% t ■
-rr.
û
m
ı<3
. BİRAZ KÜL
BİRAZ D U M AN
ÜMİT YASAR
Evlât acısı...
Şu yalan dünyanın insanı mutlu ede cek çeşitli nimetleri var, güzellikleri var. Tabiat ana her şeyini cöm ertçe insanoğlu nun önüne sermiş. Ç içeğiyle, meyvesiyle, göğüyle, deniziyle her şey insanoğlu için, ö te yandan insanoğlu da kendi yaptıkla rıyla bütün insanların daha mutlu bir dünyada yaşamasını sağlamak çabasında.
Evet, yeryüzünde her şey insanoğlu için. Her şeyin en iyisi, en güzeli... Hazlar, mutluluklar, sevinçler kadar en büyük acılar, dertler, kederler de insanoğlu için.
Bu yaşıma kadar ben de her insan gibi türlü acılar çektim. Hayatım bir acılar senfonisi halinde bugüne dek süregeldi. Fakat şimdi düşünüyorum da çektiğim bütün üzüntüler, bir kor gibi içim i yakan evlât acısının yanında birer hiçmiş.
Türkçemizin eşsiz deyimlerinden biri de "Evlat acısı"dır. Halkımızın, en büyük kederini, sıkıntısını, "E vlât acısısı gibi içim e çöktü" diyerek ifade eder. Zaman zaman, yerli yersiz ben de kullanmışımdır bu deyimi. Şimdi çektiğim derin evlât acısını anlatabilmek için susuyorum sade ce. Susuyor ve için için ağlıyorum. "Evlât acısı" deyimi bile duyduğum acıyı ifade den aciz kalıyor. Bazen kelimeler yetm i yor insanoğlunun acısını anlatmaya., Ka lem susuyor, dil susuyor.
Bu yıl Devlet Güzel Sanatlar Akademi- si'ni bitirecekti, Heykeltraş olacaktı o ğ lum. Kendi dileği ve iradesiyle 24 yaşında kara toprağa girerken kalbimde acıdan, elemden ve çaresizlikten yoğrulmuş bir heykel bıraktı gitti.
"Evlât acısı" adlı bu heykel ben yaşa dıkça kalbimden çıkmayacak.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi