• Sonuç bulunamadı

Bir İtalyan edibin kalemi ile Kağıthane ve Göksu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir İtalyan edibin kalemi ile Kağıthane ve Göksu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1853 de İngilizce “ The lllustrated London Neut>„ de şık m bir Kâğtthane gravürü

:

Bir Italyan edi­

binin kalemi

ile

ve Göksu

T rnmmmmSmmmm 1

Nakleden

REŞAD EKREM KOÇU

Geçen asır sonlarının büyük İtalyan mu - harrirlerinden Edmondo de Amicis 1874 de İs- tanbula gelmişti, aşağıdaki satırları, bu seya­ hatinin mahsulü olan “İstanbjl,. adındaki ese­ rinden tercüme ediyorum:

“Türk ırkının güzelliğini görmek için, bit seyran gününde ya Kâğıthaneye. yahut Gök. suya gitmelidir. Buraları, halkın gezindiği iki büyük çayırdır; sık ormancıklar arasından iki dere akar; her ikisinin de iki ya İrasın da kah­ vehaneler, çeşmeler sıralanmıştır.

“Ceviz ağaçlarının, incir ağaçlarının, fıstık ve kavakların gölgesinde uzanan çayırlar, güneş ışığının delip geçemediği bir sıra yeşil pavyonlar, binlerce Türk kadını küme küme, halka halka oturmuşlar, etraflarında cariyeler, harem ağaları ve çocuklar, yemek yerler, ve sonsuz kelimeler arasında, neşe ve şetaret için­ de eğlenirler. İnsan oraya gidince kendini kaybeder. Bu binlerce beyaz yaşmak, gümüşî, yeşil ve sarı renkli, işlemeli feraceler; remgâ. renk esvaplar içinde bu binlerce cariyeler; kü - çüklerin bir maskeli balosu imiş gibi karınca yuvalan halinde kaynaşan bu oğlancıklar; ye­ re serilmiş şu büyük İzmir kilimi, elden ele dolaşan altm ve gümüş suyuna batmış şu gü . ğiimler; müslüman kahveciler adamlık urbala. rım giymişler, ellerinde dondurmalar ve ıney- valarla koşuyorlar; çingeneler göbek atmada; beride kaval çalan çobanlar; at koşturan paşa­ lar, beyler, delikanlılar; uzaktan bütün bu ka­ labalığın hareketi kamelya ve gül bahçeleri - nin rüzgârda dalgalanışını andırıyor.

“Yaldızlı, süslü kayıklar, muhteşem araba, lar ardı arasr kesilmeden geliyor. Bu gölge ve yeşillik güzelliğinin ortasında şarkılar, saz sesleri, çocuk çığlıkları..

şeylerin mânâları, manzum olarak tesfeit ve

j j ifade edilmiştir. Her âşrk bir aşk manzumesini,

ı hiç olmazsa bir kıtayı beş dakika içinde tertip edebilir. Bir çivi karanfil, bir kâğıt parçası, | bir sap sırma bir kalem tarçın ve birkaç kara

biber: “uzun zamandanberi seni seviyorum , yanıyorum, sararıp soluyorum, senin aşkınla ölüyorum. Bana azıcık ümit ver! bana bir ke. ı hine ile cevap ver!,, demektir.

“Kalbleri oynamağa başlayan bütün genç kızların en büyük meşguliyetini bu sembolik lûgatçeyi öğrenmek teşkil eder; ve rüyaların­ da gördükleri yirmi yaşında güzel şehzadelere : hitaben uzun mektuplar tertip ederler. Bu sembolik dilden başka tavır ve hareketlerin de mânâsı vardır, ki bazıları pek lâtiftir. Meselâ erkek hançerini çıkarır ve göğsünü açarak onunla bağrını parçalayacakmış gibi .bir hare - ket yapar; bu :

— Aşkınla deli divane oldum Kendime kı- i yacağım!.. demektir .

Kadın cevap verir: kollarını iki yanma bı. j rakıı-, öyle ki, feracesinin öpü azıcık açılır:

— Sevgilim.. Ağuşum sana her zaman açrk- 1 tır! demiştir..,,

İtalyan muharriri, Kâğıthane ve Göksu de­ relerinin ziyneti olan eski kayıklarımızı da, bir Haliç gezintisini anlatırken şöyle tasvir ediyor:

“Kayık hakikaten dilber şeydir. • Gondol - | dan daha uzun, ve daha dar ve zariftir, Oyma. j lar, boyalar ve yaldızlarla süslenmiş; ne dü- j men1., ne de oturmak için sıraları var. Yere bir | şilte yahut halı serilmiştir, öyle ki, insanın ■ ancak omuzları ve başı bordasının dışında ka- | hyor. Her iki ucu ayni biçimde. Küçük bir ha. reketle sallanıyor. Bir ok gibi gidiyor, suyun üstünde kırlangıç'gibi uçuyor.

bu barışıklığa rağmep, bij ejkşkle bir kadını, birbirlerine âşıkane bakarken, te . bessüm ederken, yahut herhangi kurnaz bir işaretle aşinalık ederken yakalamak imkânsız - dır. Fakat buna mukabil, bambaşka bir dil vardır: bir çiçek, esvaba iliştirilmiş bir şerit, yahut esvabın rengi, yahut bir atkı.. Türk ka - dınlan bu dilde çok hünerlidir- Meyvaların, çiçeklerin, otların, tüyleriln, taşların belli bir mânâsı vardır, ya bir sıfat, ya bir fiildir, ya-

J

hut başlı başına bir cümledir; bir küçük kutu ! yahut bir kese İçinde tesadüfen toplanmış g'bi i görünen birçok küçük şeyler, bir deste mektu - bun anlatacağı şeyleri söyler. Hem o küçücük

h . .‘‘ÎCşjrkçılarımız iki güzel Türk delikanlı - siydi; başlarında kırmızı fes, sırtlarında mavi mintanlar ve bol paçaları beyaz donlar, yenle­ rini ve paçalarım Sıvamışlar, bacakları, ayak - | lan ve kolları çıplak, tunç renkli, yirmişer ya. ! şında iki atlet, temiz, neşeli, zarif ve serbest tavırlı; küreklere her asılışlarında kayığı İle­ riye doğru bütün boyunca fırlatıyorlar; yanı­ mızdan öbür kayıklar o kadar çabuk geçiyor ki, ancak görebiliyoruz. Başımızın üstünde martı ve güvrecin sürüleri uçup dönüyor. Ta yanı - mızdan yaşmaklı kadınlarla dolu- kocaman sandallar geçiyor... Ve bir an ipinde şemsiye - ı 1er, hepsini gözlerimizden gizleyiveriyor... „

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Özet: Yaşlı intiharları için yeni bir model (duğun pastası modeli) toplumu eğitmek amacıyla geliştirilmiştir Bu model toplum-temellı psikolojik otopsi

Bu çalışmada; araştırma kapsamına giren öğrencilerin içten ya da dıştan denetimli olup olmadıklarının belirlenmesi için çocuklar için Novvicki - Strick-

Gerçekleştirilen analizler sonucunda değişkenler arasında pozitif yönlü kuvvetli ilişkiler saptanmış ve regresyon analizlerinin sonuçlarına göre işveren

Örgüt kültürü ve örgütsel adaletin çalışanların iş tatminlerine herhangi bir etkisi olup olmadığını belirlemek maksadıyla yapılan bu çalışma sonuçları

As ırlık ceviz ağaçlarının kesildiğini, bunun bir çevre felaketi olduğunu ifade eden Utan, “PKK bahane edilerek.. kimsenin gitmediği yerlerdeki ceviz ağaçlarının

Bu gelişimi sağlamak amaçlı, gelişmekte olan ülkelerin izlediği genel politika, vergilemenin olmadığı veya düşük yapıldığı vergi cennetleri olan ülke

Bu çalışmada çaprazlanmış polimodül kavramının özelliklerini ve örneklerini detaylı olarak inceleyeceğiz ve temel bağıntıları kullanarak çaprazlanmış polimodül

ġekil 4.10: 150ºC‟de 6 mm kalınlığına sahip %25 katkı oranlı Karbon-PTFE‟nin spesifik toplam kırılma iĢinin numunenin çentiksiz kısmının uzunluğu ile değiĢimi..