• Sonuç bulunamadı

Attila İlhan'ın 41.yapıtı "cumhuriyet söyleşileri"nden oluşuyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Attila İlhan'ın 41.yapıtı "cumhuriyet söyleşileri"nden oluşuyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

%$'/■

y ír\

Attilâ Ilhan’ın Kurtuluş

Savaşı yıllarından tek parti

yönetimine, 40

K aranlığından İkinci Dünya

Savaşı yıllarına, 27 Mayıs’tan

12 M art’a, 12 Eylül’den

günümüze bağımsızlıkla ve

Kemalist ve sosyalist

düşüncelerin günümüze

yaklaşımıyla ilgili olan

düşüncelerinin yer aldığı

“...bir sap kırmızı karanfil...”,

öyle sanıyorum ki ülkemizin

bağımsızlıkçı insanlarına

sunulmuş gerçek bir karanfil.

ÖNER YAĞCI

A

ttilâ İlhan sormaya, sorular oluş­ turmaya, sorgulamaya, saptamaya, yanıtlamaya, önermeye, öğretme­ ye devam ediyor.

Tüm yapıtlarında insanın ve toplumu- muzun sanatla buluşmuş bir biçimde ya­ şaması, aydınlatılması kaygısını güden At­ tilâ Ilhan’ı, parmak bastığı sorunu en in­ ce ayrıntılarıyla ele alıp özgün düşünce­ leriyle ve özgün anlatımıyla noktayı koy­ masıyla tanıyoruz. O, güncel olaylardan yola çıkıp, yakın tarihimizle kurduğu sı- , cak ilişkilerle birçok konuyu aydınlatma­ yı başaran, konuyla ilgili farklı düşünce­ leri ve yorumları da eleştirerek derinlikli düşüncelerini ortaya koyan bir ustamız- dır.

Attilâ Ulıan, aydın geleneğimizin gü­ nümüzdeki en kararlı adlarından biridir. Özellikle genç kuşaklar Attilâ Ilhan'ın, sorup sorgulayan, ele aldığı konunun ki­ şilerini, partilerini, gruplarını, olaylarını sağlam bir tarihsel yaklaşımla irdeleyen, bu konularla ilgili bütünlüklü saptamala­ rını, aydınlatıcı bilgilendirmelerini, dü- şündürten yorumlarını, kuşku götürmez bir gerçeklik duygusuyla aktaran Hangi Sol, Hangi Batı, Hangi Seks, Hangi Sağ, Hangi Atatürk, Hangi Laiklik, Hangi Kü­ reselleşme gibi yapıtlarını okumalıdırlar.

Attilâ Ilhan'ın 50. yılı

Aynı biçimde, ülkesinin dününden ge­ tirdiği bugününün sorunlarıyla ilgilenen ve bu sorunların üstesinden gelme so­ rumluluğuyla dolu olan, bunun gerekle­ rini yerine getirmek için gereken bilince gereksinme duyan duyarlı insanlar, onun tümü de Bilgi Yayınlarınca yayımlanan Gerçekçilik Savaşı, ikinci Yeni Savaşı, Faşizmin Ayak Sesleri, Batının Deli Gömleği, Sağım Solum Sobe, Ulusal Kül­ tür Savaşı, Sosyalizm Asıl Şimdi, Aydın­ lar Savaşı, Kadınlar Savaşı gibi derin bir birikimin ürünü olan yapıtlarını da oku­ mak durumundadırlar.

Ülkemizdeki siyasal, ekonomik, top­ lumsal, kültürel sorunların kaynağını araştıran, bu sorunların ancak ulusal ba­ ğımsızlık temelinde çözümlenebileceği düşüncesinden hareket eden bir şairin, bir romancının, bir denemecinin, kısaca­ sı bir edebiyat ustasının ve bir yurtsever ve kararlı aydımn okuyanları uyanmaya, bilgilendirmeye çalışan bu yapıtları, kül­ tür dağarcığımızın klasikleşmiş yapıtları olarak yaşamımızı aydınlatmayı sürdürü­ yor.

H er biri yeni yeni basımlar yapan 11 şi­ ir kitabı, 10 roman, 19 deneme/anı yapı­ tını kültürümüze ve edebiyatımıza arma­ ğan eden Attilâ Ilhan (doğumu 1925), ya­ zarlığının 50. yılında 41.kitabını sundu: Cumhuriyet Söyleşileri: 1 “...bir sap kır­ mızı karanfil...”

Kitabın “Kemalizm’le Sosyalizmin Bi­ leşkesi” başlıklı bölümüyle Türkiye so­ lunda yıllardır tartışılan Kernalizm-sos- yalizm ilişkisi üzerine düşünceleri yer alı­ yor.

Solda yıllardır tartışılan bir sorun olan

Attilâ Ilhan’ın 41. yapıtı “Cumhuriyet Söyleşilen”nden oluşuyor

'...B ir Sap Kırmızı Karanfil../

Kemalizm’le sosya­

lizm arasında aşıl­ maz duvar var mı­ dır konusuyla ilgili sayılabilecek bu bö­ lümde sosyalizmin kendini bulabilme­ si için Kemalizm’le arasındaki bağları koparması gerekti­ ğini söyleyen kimi sol düşünüşlerin karşısında Attilâ Ilhan Kemalizm’in sosyalizme aykırı bir ide­ oloji olmadığım söylüyor.

Attilâ Ilhan bellekleri tazeleyerek, giz­ li kalmış bilgileri ve satır aralarında giz­ lenen düşünceleri günışığına çıkararak tezini savunurken Türkiye sosyakzminin kısa tarihinden kesitler de sunuyor.

Bir avuç OsmanlI münevveri Örneğin “() Bir inkılapçıydı...” başlık­ lı ilk yazısında Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşanan bir olayı ele alıyor. “Bir avuç Os- manlı münevveri” dediği, Hürriyet ve İti­ laf Fırkası’ndan, daha sonra Sevres An- laşması’m imzalayacak heyetin azalann- dan “Filozof” Rıza Tevfik. Peyami Sabah başyazarı Ah Kemal, Alemdar gazetesi başyazarı Refü Cevat (Ulunay), Aydede dergisinden Refik Halit (Karay), ayrıca Ahmet Emin (Yalman), Cenap Şahabet- tin vs.nin “Mütarekenin dumanlı yılların­ da, Dersaadet’te o devrin ‘küreselleşme­ sinden’ yana”, yani “Ya Sait Molla’nm In­ giliz Muhipleri Cemiyeti’ndendirler, ya da Amerikan Mandası’na taraftar!” ol­ duklarını söyleyip ekliyor: “Hayret! O ta­ rihte ‘küreselleşme’ meraklıları, anlaşılan çok daha açık ve net konuşuyorlarmış!” Rıza Tevfik’in ihbar edip yakalattığı, polis müdüriyetinden Bekirağa Bölü- ğü’ne gönderilen yurtsever ise Yeni Gün Gazetesi başyazarı Yunus Nadi ise Kema­ list’tir. Attilâ Ilhan Yunus Nadi’ye “Ke­ malist” sıfatım yakıştıranın ise emperya­ lizm ‘media’sı; merkezi Londra’da bulu­ nan Ingiliz Reuter Ajansı olduğunu söy­ leyip şu tespiti yapıyor: “Kemalizm tarih sahnesine bir halk kurtuluş hareketi ola­ rak çıkar; radikal jacoben cumhuriyetçi­ liği sonradan, laikliği daha da arkadan gelecektir. Kim ki Kemalistliğini bu tarihi sacayağına oturtmaz, acaba ne kadar Kemalist’tir. Hele o antiemper- yalist olmadan Atatürkçü geçinen sü rüngen politikacı, hangi tarih mah­ kemesi önünde beraat edecektir, çok merak ederim.”

İstanbul’un işgal edilmesinden sonra Ingiliz Siyasi Polisinin Yeni Gün matbaasını bastığını. Bekirağa Bölüğü’nden çıkan Yunus Nadi’nin yakalanmadığını ve Mim Mim grubu­ nun yardımıyla Anadolu’ya geçtiğini söy­ leyen Attilâ Ilhan, onun Mustafa Ke­ mal’ce nasıl coşkuyla karşılandığını da söyleyip yazısmm ana düşünces ni beyinlere nakşediyor. “O nesil, inkılap nes­ liydi, ’peki, inkılap ne­ dir? G a­ zin in tarifi aynen şöyle: ‘...bu inkılap, kelimenin ilk bakışta ima ettiği ihtilal manasından başka, on­ dan daha ge­ niş bir

