T - r - Î t U *
Şiirini
''V
v
^
j O
Sürdürmek
OKTAY AKBAL
I
* nsan geçen zamanı hatırlam aya, hatırlatm aya atkılıyor. Sanki birisi, «Ne de çok yaşam ışsınız, ne de uzun, ne de yoğun...» diyecek. B ir şey eksilecek, b ir şey bozula cak. Yaşadığımız yılların çokluğu görecedir elbet. Sayılar ne anlam ta ş ır kİ! O tuz yıl, kırk yıl, uzaktan bakınca bü yük m esafelerdir, am a o koşuya girm işseniz b ir kez, bitl- verir. aşılıverir o sonsuz gibi görünen zam an p arçası..S abahattin K udret A ksarla ilk kez 1940 yılında, ya Kül- lü k ’te ya Servetlfüm ın dergisi yönetim yerinde karşüaş- m ıştım . Otuz yedi yıl önce! İnanılır gibi değil! İkim iz de çok gençtik, edebiyat dünyasına küçük yaşta girm iş olm a nın, daha doğrusu balıklanın atılm anın sonuca.. On sekiz, yirm i yaşların ozanlığı, sanatçılığı başka b ir şeydir. Bugün de, o yaşlarda ozanlık, öykücülük tu tk u n ları İle karşılaşı yorum . H er kuşak kendini daha «başka» sanır. Bizim genç liğimizde, biz ilk ürünlerim izi verirken yaşam , aeri, İnsan- lar, kadınlar, kızlar, serüvenler apayrıdır, daha güzeldir, daha anlam lıdır, der... ö y le sanılm aaa, öyle inanılm asa ya zı yazılır mı, tü rk ü aöylenlr mİ, yaratm a çabası harcan ır mı?
H aftalardır haşucnm da b ir k itap r a r . B ir şiir kitabı d ır çok kez başucu kitaplarım ız. Ya da yeniden yeniden okuyabileceğimiz b ir rom an, b ir deneme, b ir ânı ld ta b ı.. S abahattin K ndret Aksal'ın «Çizgl»*i başka, bam başka b ir şiir ldtabı. Ozan, dü şü n ü r kişiliğini de yansıtıyor bu kita bındaki dizelerinde... B ir yaşam d üşünürü, yalnız duyarlı, ğıyle değil kafasıyle de yaşıyor İçinde bulunduğu zaman parçasını... «Bin d u ruşu var İnsanın — Gülüşü, oturuşu, kalkışı! — Mevsimlerle a r ta r ve eksilir — Aydınlığı, bin kapıdan geçer, — B akar bin pencereden, sayısız —• Gökle re, bin gündüz ve bin gece!» diyor b ir şiirinde. İnsanoğlu bin, on bin, yüz blnlercedlr gerçekte. H er anında ayrı b ir kişi. «Ne kİ yaşam , öteye beriye — Savrulm uş ufak tefek resim ler — Bu kargaşada uçu şu r ne çok! —Bin k ar, bin güneş, bin ses, bin sokak!» diye açıklıyor so n u n d a..
Öteye beriye savrulm uş ufak tefek re s im le r!. Yani ya şam ın kendisi... H er resim de farklıyız, başkayız, blzler. Otuz yedi yıl öncenin ozanı 11e bugünün ozanı arazında bunca uzun zaman ayrım ı yok. Ben görem iyorum . İlk kitabı «Şarkılı Kahvc»dekl b ir şiirini hatırlıyorum : «İnşam hiç b ir şey nlıknymamalı — Y ürüm ekten ve düşünm ekten — Fakat m em uriyetin ve avareliğin — B ir arada olmazı İm kânsız». Şimdi «memuriyet» bitti. Aksal emekliye aynldı. Bunca yıl, m em urluğu ve avareliği birlikte sürdürdükten sonra!.. Avarelik, yani sanatçılık, ozanlık, yaşam ı sürekli duym a d u y u rm a !. O «ünkânsız»ı m üm kün kılanlardan bi rid ir. Böyle olm asa otuz beş yılda «Şarkılı Kahve», «Gün Işığı», «Duru Gök», «Elinle», «Bir Sabah Uyanmak», «Eşik», «Çizgi» gibi şUr kitaplarını. «Gazoz Ağacı», «Yaralı H ay van» gibi öykü kitaplarım ve hepsi ilgiyle seyredilen «Kah vede Şenlik Var», «Bir O dada tîç Ayna», «Şakacı», «Tersi ne Dönen Şemsiye» gibi oyunları nasıl verecekti? Demek «memurluk» bile gerçek sanatçıyı ezici etkisine alam ıy o r..
1944’te «Şarkılı Kahve» yayım landığında çok sevmiş, çok benim sem iştim bu kitaptaki şiirleri. K endim e çok ya kın bulm uştum . «Şair D ostlanm »da bu konuda şöyle yaz m ıştım : «Şarkılı Kahve»yi eski, vazgeçilmez b ir km defteri kadar kendim e yakın buluyorum . İlk gençlik çağının bü tün serileri, başıboşlukları, avarelikleri onun sayfalarında yaşıyor. Birini okurken İstan b u l’un tenha b ir kahve köşe sine, ötekini okurken küçük b ir Boğaz vapuruna gidiyorum . H er birinin hayatım a karışm ış b ir yanı var. Benden, be nim kişiliğimden doğm uş bir anlam ..» Kendimle özdeş bul m uşum . «Bir Sabah Uyanmak»da yaşayan ldşl ben miyim diye dalm ışım düşü n celere. «Bir sabah ellerin cebinde çık çık evinden — Ceketin iskemleye asılı kalsın — Bekliye d u rsun dostun — Kahvede — İşe gitm ekten de bu günlük vazgeç — ö ylece dolaş çiçek kokan sokaklarında — Güzel şehrinin — Yeniden ta t gökyüzünü — Ağaçlara selâm ver — A partım anlann hatırını so r — Senden başkaları İçin de ğil — Bu güzel gün —• Mavi gök.»
«Çizgi»deki şiirler son yılların ürünleri... Kendisi de «Şiirimi daha biçimlendirmek, daha arttırm ak , daha kestn- lem ek, daha inceltm ek İstedim» diyor. Gerçek b ir ozan us talığının birbirinden seçkin örnekleri var bu kitapta. Yaşa mı tüm şiirle, sanatla geçmiş b ir ozan olgunluk çağında nasıl dizeler yazar? «ÇizgGyi alıp okuduğunuzda anlarsınız bunu. Ustalık, her zaman «en lyi»3rt verm ek m idir? «En İyi» nedir? Kimi zaman b ir acemilik de «en lyl»ri sunar bize. Ama san at her şeyin başında, bir ustalık işi olduğuna göre «Çizgi»deki şiirleri A ksal’ın ozanlık sürecinin en üstün par çaları savmak doğaldır.
«Horoz şekeriym iş gibi emiyorum — Çocukluğumu, — Yastığımın altında — Gece, gündüz elimde, sokaklarda — Göze görünmeyen dallar arasından — Avlıyorum geç m iş zaman kuşlarını» diyor bir şiirinde. Geçmiş zaman kuş ları bugüne gelmişse, gelebilmişse bıı, ozanın işidir. Zaman dlyg bir şey yoktur sanatçı için... Görece b ir şevdir zaman dediğimiz siireç. Ha, «Şarkılı Kahve»deki 1944'iııı Sabahat tin K m lret’l, ha «Çizgi»deki 187rnlıı ozanı... Zamanı yen mek, yok etm ek budur İşte, eskimemek, yozlaşmam ak bu- dtır.