• Sonuç bulunamadı

Tomur Atagök olayı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tomur Atagök olayı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TOMUR ATAGÖK OLAYI

ABDÜLKADIR GÜNYAZ

"Sanatı yenileyen ve güç kazandı ran, böylelikle ona devamlılık sağla­ yan öncü atılımlardır. Ancak öncü sa­ nat yapıldığı tarihlerde çoğunluğa fazla birşey ifade edememektedir.”

Haziran ayında Yıldız Universite- si'nde düzenlenen öncü Türk Sanatı n- dan Bir Kesit Sergisi katalogunda yer alan yazısında Tomur Atagök haklı

olarak öncü atılanların önemini vur­ gularken onun rağbet göremeyeceği­ ni de kabullenmekten geri kalmıyor­ du. Tabii ki geleceğe yönelik sanatçı yine onun deyimiyle "Bir yaratıcı, gözlemci, düşünür, yorumcu hatta yönlendirici olan sanatçı..." doğur­ gan dinamizmini her zaman uyanık tutmak zorunda olan sanatçıdır. Ola ki bu sanat yalnızca yapıldığı tarih­

lerde değil, daha ilerki yıllarda da ço ­ ğunluğa fazla birşey ifade etmeyebi- lecektir. Ne gam... önemli olan o di­ namik içtepisini yansıtabilmesidir sa­ natçının. Bir bakıma fedakârlıklarla ve ödün vermeksizin. Satış öğesini hiç düşünmeksizin. Çok şükür ki böylesine sanatçılara da sahip ülke­ miz, hem de hiç küçümsenmeyecek sayıda. Adları az bilinen, ama bilin­ dikleri çevrelerde saygınlıklarım hep koruyan. Yıllar yılı ödün vermeksi­ zin uğraşlarını, adeta Donkişotvari sürdüren. Halkın yozlaştırılmış beğe­ nisini hiçe sayıp, sanat düzeyini hep yukarıda tutmayı amaçlayan. İşte bu eli öpülesi soylu sanatçılarımızdan bi­ ri de son sergisini bu ay içinde Harbi­ ye Garanti Bankası Galerisinde izle­ yeceğimiz Tomur Atagök'tür.

Şöyle bir bakalım dilerseniz önce­ likle Tomur'un sanatçı kişiliğine. Bir uzunca zaman Amerika'da öğrenim ve araştırma, İstanbul Güzel Sanatlar' da yeterlik çalışması. Bu arada 1966' dan başlayarak İstanbul'da, Amerika' da, hatta Hollanda'da sergiler, sergi­ ler. Yanısıra pek çok, yerlisi yabancı­ sıyla ödül. Ana, acaba bunca sergi, bunca ödül, bunca çalışmaya rağmen kaç resmini satabilmiş dersiniz, ben sarmaktan utanç duyarım doğrusu. Zira, ııeıe bu son zamanlarda leşim satmakla başarılı olmak arasında -di­ lim varmıyor ama- hani neredeyse bir ters orantıdan bile hiç değilse za­ man zaman söz edebilmek pekâla mümkündür diyeceğim geliyor.

Şimdi hiç de bilgiççe laflar et­ meden, yabancı terimlerle yoğrul­ muş ayrıntılı tezler sergilemeden, özetle ve içtenlikle eğilelim Tomur Atagök resmine. Ne yapıyor ve ne anlatıyor Tomur Atagök? Onun ön­ celikle ve özellikle anlattığı insandır.

TOMUR A TA G Ö K - "Satış öğeleri, 111" 1985. Tuval üzerine karışık malze­ me. 130x130 cm.

(2)

Çoğu defa niller, güzel insanlar, gü­ zel beraberlikler. Ama onun asıl ayrı­ calığı anlatımındadır. Kuşkusuz çok kişii vardır çağlar boyunca insanı an­ latmaya çalışan ve halâ günümüzde de. Zaten sanatın belki de en başta gelen amacı değil midir insan yorum­

layabilmek, açıklayabilmek? İşte

Tomur da onlardan, o insanı bize olanca içtenliğiyle sunanlardan. Ne var ki o kendince bir yol tutuyor. Bu yolu seçerken de alıcı-seyirciye olan­ ca sempatisiyle şirin görünecek, ro­ mantik öyküler anlatacak çizgiler ve renkler kullanma yoluna sapmadan yerine getirmek istiyor bu işlevi. Ve yanısıra da çaba istiyor izleyicisin­ den, resmini sezinleyebilmeleri için. O koskoca boyutlu ve renklerin her türlü aranışları içinde var olan res­ minde onları yapmak kadar seyret­ menin de bir çaba gerektirmesi ge­ rektiğini sezinletiyor. Göz tembelli­ ğine, gözlem yetersizliğine müptelâ Türk insanı da ne yazık ki çoğunluk­ la olageldiği gibi bakıp geçiverecek- tir, ayrıntıları değil yalnızca, ana te­ mayı bile atlayarak çoğu defa. Oysa bir resmi sevmek anlamakla başlaya­ bilir pekâlâ, onun için de çaba gerek­ lidir. Kaldı ki Tomur hemen kendini ele veren lekeler çizgiler peşinde de­ ğil ve tüm bunları yaparken de do­ ğacılığını zerre kadar yitirmediğin­ den eminim. Üstelik, yaptığının re­ sim olduğunu da her an kuvvetle vur­ guluyor.

Bu arada renklerine dikkatinizi çekerim Tomur'un. Pek sık rastla­ yabileceğiniz renkler değildir onlar; şampanya köpüğü gibi hafif pembe­ lerden turunculara, eflâtunlara kadar pek çok ayrıcalıklı rengi bulabilirsi­ niz. Sanki boyutlarının büyüklüğünü renkleriyle dengeliyor gibi...

Tüm bunları yaparken de ortaya başarılı bir soyutlama çıkıyor. Figür­ den, objeden hareketle soyuta varan bir çaba. Salt soyut çalışmanın öte­ sinde dilediğince anlatabilme, daha güçlü, daha ifadeci bir anlatım yolu­ na varabilmek için içtepisel bir so­ yutlama diyebiliriz buna. O öyle anlatır anlatacağını, özgün ve benzer­ siz.

Dileyelim ki birgun onun resmi için de mekânlar hazır olsun..

TOMUR A TA G öK"İzleyiciler" 1982. Metal üzerine karışık malzeme.

100x200 cm.

TOMUR ATAGÖK - "Kum salda" 1985. Tuval üzerine karışık malzeme. 130x225 cm.

TOMUR ATAGÖK "Serilip Kalmış ve Çizgi A dam " 1985. Tuval üzerim- karışık malzeme 130x225 cm.

41

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

En sonunda herşey hazırlanınca Philippe Soupault’ya burasını Yaprak dergisinin, genç kuşağın dergisinin yazıhanesidir diye

Thiamine responsive megaloblastic anemia syndrome (TRMA) (OMIM 249270) is a rare, autosomal recessive inherited disorder char acterized by a triad of megaloblastic anemia,

Bir Ada Hikayesi’nin ikinci kitabı Karıncanın Su İçtiğf nde Yaşar Kemal, eşine rastlanmamış bir dil ve benzersiz bir anlatımla, Mezopotamya’dan Rumeliye,

Sonuç olarak, çözünme-difüzyon modeli, bir membran içerisindeki basıncın tekdüze olduğunu ve membranın bir tarafından diğer tarafına olan kimyasal potansiyel

24-hour CCr predicted by three conventional algebraic equations (Cockcroft-Gault formula, Jelliffe formula, Modification of Diet in Renal Disease formula) and ANN (CCr-ANN) were

Yak›t pilleri yaln›zca elektrik üretimi için de¤il ayn› zamanda otomobillerimizi ve di¤er ta- fl›tlar›m›z› çal›flt›rmak için de alternatif bir

Temel işleyiş mantığı ışık mikros- kobuna benzeyen bu yeni mikroskoplarda, görünür ışıktan çok daha küçük dalga boylu elektron ışınlarıyla görüntü