafi Atuf Bey

Kalem-i Mahsus

Müdür Cevdet Bey

İkinci Sınıf Mümeyyiz Mehmed Hulusi Bey Yüksek Tedrisat Dairesi

Müdür Abdülfeyyaz Tevfik Bey

Birinci Sınıf Müdür Cemil Bey

Orta Tedrisat Dairesi

Müdür Cevad Bey

Şube Müdürü -

Şube Müdürü -

Birinci Sınıf Mümeyyiz Hamdi Bey Birinci Sınıf Mümeyyiz Mehmed Bey Birinci Sınıf Mümeyyiz Kenan Bey İkinci Sınıf Mümeyyiz Mehmed Rıza İkinci Sınıf Mümeyyiz -

İlk Tedrisat Dairesi

Müdür İsmail Hakkı Bey

Şube Müdürü Esad Bey

Şube Müdürü Ali Şevket Bey

Birinci Sınıf Mümeyyiz Fehmi Bey Birinci Sınıf Mümeyyiz Münib Bey

(29)

Tablo 2.’nin devamı

Birinci Sınıf Mümeyyiz İbdah Bey İkinci Sınıf Mümeyyiz Yusuf Ziya Bey İkinci Sınıf Mümeyyiz Mustafa Nami Bey İkinci Sınıf Mümeyyiz Salim Bey

İhsaiyat Dairesi

Müdür Hakkı Arif Bey

İkinci Sınıf Mümeyyiz Mehmed Zeki Bey Hars Dairesi

Müdür -

Şube Müdürü Mübarek Bey

Şube Müdürü Hasan Fehmi Bey

Şube Müdür Vekili Namık İsmail Bey

Birinci Sınıf Mümeyyiz Adnan Bey Birinci Sınıf Mümeyyiz Ragıb Bey İkinci Sınıf Mümeyyiz Necmeddin Bey

Sicil ve Memurîn Dairesi

Müdür Halil İbrahim Bey

Birinci Sınıf Mümeyyiz Şerif Bey

Birinci Sınıf Mümeyyiz Ahmed Fevzi Bey Birinci Sınıf Mümeyyiz Hüsnü Bey

İkinci Sınıf Mümeyyiz Mehmed Ali Bey İkinci Sınıf Mümeyyiz Zihni Bey

Mekteb-i Hıfzısıhha Dairesi

Müdür Mahmud Celaleddin Bey

Hıfzısıhha Mütehassısı Bedriye Hanım Birinci Sınıf Mümeyyiz Süleyman Bey

Millî Talim ve Terbiye Heyeti

(30)

Tablo 2.’nin devamı

Azâ Ali Haydar Bey

Azâ Avni Bey

Azâ Zeki Mesud Bey

Azâ İhsan Bey

Mütercim Avni Refik Bey

Mütercim Hilmi Ziya Bey

Mütercim Zakir Kadri Bey

Mütercim Nevrah Ata Bey

Mütercim Nureddin Bey

Neşriyat Şubesi Müdürü Faik Reşid Bey Birinci Sınıf Mümeyyiz Ali Haydar Bey

Heyet-i Teftîşiye Dairesi

Reis Rıdvan Nafiz Bey

Birinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Selim Sırrı Bey Birinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Hilmi Bey Birinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Kemal Zaim Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Behcet Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Ali Rıza Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Safvet Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Besim Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Bedri Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Ali Rıza Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî -

Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Namık İsmail Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Hamid Zebir Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Ahmed Aziz Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Rauf Bey

(31)

Tablo 2.’nin devamı

Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Zeki Kadri Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî -

Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî -

Heyet-i Teftîşiye Kalemi İkinci Sınıf Mümeyyiz Alaaddin Bey

İnşaat Dairesi

Müdür Mimar Nazım Bey

Mimar Mimar Sadi Bey

Mekteb-i Levâzım ve Alât-ı Dersiye Müzesi

Müdür İsmail Hakkı Bey

Daire-i Levâzım Memurluğu

Daire-i Levâzım Memuru Hamdullah Hamdi Bey Kaynak: 1926-1927 Devlet Salnâmesi s.324-325.

1927-1928 eğitim ve öğretim yılında Maarif Vekâleti Müsteşarı Kemal Zaim (Sunel) Bey’dir. Özel Kalem Müdürü Cemil Bey; Millî Talim ve Terbiye Dairesi Reisi önceki yıl olduğu gibi, Mehmet Emin Bey’dir.

Tablo 3. 1927-1928 eğitim yılında Maarif Vekâleti idari kadrosu

Müsteşar Kemal Zaim Bey

Kalem-i Mahsus Müdüriyeti

Müdür Cemil Bey

Evrak-ı Mümeyyiz Fehmi Bey

Yüksek Tedrisat Dairesi

Müdür Rüşdü Bey

Mümeyyiz Cemil Bey

(32)

Tablo 3.’ün devamı

Müdür Cevad Bey

Şube Müdürü -

Şube Müdürü Ali Alâ Bey

Mümeyyiz Hamdi Bey

Mümeyyiz Kenan Bey

Mümeyyiz Alaaddin Bey

Mümeyyiz Ahsen Hanım

İlk Tedrisat Dairesi

Müdür Ragıb Nureddin Bey

Şube Müdürü Faik Rüşdü Bey

Şube Müdürü Osman Hicri Bey

Mümeyyiz Münib Bey

Mümeyyiz Abdullah Bey

Mümeyyiz Salim Bey

Sicil Dairesi

Müdür Hakkı Arif Bey

Mümeyyiz Şerif Bey

Mümeyyiz Ahmed Bey

Mümeyyiz Hüsnü Bey

Mümeyyiz Mehmed Ali Bey

Mümeyyiz Zühdü Bey

Millî Talim ve Terbiye Dairesi

Reis Mehmed Emin Bey

Azâ Rıdvan Nafiz Bey

Azâ Avni Bey

Azâ Mehmed İhsan Bey

(33)

Tablo 3.’ün devamı

Azâ Ali Haydar Bey

Mütercim Zâkir Kadri Bey

Mütercim Nureddin Bey

Mütercim Nurullah Ata Bey

Mütercim Avni Refik Bey

Mütercim Süreyya Bey

Neşriyat Şubesi Müdürü Yunus Kazım Bey

Mümeyyiz Taci Bey

Heyet-i Teftîşiye Kalemi

Mümeyyiz Mehmed Bey

Müfettiş-i Umumîlikler Birinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Salih Zeki Bey Birinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Besim Bey Birinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Selim Sırrı Bey Birinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Hilmi Bey

İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Namık İsmail Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Münif Kemal Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Zeki Kadri Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Bedri Bey İkinci Sınıf Müfettiş-i Umumî Ali Canib Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Ahmed Üzeyir Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Reşad Tahsin Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Ahmed Tevhid Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Hasan Ali Bey Üçüncü Sınıf Müfettiş-i Umumî Ayşe Seniha Hanım

Hıfzısıhha Dairesi

(34)

Tablo 3.’ün devamı

Mümeyyiz Süleyman Bey

Hıfzısıhha Mütehassısı Bedriye Hanım Türk Dili Heyeti

Azâ Süreyya Bey

Baş Kâtip Mehmed Rıza Bey

İnşaat Dairesi

Mimar (Müdür) Nazım Bey

Mimar Sadi Bey

Levâzım ve Alât-ı Dersiye Müzesi

Müdür İsmail Hakkı Bey

Daire-i Levâzımî

Levâzım Memuru Hamdullah Hamdi Bey

(35)

1. BÖLÜM

ANAOKULLARI ve İLKOKULLAR

1.1. Anaokulları

1922-1924 yılları arasında Türkiye’de otuz sekiz vilayette toplam 80 anaokulu bulunmaktaydı. Belirtilen dönemde anaokulları filiz, gonca ve gül olarak sınıflara ayrılmakta olup; Filiz sınıfında 2995, gonca sınıfında 1785 ve gül sınıfında 1100 olmak üzere tüm okullarda toplam öğrenci sayısı 5880, öğretmen sayısı ise 136’dır. Okul, öğrenci ve öğretmen sayısına bakıldığında ilk sırada İstanbul yer almaktadır. En az öğrencisi olan anaokulu ise Kırşehir’de bulunmaktadır.44 1925-1926 yılı

itibariyle Türkiye’de anaokulu sayısı 97’ye, öğrenci sayısı ise 8772’ye yükselmiştir.45 Filiz sınıflarına üç ile beş yaş arası çocuklar alınırken, gonca ve gül

sınıflarına beş yaş üstü çocuklar alınmaktaydı. Anaokullarında görev yapan öğretmenlerin çoğunluğu Dar’ül-muallimat Ana Şubesi’nden mezundur.

Tablo 4. 1922-1924 eğitim yılında Türkiye’de bulunan anaokulları ve öğrenci sayısı

Mekteplerin Bulunduğu Vilayetler Me k tep Ad ed i

Sınıflara Taksimân Talebe Adedi

Fil iz Sın ıf ı Go n ca Sın ıf ı Gü l Sın ıf ı Yek û n Adana 1 30 30 0 60 Edirne 3 107 68 35 210 İstanbul 8 209 338 194 741 Eskişehir 4 181 0 0 181 Ordu 1 31 12 17 60 İçel 1 36 35 15 86 Burdur 1 26 16 18 60 Bolu 1 61 0 0 61

44 1925-1926 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Salnâmesi, Matbaa-i Amire Müdüriyetî Umumiyesi, İstanbul. s. 160.

