• Sonuç bulunamadı

Şarkı okumayı kadınlara münhasır bırakmamak için:müracaat eden gençler yetiştiriliyor!

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şarkı okumayı kadınlara münhasır bırakmamak için:müracaat eden gençler yetiştiriliyor!"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Şarkı

imara

münhasır bırakmamak için

Müracaat eden gençler yetiştiriliyor!

Gözleri kapalı doğmuş... Bir ça­ resi bulunamadığı için de 45 yıl- daoberi görmüyor...

Görmeyen bir insanın renk bil­ mesine imkân var mı? Fakat o, kapıya çağırdığı seyyar sebzeci­ nin küfesine elini daldırarak do­ matesin yeşilini bir tarafa, kırmı­ zılarını da terazinin kefesine pek âlâ ayırabiliyormuş!..

Yeşil domatesi sertliğinden an­ ladığını kabul edelim. Ya patlıca­ nın moru ile kırçılını nasıl ayı­ rıyor?

Bu soruya kendisinden şu ce­ vabı alıyorum:

«— Anadan doğma âmâ oldu­ ğum için renk diye bir şey bil­ mem! Fakat domatesin evvelâ ye­ şil, sonra da olgunlaşarak kırmı­ zılaştığını öğrenmişimdir. Patlı­ canda da yine bu esasa göre hare­ ket ederim. Kırçıl patlıcan çekir­ deklidir. Morları ve düzgünleri ise iyileri... Patlıcan, domates, hattâ elma, armut ve saire gibi şeyler­ de hep parmaklarımın hassasiye-. tinden istifade ederim. Bu hassa­ siyet binde bir insanı aldatırsa da binde 999 muvaffakiyet yanında kaybolur gider...»

Adım hesabı mı? Asla...

Ayak üstü kendisile konuştu­ ğum bu anadan doğma âmâ, udî ve bestekâr Hrant Emre’dir.

«— Şimdi, dedi, yetiştirdiğim 30 kadar gence verdireceğim koro konserinin provasında bulunmak üzere Beler oteline gidiyorum. Bu­ yurunuz, siz de görmüş olursu­ nuz...»

Koluna girmek istedim:

«— Zahmet etmeyin, dedi, yo­ lumu bilirim...»

Yanında yürüyorum. En kala­ balık yerlerde bile tek kişiye çarp madan, görenlerden daha güzel yürüyor... Otelin kapısına geldi­ ğimiz zaman o bana haber veri­ yor.

«— Geldik!.. Otel l>uıasidir...

i — Burası değil, biraz daha yürü­

yeceğiz... Diyerek şaşırtmağa ça­ lıştım, gülerek cevap verdi ve sor­ du:

— Siz kapıyı daha mı ileride görüyorsunuz yoksa?..

— Hayır, dedim, o kadar uzak­ ta görmüyorum. Fakat siz otelin

kapısı önünde olduğumuzda ısrar mı ediyorsunuz?..

— Ona ne şüphe...

— Yolunuzda size ölçü olan şey adım sayma mıdır?

— Öyle düşünenler ve iddia e- denler pek çoktur. Fakat adım­ la yolu hesaplamak kolay şey mi­ dir ki... Meselâ evden çıktım. 485 adım sonra otele gideceğim... Yolda her hangi bir tanıdık ras- ladı da beni lâfa tuttu diyelim. Acaba kaçıncı adımda idim. Yol­ da bu gibi hal bir kaç defa vuku- buluısa hesabın içinden çıkılır mı? Kaçıncı adımda kalmıştım? 260 dan başlıyarak devam... Son­ ra her yer için ayrı bir adım he­ sabını akılda tutmak imkân dahi­ linde bir iş olabilir mi? Bir çok anadan doğma veya sonradan âmâlar dahi adım hesabında ıs­ rar ederler. Fakat bu, katiyen

Anadan doğma âmâ Hrant’ın bir teşebbüsü

Körler nasıl yürür ve yol bulur? — Göz yerl­

ine kulak — 9 yıl birbirini bekliyen çiftin izdiva­

cı — Ud ve alaturka

— İşte bu Ermeni gencini de kilisede buldum, dedi. Sesi gayet güzeldi. Ona ut öğrettim; muvaf­ fak olmuş da sayılabilir.»

Göz yerine kulak!