tahav-vülü ifade etmektedir!..’ Hem ihtilal, hem ondan daha çok engin bir değişik­ lik! Günümüzün köşe dönme meraklısı politika esnafı, böyle bir radikalliği ta­ hayyül bile edemez. Biz etmişizdir, çün­ kü o nesil inkılap nesliydi, bizse onun ço­ cuğu, bir manadan inkılabın; onun için­ dir ki adımız Yunus Nadi’dir, Falih Rıf- kı’dır, Yakup Kadri’dir, Ruşen Eşref tir, Hamdullah Suphi’dir, Halide Edip’tir, Şevket Süreyya’dır. Nâzım Hikmet’tir. M. Zekeriya’dır, Sabiha Sertel’dir, Suat Der- viş’tir. Onlarm, yani Müdafaa-i Hu- kuk’un gönlümüzde yücelttiğimiz anıtı­ na bir sap kırmızı karanfil bırakıp nöbe­ ti devralıyorum.”

Bu yazının hemen ardından gelen Ke­ malizm’le Sosyalizmin ‘Bileşkesi’, yazısı, doğrusu Attilâ Ilhan'ın nöbeti kusursuz tutmaya başladığım gösteriyor.

Attilâ İlhan, bu yazısını da, “Düşüne­ biliyor musunuz? İkinci Dünya Savaşı sı­ kıyönetiminin en katlanılmaz şartları al­ tında ezilen sosyalist sol Gazi’ye böyle bakıyordu: Hayranlıkla ve sevgiyle!.. G ü­ nümüzdeki sosyalist solun kulağma kü­ pe” diyerek Emekçi Partisi’nin yayın or­ ganı Yığın’m 15 Kasım 1946 tarihli sayı­ sında yayımlanan “Atatürk Türkiye’yi ile­ ri bir merhaleye, sağa değil sola götürmek isteyen bir mücahitti” başlıklı başyazıdan şu cümleleri aktarıyor:

“...Atatürk’ün tarihi rolü, antiemperya- list bir mücadelenin kahramanı olması­ dır... Atatürk, Osmanlı im paratorlu­ ğ u n u yıkan Sevres muahedesiyle Türki­ ye’yi müstemleke haline sokan Garplı müstevlilere karşı doğmuş bir milli isya­ nın temsilcisi idi.”

Bu temsiciyi Komintern’in Genel Sek­ reteri Zinovyev’in Birinci Doğu Halkla­ rı Kurultayı’nda (1 Eylül 1920), “Musta­ fa Kemal hükümetinin Türkiye’de yürüt­ tüğü siyaset, Komünist Entemasyonal’in yani bizim siyasetimiz değildir; fakat In­ giliz hükümetinin (yani sistemin) aleyhi­

ne yürütülen her inkılap mücadelesine yardım etmeye hazırız” diyerek destekle­ diğini; Lenin’in Mustafa Kemal’i “milli burjuva ihtilalini idare eden... ileri ve akıl­ lı bir devlet adamı” saydığını ve o döne­ min Ankara Büyükelçisi Aralof’a. “İstila­ cılara karşı bir kurtuluş savaşı yapıyor; emperyalizmin onurunu kıracağına, padi­ şahı da yardakçılarıyla silip süpüreceğine inanıyorum. Ona yani Türk halkına yar­ dım etmeliyiz” dediğini aktaran Attilâ Il­ han ekliyor: “Farkında mısınız, Mustafa Kemal’i Türk halkıyla özdeşleştiriyor.”

Bu saptamadan sonra da şunları söylü­ yor Attüâ Ilhan:

“Türkiye’de kapsamlı demokratik sol, en kapsandı sosyalist sola ancak bu plat­ form üzerinde el uzatabilir sosyalist sol derseniz, Müdafaa-i H ukuk’la arasmda o red ve inkâr edilemez ‘göbek bağını’... mutlaka hesaba katmalıdır. Evet, Kema­ lizm’le sosyalizm-hatta komünizm- bir ve aynı şey değddirler; Birisi ulusal demok­ ratik bir devrimdi, öbürü uluslararası sos­ yalist bir devrim; ne var ki dikkati çeken, unutulmaması gereken acaba nedir? Her ikisinin de antiemperyalist olması mı? H â­ lâ bileşke budur.”

Aydınlatıcı düşünceler

Kitabın daha sonraki Üç Misak-ı Milli, Nerede Yanlışlık Yaptık, Katdım Lafta Kalırsa, Avrasya Gerçeği, Globaliter Dev­ let, Boynuna Sarıldığımız Ydanlar başlık­ lı ötek bölümlerinde de bu temel üzerine yükselen yazdannı sunuyor Attdâ Ilhan.

Yazımızın başında adlarını saydığımız Hangi Sol, Hangi Batı, Hangi Sağ, H an­ gi Atatürk, Hangi Laiklik, Hangi Küresel­ leşme, Faşizmin Ayak Sesleri, Batının De­ fi Gömleği, Sağım Solum Sobe, Gerçek­ lik Savaşı, Ulusal Kültür Savaşı, Sosya­ lizm Asıl Şimdi, Aydınlar Savaşı, gibi ya- pıtlarınlarındaki düşüncelerle uyum ha­ linde ve o düşünceleri, günümüzdeki olayların ışığında yoğunlaştırarak sundu­ ğu bu yazılarında da solcuların, sosyalist­ lerin, Kemalisderin, sosyal demokratların tarihe ve günümüze nasıl yaklaşmaları ge­ rektiği konusundaki düşüncelerini akta­ rıyor.

Bu düşünceler, özgün bir aydının tari­ hin süzgecinde denenmiş, damıtılmış ve özellikle bugünün gençleri için aydınlatı­ cı olacak düşüncelerdir -Ah bir de genç­ lerin anlamakta çok sıkıntı çektikleri bir kısım sözcüklerin yerine yenilerini kullan-

saydı!-Kitapta Attilâ Ilhan’ın Yüzellikler’den Fransız Devrimi’ne, Ilımlı İslam politika­ sından küreselleşme adlı Truva Atma, Re­ fah Partisinden Anadolu Kaplanlarının ne olduğuna, soğuk savaş aydınlarından Türkçüluk-Irkçıhk sorununa, “Ülkücüle­ re” sınav sorularından Öğretim Birliği Ya- sası’na, petrol sorunundan demokrasiye, Avrasya gerçeğinden aydın yabancılaşma­ sına, totaliter devletten globaliter devlete kadar birçok ideolojik-politik-kültürel so­ runla ilgili düşüncelerini okuyoruz.

Attilâ Ilhan'ın Kurtuluş Savaşı yılların­ dan tek parti yönetimine, 40 Karanlı­ ğından ikinci Dünya Savaşı yıllarına, 27 Mayıs’tan 12 M art’a, 12 Eylül’den günü­ müze bağımsızlıkla ve Kemalist ve sosya­ list düşüncelerin günümüze yaklaşımıyla ilgili olan düşüncelerinin yer aldığı “...bir sap kırmızı karanfil...”, öyle sanıyorum ki ülkemizin bağımsızlıkçı insanlarına su­ nulmuş gerçek bir karanfildir.

Merak ediyor musunuz bu karanfil ne renktir ve nasıl kokar? ■

“Cumhuriyet” Söyleşileri /1 : “...bir sap kırmızı karanfil...”/ A ttilâ Ilhan / Bilgi

Yayınevi, Haziran 1998/ 296 s.

C U M H U R İ Y E T K İ T A P

S A Y I 4 6 7

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

lümde olup, burada da, genel hükümlere ilişkin birinci ayrım altındadır. Bu düzenleme emredici nitelikte olup, hem taşınır kiralarında hem de taşınmaz kiralarında ve

1) Yerleşim yerleri, tepe üzerine kurulu akropolün kontrolü altında bulunmaktadır. 2) Yamaç üstüne kurulu yerleşmeler duvarla çevrilidir. 3) 18 yerleşim yerinin 12'sinde

Nabi (1 6 4 2 -1 7 1 2 ) Nestled between the S t Sophia and the Topkapi Palace, the Istanbul Library is a beautiful Ottom an konak (wooden house) on Soğukçeşme

Although Musharakah Financing is an investment that is realized in the form of participation in terms of Islamic Law, it is followed as a loan type. This situation

In the first part, novel asymmetric functionalized star shaped derivative (TQC) of 2,4,6-trichloro-1,3,5- triazine containing 2-hydroxy carbazole and 8-hydroxyquinoline was

Bunun için­ dir ki, hem kendim, hem de karım namına, Fransada olduğu gibi Tür- kiyemizde de, hepimizin kaderi üze­ rinde çok kudretli ve hayırlı

Bu risalede Kuran’daki bir­ çok ayetin Risale-i Nur’u haber verdi­ ği gibi hezeyanlar, onun kronik bir psi­ koz olan ‘paranoid’ yapısını göster­ mekle birlikte,

Gelen, gazetecilerin ablukasında kaldığı için Bayar oturduğu