- r - L *
tO
b üe-Her büyük medeniyet ve her büyük devlet muazzam bir kütüp hane vücude getirmeği varlığının en büyük delili ve vesikası, büyük lüğünün başta gelen bir vecibesi saymıştır. Tarihin ilk çağlarından beri devam edip giden bu usul ve ananeye biz Cumhiyetten önce idrak ettiğimiz devirlerin en şev ketlilerinde bile riayet etmedik. Cumhuriyettenberi de büyük millî kütüphanenin kapılan açılmamış, hattâ, itiraf edelim, binasının t e - 1 melleri atılmamıştır. Recep Peker kabinesi, Büyük Millet Meclisi hu zurunda okuduğu programında, bu çok gecikmiş ve tatbik ve icra sahasına girmesine en son harp yıllarının mâni olmuş bulunduğu millî kütüphaneyi tesis meselesile meşgul olmağa azmettiğini bildi riyor. Kararından ve taahhüdün den dolayı kendisine teşekkür, bir borçtur.
İstanbul Tüakiyenin en büyük ve nüfus miktarı en yüksek şehri bulunmakla beraber, Ankara dev let merkezi olduğuna göre bu mil lî kütüphanenin Aııkarada kuru lacağı tabiî, zaten de karşılaşmış bir keyfiyettir. Bu şehrin nere sinde kurulacağı da takarrür et miş midir, plânları hazır mıdır, bu plânlar her türlü mükemmeli yet şartlarını cemetmiş midirler? Bunlar işin zarfa ait, üzerinde ko nuşulması da teknik bilgi ve ihti sas icap ettiren cihetleridir. Bu , hususta umumî olarak sade şu söylenebilir: Millî kütüphane şeh rin en güzel bir yerinde yapılma
lı ve plânları vücude getirilirken kütüphane mimarîsinin en mü kemmel ve son nümunelerinden il ham almalı, terakkilerinden isti fade edebilmelidir. Bir fikir ola rak da, Yenişehir cihetinde, îsmet paşa caddesinin nihayetindeki ye şil tepenin millî kütüphane ittiha zı için en elverişli yeri teşkil et tiği hususundaki kanaatimi bildir ( mek arzusundayım. Sıhhat Vekâ- ı leti yanında evvelce münasip gö
rülmüş olan yer, yani şehir oto büsleri garajları ile işletme ida resinin işgal eylemekte bulunduğu arsa ayak altı, tren altı, belki su basması tehlikesine maruz, bir azamet manzarası arzedemiyecek şekilde basık, velhasıl cihet cihet uygunsuzdur. İleri sürdüğüm ye şil tepenin üzerinde kurulacak kü tüphane binası hakikaten büyük bir saray ihtişamı arzedebilir.
Plânlarını da işgal edeceği yerin hususiyetlerine göre tadil icabe- der.
Bunları söyledikten sonra a r tık zarf meselesile meşgul olmı- yarak mazrufa, yani bu büyük millî kütüphanenin ne gibi eserle ri ihtiva edeceği bahsine geçelim. 1 — Memleketimizde mevcut ve türkçe yahut diğer şark dille rinde yazılmış yazma eserler bu rada toplanacaktır. Eğer bir ese rin müteaddit yazma nüshaları a- rasında farklar mevcutsa bu fark lı nüshalar da burada bulunduru lacaktır. Memleketin diğer kütüp hanelerinde yazma eserlerin mev cudiyetine ancak bu iki şart yeri ne geldikten sonra müsaade edile cektir.