Salonun bir köşesinde oturmuş karşılıklı konuşuyorduk. Bay Hrant bir aralık sol elini kapıya doğru uzatarak:

— Benim bayan geldi! dedi. O tarafa doğru baktım. Hayli uzakta olan kapıdan hakikaten orta boylu, şişmanca, iki omuzun­ dan iki Arjante sarkan şık bir bayan bize doğru yürüyor.

— Peki, dedim. Benimle konu­ şurken refikanızın geldiğini nasıl anladınız?

— Kulaklarımı, dedi, kapayıp da salıveıseniz olduğum yerde mıhlanıp kalırım. Bizde göz, ku­ laklardır. Karımı, konuşmasa da­ hi nefes .alışından tanırım. Hele ayak sesinden haydi haydi... Bu arada az evvel vadettiğim konu üzerindeki izahatımı da vermiş ci­ layım. Anadan doğma âmâların yolda adım hesaplamaları hak- kmdaki iddialar hakikaten uy­ durmadır. Bizim gibilerde kulak çok hassas olur. Köşe başı boş- boşluklarını, açık kapıyı kulak­ tan anlarız. Hattâ yürürken bir ağaç gövdesi veya telefon, telgraf, Udî ve bestekâr Hıaııt

Yazan:

Cemaleddin BİLDİK

bestekârlarla kendisinin bestele­ diği şarkıları bir ağızdan okudu­ lar. Otuz gencin bir arada çıkan gür seslerinin dinliyenler üzerin­ deki müsbet tesiri inkâr edilemez.

Provadan sonra öğrenmek is­ tedim.

-— Kadın okuyuculardan kim­ leri beğenirsiniz? >

Darıltmamak için isim

saymı-Bay IIrant, talebelerde beraber yor ve hepsinin bir çiçek olduğu­

nu söyliyerek:

«— Nasıl her çiçeğin ayrı bir kokusu varsa diyor, her kadın o- kuyucunun da kendine göre se­

vilen bir usulü ve ses güzelliği var­ dır. Fakat bu arada üç şarkı bel­ leyen kadınlardan okuyuculuk sahasına atılanları da görmüyor değiliz...»

Ut gidiyor!,..

Alaturkada pek sevilmiş olan udun musiki âletleri arasından

elektrik direği ile karşılaşacağı­ mızı da ona üç dört adım kala ku­ laktan anlarız. Bu gibi şeyler, ku­ lakta hafif bir ihtizaz yapar ve kendimizi ona göre idare ederiz.»

— Kaç senelik evlisiniz? — Aşağı yukarı 9 sene oldu. Bay Hrant’m evlenmesi, dokuz sene birbirlerini bekleyen çiftin bir aşk izdivacıdır. Hayli entere­ san bulduğum tarafı da bu izdi­ vaç bahsi ile gözlerinin görmesini temin edecek en ufak bir feda­ kârlığa katlanmamasıdır. Meselâ

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kelam ilmi bağlamında engellilik sorununa özellikle üç temel yaklaşım tarzı olduğu görülmektedir. Bunlardan ilki Mutezile’ye aittir. Onlar meseleyi ilahi adalet bağlamın-

Bu derlemede vazovagal senkop tanısı olan bir hastanın “Öz Bakım Eksikliği Hemşirelik Kuramı”na göre hemşirelik bakımı incelenecektir.. OREM ÖZ

Yaklaşık 2 hafta önce sıvı elektrolit dengesizliğine bağlı halsizlik şikayetiyle İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Servisi'nde

Çünkü İstanbul’un Balat semti en güzel evleri en güzel okulları en güzel şar­ kı ve öyküleri en güzel sinagogları çok güzel bir hastanesiyle bir

Akif Ersoy'un kızına, Kadıköy'­ de 30 bin metrekarelik bir arazi içinde I50 yıllık bir konakta tek basına oturan 91 yasındaki Nezahat Nurettin Eğe bak­ maya

Bu karışık ve kolay anlaşılmaz metne karşılık halk şiirinde ve özellikle de türkülerimizde yüzlerce dize, çok daha sade, açık ve güzel bir Türkçeyle yazıl-

gerçek bir federasyona girilene kadar, KKTC bu hukuksal statüsünü sürdürmek niyetindedir 339. KKTC’nin hukuksal statatüsü ile ilgili sorun halen devam etmektedir

b) Taraf Devletler aile içi şiddet ve istismar, tecavüz, cinsel saldırı ve diğer toplum- sal cinsiyet temelli şiddete karşı yasaların tüm kadınlara yeterli koruma