(36)

Tablo 4.’ün devamı Tekfur Dağı 4 206 53 0 259 Teke 2 64 73 50 185 Tokat 2 53 48 59 160 Canik 2 21 34 10 65 Ertuğrul 1 202 0 0 202 Çatalca 1 24 0 0 24 Çanakkale 6 136 143 83 362 Çorum 1 50 23 23 96 Hamidabad 1 45 0 0 45 Hüdavendigar 6 241 35 0 276 Denizli 1 60 66 0 126 Diyarbakır 1 40 0 0 40 Sinop 1 27 13 62 102 Saruhan 1 28 25 35 88 Gaziantep 4 129 103 77 309 Kars 1 22 54 0 76 Kırklareli 2 69 65 47 181 Karesi 2 176 90 69 335 Karahisar-ı Sahib 2 91 111 0 202 Konya 4 133 83 60 276 Kocaeli 5 105 84 69 258 Kırşehir 1 20 0 0 20 Gelibolu 1 54 0 0 54 Kütahya 2 62 78 63 203 Giresun 1 3 35 37 75 Mersin 1 67 56 54 177 Maraş 1 39 0 0 39 Mamuret’ül Aziz 1 75 0 0 75 Menteşe 1 13 16 23 52 Malatya 1 59 0 0 59 Yekûn 80 2995 1785 1100 5880

(37)

Tablo 5. 1922-1924 eğitim yılında Türkiye’deki anaokulu öğretmeni sayısı Menşe’leri Mua ll im A d edi D iğer Me nşe ’l er Y ekûn D ar ’ü l Mua ll im at A na Şubes i Ecnebi Me kt epl er Adana 2 0 1 0 1 2 Edirne 5 0 5 0 0 5 İstanbul 23 3 16 1 3 23 Eskişehir 4 0 2 0 2 4 Ordu 2 0 1 0 1 2 İçel 2 0 0 0 2 2 Burdur 2 0 0 0 2 2 Bolu 1 0 0 0 1 1 Tekfur Dağı 5 0 1 0 4 5 Teke 5 0 0 0 5 5 Tokat 3 0 1 0 2 3 Canik 2 1 1 0 0 2 Ertuğrul 1 0 0 0 1 1 Çatalca 1 0 0 0 1 1 Çanakkale 11 0 11 0 0 11 Çorum 2 0 0 0 2 2 Hamidabad 1 0 1 0 0 1 Hüdavendigar 7 0 7 0 0 8 Denizli 2 0 1 0 1 2 Diyarbakır 1 0 0 0 1 1 Sinop 2 0 1 0 1 2 Saruhan 2 0 2 0 0 2 Gaziantep 11 1 1 0 9 11 Kars 1 0 1 0 0 1

(38)

Kaynak: 1925-1926 Devlet Salnâmesi s.160.

Maarif Vekilliğinin vilâyetlere gönderdiği 25 Ekim 1925 tamiminden sonra, ilkokulların geliştirilmesi için, anaokulların bütçesi ilkokullara devredilmeye başlandı. Tamimin beşinci fıkrasına yer alan,

“Ana Mektepleri mecburî tahsil hududu haricinde olduğu gibi bunların açılması, binaları ve muallimleri hakkındaki 2 Mart 1331 tarihli Nizamname-i mahsusunda mevcut şeraitin tahakkukuna vabeste, bulunduğundan mecburî tahsil çağındaki çocukların zararına olarak ve bilhassa Nizamnamedeki şerait haricinde açılmış bu kabil mektepler varsa bütçeden ihracıyla tahsisatının ilk mekteplere ilâvesi” maddesi ile anaokulları 1925-1926 eğitim - öğretim yılından itibaren kapatılmaya ve ilkokullarla birleştirilmeye başlandı.

Anaokullarının kapanma sürecine girdiği 1925-1926 eğitim ve öğretim yılının sonunda Türkiye genelinde toplam 89 anaokuluna 8 655 öğrenci devam ediyordu. Bu okullarda görev yapan 161 öğretmen vardı. Bu eğitim ve öğretim yılında anaokulu bulunan vilayetler; Adana, Antalya, Aksaray, Edirne, Ertuğrul (Bilecik), El-aziz,

Tablo 5.’in devamı

Kırklareli 3 0 0 0 3 3 Karesi 3 0 3 0 0 3 Karahisar-ı Sahib 4 1 1 0 2 4 Konya 7 0 3 0 4 7 Kocaeli 5 0 3 0 2 5 Kırşehir 1 0 0 0 1 1 Gelibolu 1 1 0 0 0 1 Kütahya 4 0 2 0 2 4 Giresun 2 0 1 0 1 2 Mersin 3 1 0 0 2 3 Maraş 2 1 0 0 1 2 Mamuret’ül Aziz 1 0 1 0 0 1 Menteşe 1 0 0 0 1 1 Malatya 1 0 0 0 1 1 Yekûn 136 9 67 1 59 136