2 — Millî kütüphane, merale ketimizde matbaacılığın
teessü-i
sünden itibaren basılmış bütün kiatplarla mecmua ve gazete ko leksiyonlarını ihtiva edecektir. Ve bu kitap, mecmua ve gazetelerin intişar sahaları bugünkü ırâüî hu dutlar değil, Osmanlı im parator luğunun yayılmış bulunduğu bü tün sınırlardır. Yani millî kütüp hanede Bosnadan Trablusgarpla Yemene kadar bizim idaremiz hü küm sürerken çıkmış olan tekmil kitap ve gazetelerin tam olarak mevcut bulunması icabeder. ilâ ve edelim ki, en büyük gayretler sarfile temin edilmesi gereken, kusursuz ve eksiksiz temin edil mesine de imkân buîunmıyan ci het budur. Zira İbrahim Mütefer rikanın matbaasını kurduğu tarih ten memleketimizin lâtin hafieri- ni kabul ederek batı kültüriVü k at’î bir şekilde kabulü arasında geçen zamanda kitap, gazete ve mecmua olarak neler çıkmış ol duğunu kat’î vsurette bildiren cet vel ve vesikalara asla malik bu lunmamaktayız. Mevcut malûmat tamamile takribi ve nakıstır, he le millî hudutlar dışında kalan yerlerdeki eski neşriyatı bilmek ve toplamak günden güne daha müşkül, hemen hemen imkânsız olacaktır. Bu hususta bir fikir vermek üzere şunu diyebilirim ki, değil meselâ Yemen vilâyetimizin merkezi olan San’a şehrinde çık mış vilâyet gazetesinin tam kolek siyonunu, h attâ ikinci meşruti yetten sonra îstanbulda çıkmış bir gazetenin tam koleksiyonunu bulmak çetin bir dâvadır. Bugün bu yazıyı sütunlarında neşredenve' ikinci meşrutiyetin ilk günle rinden bu tarihe kadar araya gir miş kısa ve uzun fasılalara rağ men intişarda devam etmiş olan (Tanin) gazetesinin tam, eksiksiz bir koleksiyonuna bile henüz hiç bir yerde tesadüf edemedim. İs- tanbuîda çıkan ve ömrü sürüp gi den bir gazete için keyfiyet böyle olunca yıllarca evvel elimizden çıkmış yerlerdeki neşriyat için toplama işinin ne derecede güçlük- lerle başarılacağı takdir olunabi lir. Halbuki bütün bu koleksiyon ların toplanması dünkü tarih a- raştıamaları için bir zaruret ve es ki harflerle yapılmış neşriyatın kısmen kaybolmaktan kurtarılma lan harsımızın mazisi için bir va zifedir.
3 — Millî kütüphane yeni harf lerin kabulündenberi memleketin her tarafında çıkan kitap, gazete ve dergileri ihtiva edecek, bundan sonra çıkacaklarla zenginleşip ge nişliyecektir. Yeni harflerin ka bulü sırasında tesis edilmiş bir
(Derleme) teşkilâtı bütün bu neş riyatı muntazaman toplayıp depo ettiğine - ve şibette hüsnü muha faza etmiş olacağına - göre bu keyfiyet teminat altına alınmış de mektir: Kendiliğinden yerine ge lecektir.
4 — Bütün dillerdeki yeni ve eski neşriyatı o dilleri bilen kendi bilginlerimiz ve kullanacağımız ecnebi bilginler taramalı, gerek mazimize, gerek yakın zamanları mıza ait olarak yazılmış tarih, ha tıra ce seyahatname gibi bütün e- serlerin ve makalelerin tam ve et raflı cetvelleri vücude getirilme li ve bütün bu eser ve yazılar mil lî kütüphanemizde imkân derece sinde noksansız bir halde mevcut
olmalıdır. (Bundan sonra memle ketimiz hakkında dünyannı her yerinde çıkacak eserlerden' ‘ve" ya pılacak neşriyattan da kütüpha nede çalışacak mütahassıslar ha berdar olarak o neşriyattan birer nüsha ile millî kütüphane derhal zenginlenmelidir).
Bizim millî kütüphanemizin hususiyeti ve dünyadaki büyük kütüphaneler arasında sahip ola cağı mevkii kendisine sağlıyacak olan cihet de işte bu dört büyük kısmı terkip edecek yazma ve matbu eserlerin kemiyet ve keyfi yetinde erişebileceği ehemmiyet ve zenginliktir. Bu dört kısımdan biri, yani yeni harflerle çıkmış neşriyatın derlenmesi ciheti kendi kendine olan bir keyfiyet teşkil ettiğine nazaran, millî kütüphane sahasındaki gayret ve faaliyeti miz 1, 2, ve 4 rakamları altında gösterdiğimiz cihetleri istihdaf e- deeek demektir, bunun yeni araş tırmaları icap ettirecek kısımları da 2 ve 4 rakamları altında anla tılmış olanlarıdır.
Bu dört mühim kısım haricin de millî kütüphanemizin her bü yük kütüphane gibi haiz olması icabeden bir tarafı bulunacaktır ki, o da büyük milletlerin dillerin de yazılmış mühim eserleri ihtiva etmesi ve her memleketteki neşri yatı takip ederek dünyanın her yerinde çıkan ehemmiyetli eserle ri ve mecmuaları kabil olduğu ka dar çabuk getirip okuyucuların emirlerine hazır tutmasıdır. Millî
kütüphane bunu ne derecede mü kemmel yaparsa büyük millî kü tüphaneler arasındaki mevkiini o derecede sağlamış olacaktır.
Ankarada devlet kütüphane si veya milıı kütüphane kurulur ken İstanbulla diğer büyük şehir lerimizde, hattâ kasabalarımızda mevcut bulunan kütüphanelerin vaziyetlerini daha muntazam ve | daha plânlı bir şekle sokmak el
bette ki, lâzımdır. Ve çünkü mev cut kütüphanelerimiz bir plânla tanzim edilmeğe şiddetle muhtaç bulunmaktadırlar.
İkinci bir yazıda bu konuyu ele almak fikrindeyim.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi