• Sonuç bulunamadı

Tuna kıyılarında:Tunayı takdim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tuna kıyılarında:Tunayı takdim"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

*7

5 H

TUNA K IYILAR IN D A

Tunayı takdim...

Rusçuktan Viyanaya kadar beş günlük seyahatte Tunantn

bütün çağlarını gördüm: Rusçukta kemalini bulmuş dolgun

bir varlık, Belgrattan sonra güçlü kuvvetli bir delikanlı,

Peşteyi geçince genç, Viyanayt aşınca körpe...

"Ne erkek tekbaşma birşey, ne dişi} asil insan ikinin bir oluşu. Ne deniz tekbaşma güzel, ne kara. Uzun denize çıkın, karayı özlersiniz, uzun karada kaim, denize hasret çekersiniz. Tabiatiı asil güzelliği denizle karanın birleşme­ sinde: Yarımlar o zaman tamam olu • yor!

Derlitoplu göl sonsuz denizden güzel hem suyu, hem karası olduğu için. Fa­ kat olgun dolgun nehir, bu hepsinden güzel. Kara durur, deniz sallanır, göl tepinir; halbuki nehir?.. Hareket se­ batın koynundadır, ve sebat hareketle oyuldu!

Deniz büyük, fakat mıhlı; göl kü - çük, fakat kapalı. Kâinatta hayattan daha yüksek ne var? Nehir hayatın ken­ di: Doğdu, aklı, ve bitti. Hele Tuna, Avrupanın şahdamarı olan Tuna, bu yalnız hayat değil, yedi düvele hayat ta veriyor!

Rusçuktan Viyanaya kadar, gündüz ve gece, beş günlük bir seyahat. Tunanın bütün çağlarını gördüm. Rusçukla kemalini bulmuş olgun bir varlıktır, Belgrattan sonra güçlü kuvvetli bir de­ likanlı, Peşteyi geçince genç, Viyanayı aşmca körpe... Sade suda seyahat de - ğil, önüne bir ömrün bütün devreleri serildi!

Hep derler ki iniş seyahati çıkıştan daha güzelmiş. Hayır bu ondan iki de­ fa daha iyi: Halden maziye gidildiği için bir, ve bu gidiş inişin bir misli sür­ düğü için iki: Güzellikte sürat nakısa­ dır.

Oh, bu ne manzara değişikliği ve bu ne değişme zenginliği: Şimdi karalarla muhasara edilmiş gibi kapalı, şimdi karalan ricat ettirmiş gibi geniş; şu • rada kıvrak bir göl, orada pergelle çi­ zilmiş uzun bir kanal. Gündüzse açık mavi, geceyse yere inmiş ışıklı bir gök parçası... Hayatın tadı heyecanınday­ mış; Tunada çeşitlerin heyecanlan var, hevecanlann çeşidi olduğu için.

Boğazı'çinden bahsederken «Akmtı- burnunda otur, ayni zamanda Tunayı seyret» demiştim. Şimdi de Tuna da vapura bin, Boğaziçinde seyrana çık diyebilirim: Yalnız kıyılan daha yassı bir Boğaziçi; ve yalnız bir tane değil, görünmez lehimlerle eklenmiş gibi, ar­ ka arkaya uzayıp giden bı’nbir Boğa - zıçı!

Bu ne hareket bu: Her beldeye vs-

nrk-n sağda solda değirmenler hul - yalı kanatlannı döndüre döndüre ha­ rekette; arkasına yüzer metro uzunlu - ğunda bir sürü çelik şilepleri takarak kafile halinde giden vapurlar hareket­ te; dalyanlarda balıkçılar, plajlarda in­ sanlar, koylarda küçük yatlar gibi mar­ tılar ve büyük martılar gibi yatlar ha­ rekette; ve nihayet herşeyin .üstünde bütün bu hareketleri sırtlıyan Time bü­ tün gövdesile harekette: Heraklit, ha­ yat akıyor demiş, hayat ki harekettir, Tuna hayat dolu.

Tuna manzaralarından: Yukanaa sağda Pasav şehri ve Tuna vapur­ ları, solda Tunaya vapurdan bir

bakış, aşağıda Demirkapıda Tunanın manzarası

Nehirler madem ki canlıdır, onla - nn da bizler gibi mes’udu ve bedbah­ tı var. Tuna kaç defa talihli: Berzah­ ları yenmek gibi çilesi yok, yatağına rahat rahat yerleşmiş. Çölde değil kav­ rulmuyor, kumda değil sorulmuyor; fakir değil varidatlı; çıplak değil ağaçlı. Binlerle ve binlerle kilómetro; hep ku­ caklanan mavile kocaklıyan yeşil: Hiç bir tablo kendine bu kadar uygun bir çerçeve bulmadı.

İskelenin birinden vapura bir kız bindi. Çocuk değil kadın değil, iki çağın birleştiği yerde, gergin ve gevrek bir serpiliş. Bovu bittiği halde boy atması bitmemiş gibi. Güvertede kadın erkek herkes ona bakıyor. Büyük heykeltras (R oden) tabiat en güzel üç şey yarattı dermiş: Ziyanın cümbüşü, berrak su­ yun görünüşü, ve el değmemiş bir ba­ kirenin gerinişi!

Bir târafta küpeşteden etrafı seyre • den kız; diğer tarafta ufka yaslanan

ı -■ •

güneşten Tunaya serpilen ziya de - metlerinin raksı; ve, açık maviliğile enineboyuna uzayıp giden Tunanın su­ ları... Hakkın var Roden bu dünyada bu üçünden daha güzel şey yok, de - dim Peşte

İsmail Habip

Taha Toros Arşivi

nmilMl III İlli If III 11|

Referanslar

Benzer Belgeler

Aliyev (Azerbaycan Bilimler Akademisi Yak~n ve Orta Do~u Halklar~~ Enstitüsü), "Mustafa Kemal ve 1921 tarihli Sovyet-Türk Antla~mas~" raporunda, Kemal'in hayat

1911 yılı başında ücra bir sı­ nır karakolundan yakın arkada şı Ali Canip (Yöntem) e yazdı ğı bir mektupla osmanlıcanm sun’i bir dil olduğunu

Bu durumda, bir zamanlar 9 Martçılar ile bir­ likte rejimin bozukluklanna başka çare arayan Muhsin Batur’un, birden onlara karşı 11 Mart- çıların yanında yer

Çalışma retrospektif olarak tasarlanmış ve 3 Nisan 2020- 28 Eylül 2020 tarihleri arasında Sağlık Bakanlığı Kılavuzu’na göre “kesin vaka” kriterlerini karşılayan

Solun bağımsız ortak adaylarla seçimlere girmesini isteyen kurumsal ve bireysel düzeyde 120 kişiden oluşan “Solda Bağımsız Ortak Aday Platformu”, ortak aday

Aday olmak konusunda kendi kendisine gelin-güvey olmad ığını belirten Baskın Oran, 6 bin 500 kişi üzerinde yapılan nabız yoklaması sonucuna ismi üzerinde uzlaşı

Cilt altına yerleştirilen kalp pilinin kalbe gönderdiği elektrik sinyal- lerinin sayısı, vücudun değişen ihtiyacına gö- re otomatik olarak belirlenir.. Yürüme ve eg- zersiz

The general consensus on the the movie making style of Mani Ratnam is that he is someone that has managed to redefine the method of story telling in Tamil cinema and is also known