(39)

Isparta, İçel (Silifke), Ordu, Urfa, Bursa, Bolu, Tokat, Canik (Samsun), Çankırı, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Sivas, Sinop, Şebinkarahisar, Trabzon, Gaziantep, Kırklareli, Karesi, Kozan, Karahisar-ı Sahib, Kırşehir, Kastamonu, Konya, Kars, Giresun, Kütahya, Maraş, Menteşe, Mersin ve Saruhan’dır. 46

Tablo 6. 1925-1926 eğitim yılında Türkiye’de bulunan Ana Okulları ve öğrenci

sayısı

Vilayetler Mektep Talebe

Edirne 3 236 Ertuğrul=Bilecik 2 281 Ordu 3 193 İzmit=Kocaeli 5 258 Isparta=Hamidabad 1 101 Adana 1 92 Afyon Karahisar 1 133 Aksaray 1 65 Elâzığ 1 155 Antalya=Teke 1 153 Urfa 1 80 İçel=Silifke 1 102 Balıkesir=Karesi 5 486 Bursa=Hüdavendigar 10 767 Bolu 3 321 Tokat 4 374 Çankırı 1 110 Çatalca Kazâsı 1 24 Çanakkale 1 134 Çorum 1 151

46 M. Serhan Yücel, “Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Anaokulları”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi,

(40)

Tablo 6.’ın devamı

Denizli 2 280

Diyarbakır 1 90

Sinop 1 66

Sivas 1 75

Şebin Karahisar=Şarkî Karahisar 1 71

Samsun=Canik 3 145 Saruhan=Manisa 1 88 Trabzon 4 344 Gaziantep 3 359 Kars 1 76 Kırklareli 2 189 Kastamonu 1 632 Konya 5 678 Kozan 1 53 Kırşehir 1 120 Gelibolu 1 134 Kütahya 2 370 Giresun 1 90 Mersin 4 485 Maraş 1 60 Menteşe=Muğla 2 151 Yekûn-u Umumî 97 8772

Kaynak: 1927-1928 Devlet Salnâmesi s.172.

Nitekim, 29 Ocak 1930 tarihinde Maarif Vekâleti, yayınladığı yeni bir tamimle, yeni anaokulu açılmamasını ve buralara ayrılacak bütçenin, köylerde 7-12 yaş grubu çocukların okutulmasına harcanmasını istemiştir. Dönemin şartları göz önüne alındığında, kısıtlı bütçe ile öncelik ilkokullara verilmeliydi. Bu sebeple, daha önce vilayetlerde açılan anaokulları kapatılmıştır. Ülkenin içinde bulunduğu şartlar sebebiyle Cumhuriyetin ilk yıllarında okul öncesi eğitimle ilgili pek çalışma yapılmamıştır.

Şekil

Tablo 3.’ün devamı
Tablo 3.’ün devamı
Tablo 4. 1922-1924 eğitim yılında Türkiye’de bulunan anaokulları ve öğrenci sayısı
Tablo 5.’in devamı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Kuveyt Türk ve Türkiye Finans Katılım bankalarının 2017 yılı itibariyle finansal tablolarında yer alan toplanan fon, toplam aktif, öz kaynak, net kâr ve Hiroshi yöntemi

The synthesis and the characterization of the first electroactive O-ferrocenyl dithiophosphonate conductive polymer was reported.[ 21 ] Biosensor applica- tions investigated

而解

備急千金要方 脾臟方 -脾勞第三 原文 論曰︰凡脾勞病者,補肺氣以益之,肺旺則感於脾。是 以聖人春夏養陽氣,秋冬養陰氣,

Tüm değişkenler için uzun dönemli eş bütünleşme tespit etmekle birlikte nedenselliğin yönünü sadece M 2 Y ‘nin milli hasılaya oranı ilişkisinde finanstan

Merkür, Kasım’ın ortalarından sonra akşam gökyüzünde çıplak gözle görülebilecek kadar yükselmiş olacak ve ay sonuna kadar yavaş yavaş yükselmeyi sürdürecek..

Bu amaçla prognostik nütrisyonel indeks (PNI) ve nütrisyonel risk indeksi (NRI) gibi indeksler ortaya atılmıştır.Bu indekslerin hesaplanmasında albümin düzeyi, deri

Geçtiğimiz 70 yıl boyunca dünyada 50 ülkede, direkt mutant veya onların melezlenmesinden elde edilen 2382 çeşit mutasyon ıslahı ile geliştirilmiştir... 2382